güzel inceleme tebrikler keyifle okudum

belkide nana doğduğundan itibaren kuramadan ruhsal destek gördüğü ve dışlanmadığı içindir. sonuçta 16 yaşlarına gelene kadar akvaryum gibi bir yerde yaşadığı ve dış dünyayı görmediği içindir:)

Tanıtım süper olmuş emeğine sağlık

Teşekkür ederim. Zamanında yapmış olduğum, amatör bir çalışmaydı. Eminim düzeltilmesi gereken de bazı yerleri vardır şu an. Pek iyi olduğunu düşünmüyorum. Ama yine de teşekkür ederim. ^^

lucy'nin kouta'ya ve mariko'nun babasına olan aşırı bağlılığı nana'da da kurama'ya karşı var.sanırım bu tüm diclinouslarda olan bi durum. çok ironik.insanlardan böylesine nefret edip onları öldürselerde bi o kadar da onlara bağlılar.neyse konumuz bu değil.
işte ben nananın ''ay canım insanlar.kıyamam ben onlara'' demesinin altında insan sevgisi değil kuramaya olan bağlılığı yatıyor.demek ki zamanında kurama nanaya uslu bir kız ol ve insanları rahat bırak demiş.buyüzden nana da kuramanın gönlünü hoş etmek iki pohpohlama duymak için içindeki öldürme güdüsünü bastırmış ve bununla yaşamayı öğrenmiştir.
kurama ''mutlu ol ve iyi bir hayat sür''diyip onun hayatından çıktıktan sonra bile bu insan sevgisi bilinçaltına yerleşmiştir.
yani nana dost hayalet casper misali hümanist bir diclinous değil sadece sevgiye aç bir çocuktur.

bence nana, ona kötü davranan bi insanla tanışmadığı için öldürme güdüsünü kaybetmiş. her ne kadar onu en tehlikeli deneylerde kullansalarda sonuçta onunla lucy gibi dalga geçilmemiş ve zorbalık görmemiş. yani... bence öle ( @özge_coco sanki biraz senin açıklamana benzedi )

Benim görüşüme göre Nana farkındaysanız karakter olarak da saf biri. Mariko tam bir psikopat olup çıkmış. Diyeceğim o ki bu tamamen karakterin içindeki özellikten kaynaklanıyor ve zaten Nana hep deney görmüş bir kişi. Mariko tutsak edilmiş ve en karanlık bir odada yalnız başına tutulmuş biri idi. Hiç bir sevgi unsuru görmemiş. Neyse demek istediğim şu ki Nana'nın hem içindeki karakter saf hem de Kurama'nın onu kızı gibi bütün sevgisi ile kendisine bağlamasını sağlamış.

Ayrıca bir bölümde animede özellikle neredeyse bir insan öldürecekti ki farkına varınca hemen oradan uzaklaştı. Şiddete karşı bir eğilimi var Nana'nın yani bu demek oluyor ki Nana bile eğer şiddet görünce psikopata bağlıyorsa her bir Diclonius kendi içinde hep bir katil taşıyor demektir.

Ancak Nana hem Mariko'dan hem de Lucy'den kat be kat farklı bir yaşam sürmüş. O da normal bir insan gibi gülüyor, ağlıyor. Şu da unutulmamalı ki yaşanmışlık her bir canlıyı farklı yapar.

Nana'nın karakterindeki katil ruhu tamamen bastırılmış. Tıpkı Lucy'nin hafızasını kaybettiği zaman Nyuu'ya dönüşmesi gibi. Bir bakıma Nana, Nyuu gibi bir şey. Ancak Nana, haksız yere şiddet gördüğünde psikopata bağlayarak Lucy gibi acımasız da olabiliyor. Lucy gibi oluyor hatta daha acımasız bile olabiliyor. Yani aslında en güçlü Diclonius olarak kabul edebilirim ama Nana tamamen değişik bir karakteri olan biri.

cevabını verdiğim mesajları alıntı yapaya üşendim...
nana kendisine kötü davrananlarla tanışmadıda diğerleri tanıştımı?
ayrıca babaya olan bağlılığınında iyi olmasına katkısı vardır ama ilk baş babası ondan lucy yi öldür dediğinde reddetmişti
ayrıca ruhsal destek ?!! marikonunda anne dediği birisi vardı ona bakılırsa, lucy ninse kısa bi süreliğinede olsa kouda sı
zannediyorumki her diclonius a yakından takip etmek ve sözlerini dinletmek için bir ilgilencek kişi veriyolardı..ama o da ne kadarcık bi ilgi bu da var.sonuçta ilgi gördüklerini zannettikleri kişiler yeri gelince acımasızca şeyler istiyolar.babasının nananın güçsüzlüğünü bile bile lucy yi aramaya göndermesi gibi.
nana yeri gelince acımasız olmayı öğrenmiş ama ancak gerektiği kadar