-SON- Sayfaya git: 1, 2, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Bu da başka bir hikayem.Kesinlikle devamı gelecek.
Dünya nereye gidiyor… Belki sona, belki de “yeni” bir başlangıca. Ama şu kesin ki değişim dünyayı saracak ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
“Dünya elf ırkının yeryüzünden silinmesi ile sarsıldı.Ancak bu ne ilk ne de sondu.Bundan önce de güçsüz ırklar yeryüzünden silinmişti.Elflerden sonra da birçok ırk yeryüzünden silindi. Elfler güçlüydü, direndiler.Ormanlarda saklanıp, güçlenmeyi beklediler.Ama güçlenemediler.Bulundular ve uzun bir savaşa giriştiler.Beş yıl süren uzun savaşın ardından başkentleri düştü ve geri dönülemez bir çöküntü dönemine girdiler.Zaten bundan üç yıl sonra da yeryüzünden silindiler.
“Dünya bunun şokunu atlatamadan orclar da “düşmanla” zorlu bir savaşa giriştiler.Orclar elflerden daha güçlüydüler ama ne ormanda gizlenmelerini sağlayacak kadim büyüleri ne de güçlü savunmaları yoktu.Hatta çoğu yerleşimleri tahta çitlerden öte bir savunmaya sahip değildi.Düşman yerleşimlerini bir yıl içinde yok edip orcları göç etmeye, kuzeyin karlı dağlarında gizlenmeye zorladı.Kuzey dağlarında kabileler halinde yaşamaya başlayan orclar kuzeye ve soğuğa alışıp evrimleşmeye başladılar.Vücutları kalın kürklerle kaplandı ve uzun boynuzları yok olarak sivri dişlerinin daha da uzamasına neden oldu.Hayat tarzları da değişmişti.Eskiden insanların yarısı kadar medeni iseler eğer şimdi yüzde biri ancak olabilirlerdi.Tabi bunlar şanslı olanlarıydı, binlercesi daha dağlara yerleşir yerleşmez soğuktan donarak öldüler.Ve dünya sahip olduğu bir ırkı daha kaybetmiş oldu.
“Gnomelar uğradıkları ani bir saldırı ile en güçlü yerleşimlerini kaybettiler.Düzensiz orduları dağıl.Adi çelikleri ve güçsüz büyüleri düşmanın gücüyle parçalandı ve birkaç haftada yok edildiler.Troller, Kara elfler, Ogreler ve daha nice ırklar yok edildiler.”
Saatlerdir okuduğu kitabı kapattı ve eski sayfaların rüzgarıyla oluşan toz bulutu onu öksürttü.Kitabı masadan aldı ve rafa yerleştirdi.Arkasındaki masada oturan,pelerinli adam da hareketlenmişti.Yavaşça kapıya doğru yürüdü ve dışarıya ,serin havaya, çıktı.Pelerinli adam da peşindeydi.Sakin adımlarla ilerliyordu ama bu sefer pelerinliyi fark etmiş gibiydi.Bir köşeyi döndü ve beklemeye başladı.Pelerinli de köşeyi döner dönmez üzerine saldırdı ve onu yere devirdi.
“Kimsin sen?” diye bağırdı.Pelerinli telaşla cevap verdi:
“Aren? Aren beni tanımadın mı? Ben Kael.”
“Kael? Kael dostum!”
Hemen Kael’in üzerinden kalktı ve onunda kalkmasına yardım ettikten sonra konuşmaya devam etti:
“Beni nerden buldun?”
“Zor olmadı, Efsanevi Murc avcısı nereye gitse duyuluyor.”
“Artık bir Murc avcısı değilim, Kael. Sen de biliyorsun ki bir süre önce bıraktım.”
“İstersen bunları daha sakin bir yerde konuşalım.”
Kael cevap beklemeden arkasını döndü ve ilerlemeye başladı.Boş sokaklardan geçerken havayı ağırlaştıran çöp kokuları ve soğuk rahatsız ediciydi.Bir yere varmaları uzun sürmedi.Bina yer yer dökülmüş bir boyayla kaplıydı ve kapının önünde iki kişi bekliyordu.Adamlara yaklaşınca Kael bir şey mırıldandı ve adamlar kenara çekilip kapının önünü açtılar.Aren yüzünde bir gülümsemeyle Kael’in hiç değişmemiş olduğunu düşünüyordu.
İçerisi karanlıktı, tek ışık Aren’in üst katta yandığını tahmin ettiği bir lambadan geliyordu.Kael ona işaret etti ve eski bir masanın etrafındaki sandalyelere oturdular.Aren evindeymişçesine bir rahatlıkla masanın üzerindeki gaz lambasını yaktı.Odayı dolduran ışık arkadaşını daha net görebilmesini sağlamıştı.Üzerinde kara bir cüppe vardı ve bolluğundan dolayı oluşturduğu kıvrımlar net bir şekilde seçiliyordu.Yüzü orta yaşlı birine göre gençti, çenesi biraz uzundu ve bir top sakal tarafından çevrelenmişti.Arkadaşını incelemeyi bitirince ellerini birleştirdi ve konuşmaya başladı:
“Görüşmeyeli uzun zaman olmuştu Kael, gerçekten hiç değişmemişsin.”
“Ben de aynı şeyi senin için söyleyebilirim.Sanırım bu değişen dünyada değişmeyen tek varlıklar biziz.”
“Muhtemelen” –kıkırdadı- “Eee, neden beni arıyordun.Sırf özlediğinden olmadığına bahse girerim.”
“Doğrusunu söylemek gerekirse senden yardım isteyeceğim.”
“Bu biraz ani olmadı mı?”
“Böyle olmak zorunda, çünkü vaktimiz yok.”
“Neler dönüyor?”
“Hemen lafa gireceğim, sen bıraktıktan sonra işler karıştı.Murcler-”
“Nasıl yani?”
“Lafımı bölmezsen anlatacağım.”
“Kusura bakma heyecanlandım biraz.”
“Neyse, senin de bildiğin gibi murcler birçok ırkı yok etti.Geriye bir tek biz, insanlar kaldık.O zamandan beri de murclerin -eskiden diğer ırkların- yaşadığı dünyanın öbür ucu ile savaş halindeyiz.”
“Tarih dersi vermeyi kes de konuya gir, bunları zaten biliyorum.”
“Sabırsızlanma.Dediğim gibi işler karıştı.Murcler uzun yıllar boyunca bizi yenemeyince çekilmişlerdi.Sen de tam o zaman bırakmıştın.Gözcülerimizin raporlarına göre Ghogelar yeniden ortaya çıkmış.Ve daha da kötüsü Murcler Ghogelarla bir araya geliyorlar.”
“Ghogelar mı? O da nedir?”
“Kusura bakma, Ghogeleri bilmediğini unutmuşum.Büyücü olmayanlar onlar hakkında pek bir şey bilmez.Ghogelar için bedensiz büyücüler denebilir.”
Cebinden bir kitap çıkarıp açtı ve sesli bir şekilde okumaya başladı:
“Binlerce yıl önce keşfedilen ve dünyaya düşmüş olan bir taş büyük bir enerji barındırırmış, bazı büyücüler de bunu keşfedip gücünü kullanmaya başlamışlar.Öyle bir güç veriyormuş ki kendini kullanana, o güç canlının bedenini parçalayıp onu ruhsal bir varlığa dönüştürüyormuş.Onu kullanan bazı büyücüler bedenlerini kaybedince “Meclis” taşı bir yere kilitleyip kullanmayı yasaklamış.Yüzlerce yıl sonra, meclis yıkılınca taş tekrar Ghogeların eline geçmiş.Ghogeler kısa zamanda başka büyücüleri de yanlarına çekip sayılarını artırmışlar ama bir süre sonra ortadan kaybolmuşlar.”
Kitabı kapattı ve masanın üzerine bıraktı:
“Ghogeların tarihiyle ilgili senin anlayışına uygun en ayrıntısız hikaye bu.İstersen devamını ben getireyim.Ghogelar yeniden ortaya çıktılar ve sayıları çok artmış durumda, tahminimize göre saklandıkları süre boyunca sayılarını artırıp güçlenmişler ve şimdi eskiden vatanları olan toprakları ele geçirmek istiyorlar.Bu yüzden Murclerle birleşmeye çalışıyorlar.”
Aren’in kafası karışmıştı.Duyduklarını sindirdikten sonra, önce yüzü buruştu ve endişeli bir hal aldı, ardındansa çarpık bir gülümsemeyi yüzüne yayarak konuştu.
“Yine günü kurtaracak kişi ben miyim?”
“Tabi, kabul edersen.”
“Sanki etmeme şansım varmış gibi konuşma. Eğer karşımızda dediğin kadar ciddi bir tehdit varsa elimden geleni yapmaya hazırım, biliyorsun ben onlarca soyluyla tanışıp, onlarca tebrik dinlemiş ünlü bir kahramanım.”
Bir kahkaha attı ve böyle bir durumda gülmeyi başardığından dolayı kendini tebrik ettikten sonra ciddiyete bürünerek:
“Peki şu meclis olayı da nedir?
“Karışık bir hikaye, büyücülerden oluşan, bir zamanlar ülkeyi yönetmiş bir meclis diyebilirsin.Şimdilik bunu bilsen yeter.Umarım ayrıntılarını öğrenecek vaktin olur.”
Aren durumun ciddiyetini arkadaşı kadar kavramış değildi.
Dünya nereye gidiyor… Belki sona, belki de “yeni” bir başlangıca. Ama şu kesin ki değişim dünyayı saracak ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
“Dünya elf ırkının yeryüzünden silinmesi ile sarsıldı.Ancak bu ne ilk ne de sondu.Bundan önce de güçsüz ırklar yeryüzünden silinmişti.Elflerden sonra da birçok ırk yeryüzünden silindi. Elfler güçlüydü, direndiler.Ormanlarda saklanıp, güçlenmeyi beklediler.Ama güçlenemediler.Bulundular ve uzun bir savaşa giriştiler.Beş yıl süren uzun savaşın ardından başkentleri düştü ve geri dönülemez bir çöküntü dönemine girdiler.Zaten bundan üç yıl sonra da yeryüzünden silindiler.
“Dünya bunun şokunu atlatamadan orclar da “düşmanla” zorlu bir savaşa giriştiler.Orclar elflerden daha güçlüydüler ama ne ormanda gizlenmelerini sağlayacak kadim büyüleri ne de güçlü savunmaları yoktu.Hatta çoğu yerleşimleri tahta çitlerden öte bir savunmaya sahip değildi.Düşman yerleşimlerini bir yıl içinde yok edip orcları göç etmeye, kuzeyin karlı dağlarında gizlenmeye zorladı.Kuzey dağlarında kabileler halinde yaşamaya başlayan orclar kuzeye ve soğuğa alışıp evrimleşmeye başladılar.Vücutları kalın kürklerle kaplandı ve uzun boynuzları yok olarak sivri dişlerinin daha da uzamasına neden oldu.Hayat tarzları da değişmişti.Eskiden insanların yarısı kadar medeni iseler eğer şimdi yüzde biri ancak olabilirlerdi.Tabi bunlar şanslı olanlarıydı, binlercesi daha dağlara yerleşir yerleşmez soğuktan donarak öldüler.Ve dünya sahip olduğu bir ırkı daha kaybetmiş oldu.
“Gnomelar uğradıkları ani bir saldırı ile en güçlü yerleşimlerini kaybettiler.Düzensiz orduları dağıl.Adi çelikleri ve güçsüz büyüleri düşmanın gücüyle parçalandı ve birkaç haftada yok edildiler.Troller, Kara elfler, Ogreler ve daha nice ırklar yok edildiler.”
Saatlerdir okuduğu kitabı kapattı ve eski sayfaların rüzgarıyla oluşan toz bulutu onu öksürttü.Kitabı masadan aldı ve rafa yerleştirdi.Arkasındaki masada oturan,pelerinli adam da hareketlenmişti.Yavaşça kapıya doğru yürüdü ve dışarıya ,serin havaya, çıktı.Pelerinli adam da peşindeydi.Sakin adımlarla ilerliyordu ama bu sefer pelerinliyi fark etmiş gibiydi.Bir köşeyi döndü ve beklemeye başladı.Pelerinli de köşeyi döner dönmez üzerine saldırdı ve onu yere devirdi.
“Kimsin sen?” diye bağırdı.Pelerinli telaşla cevap verdi:
“Aren? Aren beni tanımadın mı? Ben Kael.”
“Kael? Kael dostum!”
Hemen Kael’in üzerinden kalktı ve onunda kalkmasına yardım ettikten sonra konuşmaya devam etti:
“Beni nerden buldun?”
“Zor olmadı, Efsanevi Murc avcısı nereye gitse duyuluyor.”
“Artık bir Murc avcısı değilim, Kael. Sen de biliyorsun ki bir süre önce bıraktım.”
“İstersen bunları daha sakin bir yerde konuşalım.”
Kael cevap beklemeden arkasını döndü ve ilerlemeye başladı.Boş sokaklardan geçerken havayı ağırlaştıran çöp kokuları ve soğuk rahatsız ediciydi.Bir yere varmaları uzun sürmedi.Bina yer yer dökülmüş bir boyayla kaplıydı ve kapının önünde iki kişi bekliyordu.Adamlara yaklaşınca Kael bir şey mırıldandı ve adamlar kenara çekilip kapının önünü açtılar.Aren yüzünde bir gülümsemeyle Kael’in hiç değişmemiş olduğunu düşünüyordu.
İçerisi karanlıktı, tek ışık Aren’in üst katta yandığını tahmin ettiği bir lambadan geliyordu.Kael ona işaret etti ve eski bir masanın etrafındaki sandalyelere oturdular.Aren evindeymişçesine bir rahatlıkla masanın üzerindeki gaz lambasını yaktı.Odayı dolduran ışık arkadaşını daha net görebilmesini sağlamıştı.Üzerinde kara bir cüppe vardı ve bolluğundan dolayı oluşturduğu kıvrımlar net bir şekilde seçiliyordu.Yüzü orta yaşlı birine göre gençti, çenesi biraz uzundu ve bir top sakal tarafından çevrelenmişti.Arkadaşını incelemeyi bitirince ellerini birleştirdi ve konuşmaya başladı:
“Görüşmeyeli uzun zaman olmuştu Kael, gerçekten hiç değişmemişsin.”
“Ben de aynı şeyi senin için söyleyebilirim.Sanırım bu değişen dünyada değişmeyen tek varlıklar biziz.”
“Muhtemelen” –kıkırdadı- “Eee, neden beni arıyordun.Sırf özlediğinden olmadığına bahse girerim.”
“Doğrusunu söylemek gerekirse senden yardım isteyeceğim.”
“Bu biraz ani olmadı mı?”
“Böyle olmak zorunda, çünkü vaktimiz yok.”
“Neler dönüyor?”
“Hemen lafa gireceğim, sen bıraktıktan sonra işler karıştı.Murcler-”
“Nasıl yani?”
“Lafımı bölmezsen anlatacağım.”
“Kusura bakma heyecanlandım biraz.”
“Neyse, senin de bildiğin gibi murcler birçok ırkı yok etti.Geriye bir tek biz, insanlar kaldık.O zamandan beri de murclerin -eskiden diğer ırkların- yaşadığı dünyanın öbür ucu ile savaş halindeyiz.”
“Tarih dersi vermeyi kes de konuya gir, bunları zaten biliyorum.”
“Sabırsızlanma.Dediğim gibi işler karıştı.Murcler uzun yıllar boyunca bizi yenemeyince çekilmişlerdi.Sen de tam o zaman bırakmıştın.Gözcülerimizin raporlarına göre Ghogelar yeniden ortaya çıkmış.Ve daha da kötüsü Murcler Ghogelarla bir araya geliyorlar.”
“Ghogelar mı? O da nedir?”
“Kusura bakma, Ghogeleri bilmediğini unutmuşum.Büyücü olmayanlar onlar hakkında pek bir şey bilmez.Ghogelar için bedensiz büyücüler denebilir.”
Cebinden bir kitap çıkarıp açtı ve sesli bir şekilde okumaya başladı:
“Binlerce yıl önce keşfedilen ve dünyaya düşmüş olan bir taş büyük bir enerji barındırırmış, bazı büyücüler de bunu keşfedip gücünü kullanmaya başlamışlar.Öyle bir güç veriyormuş ki kendini kullanana, o güç canlının bedenini parçalayıp onu ruhsal bir varlığa dönüştürüyormuş.Onu kullanan bazı büyücüler bedenlerini kaybedince “Meclis” taşı bir yere kilitleyip kullanmayı yasaklamış.Yüzlerce yıl sonra, meclis yıkılınca taş tekrar Ghogeların eline geçmiş.Ghogeler kısa zamanda başka büyücüleri de yanlarına çekip sayılarını artırmışlar ama bir süre sonra ortadan kaybolmuşlar.”
Kitabı kapattı ve masanın üzerine bıraktı:
“Ghogeların tarihiyle ilgili senin anlayışına uygun en ayrıntısız hikaye bu.İstersen devamını ben getireyim.Ghogelar yeniden ortaya çıktılar ve sayıları çok artmış durumda, tahminimize göre saklandıkları süre boyunca sayılarını artırıp güçlenmişler ve şimdi eskiden vatanları olan toprakları ele geçirmek istiyorlar.Bu yüzden Murclerle birleşmeye çalışıyorlar.”
Aren’in kafası karışmıştı.Duyduklarını sindirdikten sonra, önce yüzü buruştu ve endişeli bir hal aldı, ardındansa çarpık bir gülümsemeyi yüzüne yayarak konuştu.
“Yine günü kurtaracak kişi ben miyim?”
“Tabi, kabul edersen.”
“Sanki etmeme şansım varmış gibi konuşma. Eğer karşımızda dediğin kadar ciddi bir tehdit varsa elimden geleni yapmaya hazırım, biliyorsun ben onlarca soyluyla tanışıp, onlarca tebrik dinlemiş ünlü bir kahramanım.”
Bir kahkaha attı ve böyle bir durumda gülmeyi başardığından dolayı kendini tebrik ettikten sonra ciddiyete bürünerek:
“Peki şu meclis olayı da nedir?
“Karışık bir hikaye, büyücülerden oluşan, bir zamanlar ülkeyi yönetmiş bir meclis diyebilirsin.Şimdilik bunu bilsen yeter.Umarım ayrıntılarını öğrenecek vaktin olur.”
Aren durumun ciddiyetini arkadaşı kadar kavramış değildi.
16 Hzr 2009 23:01
16 Hzr 2009 23:16
İstesem de getiremem zaten. Şimdiye kadar hiç bir hikayemin sonunu getiremedim.2 yıldır yazdığım uzuuuuuun hikayemi bile yarım bıraktım ve artık devam etmiyorum.Belki onu da eklerim buraya ama pek kaliteli değil o.Gerçi bunlar da iyi sayılmaz ama.Sağol bu arada yazımı okuyup yorum yazan ilk kişi olduğun için.
Sağolasın.
Hepsini bir anda öldürdüm çünkü öldürmem gerekiyordu.merak etme onların yerini kendi oluşturduğum ırklar tamamlayacak.Zaten bu hikayeye başlamamın asıl amacı kendi ırklarımı oluşturmaktı.
Aren, aren evet belki kibirli olabilir biraz ama onunla ilgili kahramanlıktan farklı fikirlerim var
Hepsini bir anda öldürdüm çünkü öldürmem gerekiyordu.merak etme onların yerini kendi oluşturduğum ırklar tamamlayacak.Zaten bu hikayeye başlamamın asıl amacı kendi ırklarımı oluşturmaktı.
Aren, aren evet belki kibirli olabilir biraz ama onunla ilgili kahramanlıktan farklı fikirlerim var
1. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 13 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |