... - Hatsukoi Kaze - ... Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 7, 8, 9 |
Yazar
Mesaj
Bölüm 6 - İshidukuri Ninjou (Taştan Yapılmış Merhamet)
Tertemiz bahar havası burun deliklerine nüfuz edince, araladı gözlerini. Havaya karışmış olan bir koku daha vardı. Başını yastığından kaldırmadan sağa kaydırdı. Bir demet menekşe, küçük bir vazonun içinde dimdik duruyorlardı. Ve yanında da bir kart vardı.
'' Sevgili İcharu,
Sana olan davranışlarım yüzünden
gerçekten özür dilerim. Bir türlü
beladan kurtulamayan başımı
koruduğun için de çok teşekkür
ederim. Kısa zamanda iyileşmen ve
yeniden arkadaş olmamız dileğiyle...
Yume Misaki ''
Yüzüne yerleşen anlayışlı gülümseme, gözlük olmadan belirginleşmiş gözlerine de anlayışlı bir hava vermişti. Odaya aniden dalan hemşire, İcharu'nun doğrulduğunu görünce şaşırdı. İcharu ise neden olduğunu bilmediği halde elini ayağına dolaştırdı ve önce kartı düşürdü, ardından kendisi düştü. Hemşire ona tip tip bakıyor ve kıkırdamasını bastırmak amacıyla dudaklarını ısırıyordu.
- Oğlum, yerleri süpürmene gerek yok. Sen uyurken oralar iyice temizlendi.
Bozulan İcharu, hemşirenin dalgası üzerine hemen savunmaya geçmişti.
- Ben yerleri süpürmüyorum ki! Sadece dilimle yeterince temiz oluğ olmadığınbı kontrol ediyorum.
Hemşire açık açık gülerken, kahkahalarının arasından zorlukla seçilen talimatları verdi.
- Süpersin. O zaman denetlemen bittikten sonra şu haptan ve yanındakinden birer tane al. Ardından doktor gelip tekrar şekerine bakacak.
İcharu'nun aklı, düşmenin de etkisiyle yice karışmıştı. Yerdeki kartı alıp masanın üzerine koydu ve şaşkın bakışlarla hemşireyi sorguya aldı.
- Ne şekeri ya? Bende ne arası-
Aklına geldi aniden. Pastanede iki kup kadar çikolatalı dondurma, üzerine de iki dilim browni yemişti. Bayılması demek ki şekerdendi, yorgunluktan değil.
Hemşire tam çıkmak üzereyken aklına takılıp kalmış olan soruyu dile getirme cesaretini buldu kendinde.
- Beni ziyarete brileri geldi mi acaba?
- Evet tatlım.
- Tarif edebilir misiniz?
- Birisi 25 yaşlarında, zarif bir bayandı. Kahverengi saçlıydı ve çok şık giyinmişti. Yanında da küçük bir kız vardı. Çok çok 16 olmalıydı. Çok zarifti ve elinde bir demet menekşe vardı. Yanındaki kadın ona ''Yume! Yume!'' diye seslenip duruyordu.
İcharu'nun gözleri dolacaktı neredeyse. Kendi kendine kızdı. Bunda ağlanacak bir şey yoktu ki! Alt tarafı hemşire, Yume'yi tarif etmişti. Yine de... Yaralar çabuk kapanmazdı ki...
__________________________________
-.... ve ardından ben de ona dedim ki ''Bak Susanna, bu kadar havalanmamalısın yoksa şişip patlayacaksın yakında!''
Yume'nin odasına yaklatı, yaklaştı. Köpekbalığı Jaws gibi sessiz ve kıvrıla kıvrıla ilerliyordu. Tüylü pufuna gömülmüş, Sasaita olduğunu tahmin ettiği kişi ile konuşan Yume'ye yaklaştı iyice. Ve avına atlayan bir kaplan gibi abandı Yume'nin üzerine.
- Eee, ne diyecek tatlım? Tabi ki de mosmor- Aaaa! Kimsin sen?!
Yume arkasını döner dönmez, telefonda Sasaita'ya anlattığı gibi mosmor olduğunu, karşısındaki aynadan farketti. Halasının kurnaz bakışlarıyla karşılaşınca, koyverdi makaraları. En sonunda ikisi de biraz yatışır gibi olunca, halası onunla gelip gelemeyeceğini sordu. Nereye gidecekti ki?
- Birazcık yüzmeye gidecektim, gelmek istersin diye düşündüm.
Yume bu cevap üzerine arkasını döndü, dudaklarını büktü, kollarını kavuşturdu ve bir ''hımm'' ile cevap verdi. Bu cevabın üzerinden saniye geçmişti ki, neşeli bir sesle halasına dönüp başını olumlu anlamda salladı.
İki ''genç'' (öhöm) kız hazırlanıp üstü açık arabaya atladılar. Yume sevinçten kuduruyordu çünkü az önce yolda Susanna'yı görmüştü. Susanna, Yume'yi bu arabanın içinde pozisyonlanmış bir halde görünce, kim bilir ne kadar sükse yapacaktı?
Arabanın içindeyken aklına saçlarını çözmek geldi. Halası da öyle yapıyordu. Kahverengi saçlarını salıverdi birden. Rüzgarla danseden saçlar, bazen gözüne veya alnına düşüyorlardı tel tel. Yume ise gözünde halasının gözlükleri, sükse yapmak maksat, keyiften dört köşe havuzun yolunu gözlüyordu arabanın içinde.
___________________________________
- Bayan Hana Kimino... Bir bakaım... Evet, randevunuz var. Girebilirsiniz.
Belki de hayatında ilk kez giydiği topuklu ayakkablılar vurduğu için, belki de heyecandandı ama yüzündeki o acı ifadenin belirginleştiğini gören veznedar adam, Hana'ya sanki uzaylıymışcasına baktı. Sonra elindeki ''Kaptan Kuşbeyin'in Maceraları'' adlı çizgi romanına geri döndü.
Hana, içeri girer girmez karşısına çıkan ceviz masaya doğru ilerledi. Utangaç bir sesle, masanın başında oturan adama derdini anlatmaya koyuldu.
- Me-merhaba, ben iş başvurusu için gelmiştim.
Adam önce şöyle bir Hana'yı süzdü, ardından elindeki evrakları tek hamlede kapıverdi. adam evraklara göz gezdirirken, Hana da adamı incelemekle meşguldü.
Bir kere adam çok yakışıklıydı. Sarı saçları tutam tutam alnına, şakaklarına düşmüş; karamel renkli gözleri ciddi bir ifade takınmıştı. Oldukça formda görünen vücudunu, şık bir takımla süslemişti. İnce dudakları zarifçe kıvrılmış, evrakları okuduktan sonra gülümsemeyle donatılmıştı. Adam başını kaldırınca, Hana göz rengi konusunda tam bir kanıya sahip oldu: ateş kızılı...
........._.........*_*..........._.............
İşte yeni bölüm. kısa ve öz. Umarım beğenirsiniz. Uchichi.
Tertemiz bahar havası burun deliklerine nüfuz edince, araladı gözlerini. Havaya karışmış olan bir koku daha vardı. Başını yastığından kaldırmadan sağa kaydırdı. Bir demet menekşe, küçük bir vazonun içinde dimdik duruyorlardı. Ve yanında da bir kart vardı.
'' Sevgili İcharu,
Sana olan davranışlarım yüzünden
gerçekten özür dilerim. Bir türlü
beladan kurtulamayan başımı
koruduğun için de çok teşekkür
ederim. Kısa zamanda iyileşmen ve
yeniden arkadaş olmamız dileğiyle...
Yume Misaki ''
Yüzüne yerleşen anlayışlı gülümseme, gözlük olmadan belirginleşmiş gözlerine de anlayışlı bir hava vermişti. Odaya aniden dalan hemşire, İcharu'nun doğrulduğunu görünce şaşırdı. İcharu ise neden olduğunu bilmediği halde elini ayağına dolaştırdı ve önce kartı düşürdü, ardından kendisi düştü. Hemşire ona tip tip bakıyor ve kıkırdamasını bastırmak amacıyla dudaklarını ısırıyordu.
- Oğlum, yerleri süpürmene gerek yok. Sen uyurken oralar iyice temizlendi.
Bozulan İcharu, hemşirenin dalgası üzerine hemen savunmaya geçmişti.
- Ben yerleri süpürmüyorum ki! Sadece dilimle yeterince temiz oluğ olmadığınbı kontrol ediyorum.
Hemşire açık açık gülerken, kahkahalarının arasından zorlukla seçilen talimatları verdi.
- Süpersin. O zaman denetlemen bittikten sonra şu haptan ve yanındakinden birer tane al. Ardından doktor gelip tekrar şekerine bakacak.
İcharu'nun aklı, düşmenin de etkisiyle yice karışmıştı. Yerdeki kartı alıp masanın üzerine koydu ve şaşkın bakışlarla hemşireyi sorguya aldı.
- Ne şekeri ya? Bende ne arası-
Aklına geldi aniden. Pastanede iki kup kadar çikolatalı dondurma, üzerine de iki dilim browni yemişti. Bayılması demek ki şekerdendi, yorgunluktan değil.
Hemşire tam çıkmak üzereyken aklına takılıp kalmış olan soruyu dile getirme cesaretini buldu kendinde.
- Beni ziyarete brileri geldi mi acaba?
- Evet tatlım.
- Tarif edebilir misiniz?
- Birisi 25 yaşlarında, zarif bir bayandı. Kahverengi saçlıydı ve çok şık giyinmişti. Yanında da küçük bir kız vardı. Çok çok 16 olmalıydı. Çok zarifti ve elinde bir demet menekşe vardı. Yanındaki kadın ona ''Yume! Yume!'' diye seslenip duruyordu.
İcharu'nun gözleri dolacaktı neredeyse. Kendi kendine kızdı. Bunda ağlanacak bir şey yoktu ki! Alt tarafı hemşire, Yume'yi tarif etmişti. Yine de... Yaralar çabuk kapanmazdı ki...
__________________________________
-.... ve ardından ben de ona dedim ki ''Bak Susanna, bu kadar havalanmamalısın yoksa şişip patlayacaksın yakında!''
Yume'nin odasına yaklatı, yaklaştı. Köpekbalığı Jaws gibi sessiz ve kıvrıla kıvrıla ilerliyordu. Tüylü pufuna gömülmüş, Sasaita olduğunu tahmin ettiği kişi ile konuşan Yume'ye yaklaştı iyice. Ve avına atlayan bir kaplan gibi abandı Yume'nin üzerine.
- Eee, ne diyecek tatlım? Tabi ki de mosmor- Aaaa! Kimsin sen?!
Yume arkasını döner dönmez, telefonda Sasaita'ya anlattığı gibi mosmor olduğunu, karşısındaki aynadan farketti. Halasının kurnaz bakışlarıyla karşılaşınca, koyverdi makaraları. En sonunda ikisi de biraz yatışır gibi olunca, halası onunla gelip gelemeyeceğini sordu. Nereye gidecekti ki?
- Birazcık yüzmeye gidecektim, gelmek istersin diye düşündüm.
Yume bu cevap üzerine arkasını döndü, dudaklarını büktü, kollarını kavuşturdu ve bir ''hımm'' ile cevap verdi. Bu cevabın üzerinden saniye geçmişti ki, neşeli bir sesle halasına dönüp başını olumlu anlamda salladı.
İki ''genç'' (öhöm) kız hazırlanıp üstü açık arabaya atladılar. Yume sevinçten kuduruyordu çünkü az önce yolda Susanna'yı görmüştü. Susanna, Yume'yi bu arabanın içinde pozisyonlanmış bir halde görünce, kim bilir ne kadar sükse yapacaktı?
Arabanın içindeyken aklına saçlarını çözmek geldi. Halası da öyle yapıyordu. Kahverengi saçlarını salıverdi birden. Rüzgarla danseden saçlar, bazen gözüne veya alnına düşüyorlardı tel tel. Yume ise gözünde halasının gözlükleri, sükse yapmak maksat, keyiften dört köşe havuzun yolunu gözlüyordu arabanın içinde.
___________________________________
- Bayan Hana Kimino... Bir bakaım... Evet, randevunuz var. Girebilirsiniz.
Belki de hayatında ilk kez giydiği topuklu ayakkablılar vurduğu için, belki de heyecandandı ama yüzündeki o acı ifadenin belirginleştiğini gören veznedar adam, Hana'ya sanki uzaylıymışcasına baktı. Sonra elindeki ''Kaptan Kuşbeyin'in Maceraları'' adlı çizgi romanına geri döndü.
Hana, içeri girer girmez karşısına çıkan ceviz masaya doğru ilerledi. Utangaç bir sesle, masanın başında oturan adama derdini anlatmaya koyuldu.
- Me-merhaba, ben iş başvurusu için gelmiştim.
Adam önce şöyle bir Hana'yı süzdü, ardından elindeki evrakları tek hamlede kapıverdi. adam evraklara göz gezdirirken, Hana da adamı incelemekle meşguldü.
Bir kere adam çok yakışıklıydı. Sarı saçları tutam tutam alnına, şakaklarına düşmüş; karamel renkli gözleri ciddi bir ifade takınmıştı. Oldukça formda görünen vücudunu, şık bir takımla süslemişti. İnce dudakları zarifçe kıvrılmış, evrakları okuduktan sonra gülümsemeyle donatılmıştı. Adam başını kaldırınca, Hana göz rengi konusunda tam bir kanıya sahip oldu: ateş kızılı...
........._.........*_*..........._.............
İşte yeni bölüm. kısa ve öz. Umarım beğenirsiniz. Uchichi.
''Haruki suzukeru, Allen!''
''Zavallı şeytan, ruhunun kurtarılmasına izin ver!''
SEn yazarsın da biz beğenmez miyiz? XD
Ihım ilk olarak özürümü dileyim. Bendeniz hikayeleri okuyup yorumu atmadan çıktığım( sınavlar) için unuttum sonradan yorum atmayı O yüzden bir önceki bölümde benim yorumum yoktu
Çok ama çok güzel olmuş^^ Bayıldım. Yume de toparlandı ama çok gıcık bir kız. Karaktersiz gibi yani... Çok değişken. İcharu yu nedense çok sevdim ben normalde o tipleri boğmak için planlar yaparım... Bu işte çok gariiiip XD ne yaptın da sevdim ben bu çocuğu Uchhiiiii
Devaaaaaaaam devaaaaaaaaaaaaaaaam
bu yaşta ne bu yetenek Çok imrendirici
Ihım ilk olarak özürümü dileyim. Bendeniz hikayeleri okuyup yorumu atmadan çıktığım( sınavlar) için unuttum sonradan yorum atmayı O yüzden bir önceki bölümde benim yorumum yoktu
Çok ama çok güzel olmuş^^ Bayıldım. Yume de toparlandı ama çok gıcık bir kız. Karaktersiz gibi yani... Çok değişken. İcharu yu nedense çok sevdim ben normalde o tipleri boğmak için planlar yaparım... Bu işte çok gariiiip XD ne yaptın da sevdim ben bu çocuğu Uchhiiiii
Devaaaaaaaam devaaaaaaaaaaaaaaaam
bu yaşta ne bu yetenek Çok imrendirici
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
İwat, kara pisime katılıyorum. Çok güsell gidiyor canım benüm(bu kez az tutucam yorumu, parmaklarıma kıramplar giriyo.Sewildiğini bil bidenem. )Am şu dramatik öhöömm hastaane sahnesini de alsaydık Daa bi gözel olcaadı emme.Kader (Maksat drama olsun.Ama ne alaka dramayla di mi ama )Ama bu çocukta bi arıza var.Yedi tabi o kadar şekeri, kısa devre yaptı haliylen.Ya yerin temizliği, dille mi kontrol ediliyor İcharu, allanı seversen ya Uydurucak bahane mi bulamadın?kendine de gelmiş ama, eyi eyi...Bu çocukta da bayağı bi gelişme var.Tabi Yume'nin "tekrar arkadeş olalumm.El ele çayırlarda koşalumm...) gibisinden notunun, ne gibi bi payı var... Orasını bilemem. Hasta deil, hasta olduğu var. İşte bu konuda sana katılıyorum.
Hana da toparlanmaya başlamış.Kim ama bu yakuşukluu?Walla psicom duymasın Durumunu merakla bekliyorum.
Yumemiz canımız ciğerimiz bidenemiz.Kaldırmış kolları havaya, "akdeniiiiizzzz...Akşamlaarıııı.Bir başkaaaa oluyooooooor" diye bağırdı bağıracak.Halası bi duruyor,"yapay sauma termal tesisleri" Yume'nin denizi ...Ama tabe havasına dicek yok.Mutlu mutlu kıkırdıyor.Ahhh!!...Bir de Kunouki'nin suratına şakkk diye tokat patlatasağı günleri bi görsem.Ah bi görsem.
Harikasın canum benüm.(Bi de kısa yazıyordum ya. Ama daha önceki coşuk yorumlarıma bakarak, kayda değer bir fark var bende. Yorum meselesinde niye kendimi kaybediyorum anlamış değilim. )
Dewamı çabuk gesin, noluurrrrr!!!
Hana da toparlanmaya başlamış.Kim ama bu yakuşukluu?Walla psicom duymasın Durumunu merakla bekliyorum.
Yumemiz canımız ciğerimiz bidenemiz.Kaldırmış kolları havaya, "akdeniiiiizzzz...Akşamlaarıııı.Bir başkaaaa oluyooooooor" diye bağırdı bağıracak.Halası bi duruyor,"yapay sauma termal tesisleri" Yume'nin denizi ...Ama tabe havasına dicek yok.Mutlu mutlu kıkırdıyor.Ahhh!!...Bir de Kunouki'nin suratına şakkk diye tokat patlatasağı günleri bi görsem.Ah bi görsem.
Harikasın canum benüm.(Bi de kısa yazıyordum ya. Ama daha önceki coşuk yorumlarıma bakarak, kayda değer bir fark var bende. Yorum meselesinde niye kendimi kaybediyorum anlamış değilim. )
Dewamı çabuk gesin, noluurrrrr!!!
9. sayfa (Toplam 9 sayfa) [ 85 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |