bana göre uzun ben genelde metin yazarken bu kadar uzun yazmam okudun mu? nasıl dı? meraklandım

çok güzel uzunluğuda iyi olaylar şimdi nasıl gelişcek doğrusu merak ettim hep böyle devam et yeni bölümü bekliyorum

davranışlarından vampir olduğu belliydi.başları ortası çok heyecanlıydı.biraz sonlarına doğru sıkıcılaşmaya başladı

BÖLÜM 7:BLOODLİNE

Alexander 3 gün boyunca evinden çıkmadı.3.günün akşamı çok susadı ve avlanmaya çıktı.Hedefi genç bir bayandı.Arkasından yavaşça yürüyerek ona yaklaştı sonra birden
"Bö!" dedi.Kız korktu.Arkasına döndü.Alexander:
"Merhaba küçük kız,gitme vakti geldi!" dedi ve bir kahkaha attı.Kız koşmaya başladı.Alexander istese onu saniyeler içinde yakalayabilirdi fakat uzatmaktan zevk alıyordu.Kız çığlık atmaya başladı.Alexander garip bir şekilde kendinde güç buldu.Sebebini hemen fark etti ve kıza:
"Kork benden küçük kız!Çığlıklar at!Senin korkun bana güç veriyor!" dedi ve bir kahkaha attı.Kız daha çok korktu ve daha yüksek sesle çığlık atmaya başladı.Alexander aniden hızlandı.Kızı bir arasokağa soktu.Omuzlarından tutup onu bir duvara yasladı.Kız sesi titreyerek:
"S...se..senn..sen de k..km...kimsin?" dedi Alexander sırıtarak:
"Ben Alexander Forks ama bana Bloodline diyebilirsin!" dedi ve kızı boynundan ısırdı.Kanını emiyordu.Bu onun ilk kez direk birinin kanını içmesiydi.İçtikçe susadı.Daha çok içti.En sonunda susuzluğunu giderebildi.Kızın cesedinden kafasını ayırdı ve kafayı alarak evine doğru gitti...

Fazla uzun bir bölüm değil ama 8.bölümü şekillendirmek için yazdım kısa kısa.

JEANNE D'ARC bu arada yorumunu ben okurken yapmışsın.Umarım 8.bölümü beğenmişsindir.

BUDA GÜZELDİ CANIM DEVAMINI BEKLİYORUM.BÖYLE KİMSE YORUM YAZMASSA UMUTSUZLUĞA DÜŞME ELBET BİR GÜN BU KONU YORUMLARLA DOLUP TAŞACAK

saol valla umutsuzluğa kapılmıyordum şu an ama sizler gibi destekçilerim olduğunu bilmek güzel ve teşvik edici...

bu bölüm çok güzeldi harika devamını bekliyorum sakın bırakım deme sevdim ben h,kayeni

çok sağol işte yeni bir bölüm daha:

BÖLÜM 8:KARANLIK GÜÇ

Alexander elindeki kesilmiş başı fabrikanın bahçeine bir kazıkla sapladı.Evine girdi.Evinde biraz vakit geçirdikten sonra gece yine uyanmak üzere uyudu.
Akşam olduğunda Alexander avlanmaya çıktı.Aslında hiç susuz değildi fakat artık bunu zevk için yapıyordu.Avını aramak için anacaddeye çıktı.Tam o sırada bir silah sesi duydu ve yere yığıldı.Garip bir şekilde bu canını hiç acıtmamıştı,kurşun sırtını delip geçtiği halde...Sonra birden sırtında büyüük delikten kan akmamaya başladı.Yara gittikçe kapanıyordu.Kapandıkça Alexander gücünü topladı.En sonunda ayağa kalktı.Onu izleyen acemi vampir avcısını gördü.Gülerek:

"Cık,cık,cık!Heralde bu senilk avın.Belliki sonuncusu da!" dedi ve bir kahkaha attı.Vampir avcısı eli tetikte bir halde Alexander'a:

"Sen bir insan bile değilsin!Sen bir ölüdün!Seni avlamak kolay olacak!" dedi.Alexander sırıtarak avcıya doğru yürüdü.Avcı da ona:

"Gel bana sevgili avım!"dedi bunu söylerken garip bir şekilde sesi bir homurtuya dönüyordu ve avcı ekledi:

"Gel bana!Tam zamanında yani dolunay'da gel" dedi ulumayla karışık bir sesle güldü.Vücudu gittikçe kıllandı ve irileşti.Alexander onuna bir kurtadam olduğunu anladı.Ona:

"Desene küçük bir köpeciği öldüreceğim!"dedi ve bir kahkaha daha attı.Kurtadam homurdanır gibi bir sesle:

"Bol bol eğlen çünkü bu senin son eğlencen olacak!" dedi ve uludu.Alexander kızdı.Parkasının içinden bıçağını çekti.Kurtadam gülerek:

"Beni bu kürdanla mı öldürmeyi planlıyorsun?" diye sordu.Alexander kızdığını belli etmemeye çalışarak:

"Aslında evet!"dedi ama kızmasıyla ve kurt adamın her ulumasıyla bıçağının daha çok bir kılıca dönüştüğünün farkında değilldi.Kurtadam bunu farkeden ilk kişi oldu.Alexander'a bakıp:

"Hey güzel güçmüş!" dedi ve yine uludu.Alexander bir refleksle "bıçağına" baktı.Bıçağı bir kılıca dönüşmüş ve ne olduğunu bilmediği karanlık bir cisimden yapılmış gibi gözüküyordu.Kurtadama baktı ve:

"evet bencede!" dedi ve sırıttı sonra da kılıcını savurarak kurtadama saldırdı.Kurtadam bu hamleyi kolayca savurdu sonra:

"Şimdi sıra bende!" diye bağırarak zıpladı.Havada pençelerini dışarı çıkarttı ve Alexander'ın üzerine atladı.Alexander çevik bir hamleyle yana kaydı ve bunu yaparken kılıcını savurdu.Kurtadam kolundan yaralandı.Fakat bu ona sadece bir çizik gibi geliyordu.Kurtadam güldü.ve sadece:

"Güzel hamle" dedi ve saldırdı.Alexander bu hamleyide savuşturdu.Kurtadam kızdı.Zıpladı tam Alexanderın üzerine düşecekken Alexander kılıcını dikleştirdi.Kılıç kurtadamın karnını deşip geçmişti.Kurtadam acı bir inlemeyle yere yığıldı.Alexander güldü.Cesed eski halini almıştı.Alexander eğildi.Avcının silahını aldı.İçinden:

"Gümüş kurşunla işe yarayabilirdi." diye geçirdi.Sonra da silahı elinde taşıyarak evine gitti.Öteki günün sabahını da evinde geçirdi.Silaha bakım yaptı ve gümüş kurşunlar hazırladı.Ve kendine yeni bir kıyafet hazırladı.Bir şapka.Daha güzel bir parka.Parka ve şapkayla uyumlu pantolon ve botlar aldı.Artık sadeec geriye kurtadamla dövüşürken bıçağının neden bir kılıca dönüştüğünü anlamak ve nasıl yaptığını keşfedip istediği zaman yapabilmekti.Gece dışarı çıktı.Bir av buldu.Avını anlamadan önce bıçağını çıkarıp aynı şeyi yapmaya çalıştı fakat başarılı olamadı.Sonra kadına bıçağı batırdı.Kadın yere yığıldı.Kadının kanını içmeye başladı.Aynı zamanda eski bir alışkanlığı olan tüpleri cebinden çıkardı ve içine kan doldurdu.Bunu yaparken aklına aklına eski "patron"u geldi.Siinirlendi.Bıçağını sıktı.O sırada bıçak yine büyümeye ve rengi değişmeye başladı.Alexander sonunda nasıl yapacağını bulmuştu.Bütün öfkesini bir yere vermesi gerekiyordu.Bu durumu araştırdı.Ve bunun kötülüğün ve öfkenin şekillenmiş hali olduğunu öğrendi.Artık istediği nesneyi anında "öfke ve kötülükten" yaratabiliyordu...