Code Geass: Lelouch of The Vebellion
Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 5, 6, 7

Anime Manga Forum -> Fan Fiction
 
Yazar
Mesaj
psico_mama
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)



Yaş: 31
Kayıt: 18 Hzr 2008
Mesajlar: 431
Favori Anime & Manga: death note, tenjou tenge, samurai x, bleach, ouran hshc...

Durumu: Çevrimdışı

psico_mama
Otaku (Level 4)
Code Geass: Lelouch of The Vebellion Konu: Yanıt: Code Geass: Lelouch of The Vebellion
Alıntıyla Cevap Gönder
nerde nu yeni bölüm kıman yapma şunu yaa Çılgın güzelim fanfic alaha kaldı resmen Madde yeni bölüm koy karışmam

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
30 Ksm 2008 21:07
Kıman
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)

Avatar

Yaş: 25
Kayıt: 30 Tem 2007
Mesajlar: 352
Favori Anime & Manga: -
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 1

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
Kıman
Otaku (Level 4)
Code Geass: Lelouch of The Vebellion Konu: Yanıt: Code Geass: Lelouch of The Vebellion
Alıntıyla Cevap Gönder
"Tutmayın beni!!" diye bağırdı Zero. Ohgi, Tamaki ve örgütten başka birkaç kişi Zero'yu zaptetmeye çalışıyordu.
"Onun için hayatımı riske attım lan ben! Britanya'ya kafa tuttum lan!!"
"Takma kafana Zero" dedi Ohgi. Bir taraftan Lelouch'u kollarından tutuyordu.
"Usta, kafasına sıkıp geliyim istersen" dedi Tamaki. "Fazla uzaklaşmamıştır"
"Zaten ölücek oraya giderse. Beyinsiz adam!"
"Tamam Zero sakin ol" dedi Ohgi, Tamaki'ye "kapa çeneni" bakışı attıktan sonra.
"Bırakın lan beni!!!" diye haykırdı Zero.


Bölüm 6: WFE



"Zero, iyi misin?" diye sordu Ohgi tüm gece rakının dibine vuran Zero'ya.
"İyiyim ben iyiyim" dedi Lelouch. "Şu votkayı uzatsana, bi cila atalım"
"Zero içtin sen yeterince, bırak istersen. Ben sana bi bardak su getiriyim"
"Yaa oğlum sarhoş değilim ben" dedi Lelouch. "Uzat sen şu votkayı yaaa"
"Ohgi bırak da içsin adam" diye bi kadeh uzattı Tamaki araya girip. "Sağlığına Zero'm" diyerek kadehlerini tokuşturdular.
Biraz daha rakı içip beyaz peynir yiyen, ardından ortaya çıkan ve tek başına halay çeken Zero izin isteyip kalktı. Biraz uzaklaşmıştı ki Ohgi yanına geldi.
"Zero bi yüzünü yıka istersen, açılırsın" diye tavsiyede bulundu Ohgi.
"Tamam tamaaaam" diyerek onu başından savdı Lelouch.


Zero yavaş adımlarla Kururugi Suzaku'nun olduğu odaya gidiyordu. Japonlar hala halaylar eşliğinde bugünki başarılarını kutluyor, içip içip oynuyorlardı. Aslında Zero'nun yavaş yürümesinin nedeni düşmemek içindi. Bir taraftan da kısık sesle Candy Shop'ı mırıldanıyordu.
Lelouch eski günleri düşündü. Britanya Japonya'yı işgal etmeden önce Suzaku ile çok iyi bir dostlukları vardı. [Gerçi bu dostluk biraz efendi-köle ilişkisine dayanıyordu. Bunu ilerde sebepleri ile birlikte daha yakından görücez]. O günler Lelouch için bir ilaç gibiydi. Sürgünde olduğu gerçeği Nunnally ve Suzaku ile birlikte vakit geçirdiği zamanlarda onu etkilemiyor gibiydi. Zero bu düşüncelere dalmışken odanın önüne geldiğini farketti. Kapıyı çalıp içeriye girdi.
İçinde bir sandalye ve bir masanın bulunduğu çok da geniş olmayan bir odaya girdi. Suzaku sandalyeye oturmuş yere bakıyordu. Zero içeri girince gözlerini ona çevirdi. Zero'nun içeri girdiğini gören Suzaku ayağa kalktı ve Zero'ya doğru yürüdü.
"Neden beni kurtardın?" diye sordu Suzaku Zero'ya.
"Yaklaş" dedi Zero ve ardından hıçkırdı.
Zero'nun ne yapacağını anlamayan fakat onun gücünü ve karizmasını kendisini kurtardığı sırada farkeden Suzaku, Zero'ya yaklaştı.
"Öpücem" dedi Zero ve Suzaku'ya sarılıp maskesini Suzaku'nun suratına yapıştırdı.
Suzaku ilk başta biraz afallasa da "noluyor lan" diyip Zero'yu ittirdi.
"Gel yaa öpücem" diyip Zero Suzaku'ya sarıldı. Suzaku ittirdikçe Zero biraz daha yapıştırıyordu.
"Öpmeden bırakmam bak. Ölümü çiğne" dedi Zero yine.
Daha fazla tacize ve maskenin arkasından gelen havayı öpen "muck muck" seslerine dayanamayan Suzaku Lelouch'un bacak arasına bir tekme attı.
"OOOgghH" diye bir ses çıkaran Lelouch yere düştü. Suzaku yerdeki Lelouch'a birkaç kere daha vurdu. O kafasıyla bile Lulu, bu sahnenin bir yerden aşina geldiğini düşündü.
Acının ve alkolün etkisi ile yattığı yerde sızmaya başlayan Lelouch'un tek görebildiği dışarı çıkan Suzaku'ydu.


5 bölüm devirdikten sonra dünya tarihine şöyle bir göz atmanın vakti geldi diye düşünüyorum.
İngiltere'nin Britanya İmparatorluğuna uzanan heyecanlı, egzotik ve de erotizm dolu hikayesi aslında sanıldığı kadar uzun değil [evet yanlış okumadınız erotizm dolu. Fakat İmparator'un özel hayatını hiçe sayarak bunları size anlatacak mıyım? Elbette hayır]. 20-30 yıllık bir süreç civarında İngiltere, bugün bildiğimiz hali ile Britanya İmparatorluğu haline geldi.
1970 senesinde İngiltere'de yapılan seçimlere göre iktidara geçen KBP'de, yakından tanıdığımız birisi Dışişleri Bakanlığı'na atanmıştı. O zamanki adı Charles Newgate olan bu Dışişleri Bakanı karizmanın önde gideni bir insandı. Cillop gibi giden bir beş senenin ardından Parti başkanı olan Mr. Brown [isim uyduramadım valla] şok bir karar ile partisinden istifa etti. Gelecek seçimlere çok az kaldığı için parti üyeleri kendini halka kabul ettirecek birisini seçmek yerine, halkın en çok sevdiği [daha doğrusu ağızlarının sularını akıttığı] kişiyi seçti... Charles Newgate. Parti üyeleri arasında bu karar kavgalara, barış ve öpüşmelere yol açmıştı elbette. Belki bazılarınız "Charles da insan değil mi niye parti başkanı olamazmış" diyebilir. Tabi eğer şu gerçeği unuturlarsa; Charles Newgate İngiltere'nin yeni Başbakanı olduğu sırada [tabi parti başkanı seçilip seçimleri kazandıktan sonra] sadece 25 yaşındaydı.
Charles iktidarının 4. yılında dünyayı tamamen değiştirecek o açıklamayı bir bahar akşamı basın toplantısında yaptı.
"Sevgili İngiliz yurttaşlarım... ALL HAIL BRITANNIA" diye aniden bağırmaya başlayan Charles'ı görenler ilk önce onun delirdiğini düşündüler, fakat Charles bir kaç kez daha bunu tekrar ettikten sonra normal bir şekilde konuşmaya devam etti [bazılarınız elbette Charles gibi aklı başında bir adamın neden bunu yaptığını merak etmiştir. Aslında Charles'ın konuşmasının sadece son bölümünde "All Hail Brittannia" kısmı vardı. Fakat Charles'ın açıklayacağı şey "yok elektriğe zam geldi, buna mam geldi" gibi tırt bir açıklama değil, tam aksine dünyayı yerinden oynatacak bir şeydi. Dolayısıyla Charles sabahtan beri yerinde duramıyor heyecandan elleri terliyordu, bir o yana bir bu yana koşuşturuyordu. Charles işte bu heyecan yüzünden acayip gazı geldiğini ancak masaya oturduğunda anlayabildi. Kendisi de iyi biliyordu ki eğer gazını konuşmanın sonuna kadar tutmaya çalışsaydı arada bir yerde tüm halkın gözleri ve kulakları üzerindeyken mutlaka patlak verir ve bırakın İmparatorluk kurmayı, bir köfte arabası bile açamaz hale gelirdi. İşte bu yüzden konuşmanın başlangıcında hayvan gibi bağırdığı o sırada elinden geldiği kadar güçlü bir şekilde osuran Charles, konuşmasının devamını daha rahat bir hale getirdi].

Tahmin edebileceğiniz gibi Charles'ın o gün yaptığı açıklama İngiltere'nin yıkılıp Britanya'nın kuruluşu ile ilgiliydi. Hatta resmen açıklanışı idi. Bir hafta sonra tüm devlet dairelerindeki bayraklar Britanya'nınki ile değiştirilmiş, bayraklı donlar, külotlar falan da atılmış yeni olanları alınmıştı.
Hepsi sıcak bakmasa da, İngiliz'ler başlarda karizma başbakanlarının hatrına ülkenin adının, bayrağının ve milli marşının değişmesine ses çıkarmadılar. Başlarda bir sorun da yoktu aslında, ta ki bir sene sonra başbakanın yeni bir açıklama ile rejimi de değiştirdiğini açıklamasına dek. İngiliz halkı (artık Britanya halkı diyelim) ve tüm dünya bu açıklama karşısında adeta şok olmuştu. Britanya artık resmen Britanya İmparatorluğu olmuştu.
Charles elbette rejim değiştirmenin basit bir basın toplantısı ile olmayacağını biliyordu. Bunu yapmanın tek yolu silah zoruyla rejim değiştirmekti. Fakat Charles öyle yapmadı...
Üstün karizmasını bir kere daha en etkili şekilde kullanan Charles, basın toplantısına her zamanki gibi takım elbise ile gelmişti. Konuşmanın ilerleyen dakikalarında (ve can alıcı noktalarına yaklaşırken) "burası sıcak mı oldu acaba?" diyerek yavaş yavaş üstünü çıkaran Charles, toplantının sonunda sadece boxer ile kalmıştı. Onun kaslı vücudunu ve aksi iddia edilmez karizmatik sesini duyan hiç kimsenin rejim değiştirme ile ilgili bir problemi kalmamıştı elbette.
Artık İmparator olan ve dolayısıyla demokrasiye ait neredeyse herşeyi kaldıran Charles ilk büyük adımı Britanya adasını fethederek attı. Daha ne olduğunu bile anlayamadan savaşa giren İskoçya ve İrlanda gibi devletler aniden gelen savaş ile dumura uğramış ve Britanya ordusuna yenilmesi hiç zor olmamıştı.

İşte bu andan itibaren dünya alarma geçmişti. Avrupa Birliği ve Nato, Britanya İmparatorluğu'nun niyetinin tüm Avrupa'yı ele geçirmek olduğunu düşünüp Avrupa ülkelerine kamyon kamyon asker getirmiş, füze kalkanları koymuş, en güzel savaş uçaklarını Britanya'nın saldırabileceği muhtemel alanları koruyacak yerlere koymuştu. Fakat Charles onlardan bir adım öndeydi.
Adayı fethettikten sonra düzenli olarak Amerika'ya giden İmparator'un orada yazlık ev aldığını düşünmeyecek kadar akıllı olanlar Britanya'nın Amerika ile birleşip 3. Dünya Savaşı'nı başlatacağını düşünüyordu. Ta ki Amerika Birleşik Devletinden gelen o şok edici açıklamaya kadar.
O zamanlar Amerika'nın Başkanı olan James Carter zaten şok açıklamalar yüzünden kanser olan dünyayı yerde kıvranacak hale getirerek, ülkenin tüm eyaletleri ile birlikte Britanya İmparatorluğu'na katıldığını açıkladığı zaman Amerikan vatandaşları ile birlikte tüm dünya oha falan olmuştu. O yıllarda Amerika'da çıkan isyanların sayısı 369.231 olarak resmi evraklara geçse de "idare edemem anne" diyen çocukların bile isyan etmiş olduğunu kabul etmiş oldukları gerçeğine bakarak, harbi harbi isyanların sayısının 100.000 civarlarında olduğunu söyleyebiliriz.
İmparator acımasızdı. İsyankarların hepsi ya darağacında sallandırılarak ya elektrikli sandalyede ya da vücutlarına zehir verilerek öldürülmüştü [İddialara göre Michael Jackson bu zehiri yiyip kurtulan tek kişiydi. Fakat buna dair somut bir kanıt hiçbir zaman bulunamadı]. Yaklaşık 9 ay sonra Britanya İmparatorluğu Kuzey Amerika'da otoriteyi sağlamıştı. İmparator galip gelmişti.


Bu dönemden sonra Britanya İmparatorluğu dünyanın ırzına geçmeden önce, ilerde tarih kitaplarına "WFE [Waiting For Erection]" olarak geçecek, bir bekleyiş haline girdi. 2005 yılına kadar bu bekleyiş halini sürdüren İmparator soğuk bir kış gecesi uzun zamandan sonra ilk defa tüm dünya ülkelerine hitaben bir açıklama yaptı.
İmparator basitçe tüm dünya ülkelerinin Britanya İmparatorluğu'na bağımlı hale gelip özgürlüklerinden vazgeçmesini istiyordu. WFE sürecinde biraraya gelen ve birbirlerini yıllarca "sen dalarsan ben de dalarım oğlum" diye gaza getiren ülkeler bu ani açıklama karşısında hayrete düştü ve aslında hepsinin birbirine güvendiği için askeri ve stratejik anlamda böyle bir duruma hazırlık yapmadığı ortaya çıktı.
Eğer tüm durum hazırlıksız olmaktan ibaret olsa belki de birleşip bir dayanma şansı olurdu Avrupa ülkelerinin. Lakin halk huzursuz olmuş ve ikiye ayrılmıştı. Oluşan gruplar; "Britanya'ya katılalımcılar" ve "Savaşalımcılar"dı [aslında tam olarak ikiye ayrılmamıştı dünya. Farklı ülkelerde "tek yol devrimciler", "Naruto'ya filler girmesinciler", "Ajdar ülkeden sürülsüncüler", "erotik yayın kuşağını geri istiyoruzcular" gibi daha az kişiden oluşan ve daha tırt gruplaşmalar da olmuştu. Fakat bunlar da ilerde iki ana gruptan birine girdiği için tarih kitaplarında pek de kaale alınmazlar].
Kısa bir süre sonra Avrupa tam da İmparator'un istediği bir hale gelmiş ve bir ülke dışında hepsi kendi içlerinde parçalanmaya başlamıştı. Örnek olarak sadece Almanya 5 parçaya ayrılmıştı. "Kuzey Almanya", "Güney Almanya", "Doğu Almanya", "Batı Almanya" ve "Kuzey ile Batı Almanya Arasında Kalan Nüfusu Diğerlerine Nispeten Daha Az Olan Almanya" [heralde son Almanya'nın birkaç güne kadar kendi içinde yıkıldığını söylememe gerek yok].
Bu parçalanma modasından etkilenmeyen sadece tek bir ülke vardı Avrupa'da... Türkiye.


Türkiye'de 2004 yılı sonunda yapılan seçimlerde büyük bir sürpriz olmuş ve iktidara hiç beklenmeyen bir parti olan SYKP geçmişti. SYKP neredeyse hiç bir şehre gitmemişti. Partinin tek bir vaati vardı; "Sigara yasağını kaldırmak". SYKP [Sigara Yasağını Kaldırma Partisi] 56%'lık rekor bir oy oranı ile tek başına iktidara geçmişti. SYKP'nin başkanının seçimlerden önce açıklaması sigara yasağını 1 ay içinde kaldırıp istifa edecekleri ve erken seçime gidileceği yönündeydi. Gerçekten de 1 ay içinde sigara yasağı kalkmıştı. Açık alanlar, kapalı alanlar, restoranlar ve hatta kamu kuruluşlarında bile sigara içmek serbest hale gelmişti. Üstelik hükümet değiştirdiği anayasa ile beraber sigara yasağının tekrar yürürlüğe konmasını neredeyse imkansız hale getirmişti.
Yağan iki avuç kar yüzünden okulların tatil edildiği yine soğuk bir kış gecesi yapılan bir basın toplantısında tüm ülke hükümetin istifasını beklerken hiç beklemedikleri birşey oldu.
İçişleri bakanı tüm ülkenin kendisini izlediği sırada hiçbir şey yokmuş gibi elektriğe yapılan zamı açıklamayı başladı... Daha doğrusu açıklamaya çalıştı.
"Elektriğe 31% zam yapmış bulunm...." diye konuşurken aniden sol tarafındaki kapı dışarı doğru fırlayarak kırıldı. Kırık kapıdan elinde sigarasıyla içeri giren başbakan, hızlı adımlarla bakana doğru yürüdü ve elindeki sigarayı bakanın alnında söndürdü.
Tüm ülke adeta küçük dilini yutmuştu. Başbakan bununla da kalmadı. İzmariti yere atıp bakana tekme tokat girmiş ve onu hastanelik etmişti. "Ulan hayvan" diye bağırdı başbakan. "Ben seni bu yüzden mi o koltuğa oturtum. 31% zam nedir lan!! Hadi anlarım 3 olur 5 olur da.... 31 NE LAN!!!" diye haykırdı yerde yatan bakana. Daha sonra mikrofonlara döndü ve "bir yanlışlık olmuş, özür dileriz" dedi. Ardından yerde yatan bakanı ayağından sürükleyerek dışarı çıkardı.

Ertesi gün hükümetin istifası için kürsüye çıkan başbakan o istifayı hiç açıklayamadı. Önceki gün içişleri bakanına yaptığı şiddet dolu hareket birkaç entel grup tarafından "çok vahşi" olarak nitelendirilse de meclisi basan yüzbinlerce kişi yaptıkları protestolarla tek birşeyi amaçlıyordu... başbakan kalsın.
Bunun üzerine yeni bir hükümet kurulmuş ve Türkiye yıllardan beri ilk defa "yönetilmeye" başlanmıştı. Başbakan ve hükümeti birkaç yıl içinde iç ve dış borcu silmiş, kara geçmiş, halkı memnun etmiş yani kısaca cillop gibi bir ülke çıkarmıştı ortaya. Dolayısıyla İmparator'un yaptığı açıklamayı gören hiç kimse ne ayaklanmayı ne de parçalanmayı düşünmüştü.


Yine de başbakan "ulan biz de bişi sanıyoduk ha sizi. Avrupa da Avrupa diye, bi cacık değilmişiniz ama" diyerekten askerleri toplamış ve Avrupa'ya girmişti. Askerleri ile Almanya'ya kadar girip yolunun geçtiği tüm ülkelerdeki halkı orduca bir güzel dövüp "yakışıo mu lan size bu yaşta gerginlik çıkarıonuz, bölünüonuz" diyerekten ülkeleri tekrar birleştirmişti.
Amerika'nın Britanya İmparatorluğu'na katılmasından sonra tamamen dağılan Birleşmiş Milletler'e karşın NATO hala ayaktaydı, aslında sözde ayaktaydı. İyice Dingo'nun ahırına dönen, kimin girip çıktığı belli olmayan NATO da ülkelerin parçalanmasıyla birlikte AB ile yalan olmuştu. Bunu gören Türkiye'nin başbakanı adam ettiği ülkeleri de alarak WNU'yu kurdu [World Nations Union].
Üye ülkelere ekonomik ve askeri, yardım ve dayanışma amacı ile kurulan WNU'nun ilk işi parçalanan ülkeleri toparlamak oldu. Tamamen toparlanıp kendine geldiğinde tüm Avrupa WNU üyeliğine kabul edildi. Yapılan seçimlerde eksiksiz tüm oyları toplayan başbakan, artık World Nations Union Council President'ı da olmuştu [Dünya Milletleri Birliği Konsey Pirezıdenti].


Lelouch yorgun argın eve gelip içeri girdiğinde saat 4'e geliyordu. Ayılmasına ayılmıştı ama başı hala biraz ağrıyordu. Bağırıp çağırmayı bıraktıktan sonra içtikleri yüzünden baya kustuğu için midesi de bomboştu. Bir şeyler atıştırmak için mutfağa gitti. Şansına iki dilim pizza kalmıştı. Kutuya bakıp Nunnally'nin kendisi yokken Pizza Hut'dan sipariş ettiğini tahmin etti.

Pizzayı bitiren Lelouch, Nunnally'nin odasına çıktı. Kardeşi tatlı tatlı uyuyordu. Yanağına bir öpücük kondurup, üstünü iyice örten Lelouch kendi odasına gitti.
Lelouch üzerindekileri çıkartıp bir pijama bile giyme zahmetine katlanmadan boxerı ile yatağa girdi ve yatağında yatan kıza sarılıp uyumaya çalıştı...


Lelouch'un bulunduğu durumu idrak edebilmesi yaklaşık olarak 15 saniyesini almıştı. Kıza sarılmış öylece yatıyordu. İlk olarak sarıldığı kızın Milly olduğunu düşündü. Daha sonra aklına Shirley geldi. Fakat hayır, ikisi de değildi. Bu kızın ikisinden farklı bir kokusu var diye düşündü. Bir 15 saniye daha o şekilde durdu.
"Elini ordan çekicek misin?" diye bir ses gelince Lelouch neredeyse kafayı yiyecekti. Işık hızıyla kendini yataktan atıp yere kapaklandı. Ağzından anlamsız sesler çıkıyordu. Oda karanlıktı ve kızın kim olduğunu da hala seçememişti.
"Ö..ö.. ö. özüv dilevim. Ben fa.. favketmedi.." diye kekeledi Lelouch.
Kız bir iç çekip ayağa kalktı ve gidip ışığı yaktı. Lelouch o zaman üzerinde sadece kendi gömleklerinden birini giymiş olan yeşil saçlı kızı görebildi. İlk önce kızın seksi görüntüsünden etkilenen Lelouch 5. saniyede kızı hatırladı.
"A**** s******" diyerek korku ve şaşkınlıktan küfür etti Lelouch. Britanya askerinin kendisini hedef alan kurşununun önüne atlayan ve ölen kız tam karşısında duruyordu. Lelouch ellerini açıp bilip bilmediği tüm duaları okumaya başladı. Kız hala Lelouch'u izliyordu.
"Bu kadar dindar birisi olduğunu bilmiyorum" dedi kız aradan 5 dakika geçtikten ve Lelouch bildiği iki duayı 40 kez tekrarladıktan sonra.
Lelouch durdu. Mantıklı düşünmesi gerekiyordu. Bu kızın birkaç gün önce ölen kızla aynı kişi olma olasılığı imkansızdı. Fakat karşısına geçmiş konuşuyordu işte. O halde bu kız öncekinin ikizi falan olmalıydı. Belki de ölen kardeşi hakkında konuşmaya gelmişti.
Lelouch artık karizma duruşunu kazanmış ve ayağa kalkmıştı.
"Kimsin sen?" diye sordu.
"Hatırlamadın mı?" diyerek dudak büktü gömlekli kız. "Senin için kurşunların önüne
atlayan birini çok çabuk unutmuşsun"
Lelouch bayılacak gibi oldu.
"S.. sen öl..." Lelouch sözünü tamamlayamadı.
"Ölmüş olmam gerekirdi değil mi?" diye tamamladı kız. "Ama ölmedim işte burdayım".
"Nasıl?" diye sordu Lelouch. Tek bir kelimeyi söyleyebilmek için tüm gücünü kullanması gerekmişti.
"Çok soru soruyorsun" dedi kız ve ardından esnedi. "Uykum var. Yarın konuşalım"
Lelouch bön bön yatağına doğru giden kıza bakıyordu. Ağzını açacak hali yoktu.
"Aklından bile geçirme" dedi kız kendisine bakan Lelouch'a. "Sen yerde yatıyorsun"


"Yine erkencisin Lelouch" diye gülümsedi Rivalz, 4. derste gelen Lelouch'a.
Lelouch esneyip sırasına oturdu. "Film izledim tüm gece" dedi Rivalz'a dönüp.
"Hmm" diyerek düşünüyo numarası yaptı Rivalz. "Neyse beni ilgilendirmez ne yaptığın ama..." dedi ve pis pis sırıttı. Lelouch'un omzundan yeşil bir saç teli alıp yere attı. "En azından biraz dikkatli ol"
Lelouch konuyu acele ile değiştirmeye çalıştı. "Şu ön sıvada otuvan çocuk kim?" diye sordu.
"Ah, o mu?" dedi Rivalz. Konunun değişmesine itiraz etmemişti. "Dün bizim sınıfa geldi. İsmi Uchiha Sasuke."
Lelouch çocuğa baktı. Daha dün gelmiş olmasına rağmen kızlar şimdiden etrafında pervane olmuştu. "Saske-kuğn, Saske-kuğn" diye yanına gidiolar, zorla tuttuğu notları vermeye çalışıolar ya da burcunu falan soruyorlardı.
"Noldu" diye sordu Rivalz gülümseyerek "kıskandın mı yoksa?"
"Lütfen" dedi Lelouch karizma bir şekilde. O da gülümsedi.


"Ne var" diye sordu Sasuke soğukça. "Eğer imzalı fotoğrafımı istiyorsan, dağıtmıyorum"
Sasuke tuvalet için izin alıp sınıftan dışarı çıktığı zaman Lelouch da onun peşinden gitmişti. Şimdi ikisi yalnız kalmıştı ve koridorda konuşuyordu.
"Hayıv" dedi Lelouch. "Sadece sınıf başkanı olavak sana mevhaba diyecektim"
"Bunu dersten çıkınca da yapabilirdin" dedi Sasuke ve ellerini cebine sokup Lelouch'un yanından geçti.
"Muhtemelen" dedi Lelouch arkasını dönerek. "Fakat o zaman sana özel olavak söylemem geveken biv şeyi söylemezdim"
Sasuke arkasını döndü. "Ne demek istiyosun?"
Lelouch cevap vermedi. Sol gözündeki gücünü aktif hale getirdi.
"Haskt" diye şaşkınlıktan bağırdı Sasuke. "Sharingan!?!"
Lelouch gülümsedi. "Hayıv" dedi. "Bunun adı... GEASS"
Sasuke dandirik Sharingan'ını aktif edip jutsu hacılamaya çalıştı.
"Ve Lelouch Vi Bvitannia sana emvediyov ......"


Suzaku elinde spor çantası ile dışarı çıktı. Önceki gece Zero'yu dövdükten sonra doğruca bir karakola gidip teslim olmuştu. Ardından bir araba ile oradan alınmış İl Emniyet Müdürlüğü'ne götürülmüştü. Bütün gece nezarette kalan Suzaku sabah uyandığında salındığı haberini almıştı. Polis amirinin dediklerini kafası tam olarak almamıştı ama serbest bırakıldığını anlamıştı. Eşyalarını alıp dışarı çıktı.
Tam dışarıya adımını atmıştı ki yan taraftaki çalılara birinin düştüğünü gördü. Olduğu yerde durdu. Bir havaya bir yere düşen kıza bakıyordu.
"Havadan" dedi ve biraz durdu "karı düştü" diyerek durum değerlendirmesi yaptı.
Pembe saçlı kız hala çalıların arasındaydı ve çıkmaya uğraşıyordu. Suzaku kızın yanına gidip ona yardım etti ve ayağa kaldırdı.
"Bi yerin acıdı mı?" diye sordu Suzaku kıza.
"Ah, hayır" dedi kız ve Suzaku'ya bakıp gülümsedi.
"Popon baya büyük" dedi Suzaku "ondan acımamıştır.
Kız bir süre Suzaku'ya bakakaldı "ahaha" diyerek güldü. "Teşekkür ederim yardım ettiğin için".
"Önemli değil" dedi Suzaku."Bi daha düşme ama"
"Eee... tamam olur" dedi kız biraz şaşkın bir şekilde. "Benim adım Euphie bu arada. Memnun oldum Suzaku"
"Ben de memnun oldum" dedi Suzaku. Kızın adını nasıl bildiğini merak etmiyordu. Ya da büyük ihtimalle söylemediğini farketmemişti.
"Bugün Alan 11'deki son günüm" dedi Euphie. "Biraz gezmek istiyorum"
"Tamam" dedi Suzaku ve arkasını dönüp gitmeye başladı.
"Nereye gidiyorsun?" diye sordu Euphie.
"Evime" diye cevapladı Suzaku.
Bir süre birbirlerine baktılar. Sessizliği Euphie bozdu.
"Şey beni gezdirebilir misin?"
Suzaku biraz düşündü. "Tamam".


Euphie ve Suzaku bir süre yürüyüp konuştular. Genelde konuşan Euphie'ydi. Suzaku soru sorulmadıkça cevap vermiyordu. Onları da "evet", "hayır" ya da "tamam" diyerek cevaplıyordu. Yorumunu gerektiren bir soru sorulduğunda ise uzun uzun düşündükten sonra cümle kuruyordu.
Bir süre daha böyle zaman geçirdikten sonra bulundukları yerin biraz ilerisinde 11lerin iki Britanyalı'ya sataştığını gördüler. Suzaku hiç düşünmeden [?] ileriye atladı.
"Durun" dedi aralarına girip.
"Sen de kimsin lan hödük" dedi Tamaki. [Evet bizim Tamaki. Yataktan yeni kalkmış ve sabah sporunu yapmak için dışarıya çıkmıştı. Tamaki kaçta kalkarsa kalksın sabah sporunu ihmal etmezdi. Her sabah kalkar bir-iki Britanyalı döver ve eve dönerdi. Diğer alışkanlıkları arasında Britanyalı kızlara laf atmak, Britanyalı esnafın dükkanlarının camlarını kırmak, Britanyalı çocukların şekerlerini çalmak gibi aktiviteler vardı].
"Ben Kururugi Suzaku" dedi Suzaku tekdüze bir sesle.
"LAN" dedi Tamaki, güneş gözlüğü yüzünden ilk başta tanıyamadığı Suzaku'ya. "Suzaku mu? Bittin oğlum sen"
Sopasını alıp Suzaku'nun kafasına sertçe vurdu. Ordaki herkesi şaşırtacak bir şekilde Suzaku'nun kafası değil sopa paramparça oldu. Kafasına darbe alan Suzaku ise milim kıpırdamamıştı.
"Gidin burdan" dedi Suzaku.
"Nesin lan sen" dedi Tamaki şaşkın ve sinirli bir şekilde.
"Kururugi Suzaku" dedi yine Suzaku.
"Dalga mı geçion lan sen benle, bu alemin kra...."
Karnına yumruğu yiyen Tamaki lafını tamamlayamadı. Yere düşüp kıvranmaya başladı.
Orada daha fazla durmanın sağlıklarını tehdit edeceğini anlayan 11ler Tamaki'yi de alıp uzaklaştılar. Britanyalılar ise Suzaku'ya teşekkür etmek bir yana, küfür bile edebilirlerdi. Ama aklı başında kimse Suzaku'yu öyle gördükten sonra ona laf atamazdı. Britanyalılar da sessizce ayrıldılar.


Euphie, Suzaku'nun yanına doğru koşmaya başladı. [Aslında bu yaptığı hiç de akıllıca bir hareket sayılmazdı. Suzaku savaş moduna geçtiği zaman zaten bir denizhıyarı kadar olan beyin fonksiyonları iyice düşerdi. Üzerine gelen kim olursa olsun saldırırdı. Aslında Euphie de üzerine koşarken Suzaku'nun kendisine saldırabileceğini anlamıştı. Neyse ki Suzaku mucizevi bir şekilde akıllı bir insan gibi davranarak bunu yapmadı].
"Yaptığın çok kahramancaydı" dedi Euphie Suzaku'nun yanına gelip.
"Dövüş sevmem" dedi Suzaku, kıza bakarak.
"Çok iyi kalplisin" dedi Euphie.
Suzaku bunun bir iltifat olduğunu biliyordu ve bir karşılık vermesi gerektiğini düşündü.
"Senin de memelerin çok büyük"

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
01 Arl 2008 6:38, Değiştirme: 02 Arl 2008 5:38 (Toplamda 1 kere)
Integra
Mangaka
Mangaka



Kayıt: 08 Şub 2008
Mesajlar: 2,450
Tanıtımlar: 2
Favori Anime & Manga: Anime: Kuroshitsuji, Code Geass, Ga-Rei Zero. Manga: Koisuru Boukun, Black Bird, Bleach, Kirai Ja nai Kedo, Koi Ja nai Kedo.
Nerden: The Phantomhive Mansion
Teşekkür: 38

Durumu: Çevrimdışı

Integra
Mangaka
Code Geass: Lelouch of The Vebellion Konu: Yanıt: Code Geass: Lelouch of The Vebellion
Alıntıyla Cevap Gönder
Seninde memelerin çok büyük mauahahhaha yarıldım ama oku oku bitmedi lan destan gibi yazmışın O_O


By~ me -is back ~
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Anime Listesi  
01 Arl 2008 14:35
AqUa-hime
Mangaka
Mangaka



Yaş: 31
Kayıt: 20 May 2007
Mesajlar: 1,147
Tanıtımlar: 2
Cinsiyet: Kız
Nerden: Nerden olacak tabikide tahtımdan :D
Teşekkür: 5

Durumu: Çevrimdışı

AqUa-hime
Mangaka
Code Geass: Lelouch of The Vebellion Konu: Yanıt: Code Geass: Lelouch of The Vebellion
Alıntıyla Cevap Gönder
Ağbi bu neydi yaa XDXDXD Bekledik bekledik ama yani en sonunda muhahahahahahahahahahaha oldum yani XD Şu korkunç günün sonunda doğan güneş gibisin Kıman XD Eline sağlı kharbiden yarıldım enfes bir bölmüdü XD


Not: Euphy hakkındaki tasvirlerinde dikkatli ol XD XD Ama kabul çok komikti XD


By me ~
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et Anime Listesi  
01 Arl 2008 22:04
Kıman
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)

Avatar

Yaş: 25
Kayıt: 30 Tem 2007
Mesajlar: 352
Favori Anime & Manga: -
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 1

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
Kıman
Otaku (Level 4)
Code Geass: Lelouch of The Vebellion Konu: Yanıt: Code Geass: Lelouch of The Vebellion
Alıntıyla Cevap Gönder
Teşekkürler Çok Mutlu

Aqua seninki de şimdiye kadar aldığım en güzel yorumlardandı^^

Not: Bu daha başlangıç Çok Mutlu

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
02 Arl 2008 16:17
celiseninsan
Otaku (Level 2)
Otaku (Level 2)



Kayıt: 31 Tem 2008
Mesajlar: 98
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 1

Durumu: Çevrimdışı

celiseninsan
Otaku (Level 2)
Code Geass: Lelouch of The Vebellion Konu: Yanıt: Code Geass: Lelouch of The Vebellion
Alıntıyla Cevap Gönder
WFE.....diyecek bişey bulamıyorum abi


En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
03 Arl 2008 9:50
nickmickyok
Mangaka
Mangaka



Yaş: 31
Kayıt: 09 Eyl 2007
Mesajlar: 1,152
Tanıtımlar: 3
Cinsiyet: Erkek
Nerden: istanbul
Teşekkür: 3

Durumu: Çevrimdışı

nickmickyok
Mangaka
Code Geass: Lelouch of The Vebellion Konu: Yanıt: Code Geass: Lelouch of The Vebellion
Alıntıyla Cevap Gönder
çok güzeldi yine Kahkaha Atıyor abi nesin sen ya XD öldüm gülmekten Çok Mutlu

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
03 Arl 2008 12:18
Integra
Mangaka
Mangaka



Kayıt: 08 Şub 2008
Mesajlar: 2,450
Tanıtımlar: 2
Favori Anime & Manga: Anime: Kuroshitsuji, Code Geass, Ga-Rei Zero. Manga: Koisuru Boukun, Black Bird, Bleach, Kirai Ja nai Kedo, Koi Ja nai Kedo.
Nerden: The Phantomhive Mansion
Teşekkür: 38

Durumu: Çevrimdışı

Integra
Mangaka
Code Geass: Lelouch of The Vebellion Konu: Yanıt: Code Geass: Lelouch of The Vebellion
Alıntıyla Cevap Gönder
Heh sonunda tamamiyle okudum daha da yarıldım XD
Ve Leluch Vi Britannia sana emrediyovv XD dsaasd Gaarada gelsin isteris yeewru ole sasuke yle olmuo XDyaa

Alıntı:
Lelouch cevap vermedi. Sol gözündeki gücünü aktif hale getirdi.
"Haskt" diye şaşkınlıktan bağırdı Sasuke. "Sharingan!?!"
Lelouch gülümsedi. "Hayıv" dedi. "Bunun adı... GEASS"
Sasuke dandirik Sharingan'ını aktif edip jutsu hacılamaya çalıştı.
"Ve Lelouch Vi Bvitannia sana emvediyov ......"


Has xDDD Charles Dayı FC XD


By~ me -is back ~
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Anime Listesi  
04 Arl 2008 17:46
#_^m^-^e^-^l^-^e^-^k^_#
Otaku (Level 1)
Otaku (Level 1)

Avatar

Kayıt: 02 Oca 2009
Mesajlar: 31
Favori Anime & Manga: winnie the pooh

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
#_^m^-^e^-^l^-^e^-^k^_#
Otaku (Level 1)
Code Geass: Lelouch of The Vebellion Konu: Yanıt: Code Geass: Lelouch of The Vebellion
Alıntıyla Cevap Gönder
güzel ama bölümler uzun olmuş biraz doğrusu okurken sıkıldım biraz Şaşırmış Durumda

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
10 Oca 2009 10:50
psico_mama
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)



Yaş: 31
Kayıt: 18 Hzr 2008
Mesajlar: 431
Favori Anime & Manga: death note, tenjou tenge, samurai x, bleach, ouran hshc...

Durumu: Çevrimdışı

psico_mama
Otaku (Level 4)
Code Geass: Lelouch of The Vebellion Konu: Yanıt: Code Geass: Lelouch of The Vebellion
Alıntıyla Cevap Gönder
hahayyt
"burası sıcakmı oldu?"
koptum buraya suzaku nundan saflığı gebertti resmen Çok Mutlu harika olmuş kıman devamını bekliyoruz XD

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
01 Şub 2009 1:22
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 5, 6, 7
7. sayfa (Toplam 7 sayfa) [ 70 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız