7 Kasım |
Yazar
Mesaj
...
Kız bu gün heyecanlıydı. Bu gün diğer günlerden farklıydı. Bu gün önceki 364 günden farklıydı.
Kız, Paşalıköyü Caddesi Lisesi önünde dikiliyordu. Birini bekliyordu, gözleri okulun kapısından çıkanlardaydı.
Beklediği kişiyi görünce gözleri ışıldadı. Gelen kişi onun sevgilisiydi, çocuk uzun boylu ve yakışıklıydı. Parlak yeşil gözleri ve hoş bir gülümsemesi vardı.
Görünce kızın yanına seğirtti. Birbirlerine sarıldılar. Çocuk;
“Okulun nasıl geçti aşkım?” diye sordu. Kız;
“Harikaydı aşkım. Seninki?” diye devam etti. Çocuk da sanki anlaşmışçasına “Benimki de süperdi.” diye yanıtladı. İkisi de okulda başarılı, popüler, neredeyse diğerlerinin taptığı öğrencilerdi.
Kız, çocuğun gözlerinin içine cilveli cilveli baktı ve kesinlikle ölümden başka şeyleri çağrıştıran bir ses tonuyla;
“Bu gün 7 yıl önce babaannemin öldüğü gün. Acaba benimle mezarını ziyarete gelir misin?” dedi. Çocuğun aslında başka planları vardı o öğleden sonra için. Ancak kızın bakışları yüzünden planları değişecekti. Kafasında karara vararak, sanki hiçbir şüphesi kalmamışçasına kabul etti gitmeyi. Aslında sadece 1,5 aydır birlikteydiler, ama böyle kızların ne yapacağı hiç belli olmazdı.
Birlikte yukarıya doğru yürümeye başladılar. Mezarlık birkaç sokak ötedeydi ve oldukça büyük bir mezarlıktı. Kız kendini çocuğa yaslamış, neredeyse kendini de ona taşıtıyordu. Mezarlığın kapısına vardıklarına çocuk nefes nefese kalmıştı.
“Ne kadar uzakta?” diye sordu çocuk. Kız cevap vermedi, sadece kafasını sallayıp hızla mezarlığın içlerine doğru yürümeye başladı. Eteğinin beline sıkıştırdığı metal cisim tenine değdikçe daha da sabırsızlanıyordu. Çocuğun ona yetişmek için koşması gerekti.
Mezarlığın iyice içlerine varmışlardı. Burada uzun otlar ve sarmaşıklar yerleri kaplamış, ağaçlar iyice dallanıp budaklanmıştı. Öyle ki neredeyse ufak bir orman gibiydi.
Kız yavaşlamaya başladı, artık yürürken mezar taşlarını dikkatle tarıyordu. Sonunda taşın üzerinde ‘Nesibe Taşçıoğlu (1945–1998)’ yazan bir mezarın önünde durup çocuğun ona yetişmesini bekledi. Çocuk yanına gelip sordu;
“Bu mezar mı?”
Kız başını sallayarak yavaşça çocuğun arkasına geçip boynuna sarıldı. Omzunun üzerinden uzanarak çocuğun dudağına öpücük kondurdu ve geriye çekilirken fısıldadı; “Elveda sevgilim...”
Kızın beline sıkıştırdığı metal şimdi elinde ışıldıyordu. Çocuğun bunu görmesiyle göğsüne saplanması bir oldu; kalbinin olması gereken yere. Öyle ki yüzünde soru soran bir ifade ile ağzı açık kalmış, o şekilde yere yıkılmıştı.
Kız yerde yatan yarı-ölü çocuğun üzerine eğildi. Bıçağı kaldırıp çocuğun göğsünü yardı. Bunu ilk kez yapmıyordu. Kız, tamı tamına 1 yıl önce, yine aynı gün aynı yerdeydi. Aynı mezarın önünde bir yıl öncenin 7 Kasım’ında ölen çocuğa aynı bıçağı saplamıştı. Aynı şekilde onun kanının tadına da bakmıştı.
Kız elini yarıktan içeriye soktu ve yerde yatan bedenden kalbi söktü. Tıpkı kendisininki, tıpkı bir yıl önce aynı yerde aynı şekilde öldürülen çocuğun kalbi gibiydi.
Kız biliyordu. Bunun son olmayacağını biliyordu.
Kız elindeki kalbi yakışıklı, güzel gülümsemesi olan çocuğun ağzına tıkıp ellerini dantelli beyaz mendiline sildi, bıçağını da aynı şekilde temizleyip yerine sakladı.
Ve kalkıp tamamen normal hayatına geri döndü. Bir dahaki 7 Kasıma kadar tek yapması gereken sıradan 364 gün daha geçirmekti…
Kız bu gün heyecanlıydı. Bu gün diğer günlerden farklıydı. Bu gün önceki 364 günden farklıydı.
Kız, Paşalıköyü Caddesi Lisesi önünde dikiliyordu. Birini bekliyordu, gözleri okulun kapısından çıkanlardaydı.
Beklediği kişiyi görünce gözleri ışıldadı. Gelen kişi onun sevgilisiydi, çocuk uzun boylu ve yakışıklıydı. Parlak yeşil gözleri ve hoş bir gülümsemesi vardı.
Görünce kızın yanına seğirtti. Birbirlerine sarıldılar. Çocuk;
“Okulun nasıl geçti aşkım?” diye sordu. Kız;
“Harikaydı aşkım. Seninki?” diye devam etti. Çocuk da sanki anlaşmışçasına “Benimki de süperdi.” diye yanıtladı. İkisi de okulda başarılı, popüler, neredeyse diğerlerinin taptığı öğrencilerdi.
Kız, çocuğun gözlerinin içine cilveli cilveli baktı ve kesinlikle ölümden başka şeyleri çağrıştıran bir ses tonuyla;
“Bu gün 7 yıl önce babaannemin öldüğü gün. Acaba benimle mezarını ziyarete gelir misin?” dedi. Çocuğun aslında başka planları vardı o öğleden sonra için. Ancak kızın bakışları yüzünden planları değişecekti. Kafasında karara vararak, sanki hiçbir şüphesi kalmamışçasına kabul etti gitmeyi. Aslında sadece 1,5 aydır birlikteydiler, ama böyle kızların ne yapacağı hiç belli olmazdı.
Birlikte yukarıya doğru yürümeye başladılar. Mezarlık birkaç sokak ötedeydi ve oldukça büyük bir mezarlıktı. Kız kendini çocuğa yaslamış, neredeyse kendini de ona taşıtıyordu. Mezarlığın kapısına vardıklarına çocuk nefes nefese kalmıştı.
“Ne kadar uzakta?” diye sordu çocuk. Kız cevap vermedi, sadece kafasını sallayıp hızla mezarlığın içlerine doğru yürümeye başladı. Eteğinin beline sıkıştırdığı metal cisim tenine değdikçe daha da sabırsızlanıyordu. Çocuğun ona yetişmek için koşması gerekti.
Mezarlığın iyice içlerine varmışlardı. Burada uzun otlar ve sarmaşıklar yerleri kaplamış, ağaçlar iyice dallanıp budaklanmıştı. Öyle ki neredeyse ufak bir orman gibiydi.
Kız yavaşlamaya başladı, artık yürürken mezar taşlarını dikkatle tarıyordu. Sonunda taşın üzerinde ‘Nesibe Taşçıoğlu (1945–1998)’ yazan bir mezarın önünde durup çocuğun ona yetişmesini bekledi. Çocuk yanına gelip sordu;
“Bu mezar mı?”
Kız başını sallayarak yavaşça çocuğun arkasına geçip boynuna sarıldı. Omzunun üzerinden uzanarak çocuğun dudağına öpücük kondurdu ve geriye çekilirken fısıldadı; “Elveda sevgilim...”
Kızın beline sıkıştırdığı metal şimdi elinde ışıldıyordu. Çocuğun bunu görmesiyle göğsüne saplanması bir oldu; kalbinin olması gereken yere. Öyle ki yüzünde soru soran bir ifade ile ağzı açık kalmış, o şekilde yere yıkılmıştı.
Kız yerde yatan yarı-ölü çocuğun üzerine eğildi. Bıçağı kaldırıp çocuğun göğsünü yardı. Bunu ilk kez yapmıyordu. Kız, tamı tamına 1 yıl önce, yine aynı gün aynı yerdeydi. Aynı mezarın önünde bir yıl öncenin 7 Kasım’ında ölen çocuğa aynı bıçağı saplamıştı. Aynı şekilde onun kanının tadına da bakmıştı.
Kız elini yarıktan içeriye soktu ve yerde yatan bedenden kalbi söktü. Tıpkı kendisininki, tıpkı bir yıl önce aynı yerde aynı şekilde öldürülen çocuğun kalbi gibiydi.
Kız biliyordu. Bunun son olmayacağını biliyordu.
Kız elindeki kalbi yakışıklı, güzel gülümsemesi olan çocuğun ağzına tıkıp ellerini dantelli beyaz mendiline sildi, bıçağını da aynı şekilde temizleyip yerine sakladı.
Ve kalkıp tamamen normal hayatına geri döndü. Bir dahaki 7 Kasıma kadar tek yapması gereken sıradan 364 gün daha geçirmekti…
teşekkürler
sakura-chan, kızın derdi ne bende bilmiyorum aslında
hizashi-san, daha önceden nasıl-olsa-okuyan-yok/kimse-takmıyo diye pek hikaye yazmıyordum, belki bu forumda ilgilenen çıkarsa kafamda kurup durduğum hikayeleri de yazarım
sakura-chan, kızın derdi ne bende bilmiyorum aslında
hizashi-san, daha önceden nasıl-olsa-okuyan-yok/kimse-takmıyo diye pek hikaye yazmıyordum, belki bu forumda ilgilenen çıkarsa kafamda kurup durduğum hikayeleri de yazarım
Maithcim, sana bir şey söyleyeyim mi?
"Bir insanda yetenek varsa, ve bu forumun üyesiyse; o insanın kendi kendine "kim tutar seni!" diyerek devam etmemesinin imkanı yoktur..."
Ben bu forumda bunu öğrendim.
Çünkü maşallahı var, forumumuzun öyle bir samimiyeti, öyle bir güzelliği var ki; karşısında tanımadığı bilmediği bir insan da olsa, her şekliyle destek oluyor anime.web üyesi. Belki acayip, belki anlamsız, belki de saçma bir giriş oldu ama söyleme mecburiyeti hissettim. Yine çok klasik kaçacak belki ama, ben bu durumu burada yaşayarak öğrendim. En samimi arkadaşımın bile bana vermediği desteği bu forumda buldum. Çevremdekiler "yok sanalmış, gerçek dışıymış" diyerek dalga da geçseler, hatta bir deli olduğumu da düşünseler; bu durum böyle.
Bunu sana söylemek haddim değil gerçi, yani ben kim tavsiye vermek kim. Ama sende de yetenek var! O yüzden, eğer başarmak, ilerlemek ya da bu yetenekle iyi bir yere varmak gibi bir niyetin varsa, biraz sabır, biraz kararlılık ve yeteneğine bağlı sonsuz bir saygın varsa; buradakiler her zaman senin arkanda, sakın durma dewam et!
Biliyorum, bir yorum için acayip bir giriş oldu ama; buradakiler bilir, ben böyleyim. Ve karşımda formumuzun yeni yazarlarından biri olan sen de, bu söylediklerimi başından bil istedim.
Neyse, ben lafı uzatmadan yazını yorumlayayım. Yoksa formun en çenesi düşük yorumcusu ilan edileceğim.
Akıcı ve ilginç bir yazım tarzın var. İlginç dedim; çünkü betimlemelerin sade de olsa çok hoş, beklenmedik derecede güzel bir dille okuyucuya hitap ediyor. İçeriğin harikaydı, senaryo ilgi çekici ve hoştu. umarım devamı vardır da, bizi o güzel betimlemelerinin ve harika senaryolarının devamıyla şereflendirirsin.
Bana soracak olursan, bu hikayenin devamını getir derim ben. Okumaktan büyük bir zevk aldım. Daha ilk günden destan gibi yorumlarımla seni sıkmak istemiyorum ki zaten ister istemez öyle oldu, bunun için de özür diliyorum. Belki "12 yaşında küçücük bir kız, ne anlarmış okumaktan, yazmaktan" diyeceksin, ama eğer kabul edersen, yazılarının dewamını bekliyor olacağım
"Bir insanda yetenek varsa, ve bu forumun üyesiyse; o insanın kendi kendine "kim tutar seni!" diyerek devam etmemesinin imkanı yoktur..."
Ben bu forumda bunu öğrendim.
Çünkü maşallahı var, forumumuzun öyle bir samimiyeti, öyle bir güzelliği var ki; karşısında tanımadığı bilmediği bir insan da olsa, her şekliyle destek oluyor anime.web üyesi. Belki acayip, belki anlamsız, belki de saçma bir giriş oldu ama söyleme mecburiyeti hissettim. Yine çok klasik kaçacak belki ama, ben bu durumu burada yaşayarak öğrendim. En samimi arkadaşımın bile bana vermediği desteği bu forumda buldum. Çevremdekiler "yok sanalmış, gerçek dışıymış" diyerek dalga da geçseler, hatta bir deli olduğumu da düşünseler; bu durum böyle.
Bunu sana söylemek haddim değil gerçi, yani ben kim tavsiye vermek kim. Ama sende de yetenek var! O yüzden, eğer başarmak, ilerlemek ya da bu yetenekle iyi bir yere varmak gibi bir niyetin varsa, biraz sabır, biraz kararlılık ve yeteneğine bağlı sonsuz bir saygın varsa; buradakiler her zaman senin arkanda, sakın durma dewam et!
Biliyorum, bir yorum için acayip bir giriş oldu ama; buradakiler bilir, ben böyleyim. Ve karşımda formumuzun yeni yazarlarından biri olan sen de, bu söylediklerimi başından bil istedim.
Neyse, ben lafı uzatmadan yazını yorumlayayım. Yoksa formun en çenesi düşük yorumcusu ilan edileceğim.
Akıcı ve ilginç bir yazım tarzın var. İlginç dedim; çünkü betimlemelerin sade de olsa çok hoş, beklenmedik derecede güzel bir dille okuyucuya hitap ediyor. İçeriğin harikaydı, senaryo ilgi çekici ve hoştu. umarım devamı vardır da, bizi o güzel betimlemelerinin ve harika senaryolarının devamıyla şereflendirirsin.
Bana soracak olursan, bu hikayenin devamını getir derim ben. Okumaktan büyük bir zevk aldım. Daha ilk günden destan gibi yorumlarımla seni sıkmak istemiyorum ki zaten ister istemez öyle oldu, bunun için de özür diliyorum. Belki "12 yaşında küçücük bir kız, ne anlarmış okumaktan, yazmaktan" diyeceksin, ama eğer kabul edersen, yazılarının dewamını bekliyor olacağım
Ahh ahh!!!
Sevgili Fan Fiction bölümü!
Ne kadar da uzun zaman oldu senin sayfalarına göz atmayalı... Oysa hayatıımda neler neler yaşadım bi bilsen.
Şöyle başlayayım
Umm.. Günlüğüml karıştıracağım yakında... Pardon
Bu bölüme uzun zaman sonra ilk girişim sayılır. Ve ilk senin hikayeni okuyorum.
Yeni bir hikaye, yeni bi yazar adayı ve yeni bir macera. Kulağa hiç te fena gelmiyor.
Hikayene gelrsek:
-Çok sade ve basit bir anlatımın var (İlk başta sıkılacağımı düşündüm. Merakla devam edince anladım. Her zaman süslü sözlere gerek yokmuş Basit bir anlatımla mantıklı ve heyecanlı bir hikaye de yazılabilir ve okuyucuya da zevkle okutulabilir )
-İlk bölüm için fazla hızlı giriş olmuş (Yani, bölüm bitince öyle hissettim. Ama yalnızca benim fikrim. Lütfen acımasızca eleştiri yaptığımı düşünme. Bu meazara geldikten sonra oluşan olayları ikinci bölümde anlatılabilir ve okuldan mezara kaar olan bölüm uzatılabilirdi sanki. Ama sadece bir nokta, o kadar takılmaya gerek yok )
Bunlar dışında tüyler ürpertici ve baya acımasız heyecanlı bir hikaye vardı.
Devamını merakla bekliyorum
Aramıza hoşgeldin
Sevgili Fan Fiction bölümü!
Ne kadar da uzun zaman oldu senin sayfalarına göz atmayalı... Oysa hayatıımda neler neler yaşadım bi bilsen.
Şöyle başlayayım
Umm.. Günlüğüml karıştıracağım yakında... Pardon
Bu bölüme uzun zaman sonra ilk girişim sayılır. Ve ilk senin hikayeni okuyorum.
Yeni bir hikaye, yeni bi yazar adayı ve yeni bir macera. Kulağa hiç te fena gelmiyor.
Hikayene gelrsek:
-Çok sade ve basit bir anlatımın var (İlk başta sıkılacağımı düşündüm. Merakla devam edince anladım. Her zaman süslü sözlere gerek yokmuş Basit bir anlatımla mantıklı ve heyecanlı bir hikaye de yazılabilir ve okuyucuya da zevkle okutulabilir )
-İlk bölüm için fazla hızlı giriş olmuş (Yani, bölüm bitince öyle hissettim. Ama yalnızca benim fikrim. Lütfen acımasızca eleştiri yaptığımı düşünme. Bu meazara geldikten sonra oluşan olayları ikinci bölümde anlatılabilir ve okuldan mezara kaar olan bölüm uzatılabilirdi sanki. Ama sadece bir nokta, o kadar takılmaya gerek yok )
Bunlar dışında tüyler ürpertici ve baya acımasız heyecanlı bir hikaye vardı.
Devamını merakla bekliyorum
Aramıza hoşgeldin
Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥
ayyayay! hepinize çok çok teşekkür ederim
teşekkürler hizashi, desteğin için,
jeanne d'arc, merak ettirebildiysem ne mutlu ^^
usagi-chan, sen böyle yorumlar yaptıkça beni yazmaktan kimse alıkoyamaz ya
yukiko, yorumun için teşekkür ederim ^^ ama ben bu hikayeyi tek bölüm olarak tasarlamıştım, o yüzden devamı yok
öte yandan en kısa zamanda paylaşmayı planladığım, şimdiye kadar yarısını yazdığım 9 bölümlük bi hikayem var, umarım ona da böyle güzel yorumlar alabilirim
teşekkürler hizashi, desteğin için,
jeanne d'arc, merak ettirebildiysem ne mutlu ^^
usagi-chan, sen böyle yorumlar yaptıkça beni yazmaktan kimse alıkoyamaz ya
yukiko, yorumun için teşekkür ederim ^^ ama ben bu hikayeyi tek bölüm olarak tasarlamıştım, o yüzden devamı yok
öte yandan en kısa zamanda paylaşmayı planladığım, şimdiye kadar yarısını yazdığım 9 bölümlük bi hikayem var, umarım ona da böyle güzel yorumlar alabilirim
13 Tem 2009 19:00
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 10 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |