| ~Cantabilian~ [ Ep;10 - 22 Eylül 09] Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, 6 |
Yazar
Mesaj
Integra
Mangaka
Mangaka
![~Cantabilian~ [ Ep;10 - 22 Eylül 09]](https://www.anime.web.tr/images/tema/konu.gif)
Konu: Yanıt: ~Cantabilian~ [ Ep;7 Yeni Bölüm]
beni gaza getirdiğin için çok teşekkür ediyorum ay prensesim usagim ^__^ işte uzzzun bir aradan sonra yeni bölüüm 
Lucieen
________________________________________
“Sen iyisin.”dedim. Gerçekten iyiydi. Gülmeye başlamıştım, bir yandan da ağlıyordum. Gözlerinin içine baktım ve ona sıkı sıkı sarıldım. Vincent’ın dediğine göre; burada kış sadece bir gün sürüyormuş. Çünkü Cantabilian’da kış her zaman çok zor olmuş. Ve yarında İlkbahar’a giriyoruz.
Lucien beni neden bırakmıştı... Neden beni öldür dediğimde beni bıraktı? Aklım buna benzer sorularla doluydu. Kendimi biraz toparlamam lazımdı, Lucien bana çok kötü şeyler yapmıştı ve kış gerçekten yorucu geçmişti. Gerçek hayatta kışı çok sevsem de, Cantabilian’da kış hiçte hoşuma gitmemişti.
Lorien uçamayacak kadar yorgundu. Ama genel olarak yürüyebiliyordu, konuşabiliyordu ve uçamaması dışında iyiydi. Suratı her zamanki gibi soluktu. Siyah, boynunun bitimine kadar olan saçları dağınıktı, gömleği param parça olmuştu ve ıslaktı.
Beni hala kucağında taşıyordu. Gözlerimi kapattım, “Sende yorgunsun, beni taşımana gerek yok. Kendim yürüyebilirim.” dedim ve kafamı çevirip suratına baktım. Gerçekten yere inmek istiyordum. Kesinlikle kendim yürürken daha rahat olacaktım.
Hiç istekli olmasa da beni yere bıraktı ve kolunu omzuma attı. Kanatlarıyla beni çevrelerken bende aynı şeyi yaptım. Arkamızda Vincent ve Ophelia yürüyorlardı. Bugün ne kadar iyi iş çıkardıklarını konuşuyorlardı. En azından ben öyle duymuştum. Onca Frozlea’yı sadece üç kişi geri püskürtmüştü.
Uzun bir yürüyüşün ardından Lorien’in evi gözükmüştü. Rahatsız edici bir sessizlik etrafı kaplıyordu. Etrafıma bakındım, ağaçlar karla kaplıydı. Saat 15.42’ydi, ne kadarda çabuk geçmişti zaman. Eve gidince kendimi yatağıma atacaktım ve bir daha uyanmamak üzere uyuyacaktım.
Evin duvarlarının çıkıntılı kısımlarında sarkıtlar vardı. Merdivenler buz tutmuştu ve oldukça kaygandı. Dikkatlice merdivenlerden çıktık.
Eve girdiğimizde herkes odalarına dağıldı. Odama girdim, üstümü değiştirdim ve aynada kendime baktım. Suratım kireç beyazıydı, saçlarım tuhaf bir şekilde düzgündü ve boynumdaki morluklar tiksinçti.
Şuan bunların hiç biri umurumda değildi, kendimi yatağıma attım ve yorganı kafama kadar çektim.
Kollarım tutulmuştu. Kollarımın tutulması Lucien’in işiydi. Tam uykuya dalıyordum, bazı konuşmalar duymaya başladım. Odamın kapısına gittim ve kulağımı kapıya dayadım.
Ophelia, Lorien ve Vincent birbirleriyle konuşuyorlardı. Dikkatle dinlemeye başladım.
“ Lyndis olmasaydı ölebilirdin.” dedi Ophelia. Vincent’ta arkasından onayladı, “Kesinlikle,” ardından ekledi “ Lyndis’in boynundaki morluklar... Onları sanırım... Lucien yapmış.” dedi.
Sesi çok kötü geliyordu. Kapıyı araladım ve onlara görünmemek için arasından izlemeye başladım.
“Evet... Bende öyle tahmin ediyorum. Ama eğer öyle bir şey olduysa...” dedi Ophelia, cümlesini yarıda kesmişti. Suratı asıldı.
Ardından Lorien, “Bir Frozlea’dan hamile kalmak ve bir Frozlea doğurmak... Bu korkunç bir şey” dedi ve kafasını eğdi. O an dehşete kapılmıştım. Gerçekten bu olabilir miydi? Kapıyı kapattım ve sırtımı arkasına dayadım.
Konuşmalar bir süre sonra kesildi. Yere oturdum ve telefonuma baktım. Eiji, annem, Stefan ve diğerleri, herkesten sürülerce mesaj geliyordu. Anneme kimseye söylememesi gerektiğini söylemiştim ama o ağzını tutamamış ve herkese anlatmıştı.
Elimi alnıma patlattım, sonrada parmaklarımı bir tarak gibi saçlarımın arasında gezdirdim.
Acıkmıştım. Ama ilk önce uyumalıydım. Yoksa yemek mi yemeliydim? Odamdan çıktım. Lorien’in kapısının önünde durdum.
Kapıyı araladım ve kafamı içeri uzattım. Lorien uyuyordu. Suratında gayet masum bir ifade vardı ve yine yüz üstü yatmıştı. Bir kolu yataktan dışarı sarkıyordu. Ve evet, yine yatakta bir sürü tüy vardı. Ayrıca üstü yine çıplaktı.
Başucuna gittim. İki kişilik yatağın etrafından dolaştım ve yatağa oturdum. Lorien uyanmamıştı.
Yanına uzandım. Sonra uyuya kaldım... Rüyamda bir Frozlea doğurduğumu ve onun bana düşman olduğunu gördüm.
Lucien onu kaçırmıştı. Rüya gittikçe kötüleşiyordu. Lucien onu, Lorien’i öldürmesi için buraya gönderiyordu.
Çok uzun süren bir savaştan sonra Lorien’in yere yıkıldığını ve kollarımda öldüğünü gördüm.
Birden uyandım, hızla doğruldum ve “Hayır!” diye bağırdım. Kan ter içinde kalmıştım.
Lorien uyanıktı. Beni izliyordu.
“Ne oldu?” diye sordu. Yanında yatmamdan mutlu gibiydi. Elimle suratıma yapışan saçları geriye attım ve “S-Sadece bir kâbus” dedim. Elini kulağının üstüne dayamıştı ve yan duruyordu. “Hadi uyu... Gerçekten aramızda en çok yorulan sensin.” dedi.
Kolunu kafamın altına koydu ve beni kendine çekti. Vücudundan yükselen parfüm kokusu çok hoşuma gidiyordu. Ve anladım ki yataktaki tüyler onu gıdıklamıyordu...
Lucieen
________________________________________
“Sen iyisin.”dedim. Gerçekten iyiydi. Gülmeye başlamıştım, bir yandan da ağlıyordum. Gözlerinin içine baktım ve ona sıkı sıkı sarıldım. Vincent’ın dediğine göre; burada kış sadece bir gün sürüyormuş. Çünkü Cantabilian’da kış her zaman çok zor olmuş. Ve yarında İlkbahar’a giriyoruz.
Lucien beni neden bırakmıştı... Neden beni öldür dediğimde beni bıraktı? Aklım buna benzer sorularla doluydu. Kendimi biraz toparlamam lazımdı, Lucien bana çok kötü şeyler yapmıştı ve kış gerçekten yorucu geçmişti. Gerçek hayatta kışı çok sevsem de, Cantabilian’da kış hiçte hoşuma gitmemişti.
Lorien uçamayacak kadar yorgundu. Ama genel olarak yürüyebiliyordu, konuşabiliyordu ve uçamaması dışında iyiydi. Suratı her zamanki gibi soluktu. Siyah, boynunun bitimine kadar olan saçları dağınıktı, gömleği param parça olmuştu ve ıslaktı.
Beni hala kucağında taşıyordu. Gözlerimi kapattım, “Sende yorgunsun, beni taşımana gerek yok. Kendim yürüyebilirim.” dedim ve kafamı çevirip suratına baktım. Gerçekten yere inmek istiyordum. Kesinlikle kendim yürürken daha rahat olacaktım.
Hiç istekli olmasa da beni yere bıraktı ve kolunu omzuma attı. Kanatlarıyla beni çevrelerken bende aynı şeyi yaptım. Arkamızda Vincent ve Ophelia yürüyorlardı. Bugün ne kadar iyi iş çıkardıklarını konuşuyorlardı. En azından ben öyle duymuştum. Onca Frozlea’yı sadece üç kişi geri püskürtmüştü.
Uzun bir yürüyüşün ardından Lorien’in evi gözükmüştü. Rahatsız edici bir sessizlik etrafı kaplıyordu. Etrafıma bakındım, ağaçlar karla kaplıydı. Saat 15.42’ydi, ne kadarda çabuk geçmişti zaman. Eve gidince kendimi yatağıma atacaktım ve bir daha uyanmamak üzere uyuyacaktım.
Evin duvarlarının çıkıntılı kısımlarında sarkıtlar vardı. Merdivenler buz tutmuştu ve oldukça kaygandı. Dikkatlice merdivenlerden çıktık.
Eve girdiğimizde herkes odalarına dağıldı. Odama girdim, üstümü değiştirdim ve aynada kendime baktım. Suratım kireç beyazıydı, saçlarım tuhaf bir şekilde düzgündü ve boynumdaki morluklar tiksinçti.
Şuan bunların hiç biri umurumda değildi, kendimi yatağıma attım ve yorganı kafama kadar çektim.
Kollarım tutulmuştu. Kollarımın tutulması Lucien’in işiydi. Tam uykuya dalıyordum, bazı konuşmalar duymaya başladım. Odamın kapısına gittim ve kulağımı kapıya dayadım.
Ophelia, Lorien ve Vincent birbirleriyle konuşuyorlardı. Dikkatle dinlemeye başladım.
“ Lyndis olmasaydı ölebilirdin.” dedi Ophelia. Vincent’ta arkasından onayladı, “Kesinlikle,” ardından ekledi “ Lyndis’in boynundaki morluklar... Onları sanırım... Lucien yapmış.” dedi.
Sesi çok kötü geliyordu. Kapıyı araladım ve onlara görünmemek için arasından izlemeye başladım.
“Evet... Bende öyle tahmin ediyorum. Ama eğer öyle bir şey olduysa...” dedi Ophelia, cümlesini yarıda kesmişti. Suratı asıldı.
Ardından Lorien, “Bir Frozlea’dan hamile kalmak ve bir Frozlea doğurmak... Bu korkunç bir şey” dedi ve kafasını eğdi. O an dehşete kapılmıştım. Gerçekten bu olabilir miydi? Kapıyı kapattım ve sırtımı arkasına dayadım.
Konuşmalar bir süre sonra kesildi. Yere oturdum ve telefonuma baktım. Eiji, annem, Stefan ve diğerleri, herkesten sürülerce mesaj geliyordu. Anneme kimseye söylememesi gerektiğini söylemiştim ama o ağzını tutamamış ve herkese anlatmıştı.
Elimi alnıma patlattım, sonrada parmaklarımı bir tarak gibi saçlarımın arasında gezdirdim.
Acıkmıştım. Ama ilk önce uyumalıydım. Yoksa yemek mi yemeliydim? Odamdan çıktım. Lorien’in kapısının önünde durdum.
Kapıyı araladım ve kafamı içeri uzattım. Lorien uyuyordu. Suratında gayet masum bir ifade vardı ve yine yüz üstü yatmıştı. Bir kolu yataktan dışarı sarkıyordu. Ve evet, yine yatakta bir sürü tüy vardı. Ayrıca üstü yine çıplaktı.
Başucuna gittim. İki kişilik yatağın etrafından dolaştım ve yatağa oturdum. Lorien uyanmamıştı.
Yanına uzandım. Sonra uyuya kaldım... Rüyamda bir Frozlea doğurduğumu ve onun bana düşman olduğunu gördüm.
Lucien onu kaçırmıştı. Rüya gittikçe kötüleşiyordu. Lucien onu, Lorien’i öldürmesi için buraya gönderiyordu.
Çok uzun süren bir savaştan sonra Lorien’in yere yıkıldığını ve kollarımda öldüğünü gördüm.
Birden uyandım, hızla doğruldum ve “Hayır!” diye bağırdım. Kan ter içinde kalmıştım.
Lorien uyanıktı. Beni izliyordu.
“Ne oldu?” diye sordu. Yanında yatmamdan mutlu gibiydi. Elimle suratıma yapışan saçları geriye attım ve “S-Sadece bir kâbus” dedim. Elini kulağının üstüne dayamıştı ve yan duruyordu. “Hadi uyu... Gerçekten aramızda en çok yorulan sensin.” dedi.
Kolunu kafamın altına koydu ve beni kendine çekti. Vücudundan yükselen parfüm kokusu çok hoşuma gidiyordu. Ve anladım ki yataktaki tüyler onu gıdıklamıyordu...
By~ me -is back ~
08 Ağu 2009 3:08
ay_prensesi_usagi
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)
Konu: Yanıt: ~Cantabilian~ [ Ep;9 Yeni Bölüm]
Geç kaldım güzeliiiim 
Lütfen affet beni. Yaz tatili izinleri aramıza girdi, kaç gündür netten uzaktayım. O yüzden yorumu geçiktirdiğim için çok özür dilerim.
Hmm... Bölümün eskilerine göre kısa olmuş, umarım uzatırsın. Çünkü bu kadar güzel fanlar her zaman çıkmıyor karşımıza... Ve evet, harika bir bölümdü... yine!
İçeriğe yapabileceğim bir yorum ya da bir belirteç yok. Her şey zaten ortada, mükemmel olduğunu söyleyeceğimi zaten biliyorsun. Her zaman dediğim gibi; harika bir hayal gücün var ve bunu bir şekilde sanata fönüştürdüğünde, nasıl şaheserler çıkaracağını iyi biliyorsun. Hani her insanın hayal gücü, ayrı bir ağırlıkta oluşmuştur ya, seninkinin edebiyat için uygunluğu gözlerden kaçamıyor.
Yazım tarzını çok seviyorum. Kelime bütünlerinin oluşturduğu cümle zincirleri birbirlerine çok uyumlu. İstediğinde yapamayacağın hiçbir seş olmadığını çok iyi biliyorum. Ve eğer bunu biliyorsam, senin ileride de harika yazılar yazacağını da biliyorum.Umarım hayal gücünü daima cümlelerle süsler, bizlerle paylaşırsın tatlım...
Devamını bekliyorum...
Lütfen affet beni. Yaz tatili izinleri aramıza girdi, kaç gündür netten uzaktayım. O yüzden yorumu geçiktirdiğim için çok özür dilerim.
Hmm... Bölümün eskilerine göre kısa olmuş, umarım uzatırsın. Çünkü bu kadar güzel fanlar her zaman çıkmıyor karşımıza... Ve evet, harika bir bölümdü... yine!
İçeriğe yapabileceğim bir yorum ya da bir belirteç yok. Her şey zaten ortada, mükemmel olduğunu söyleyeceğimi zaten biliyorsun. Her zaman dediğim gibi; harika bir hayal gücün var ve bunu bir şekilde sanata fönüştürdüğünde, nasıl şaheserler çıkaracağını iyi biliyorsun. Hani her insanın hayal gücü, ayrı bir ağırlıkta oluşmuştur ya, seninkinin edebiyat için uygunluğu gözlerden kaçamıyor.
Yazım tarzını çok seviyorum. Kelime bütünlerinin oluşturduğu cümle zincirleri birbirlerine çok uyumlu. İstediğinde yapamayacağın hiçbir seş olmadığını çok iyi biliyorum. Ve eğer bunu biliyorsam, senin ileride de harika yazılar yazacağını da biliyorum.Umarım hayal gücünü daima cümlelerle süsler, bizlerle paylaşırsın tatlım...
Devamını bekliyorum...
19 Ağu 2009 14:44
KaNaShii UcHiHa
Mangaka
Mangaka
Konu: Yanıt: ~Cantabilian~ [ Ep;9 Yeni Bölüm]
yaz geldi tembellikler çöktü üzerime ... 
bütün takıp ettiğim ff leri bırakmıştım ammma artık döndümmmm ve seninle başlamak istedim ...
uuuuuuuuuuuzzzzuuun bir zamandır bölümlerin birikmesini bekliyordum.Nihayet ele gelecek kadar çoğaldıklerını fark edince (bir roman kıvamı ve havası içerisinde )bu gece okumaya karar verdim.
İlk bölümü okumaya başlarken neseliydim .ama bitirdiğimde neşemin kasvete dönüştüğünü hissetim .
Tabi hemen ne alaka diyeceksin aklına bir kaç değişik düşünce de gelecek elbette. ama şöyle bir durum var ki bu aslında iyi bir şey. '' neden ''dersen o kadar gerçekçi olmuşki insanın ruh dünyasını bile değiştirebiliyo.Ayrıca süreğen bi hareket içerisinde devam ediyo olaylar.bu da tam kıvamında ...
bu arada benım favorim yakışıklılarından çok bu olayların geçtiği yerler. alıp elime bi zenit bütün oraların resimlerini çekmek istedim . o donan gölün kıyısında kahve içmek geldi içimden ....
hoşuma gitti seviyorum seni bebiş.
bütün takıp ettiğim ff leri bırakmıştım ammma artık döndümmmm ve seninle başlamak istedim ...
uuuuuuuuuuuzzzzuuun bir zamandır bölümlerin birikmesini bekliyordum.Nihayet ele gelecek kadar çoğaldıklerını fark edince (bir roman kıvamı ve havası içerisinde )bu gece okumaya karar verdim.
İlk bölümü okumaya başlarken neseliydim .ama bitirdiğimde neşemin kasvete dönüştüğünü hissetim .
Tabi hemen ne alaka diyeceksin aklına bir kaç değişik düşünce de gelecek elbette. ama şöyle bir durum var ki bu aslında iyi bir şey. '' neden ''dersen o kadar gerçekçi olmuşki insanın ruh dünyasını bile değiştirebiliyo.Ayrıca süreğen bi hareket içerisinde devam ediyo olaylar.bu da tam kıvamında ...
bu arada benım favorim yakışıklılarından çok bu olayların geçtiği yerler. alıp elime bi zenit bütün oraların resimlerini çekmek istedim . o donan gölün kıyısında kahve içmek geldi içimden ....
hoşuma gitti seviyorum seni bebiş.
Nemesis Divinaya sonsuz tesekkürlerimi sunarım ....cici kyo'm seviyorum seni...
_______________________
20 Ağu 2009 1:12
Integra
Mangaka
Mangaka
Konu: Yanıt: ~Cantabilian~ [ Ep;9 Yeni Bölüm]
Lalalala ! Sanırım geri döndüm. Ay prensesim, Kanashii-nee-chan'ım ve Aslııığ!m <333 Ilham bastı birden bire ...Bende hazır boş boş oturuyorum,yazayım dedim =). Her ne kadar okunmasada koyuyorum <.< Uzun bir bölüm yazmayı planlamakla meşgulüm :3
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yorucu...hatta oldukça yorucu bir kış atlatmıştık.Lyndis...o...o gerçekten çok kötü şeyler yaşamıştı. Ama o artık iyiydi.
xxx
`Günaydın Lyndis.`. Çok iyi tanıdığım o, tatlı,derinden gelen sesti.Lorien'in sesi...Yavaşça gözlerimi açtım. Sanki yüzyıllardır uyuyormuş gibi hissediyordum kendimi.Güneş gözlerimi çok rahatsız ediyordu.
`Günaydın Lorien. Ne zamandır uyuyorum ?`
`Doğrusunu söylemek gerekirse...İki gündür bir bebek gibi uyuyorsun, Lyndis`
`Ne !? İki gündür uyuyormuyum.Ahh tanrım çok özür diler--` Lorien'in parmakları dudağımın üstünde geziniyordu.
`Şşşş...Uyuman gerekiyordu. Aramızda en çok yorulan sensin.` kafasını eğdi, gözleri sonsuzluğa bakıyor gibiydi.
Yatağımda -daha doğrusu Lorien'in yatağında- doğruldum. Bana gözleriyle `Aşağı gel` der gibi baktı, ardından suratında solgun gülümsemesiyle odadan çıktı. Kollarımı açmak için gerildikten sonra,ağzımı sonuna kadar açıp esnedim. Her zaman olduğu gibi, şekilsiz saçlarımı taramak için aynanın karşısına geçtim.
xxx
Lyndis birden gözlerini sonuna kadar açtı. Çünkü suratı ölü gibi...bembeyazdı ve kollarında bir sürü morluk vardı. Gözlerini ovaladı,defalarca kırpıştırdı.
`Pislik...pis yaratık...`.diye düşündü nefretle. Morlukları ve ölü gibi suratını görmezlikten gelmeye çalışarak saçlarını taramaya devam etti. Yerinden kalktı, usulca pencere önüne gitti ve kafasını cama dayadı.
`Neden ben ?` diye fısıldadı. Henüz dışarıya bakmamıştı ve kışın geçtiğini unutmuştu. Kafası eğik bir biçimde ellerini seyrediyordu. Birden gözüne yemyeşil birşey takıldı. Yavaşça kafasını kaldırdı.
`Aman...tanrım` dedi kendi kendine. İlkbahar haftasını tamamıyla unutmuştu. Her tarafta çiçeklerle dolu ağaçlar ve yemyeşil çimenler vardı. Üstelik gölün üstündeki buz erimişti ve temizdi.
Kollarındaki morlukları görmek istemediği ve başkalarının görmesini istemedi için,üstüne uzun kollu ama ince bir tişört giydi , koşarak odadan çıktı. Suratındaki kocaman gülümsemeyle bahçeye adım attı.
Ophelia ve Lorien her zamanki gibi gölün kenarındaki hasır sandalyelerde oturmuş,birbirlerini seyrediyorlardı. Vincent'ta oradaydı ! Çıplak ayaklarını gölün içine sarkıtmıştı, kafasını geriye atmış ve gözlerini kapatmıştı.
xxx
Onu ilk defa bu kadar huzurlu ve mutlu görüyordum.
`Günaydın !` diye bağırdım. Vincent yerinden sıçradı.Ophelia soğuk gülümsemesiyle bana baktı.
` Günaydın Lyndis. Seni tekrar aramızda görmek ne kadar güzel.` dedi, Ophelia.
Vincent'ı ilk defa bu kadar güzel gülümserken görüyordum. Beni yanına çağırdı. Hiç tereddüt etmeden ve beklemeden yanına koştum. Ona sıkı sıkı sarıldım, az kalsın suya düşüyordu. Sarılmam bittikten sonra tam ondan uzaklaşıyordum ki...dudağıma küçük bir öpücük kondurdu. Gülümsedim,ama içimde garip bir his vardı. Lorien'in görüp görmediğine bakmak için arkamı döndüm.
Lanet olsun. diye düşündüm. Derin bir nefes aldım ve gülümsememi bozmadan;
`Ben yokken neler yaptınız ?` diye sordum. Lorien'in surat ifadesi...resmen tüylerimi diken diken etmişti.
Tanrım ne yapabilirim !? O hep Ophelia'yla yanyana. Vincent beni öpse ne olur ? Tamam...bende onu kıskanıyorum ama....
Boğazımı temizledim. `Benim...şey....ben gitsem iyi olacak.Açım ve birşeyler yemem lazım.`
Hızla yerimden kalktım ve oradan uzaklaştım. Lorien'in soğuk bakışlarını hala üstümde hissedebiliyordum...Bahçenin, evin ön kısmına giden dar yoluna girdim. Karanlıktı ve garip sarmaşıklar vardı. Hızlı hızlı yürümeye başladım. Kendimi hiç güvende hisstmiyordum. Aniden siyah bir gölge önümden geçti ve her taraf siyah tüylerle doldu.
`Lorien ? Özür dilerim..gerçekten...benim hatam değildi...o yaptı.`
Görünmez bir el hızla beni duvara yapıştırdı. Nefesim kesilmişti.
Sonra gölgelerin arasından Lorien çıktı. Lorien Sol...Kanatları neredeyse 5 metreydi...Normalinden daha büyüktü.
xxx
Yavaşça çenesini tuttum. Gözlerini kapatmıştı. Biliyorum...onun bir suçu yoktu ama...öğrenmesi gereken şeyler vardı...
xxx
`Hayır..Lorien..Hayır !`. Üstümdeki tişörtü -çok kolaymış gibi- hızla çıkardı. Kollarımı kafamın yukarısında tek eliyle birleştirmişti. Diğer eliylede saçlarımı okşuyordu. Nefesi...nefesini kulağımda her hissettiğimde tüylerim..diken diken oluyordu.
`Lorien...yalvarıyorum..`
İçimdeki korku hissi...gözlerim kararıyordu.
`İki...kere aynı...şeyi yaşamak...istemiyorum.`
xxx
Bayılmıştı. Bu kadarı ona fazlaydı. Ama en azından dersini almıştı.
Vincent'tan uzak durmalıydı. Çünkü Lyndis benim..benim...sadece "Benim."
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yorucu...hatta oldukça yorucu bir kış atlatmıştık.Lyndis...o...o gerçekten çok kötü şeyler yaşamıştı. Ama o artık iyiydi.
xxx
`Günaydın Lyndis.`. Çok iyi tanıdığım o, tatlı,derinden gelen sesti.Lorien'in sesi...Yavaşça gözlerimi açtım. Sanki yüzyıllardır uyuyormuş gibi hissediyordum kendimi.Güneş gözlerimi çok rahatsız ediyordu.
`Günaydın Lorien. Ne zamandır uyuyorum ?`
`Doğrusunu söylemek gerekirse...İki gündür bir bebek gibi uyuyorsun, Lyndis`
`Ne !? İki gündür uyuyormuyum.Ahh tanrım çok özür diler--` Lorien'in parmakları dudağımın üstünde geziniyordu.
`Şşşş...Uyuman gerekiyordu. Aramızda en çok yorulan sensin.` kafasını eğdi, gözleri sonsuzluğa bakıyor gibiydi.
Yatağımda -daha doğrusu Lorien'in yatağında- doğruldum. Bana gözleriyle `Aşağı gel` der gibi baktı, ardından suratında solgun gülümsemesiyle odadan çıktı. Kollarımı açmak için gerildikten sonra,ağzımı sonuna kadar açıp esnedim. Her zaman olduğu gibi, şekilsiz saçlarımı taramak için aynanın karşısına geçtim.
xxx
Lyndis birden gözlerini sonuna kadar açtı. Çünkü suratı ölü gibi...bembeyazdı ve kollarında bir sürü morluk vardı. Gözlerini ovaladı,defalarca kırpıştırdı.
`Pislik...pis yaratık...`.diye düşündü nefretle. Morlukları ve ölü gibi suratını görmezlikten gelmeye çalışarak saçlarını taramaya devam etti. Yerinden kalktı, usulca pencere önüne gitti ve kafasını cama dayadı.
`Neden ben ?` diye fısıldadı. Henüz dışarıya bakmamıştı ve kışın geçtiğini unutmuştu. Kafası eğik bir biçimde ellerini seyrediyordu. Birden gözüne yemyeşil birşey takıldı. Yavaşça kafasını kaldırdı.
`Aman...tanrım` dedi kendi kendine. İlkbahar haftasını tamamıyla unutmuştu. Her tarafta çiçeklerle dolu ağaçlar ve yemyeşil çimenler vardı. Üstelik gölün üstündeki buz erimişti ve temizdi.
Kollarındaki morlukları görmek istemediği ve başkalarının görmesini istemedi için,üstüne uzun kollu ama ince bir tişört giydi , koşarak odadan çıktı. Suratındaki kocaman gülümsemeyle bahçeye adım attı.
Ophelia ve Lorien her zamanki gibi gölün kenarındaki hasır sandalyelerde oturmuş,birbirlerini seyrediyorlardı. Vincent'ta oradaydı ! Çıplak ayaklarını gölün içine sarkıtmıştı, kafasını geriye atmış ve gözlerini kapatmıştı.
xxx
Onu ilk defa bu kadar huzurlu ve mutlu görüyordum.
`Günaydın !` diye bağırdım. Vincent yerinden sıçradı.Ophelia soğuk gülümsemesiyle bana baktı.
` Günaydın Lyndis. Seni tekrar aramızda görmek ne kadar güzel.` dedi, Ophelia.
Vincent'ı ilk defa bu kadar güzel gülümserken görüyordum. Beni yanına çağırdı. Hiç tereddüt etmeden ve beklemeden yanına koştum. Ona sıkı sıkı sarıldım, az kalsın suya düşüyordu. Sarılmam bittikten sonra tam ondan uzaklaşıyordum ki...dudağıma küçük bir öpücük kondurdu. Gülümsedim,ama içimde garip bir his vardı. Lorien'in görüp görmediğine bakmak için arkamı döndüm.
Lanet olsun. diye düşündüm. Derin bir nefes aldım ve gülümsememi bozmadan;
`Ben yokken neler yaptınız ?` diye sordum. Lorien'in surat ifadesi...resmen tüylerimi diken diken etmişti.
Tanrım ne yapabilirim !? O hep Ophelia'yla yanyana. Vincent beni öpse ne olur ? Tamam...bende onu kıskanıyorum ama....
Boğazımı temizledim. `Benim...şey....ben gitsem iyi olacak.Açım ve birşeyler yemem lazım.`
Hızla yerimden kalktım ve oradan uzaklaştım. Lorien'in soğuk bakışlarını hala üstümde hissedebiliyordum...Bahçenin, evin ön kısmına giden dar yoluna girdim. Karanlıktı ve garip sarmaşıklar vardı. Hızlı hızlı yürümeye başladım. Kendimi hiç güvende hisstmiyordum. Aniden siyah bir gölge önümden geçti ve her taraf siyah tüylerle doldu.
`Lorien ? Özür dilerim..gerçekten...benim hatam değildi...o yaptı.`
Görünmez bir el hızla beni duvara yapıştırdı. Nefesim kesilmişti.
Sonra gölgelerin arasından Lorien çıktı. Lorien Sol...Kanatları neredeyse 5 metreydi...Normalinden daha büyüktü.
xxx
Yavaşça çenesini tuttum. Gözlerini kapatmıştı. Biliyorum...onun bir suçu yoktu ama...öğrenmesi gereken şeyler vardı...
xxx
`Hayır..Lorien..Hayır !`. Üstümdeki tişörtü -çok kolaymış gibi- hızla çıkardı. Kollarımı kafamın yukarısında tek eliyle birleştirmişti. Diğer eliylede saçlarımı okşuyordu. Nefesi...nefesini kulağımda her hissettiğimde tüylerim..diken diken oluyordu.
`Lorien...yalvarıyorum..`
İçimdeki korku hissi...gözlerim kararıyordu.
`İki...kere aynı...şeyi yaşamak...istemiyorum.`
xxx
Bayılmıştı. Bu kadarı ona fazlaydı. Ama en azından dersini almıştı.
Vincent'tan uzak durmalıydı. Çünkü Lyndis benim..benim...sadece "Benim."
By~ me -is back ~
22 Eyl 2009 19:12
Vendetta
Mangaka
Mangaka
Konu: Yanıt: ~Cantabilian~ [ Ep;10 - 22 Eylül 09]
Oha dostum kıza yazık ya gelen geçen tecavüz ediyo ama sevdim bu bölümü de 
(tamamen masum nedenlerle tabi...
) kısaydı ama süperdi~<3 kıskançlık ha ilerde olacakları çok pis merak ediyore~
gelen geçen tecavüz ediyo ama sevdim bu bölümü de (tamamen masum nedenlerle tabi...) kısaydı ama süperdi~<3 kıskançlık ha ilerde olacakları çok pis merak ediyore~Arbeit macht frei.
22 Eyl 2009 19:20
Integra
Mangaka
Mangaka
Konu: Yanıt: ~Cantabilian~ [ Ep;10 - 22 Eylül 09]
Smut olm fasdfsadfsad sen gizli kısmı okudunmu attığım ? Senin kısa dediğin bnm uzunum oğlm Ben senin gibi şahane hayvanat yazamıorm ki Q_Q Yarın yazarıığğğm 11. bölümüüüğ <333 Aslıığğm <333
Ben senin gibi şahane hayvanat yazamıorm ki Q_Q Yarın yazarıığğğm 11. bölümüüüğ <333 Aslıığğm <333
By~ me -is back ~
22 Eyl 2009 19:24
Vendetta
Mangaka
Mangaka
Konu: Yanıt: ~Cantabilian~ [ Ep;10 - 22 Eylül 09]
ya hayır okuyamadım olum direk renk deiştir zırt bırt olmadan gondersen ölürsün sanki yaz intiğ~~ bekliorum *-*
yaz intiğ~~ bekliorum *-*Arbeit macht frei.
22 Eyl 2009 19:30
Integra
Mangaka
Mangaka
Konu: Yanıt: ~Cantabilian~ [ Ep;10 - 22 Eylül 09]
Kimse okumuyo kii T^T Öle kaldı emme T^T Ay prensesi'ni ve Kanashii aplasını beklemekte U.U
By~ me -is back ~
23 Eyl 2009 17:22
KaNaShii UcHiHa
Mangaka
Mangaka
Konu: Yanıt: ~Cantabilian~ [ Ep;10 - 22 Eylül 09]
Kanashii-nee sanın yesin seni bebişim .....
ben okuyoorrre ...
yolculuktaydım yeni döndüm maluum iş güç ...
Loreeen diye bi haykırasım geldi kuzum ....
aman tanrııım aşıkkk mı oluyorrreee......
Loreen i seviyorum .....ıhhh Byakun duymasın .... ama seviyorum onu olayların geçtiği yerlere hastayım ya harika ....biraz çevreden bahset birazda
looorennnim den ......
yaz hadi yeni bölüm ü artııkın . bu arada Lorenin parfümü ne? ...
lucien Lyndise aşık mı ....bunlarda kafama takılan sorular...
Lorenin geçmişine Flashbackler yap accık da olmassmı kuzuuum .....
not: o___0 smut kısmıda tam zamanın da kesmişiz haniiiii.... seni, minik cadı... 
ben okuyoorrre ...
yolculuktaydım yeni döndüm maluum iş güç ...
Loreeen diye bi haykırasım geldi kuzum ....
aman tanrııım aşıkkk mı oluyorrreee......
Loreen i seviyorum .....ıhhh Byakun duymasın .... ama seviyorum onu olayların geçtiği yerlere hastayım ya harika ....biraz çevreden bahset birazda
looorennnim den ......
yaz hadi yeni bölüm ü artııkın . bu arada Lorenin parfümü ne? ...
lucien Lyndise aşık mı ....bunlarda kafama takılan sorular...
Lorenin geçmişine Flashbackler yap accık da olmassmı kuzuuum .....
not: o___0 smut kısmıda tam zamanın da kesmişiz haniiiii....
seni, minik cadı...
Nemesis Divinaya sonsuz tesekkürlerimi sunarım ....cici kyo'm seviyorum seni...
_______________________
22 Ekm 2009 9:52
  |
|
| 6. sayfa (Toplam 6 sayfa) [ 59 mesaj ] |
| Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |