Öhöm...

Evet, pazar günü çıkması gereken 5. bölüm bazı sebeplerden dolayı çıkmadı ne yazık ki [bazı sebepler= hmm... dersler, WOW, poker, can sıkıntısı, ilhamsızlık]. Lakin bakıyorum kimse nerde demiyo, okucektiz biz demiyo, baktım bulamadım demiyo, flood yaptırıyo bana burda . Bilelim yani okunmuyorsak . Bi de FC'ımı kurcaktınız. Oldu mu hiç?

Haydi millet elleri göriyim. +rep lütfen, emeğe saygı

Ahha Ahh keşke + Rep olsa ama saçma bişi ya
Baak ben senin tekerine çokmak sokarrrıımm
Açtırma azımı haa yazcan yeni bölüm kyaa XD Kımman Kımmaan Banzaii XD

"Üç kişi yeter de artar bile" dedi Zero kendinden emin bir şekilde. "Düğüne, halay çekmeye gitmiyoruz"
"Ne içtin sen oğlum?" dedi Karen. "Bari bize de ver de, biz de kafayı bulalım."
"Şımarma Kallen" dedi Ohgi ters bir şekilde. "Ne yapıyoruz Zero" diye sordu Lelouch'a dönerek.
Zero'nun "11 Suzaku'yu Kurtarmak" adlı planını uygulamayı sadece Karen ve Ohgi kabul etmişti. Aslında Tamaki de gelicekti ama mahalle kavgasına gitmesi gerektiği için pas geçmişti. "Kavga erken biterse Hayate'lerle size de uğrarız" demişti Tamaki.
Günün erken saatlerinde buluşan üçlü önce plana hazırlanacaktı, ertesi gün de planı uygulamaya koyup Suzaku'yu kurtaracaktı.
"Yapacağımız şey çok basit" diye başladı Zero sağ kolunu hafifçe havaya kaldırarak. Ayna karşısında bu konuşmayı defalarca çalıştığı belliydi. "Her şeyi sırayla anlatıcam. Önce şu kağıtta bize gerekenleri bulmalıyız" dedi ve cebinden bir kağıt çıkarıp Ohgi'ye verdi.
Ohgi kağıdı eline alıp bir süre baktı ve sonra yüzünü buruşturdu. "Bunları mı?" diye sordu Zero'ya.
"Evet" dedi Zero yine kendinden emin bir tonla. Bunun üzerine Ohgi kağıtta yazanları okumaya başladı.

İmparator Olunca Yapacaklarım
1- Lindsay Lohan ile evlen
2- Fenerbahçe'ye Türkiye Kupasını hediye et
3- Bir avuç fındığı eski İmparator'un kı....

Zero hızla ileri atılıp Ohgi daha fazla okuyamadan elindeki kağıdı çekip aldı. Yanlışlıkla can sıkıntısından sınıfta öylesine karaladığı kağıdı vermişti.
"Bu kağıt olacaktı, pardon" dedi diğer cebinde duran kağıdı çıkarıp. Vermeden önce bi göz atıp doğru kağıt olduğundan emin oldu.
Ohgi kağıda bir göz gezdirdi. "Buluruz bunları sorun değil" dedi. "O zaman ben bir metroya atlayıp sanayiye gidiyim. Gozaburo ustaya bunları yaptırırım. Hem ağzı da sıkıdır, eski yakuzalardan."
"İyi fikir" dedi Zero. "Üç saat sonra burda buluşalım o zaman"
"Karen, sen geliyor musun?" diye sordu Ohgi.
"Hayır canım, benim burda bi işim var" dedi Karen. Bir taraftan da gözleriyle Zero'yu süzüyordu.

[O değil de tam şu araya bi opıning iyi giderdi.]


Bölüm 5: 11 Suzaku'yu Kurtarmak



"Biraz daha hızlı ol" dedi Karen. "Böyle hiç zevk vermiyor"
"Tamam, tamam" dedi Zero bezmiş bir halde.
"Ohgi birazdan gelir, bizi bu halde görürse neler yapacağını tahmin bile edemiyorum" dedi Karen Zero'ya.
"Neden" diye sordu Zero. "Yaptığımız o kadar da kötü bir şey değil ki. Hatta işimiz erken biterse Ohgi'yi de alır, üçlü yaparız"
"Hmm olabilir belki" dedi Karen ve sonra bağırdı "E hadi ama atacaksan at"
"Offf" dedi Zero ve elindeki kartlardan birini attı.
"Hahah pişti" dedi Karen bir kart attı ve yerdeki tüm kartları aldı.
"Kahretsin" dedi Zero. İş sırf şansa bağlı olunca Zero'nun uzmanlık alanına girmiyordu.


Saat dokuza gelirken Zero ve diğerleri işlerini bitirmişti. Ertesi gün sabah aynı saatte buluşmak üzere sözleştiler. Zero akşama MSN'e gireceğine dair de Karen'e söz verdikten sonra ordan ayrıldı.
Bir süre Ohgi ve Karen'i çaktırmadan takip eden Lelouch uzaklaştıklarından emin olduktan sonra kostümünü çıkarıp sırt çantasına yerleştirdi. Daha sonra metroya gitmek için yol koyuldu.


"Hoşgeldin Nii-sama" dedi Nunnally, Lelouch kapıdan içeri girer girmez. Sandalyesine oturmuş gözleri kapalı abisine gülümsüyordu.
"Ah..aa hoşbulduk Nu.. Nunnally" dedi Lelouch. Her zamanki gibi tatlı kardeşinin yanında eli ayağı birbirine dolaşmaya başlamıştı.
Nunnally akşam yemeğini yemeden önce abisini beklemişti. Nunnally ile birlikte yemeğini yiyen Lelouch, bir süre onunla sohbet etti. Neyse ki Lelouch'un eve neden geç geldiğine dair bir yalan uydurmasına gerek yoktu. Lelouch eve geç geleceği zamanlar kardeşine mutlaka haber verirdi, Nunnally ise soru sormaz sadece "tamam" derdi. Lelouch kardeşini taparcasına sevdiği için ona yalan söylemek Lelouch'u çok yaralardı.
"Ne oldu Nunnally?" dedi Lelouch.
Bir süredir dalmış olan Nunnally kendine geldi. "Bilmiyorum Nii-sama" dedi dürüstçe. "Bir anda misafir gelicekmiş gibi hissettim."
Bir an için ikisi de sustu ve kapının çalmasını beklercesine kulak kabarttılar. Sonra birlikte gülmeye başladılar.
İkisi de Nunnally'nin aslında haklı olduğunu bilemezdi.


"Nii-sama Vampire Knight'ı izleye... ee şey yani dinleyebilir miyim?" diye sordu Nunnally abisine.
"Tabi ki" dedi Lelouch ve gösterildiği kanalı açtı.
"En sonunda uzun zamandır beklenen Vampire Knight'ın 3. Sezonu 'Vampire Knight Filthy' karşınızda" dedi adamın teki ve program başladı.
"Zero beni bekler misin lütfen" dedi kız bir çocuğun peşinden koşarak.
"Beni yalnız bırak Yuuki" dedi Zero ve daha da hızlandı.
"Ama neden hep böyle yapıyorsun, neden benden uzak durmaya çalışıyorsun" dedi Yuuki
"Buradan uzaklaş Yuuki" dedi Zero artık neredeyse koşuyordu.
"Hayır Zero, bana böyle davranmandan bıktım artık. Benimle konuşmanı ist...." kız sözünü bitiremeden çocuk konuşmaya başladı.
"Yav bi git kızım ya. Osurcam o yüzden uzaklaşıyorum işte. Napıyım yani tüm sınıfın ortasında mı salıyım? Açık alana bırakıp gelicem. İlk defa mı yapıyorum sanki. Kanser edersin sen insanı ya" dedi Zero tüm açıksözlülüğü ile.

Lelouch Nunnally'e baktığı zaman onun izlemediğini gördü. Televizyon'un karşısındaki kanepeye kıvrılmış mışıl mışıl uyuyordu. Bir süre tatlı kardeşini izledi. Uğruna dünyayı değiştirmak için mücadele ettiği kardeşini. [Bu arada merak edenleriniz varsa, Vampire Knight Filthy'nin 2. bölümü asla çıkmadı].

Lelouch bir süre daha kanalları gezdi. Daha sonra uyuyan kardeşinin üzerine bir battaniye örtüp odasına gitti. Bilgisayarını açtı ve Zero'nun hesabından MSN'e girdi. Girer girmez Karen yazmaya başladı.

ÇıLGın_KaReN YaRıN BüYüK GüN : nbr cnm
Zero - Bu maskenin altında bir fikir var : İyiyim. Sen nasılsın?
ÇıLGın_KaReN YaRıN BüYüK GüN : iyiim sni bkliodm çoq gech kaldn yha!!
Zero - Bu maskenin altında bir fikir var : Kusura bakma işlerim vardı. Anca vakit bulabildim.
ÇıLGın_KaReN YaRıN BüYüK GüN : cam achsana yha?
Zero - Bu maskenin altında bir fikir var : Webcamim bozuk, daha sonra belki.

Lelouch bunu söyler söylemez webcamin usb kablosuna asılıp bilgisayardan çıkardı.

ÇıLGın_KaReN YaRıN BüYüK GüN : yarn nolck acaba, krtarablcezmi kuruurgiyi:)
Zero - Bu maskenin altında bir fikir var : Plana uyarsak sorun çıkmaz. Merak etme.
ÇıLGın_KaReN YaRıN BüYüK GüN : yha bu aralar bo$musn peki biyerlre gitsk?
ÇıLGın_KaReN YaRıN BüYüK GüN : yalnzca ikimz
Zero - Bu maskenin altında bir fikir var : Bilmem. Yarınki işi bitirelim olur belki.
ÇıLGın_KaReN YaRıN BüYüK GüN : Ok

Lelouch bir süre daha Karen'le sohbet etti. Konu genelde Zero'nun özel hayatı ve kızlarla alakalı zevkleri ile ilgiliydi. Lelouch her ne kadar konuyu değiştirmek için çabalasa da Karen bir şekilde konuyu yine Zero'ya bağlıyordu. Sıkılan Lelouch işim var diyerek durumunu meşgule aldı. WOW oynamaya başlamıştı ki bu sefer de Ohgi yazmaya başladı.

BabaOhgi//Nippon Banzai : Zero WNUnun [World Nations Union] yaptığı açıklamayı gördün mü
Zero - Bu maskenin altında bir fikir var. WOW oynuyorum(meşgul) : Hayır Burada yayınlanıyor mu ki?
BabaOhgi//Nippon Banzai : britanyanın hiçbir yerinde yayınlanmıyor ben youtubedan izledim linki gönderiyim mi
Zero - Bu maskenin altında bir fikir var. WOW oynuyorum(meşgul) : Olur
BabaOhgi//Nippon Banzai : al bakalım http://www.youtube.com/watch?v=AdDpP7NM-M8

Lelouch siteye girip vidyonun yüklenmesini bekledi. Vidyo televizyondan çekilmişti. Sol üst köşede TRT amblemi gözüküyordu. Lelouch'un hangi ülkenin kanalı olduğuna dair bir fikri yoktu. Yüklenince tam ekran yaptı ve oynatmaya başladı. Dünya Milletleri Konseyi Başkanı basın açıklaması yapıyordu.
"Sevgili dünya vatandaşlarım" diyerek konuyu açtı Başkan. "Dünyamız bir kez daha, Britanya'nın ne kadar acımasız olduğunu gördü. Alan 11 adını verdikleri ülkede yaptıkları katliamı tüm dünya uydular sayesinde izledi" Başkan sinirlenmiş gibiydi. Cümlesini bitirdikten sonra bir sigara yakıp onu izleyenlerin önünde içmeye başladı. "Şimdi size soruyorum" dedi. Artık resmi havayı bırakmış, Mehmet Ali Birand'ımsı konuşuyordu. "Napalım biz bu Britanya'ya? Ha napalım? Atsan atılmaz, dövsen dövülmez. Kene gibi yapıştılar koca gezegene." Sigaradan birkaç nefes daha aldı. "Ama noldu...? Nolcak, Prens'leri geberdi!" dedi ve sırıtmaya başladı. "Burdan İmparator'a başsağlığı diliyorum ve bunu gönderiyorum" dedi ve sağ kolunu sıyırıp yaladı sonra da ekrana bir hareket çekti. "Şimdi İmparator güneş gözlükleri yüzünden görememiştir, bir daha yapıyım bari" dedi ve aynı hareketi birkaç kez daha yaptı.
"Her neyse" dedi sağ kolu kızarana kadar hareket çektikten sonra. "2 saatlik ekran süremin hepsini Britoşlara ayıracak değilim." dedi ve ekledi "He bu arada unutmadan söyliyim. Geçen hafta Britanya'nın Afrika'da işgal ettiği bir ülkeyi de geri aldık" dedi ve masanın üzerinde duran saksıdaki çiçekten bir yaprak koparıp yumruk yaptığı sağ elinin üzerine koydu. "Bu da sana kapak olsun İmpocan" dedi ve sol avcunu sağ elindeki yaprağa hızlıca oturtarak tahmin ettiğiniz hareketi yaptı.
Konuşmanın geri kalanında Başkan WNU'yu ilgilendiren ve ilgilendirmeyen her konudan bahsetti. Arada Britanya'ya laf sokmaktan da çekinmiyordu. Başkan 2 saat boyunca bir paket sigara bitirmişti. Seyircilerin su sandığı votkadan da 1 şişe içmişti. En sonunda dinleyen herkese teşekkür edip ayağa kalktı ve yalpalayarak salondan dışarı çıktı.


"Nii-sama"
Lelouch'un gözleri kapalıydı. Kardeşinin adını söylediğini duydu, gözlerini yavaşça açtı.
Nunnally, yerde yatan abisini uyandırmak için yatağından aşağı inmiş Lelouch'u hafifçe dürtüyordu. Lelouch dün akşam kanepede uyuklayan kardeşini kucağında taşıyıp odasına kadar götürmüş ve onu yatağına yatırmıştı. Ne Nunnally fazla ağırdı, ne de odası çok uzaktaydı. Fakat beden eğitimi dersinde 100 metreyi bile koşamayan Lelouch için bunları yapmak imkansıza yakın şeylerdi. Dolayısıyla Lelouch kardeşini yatağa yatırdıktan hemen sonra yere yığılmış ve bayılmıştı.
"Nii-sama" dedi Nunnally bir kez daha.
Lelouch doğruldu ve etrafına bakındı.
"Neden burada uyudun Nii-sama" diye sordu Nunnally.
"Eee... şey, ben senin yanında uyuyım dedim bu gece" dedi Lelouch. ["Lelouch kardeşini taparcasına sevdiği için ona yalan söylemek Lelouch'u çok yaralardı" demiştim değil mi? Biraz tırt bir ana karakterimiz var, farkındayım].
"Saat kaç Nunnally?" diye sordu Lelouch hafifçe doğrularak.
"Dokuza geliyor Nii-sama" dedi Nunnally.
"Aaah tamam o zaman, ben kahval... DOKUZ MU?" diye bağırdı Lelouch aniden. Nunnally korkudan sıçradı.
Lelouch'un Karen ve Ohgi ile sabah dokuzda buluşmuş olması gerekiyordu.
"Ah.. bugün bir sınavım vavdı. Geç kaldım" diye yalan söyledi Lelouch [heralde artık kimsenin Lelouch'un tırtlığı konusunda şüphesi kalmamıştır]. Sonra hızla ayağa kalktı ve Nunnally'i yanağından öptü. "Bana şans dile" dedi koşarak odadan çıkmadan önce. Lelouch eğer planı başarısız olursa bunun Nunnally'i basbaya son görüşü olduğunu biliyordu. Lakin ya kendine olan güveninden ya da gayet salak olduğundan bunun farkında değilmiş gibi davranıyordu.
Lelouch koşarak odasına girdi ve dün akşam hazırladığı çantasını kapıp sırtına geçirdi. Bir taraftan da "sabahın kövünde idam mı oluvmuş?" diye söyleniyordu. Cep telefonunun sim kartını Zero'nunki ile değiştirdi ve koşa koşa evden çıktı.
Eğer Lelouch'un bu kadar acelesi olmasaydı belki de yatağında uyuyan kızı farkedebilirdi.


Lelouch taksideyken Ohgi bir iki kez çaldırdı. Takside konuşmak istemeyen Lelouch geri aramadı. Ohgi bir kere de ödemeli olarak aramıştı ama Lelouch onu da meşgule aldı. Taksi Lelouch'u buluşma yerinden biraz daha uzağa bıraktı. Bir köşede sırt çantasından kostümünü çıkarıp giydi, en son maskesini de takıp buluşmaları gereken yere gitti.
"Nerde kaldın Zero" diye sordu Ohgi, Lelouch gelir gelmez. Karen ile ikisi bir köşede oturmuş konuşuyorlardı.
"Öhm.. bir işim çıktı da" dedi Zero. "Herneyse, herşey hazır mı?" diye sordu.
"Evet" diye cevapladı Ohgi. Gozaburo-san son parçayı da az önce getirdi. Eliyle rulo şeklinde kıvrılmış yerde duran devasa şeyi gösterdi.
"Pekala o zaman" dedi Zero, "son hazırlıkları da halledelim"
"Let's get the start the party" dedi Karen.
"Ehh.. gramer... neyse" dedi Zero ve bir iç çekti.


"Plan konusunda eminsin değil mi" diye sordu Ohgi. "Senden şüphe etmiyorum ama biraz pervasız davranmıyoruz umarım".
"Merak etme Ohgi" dedi Zero kendine güven dolu bir sesle. "Tıpkı Tanrı gibi, ben de işimi şansa bırakmam".
"İyi şanslar demiyorum o zaman. Dikkatli olun"
"Sen de" dedi Zero ve Knightmare'e binen Ohgi'yi uğurladılar.
"Bay ba~y" diyerek el salladı Karen.
Bir süre Ohgi'nin arkasından baktılar. Daha sonra Zero cep telefonuna bakıp saati kontrol etti. "Ben beş dakikaya kadar gelirim" dedi Karen'e.
Karen başını salladı ve ardından makyajını temizlemeye başladı.


Lelouch'un planı basitti. Üç kişi Suzaku'yu kurtarmaları aslında neredeyse imkansızdı. Bu yüzden Lelouch'un içeriden yardım alması gerekiyordu. Ve en iyi yardımı en üst rütbedeki kişi yapabilirdi. Bunu da Lelouch'un gücü sağlayacaktı.
Plan basitçe şöyleydi. Zero ve Karen Clovis'in özel aracına benzettikleri bir kamyonla, stadyuma doğru gitmekte olan Britanya askerlerinin önünü kesiceklerdi. Zero eğer doğru bir şekilde davranırsa konvoyu kontrol eden en yüksek rütbeli askere yeterince yakınlaşabilir ve onu emrine albilirdi. Planın en önemli kısmı da buydu aslında. Zero zekasını burda konuşturmuştu.


"Gidelim" dedi Zero Karen'e. Karen güneş gözlüklerini takmış ve kamyonu sürmeye başlamıştı.
Ara sokakların birinden geçip anayola çıktılar. Normalde her sokağın kapatılmış olması gerekiyordu fakat onların geçtiği yer açıktı. Karen nasıl olduğunu anlamasa da bunun Zero'nun işi olduğunu tahmin. Gerçekten "cool" biriydi şu Zero.
Anayola çıktılar. Konvoy onlardan sadece birkaç yüz metre uzaktaydı. Kallen kamyonun burnunu konvoya çevirdi ve durdu. Bir süre sonra konvoy da aynısını yaptı. En öndeki Knightmare'in pilotu dışarı çıktı ve elinde megafonla konuşmaya başladı.
"Rahmetli Prens Clovis'in özel aracını kullanıp ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Kimsiniz siz?" diye bağırdı.
Zero da kamyona megafon sistemi bağlatmıştı. "Benim adım... ZERO" diye haykırdı.
Konvoyu izlemeye gelen kalabalık, gaza gelmiş holiganlar gibi bağırmaya başladı.
"Kururugi Suzaku'yu kurtarmak için burdayım" dedi Zero.
"Etrafını sarın" diye emir verdi askerlere megafondaki Britanya'lı.
Dört tane Knightmare hızla kamyonun etrafına yerleşti. Silahlarını hazır tutmuş ateş emrini bekliyorlardı.
"Yerinde olsaydım eğer böyle bir şey yapmazdım" dedi Zero ve sağ elini havaya kaldırıp parmaklarını şıklattı. Kamyonun damperinden, bir şey yükselerek çıktı. Tamamen ortaya çıktığı zaman Britanya'lı askerler de dahil tüm kalabalık nefeslerini tuttu.
[Eminim ki hepiniz yeşil saçlı kızın çıktığı kapsülü hatırlıyordur. Haberlerde hiçbir zaman böyle bir kızın varlığından bahsedilmedi. Fakat ekranlarda gösterilen o büyük kapsülün içinde çok güçlü bir kimyasal silah olduğu yönündeydi. Lelouch bunun doğru olmadığını biliyordu. Fakat ondan başka kimin gerçeği bildiğini bilemezdi elbette. Yine de gerçeği bilen birisi bile bunun içinde zehirli gaz olmadığından emin olamazdı. Lelouch burada biraz kumar oynamıştı aslında. Tabi unutmamak lazım ki kumar Lelouch'un uzmanlık alanlarından biriydi.]
"Eğer tek bir hareket daha ederseniz, zehirli gazı dışarıya bırakırım" dedi Zero. "Kururugi Suzaku'ya karşılık, kapsülü öneriyorum."
"Böyle birşey imkansız" diye bağırdı Britanya askeri. "Kururugi Suzaku Prens Clovis'i öldürdü".
"Hayır" dedi Zero tüm soğukkanlılığı ile. "Clovis'i öldüren Kururugi değildi. Onu öldüren...... Bendim... ZERO" diye bağırdı.
Kalabalık iyice çılgına dönmüştü. 11'ler sanki kendi takımları gol atmış gibi seviniyorlardı. Britanya'lılar da kavga çıkarmaya çalışır gibi hafiften itişip kakışmaya başlamıştı.
"S..se.. sen mi?" dedi asker kekeleyerek.
"Şimdi bana Kururugi'yi teslim edin" dedi Zero.
"Ben Jeremiah Gottwald, asla böyle birşeye izin veremem. İkiniz de öldürüleceksiniz" diye haykırdı Jeremiah kendine gelerek.
Planın can alıcı kısmının devreye girmesi kaçınılmaz olmuştu. Zero yine sağ elini havaya kaldırdı ve bu sefer parmaklarını iki kez şıklattı.
Zero'nun arkasındaki uzun binaların birinin çatısında bir Knightmare gözüktü. Knightmare biraz geriledi ve bir rampadan atlayarak havaya fırladı. Yolun karşısındaki binaya atlayana kadar bir süre havada kalan Knightmare en sonunda yere indi. İlk başta görenler Knightmare'in neden tam karşıdaki diğer binaya atladığına anlam verememişlerdi. Fakat biraz daha dikkatli baktıklarında Knightmare'in elinde bir şey tuttuğunu gördüler. Tuttuğu şeyin ucu yolun diğer ucundaki binadaydı, bu bir pankarttı. Knightmare pankartı serbest bıraktı ve pankart anayola değecek kadar aşağa indi. Turuncu bir arkaplana şunlar yazılıydı.
"ANANI DA AL GİT, ORANJ-KUN"
Tüm kalabalık delirmiş gibiydi. 11'ler de Britanyalılar da adeta kendinden geçmişti. Jeremiah sinir krizi geçiriyordu.
"Şimdi" dedi kamyonun üzerinde duran Zero ve ayağıyla hafifçe yere vurdu. Karen aniden gaza asıldı. Jeremiah sinirden ne yapacağını şaşırmıştı ve emir vermekte gecikti. Herkesin şaşkın bakışları arasında kamyon gittikçe yaklaştı. Zero gülümsedi ve maskesinin sol gözünü kapatan tarafı açıldı.
"Suzaku'nun bizimle kaçabilmesi için elinden geleni yap, Oranj-kun" diye bağırdı Zero gücünü kullanarak.
Aynı anda işareti alan Ohgi Knightmare'i ile binadan atladı ve hızla Zero'ya doğru ilerlemeye başladı. Jeremiah şimdi Knightmare'inin içine girmişti. O da Suzaku'ya doğru gitti ve Knightmare'i ile onu tuttu.
"Tamamdır" diye bağırdı Zero ve camdan kamyonun içinde daldı. "Bas gaza" dedi Karen'e.
"Anlaşıldı" dedi Karen ve U dönüşü yapıp geldikleri yönden dönmek için harekete geçti.
Tam o anda belki de inanamayacakları bir şey oldu. Tamaki ve arkasında onlarca elleri sopalı, bıçaklı, taşlı insan kalabalığın içine girdi. Hepsi yüzlerini maskeyle kapamıştı ve tüm vücutları kan içindeydi.
Tamaki "Racon mu kesionuz LAN!!!" diye bağırıp elindeki sopayı Britanya'lılardan birininin kafasına geçirdi. Adamın kafası petrol kuyusu gibi oldu ve adam bayıldı. Zaten kavgaya hazır olan iki grup bunu görünce tüm güçleri ile birbirine dalmaya başladı.
Jeremiah, Suzaku'yu Ohgi'ye teslim etmişti. Her ne kadar Jeremiah tüm gücüyle çalışsa da birkaç Knightmare kamyonun ve Ohgi'nin peşine takıldı. Üçlünün pankartın altından geçmelerine biraz kala Ohgi'nin Knightmare'i elindeki silahla pankartı tutan iplere ateş etti. Böylece üçü tam altından geçtikten bir saniye sonra pankart anayola düştü ve arkadaki tüm Knightmare'ler pankartın altında kaldı.


"Tamaki'ler geldi" diye bağırdı Ohgi.
Kapının içinden Tamaki ve birkaç kişi daha girdi. Üstleri öncekinden daha da kanlı ve pisti. Tamakinin alnı yarılmıştı ve topallıyordu.
"Mahalleliyi gönderdim" dedi Tamaki Zero'ya. "Henüz bizim örgütün üyesi değiller"
"Bugün çok yardımınız dokundu" dedi Zero. "Hepinize teşekkür borcum var".
"Teşekkür etmesi gerekenler bizleriz" dedi Ohgi. Zero ona doğru dündü. "Bizim belki de yıllarca yapamayacağımız bir şeyi yaptın".
"Herşey Japonya için" dedi Zero.
"Herşey Japonya için" dedi Ohgi
"Herşey Japonya için" diye bağırdı diğer herkes.


Teröristlerin karargah olarak kullandıkları yer Japonya'nın eski organize sanayi bölgelerinden birindeki boş bir fabrikaydı. Örgütün yaklaşık 200 tane üyesi vardı. Ve bugün parti günüydü.
"Hadi ama Zero" diye elinden tuttu Ohgi, Zero'yu. "Biz biliyor muyuz da oynuyoz?"
Ohgi Zero'yu zorla ortaya getirip halaya aldı. Ohgi bir uçta elinde Knightmare anahtarını sallıyordu. Zero da ortadaydı. Bir süre halay çektikten sonra Zero masasına tekrar oturdu. Bir taraftan halay çekenleri izliyor bir taraftan da pipetle rakısını içiyordu.
[Zero böyle özel durumlar için maskesinin tam ağzına denk gelen kısmına bir delik açmıştı. Böylece hem nefes alış verişi kolaylaşıyor hem de içecek içme derdi olmuyordu].
Zero bir süre daha orada kaldı. Rakıyla iyice kafayı bulmuştu. Pelerinini beline bağlayıp göbek attığı bile olmuştu. Birkaç kere daha ortaya çıkıp oynadıktan sonra bir süre izin istedi.
"Suzaku"

İmparator Olunca Yapacaklarım
1- Lindsay Lohan ile evlen
2- Fenerbahçe'ye Türkiye Kupasını hediye et
3- Bir avuç fındığı eski İmparator'un kı....


Koptum ya bu bölümde yine efsaneydi öldüm nefes alamadım annemle konuşurken XD ciğerlerim acıodu

hihi süper yaaaa 6. bölüm nerde xd

hahaha kıman gene yardırmışın helal

Kırman değil Kıman yaww

Ağbi herşey bir yere kadarda şu vampire knight filty ye yarıldım ya XD O nasıl bişeydi öyle ya XD XD XD

Ellerine sağlık Kıman gerçekten süepr bir bölümdü

Biraz beklettim ama değmiştir umarım

Youtube linkine de bir göz atabilirsiniz

6. bölümde Euphie ile Suzaku geliyor. Birileri pek bir sevinecek