15 büyücü birliği - bölüm 1 - [RESİMLİ HİKAYE] |
Yazar
Mesaj
Merhaba arkadaşlar. Düşünerek, uğraşarak yaptığım hikayeyi size sunuyorum. Hikaye ve resimlerin çizimi tamamen bana ait. Adım Tayfur. 17 yaşındayım.
Aslında manga şeklinde yapacaktım hikayeyi, fakat önce yazıya dökmeye karar verdim.
---------------
“Bir zamanlar ezilen insan ırkını güvende tutmak için bin yıl önce savaşçı Belfis tarafından kurulan 15 büyük büyücü birliği, insan olmanın verdiği hain istekler doğrultusunda amacından sapmıştır. Diğer ırklara zulmeden ve sadece insanların menfaatlerini düşünen zalim bir birlik olmuştur. Aynı zamanda bu birlik insan ırkının başındadır. “
(resim 1 : büyücü birliğinin üssü)
Birlik, Belfis’ in yadigârı olan, daha hiç açılmamış büyülü kapının durumu hakkında konsey yapar;
(resim 2 : ulu büyücü)
“Kapı açılmalı” dedi ulu büyücü, sesi otoriter ve kesindi. 15 büyücünün tapınağında konuşmalar birden yükseldi. Kızılarslan haykırarak; “hayır, kesinlikle olmaz! Bu kapının içinde düşman olabilir, bu kapı 1000 yıldır burada korunuyor, eğer içinde bir dost olsaydı bu zamana kadar açılırdı!”
Yaşlı büyücü sivri dil sinirle ayağa kalktı : “Çünkü atalarımız bu kadar kötü bir duruma hiç düşmediği için sakladı. Uyan Kızılarslan! İnsanların bize güveni gün geçtikçe azalıyor, güçsüzleşiyoruz, bu kapının içindeki her ne ise ona ihtiyacımız olduğu kesin.”. Kızılarslan sert bir bakışla “tanrı aşkına, nasıl bu kadar emin olabilirsin?” dedi. Konseyde tekrar bir gürültü oluştu.
Ulu büyücü ağzını açtığında herkes sustu: “ Bizim amacımız, insanları güvende tutmaktır dostlarım. 1000 yıldan beri vazifemiz bu dur. Atalarımız görevi başarıyla yerine getirdi. Dostlarım, bu görevi devam ettirmemiz gerekiyor. Andallar ve goblinler en büyük ordularıyla gelecekler. Savaş geliyor, karanlık günler geliyor. Bu yüce insan ırkını korumalıyız. Bu kapının ardında bir dost mu var bir düşman mı var bilmiyoruz ama şansımızı denemeliyiz!” dedi Belfis’ in kapısını göstererek. Salondaki büyücülerde bu fikre katıldı – tabi bazıları hariç -
(resim 3 : bahsi geçen büyülü kapı)
“öyleyse bende bu kapıyı açıyorum “ dedi ulu büyücü altın süslemeli tahtından kalkarak. Bazı büyücüler bu fikre karşı çıkarak bağırmasına rağmen pek bir işe yaramadı. Çünkü kalabalık, kapının açılmasından yanaydı. Ulu büyücü ağır ağır salonun sonundaki büyülü kapıya doğru ilerledi. Kapının yanına gelince biraz duraksadı ve kapının üstündeki örtüyü yavaşça kaldırdı. Kapı neredeyse 2 metre kadardı ve kesinlikle çok güzeldi. Üstü mücheferlerle süslenmişti, işlemeli çelikten yapılmıştı. Kapının kolu yoktu, sadece kilit bölümü vardı.
Ulu büyücü boynuna astığı büyük anahtarı çıkardı. Anahtar’da değerli taşlarla süslüydü ve tamamen altındı. Ulu büyücü anahtarı kilide soktu. Konseydeki büyücülerin kalbi durmak üzereydi. Bir tarihe tanıklık ediyorlardı. 1000 yıldır 15 büyücü birliğinin koruduğu kapı açılıyordu. Ulu büyücü anahtarı çevirdi…
Ulu büyücü çekildi, herkesin gözü kapıdaydı. 1-2 saniye sessizlikten sonra kapı kendiliğinden açılmaya başladı. Kapıdan beyaz bir ışık huzmesi geliyordu. Ve birden büyücüler bir ağlama sesi duydu. Bebeğin ağlama sesi gibi. Bu bir bebekti, kapının içindeki odada yeni doğmuş bebek vardı! Bu nasıl olabilirdi! Herkes içinden bir silah ya da gizli bilgiler bulunduran bir kitap bekliyordu. Bu savunmasız bir erkek çocuğuydu. Büyücüler hayretler içindeydi. Ulu büyücü öne çıktı, kapının içine girdi ve eğilerek bebeği kucağına aldı. Büyülü kapının içerisindeki odadan çıktığı anda kapı şiddetle tekrar kapandı ve kilit kırıldı.
Ve ulu büyücü 1-2 saniye bebeği kucağında tuttuktan sonra bebeği göstererek bağırdı: “ İşte bu bebek! Kurtuluşumuzun anahtarı bu yüce bebek! Düşmanlarımızı yok edecek savaşçı bu dur ve kanaatimce bu bebek Belfis ‘in oğludur. Ama o bunu hiç öğrenmeyecek. En acılı eğitimden geçirilecek, sevgi, merhamet öğretilmeyecek. Bildiği tek şey acı ve savaş olacak. Ve bu yüce birliği daha da yüceltecek! ”
(resim 4 : bebek )
------------
seviyeli eleştirilere ve
Her türlü işe, etkinliğe açığım
bana ulaşmak isterseniz hotmail' im : furtay@hotmail.com.tr
Aslında manga şeklinde yapacaktım hikayeyi, fakat önce yazıya dökmeye karar verdim.
---------------
“Bir zamanlar ezilen insan ırkını güvende tutmak için bin yıl önce savaşçı Belfis tarafından kurulan 15 büyük büyücü birliği, insan olmanın verdiği hain istekler doğrultusunda amacından sapmıştır. Diğer ırklara zulmeden ve sadece insanların menfaatlerini düşünen zalim bir birlik olmuştur. Aynı zamanda bu birlik insan ırkının başındadır. “
(resim 1 : büyücü birliğinin üssü)
Birlik, Belfis’ in yadigârı olan, daha hiç açılmamış büyülü kapının durumu hakkında konsey yapar;
(resim 2 : ulu büyücü)
“Kapı açılmalı” dedi ulu büyücü, sesi otoriter ve kesindi. 15 büyücünün tapınağında konuşmalar birden yükseldi. Kızılarslan haykırarak; “hayır, kesinlikle olmaz! Bu kapının içinde düşman olabilir, bu kapı 1000 yıldır burada korunuyor, eğer içinde bir dost olsaydı bu zamana kadar açılırdı!”
Yaşlı büyücü sivri dil sinirle ayağa kalktı : “Çünkü atalarımız bu kadar kötü bir duruma hiç düşmediği için sakladı. Uyan Kızılarslan! İnsanların bize güveni gün geçtikçe azalıyor, güçsüzleşiyoruz, bu kapının içindeki her ne ise ona ihtiyacımız olduğu kesin.”. Kızılarslan sert bir bakışla “tanrı aşkına, nasıl bu kadar emin olabilirsin?” dedi. Konseyde tekrar bir gürültü oluştu.
Ulu büyücü ağzını açtığında herkes sustu: “ Bizim amacımız, insanları güvende tutmaktır dostlarım. 1000 yıldan beri vazifemiz bu dur. Atalarımız görevi başarıyla yerine getirdi. Dostlarım, bu görevi devam ettirmemiz gerekiyor. Andallar ve goblinler en büyük ordularıyla gelecekler. Savaş geliyor, karanlık günler geliyor. Bu yüce insan ırkını korumalıyız. Bu kapının ardında bir dost mu var bir düşman mı var bilmiyoruz ama şansımızı denemeliyiz!” dedi Belfis’ in kapısını göstererek. Salondaki büyücülerde bu fikre katıldı – tabi bazıları hariç -
(resim 3 : bahsi geçen büyülü kapı)
“öyleyse bende bu kapıyı açıyorum “ dedi ulu büyücü altın süslemeli tahtından kalkarak. Bazı büyücüler bu fikre karşı çıkarak bağırmasına rağmen pek bir işe yaramadı. Çünkü kalabalık, kapının açılmasından yanaydı. Ulu büyücü ağır ağır salonun sonundaki büyülü kapıya doğru ilerledi. Kapının yanına gelince biraz duraksadı ve kapının üstündeki örtüyü yavaşça kaldırdı. Kapı neredeyse 2 metre kadardı ve kesinlikle çok güzeldi. Üstü mücheferlerle süslenmişti, işlemeli çelikten yapılmıştı. Kapının kolu yoktu, sadece kilit bölümü vardı.
Ulu büyücü boynuna astığı büyük anahtarı çıkardı. Anahtar’da değerli taşlarla süslüydü ve tamamen altındı. Ulu büyücü anahtarı kilide soktu. Konseydeki büyücülerin kalbi durmak üzereydi. Bir tarihe tanıklık ediyorlardı. 1000 yıldır 15 büyücü birliğinin koruduğu kapı açılıyordu. Ulu büyücü anahtarı çevirdi…
Ulu büyücü çekildi, herkesin gözü kapıdaydı. 1-2 saniye sessizlikten sonra kapı kendiliğinden açılmaya başladı. Kapıdan beyaz bir ışık huzmesi geliyordu. Ve birden büyücüler bir ağlama sesi duydu. Bebeğin ağlama sesi gibi. Bu bir bebekti, kapının içindeki odada yeni doğmuş bebek vardı! Bu nasıl olabilirdi! Herkes içinden bir silah ya da gizli bilgiler bulunduran bir kitap bekliyordu. Bu savunmasız bir erkek çocuğuydu. Büyücüler hayretler içindeydi. Ulu büyücü öne çıktı, kapının içine girdi ve eğilerek bebeği kucağına aldı. Büyülü kapının içerisindeki odadan çıktığı anda kapı şiddetle tekrar kapandı ve kilit kırıldı.
Ve ulu büyücü 1-2 saniye bebeği kucağında tuttuktan sonra bebeği göstererek bağırdı: “ İşte bu bebek! Kurtuluşumuzun anahtarı bu yüce bebek! Düşmanlarımızı yok edecek savaşçı bu dur ve kanaatimce bu bebek Belfis ‘in oğludur. Ama o bunu hiç öğrenmeyecek. En acılı eğitimden geçirilecek, sevgi, merhamet öğretilmeyecek. Bildiği tek şey acı ve savaş olacak. Ve bu yüce birliği daha da yüceltecek! ”
(resim 4 : bebek )
------------
seviyeli eleştirilere ve
Her türlü işe, etkinliğe açığım
bana ulaşmak isterseniz hotmail' im : furtay@hotmail.com.tr
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Gama_Sennin
Ulu büyücü, ulu büyücü, ulu büyücü, ulu büy bzzzzztt!
...............!?
Neyse, başlangıç için iyi bir giriş. Dikkatimi bir şey çekti, toplantıdakilerin tutumu. Ulu büyücü konuşmaya başlayınca susan tipler kapı açılırken yaygarayı basabiliyor. Toplantının havasını ve kişiler arası üslup sınırını ileride daha net anlayacağız sanırım. ( ulu büyücünün müsamaha sınırı gibi)
İnsan ırkı diğer ırklarla savaş halinde ve koruyuculuğunu 15 büyücü yapıyor. Irkların özellikleri, 15 kişi dışında başka büyücü var mı vb sorular merak ettiklerim.
Ha bir de ne olur afacanı beyaz sakallı bir dede eğitmesin
Beklemedeyim yeni bölümü...
Edit: 15 kişi dışında derken güç benzeri açılardan kastettim.
...............!?
Neyse, başlangıç için iyi bir giriş. Dikkatimi bir şey çekti, toplantıdakilerin tutumu. Ulu büyücü konuşmaya başlayınca susan tipler kapı açılırken yaygarayı basabiliyor. Toplantının havasını ve kişiler arası üslup sınırını ileride daha net anlayacağız sanırım. ( ulu büyücünün müsamaha sınırı gibi)
İnsan ırkı diğer ırklarla savaş halinde ve koruyuculuğunu 15 büyücü yapıyor. Irkların özellikleri, 15 kişi dışında başka büyücü var mı vb sorular merak ettiklerim.
Ha bir de ne olur afacanı beyaz sakallı bir dede eğitmesin
Beklemedeyim yeni bölümü...
Edit: 15 kişi dışında derken güç benzeri açılardan kastettim.
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): rohonin38
bahadure yazmış:
öncelikle hikayemi okuduğun ve düşüncelerini belirttiğin için çok teşekkür ederim
-Evet insan ırkının korumasını bu birlik yapıyor.
-İnsan ırkı dışındaki ırklarda böyle bir sistem yok. Ama bunu bir düşüneceğim, cazip geldi bu fikir .
Afacanı dede eğitmeyecek , orjinal bir şey yapmayı planlıyorum merak etmeyin
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 3 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |