***Amy***
Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 10, 11, 12, Sonraki

Anime Manga Forum -> Fan Fiction
 
Yazar
Mesaj
#_^m^-^e^-^l^-^e^-^k^_#
Otaku (Level 1)
Otaku (Level 1)

Avatar

Kayıt: 02 Oca 2009
Mesajlar: 31
Favori Anime & Manga: winnie the pooh

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
#_^m^-^e^-^l^-^e^-^k^_#
Otaku (Level 1)
***Amy*** Konu: Yanıt: ***Amy***
Alıntıyla Cevap Gönder
ne diyeceğimi bilemedim çünkü SÜPER Ünlem

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
10 Oca 2009 10:47
*JaSmİnE*
Otaku (Level 2)
Otaku (Level 2)

Avatar

Yaş: 28
Kayıt: 26 Arl 2008
Mesajlar: 55
Favori Anime & Manga: Sailor Moon
Cinsiyet: Kız
Nerden: EsKiŞeH!R

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
*JaSmİnE*
Otaku (Level 2)
***Amy*** Konu: Yanıt: ***Amy***
Alıntıyla Cevap Gönder
muhteşem olmuş tebrikler cnm Hayranlık Besliyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
14 Oca 2009 18:21
Begüm
Mangaka
Mangaka



Yaş: 32
Kayıt: 12 Nis 2008
Mesajlar: 612
Favori Anime & Manga: sailor moon, basilisk, shaman king,candy candy,...
Cinsiyet: Kız
Nerden: limon bahçesinden:P

Durumu: Çevrimdışı

Begüm
Mangaka
***Amy*** Konu: Yanıt: ***Amy***
Alıntıyla Cevap Gönder
teşekkürler yorumlarınız için bi sonraki bölümüde çarşambaya kadar koymaya çalışıcam yazılıların yoğunluğundan hiç yazamadım kusura bakmayın Karışık


süpersin yaXD hadi üç ayı tin tin tin XD
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
16 Oca 2009 22:26
Begüm
Mangaka
Mangaka



Yaş: 32
Kayıt: 12 Nis 2008
Mesajlar: 612
Favori Anime & Manga: sailor moon, basilisk, shaman king,candy candy,...
Cinsiyet: Kız
Nerden: limon bahçesinden:P

Durumu: Çevrimdışı

Begüm
Mangaka
***Amy*** Konu: Yanıt: ***Amy***
Alıntıyla Cevap Gönder
13. BÖLÜM

Eğer artık koltuğum gibi olmuştu.Samuel’in sırtıda yastığım.Sabaha karşı yol alıyorduk.
Yola yığılmış olan çakıl taşları adeta bataklık gibi bizi içine çekmeye çalışıyor, gidişimizi yavaşlatıyordu.Etrafa hakim olan sessizlikle atlarımızın nasıl homurdandıklarını işitebiliyordum sanki:D . ‘Ahhh...’ diye içlendim.İan bu sessizliği bozmak istercesine,
-‘Efendim, eliniz biraz daha iyi mi?’
-*Yavaşça ona bakarak* ‘Teşekkürler, gayet iyiyim.Hımm...Hatta her zamankinden bile daha iyiyim diyebilirim:D’.
İan coşkuyla,
-‘Wuuuuuu!Harika!’ dedi.
-*Elton* ‘Madem hepiniz çok iyisiniz size güzel bir haberim var’diyerek gülümsedi ve parmağıyla önümüzde ağaçların olduğu tarafı işaret etti...
Gülümseyerek başımı Elton’ın gösterdiği tarafa çevirdim.Samuel gülüyor.İan’sa yumruğunu güç gösterisi yaparcasına ‘Heyyyyyy!!!!!’ diye bağırıyordu etrafa.Oraya baktığımda sonunda bana da dank etmişti.İan’ı garipserken bende sevinç çığlıklarımı herbir tarafa duyuruyordum.Evet karşımızdaki, Elton’ın gösterdiği şey bir köylüydü, evet bir Köylü!...
Bir insan görmüş olmamızın habercisi köye, kasabaya yaklaştığımızın habercisiydi**.
Zavallı köylüde o sırada sırtındaki tahıllarla olduğu yerde kımıldamadan duruyor, tereddütle bize bakıyordu.Bizi eşkiya sanmış olucakki yavaş yavaş geri adımlarla gidip 1-2 dakika sonrada sırtındaki tahılları atıp koşmaya başladı.Gitdide uzaklaşıyordu. ‘Ah zavallı adam’ diyerek gülmeye başladım.Samuel,
-‘O kadar mı kötü görünüyor olamayız ama değil mi Çok Mutlu
-*İan* ‘Kendimi mağara adamı gibi hissediyorum ...’ dedikten sonra Elton’la ben gülmekten yerlere serilmiştik.Elton’ı bilmem ama ben kendime hakim olamazken,
-‘Şu tahılları alalımda, ona verelim, emeğine yazık olmasın’ dedim belli belirsiz
-*İan* ‘Bence de de...Kim bilir nereye gitmiştir ehm’
-*Samuel* ‘Merak etme, o zaten giderse şu yakındaki köye gider.Hem nerede bir kargaşa varsa adamcağızda yakınlardadır demektir, merak etmeyin ’diyerek uzun uzun güldü.Bu gülüşmelerle ilerliyorduk, derken kasaba yoluna girmiştik.Düzensiz çakıl taşları şimdi daha donanımlı ve düzenliydi.İnsanların çoğu bize *bunlarda nereden çıktı* dercesine bakıyordu.Biraz daha ilerledikten sonra insanların korku dolu bakışları beni hayretler içerisinde bırakıyordu.Yolun sonundaki dönemeçte bir gurup erkeğin bize doğru geldiğini farkettik.Yanlarındada arkalarına saklanmaya çalışan yolda gördüğümüz o zavallı köylü vardı.Attan inip onlara doğru ilerlemeye başladık Samuel’in sırtındaki tahıllarla.Köylü o anda korkarak bizi işaret etti;
-‘İşte onlar,.....!!!!!!!’
Dikkatlice bakıp ‘O benim tahılım değil mi!’ diye şaşkınlıkla fısıldadı yanındaki çocuğa...
Tam ‘Korkmayın lütfen sadece size bunu geri vereceğiz.Sizi yolda korkuttuğumuz içinde çok üzgünüm.Böyle bir amacımız yoktu.’ Diyekken yanındaki çocuk elindeki sopayı bize doğrultup,
-‘Çabuk bu köyden çıkın, tahılımızıda alın ve bu köyde daha fazla ilerlemeden çıkın gidin yoksa....’ diyerek kötümser bakışlarla bakıyordu.Her seferinde durumu izah edicekken bizi susturuyordu.En sonunda
-‘Lütfen biz sadece...’
-*Samuel* ‘Bu köye birisine bakmaya gelmiştik vede yarına kadar da burada kalmaya!Size söz veriyorum hiçbirşey yapmayacağız, bunun karşılığındada sizin de bize iyi niyetle yaklaşmanızı bekliyorum.’ Diyerek dikkatlice hepsini süzdü ve omzundaki tahılı eline alıp yere yavaşça bıraktı.Kolumdan tutup benide kendisine doğru çekip yere bakarak
-‘Gidelim!’ dedi.
Samuel, neden öyle şeyler dedinki biz zaten buraya hiçbir artniyetle gelmedik aksine zaten halkımızı korumak görevimiz!’
-*Elton* ‘Hayır prenses.Onlar bizim eşkiya olduğumuza iyice inandıkları zaten davranışlarından belliydi.Her ne kadar onlardan özür dilemeye çalışsakta onlar bunun farkında olarak bize öyle davrandı.Bu nedenle Samuel’in böyle yapması gayet normal.’
-*İan* ‘Eğer yapmasaydı, silahlar konuşabilirdi.Buda zaten onların ölmesi yada yaralanması anlamına geldiğinden....’
-‘Anladım, ama ne biliyim yinede bana doğru birşey yaptık gibi gelmiyor.
-*Samuel* ‘...Yolumuza devam edelim artık ve konaklayacak bir yer bulalım..’ dedi önüne bakarak
Atlarımızla beraber ilerlerken kendimi çok mahcup hissediyordum ordaki insanlara karşı yinede ....



süpersin yaXD hadi üç ayı tin tin tin XD
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
17 Oca 2009 22:34
hizashi
Mangaka
Mangaka



Yaş: 32
Kayıt: 11 Hzr 2008
Mesajlar: 795
Tanıtımlar: 2
Nerden: In my coffin
Teşekkür: 15

Durumu: Çevrimdışı

hizashi
Mangaka
***Amy*** Konu: Yanıt: ***Amy***
Alıntıyla Cevap Gönder
Köyden atılmış mı oldular vahh T_T Bunların yolu bitmez Tuku,uzun ince bir yol hesabı XD
Takipçinim Şık


En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
20 Oca 2009 22:33
gabriella
Otaku (Level 2)
Otaku (Level 2)

Avatar

Kayıt: 27 Oca 2009
Mesajlar: 83
Favori Anime & Manga: shugo chara

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
gabriella
Otaku (Level 2)
***Amy*** Konu: Yanıt: ***Amy***
Alıntıyla Cevap Gönder
lütfen yeni bölüm koy ve bizi yazılarından mahrum etme

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
27 Oca 2009 17:14
Begüm
Mangaka
Mangaka



Yaş: 32
Kayıt: 12 Nis 2008
Mesajlar: 612
Favori Anime & Manga: sailor moon, basilisk, shaman king,candy candy,...
Cinsiyet: Kız
Nerden: limon bahçesinden:P

Durumu: Çevrimdışı

Begüm
Mangaka
***Amy*** Konu: Yanıt: ***Amy***
Alıntıyla Cevap Gönder
sağol gabriella yeni bölümü zaten hizuğnun kışkırtmasıyla tekrar yazmaya başladım bugün yeni bölümü en kısa zamnda koyucam teşekkürler Gülücük Dağıtıyor
ah hizuğ ah ah XD Çok Mutlu


süpersin yaXD hadi üç ayı tin tin tin XD
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
27 Oca 2009 21:50
Begüm
Mangaka
Mangaka



Yaş: 32
Kayıt: 12 Nis 2008
Mesajlar: 612
Favori Anime & Manga: sailor moon, basilisk, shaman king,candy candy,...
Cinsiyet: Kız
Nerden: limon bahçesinden:P

Durumu: Çevrimdışı

Begüm
Mangaka
***Amy*** Konu: Yanıt: ***Amy***
Alıntıyla Cevap Gönder
14. Bölüm

‘Bu martı…O göldeki değil miydi! Aaaa hadi ama ne alakası var Amy kafanı çalıştırsana biraz!Bikere her martı aynı görünüme sahip değilmidir ki offf.’ diye kendi kendime dalların üstünde cambaz gibi danseden martıya bakarak konuşuyordum.
Bizimkiler çocuklar önde ilerlerken birden tökezlemiş gibi kendimi yerde buldum.Bu-bu da neydi.Nefes alamıyorum, alamıyorum…Kendimi zorlarken bir yandanda sıkıca yerdeki toprağı pençeliyordum.Derken Elton beni farketmiş olucakki diğerleriyle beraber koşarak yanıma geldilerdi.Onları aniden itip ayağa kalkmaya çalıştım ama boşuna halen nefes alamıyordum, hissedemiyordum, kendimi öyle halsiz öyle can çekişir bir halde bulmuştum ki kulağıma sadece inleyen iç seslerim geliyordu. Gömleğimi kavrayıp deli gibi üzerimden çıkarmaya çalışırken İan, Elton, Samuel bana yardım etmeye çalışıyorlardı.Aslında onlar ne olduğunun farkında bile değildi.Sadece etrafımda dönüp dolaşıp, çırpınıyorlardı.
Birden dizlerime giren ani titremelerle kendimi yine yerde buldum.Artık hiçbirşey hissetmiyordum.Göz kapaklarımı açtığımda gördüğüm tek şey göğsümde durarak boğazıma doğru gagasını doğrultan bir martıydı.Sanki benimle konuşuyordu.Bizim çocuklarda beni martının ellerine bırakıp olacakları bekler bir görünümle biraz daha uzağımızda duruyorlardı.Herşey bulanıktı.Ama bir ses bana
‘Merak etmeyin prenses size hiçbir olmadı ve olmayacak.Başınıza gelenleri bir bayılma olarak varsayabiliriz.Şu anda yapıcağınız tek şey gözlem ve takip!….’ diyerek susmuştu….
Bu ses beni hızlıca sarsar gibi kendime getirmişti sanki…Samuel martının uçup uzaklaşmaya başladığını görünce kollarıyla başımı destekleyerek,
-‘Amyyyy!.. Amyyy’ diyerek yavaşça yanağımı okşuyordu ama yüzündeki endişe, dehşete kapılmışlığı hissedebiliyordum.
-Hafifçe öksürerek ‘T-tamam’ dedim.Her nekadar sözcükleri zorlukla seçerek söylesemde kendimi daha ii hissediyordum…Yada öyle olduğunu sanıyordum…
.
.
.
Uyumuş olmalıydımki gözlerimi açtığımda bir sedirde yattığımı farkettim, odamda sadece başını; eğimli eski taş duvara yaslamış, elindeki bez ve yanındaki su testisiyle Samuel vardı.Yanı başımda uyuya kamıştı Samuel’im…Onu uyandırmamaya dikkat ederek ayağa kalktım ve üstünü yumuşak, el yapımı bir battaniyeyle örtüp yavaşça odadan çıktım.Ne zaman buraya gelmiştik ki.

Şimdiyse parmaklarımı hafifçe kenarı tahtadan yapılmış buğulu camın kenarlarında sürüklüyorum.Elime hep pürüzler geliyor.Tıpkı hayattaki gibi…
Artık dışarı çıkmak istiyorum kafeste çırpınan bir kuş gibi hissediyorum kendimi nedense… Her seferinde benzer şeylerle boğuştuğumda mı, ne kadar garip bir hayatım var derken yabancı bir ses ‘öyle de olmalı zaten’ dedi.
-KimsinİZ????
-…

Bu seste nerden geliyordu dahada önemlisi kimden!Başımı kaldırıp etrafa bakmaya bile korkuyordum.Kimbilir belkide sebepsiz yeredir.Ama korkuyordum işte!Bu ses ne Elton’ın ne İan’nın ne de Samuel’in sesiyle birebir örtüşüyordu.Çürümüş tahtaların sesiyle yavaşça yaklaşan ayak sesleri net olarak duyulabiliyordu.İçimdeki cesaretle cama doğru başımı kaldırdım.Cam yarı buğuluydu.Endişeyle camdan dışarı bakıp kendime gelmeye çalışıyordum derken ince bir yüz açıklığa çıkıyordu.Artık salak gibi böylece olduğum yerde duramam!Hızlıca ayak seslerinin geldiği tarafa yönelerek hışımla onun esrarengiz yüzünü seçmeye çalıştım.Bu seferde alaycı tavırlarla gülüyordu.
-‘SEn de kimsinn!’
-‘Hıı-ıı kızgın mısınız yoksa, sizi ayıpladım doğrusu hahaha’
Bu ses gitgide beni sinirlendiriyordu.Ama sakin olmalıyım sakin.
-‘Gülünücek bişey mi var!!!!’
Yüzünü göremesemde bana gözlerini kısıp baktığını hissedebiliyordum.Ani bir refleksle ona hızlıca tokat atarak,
-‘Git başımdan’ diyerek koridorun götürüceği yere hızlıca koşmaya başladım.Şansıma koridorda girdiğim yer çıkış dışarıya açılan kapıydı.Galiba doğruca ormana gidiyordu.Artık dört bir yanım ağaçlık araziyle çevriliydi.Nefes nefese çıktığım kapıya bakıyordum.Onun peşimden gelmesinden korkar gibiydim.Zaten titriyordum Hışımla kapıyı açtı.Sertçe bakışlarını bana doğrultarak,
-‘…Kim olduğumu mu merak ediyorsun!Öyleyse hazır ol hayatım …’ diyerek tırnaklarını kollarına geçirdi ve dikkatle beni süzmeye başladı.
-‘Şunu yapmayı kes!!!... Aaahhhhhhh neler oluyor?’
-*Boğazımı tutarak* ‘Bana ne yapıyorsun!’
-‘Sadece gözlerini yumman yeterli bebeğim.’
Kendimi kontrol edemiyordum gözlerim gitgide kapanıyordu!Dizlerimi başıma çekerek kendimi doğrultmaya çaışıyordum.Hayal dünyasındaymışım gibi kapalı göz kapaklarımda birisi bana doğru geliyordu, tanıdık bir simayla.Sanki daha öncede görmüştüm onu ve o ses tonuyla ‘Aaaaa!Prenses beni nasıl tanımazsınızÇok Mutlu’ dedi.Dikkatle bakmaya çalışarak çizmelerini bembeyaz gömleğini ve yüzünü zorlukla seçebiliyordum.Daha öncede görmüştüm bu adamı…’İşte benim!!’ diyerek beni kendisine çekti ve masum görünmeye çalışarak ‘şimdi tanıyabildin Mİ!’ dedi ve serbest bıraktı.Artık üzerümde hiçbir baskı yönetim yoktu.Gözlerimi hafifçe açarak dizlerimin arasına yumuldum.
-‘Sadece bir şaka değil mi sadece bir şaka…’
-‘Hayır benim, amcanın dikkatli olman için beni devamlı sömürüp kötürummuş gibi gösterdiği kişi!....Tam karşında!’



süpersin yaXD hadi üç ayı tin tin tin XD
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
01 Şub 2009 1:34
hizashi
Mangaka
Mangaka



Yaş: 32
Kayıt: 11 Hzr 2008
Mesajlar: 795
Tanıtımlar: 2
Nerden: In my coffin
Teşekkür: 15

Durumu: Çevrimdışı

hizashi
Mangaka
***Amy*** Konu: Yanıt: ***Amy***
Alıntıyla Cevap Gönder
O.o yeni bölümü atlamışım inanamıyorum.Dalgınlığıma verip affet Tuku T_T
Ve vooaaa dediğim bir bölüm oldu cidden.Ya ben de senin gibi betimleme yapmak istiyorum poff T_T biraz betimleme çalışak mı *.* Ama cidden çok harika bir anlatımın var.Bence Amy ile birlikte bir hikaye daha yazmalısın Tuku'm ^^


En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
05 Şub 2009 23:56
Begüm
Mangaka
Mangaka



Yaş: 32
Kayıt: 12 Nis 2008
Mesajlar: 612
Favori Anime & Manga: sailor moon, basilisk, shaman king,candy candy,...
Cinsiyet: Kız
Nerden: limon bahçesinden:P

Durumu: Çevrimdışı

Begüm
Mangaka
***Amy*** Konu: Yanıt: ***Amy***
Alıntıyla Cevap Gönder
Sağol hizam benim Kahkaha Atıyor msnde de dediğim gibi bende senin anlatışına betimlemene hayranım Hayranlık Besliyor

Dünde sıkıntıdan şu 15. bölümünü yazıyım dedim ve karşınızda iyi okumalar Dil Çıkartıyor


---------------------------

15. BÖLÜM

Havadaki koyu ve kocaman olan bulutlar bizi esiri altına alıyor gibi her bir tarafı sarmalıyordu.Bu bağrışmalardan sonra İan, Elton hızlıca dışarı çıkmışlardı.Şüphesiz onlarda bu adamın bana ne yapmaya çalıştığını ve kim olduğunu merak ediyordu...
-‘Hemen git burdannnNNN!’diye bağırdım ona karşı.Bu sırada hızlıca kapıyı çarparak koşar adımlarla elindeki kılıcıyla Samuel yanıma gelerek hızla eğilmişti.Gözlerimden yavaşça süzülen göz yaşlarımı silerek Zack’e huzursuzca baktı ve ayağa kalkarak üzerindeki paltosunu gökyüzünün çarpıntılığıyla yemyeşil çimenlere yansıyıp her yerin koyu lacivert gibi bir görünüme ulaştığı çimenlerin üzerine fırlattı.Tüm bunlar o hala beni kontrol ederken oluyordu.Bana bunu yapmasına izin veremezdimYavaşça beni komutası altından çıkartıyordu ama sanki bu ben değililmişim gibi Samuel’in ona kılıcının sivri tarafını ona doğru savurmak için zaman kollayan ki
-‘Duymadın mı defolllll!!!!!!
Hemen terk et burayı!!!!!’ bağırışlarını duyuyordum.Elton, İan ve Samuel onun dört bir yanını çevirmişlerdi.Ama onlara bile aldırış etmeden usulca bana yaklaşıyordu Samuel hızlıca bir adım atıp parlak ve keskin kılıcını tekrar göstererek,
-‘Ondan uzak dur seni..Seni yercücesi!!!’
.
.
.
Başını Samuel’e döndürüp sinsice bakış atarak yüksek sesle alaycı bir tavırla,
-‘Pekala, bu seferlik dediğin gibi olsun, SamuEL!
...Prenses, tekrar görüşmek üzere haHAhaahAHa!’ diyerek İan ve Elton’ın arasından geçerek tilki gibi sinsice ormana doğru gitti.Herkes şaşkınlıkla yere bakıyordu.Kaldığımız hoteldeki 3-4 meraklı gözlerle dışarı fırlayıp olanı biteni anlayabilmek umuduyla huzursuzca bizi süzmekle meşguldüler.Tekrar gözlerimi toprağa diktim.Samuel kılıcını yere bırakarak gömleğinin bir ucunu yırttı ve burnuma dayadı.
Elini burnumdan itmeye çalışarak,
-‘Ne yapıyorsun, çek şu kumaşı burnumdan!’
-*Samuel’se şaşkınlıkla ‘Ama prenses... bur-burnunuz kanıyor!’
-‘Ne burnum mu!’
Umursamazmış gibi kumaşı burnumdan çekip elimle burnumu yokladığımda elime gerçektende kanların geldiğini gördüm.Şaşkınlıkla Samuel’e bakarak,
-‘Ama bu...bu nasıl olur!’
Huzursuzca birazda korkarak demiştim bunu.Burnumdan gelen kanları bile hisetmemiştim...Nasıl olur da bu denli hızlı kanayabilir...
-‘Zachary’nin seni götürmek istediği yaşayıştan olmalı..Burdan oraya geçişte temassızlıktan dolayı olmalı...’ diyerek düşünceli bir edayla gözlerini benden kaçırmaya dikkat ederek diğerlerine,
-‘Ne dikilip duruyorsunuz orada!Bayan Amy’e sıcak bir su ve birazda yemek hazırlayın’ diyerek kollarıyla beni kucağına almaya çalıştı.Onu yere iterek kulağına doğru gözlerinin içine baktım, bir süre sonraysa
- Samuel’e ters ters bakarak ‘Zack’in benim üzerimde kullandığı gücü nereden bildin?’ dedim
Tam bu sırada Elton ve İan yanımıza gelerek
-‘İyi misiniz, size birşeyler hazırlamalarını söyledik.Daha da halsizleşmeden odanıza gitmenize yardım etmemizi ister misiniz efendimm?’
Başımı tekrar Samuel’e çevirerek
-‘Nereden biliyorsun?’
İster istemez başını kaldırarak gökyüzüne baktı.Havanın acımazca yağacak yağmuru haber verişiyle beraber ona karşı çıkmaya çalışsamda beni sıkıcı kucaklayarak kaldığım odaya doğru sürükledi.Tahta iskemlenin yakınlarına bırakıp oturmamı bekleyerek, tıpkı bir atmaca gibi izlemeye başladı beni.Öyle huzursuzca bir bekleyişin arkasına saklanmıştımki engel olamadan eski, ahşap iskemleye oturdum. Arkama yaslanmamın hemen ardından ona herşeyi inatla soracağımı anlar gibi,
-‘Benimde başıma buna benzer bir olay gelmişti.Burnum kanamıştı.... kendimi hiç olmadığım kadar huzursuz, güçsüz ve engebeli bir yerde ayakta bile duramayan bir ihtiyar gibi hissetmiştim....Acınası bir durumda eski, kırık dökük, yıkılmaya yüz tutmuş bir evde onunla tek başıma savaşmıştım...’
Geçmişi anımsayan, gözlerini sertçe pencerenin dışına doğru atmaya çalışan Samuel’in yüzüne bakıyordum.Benim hissettiğim şeyleri gün yüzüne çıkarıyor gibiydi.Gitgide merakım, huzursuzluğum ve korkum aşılanmış gibi oranla artıyordu.Birden Samuel’e
-‘Peki ya neden?’ diye sordum.Oysa bunun cevabını açıklamak istemiyormuş gibi isteksizce yeride öylece duruyordu.
Hafifçe başını oturduğum iskemleye çevirerek bir süre orada öylece durdu.Ayağa kalkıp yanına gitmeye çalışsamda titreyen bacaklarımla tekrar iskemleye tünüyordum.
-‘....Nedenini bende bilmiyorum ama galiba beni kendi tarafına çekmek istiyordu...’
İan, kapıyı aralayıp duvara yaslandı.İkimizde gıcırdayarak açılan kapıya doğru İan’a bakıyorduk.
-*İan* ‘Demek ki seni en başından beri biliyormuş’ dedi.
-‘Nasıl yani?’
-*İan* ‘Yani Samuel’in küçüklüğünden itibaren yakınına yerleşip seni korumakla görevlendirilmiş Samuel’in kimliğini öğrenmiş.’
-*Samuel odanın kasvetiyle, eli ile kolunu tutarak* ‘Olabilir, ama bunu sadece orada Amy’nin amcası biliyordu.Onunla çatıştığım şu güne kadar hep düşünündüm durdum onun nasıl bu bilgilere sızıp benimle böylece oyun oynadığını.Ama düşünüyorumda...Joshua’nın adamlarından biri olabilir mi? Onlar tarafından bilgilendirilmişte olabilir...’
.
Samuel ile İan arasındaki
Çelişkilerle dolu konuşmalarla olanlar açıklığa kavuşturulmaya her ne kadar çalışılsada ortaya açık ve net birşey çıkmıyordu.Tam tersi birçok soru ve sorun çıkıyordu ortaya.Samuel ve İan’ı bilmem ama ..Bana sadece tekrar tekrar başıma gelenleri iyice düşünmem gözlemem ayrıntılarıyla incelemem gerekiyordu...
.
.
.
.
.



süpersin yaXD hadi üç ayı tin tin tin XD
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
08 Şub 2009 16:41
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 10, 11, 12, Sonraki
11. sayfa (Toplam 12 sayfa) [ 112 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız