Ahyola Centre Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, Sonraki |
Yazar
Mesaj
ay_prensesi_usagi yazmış:
teşekkür edeirm ay prensesi ^^
umarım yeni bölümümü beğenirsin
..
Dalgalar kıyıya vuruyordu. Güneş gökyüzünün en tepesinde pırıl pırıl parıldıyordu. Okyanusun kendisiyle beraber götürdüğü kum taneleri yenileriyle değişiyor, bir kaç yengeç kıyıda yürüyordu.
Ekzotik ağaçlar ve içerisinde ne olduğu belirsiz uçsuz bucaksız bir orman adayı süslemişti.
Yumuşacık kumsalın üzerinde iki ayak belirdi. Bu ayaklar bir kızınkini andırıyordu.
“Ah, sonunda hayallerime kavuştum ^_^”
Sesin geldiği yere baktığımızda gördüğümüz kişi omuz kesimi siyah saçları ve masmavi gözleriyle Tuna’ydı. Açık kahverengi diz kapağı uzunluğunda rahat bir şort giymiş, üzerinde de aynı renkte bir tişört almıştı.
O sırada arkasında birinin belirdiğini hisseden Tuna biraz ürktü.
“Olamaz.. Beni almaya geldiler..”
Tuna hiç düşünmeden koşmaya başladı.
Koşuyordu, koşuyordu ama bir türlü fazla yol katedemiyordu. Arkasına bir göz attı, tam ensesindeydiler.
“Olamaz..Kaybettim..”
Tuna yine kendinden geçti.
...
İlya Ahyola Centre’daydı. Dolya ve Yolba’yla kısa da olsa geçirdiği zamanın anısına bir resim çizmek ve yazı yazmak için kafeye gelmişti.
Fakat İlya, kafenin ötesinde garip haraketlerde bulunan birisini gördüğü için onun yanına gitmeye karar vermişti.
Bir kız Centre’ın tam ortasındaki süs havuzunun kenarında garip haraketler sergiliyordu. Ayağını suya sokuyor, yukarıya kafasını kaldırıp, bir şeyler fısıldıyordu. Bu kızın hasta kıyafetleri giymesi ise kuşkuları arttırmıştı.
Kuşkulu bakışlarla kızı izleyen kalabalığın arasından sıyrıldı. Kız neredeyse süs havuzunun içine yüz üstü çakılacakken onu omzundan yakalayabilmişti. O sırada yanında tanıdık bir sima gördü, Yolba’ydı.
Birbirlerine kısa bir şekilde baktılar. İlk önce Yolba konuştu:
“Sanırım bir hastahane kaçagı.. Yakınlarda çok iyi Nöröloji uzmanlarının çoğunlukta olduğu bir hastahane var. Zamanında orada da çalışmıştım.. Bu tür vakalar bazen oluyordu..”
“Ah, anlıyorum. Sanırım onu geri götürmemiz lazım.”
“Bu işe karışmasak iyi olur.. Birazdan görevliler gelir. Ben de bir telefon numarası olması lazım.”
Yolba cep telefonunu çıkartıp numarayı aramaya başladı.
İlyanın olayı burada bitirmeye hiç niyeti yoktu. Hayatına renk katacak başka birisiyle daha tanışmıştı. Bu kızın gitmesine izin veremezdi.
Daha polis ya da doktorların gelmemesinden yararlanarak pek te ağır olmayan bu kızı kucakladığı gibi kalabalıktan sıyrıldı. Arkasından bağıran bir kaç kişiye
“Ah, kusura bakmayın. Benim kardeşim kendisi.. Çok özürdilerim, onu alıp hastahaneye geri götürsem çok iyi olacak ^^’”
Yolba telefon etmiş, doktorların gelmesini istemişti. İlya’ya haberi vermek için etrafına bakındığında onu göremedi. Ama daha da kötüsü kız da ortalarda yoktu.
“Olamaz, kaşla göz arasında kızcağız nereye gitti acaba. Umarım başına bir şey gelmez. İlya birden böyle beni bırakmazdı ama.. Heralde onun da acil bir işi çıktı.”
...
mangaka_sym yazmış:
Anlaşılan bu bölüm pek hoşuna gitmedi sym
Yolbayla İlya hala tam arkadaş değiller ama tanıdıklar. Hani tanıdıklar birbirlerine biraz samimi davranır ya biraz da aslında bizim kültürümzde de hiç tanımadıklarımıza bile samimi davranırız, onlarda bizim kültürden etkilenmiştir yazan ben olunca
Dolya çoktan onları unuttu, ama kader yine onları karşılaştıracak
hasta kızımız bu arada Tuna. yeni bir karakter değil o ^^
Hmmmm...Giderek ilginçleşmeye başladı bu ya. Böyle ne olcek diye tahminlerde bulunurken, hiç uyuşmayan değişik senaryolar çıkıyor karşıma.Ama yanlış anlama sakın.Böyle olması çok hoşuma gitti.İlginç ve bir o kadar da güzel bir hayal gücün var.
Şu Tuna'ya giderek üzülmeye başladım. İlya da kaptı gitti kızı. Bişi gelmese bari başlarına. Nese bakalım görücez artık. Ama ben Tuna'yı erkek sandıydım başlarda Canım Dewamını bekliyorum
Şu Tuna'ya giderek üzülmeye başladım. İlya da kaptı gitti kızı. Bişi gelmese bari başlarına. Nese bakalım görücez artık. Ama ben Tuna'yı erkek sandıydım başlarda Canım Dewamını bekliyorum
ay_prensesi_usagi yazmış:
Beğenmene çok sevindim ^^ işte yeni bölümde hazır..
...
Dolya uzun katlı bir apartmanda 8. katta yaşıyordu. Ön kısmı otoparka ve caddeye, arka kısmı geniş bir bahçeye bakıyordu.
Dolya son zamanlarda hayatında bir yavaşlama hissetmişti. Bunun üzerine günlerini evinde geçiriyordu. Televizyon ve video oyunlarıyla geçen vakitlerine camdan dışarıyı seyrederek ara veriyordu.
Dolya camdan bakarken apartmanlarına doğru tanıdık bir simanın yaklaştığını gördü.
“Ah bu İlya değil mi? Kucağındaki kim acaba. Hmm ona el sallasam mı?..”
Dolya camı açıp dışarıya seslendi
“İlyaa ^_^”
İlya Dolya’yı gördüğüne çok şaşırmıştı ama aynı zamanda da çok sevinmişti. Üstelik ona saklanmasında da yardımcı olabilirdi.
“Merhaba Dolya ^^, nasılsın? Burada mı oturuyorsun?
“Evet İlya, 16 numaradayım 8.kat, neden gelmiyorsun?”
“Evet, evet çok iyi olur, hemen geliyorum ^_^”
İlya kendini çok rahatlamış hissetti. Yaklaşık 40 dakkadır şüphe dolu bakışların arasında yürümek zorunda kalmıştı. Dikkatleri üzerine çekmemek için koşmamış ve telaşlı gözükmemeye çalışmıştı.
İlya apartman kapısından içeri girdi. Güzel çiçek dekorlarıyla süslenmişti. Asansörü beklerken aynada kendine baktı. O sırada ne kadar yanlış bir şey yapmakta olduğunun farkına vardı. Ayaklarından başlamak üzere suratına kadar her yerinin buz kesildiğini hissetti.
Elinde hayatıyla oynadığı bir kız taşıyordu. Onu sırf kendi bencil istekleri yüzünden hastahanedeki tedavisinden alıkoymuştu. Belki de çok geçti. Belki de onu geri götürmeliydi. Hem Dolya’ya ne diyecekti ki. Bu yalanı nereye kadar sürdürecekti
Kardeşim.. Şey biraz hastada..
“Ah.. Bilmiyorum. Ben ne yaptım Allah aşkına..”
Asansör gelmişti. Neredeyse bilinçsiz bir şekilde haraket ediyordu. 8. kata bastı. Asansör yükseliyordu. Asansör durdu. 8. kata gelmişti.
Asansörden çıkar çıkmaz karşısında Dolya’yı gördü, ona gülümsüyordu.
“Ah İlya hoşgeldin, neredeyse seni unutacaktım, o günden sonra hiç görüşmedik ^^;”
“Hehe evet ben de..”
İlya Dolya’yı hiç unutmamıştı ama ona bunu söyleyemezdi. Dolya İlya’nın hayatı boyunca babası dışında en çok yaklaşmış olduğu erkekti. Fakat onu bir daha görmeyi hiç ummuyordu, onun için Dolya’nın anısı bile yeterliydi. Yine de kader onları tekrar birleştirdiği için mutluydu. Ama.. Böyle bir durumda olması gerçekten kötüydü.. Ona ne diyecekti?..
“İçeri gelsene ^^ Şey bu arada kucağındaki..”
“Ah, evet. Kardeşim ^^”
Olamaz..yine aynı yalan..
“Ah öyle mi, başına bir şey mi geldi yoksa. Hastahaneye haber mi versek?”
İlya şans yakaladığına karar verdi. Hem daha üzerinden çok zaman geçmemişti. Onu sokakta bulduğunu söyleyebilirdi. Kardeşi olmadığını Dolya’ya söyleyip aynı şekilde doktorlara da izah edebilirdi. Hem bu kızın hastalığı onun kendi kendine etrafta dolaştığını da kanıtlıyordu.
“Dolya.. Aslında ben bu kızcağızı sokakta buldum, yani kardeşim değil.. Fakat çok mutsuz görünüyordu. Hastahaneye gitmek istediğini hiç sanmıyorum.”
Olamaz..Yine hastaneden onu uzaklaştırıcı bir şeyler fısıldamıştı farkında olmadan.
“Hmm.. Bilmem ki, kendinden geçmiş gibi gözüküyor. Sanırım onun iyiliği için hastahaneyi aramalıyız.”
“Hayır Dolya! Eğer hastahanede kalmak isteseydi, niçin sokaklara kaçmış olsun ki.. Hastahanede ona iyi bakmıyor olmalılar.”
Dolya İlya’nın sözlerine bir mana veremiyordu. Onun çok garip bir kız olduğunu düşündü. Bir an kendini onun yanında huzursuz hissetti.
“İlya.. Annem eve geldiğinde böyle bir sahneyle karşılaşmak isteyeceğini hiç sanmıyorum. Ya hastahaneyi ararız onu beraber götürürüz ya da sen onunla birlikte buradan gidersin..”
İlya için bu cümle şok olmuştu. Kalbine bir mızrak saplandığını hissetti. Dolya gibi sempatik birinden bu cevabı hiç beklemiyordu. Çok kalbi kırılmıştı. Hiç bir şey demeden kalktığı gibi evi terketti. Şansına asansör kattaydı ve Dolya’nın suratını görmek, sesini duymak zorunda kalmadan oradan gidebilecekti.
Yine yalnızım, hem de sabıkalı bir yalnız!
Dolya, İlya gittikten sonra biraz sert çıkıştığının farkına vardı fakat gayet yerinde ve normal bir harakette bulunduğuna kendini ikna etmişti.
Dolya geçmişe tutunan ya da insanlarla derin bağlar kuran birisi değildi. Onun için hayat eğlenceden ve düz mantıktan ibaretti. Fakat yine de..
Bir şeyler değişiyordu...
...
3. sayfa (Toplam 4 sayfa) [ 40 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |