2. Güneş Ülkesi(6. Bölüm) Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 |
Yazar
Mesaj
Saate baktım. Gecenin üçüydü. Yeni uyandım ve uyuyabilecek gibi değildim. İçimde bir sıkıntı var ama ne? Saniyeler bile çok uzundu. Dakika gibi sayabilirdim onları. Ve sonra içimde bir şeyin koptuğunu hissettim. Hatta onu duydum. Ama o ses neye benzetilebilir ki? Anlatamam. Rahatlama hissettim. Oysaki acıyacağını düşünmüştüm. Bunlar olurken bir elim kolyenin üzerindeydi. Zaman her zamanki gibi akmaya başladı. Saniyeler hızla geçiyordu. Saati bıraktım. Öbür elim hala kolyedeydi.Rüya görmediğime eminim ama görmeyi umuyorum. Yeniden yatağa uzandım. Birden çok ağırlaştığımı hissettim. Sanki beni aniden kaldıran o dürtü etkisini üstümden kaldırmıştı. Öyle uykum vardı ki belki yarın okula gitmem. Gitmem belki Shannon da yok... O kadar yorgundum ki bu düşünceye itiraz edecek gücüm yoktu. Shannon'u özledim...
Her ne kadar okula gitmek istemesem de gittim. Tahmin ettiğim gibi sırası boştu. Tuhaf bir biçimde kolyeyi bana vermesinin nedenini artık düşünmüyorum. Belki tuhaflıklara alıştım. Sadece biri çıkıp nedenini söylemeliydi. Ya da ben bunları kafamda kuruyorum. bilmiyorum...
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Shannon, Jung'u izliyordu. Jung bunun farkındaydı tabi. Her şeyi çoktan kafasında planlamıştı hatta. Berthe kesinlikle Mirraki'ye gidecekti. Büyük merdivenden indiler. Jung caddeye göz attı. Yeterince kalabalıktı. Her şey istediği gibi gidiyordu. Hızla yürüdü. Kalabalık bir grup yanından geçerken arkasına baktı. Shannon hala peşindeydi. Başka bir şey düşünmeliydi. O sırada yanına yaklaşan dilenciyi gördü.
-Oğlum, Allah rızası için...
İçinden sinirle tam da sırasıydı dedi. Etrafına bakınırken onlara doğru gelen turist kafilesini gördü. Gülümseyerek tam da sırası diye mırıldandı.
Bu turistler Shannon'un canını sıkmıştı. Jung'u göremiyordu. Sağına soluna insanlar çarpıyordu. Bu şekilde onu takip etmek çok zordu. Turistlerin arasına daldı. Ve bu o! Kaybetmemişti! Adama doğru yaklaşınca bunun Jung olmadığını fark etti. Onun ceketini giyen başka biri. Bir dilenci! "Lanet herif!" diye inledi. Deli gibi sağa sola koşmaya başladı. Ama onun izini kaybetmişti. Ya Berthe'nin yanındaysa? Berthe' yi bir şekilde yanında tutmalıydı. Telefonunu eline aldı...
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Uyudum uyucam of... Hayır ya! Yarın sınav var uyuyamam Hadi dayan dayan! Bir ses... Aaa! Telefonum nerde nerde?!!! Yere saçılmış defterlere baktım eminim altında bi yerlerdedir. Ve umarım telefonu çaldıran sabırlı biridir Tam bir umutsuz vakayım. Ve işte burdaymış! İlginç tanımadığım bir numara kim acaba?
-Efendim?
-Berthe... Benim Shannon.
Shannon? Shannon!!! Ne? Nasıl yani? Aaah! Konuşmayı unuttum!!!
-Berthe orda mısın?
-Şey.. e-evet. Bi an şaşırdım da. Ahaha telefonumu nerden buldun?
-Arkadaşından aldım. Yarın mat sınavı var. Ben de bi kaç gündür hastaydım. Okula gelemedim. Bana ders notların lazım. Şu an aşağıdayım. Bana onları getirebilr misin?
-Ha... tabi tabi. Bekle.
Şaşkınlıkla defterimi aradım. Evimi nerden buldu?!!! Ama onun geri gelmeyeceğini düşünmüştüm. Çok sevindim ^_^ İyi de niye sevindim? Sevinmedim. İster gelsin ister gitsin. Bananeyse. Bunları düşünürken çoktan inmiştim. Apartmanın kapısını yavaşça açtım. Yavaşça ona doğru ilerledim. Özellikle yavaşça olmalıydı. Hareketlerim heyecanımı belli etmemeliydi. Yani umarım anlamamıştır :S Konuşmaya başladım. Gülümseyerek
-Evi nasıl buldun? Bi de telefonumu tabi...
-Rosie anlatmıştı. Konuşurken aklımda kalmış. Telefonunu kendin verdin. Hatırlamıyo musun? Neyse işe yaradı işte. Notlarına çok ihtiyacım var.Ama defter sana lazımsa...
-Yo, ben defterden çalışmıyorum. Ama senin matematiğin iyiydi. Son sınavdan 96 aldın.
Şaşırmıştı.
-Hayır, yanlış hatırlıyosun.
-Hayır! Senin yanlışın var eminim !!!
-benim notlarımı mı aklında tutuyosun? Ukala gülümseme yine yüzünde belirmişti. Hiç değişmiceksin dimi?
-Hayııır!! En yüksek not senindi ondan...
-Ooo hırs mı yaptık?
Lafı fazla uzatmadan defteri ona uzattım. Defteri ucundan tuttu.
-Nasılsın? Defteri bıraktım.
-İyiyim.
-Sevindim. Evde yalnız mısın?
-Peki sen sapık mısın? o.0 Bir kahkaha attı.
-Soru garipti. Kabul. Ama evde yalnız mısın? Şaşkınlıkla birazdan annemin geleceğini söyledim. Nedenini bilmediğim bir şekilde bu onu rahatlatmıştı. Teşekkür etti. Ayrıldık. Eve girdiğimde televizyonu açık unuttuğumu fark ettim. Ama bir dakika. Ben televizyon izlemiyordum ki. Odaya doğru yürüdüm. İçerde televizyon izleyen bir adam vardı o.0 Kaskatı kesildim. Korku şaşkınlık... hepsi birbirine karıştı. Karşımdaki gözünü televizyondan ayırmadan:"bu bir vedaydı bunu unutma." dedi. Ve sonunda gözlerini bana çevirdi. Yemyeşil gözleri vardı. Ve sonunda kendime geldim. Beni görünce şaşırdı. Bir şey beklediği gibi değilmiş gibi... O an içimden onlarca soru geçiyordu. Ama en önemlisi.
-Sen kimsin?
Devam Edecek...
Her ne kadar okula gitmek istemesem de gittim. Tahmin ettiğim gibi sırası boştu. Tuhaf bir biçimde kolyeyi bana vermesinin nedenini artık düşünmüyorum. Belki tuhaflıklara alıştım. Sadece biri çıkıp nedenini söylemeliydi. Ya da ben bunları kafamda kuruyorum. bilmiyorum...
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Shannon, Jung'u izliyordu. Jung bunun farkındaydı tabi. Her şeyi çoktan kafasında planlamıştı hatta. Berthe kesinlikle Mirraki'ye gidecekti. Büyük merdivenden indiler. Jung caddeye göz attı. Yeterince kalabalıktı. Her şey istediği gibi gidiyordu. Hızla yürüdü. Kalabalık bir grup yanından geçerken arkasına baktı. Shannon hala peşindeydi. Başka bir şey düşünmeliydi. O sırada yanına yaklaşan dilenciyi gördü.
-Oğlum, Allah rızası için...
İçinden sinirle tam da sırasıydı dedi. Etrafına bakınırken onlara doğru gelen turist kafilesini gördü. Gülümseyerek tam da sırası diye mırıldandı.
Bu turistler Shannon'un canını sıkmıştı. Jung'u göremiyordu. Sağına soluna insanlar çarpıyordu. Bu şekilde onu takip etmek çok zordu. Turistlerin arasına daldı. Ve bu o! Kaybetmemişti! Adama doğru yaklaşınca bunun Jung olmadığını fark etti. Onun ceketini giyen başka biri. Bir dilenci! "Lanet herif!" diye inledi. Deli gibi sağa sola koşmaya başladı. Ama onun izini kaybetmişti. Ya Berthe'nin yanındaysa? Berthe' yi bir şekilde yanında tutmalıydı. Telefonunu eline aldı...
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Uyudum uyucam of... Hayır ya! Yarın sınav var uyuyamam Hadi dayan dayan! Bir ses... Aaa! Telefonum nerde nerde?!!! Yere saçılmış defterlere baktım eminim altında bi yerlerdedir. Ve umarım telefonu çaldıran sabırlı biridir Tam bir umutsuz vakayım. Ve işte burdaymış! İlginç tanımadığım bir numara kim acaba?
-Efendim?
-Berthe... Benim Shannon.
Shannon? Shannon!!! Ne? Nasıl yani? Aaah! Konuşmayı unuttum!!!
-Berthe orda mısın?
-Şey.. e-evet. Bi an şaşırdım da. Ahaha telefonumu nerden buldun?
-Arkadaşından aldım. Yarın mat sınavı var. Ben de bi kaç gündür hastaydım. Okula gelemedim. Bana ders notların lazım. Şu an aşağıdayım. Bana onları getirebilr misin?
-Ha... tabi tabi. Bekle.
Şaşkınlıkla defterimi aradım. Evimi nerden buldu?!!! Ama onun geri gelmeyeceğini düşünmüştüm. Çok sevindim ^_^ İyi de niye sevindim? Sevinmedim. İster gelsin ister gitsin. Bananeyse. Bunları düşünürken çoktan inmiştim. Apartmanın kapısını yavaşça açtım. Yavaşça ona doğru ilerledim. Özellikle yavaşça olmalıydı. Hareketlerim heyecanımı belli etmemeliydi. Yani umarım anlamamıştır :S Konuşmaya başladım. Gülümseyerek
-Evi nasıl buldun? Bi de telefonumu tabi...
-Rosie anlatmıştı. Konuşurken aklımda kalmış. Telefonunu kendin verdin. Hatırlamıyo musun? Neyse işe yaradı işte. Notlarına çok ihtiyacım var.Ama defter sana lazımsa...
-Yo, ben defterden çalışmıyorum. Ama senin matematiğin iyiydi. Son sınavdan 96 aldın.
Şaşırmıştı.
-Hayır, yanlış hatırlıyosun.
-Hayır! Senin yanlışın var eminim !!!
-benim notlarımı mı aklında tutuyosun? Ukala gülümseme yine yüzünde belirmişti. Hiç değişmiceksin dimi?
-Hayııır!! En yüksek not senindi ondan...
-Ooo hırs mı yaptık?
Lafı fazla uzatmadan defteri ona uzattım. Defteri ucundan tuttu.
-Nasılsın? Defteri bıraktım.
-İyiyim.
-Sevindim. Evde yalnız mısın?
-Peki sen sapık mısın? o.0 Bir kahkaha attı.
-Soru garipti. Kabul. Ama evde yalnız mısın? Şaşkınlıkla birazdan annemin geleceğini söyledim. Nedenini bilmediğim bir şekilde bu onu rahatlatmıştı. Teşekkür etti. Ayrıldık. Eve girdiğimde televizyonu açık unuttuğumu fark ettim. Ama bir dakika. Ben televizyon izlemiyordum ki. Odaya doğru yürüdüm. İçerde televizyon izleyen bir adam vardı o.0 Kaskatı kesildim. Korku şaşkınlık... hepsi birbirine karıştı. Karşımdaki gözünü televizyondan ayırmadan:"bu bir vedaydı bunu unutma." dedi. Ve sonunda gözlerini bana çevirdi. Yemyeşil gözleri vardı. Ve sonunda kendime geldim. Beni görünce şaşırdı. Bir şey beklediği gibi değilmiş gibi... O an içimden onlarca soru geçiyordu. Ama en önemlisi.
-Sen kimsin?
Devam Edecek...
Olleey! Yorum gelmiş*-* Hepinize çok teşekkür ederim Olayların kopuk omasının nedeni sanırım Berthe'nin bir olayı yaşarken başka bir olayı hatırlayıp araya sokması ama hepsi bağlantılı aslında. Ya da onun o anlık durumunu anlatırken ondan ayrı ama onunla ilgili başka olayların gelişip araya girmesi olabilir
3. sayfa (Toplam 3 sayfa) [ 25 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |