Ani Bir Buluşma Sayfaya git: 1, 2, 3, 4, 5, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Bu Hikayede Geçen Olaylar Gerçektir Hiçbir Hayal Ürünü Yoktur!!
Ogün çok farklıydı hepsi için.Çok ani bir kararla görüşelim demişler(cuma günü karar cumartesi izin ve pazar buluşma) ve hayret şey ki önlerine hiçbir engel çıkmamıştı.Mutlu ve heyecanlıydılar.Sonunda görüşecekler,tanışacaklardı.Acaba şöyle mi olacak böyle mi olacak derken buluşma günü gelmiş çatmıştı.Emine erkenden kalkıp hazırlanmıştı.Yanına Stabilo kalemlerini almayı unutmamıştı.Ee bir çılgınlık yapmasalar olmazdı.Sonunda beklediği telefon geldi:
-Emine biz geldik.
-Tamam Tuğçe geliyoruz.
Emine’nin ablası hızlı bir şekilde hazırlanamadığı için Tuğçe ve kardeşini biraz bekletmek zorunda kalmışlardı.Hemen yola çıktılar.Buluşacakları yere vardıklarında Tuğçe ve kardeşi bir telefon kulübesinde bekliyorlardı.Hemen Emine Tuğçe’ye sarıldı ve birbirlerinin halini hatırını sordular.Tuğçe kardeşini tanıttı ve Emineyle ablası memnun oldu.
Daha sonra Uğurdan gelen “Galiba ben biraz erken geldim istasyonda bekliyorum.TEK başıma -_-“ mesajıyla onu çok beklettiklerinin farkına vardılar.Hızlı hızlı ve konuşarak yürümeye başladılar.Sohbet ede ede istasyona geldiler ve gözleri uğuru aradı.Daha sonra yanlarına birinin geldiğini gördüler ve Tuğçe’nin dedektif adayı şeker kardeşi “Kesin bu o!” dedi.Bu tespit karşısında herkes Anıl a hak verdi ve Uğur yanlarına geldi.Bir an bir sessizlik oldu-ama bütün istasyonda-.Eğer Emine’nin ablası “Ee hadi ne yapıyoruz şimdi?” Demeseydi belki bi 10 dk öyle kalacaklardı.Daha sonra Kadıköy’e gitmek üzere dolmuş duraklarının olduğu yere doğru yürümeye başladılar.Bu sırada Emine sürekli konuşuyor sorular soruyordu.Arkadaşının çılgın projelerini anlatıyor yanındakiler hayret şey ediyorlardı.Sonunda bir dolmuşa bindiler ve Alişan’ın nadide(!) parçası eşliğinde Bağdat caddesi üzerinden kadıköye doğru yol aldılar.Ara sıra Uğurla Emine Emine’yle Tuğçe Tuğçe’yle Uğur , Anıla Tuğçe konuşuyorlardı.Bu sırada Tuğçe’nin telefonu hiç susmamaktaydı.En sonunda Kadıköy’e vardılar ve sahile iskeleye gittiler yasemini beklemeye başladılar.Emine’yle ablası şaka yollu kavgalar ediyorlar diğerlerinin yüzünde minik bir tebessüme sebep oluyorlardı.Animelerden mangalardan okullardan olaylardan konuşuyorlar ama Yasemin bir türlü gelmek bilmiyordu.Telefon üzerine telefon,mesaj üzerine mesaj atıyorlardı.Beklemekten dilleri kurumuştu hemen su aldılar ve bu sorunuda çözdüler.Sonunda yaseminden bi telefon geldi.”Burda deniz var üzerinde gemiler.Normal mi bilmiyorum.” Aslında yasemin böyle bir şey demişmiydi? Yoksa bu ortaya atılan bir gırgır şamata konusumuydu? Cevabı meçhul...Yasemin nerede olduğunu ve üzerindeki kıyafetleri söyledi.Hemen yürümeye başladılar.Allah Allah neredeydi bu kız? Ne siyah şapkalı ne siyah beyaz kıyafetli biri vardı ortalıkta.Ama yılmadılar sahil boyunca yürüdüler ve Yasemin’i buldular.Yasemin Emine nin deyimiyle miniminicik şekercik bir kızdı.Ama biraz morali bozuktu sanki.Daha yeni tanıştıkları için hemen kurcalamadılar.Hemen yolun karşısına geçtiler ve Anime-Manga dükkanı Tılsıma doğru yol aldılar.Yol boyunca Emine sayesinde Tuğçe ve Anıl hiç susmadılar.Umarım Kapalı değildir diye dualar ederekten Tılsıma vardılar ve AHA!! Oda neydi! Tılsım KAPALIYDI!! Hepsi şoktaydı ve olamaz yaa falan oldular.Sonra hepsi demirlere yapıştılar ve içeriyi incelemeye çalıştılar.Tuğçe tel toka varmı dedi çünkü burayı görmeyi çok istiyordu.Ama ciddi olmadığını bildiğimiz için hiçbir cevap alamadı.Daha sonra hadi bakalım napalım kader kısmet umarım Kedi açıktır diyerek Kediye doğru yöneldiler-Kedi temalı çılgın şeylerin bulunduğu bir dükkan-Giderken Kilisenin bahçesinde miniminicik bir kedi gördüler Emine Ayyy dedi ve direk kediyi eline aldı.Diğerleri ay dur bırak aa diyorlardı ama emine umursamıyordu.Daha sonra eli mahkum bıraktı ve yürümeye devam ettiler.Kediye geldiler ama dındındındııınnn(hayal kırıklığı efekti) KEDİDE KAPALIYDI!!! Ama haaa diyerekten kedinin camlarınada yapıştılar ve gördükleri ilginç şeyleri birbirlerine gösterdiler.Uğur “Aman Natilius ta kapalı olmasında” diyerekten onları güldürdü ve kadıköyün arasokaklarına girdiler.Çılgın dükkanlar vardı.Gargamel adlı bir dükkanın önünde durdular.İçeriyi incelemeye başladılar.Anıl onda olan ama hocasına kaptırdığı bir mini kaykaya,Tuğçe ve emine botlara ve pembe ve yeşil renkli uçuk peruğa baktılar.Tuğçe botu çok beğenmişti ve fiyatını sormak için oradaki gothic mi gothic çılgın mı çılgın piercing li tepeden tırnağa simsiyah bir kızı çağırdı.Kız buyurun sizi şöyle alıyım dedi ve tuğçenin şaşkın bakışları arasında diğer bot çeşitlerinin olduğu bir yere getirdi.Tuğçe 100 YTL olduğunu öğrendi ve iyi günleeer diyerek orayı terk ettiler.Ara sokaklarda yürümeye devam ettiler.O sırada emine yaseminle konuşuyor ona EDS lik yapıyordu(bilen bilir Emine Dertleşme Servisi;) ) Yaşadıkları şeylerden ordan buradan birazda şurdan konuşarak Natiliusa doğru yol aldılar tam caddeye geldiler oda nee!! Miting vardı e bunu zaten biliyorlardı ama başlamıştı.Bir sürü polis bir sürü insan.Ellerinde pankartlar bağırış çağırış ıslıklar gürültüler kameramanlar...Şok olmuşlardı.Bu ne yaa diyip yürümeye devam ettiler.Miting üzerine konuşmalar ve espiriler yaptılar bir miting grubundan kurtulduk derken öbür sokaktan başkası çıkıyordu.Yollar trafiğe kapalı olduğu için natiliusa yürüyerek gitmek zorunda kaldılar ve ayaklarına adeta kara kara sular indi.Mitingçilerin fotoğrafını çektiler.O sırada Eminenin ablası tuğçeyi tehdit ediyordu”Eğer mitingçiler orada toplanmışsa bittin kızım sen” ki öyle oldu.Bütün mitingçiler natiliusun oradaydı.Tuğçeyle Emine natiliusun girişinde barış işareti yaparak fotoğraf çekildiler ve yollarına devam ettiler.Bi geldilerki AHA!! Natiliusun girişinde olay vardı.Adamın biri bağırıyor küfür ediyor camı çerçeveyi indireceğini söylüyordu.Herkes panik içerisindeydi ve canını seven natiliusa kaçmıştı.Çantalarını X-Ray den geçirip hemen alışveriş merkezine daldılar ve doğrudan yemek katına çıktılar.Bir masa seçtiler ve herkes yığıldı.Çok yorulmuş ve acıkmışlardı.Ne yesek ne yesek diye düşündüler.Emine ve Anıl masada ritim yapmaya başladı ve herkes onlara baktı.Sonra yemeklerini aldılar ve adeta “yumuldular”.Yemeklerini yerken birbirlerini kime benzettikleri ve kimseye benzetmedikleri hakkında konuştular.Fotoğraf çektiler.Konuşurlarken yaseminin telefonu çaldı.Arayan babasıydı.Emine döndü ve;
-Açsana?
-Yok açamam.
-Neden?
-İzin almadım ki.Bir tuvalete gitseydik ya da daha sessiz bi yere konuşamam burada yaa..
-Yasemin ayy inanmıyorum izin almadan mı geldin?
-Hatta annem beni şuan odamda sanıyor.
-E yok artık.
-Evet odamın kapısını kapatıp kilitledim sonra balkondan çıktım.Balkon yere çok yakın.
-Delisin sen yaa.Ne yaptın kızım?!
-E çalıyor napıcaksın?
-Meşgule bıraksam kızarmı acaba?
-Müsait değildim baba dersin.
-Yemez ki.Off akşam kavga var.
Yasemin telefonu meşgule bıraktı.Neyse hadi hayırlısı diyerekten yasemin dışında herkes yemeğine devam etti.Sonra emine keçeli kalemlerini çıkardı ve yemek tepsinin kağıdına koskocaman ANİME yazdı geri kalanına da nicklerini ve isimlerini yazdı.Diğerleri Emineye baktı ve manyak dediler.Daha sonra Emine hatıra olsun diye peçeteye tarih attı ve nicklerini ve sonra da aralarında o gün çok konuştukları şeyleri günün konusu olarak yazdı.Günün Sayısı “13” Günün Hayvanı “Kedi” Günün Utangacı “ Jeanne” (Sen misin o? Adlı fotoğrafımızda şöyle oldu emine nickleri yazarken ablası gördü ve senin nickin ne şimdi dedi yasemine.Yaseminde HayalimJeanne dedi ve bunu duyan tuğçe senmisin oo?? Dedi o sırada uğur bunu ölümsüzleştirdi ve fotoğrafı gördüklerinde koptular) Sonra Emine hadi dedi ve herkes bi harf seçti herkesin eline bir harf yazdılar ve birleştirince anime oluyordu.Hemen fotoğraf çekildiler.Herkeste aynı muhabbet:
-Bu elimi bi daha yıkamıcam.
Daha sonra yemeklerini bitirip Megavizyona ve oradanda oyun merkezine gittiler.Tuğçe ve Anıl bowling oynamak istiyorlardı.Ama çok pahalı gelmişti.Eminenin zaten lensleri yoktu bu yüzden bulanık görüyordu dolayısıyla oynayamazdı.Sonra hep beraber jeton aldılar ve hokeye doğru yöneldiler.Emine ve Tuğçe oynamaya başladı.Emine sinirden zıp zıp zıplıyordu 6-1 yenilmişti.Daha sonra kimse emineyle oynamak istemedi(ama yazık onaa).Sonra bi teyzeyi izlediler basket potasına attığı giriyordu.Kadın Speedy Gonzales gibiydi.Çok hızlıydı ve çok nadir kaçırıyordu.Allah Allah diyerekten izlemeye devam ettiler ve sıra Anıl a gelmişti.Anılda süper basketçiydi hani.Hem doğru atış yapıyordu-karpuz değil yani- hemde isabet ettiriyordu.Helal olsun koçum dediler ve anılın süresi doldu.Anıl emineye gel hokey oynayalım dedi.Emine tamam dedi.Ama başına gelecekleri biliyordu.Anıla 7-0 yenildi ve günün REZİLİ ilan edildi.Ama onun suçu değildi ne yaniydi.Gözleri bulanık görüyordu ve maalesef rakipleri çok sert oynuyorlardı.Abla kardeş emineyi alt ettiler ve emine pes etti.Daha sonra tuğçede basket oynadı ve son olarak hep beraber langırt oynadılar ve oyun bölümünde vakitleri doldu.O sırada eminenin ablasının arkadaşından bir telefon geldi arkadaşı kadıköye gelmişti ve ablası gitmeleri gerektiğini söyledi.Son bir kez toplu foto çekilelim dediler ve reklam panosunun önüne geçtiler.Fotoğraf çekildiler ve vedalaşıp ayrıldılar...Hepsi için çok hareketli eğlenceli bol adrenalinli bir gündü.Bir daha görüşmek üzere ayrıldılar..Evli evine köylü köyüne evi olmayan... gerisi malum
Ve Fotoğraflarrr
Ogün çok farklıydı hepsi için.Çok ani bir kararla görüşelim demişler(cuma günü karar cumartesi izin ve pazar buluşma) ve hayret şey ki önlerine hiçbir engel çıkmamıştı.Mutlu ve heyecanlıydılar.Sonunda görüşecekler,tanışacaklardı.Acaba şöyle mi olacak böyle mi olacak derken buluşma günü gelmiş çatmıştı.Emine erkenden kalkıp hazırlanmıştı.Yanına Stabilo kalemlerini almayı unutmamıştı.Ee bir çılgınlık yapmasalar olmazdı.Sonunda beklediği telefon geldi:
-Emine biz geldik.
-Tamam Tuğçe geliyoruz.
Emine’nin ablası hızlı bir şekilde hazırlanamadığı için Tuğçe ve kardeşini biraz bekletmek zorunda kalmışlardı.Hemen yola çıktılar.Buluşacakları yere vardıklarında Tuğçe ve kardeşi bir telefon kulübesinde bekliyorlardı.Hemen Emine Tuğçe’ye sarıldı ve birbirlerinin halini hatırını sordular.Tuğçe kardeşini tanıttı ve Emineyle ablası memnun oldu.
Daha sonra Uğurdan gelen “Galiba ben biraz erken geldim istasyonda bekliyorum.TEK başıma -_-“ mesajıyla onu çok beklettiklerinin farkına vardılar.Hızlı hızlı ve konuşarak yürümeye başladılar.Sohbet ede ede istasyona geldiler ve gözleri uğuru aradı.Daha sonra yanlarına birinin geldiğini gördüler ve Tuğçe’nin dedektif adayı şeker kardeşi “Kesin bu o!” dedi.Bu tespit karşısında herkes Anıl a hak verdi ve Uğur yanlarına geldi.Bir an bir sessizlik oldu-ama bütün istasyonda-.Eğer Emine’nin ablası “Ee hadi ne yapıyoruz şimdi?” Demeseydi belki bi 10 dk öyle kalacaklardı.Daha sonra Kadıköy’e gitmek üzere dolmuş duraklarının olduğu yere doğru yürümeye başladılar.Bu sırada Emine sürekli konuşuyor sorular soruyordu.Arkadaşının çılgın projelerini anlatıyor yanındakiler hayret şey ediyorlardı.Sonunda bir dolmuşa bindiler ve Alişan’ın nadide(!) parçası eşliğinde Bağdat caddesi üzerinden kadıköye doğru yol aldılar.Ara sıra Uğurla Emine Emine’yle Tuğçe Tuğçe’yle Uğur , Anıla Tuğçe konuşuyorlardı.Bu sırada Tuğçe’nin telefonu hiç susmamaktaydı.En sonunda Kadıköy’e vardılar ve sahile iskeleye gittiler yasemini beklemeye başladılar.Emine’yle ablası şaka yollu kavgalar ediyorlar diğerlerinin yüzünde minik bir tebessüme sebep oluyorlardı.Animelerden mangalardan okullardan olaylardan konuşuyorlar ama Yasemin bir türlü gelmek bilmiyordu.Telefon üzerine telefon,mesaj üzerine mesaj atıyorlardı.Beklemekten dilleri kurumuştu hemen su aldılar ve bu sorunuda çözdüler.Sonunda yaseminden bi telefon geldi.”Burda deniz var üzerinde gemiler.Normal mi bilmiyorum.” Aslında yasemin böyle bir şey demişmiydi? Yoksa bu ortaya atılan bir gırgır şamata konusumuydu? Cevabı meçhul...Yasemin nerede olduğunu ve üzerindeki kıyafetleri söyledi.Hemen yürümeye başladılar.Allah Allah neredeydi bu kız? Ne siyah şapkalı ne siyah beyaz kıyafetli biri vardı ortalıkta.Ama yılmadılar sahil boyunca yürüdüler ve Yasemin’i buldular.Yasemin Emine nin deyimiyle miniminicik şekercik bir kızdı.Ama biraz morali bozuktu sanki.Daha yeni tanıştıkları için hemen kurcalamadılar.Hemen yolun karşısına geçtiler ve Anime-Manga dükkanı Tılsıma doğru yol aldılar.Yol boyunca Emine sayesinde Tuğçe ve Anıl hiç susmadılar.Umarım Kapalı değildir diye dualar ederekten Tılsıma vardılar ve AHA!! Oda neydi! Tılsım KAPALIYDI!! Hepsi şoktaydı ve olamaz yaa falan oldular.Sonra hepsi demirlere yapıştılar ve içeriyi incelemeye çalıştılar.Tuğçe tel toka varmı dedi çünkü burayı görmeyi çok istiyordu.Ama ciddi olmadığını bildiğimiz için hiçbir cevap alamadı.Daha sonra hadi bakalım napalım kader kısmet umarım Kedi açıktır diyerek Kediye doğru yöneldiler-Kedi temalı çılgın şeylerin bulunduğu bir dükkan-Giderken Kilisenin bahçesinde miniminicik bir kedi gördüler Emine Ayyy dedi ve direk kediyi eline aldı.Diğerleri ay dur bırak aa diyorlardı ama emine umursamıyordu.Daha sonra eli mahkum bıraktı ve yürümeye devam ettiler.Kediye geldiler ama dındındındııınnn(hayal kırıklığı efekti) KEDİDE KAPALIYDI!!! Ama haaa diyerekten kedinin camlarınada yapıştılar ve gördükleri ilginç şeyleri birbirlerine gösterdiler.Uğur “Aman Natilius ta kapalı olmasında” diyerekten onları güldürdü ve kadıköyün arasokaklarına girdiler.Çılgın dükkanlar vardı.Gargamel adlı bir dükkanın önünde durdular.İçeriyi incelemeye başladılar.Anıl onda olan ama hocasına kaptırdığı bir mini kaykaya,Tuğçe ve emine botlara ve pembe ve yeşil renkli uçuk peruğa baktılar.Tuğçe botu çok beğenmişti ve fiyatını sormak için oradaki gothic mi gothic çılgın mı çılgın piercing li tepeden tırnağa simsiyah bir kızı çağırdı.Kız buyurun sizi şöyle alıyım dedi ve tuğçenin şaşkın bakışları arasında diğer bot çeşitlerinin olduğu bir yere getirdi.Tuğçe 100 YTL olduğunu öğrendi ve iyi günleeer diyerek orayı terk ettiler.Ara sokaklarda yürümeye devam ettiler.O sırada emine yaseminle konuşuyor ona EDS lik yapıyordu(bilen bilir Emine Dertleşme Servisi;) ) Yaşadıkları şeylerden ordan buradan birazda şurdan konuşarak Natiliusa doğru yol aldılar tam caddeye geldiler oda nee!! Miting vardı e bunu zaten biliyorlardı ama başlamıştı.Bir sürü polis bir sürü insan.Ellerinde pankartlar bağırış çağırış ıslıklar gürültüler kameramanlar...Şok olmuşlardı.Bu ne yaa diyip yürümeye devam ettiler.Miting üzerine konuşmalar ve espiriler yaptılar bir miting grubundan kurtulduk derken öbür sokaktan başkası çıkıyordu.Yollar trafiğe kapalı olduğu için natiliusa yürüyerek gitmek zorunda kaldılar ve ayaklarına adeta kara kara sular indi.Mitingçilerin fotoğrafını çektiler.O sırada Eminenin ablası tuğçeyi tehdit ediyordu”Eğer mitingçiler orada toplanmışsa bittin kızım sen” ki öyle oldu.Bütün mitingçiler natiliusun oradaydı.Tuğçeyle Emine natiliusun girişinde barış işareti yaparak fotoğraf çekildiler ve yollarına devam ettiler.Bi geldilerki AHA!! Natiliusun girişinde olay vardı.Adamın biri bağırıyor küfür ediyor camı çerçeveyi indireceğini söylüyordu.Herkes panik içerisindeydi ve canını seven natiliusa kaçmıştı.Çantalarını X-Ray den geçirip hemen alışveriş merkezine daldılar ve doğrudan yemek katına çıktılar.Bir masa seçtiler ve herkes yığıldı.Çok yorulmuş ve acıkmışlardı.Ne yesek ne yesek diye düşündüler.Emine ve Anıl masada ritim yapmaya başladı ve herkes onlara baktı.Sonra yemeklerini aldılar ve adeta “yumuldular”.Yemeklerini yerken birbirlerini kime benzettikleri ve kimseye benzetmedikleri hakkında konuştular.Fotoğraf çektiler.Konuşurlarken yaseminin telefonu çaldı.Arayan babasıydı.Emine döndü ve;
-Açsana?
-Yok açamam.
-Neden?
-İzin almadım ki.Bir tuvalete gitseydik ya da daha sessiz bi yere konuşamam burada yaa..
-Yasemin ayy inanmıyorum izin almadan mı geldin?
-Hatta annem beni şuan odamda sanıyor.
-E yok artık.
-Evet odamın kapısını kapatıp kilitledim sonra balkondan çıktım.Balkon yere çok yakın.
-Delisin sen yaa.Ne yaptın kızım?!
-E çalıyor napıcaksın?
-Meşgule bıraksam kızarmı acaba?
-Müsait değildim baba dersin.
-Yemez ki.Off akşam kavga var.
Yasemin telefonu meşgule bıraktı.Neyse hadi hayırlısı diyerekten yasemin dışında herkes yemeğine devam etti.Sonra emine keçeli kalemlerini çıkardı ve yemek tepsinin kağıdına koskocaman ANİME yazdı geri kalanına da nicklerini ve isimlerini yazdı.Diğerleri Emineye baktı ve manyak dediler.Daha sonra Emine hatıra olsun diye peçeteye tarih attı ve nicklerini ve sonra da aralarında o gün çok konuştukları şeyleri günün konusu olarak yazdı.Günün Sayısı “13” Günün Hayvanı “Kedi” Günün Utangacı “ Jeanne” (Sen misin o? Adlı fotoğrafımızda şöyle oldu emine nickleri yazarken ablası gördü ve senin nickin ne şimdi dedi yasemine.Yaseminde HayalimJeanne dedi ve bunu duyan tuğçe senmisin oo?? Dedi o sırada uğur bunu ölümsüzleştirdi ve fotoğrafı gördüklerinde koptular) Sonra Emine hadi dedi ve herkes bi harf seçti herkesin eline bir harf yazdılar ve birleştirince anime oluyordu.Hemen fotoğraf çekildiler.Herkeste aynı muhabbet:
-Bu elimi bi daha yıkamıcam.
Daha sonra yemeklerini bitirip Megavizyona ve oradanda oyun merkezine gittiler.Tuğçe ve Anıl bowling oynamak istiyorlardı.Ama çok pahalı gelmişti.Eminenin zaten lensleri yoktu bu yüzden bulanık görüyordu dolayısıyla oynayamazdı.Sonra hep beraber jeton aldılar ve hokeye doğru yöneldiler.Emine ve Tuğçe oynamaya başladı.Emine sinirden zıp zıp zıplıyordu 6-1 yenilmişti.Daha sonra kimse emineyle oynamak istemedi(ama yazık onaa).Sonra bi teyzeyi izlediler basket potasına attığı giriyordu.Kadın Speedy Gonzales gibiydi.Çok hızlıydı ve çok nadir kaçırıyordu.Allah Allah diyerekten izlemeye devam ettiler ve sıra Anıl a gelmişti.Anılda süper basketçiydi hani.Hem doğru atış yapıyordu-karpuz değil yani- hemde isabet ettiriyordu.Helal olsun koçum dediler ve anılın süresi doldu.Anıl emineye gel hokey oynayalım dedi.Emine tamam dedi.Ama başına gelecekleri biliyordu.Anıla 7-0 yenildi ve günün REZİLİ ilan edildi.Ama onun suçu değildi ne yaniydi.Gözleri bulanık görüyordu ve maalesef rakipleri çok sert oynuyorlardı.Abla kardeş emineyi alt ettiler ve emine pes etti.Daha sonra tuğçede basket oynadı ve son olarak hep beraber langırt oynadılar ve oyun bölümünde vakitleri doldu.O sırada eminenin ablasının arkadaşından bir telefon geldi arkadaşı kadıköye gelmişti ve ablası gitmeleri gerektiğini söyledi.Son bir kez toplu foto çekilelim dediler ve reklam panosunun önüne geçtiler.Fotoğraf çekildiler ve vedalaşıp ayrıldılar...Hepsi için çok hareketli eğlenceli bol adrenalinli bir gündü.Bir daha görüşmek üzere ayrıldılar..Evli evine köylü köyüne evi olmayan... gerisi malum
Ve Fotoğraflarrr
Spoiler:
Ben SaiLoR_MooN:)
Evet gerçektende çok eğlenceli bir gündü
Hatta elime "A" harfi öyle bir kazınmışki o kadar yıkadığım halde hala belli oluyor
Umarım bidahakine daha da eğlenceli geçer (yalnız bu sefer miting falan olmayan bi gün seçelim )
Hatta elime "A" harfi öyle bir kazınmışki o kadar yıkadığım halde hala belli oluyor
Umarım bidahakine daha da eğlenceli geçer (yalnız bu sefer miting falan olmayan bi gün seçelim )
Valla ne diyim; siz nerede, olay orada... Bu kadar da şanssızlık ta olmaz ki... O Nautilius'un önündeki olaya benzer bir durumu da 1 ay önce ben yaşamış, bir de herifi bekçi zühtü gibi elimde telsizle kovalamıştım... İyi Allah korumuş sizi... İyi vakit geçirdiğnize sevindim...
hönk o.O tüm resimleri koymuşsunuzzzzz benim resimleri koymayın dedimmm yaaaaaa rezalettttttttttttttttttttttttt offffffffff bi dahakine hiçbi fotoda olmicam
Shana~ Arigatou!! :3
Spoiler:
my_dream_jeanne@hotmail.com
Olaylar komik olmuş ama güzelde.
正直, "" ai
MediaFire alanım!
MediaFire alanım!
1. sayfa (Toplam 5 sayfa) [ 48 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |