Zalım Kılıç Ustası

Rakib tanımaz taktığı vakit bandanayı,
On kaplan gücüyle yetişemez ona en kral ayı.
Rakı değil sake içer semt çocuğu marimo,
Onurludur, çizdirmez hiçbir zaman karizmayı.

Ne varsa kesip biçer üç kılıç tekniği,
Osurtur düşmanları mangal gibi yüreği.
Aman beyim! Gitme oradan Mihawk geliyor,
Zaptı namümkün, yaklaşma! Yedirir sana küreği.

Okyanusu dolaştın, bulamadın hala bir avrat,
Renkli kafanda neler dönüyor, gel hele bir anlat.
Oğlum bak senin bu yolun yol değil.
Herkesin tabancası var, çeker vururlar seni.

Esinlendiğim karakter One Piece'ten Roronoa Zoro. Akrostiş yazdım allahsıza.

Hiç bir şey zor gelmedi ona, uzay, zaman ve debdebeden
Ama çektiğininin tarifi de yoktu kadın dilindeki arbededen.
Bir gemi,
Yalnızlığa mahkûm bir "cowboy"
Ve dertlerini biriktirdiği içini daraltan o duman altı.
Bir pire torbası, sorumsuz bir velet, küstah bir kadın.

-

Aynadaki aksi gibi, hem kendi hem değil.
Suç, silah, kan ve absürdlük dolu hayatı ne de sakîl!
Borç batakları gelmiş gırtlağına, çare nerde ey banker baba?
Dilleri lâl olmuş hepsinin, gözleriyse âmâ.
Konuşur mu bilinmez Dâvûd, kulaklar duyarken hâlâ?

-

Maliyeye nazır yoldaşları, ne müthiştiler öyle!
Sorsan bütün sayıları yerleştiriverirlerdi hemen çarpım çetelesine.
Ama sayamazlardı bir türlü kaç gün geçti acluğ ile.
Şimdi sorarlar belki, antikacılara var mı sefalete çare?
Ve belki alırlar el cevap;
Bir Jazz Lambası var köşede, cazı bitik ama ışığı var gene de.

-

Tema: Cowboy Bebop.
Alel usül karaladım birşeyler. Ödülünüze talibim.

Öyle garip bir şey ki
Senle aramızdaki
Sen sanki hep oradaydın da
Ve ben bunu biliyordum da
Görmezden gelir gibi
Birbirimizi
Yıllar sonra nasıl bulduk?
Nasıl kaybetmiştik ki en başta?
Şimdi nasıl kalp döndü
Bezm-i elestteki o gümüş aşka?

Öyle bir aşk ki bu
Bir gümüş saçlının peşinde ölmekten gam yemez
Bu fani vücut
Bir gözlüklü, ön-sapık ergeni oğlu
Bir oburu da kızı
-ki oburluğunun eşi benzeri bu dünyada namevcut-
Bildi bu kalp
Döndü dolaştı da
Yine geldi sana çattı bu kalp.

Ki goriller bizim –sözde- maymun akrabaların
En çirkin mensubu gelirdi bu gözlere
İri yarı böyle, kibar da değil
Sevimli hiç değil
Şimdi en sevilmeye layık
Gözümde
En değerli, en âşık
En pişmiş gönül közünde, aşk metrobüsünde en sıkışık
En sırnaşık, en beklenen gönül erbabı şimdi
En komutan, en çıplak.
Öyle bir mayonezsin ki anpanımın üzerinde
Öyle bir tat ki damağımda kalan
O yumurta, o limon
O son vuruşta alınan set
O en tatlı, en şişmanlatıcı yağısın
Diyetimin pişman etmeyen tek kaçamağısın
Öyle bir sadistsin ki peşimde
Tavanlardan sarkar, gözlükleri gözünde
Ya da bazukası olmadık anlarda ateş alan
O tren yolunun kırmızı ışıklarında
Yüzüne sıçrayan düşman kanını yalayan
En kardeş, en Light, en sarışın
En perişan sapıksın peşimdeki
Bütün parasını paçinkoda kaptırmış
En mor, en yüzü façalı, en tek gözü kör
Loş bir barın makine yağı-sigara külü karışık kokusunda
En çirkin hırsız kedinin
Bunak patronundan köşe bucak sakladığı en gizli günahında
En en en güzel kokulu parfümüsün elmasımın

Öyle bir şey ki aramızdaki
Saçma sapan
Gümüş rengi
En yanık omlet, en pireli it
Bu dünya kitabındaki
En ağlatan
En güldüren yapıt
Bir şiir ki
Allah’ın varlığına kanıt
En ruhumsun
Tek ruhumsun
Bezm-i elestte vardıysa eğer aşk
Ve ben göz göze geldiysem o en birisiyle
İlla ki sensin
Vallahi de sensin
Billahi de sensin
Gümüşüm, ruhum.
İyi ki benimsin.

Tema: Gintama. E yani.

-Niyet ettim korsanlar kralı olmaya-

East blue'da başladı korsanlık maceram
Taktı kafama şapkayı en sevdiğim adam
Açtım, yedim meyvesini meraklıyım ya
Niyet ettim korsanlar kralı olmaya


Arlong diye bir hamsi çalıyor parasını
Garibim Nami göstermiyor, saklıyor yarasını
Beni dövdüler diyip hüngür hüngür ağlarken
Gittim aldım Arlongların elinden


Zoro diye bir adam gördüm ağaca bağlı
Elleri kelepçeli yüreği dağlı
Verdim kılıcını, taktım bandanasını
Kesti attı marine tayfasını


Kara bacak Sanji katıldı tayfaya
Birlikte yola çıktık All-blue'ya
Şiirimi burda sonlandırırken
Niyet ettim korsanlar kralı olmaya

Tema: One Piece

Sizin hiç anneniz öldümü?
Onların öldü
Biri kolunu kaybetti biri bedenini
ama anneleri hala ölü

Büyük olan anladı gerçeği
Küçük ise metal bir zırhta
Ne uyur ne yer ne de güler

Başladılar gerçeği aramaya
Bedenlerini geri almaya
Simyada aradılar cevapları
Peki ya buldular mı?..

Anime: FMA

Tema: One Piece, Luffy`ye ithafen

Mazlumların babasıdır, korsanların kralı
Oturdumu masaya, yemeden kalkmaz bir danayı
Koklamadan içer direk, eline aldımı konyağı
Nedendir bilinmez çok ta sever turtayı
Etme eyleme kaptan, bize de ver biraz şu buttan
Yetmedi mi hala, yedin koca bi hayvan !!!

Denizlerde cirit atar, koşar zıplar oynar
Luffy`dir onun adı, düşmanlarına posta koyar
Umursamaz hiç bir şeyi direk dalar, kafa atar
Fırtına gibi yumruklarıyla önüne geleni bayar
Fakirlerin yoldaşıdır, onun adı luffy kaptan
Yoktur one piece aleminde ondan daha delikanlı olan.

Parıltılı büyük şehirden
Ücra küçük bir kasabaya
Bunaltıcı şartlarından
Birazcık rahatlamaya
Gelmişti kaligrafi aşığı Handa sensei.

Önce çokça bocaladı
Kırsal hayata alışırken
Yerlisi oldu çıktı
Zaman hızla geçerken.
Çok sevdi çok da sevildi Handa sensei

Kaligrafi onun her şeyi idi
Fark etti de dostluk idi baki

Hiro ile kardeşliğini,
Miwa ile eğlenmeyi,
Tama ile isyanı ve gülmeyi,
Naru ile büyüyüp de küçülmeyi,
Festival tadında geçen günlerinizi,
Özledik, özlüyoruz junan boy Handa sensei.

Anime: Barakamon
Karakter: My sensei (Tamam tamam vurmayın)
Karakter: Sensei *-*

Bebekli Serseri Oga Tatsumi

Ishiyama High School’un bir reyizi* vardı,
Tüm öğrencilere mum tuttururdu.
Bir gün bi' bebeğe baba oldu.
Ne halt yiyeceksin sen şimdi Oga!?

Bebek yetmezmiş gibi bir de bakıcısı çıktı başına.
Furuichi desen inanmadı bile duruma.
15 metreyi geçti mi yedi elektriği boşu boşuna,
Ne halt yiyeceksin sen şimdi Oga!?

Önce istemedi sonra bırakamadı.
Hastalandığında başından ayrılmadı.
Tüm şeytanları başına topladı,
Yine de sesini çıkarmadı.
Ne güzel bir baba oldun be Oga!

Seri: Beelzebub
Karakter: Oga Tatsumi

Edit: 1100. mesajımmış ki bu, tüm mesajlar helal olsun Oga*ma. <3

Benim Dasein'im, Benim Kararım

Her şey kılıç oyunlarının içinde gücün mânasını ararken başlıyordu.
Gözümü açtığımda gördüklerim kanlar ve kılıçlardan ibaretti,
Etraf bir savaş alanın olması gerektiği gibi, sıcak ve karanlıktı.
Henüz toy bir çocukken görebildiğim sadece bunlardı.

Ve devam ediyordum...

Kana ve güce teşne bir şekilde,
Savaş alanının, intikam çemberinin en içerisinde,
Her an ölmeye ve öldürmeye hazır bir şekilde,
Kılıcımla, biribirimize buyurduğumuz gibi.

Ve devam ediyordum...

Her adımda, güçlenmeye duyulan arzuyla,
Her adımda, güçsüzlüğe duyulan öfkeyle,
Her adımda, evveliyatımın katili olan o adama duyulan nefretle.
Ve her adımda, zihnimi kaplayan sis bulutuyla birlikte körleşerek,

Devam ediyordum...

Ta ki, bu lavdan kafesten, kül olmadan,
Bu bataklıktan, boğulmadan,
Bu intikam ve ölüm sarmalından, ölmeden,
Çıkılamayacağını anlayana kadar.

Ve böylece görmenin ne demek olduğunu öğreniyorum.

Artık konumama yerleştim, olmam gereken yerdeyim.
Ardımda bıraktığım hasımlarla, dostlarla birlikte,
Ve sayelerinde zihnimde berraklaşan mânayla birlikte,
Beni kucaklayacak olan o son momente, doğru ilerliyorum.

Herkesin yapmak zorunda olduğu gibi, sadece devam ediyorum...


Manga: Vagabond, şiiri de Musashi'nin ağzından yazmaya çalıştım, biçim işini pek beceremedim, beni de böyle kabul edin artık

Adeta bir rüyaydı, beyazlar içinde sen
Gelip girdin ya hayatıma, ben gitti sanırken

Sana ait hiçbir şey, değişmemişti aslında
Biz değişirken, zaman akıp dururken

Gelip arkamda belirmenle, neler yaşattın bilemezsin
Hani gelip o küçük evimi, tuttun ya mesken..

Zirvede bırakabilmeyi isterdim aslında
Ama senin beyazların, o siyahları belirginleştirirken

Hangimiz saklanabilirdik ki,
Yaptığımız şeylerden?

Hadi artık, gözlerini kapatma vakti
Geldiğin gibi giderken, umarım unutmazsın beni.


Konu : Ano Hana

edit: edebiyat hocamız kuinşi okusun bence yazılıları

Ah Kami-sama Bu Nasıl İblis!

Gümüş saçlar karanlıkta dalgalandı
Yeni yetme tanrıyı efendisi sandı
İşareti görünce kaşlarını çattı
Ah Kami-sama bu nasıl iblis?

Bu iblis tilkiyi anlatmaya kelimeler yeter mi
Aman bu tilki ne sivri dilli
Yola geldi bir öpücükle
Ah Kami-sama bu nasıl iblis?

İlk bölümden ağladı fangirller
Güzeli, tilki ruhu ise severler
İşte böylece seviverdi küçük kız iblisini
Ah Kami-sama bu nasıl iblis?

Tilki dedi; iblis ve insan olacak iş değil
Kalbi dedi onsuz da olacak dünya değil
İnsan ve iblis birbirinin dengi değil
Ah Kami-sama bu nasıl iblis?

Kalbi attı iblisin
Hep sordu aklına neden ama mantığı ne bilsin
Bu sefer dedi anlaşmayı kalpten yapalım sevgili tanrım
Ah Kami-sama bu nasıl iblis?


Kamisama Hajimemashita'dan Tomoe ile Nanami'yi anlatan bir şey yazmaya çalıştım, çok sanatsal bir şey olmasa da buyrun

Dost Dost Diye Nicesine Sarıldık, E Benim Sadık Yarim Rock 'n Roll'muş Ya La!!

Veletken dışladık, aramıza almadık keratayı,
Kehanet kitabımızı çalıp yaktı tüm dünyayı.
Tamam dedik yeni yılda iş başa düştü,
Devasa robota karşı durdum, yaktım cigarayı.
Toplanın kankalar, kafaya koyduk sembolümüzü geri almayı!


20th Century Boys ve Endo Kenji'ye atfen...... GUTARARA SUDARARA!!