... - Hatsukoi Kaze - ... Sayfaya git: 1, 2, 3 ... 7, 8, 9, Sonraki |
Yazar
Mesaj
İşte yine ben! Ama bu sefer farklı bir anlatımla, bir ilk gençlik aşkı hikayesiyle. Umarım bunu da diğeri kadar beğenirsiniz.
BU FANFİC'İN İLK BEŞ BÖLÜMÜ KARA KEDİ ADLI BİR PİSİCİĞE İTHAFTIR.
Bölüm 1 - Bara Saku (Gülün Açışı)
Sevgili Kunouki,
Bugün Tokyo'daki ilk günümdü.Sana onu anlatmak istiyorum.
İlk okul gününüzde hiç mi heyecanlanmadınız? Hem de 7.sınıf öğrencisisiniz ve Japonya'nın alt köylerinden, Tokyo'ya gelmişsiniz okumak için. Herkes sizinle ''köylü kızı'', ''pasaklı'' diye dalga geçiyor ve siz zaten düzgün bir Japonca aksanıyla konuşamadığınız ve çok çirkin olduğunuz için utanıyorsunuz. İşte bugün, yani bu okuldaki ilk günüm böyle geçti.
Okul bahçesi çocuklarla doluydu. Çoğu kız kol kola girmiş, geziniyordu veya kantinden bir şeyler alıp, banklardaki oğlanların yanına oturuyorlardı. Benim gibi yalnız kalmış olan tek kişi ise, en sondaki bankta kitap okuyan, gözlüklü oğlandı. Elimde eski okul çantamla ayakta dikilmek dikkat çekici bir hareket olduğundan yanına oturdum. Bir süre sessizce durdu, ardından da kitabı kapatıp bana sıcacık gülümsedi. Ben de ona gülümsedim. Kendimi çok mahcup hissediyordum çünkü ben bir köylüydüm; eski okul çantam, eski ayakkabılarım, örgülü saçlarımla çok tezat bir görünüşüm vardı. O ise şehirliydi; özenle taranmış saçları, pırıl pırıl ayakkabıları ve ciltlenmiş kitabı ile kesinlikle tam bir sosyete olmalıydı.
Beni biraz süzdükten sonra, sorgulamaya karar vermiş olmalı ki, sorular sormaya başladı:
- Merhaba. Okula yeni mi geldin?
- Evet.
- Hangi sınıftasın?
- 7-A.
- Adın ne?
- Mayrose Yume Misaki.
- Mayrose... Anlamı ''mayıs gülü'' olmalı. Yabancı asıllı mısınız?
- Evet. İngiliz asıllıyız.
- Nerede oturuyorsunuz?
- Aslında Oshima'da evim ama okumak için Tokyo'ya geldim.
- Ne yani, sen köylü müsün?
İşte o anda, o anda suratına bir tane patlatmak isteği kapladı içimi ama nafile. Yine de sinirlerime hakim olamadım ve yüzüne karşı bağırırken buldum kendimi:
- Evet, bir diyeceğin mi vardı sosyete efendi? Köylüysem köylüyüm ama onurluyum, sizin gibi sömürmüyorum zayıf insanları. Alnımın teriyle alıyorum hak ettiklerimi. Belki köylüyüm ama unutma ki köylülerin de bir gururu var!
Tam kalkıp gidecektim ki, kolumdan tuttu ve tekrar banka oturttu. O anda sanki tüm bahçe bize bakıyormuş gibi geldi bir an. Ama neden herkes köylü bir kız ile sosyetenin tekine baksındı ki? Neyse, bu sefer başladı özür senaryolarına:
- Bak, gerçekten özür dilerim. Sööylediğin şeyi kastetmemiştim. Gerçekten çok özür dilerim. Ben de-
- Rüzgar özür dilese de, dal kırıldı bir kere...
Orada çekip gidecektim ama o sözünü tamamlaması, beni olduğum yere çiviledi.
- Ben de orada büyüdüm. Ailem o zamanlar çok fakirmiş, beni bir aileye bırakmışlar. Beş yıl sonra da gelip, çocuğumuzu istiyoruz demişler. Köylü aile ilkten vermek istememiş ama asıl ailem baya para teklif edince, beş dakikada satmışlar beni.
Ben oturdum yanına ve muzip bir tavırla sorgulamaya başladım bu kez:
- Öhöm, adınız neydi demiştiniz?
Bunu neden dediğimi ben de bilmiyordum ama böylece tanışmış olduk. Ders zili çalınca da bana sınıfımı gösterdi. Meğer aynı sınıftaymışız. Ben en arka sırlardan birine oturdum, dikkat çekmek istemiyordum. Sınıfta kendimi tanıttıktan sonra yerime geçip oturdum tekrar. Teneffüste de biraz çizim yaptım. Yanıma gelen bir kız da çizimlerime baktı ve yumuşak, utangaç bir şekilde iltifat edverdi:
- Ne kadar güzel karakalem çalışmaları! Bu kadar benzetebildiğine inanamıyorum.
Sanki sesi kısılmış veya konuşması yasaklanmış gibiydi. Sessizce yanıma oturdu. Çok sakindi. Bir an için onun orada olmadığını zannettim. Derse girince de yanımda oturduğunu farkettim.Önümdeki oğlana neden böyle konuştuğunu sorduğumda, çok utangaç olduğunu ve ses tellerinde bir bozukluk olduğunu söyledi. Onun için gerçekten üzüldüm.
İşte bugünüm de böyle geçti. Okula hiç ısınamadım, zırt pırt ''köylü kızı'' demeseler birde. Zaten günün geri kalanında önemli bir şe olmadı. Umarım bütün günlerim bu gün olduğu kadar zor geçmez.
Neyse, benim günüm de böyle geçti. Akşam ise halam evde değildi ve kendime onigiri hazırlamakla yetindim çünkü çok yorgundum. Şimdi ise sana yazıyorum.
Bana en kısa zamanda cevap yazman dileğiyle...
Mayrose Yume Misaki
13 Eylül 2007
Miyamoto Caddesi, No/12, Tokyo / JPN
*** ♡ *** ♡ *** ♡ *** ♡ *** ♡ ***
İşte yeni FanFic'imin ilk bölümü...
Umarım beğenirsiniz...
Sevgiler...
Uchichi
BU FANFİC'İN İLK BEŞ BÖLÜMÜ KARA KEDİ ADLI BİR PİSİCİĞE İTHAFTIR.
Bölüm 1 - Bara Saku (Gülün Açışı)
Sevgili Kunouki,
Bugün Tokyo'daki ilk günümdü.Sana onu anlatmak istiyorum.
İlk okul gününüzde hiç mi heyecanlanmadınız? Hem de 7.sınıf öğrencisisiniz ve Japonya'nın alt köylerinden, Tokyo'ya gelmişsiniz okumak için. Herkes sizinle ''köylü kızı'', ''pasaklı'' diye dalga geçiyor ve siz zaten düzgün bir Japonca aksanıyla konuşamadığınız ve çok çirkin olduğunuz için utanıyorsunuz. İşte bugün, yani bu okuldaki ilk günüm böyle geçti.
Okul bahçesi çocuklarla doluydu. Çoğu kız kol kola girmiş, geziniyordu veya kantinden bir şeyler alıp, banklardaki oğlanların yanına oturuyorlardı. Benim gibi yalnız kalmış olan tek kişi ise, en sondaki bankta kitap okuyan, gözlüklü oğlandı. Elimde eski okul çantamla ayakta dikilmek dikkat çekici bir hareket olduğundan yanına oturdum. Bir süre sessizce durdu, ardından da kitabı kapatıp bana sıcacık gülümsedi. Ben de ona gülümsedim. Kendimi çok mahcup hissediyordum çünkü ben bir köylüydüm; eski okul çantam, eski ayakkabılarım, örgülü saçlarımla çok tezat bir görünüşüm vardı. O ise şehirliydi; özenle taranmış saçları, pırıl pırıl ayakkabıları ve ciltlenmiş kitabı ile kesinlikle tam bir sosyete olmalıydı.
Beni biraz süzdükten sonra, sorgulamaya karar vermiş olmalı ki, sorular sormaya başladı:
- Merhaba. Okula yeni mi geldin?
- Evet.
- Hangi sınıftasın?
- 7-A.
- Adın ne?
- Mayrose Yume Misaki.
- Mayrose... Anlamı ''mayıs gülü'' olmalı. Yabancı asıllı mısınız?
- Evet. İngiliz asıllıyız.
- Nerede oturuyorsunuz?
- Aslında Oshima'da evim ama okumak için Tokyo'ya geldim.
- Ne yani, sen köylü müsün?
İşte o anda, o anda suratına bir tane patlatmak isteği kapladı içimi ama nafile. Yine de sinirlerime hakim olamadım ve yüzüne karşı bağırırken buldum kendimi:
- Evet, bir diyeceğin mi vardı sosyete efendi? Köylüysem köylüyüm ama onurluyum, sizin gibi sömürmüyorum zayıf insanları. Alnımın teriyle alıyorum hak ettiklerimi. Belki köylüyüm ama unutma ki köylülerin de bir gururu var!
Tam kalkıp gidecektim ki, kolumdan tuttu ve tekrar banka oturttu. O anda sanki tüm bahçe bize bakıyormuş gibi geldi bir an. Ama neden herkes köylü bir kız ile sosyetenin tekine baksındı ki? Neyse, bu sefer başladı özür senaryolarına:
- Bak, gerçekten özür dilerim. Sööylediğin şeyi kastetmemiştim. Gerçekten çok özür dilerim. Ben de-
- Rüzgar özür dilese de, dal kırıldı bir kere...
Orada çekip gidecektim ama o sözünü tamamlaması, beni olduğum yere çiviledi.
- Ben de orada büyüdüm. Ailem o zamanlar çok fakirmiş, beni bir aileye bırakmışlar. Beş yıl sonra da gelip, çocuğumuzu istiyoruz demişler. Köylü aile ilkten vermek istememiş ama asıl ailem baya para teklif edince, beş dakikada satmışlar beni.
Ben oturdum yanına ve muzip bir tavırla sorgulamaya başladım bu kez:
- Öhöm, adınız neydi demiştiniz?
Bunu neden dediğimi ben de bilmiyordum ama böylece tanışmış olduk. Ders zili çalınca da bana sınıfımı gösterdi. Meğer aynı sınıftaymışız. Ben en arka sırlardan birine oturdum, dikkat çekmek istemiyordum. Sınıfta kendimi tanıttıktan sonra yerime geçip oturdum tekrar. Teneffüste de biraz çizim yaptım. Yanıma gelen bir kız da çizimlerime baktı ve yumuşak, utangaç bir şekilde iltifat edverdi:
- Ne kadar güzel karakalem çalışmaları! Bu kadar benzetebildiğine inanamıyorum.
Sanki sesi kısılmış veya konuşması yasaklanmış gibiydi. Sessizce yanıma oturdu. Çok sakindi. Bir an için onun orada olmadığını zannettim. Derse girince de yanımda oturduğunu farkettim.Önümdeki oğlana neden böyle konuştuğunu sorduğumda, çok utangaç olduğunu ve ses tellerinde bir bozukluk olduğunu söyledi. Onun için gerçekten üzüldüm.
İşte bugünüm de böyle geçti. Okula hiç ısınamadım, zırt pırt ''köylü kızı'' demeseler birde. Zaten günün geri kalanında önemli bir şe olmadı. Umarım bütün günlerim bu gün olduğu kadar zor geçmez.
Neyse, benim günüm de böyle geçti. Akşam ise halam evde değildi ve kendime onigiri hazırlamakla yetindim çünkü çok yorgundum. Şimdi ise sana yazıyorum.
Bana en kısa zamanda cevap yazman dileğiyle...
Mayrose Yume Misaki
13 Eylül 2007
Miyamoto Caddesi, No/12, Tokyo / JPN
*** ♡ *** ♡ *** ♡ *** ♡ *** ♡ ***
İşte yeni FanFic'imin ilk bölümü...
Umarım beğenirsiniz...
Sevgiler...
Uchichi
''Haruki suzukeru, Allen!''
''Zavallı şeytan, ruhunun kurtarılmasına izin ver!''
Hmm... Yine bir Uchichi FF'i ve değişik bir tarz... Kendimi bir an Japonya'da hissettim yani. Adres vermiş olman, yemek ismi söylemiş olman çok güzeldi. Tabi tarih de öyle... Merak ettiğim yer ise bu kızın kime mektup yazdığı... Yani Kunouki kim...? Neyse ilerde nasıl olsa öğreneceğiz... Bir de şu kızın ismi çok güzelmiş. Mayrose Yume Misaki... Biraz türk filmi, biraz japon drama tarzında köylü ve şehirli iki gencin konuşmasına şahit olduk. Devamının da böyle güzel olacağına eminim. Merakla bekliyorum....
(Bu arada FF'in başlığı ne anlama geliyor...Yoksa O'nu da mı ilerde öğreneceğiz...?. )
(Bu arada FF'in başlığı ne anlama geliyor...Yoksa O'nu da mı ilerde öğreneceğiz...?. )
Çok teşekkür ederim ablacım bu güzel yorumun için.
FF'nin başlığını ileride öğreneceksiniz. Ama lütfen araştırmayın, tadı kalmaz.
Kunouki'yi de öğreneceksiniz. Biraz sabırlı olun, bu daha bir.
Kızın ilk ismi olan ''Mayrose'', ''mayıs gülü'' anlamına geliyor İngilizce'de. Asıl ismi olan ''Yume'' de Japonca' da ''rüya'' anlamına geliyor. Misaki ise tamamen sallamasyaon.
Farklı bir tarz denedim ama umarım beceririm. Teşekkürler...
Uchichi
FF'nin başlığını ileride öğreneceksiniz. Ama lütfen araştırmayın, tadı kalmaz.
Kunouki'yi de öğreneceksiniz. Biraz sabırlı olun, bu daha bir.
Kızın ilk ismi olan ''Mayrose'', ''mayıs gülü'' anlamına geliyor İngilizce'de. Asıl ismi olan ''Yume'' de Japonca' da ''rüya'' anlamına geliyor. Misaki ise tamamen sallamasyaon.
Farklı bir tarz denedim ama umarım beceririm. Teşekkürler...
Uchichi
''Haruki suzukeru, Allen!''
''Zavallı şeytan, ruhunun kurtarılmasına izin ver!''
amanın uchiiiii sen varya sen sana küçücük bir yardım yaptım ki ona yardım bile denemez bana ilk beş bölümü ithaf ediyorsun ben bunu hakketmiyorum
çok güzel olmuş,oldukça ilginç bir tarz devmını bekleriiiim
çok güzel olmuş,oldukça ilginç bir tarz devmını bekleriiiim
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
güzel olmuş ^^ mektup tarzı hikaye yazmak bayaa zor bişey ^^ bi ara bende denemiştim çünkü ^^ isimlerde güzeldi ^^ baya karışık ingilizce - japonca falan XD yeni bölümü bekliyorum ^^ takip edicem ^^
Artık 'Getsu'yum, Sayonara 'Sewimlİ_HırsıZ' U_U
Naruto <3 <3 <3
Naruto <3 <3 <3
İşte favori fflerden biri olamaya hak kazanan bir hikaye daha !!!!!!!!!
Ba-yıl-dım!!!
''Şimdiki Çocuklar Harika'' adlı bir kitap vardı. Onu okuduktan sonra buna benzwer hikayeleri bulmak için uğraşıyordum. Ahan da karşımda şimdi!
Harikasın canımm!!!!!!!!!!!!!!!!
Ba-yıl-dım!!!
''Şimdiki Çocuklar Harika'' adlı bir kitap vardı. Onu okuduktan sonra buna benzwer hikayeleri bulmak için uğraşıyordum. Ahan da karşımda şimdi!
Harikasın canımm!!!!!!!!!!!!!!!!
Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥
1. sayfa (Toplam 9 sayfa) [ 85 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |