-Scavenge- [4. bölüm geldi.] Sayfaya git: 1, 2, 3, 4, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
artık oneshot deil :9
***
İnsanlar aptal yaratıklar.
Bu koca dünyada tek başlarına olduklarını sanacak kadar aptal.
Gün içinde acınacak derecede basit yaşamlarını yaşayıp geceleri yalnız olduklarını sanarak uykuya dalıyorlar.
Dışarıdaki yaratıkların farkında değiller.
Efsanelere inanan azınlık herkes tarafından aptal yerine konuluyor.
Bu yüzden, onların boynuna dişlerini geçirdiğimde gözlerinde beliren dehşet ifadesini seviyorum.
Yalnız olmadıklarını anlıyorlar.
İnandıkları her şeyin yalan olduğunu.
İnanmadıkları her şeyin gerçek olduğunu.
Kan ağzıma akıp benim yaşamamı, onların ölmesini sağlarken gülümsememe engel olamıyorum.
Her canlının özelliğidir bu.
Haklı olduklarını karşısındaki anladığında içlerine bir mutluluk dalgası yayılır.
Ve kurbanımın gözlerine bakıp son anlarında ne düşündüğünü görüyorum.
O bir vampir.
Beni öldürecek.
Bu şekilde ölmek istemiyorum.
Varlığına bile inanmadığım bir canavar tarafından öldürülmek istemiyorum.
Bu bir rüya olmalı.
Bir rüya.
Uyanmak istiyorum.
Ve onların nabzı yavaşlarken tenimin geri kalanı gibi bembeyaz dudaklarımı ölmek üzere bedenlerinin kulağına yaklaştırıp;
‘’Tatlı rüyalar’’
Diyorum.
Hak etmedikleri halde.
Ve sıkıca tutup bırakmamam yüzünden morarmış ve artık nabızlarını hissedemediğim bileklerini keskin ve uzun tırnaklı inci beyazı ellerimden bırakıyorum.
Gözlerini sonsuza kadar kapatmadan önce son gördükleri benim sırtıma kadar gelen insanüstü bir yumuşaklığa ve parıltıya sahip gümüşi beyaz saçlarımı savurarak gitmem oluyor.
Zavallı varlıklar...
***
devam etmemi isterseniz belki derim... kimsenin istiyceini sanmıorm gerci
başlık garip biliyorum ama nası bulduğum uzun hikaye
***
İnsanlar aptal yaratıklar.
Bu koca dünyada tek başlarına olduklarını sanacak kadar aptal.
Gün içinde acınacak derecede basit yaşamlarını yaşayıp geceleri yalnız olduklarını sanarak uykuya dalıyorlar.
Dışarıdaki yaratıkların farkında değiller.
Efsanelere inanan azınlık herkes tarafından aptal yerine konuluyor.
Bu yüzden, onların boynuna dişlerini geçirdiğimde gözlerinde beliren dehşet ifadesini seviyorum.
Yalnız olmadıklarını anlıyorlar.
İnandıkları her şeyin yalan olduğunu.
İnanmadıkları her şeyin gerçek olduğunu.
Kan ağzıma akıp benim yaşamamı, onların ölmesini sağlarken gülümsememe engel olamıyorum.
Her canlının özelliğidir bu.
Haklı olduklarını karşısındaki anladığında içlerine bir mutluluk dalgası yayılır.
Ve kurbanımın gözlerine bakıp son anlarında ne düşündüğünü görüyorum.
O bir vampir.
Beni öldürecek.
Bu şekilde ölmek istemiyorum.
Varlığına bile inanmadığım bir canavar tarafından öldürülmek istemiyorum.
Bu bir rüya olmalı.
Bir rüya.
Uyanmak istiyorum.
Ve onların nabzı yavaşlarken tenimin geri kalanı gibi bembeyaz dudaklarımı ölmek üzere bedenlerinin kulağına yaklaştırıp;
‘’Tatlı rüyalar’’
Diyorum.
Hak etmedikleri halde.
Ve sıkıca tutup bırakmamam yüzünden morarmış ve artık nabızlarını hissedemediğim bileklerini keskin ve uzun tırnaklı inci beyazı ellerimden bırakıyorum.
Gözlerini sonsuza kadar kapatmadan önce son gördükleri benim sırtıma kadar gelen insanüstü bir yumuşaklığa ve parıltıya sahip gümüşi beyaz saçlarımı savurarak gitmem oluyor.
Zavallı varlıklar...
***
devam etmemi isterseniz belki derim... kimsenin istiyceini sanmıorm gerci
başlık garip biliyorum ama nası bulduğum uzun hikaye
Arbeit macht frei.
Güzel olmuş ^_^
Ben çok beğendim cümle kuruluşlarını. Devamını da isterim hani Ama bazı taleplerim var =P Ihm tamam ciddi oluyorum ^^ elbette talebim felan yok U_U yalnızca hikayende en çok hoşuma giden şeylerden birisi de, hımm nasıl desem... Hikayendeki o hava ^_^
Devamını beklerim ^^
Ben çok beğendim cümle kuruluşlarını. Devamını da isterim hani Ama bazı taleplerim var =P Ihm tamam ciddi oluyorum ^^ elbette talebim felan yok U_U yalnızca hikayende en çok hoşuma giden şeylerden birisi de, hımm nasıl desem... Hikayendeki o hava ^_^
Devamını beklerim ^^
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Rhea-chan *-*
Nedense Yeni Fan Fiction okuyacak mevsimde değilim ama Kara Pisi-sama'mın Yeni Fan Fiction'larla ilgili söylediği şeylerden çok etkilenmiş olacağım ki, gördüğüm en yeni Fan Fiction'a saldırma kararı aldım Evet, anlayacağın bu bir çıkarmadır (Bu rezalet esprinin ardından yorumuma geçiyorum *-*)
İlk başta söyeleyeceğim şey, aslında kişisel bir şey, bir tür öneri *-* Hikaye yazarken kelimeleri bir satır aralıklarla yazmazsan daha iyi olur Kısa paragraflar halinde satır bırakarak yazsan, bence daha güzel olabilir *-* Bu bir öneriydi tabii sakın yanlış anlama
Hikayen gerçekten çok hoş *-* Anlatımın içten, sade demek çok doğru gelmedi bana kendine göre bir süsü var =) Gümüşi saçlı, Anti-İnsan Fanı Vampirimizin, İnsanlarla gerçekten ne gibi bir sorunu olduğunu merak ettim *-* Acaba, geçmişteki bir olay yüzünden mi insanlara böyle davranıyor?..
Güzel bir bölüm olmuş, devamını bekliyorum *-*
Nedense Yeni Fan Fiction okuyacak mevsimde değilim ama Kara Pisi-sama'mın Yeni Fan Fiction'larla ilgili söylediği şeylerden çok etkilenmiş olacağım ki, gördüğüm en yeni Fan Fiction'a saldırma kararı aldım Evet, anlayacağın bu bir çıkarmadır (Bu rezalet esprinin ardından yorumuma geçiyorum *-*)
İlk başta söyeleyeceğim şey, aslında kişisel bir şey, bir tür öneri *-* Hikaye yazarken kelimeleri bir satır aralıklarla yazmazsan daha iyi olur Kısa paragraflar halinde satır bırakarak yazsan, bence daha güzel olabilir *-* Bu bir öneriydi tabii sakın yanlış anlama
Hikayen gerçekten çok hoş *-* Anlatımın içten, sade demek çok doğru gelmedi bana kendine göre bir süsü var =) Gümüşi saçlı, Anti-İnsan Fanı Vampirimizin, İnsanlarla gerçekten ne gibi bir sorunu olduğunu merak ettim *-* Acaba, geçmişteki bir olay yüzünden mi insanlara böyle davranıyor?..
Güzel bir bölüm olmuş, devamını bekliyorum *-*
Sewimlİ_HırsıZ'a bu güzel imzadan dolayı çok teşekkür eder ve minnetimi gönderirim
Spoiler:
Kanlı Kontes yazmış:
teşekkürler önerin için esas benim öyle eleştirilere ihtiyacım var
devamını yazmaya calıscam hayırlısıyla =D
evet alacakaranlığı okuduktan sonra insan-fanı vampirlerden nefret ettiğim icin böle psiko bi vampir yaratmaya ihtiyacım vardı
Arbeit macht frei.
2. bölüm. bölümleri kısa kısa yapmayı seviyorum, kasmıyo o zmn yazması
***
‘’Bu gün bir haftadır süren korkunç cinayetlerin dördüncüsü yaşandı sayın seyirciler. Bir devlet lisesinin yanındaki çocuk parkında vahşice öldürülen on iki yaşındaki Sally Dixon sabah dokuzda lise öğrencileri tarafından bulundu. Genç kızın yakınları haberi duyunca gözyaşlarına hakim olamadı. Cinayetlerin kendine vampir havası vermeye çalışan akli dengesi bozuk biri tarafından işlendiği sanılıyor. Evet olay yerinde bulunan Michael Gibbs’e bağlanıyoruz.’’
‘’Yo! Orihime-chan! Yine biraz abartmışsın değil mi?’’ Tanıdık bir erkek sesi televizyondaki sunucunun sesini kesti.
Oturduğum açık yeşil koltukta kıpırdanıp gri gözlerimi kapıdan içeri giren-daha doğrusu dalan dağınık mavi-siyah saçlı aptala diktim.
‘’Bazen seni vampir yaptığıma cidden pişman oluyorum biliyorsun değil mi?’’
Adam yanıma gelip saçlarımla oynamaya başladı. Onu öldürmek istiyorum. Gerçekten istiyorum.
‘’Adam. Saçlarımı bırakmak için üç saniyen var. Üç, İ-’’
‘’Tamam tamam! Ama Orihime-chaaaan…’’
Yemyeşil gözlerine bıkkın bir bakış attım. İnsanken gözleri ela ve açık kahverengi arasında gelip gidiyordu, şimdi ise parlak yeşildi. Tıpkı benim gözlerimin insanken mavi gri, şimgi parlak gümüş rengi olması gibi.
‘’Tamam, şakayı bırakırsak-’’
‘’Bu senin için mümkün mü ki?... neyse, devam et…’’
‘’Lord bizi çağırıyor.’’
‘’Nani?!’’
‘’Beni seni almaya gönderdi. İnanılmaz büyük bir olay olmalı dostum, En soylu vampirler bile geliyor!’’
Gözlerimi kısıp yutkundum.
‘’Demek istediğin…?’’
‘’Evet’’
Soylu vampirler de gelecekti. Safkanlar…
Biz vampirler, normal vampirle ve safkanlar olarak ikiye ayrılırız.
Safkanlar çok daha azınlıktadır, zengin kesimdendirler ve insanüstü güç ve hıza ek olarak daha özel güçleri de vardır. Ve birde Safkanlardan bile önemli ve safkanlardan bile güçlü olan Lordumuz var. Hepimizi o yönetir. Amacı ne bilmiyorum ama hem öldürebildiğimiz kadar insan öldürmemizi hemde kendimizi fazla belli etmememizi istiyor.
‘’Haydi gidelim.’’ Dedim arkamda gümüş rengi parlak bir duman bırakarak. Adam da arkasında parlak yeşil bir duman bırakarak kayboldu.
***
nası olmuş? =)
***
‘’Bu gün bir haftadır süren korkunç cinayetlerin dördüncüsü yaşandı sayın seyirciler. Bir devlet lisesinin yanındaki çocuk parkında vahşice öldürülen on iki yaşındaki Sally Dixon sabah dokuzda lise öğrencileri tarafından bulundu. Genç kızın yakınları haberi duyunca gözyaşlarına hakim olamadı. Cinayetlerin kendine vampir havası vermeye çalışan akli dengesi bozuk biri tarafından işlendiği sanılıyor. Evet olay yerinde bulunan Michael Gibbs’e bağlanıyoruz.’’
‘’Yo! Orihime-chan! Yine biraz abartmışsın değil mi?’’ Tanıdık bir erkek sesi televizyondaki sunucunun sesini kesti.
Oturduğum açık yeşil koltukta kıpırdanıp gri gözlerimi kapıdan içeri giren-daha doğrusu dalan dağınık mavi-siyah saçlı aptala diktim.
‘’Bazen seni vampir yaptığıma cidden pişman oluyorum biliyorsun değil mi?’’
Adam yanıma gelip saçlarımla oynamaya başladı. Onu öldürmek istiyorum. Gerçekten istiyorum.
‘’Adam. Saçlarımı bırakmak için üç saniyen var. Üç, İ-’’
‘’Tamam tamam! Ama Orihime-chaaaan…’’
Yemyeşil gözlerine bıkkın bir bakış attım. İnsanken gözleri ela ve açık kahverengi arasında gelip gidiyordu, şimdi ise parlak yeşildi. Tıpkı benim gözlerimin insanken mavi gri, şimgi parlak gümüş rengi olması gibi.
‘’Tamam, şakayı bırakırsak-’’
‘’Bu senin için mümkün mü ki?... neyse, devam et…’’
‘’Lord bizi çağırıyor.’’
‘’Nani?!’’
‘’Beni seni almaya gönderdi. İnanılmaz büyük bir olay olmalı dostum, En soylu vampirler bile geliyor!’’
Gözlerimi kısıp yutkundum.
‘’Demek istediğin…?’’
‘’Evet’’
Soylu vampirler de gelecekti. Safkanlar…
Biz vampirler, normal vampirle ve safkanlar olarak ikiye ayrılırız.
Safkanlar çok daha azınlıktadır, zengin kesimdendirler ve insanüstü güç ve hıza ek olarak daha özel güçleri de vardır. Ve birde Safkanlardan bile önemli ve safkanlardan bile güçlü olan Lordumuz var. Hepimizi o yönetir. Amacı ne bilmiyorum ama hem öldürebildiğimiz kadar insan öldürmemizi hemde kendimizi fazla belli etmememizi istiyor.
‘’Haydi gidelim.’’ Dedim arkamda gümüş rengi parlak bir duman bırakarak. Adam da arkasında parlak yeşil bir duman bırakarak kayboldu.
***
nası olmuş? =)
Arbeit macht frei.
Güzel olmuş
Zannedersem bu sefer daha doyurucu bir yorum yapacağım...
Olayları çok güzel aktardığını düşünüyorum, bu hikaye çok hoşuma gitmeye başlıyor *-* Yalnış anlama zaten çok beğenerek okudum, özelikle ilk bölümü. Ama ilerleyen bölümlerde bu hikayenin beni bir kitap okurmuşum gibi saracağına dair büyük ümitlerim var *-*
Yaşını çok merak ettim
Yaş konusunu geçersek isim konusuna gelelim *-*
Sally Dixon Bu çok amerikan vari bir isim... Buradan olayın geçtiği yerin Amerika, ya da İngiltere olduğu çıkıyor yani öyle düşündürtüyorsun insanı . Ama araya kattığın japonca kelimler (nani)ya da isimler (Orihime) bu çıkarımı yıkıyor... Aslında yıkıyor denemez. Yeni teoriler beliriyor okuyucunun kafasında... Karakter Japondur, ülkesini terk etmiştir vs vs gibi. Ee tabii insnaın bir teorisi olduğunda ise merak eder; "cevabım doğru mu?" diye U_U Ben de bu merakımın giderilmesini talep ediyorum. ( Çok gıcığım değil mi ben ve bitmek bilmeyen taleplerim XD okuyucu kaprisi de geç takma U_U )
Evet verdiğin isimler ve kullandığın kelimeler doğrultusunda içimde kocaman bir merak doğdu ^^ Karakterimizin geçmişi... Kimdir? Nedir?
Belki de yazar, bununla beraber yani şu Sally Wixton, ismiyle beraber yabancı özentiliğini vurgulamak istiyordur Saçamaladım gene Ama napayım geçenlerde dergi okuyordum ve Çin' deki yeni neslin çocuklarını ecnebi isimleri verdiklerini okudum. Belki de ...
Tamam tamam kızma Kendimce yorum yapıyorum işte anla Ama cidden merak ettirdin şimdi *-*
Safkan vampirler... Bana bu safkanlık olayı hep çok itici gelmiştir... Ama senin hikayende hoşuma gideceğini hissediyorum...
Zannedersem bu sefer daha doyurucu bir yorum yapacağım...
Olayları çok güzel aktardığını düşünüyorum, bu hikaye çok hoşuma gitmeye başlıyor *-* Yalnış anlama zaten çok beğenerek okudum, özelikle ilk bölümü. Ama ilerleyen bölümlerde bu hikayenin beni bir kitap okurmuşum gibi saracağına dair büyük ümitlerim var *-*
Yaşını çok merak ettim
Yaş konusunu geçersek isim konusuna gelelim *-*
Sally Dixon Bu çok amerikan vari bir isim... Buradan olayın geçtiği yerin Amerika, ya da İngiltere olduğu çıkıyor yani öyle düşündürtüyorsun insanı . Ama araya kattığın japonca kelimler (nani)ya da isimler (Orihime) bu çıkarımı yıkıyor... Aslında yıkıyor denemez. Yeni teoriler beliriyor okuyucunun kafasında... Karakter Japondur, ülkesini terk etmiştir vs vs gibi. Ee tabii insnaın bir teorisi olduğunda ise merak eder; "cevabım doğru mu?" diye U_U Ben de bu merakımın giderilmesini talep ediyorum. ( Çok gıcığım değil mi ben ve bitmek bilmeyen taleplerim XD okuyucu kaprisi de geç takma U_U )
Evet verdiğin isimler ve kullandığın kelimeler doğrultusunda içimde kocaman bir merak doğdu ^^ Karakterimizin geçmişi... Kimdir? Nedir?
Belki de yazar, bununla beraber yani şu Sally Wixton, ismiyle beraber yabancı özentiliğini vurgulamak istiyordur Saçamaladım gene Ama napayım geçenlerde dergi okuyordum ve Çin' deki yeni neslin çocuklarını ecnebi isimleri verdiklerini okudum. Belki de ...
Tamam tamam kızma Kendimce yorum yapıyorum işte anla Ama cidden merak ettirdin şimdi *-*
Safkan vampirler... Bana bu safkanlık olayı hep çok itici gelmiştir... Ama senin hikayende hoşuma gideceğini hissediyorum...
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Kara Kedi yazmış:
niye kızıyım ya sen bu kadar güzel yorum yaparken =D
karakterim 16 yaşında fiziken gercek yaşı 3. bölümde
nese, bu kız japon ama sürekli seyahat ediyo, şu anda amerika
da doğru tahmin etmişsin
neyse, valla en iyi yorumları sen yapıyosun ya, bunu farkettim... hem öneriler, tahminler falan... Bİ DHA SENDEN YORUM ALMADAN YENİ BÖLÜM KOYMİCAM NİHAHAhaahahaha-ehem- nese *psikopat moddan çıkış*
ya bu arada klavyemin alfabede c den sonraki harfini bozdum... evet bilmece gibi oldu ama yazamıyorum adı üstünde XD o yüzden hikayede o harf yerine bazı yerlerde c kullanabilrim
Arbeit macht frei.
1. sayfa (Toplam 4 sayfa) [ 31 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |