BÜYÜ Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 5, 6, 7, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Güzel bir hikaye olmuş ama benim güçler konusunda biraz dengeleyici ve sabit fikirlerim vardır. Tek Rasha'yla Lilith'in çok güçlü olması bana biraz tuhaf geldi Onun dışında bence biraz betimleme yapmalısın canım. İnsan, betimlemelerinde sende bayağı bir ilerleme fak ettim büyü anını da güzel anlatmışsın hatta bu konuda sana Üstat Psico diyorum XD Biraz da çevresel yönleriyle anlatmaya çalış. Güzel bir hikaye olmuş dewamını bekliyorum
Sewimlİ_HırsıZ'a bu güzel imzadan dolayı çok teşekkür eder ve minnetimi gönderirim
Spoiler:
sailor maron gerçekten çok güzel bir yorum hikayeyi ben yazdığım için hataları göremiyorum bunları söylemeniz gerçekten bana yardımcı oluyor.
Rasha ve Lilith'in bu kadar güçlü olmalarına şaşıracağınızı biliyordum. çünkü onlar aslında normal insan, böyle (ilerde görceksiniz) büyük güçleri nasıl elde ettiler? nelerden vaz geçtiler? bunları gelecek bölümlerde anlıcaksınız zaten aslında bu hikaye nin nerdeyse her yerinde betimleme var sonuşta hikayenin gidişatına kendinizi kaptırmanız için mekanları hayalinizde canlandırmanız gerekir bu yüzden bu hikaye film olsaydı daha güzel olurdu
yorumun için sağol arigatooo
Rasha ve Lilith'in bu kadar güçlü olmalarına şaşıracağınızı biliyordum. çünkü onlar aslında normal insan, böyle (ilerde görceksiniz) büyük güçleri nasıl elde ettiler? nelerden vaz geçtiler? bunları gelecek bölümlerde anlıcaksınız zaten aslında bu hikaye nin nerdeyse her yerinde betimleme var sonuşta hikayenin gidişatına kendinizi kaptırmanız için mekanları hayalinizde canlandırmanız gerekir bu yüzden bu hikaye film olsaydı daha güzel olurdu
yorumun için sağol arigatooo
*TRUST&BETRAYAL*
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
tavşanım söz konusu sensen sorun olmaz ben biliyorum sen yaşına göre olgun bi kızsın
*TRUST&BETRAYAL*
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
Markus olan biteni çok merak etmişti. Neredeyse çatlayacaktı ama Lilith sonunda geri döndü. Markus Lilith’in arkasından uçarak gelen adamı görünce irkildi. Adamın vücudu yara bere içindeydi. Üstü başı param parçaydı. Lilith adamı Markus’un kafesine bıraktı. Markus içinden << bunları adama bu cadılar mı yaptı acaba?>> diye düşündü;
“bu adama ne oldu?”
Lilith hiçbir şey söylemeden çıktı. Markus iyice telaşlanmıştı ama Lilith ona gerçeği söyleyemezdi. Adamın evrim geçirip bir kurtadama dönüştüğünü söylese çıldırırdı herhalde. Ayrıca şatoda bir kurtadamı tutacak sağlamlıktaki tek kafes buydu. Neyseki Lilith kurtadama kaplanboğan vermişti. Adam bu sayede tekrar evrim geçirmeyecekti. Şimdi düşünmesi gereken daha önemli bir şey vardı. Rasha kurtlardan hele hele sarışın olanlarından nefret ederdi. Bu yakışıklıyı da kaçırmak istemiyordu ama Rasha’ya söylese kesin gitmesini emrederdi. Oda ablasının sözünü dinlemek zorunda kalırdı. Bir şekilde kurdun burada kalmasını sağlamalıydı. Rasha’nın odasına çıktı. Rasha üzerindeki avcı kıyafetini çıkartmış, üstüne tekrar uzun, zarif derin yırtmaçlı elbisesini giymişti. tepeden topladığı saçlarını tekrar açmıştı. Lilith içeri girince ona;
“Kapattın değil mi o aptal yaratığı kafese?” dedi. Lilith;
“evet onu Markus’un yanına kapattım.”
“tamam gözüm görmesin yeter!”
“şey.. Rasha kurdu koleksiyonuma katabilir miyim?”
“hayır Lilith! Son büyüm için kurtadam kanına ihtiyacım olmasa çoktan ölmüştü. İşim bitinceye kadar kalabilir sonra gidecek!”
“ama Rasha sen oraya hiç inmezsin ki, büyüler dışında uğramazsın bile.
Nerden göreceksin onu?”
“olmaz!”
“off..”
“Hadi git şimdi bana biraz kurt kanı getir!”
“tamam”
Lilith tekrar büyü odasına indi. Adam hala baygındı. Markus onu ayıltmaya çalışıyordu. Lilith geldi, kafese girip adamın bileğini kesti ve Rasha’nın Markus’a yaptığı gibi kanı bir şişeye doldurdu. Markus ilk defa Lilith’e yakından bakma fırsatını yakalamıştı ama sağı solu belli olmaz diye biraz uzak durdu. Lilith hiçbir şey söylemeden yine çıktı gitti. Markus’ta olduğu gibi bir yaratık gelip adamın bileğini sardı. Markus’un ilerde bu adam gibi olacağı korkusu gitgide büyüyordu içinde. Bir zaman sonra uykuya daldı.
Ertesi gece büyük bir gürültüyle uyandı. Baygın adam uyanmıştı. Gayet enerjik bir biçimde demirleri sarsıyordu. Markus adamın nasıl olup da bu demirleri sarsabildiğini anlayamamıştı. Görünüşte ondan iri olmasına rağmen o bir milim bile kıpırdatamamıştı bu parmaklıkları. Ama pek üstünde durmadı. Seslendi;
“boşuna uğraşma çok sağlam kıramazsın” adam alaycı bir biçimde;
“ben mi? Hıh..” dedi. Çok uğraştı ama kıramadı. Sonunda yorulup parmaklıkların dibine çöktü. Markus yanına gidip;
“adın ne? nerden getirdiler seni buraya?” diye sordu ama karşı taraf hiç tınlamıyordu. Sanki Markus’u küçük görüyordu. Konuşkan bir tip olmadığı belliydi. Markus da “ne hali varsa görsün!” deyip yatağına uzandı. Adam baya yakışıklıydı. Sarı uzun saçlarını arkadan atkuyruğu yapmıştı. Anlına perçemleri dökülüyor, buz mavisi gözleri de boş boş bakınıyordu. Fakat nedense çok etkileyici gelmişti Markus’a. Onun kadar olmasa da iriydi. Yarı çıplaktı ayağında ayakkabısı bile yoktu, baya hırpalanmış gözüküyordu. Bakışlarında vahşi bir hayvanın saldırgan parıltısı vardı. Asabi olduğu her halinden belliydi. Tahminen 23 yaşlarındaydı. Yemek vakti geldiğinde eti kıtlıktan çıkmış gibi yedi. Ayrıca sanki doymamış olduğunu hissetmişçesine yaratıklar ona bir tepsi daha getirdi. Markus onun önceki hayatında insan gibi yaşamadığını anladı. Yemekten sonra Lilith geldi;
“çıkarın beni buradan!” bir kurtadam olduğu için kapalı kalmaya dayanamıyordu. Lilith ona;
“kısa bir süre misafirimiz olacaksın. Merak etme kavga etmediğiniz sürece istediğin kadar yiyebilirsin” Lilith bu “kavga etmediğiniz sürece” lafının üstünde biraz fazla durmuştu. Bu sözlerden sonra sakinleşen kurt;
“ne zaman gideceğim”
“zamanı geldiğinde, merak etme er ya da geç gideceksin kardeşim senin gibilerden nefret eder” Markus birden atıldı;
“senin gibiler mi?”
“sarışın” sonra Lilith geldiği gibi yine birden gitti.
Deli fişek Markus’a dönerek bas sesiyle
“kaç gündür buradasın? Burada sana neler yapıyorlar?” Markus tınlamayacaktı ama adamı pek normal görmedi;
“geçen dolunaydan beri sanırım, baya oldu. Burada bir şey yapmıyorlar aksine rahat bir yatak ve bolca da yemek veriyorlar. Karşılığında da bileğinden biraz kan alıyorlar, o kadar” adam bileğindeki sargıyı yeni fark etmişti;
“kan mı?”
“kan ya büyü yapıyorlar onunla.” Adam gözünü daldırır gibi bileğine konsantre oldu. Tanrıya şükür ki bir kurt adamdı ve yarası hemen iyileşmişti yoksa bu kan kokusu onu delirtebilirdi. Markus
“senin adın ne? Geçen sordum sinirliydin söylemedin.” Adam uykudan uyanır gibi;
“haa… adım Voltaire”
“garip isim buralı değilsin anlaşılan”
“uzak karlarla kaplı bir ülkeden geliyorum ama uzun zamandır orayı görmedim.”
“nasıl yani?” adam hala bileğine bakıyordu sonra birden gözlerini iyice açtı;
“kovdular oradan beni”
“neden?” adam birden sinirlendi.
“SANA NE!”
“tamam canım sakin ol söylemek zorunda değilsin”
Voltaire hışımla yere oturdu. Geçmişinde konuşmak istemediği şeyler olduğu kesindi. Acaba neden kovmuşlardı onu karlarla kaplı ülkeden? Kim bilir ne yapmıştı. Markus hücre arkadaşına pek güvenmemesi gerektiğini anladı.
“bu adama ne oldu?”
Lilith hiçbir şey söylemeden çıktı. Markus iyice telaşlanmıştı ama Lilith ona gerçeği söyleyemezdi. Adamın evrim geçirip bir kurtadama dönüştüğünü söylese çıldırırdı herhalde. Ayrıca şatoda bir kurtadamı tutacak sağlamlıktaki tek kafes buydu. Neyseki Lilith kurtadama kaplanboğan vermişti. Adam bu sayede tekrar evrim geçirmeyecekti. Şimdi düşünmesi gereken daha önemli bir şey vardı. Rasha kurtlardan hele hele sarışın olanlarından nefret ederdi. Bu yakışıklıyı da kaçırmak istemiyordu ama Rasha’ya söylese kesin gitmesini emrederdi. Oda ablasının sözünü dinlemek zorunda kalırdı. Bir şekilde kurdun burada kalmasını sağlamalıydı. Rasha’nın odasına çıktı. Rasha üzerindeki avcı kıyafetini çıkartmış, üstüne tekrar uzun, zarif derin yırtmaçlı elbisesini giymişti. tepeden topladığı saçlarını tekrar açmıştı. Lilith içeri girince ona;
“Kapattın değil mi o aptal yaratığı kafese?” dedi. Lilith;
“evet onu Markus’un yanına kapattım.”
“tamam gözüm görmesin yeter!”
“şey.. Rasha kurdu koleksiyonuma katabilir miyim?”
“hayır Lilith! Son büyüm için kurtadam kanına ihtiyacım olmasa çoktan ölmüştü. İşim bitinceye kadar kalabilir sonra gidecek!”
“ama Rasha sen oraya hiç inmezsin ki, büyüler dışında uğramazsın bile.
Nerden göreceksin onu?”
“olmaz!”
“off..”
“Hadi git şimdi bana biraz kurt kanı getir!”
“tamam”
Lilith tekrar büyü odasına indi. Adam hala baygındı. Markus onu ayıltmaya çalışıyordu. Lilith geldi, kafese girip adamın bileğini kesti ve Rasha’nın Markus’a yaptığı gibi kanı bir şişeye doldurdu. Markus ilk defa Lilith’e yakından bakma fırsatını yakalamıştı ama sağı solu belli olmaz diye biraz uzak durdu. Lilith hiçbir şey söylemeden yine çıktı gitti. Markus’ta olduğu gibi bir yaratık gelip adamın bileğini sardı. Markus’un ilerde bu adam gibi olacağı korkusu gitgide büyüyordu içinde. Bir zaman sonra uykuya daldı.
Ertesi gece büyük bir gürültüyle uyandı. Baygın adam uyanmıştı. Gayet enerjik bir biçimde demirleri sarsıyordu. Markus adamın nasıl olup da bu demirleri sarsabildiğini anlayamamıştı. Görünüşte ondan iri olmasına rağmen o bir milim bile kıpırdatamamıştı bu parmaklıkları. Ama pek üstünde durmadı. Seslendi;
“boşuna uğraşma çok sağlam kıramazsın” adam alaycı bir biçimde;
“ben mi? Hıh..” dedi. Çok uğraştı ama kıramadı. Sonunda yorulup parmaklıkların dibine çöktü. Markus yanına gidip;
“adın ne? nerden getirdiler seni buraya?” diye sordu ama karşı taraf hiç tınlamıyordu. Sanki Markus’u küçük görüyordu. Konuşkan bir tip olmadığı belliydi. Markus da “ne hali varsa görsün!” deyip yatağına uzandı. Adam baya yakışıklıydı. Sarı uzun saçlarını arkadan atkuyruğu yapmıştı. Anlına perçemleri dökülüyor, buz mavisi gözleri de boş boş bakınıyordu. Fakat nedense çok etkileyici gelmişti Markus’a. Onun kadar olmasa da iriydi. Yarı çıplaktı ayağında ayakkabısı bile yoktu, baya hırpalanmış gözüküyordu. Bakışlarında vahşi bir hayvanın saldırgan parıltısı vardı. Asabi olduğu her halinden belliydi. Tahminen 23 yaşlarındaydı. Yemek vakti geldiğinde eti kıtlıktan çıkmış gibi yedi. Ayrıca sanki doymamış olduğunu hissetmişçesine yaratıklar ona bir tepsi daha getirdi. Markus onun önceki hayatında insan gibi yaşamadığını anladı. Yemekten sonra Lilith geldi;
“çıkarın beni buradan!” bir kurtadam olduğu için kapalı kalmaya dayanamıyordu. Lilith ona;
“kısa bir süre misafirimiz olacaksın. Merak etme kavga etmediğiniz sürece istediğin kadar yiyebilirsin” Lilith bu “kavga etmediğiniz sürece” lafının üstünde biraz fazla durmuştu. Bu sözlerden sonra sakinleşen kurt;
“ne zaman gideceğim”
“zamanı geldiğinde, merak etme er ya da geç gideceksin kardeşim senin gibilerden nefret eder” Markus birden atıldı;
“senin gibiler mi?”
“sarışın” sonra Lilith geldiği gibi yine birden gitti.
Deli fişek Markus’a dönerek bas sesiyle
“kaç gündür buradasın? Burada sana neler yapıyorlar?” Markus tınlamayacaktı ama adamı pek normal görmedi;
“geçen dolunaydan beri sanırım, baya oldu. Burada bir şey yapmıyorlar aksine rahat bir yatak ve bolca da yemek veriyorlar. Karşılığında da bileğinden biraz kan alıyorlar, o kadar” adam bileğindeki sargıyı yeni fark etmişti;
“kan mı?”
“kan ya büyü yapıyorlar onunla.” Adam gözünü daldırır gibi bileğine konsantre oldu. Tanrıya şükür ki bir kurt adamdı ve yarası hemen iyileşmişti yoksa bu kan kokusu onu delirtebilirdi. Markus
“senin adın ne? Geçen sordum sinirliydin söylemedin.” Adam uykudan uyanır gibi;
“haa… adım Voltaire”
“garip isim buralı değilsin anlaşılan”
“uzak karlarla kaplı bir ülkeden geliyorum ama uzun zamandır orayı görmedim.”
“nasıl yani?” adam hala bileğine bakıyordu sonra birden gözlerini iyice açtı;
“kovdular oradan beni”
“neden?” adam birden sinirlendi.
“SANA NE!”
“tamam canım sakin ol söylemek zorunda değilsin”
Voltaire hışımla yere oturdu. Geçmişinde konuşmak istemediği şeyler olduğu kesindi. Acaba neden kovmuşlardı onu karlarla kaplı ülkeden? Kim bilir ne yapmıştı. Markus hücre arkadaşına pek güvenmemesi gerektiğini anladı.
*TRUST&BETRAYAL*
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
Rasha Lilith'e göre daha set bir karaktere sahip herhalde ya da çok prensipli.
Lilith daha merhametli görünüyor ama ne yalan söyliyim Rasha'da daha çok korkuttu beni. Bence tutsaklarına çok işkence çektirecek.
Bir de Voltaire çıktı... hmm...
Yahu bu adamların akıbetleri ne olacak çok merak ettim şimdi.
Lilith daha merhametli görünüyor ama ne yalan söyliyim Rasha'da daha çok korkuttu beni. Bence tutsaklarına çok işkence çektirecek.
Bir de Voltaire çıktı... hmm...
Yahu bu adamların akıbetleri ne olacak çok merak ettim şimdi.
Wayyyy wayyyyy,sen bu fanfic işinde iyice aştın kendini...Diyecek söz bulamıyorum walla.Harikasın ne diyeyim.İmreniyorum sana.Acaba senin yaşlarına gelince ben de bu kadar güzel yazar mıyım?Benimkiler biraz donuk ve iğrenç geliyor bana nedense...
Bak şımartıyorsun beni, önce tavşan sonra bu iltifatlar... Teşekkür ederim.
psico_mama yazmış:
Bak şımartıyorsun beni, önce tavşan sonra bu iltifatlar... Teşekkür ederim.
Çok güzel olmuş Psico devamını bekelriz
edit; şimdi uzun bir yorum yapabilirim( okulda girmiştimde zil çalmıştı sana yorumu atarken )
Rasha yı çok liltih i az sevdim
demirci, Marcus zaten ama ismini çok severim Marcus
kurt adamda iyi işte devmını şimdiden bekliyorum
edit; şimdi uzun bir yorum yapabilirim( okulda girmiştimde zil çalmıştı sana yorumu atarken )
Rasha yı çok liltih i az sevdim
demirci, Marcus zaten ama ismini çok severim Marcus
kurt adamda iyi işte devmını şimdiden bekliyorum
mangakacım evet rasha lilith e göre pek prensipli ayrıca daha olgun ve ciddi lilith ise heyecanlı ama özünde pek kötü ruhlu bir kızdır ama ikisinin arasındaki bu fark rasha nın lilith e göre daha görmüş geçirmiş olmasından kaynaklanıyor tutsaklarsa şimdilik el üstünde ama tabii ki akibetlerinin pek hoş olacağını söyleyemem ayrıca yeni karakterler gelmeye devam edicek hazırlanın
tavşanım bence yazıların donuk ve ya iğrenç değil bence oldukça güzel hatta yaşına göre oldukça güzel diyebilirim merak etme ilerde daha güzel olcak bunu geliştirmek için farklı tarzlardaki ve bu konuda ün yapmış yazarların kitaplarını okursan sana yardımcı olabilir
xunlai ciim daha ne seveceklerin gelcek ayrıca o ismi bnde çok severim daha çok bir vampir prensi için düşünülebilir ama bn karakterimimn çarpıcı olmasını istedim ama gerçekten bunu hakediyor rasha ve lilith e gelince ikiside baş karakter ama bnde rasha yı daha çok severim ama lilith in karakterini de kendimden esinlendiğim için özeldir
maroncum +15 ilerde ama dedim öyle abartı bir durum yok ama koymadı demeyin diye koydum xD
yeni bölüm gecikti biliyorum ama bilgsyarımda bir sorun var gidip geliyor sorunu gidene kadar bölümlerin yayın araları biraz açılabilir ama merak etmeyin gelecek şimdilik beni mazur görün
tavşanım bence yazıların donuk ve ya iğrenç değil bence oldukça güzel hatta yaşına göre oldukça güzel diyebilirim merak etme ilerde daha güzel olcak bunu geliştirmek için farklı tarzlardaki ve bu konuda ün yapmış yazarların kitaplarını okursan sana yardımcı olabilir
xunlai ciim daha ne seveceklerin gelcek ayrıca o ismi bnde çok severim daha çok bir vampir prensi için düşünülebilir ama bn karakterimimn çarpıcı olmasını istedim ama gerçekten bunu hakediyor rasha ve lilith e gelince ikiside baş karakter ama bnde rasha yı daha çok severim ama lilith in karakterini de kendimden esinlendiğim için özeldir
maroncum +15 ilerde ama dedim öyle abartı bir durum yok ama koymadı demeyin diye koydum xD
yeni bölüm gecikti biliyorum ama bilgsyarımda bir sorun var gidip geliyor sorunu gidene kadar bölümlerin yayın araları biraz açılabilir ama merak etmeyin gelecek şimdilik beni mazur görün
*TRUST&BETRAYAL*
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
2. sayfa (Toplam 7 sayfa) [ 66 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |