Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth
Sayfaya git: 1, 2, Sonraki

Anime Manga Forum -> Fan Fiction
 
Yazar
Mesaj
wampricknyxiee
Otaku (Level 1)
Otaku (Level 1)



Yaş: 31
Kayıt: 09 Nis 2009
Mesajlar: 22
Favori Anime & Manga: Death Note, Black Cat, Ouran High School Host Club, Shaman King, Elfen Lied, Naruto, Bleach, Rosario+Vampire, falan filan fiskos
Cinsiyet: Kız
Nerden: medeniyetten uzak bir yatılı okuldan..

Durumu: Çevrimdışı

wampricknyxiee
Otaku (Level 1)
Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth Konu: Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth
Alıntıyla Cevap Gönder
Eh, uzun süredir fanfiction yazmıyorum, daha önce hiç Death Note için de yazmadım ama işte, içimden geldi. Out of character olmuş olabilirler, özür dilerim, ama mangayı okuyalı biraz oldu, her şeyi çok iyi hatırlamıyorum, Near'ın ve Matt'in geçmişleri tamamen sallamadır, inanmayınız. Neyse, umarım beğenirsiniz. Belki daha sonra Light ve diğerlerinin gözünden de yazarım. E okuduysanız ne bekliyosunuz, yorum yapın! Göz Kırpıyor

Nowhere Near The Truth

Özet: L'in ölümü herkesi farklı etkiledi: Mello, Matt ve Near.

Bu korkunç bir şey. Olamaz, gerçek olamaz, Roger yalan söylüyor olmalı. Ama Roger neden yalan söyleyecek ki? Anlamsız, saçma, zırva. Ölmüş olamaz.

L ölemez.

L ölmüş olamaz, Mello bu bilgiyi - Bilgi? Bilgi değil, yalan bu, sadece koca, pis bir yalan! - reddediyor. Tabi ki biliyor, L'in halefi adaylarından biri, şimdiki L'den sonra Mello veya bir başkası - hayır, o pislik - devam edecek, bunun için yaşıyorlar. Ama şimdi değil. Henüz değil.

L ölemez.

Mello inanmayı reddediyor, ama beyni bunun doğru olduğunu ve 1 Nisan bile olsa Roger'ın böylesine önemli bir konuda yanlış bilgi vermeyeceğini söylüyor - üstelik 1 Nisan değil.

Hışımla odasına çıkıp kapıyı sertçe çarpıyor. Bir an duruyor, ne yapacağına karar verememiş gibi, sonra Roger'ın odasında verdiği kararı hatırlıyor - bu lanet olasıca yetimhaneyi terk edecek, Near istediği kadar L'cilik oynayabilir. Mello gidip Kira denilen o moronu kendi elleriyle yakalayacak, Near'dan önce hem de, Near anca L'cilik oynasın. Lanet olası çocuk, yaptığı tek şey sinir bozmak.

"...Sadece bir kaybedensin."

Ona kaybeden kimmiş gösterecek, Near L'cilik oynasın, evet, Mello dışarda gerçek katili ararken Near yalnızca oyun oynasın, ona göre her şey oyun değil mi zaten? Near tam bir pislik, Mello ondan ve kahrolası sakinliğinden ve saçlarından ve lanet beyaz pijamasından ve oyuncaklarından - her şeyinden - nefret ediyor. Ona gösterecek, bunun sadece bir çocuk oyunundan ibaret olmadığını- L nasıl ölür?

L nasıl ölür? L ölemez. O ölümsüz.

"Hey Mello, neler oluyor? Roger neden odasına çağırdı? Eğer o çocuğun ayakabısına çamur doldurmamızsa ben onu- Neden eşyalarını düzenli- Hayır, topluyorsun? Mello, ne-?"

"Kes sesini Matt! Beni rahat bırak! L öldü, tamam mı? Ben de o pislik ucubeye L'in yerini alıp cehennemin dibine gitmesini söyledim. Lanet olsun!"

Mello'nun ses tonu tiksintiyle ve öfkeyle ve inanamamazlıkla öyle dolu ki, Matt irkiliyor.

"Lanet olsun! Toz ol Matt!"

Matt, daha doğrusu Mail Jeevas, en yakın arkadaşı onu odasından -odalarından - dışarı itip kapıyı suratına çarptığında yüzündeki şok ifadesiyle boğuşuyor. Matt ne Near gibi tamamen duygusuz, ne de Mello gibi tamamen duygularıyla hareket eden biri; belki de ortalarında bir şey. Fakat Wammy House'da herkes tarafından uygulanan bir şey varsa o da duygularını projektör gibi etrafındakilere yansıtmamaktır. Özellikle de L'in halefi adayları duygularını kontrol etmeyi öğrenmeliler, gerçi Mello'nun nasıl hala bu davranışlarla ikinci sırada kaldığı Matt için hep merak konusu olmuştur. Belki de Mello'ya özel bir şey.

Ama konu bu değil. Konu, Mello'nun söylediği "L öldü." cümlesiyle bağlantılı. Konu, Matt'in oynadığı hiçbir kahrolası DS oyununun onu tanıdığı - ya da tanıdığını sandığı - birilerinin ölümüne tekrar katlanması için hazırlamaması. Konu, L gibi muhteşem, ölümsüz birinin nasıl ölebileceği. Konu, Mello'nun aniden toplanmaya başlaması ve onu odadan atması. Konu, en yakın arkadaşının ne halt ettiğini anlayamaması.

Konu, her şey.

Matt dışarıda duruyor, kapının önünde, hareketsiz. Ahşap kapı önünde dikiliyor ve Matt ne yapacağını bilmiyor. Her şey birbirine karışmış, her şey, yerdeki halıyı mahvetmek, duvarlardaki tablolara saldırmak, Mello'nun ilgisini çekecek bir şey - herhangi bir şey - yapmak istiyor. Sadece duyduğu her şeyi unutup en yakın arakadaşıyla oturup dünya umrunda değilmiş gibi bir sürü şeyle dalga geçmeyi arzuluyor. Çok şey mi istiyor?

Matt küfretmemek için dilini ısırıyor. Denizciler kadar iyi küfrettiği Mello'nun da gayet iyi bildiği ve annesiymiş gibi hakkında onu azarladığı bir özelliği - Matt Mello'yu yüzlerce kez küfrederken yakaladığında Mello'nunkiler küfürden sayılmıyor, o ayrı. Matt yine de, tüm hatalarına ve eksikliklerine ve patlamalarına karşın Mello'yu seviyor, onlar kardeşler, kan bağı olmaması umurlarında değil. Kan bağına sahip bazılarından daha da kardeşler, onlar ayrılmaz bir ikili. Hep birlikte olacaklar, eğer yaşlanırlarsa beraber yaşlanıp beraber torunlarının arkasından konuşacaklar. Sonuna dek, ölüme dek kardeşler, ne olursa olsun.

O zaman neden şu an Matt odanın dışında yalnız ve duygularına hakim olmaya çalışarak dikilirken Mello içerde öfkesiyle boğuşuyor?

İkisi de bilmiyor.

-----------------------

Near'a hep duygusuz diyorlar. Near arkasından konuşulanları duyuyor - ne sanıyorlar onu, sağır mı? - duyuyor ve cevap vermiyor. Verecek bir cevabı yok, tıpkı Mello'nun ona olan nefretine karşı bir cevabı olmaması gibi. Bu nefret uzun süredir var ve Near bunu biliyor, ama anlamıyor. Mello'ya ne yaptı? Bilmiyor. Belki de farkında olmadan yaptığı bir şey, doğal bir şey, belki de Mello'ya birini hatırlatıyor - sevmediği birini. Belki de Mello nefret edecek birini arıyor, içindeki öfkeyi boşaltacak bir tür duygusal kum torbası.

Near ona bu fırsatı vermeyecek.

Zaman zaman umursamaz görünmek zor geliyor. Mello çok inatçı, çok kurnaz - ama Near onu hep yenecek. Bunu herkes biliyor, Mello ne yaparsa yapsın Near'ı yenemez, onu hiçbir testte geçemez. Near'ı geçebilecek tek bir kişi var, o da L. Bunu Mello da kabul ediyor. Yine de, Mello hiç vazgeçmiyor.

Near Mello'nun bazı özelliklerine hayran. Bunu kabul etmek egosu olmadığını söylemek gibi - imkansıza yakın - ama Near kabul etmesi gerektiğini biliyor. Near'ın sahip olduğu belli özelliklere de Mello hayran, bunu ölse kabul etmeyecek ama Near biliyor. Önemli olan bu.

Yap boz parçaları etrafa dağılmışlar, oyun odasında, yerdeki kahverengi halının üzerinde bembeyaz bir dağınıklık içindeler. Near onları böyle dağınık görmeye dayanamıyor, hemen toplamak ve yap bozu tekrar tamamlamak istiyor. Oysa sabretmesi gerek. Bu en önemli derslerden biri, sabretmeyi öğrenmek zorunda. Mello varken sabretmek kolay, Mello sabırsız - öyle sabırsız ki Near'ın gülesi geliyor ve Near asla gülmez - ve Near onu yenmekten zevk alıyor. Oyunlar zevkli. Mello'yu yenmek daha da zevkli. İçinde sıcak bir his varmış gibi, sanki annesi hayattaymış ve ona sarılıyormuş gibi hissediyor.

Near annesinin ona nasıl sarıldığını hala hatırlıyor. Aradan kaç yıl geçerse geçsin hatırlayacak ve hep fiziksel temastan nefret edecek. Ne olursa olsun, ona kim dokunursa dokunsun annesinin hissettirdiği güven duygusunu veremeyecek, bunu bir daha tadamayacak. Kendini yalanlarla avutmak istemiyor, bir başkasının ona dokunmasına izin vermek böyle bir yalana izin vermek demek olur - annesinin anısına hakaret olur. Near'a kimse dokunmayacak, sadece annesi, sadece annesi, sadece annesi.

Sadece annesi.

Yap bozu tekrar tamamlıyor, elleri bir enstrümanı ustalıkla çalar gibi hareket ediyor, ritimle ve uyumla. 3.6 saniye sonra tüm parçalar tahtada yerlerini almış olacaklar, Near dakiktir. Sevdiği bir özellik.

Yap boz ona L'i hatırlatıyor, üstelik bu beyaz üstüne siyah L harfi olan yap boz değil, bu tamamen beyaz sadece bir siyah parçası var. Bir şekilde, L'i hatırlatıyor - ve ölümü.

Near - ve Nate River - ölümü hatırlıyor.

Nate River annesinin ve babasının ölümünü izleyen çocuk.

Nate River Fibonacci dizisini ona kimse öğretmeden öğrenmiş bir matematik dahisi.

Nate River harika çocuk.

Her yerde kan var, Nate River yerdeki beyaz halıya yayılan kanı izliyor - kan gitmiyor, onu terk etmiyor.

Nate River öksüz.

Nate River artık yok.

Onun yerine sadece Near var.

Near son parçayı yerine koyuyor ve bekliyor.

-----------------------

Matt duygusuz olmak istiyor. Near gibi olmak, hiçbir şey hissetmiyormuş gibi gözükmek istiyor. Ama yapamaz. Doğasında yok. O hissettiklerini - sadece birazını - belli etmek zorunda. Doğası bu.

Acıtıyor. Fiziksel bir acı artık, Matt midesinde ateş yakmışlar gibi hisediyor - hem ölesiye sıcak hem de berbat bir soğuk. Mello gitmemeliydi, Mello Matt'i terk etti, Mello umursamıyor. Matt, Mello'dan nefret-

Hayır etmiyor. Edemiyor. Öfkesinden ve hayalkırıklığından, belki de sırf duygusallıktan gözlerinden yaş gelse de Mello'dan nefret etmeyecek. Edemez. Mello'yla kardeşler, aralarında çok sıkı bir bağ var, bunu görmezden gelemez -

Ama Mello geldi. Mello terk etti, gitti, arkasına bir kez bile dönüp bakmadan gitti. Ve Matt şimdi odalarında - odasında - yalnız başına, yatağının üstünde oturuyor. Elleri yumruk yapılmış, gözleri gözlükleri tarafından saklanmış vaziyette. Ellerinin titrediğinin ve gözlerinin yaşlarla dolduğunun anlaşılmasını istemiyor, onun da bir gururu var.

Mello'nun belli ki yok. Mello adi bir şerefsiz gibi en yakın arkadaşına veda bile etmeden gitti. Aslında tam da onun yapacağı türden bir şey bu, öfkesini kontrol edemeyen salağın teki Mello. Matt neden bu kadar umursuyor ki? Umursamamalı. Umursamayacak. Her şeyden nefret ediyor - etmeyi istiyor.

Matt gerçekten de Mello'dan nefret etmek istiyor.

Bu artık bir ihtiyaç oldu, nasıl Mario'nun bir sonraki bölümüne geçtikten sonra devam etmek için çılgınca bir arzu duyuyorsa şimdi de aynı şeyi istiyor, ama şu an Bowser'a karşı değil, Mello'ya karşı - Mello için hissettiği duygulara karşı. Mello onun her şeyi, annesi ölüp babası onu reddedince bir yetimhaneden diğerine savrulup en sonunda zekası keşfedilip Wammy House'a geldiğinde onunla ilk konuşan Mello olmuştu. Mello anlamıştı, ona istediği rahatlığı sağlamıştı ve en önemlisi geçmişini sormamıştı.

"Hepimizin salak, b.ktan bir geçmişi var Matt. Ben seninkini bilsem ya da sen benimkini bilsen ne değişecek ki? En azından şimdilik lütfen şu salak prensesi kurtarmaya geri döner misin?"

Mello anlamıştı.

Işıksız odada, karanlığın içinde Matt, yatağında yatıyor. Mello gideli saatler oldu, Matt'se hala onu düşünüyor. İnsanların onu terk edip durmalarını düşünüyor. Önce annesi trafik kazasında ölüyor, sonra babası gidip yosmanın tekiyle evleniyor ve Matt'i reddediyor - Matt'i, öz oğlunu. Sonra L ölüyor. L, Wammy's House'daki herkesin idolü, ama en çok Near ve Mello'nun. Mello. Mello hakkında düşünmek istemiyor.

Fakat düşünüyor. Düşünecek. Çünkü Mello da onu terk etti. Güvendiği tek kişi, kardeşim dediği kişi - o da gitti, arkasına bile bakmadan. Bunu nasıl yapar?

Nasıl?


Matt yatağında dönüp duruyor. uyuyamıyor, bu gece uyuyamayacak. Annesinin öldüğü gece de bebek gibi ağlamış ve uyuyamamıştı, saklambaç oynarken Roger'ın ofisine saklanıp babasının onu istemediğini öğrendiği telefon konuşmasından sonra da. L öldükten sonra L'in anısına gözyaşı döktü bugün - L'i hiç yakından görmemişti ama en fazla saygı duyduğu insandı L. Ama Mello...

Bu gece daha da çok ağlayacak. Gözyaşları yastığını mahvedecek ama gözyaşları kurur, gözyaşlarından bol bir şey yok Matt'de. Komodininde duran Star Wars temalı masa saati - Mello harçlığını biriktirip almıştı, Matt hediyeyi gördüğü zamanki mutluluğunu daha dünmüş gibi hatırlıyor - 23:06'yı gösteriyor, saat geç olmuş. Dışarda yağmur yağıyor; İngiltere'de her zaman yağmur yağar, Matt yağmurdan nefret ediyor. Annesi yağmurlu bir günde öldü, Mello da yağmurlu bir günde terk etti Matt'i. Matt'in bulutları yok etme arzusu duymasının asıl nedeni ise yağmurun gözyaşlarını hatırlatması.

Matt gözyaşlarından nefret ediyor.

Yatağında doğrulup ışığı açmadan oturuyor. Yağmur damlalarının dışardaki çatılara vurarak yaptığı tempoyu duyuyor - Tam tam tam tam, tam tam tam tam, tam tam tam tam. Yağmur damlaları iğrenç bir şekilde gözyaşlarına benziyor. Matt'e gökyüzünde kuleye kapatıldığı için ağlayan bir prensesi hatırlatıyor yağmur damlaları.

Matt, Mello'yu Mario'daki ve gökyüzündeki prensese benzetiyor. Mello'nun da sarı saçları ve mavi gözleri var. Mello da bir yere hapsolmuş - kendi öfkesine, diye düşünüyor Matt filozofça, elini çenesine dayayarak - ve Mello kurtarılmayı bekleyen bir prensese benziyor.

Matt, Mello'nun kuleden böylesine ani bir kaçış yapacağını tahmin edemiyor.

-----------------------

Mello kızgın, Mello öfkeli - Mello özgür.

Mello korkuyor.

Özgür olmayı önceden de düşlemişti - "Hey Matt, düşünsene, bir gün buradan çıktığımızda, sen ve ben, şu pahalı arabalardan birini alırmışız... Çikolatayla dolu bir evimiz olurmuş, sen de istediğin kadar oyun oynar uzaylı gebertirsin umrumda de- Hey, çikolatam nerde? Matt! "

Özgür olmanın korkutucu olduğundan kimse dem vurmamıştı. Kimse özgürlüğün seni pençesine alacak soğuk bi boşluk olacağını söylememişti. Kimse özgürlüğün çikolatasız kalma anlamına gelebileceğinden bahsetmemişti, lanet olsun!

Çikolata. Matt. Lanet olası küçük ucube Near. Roger. Wammy's House. L.

L. Kira. L.

Kahrolası Kira!

Eğer L ölmeseydi şimdi burada olmayacaktı. Odasında çikolatasını ısırıp Matt oyun oynarken onu rahatsız edecek, eğer o küçük ucubeyi görürse de elinden gelen her türlü işkenceyi çektirecekti ona. Wammy's House'da 7/24 çikolata var. Lanet olsun!

Mello dönmek istiyor. Dönemez. Gururunu ayaklar altına alıp da dönmektense ölmeyi tercih eder - daha da kötüsü çikolatasız kalmayı!

Neşesini yerine getirip soğuğu unutturacak bir şey düşünmeye çalışıyor - küçük ucube Near'ın oyuncaklarının hepsinin yok olmasını ve o küçük salağın çıldırmasını eğlenerek izlediğini, Roger'a başka bir eşek şakası hakkında yalan söylediğini ve Matt'le bahçede oturup sohbet ettiklerini hayal ediyor. Bunlar hoş, zihninde taze anılar. Yardımcı olmuyorlar, en azından çikolatasızlığın yol açtığı berbat hisse faydaları dokunmuyor. Yine de soğuğa karşı küçük bir ateş yakmayı başardılar gibi geliyor Mello'ya.

Özgürlük korkutucu bir şey. Mello eve dönmek istiyor, Ev, Wammy's House. Ama dönmeyecek. Mello bunu gayet iyi biliyor. Wammy's House'a asla dönmeyecek. Gidip Kira'yı arayacak, arada izini kaybettirecek - o küçük ucubenin onu bulmasını istemiyor.

Elleri çoktan üşüdü. Yağmur yağıyor, biraz önce çiseliyordu oysa şimdi Mello sırılsıklam. Hemen ısınmazsa hasta olup ölme ihtimali var. Kira'yı bulmadan zatürreye kurban gitmeyecek. Isınacak bir yer bulmalı.

Wammy's House gözden kaybolalaı çok oldu, belki de Mello gözden kaybolan - her neyse. Mello bir köprü görüyor, etrafında evler - acaba onu evlerine alırlar mı? - ve arabalar - hiçbiri almayı hayal ettiği gibi değil - sıralanmış. Biraz parası var, ona bir ay yeter ama sonra çalışması gerekecek. Zaten bunu istemiyor muydu, güçlü olduğunu, dışardaki dnyada kendi ayakları üstünde durabileceğini göstermeyi? Mello çalışacak, kendi alın teriyle- hayır, o Kira'yı bulmalı. Alın teriyle para kazanmak, ne zannediyor kendisini, şehre gelmiş köylü çocuk falan mı?

Onun amacı Kira. Kira nasıl öldürüyor, Kira nasıl-

Üşüyor. Şuradaki motele girip bir oda tutsa iyi olacak. Lanet olası hamamböceklerinden ve şu pis İngiltere yağmurundan uzak bir gece geçirmek istiyor. Motele girip odanın parasını soruyor, resepsiyondaki yaşlı adam traşsız yüzündeki şüphe ifadesiyle verlen parayı alıyor. Mello yorgun, çantasını srükleyerek yukarı çıkıyor, yeni odasının kapısını anahtarı zorlayarak açıyor - anahtar eski, kilit paslı, Mello eski şeylerden nefret eder - ve içeri girip kendini yatağa, çantasını yere fırlatıyor.

Odanın ışığı zaten açık - Mello nedenini bilmiyor ve umrunda da değil - ve hafif küflü bir koku sarmış odayı, eski odasında, Matt'le paylaştığı odada böyle berbat bir koku yoktu.

Matt. Keşke Matt'e veda etseydi. Fakat çok kızgın, L'in onu kandırmasına öylesine öfkeli- L ölmemeliydi. Hepsi L'in, hayır, onu öldüren Kira'nın suçu: Kira dedikleri o böceği kendi elleriyle gebertecek. Ne olursa kullanacak Kira'ya karşı. Near'ı yenecek, Kira'yı da. Bunu yapabilir. L kadar, L'den daha güçlü olabilir.

Keşke Matt'e veda etseydi.

__________________________________________________________________________________________________________________________

Biraz daha düzelttim, tasvir eklemeye çalıştım ama gerçekten beceremiyorum. Neyse, umarım gene de bir şeye benzemiştir. Sona bir tane daha Near ekleyeyim diye düşündüm ama yazamadım, Near'a benzemedi ben de vazgeçtim, ama ısrar ederseniz tekrar denerim.

Eh, yorum??

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
11 Nis 2009 4:22, Değiştirme: 11 Nis 2009 12:42 (Toplamda 1 kere)
`Akheron
Mangaka
Mangaka

Avatar

Kayıt: 03 Nis 2009
Mesajlar: 1,560
Tanıtımlar: 1
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 17

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
`Akheron
Mangaka
Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth Konu: Yanıt: Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth
Alıntıyla Cevap Gönder
Gerçekten güzel olmuş Gülücük Dağıtıyor özellikle Near geçince dedim bunu okumam lazım Dil Çıkartıyor

Ama keşke biraz daha tasvir kullansaydın... Biraz şeye benzemiş Matt bir koltuğa oturmuş Mello - N - L Wammy's House hakkında kendi düşüncelerini dile getirmiş gibi... Ama cidden güzel olmus... Devamını bekliyorm Gülücük Dağıtıyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
11 Nis 2009 5:04
wampricknyxiee
Otaku (Level 1)
Otaku (Level 1)



Yaş: 31
Kayıt: 09 Nis 2009
Mesajlar: 22
Favori Anime & Manga: Death Note, Black Cat, Ouran High School Host Club, Shaman King, Elfen Lied, Naruto, Bleach, Rosario+Vampire, falan filan fiskos
Cinsiyet: Kız
Nerden: medeniyetten uzak bir yatılı okuldan..

Durumu: Çevrimdışı

wampricknyxiee
Otaku (Level 1)
Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth Konu: Yanıt: Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth
Alıntıyla Cevap Gönder
Teşekkürler Çok Mutlu Tasvir konusunda biraz beceriksizim, zaten rp falan da yazamam çok tasvir yapmak lazım diye, biraz da üşengeçlikten sanırım. Çok iyi bi gözlemci olduğum da söylenemez, ben daha çok düşünceler ve duygulara yoğunlaşıyorum - tasvir? ı-ıh. Geliştirmeye çalışmam lazım.

Bi de bu biraz aceleye geldi - bi başladım yazmaya bi daha durmadım, imla hatalarını düzeltip direk yolladım, öbür türlü bir sürü şeyi değiştirip duruyorum, doğallığı bozuluyo gibi geliyo.

Neyse, beğendiğine sevindim. Şimdi oturup bi tane de Sayu - Matsuda - Chief Yagami yapiyim diyorum (Sayu alakasız gelebilir ama alakasız karakterlerden girmeyi daha çok seviyorum Çok Mutlu egzantriklik işte) ama uykusuzluktan öldüm, o yüzden sonraya kaldı. Ama fikrini öğrenmek isterim: Önce Light ve Misa'nın düşüncelerini mi alayım yoksa alakasızlardan girip (Aizawa'dan falan) gittikçe alakalılara mı geçeyim? Normal

Bu arada biraz düzelttim, ya da en azından düzelttiğimi umuyorum. Umarım daha iyi olmuştur. Yorum bekliyorum!!

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
11 Nis 2009 5:13
`Akheron
Mangaka
Mangaka

Avatar

Kayıt: 03 Nis 2009
Mesajlar: 1,560
Tanıtımlar: 1
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 17

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
`Akheron
Mangaka
Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth Konu: Yanıt: Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth
Alıntıyla Cevap Gönder
Bence aizawanın düşünceleri alakasız olmaz... hatta belki güzelde olur... çünkü animede de aizawaya ait bi bölüm yapmıslardı... N'in yanına gidiyo, misanın evinde defteri arıo falan... Onun düşünceleri geçio çoğunlukla... ama bence yazdığın şeyler bi önceki yazdıklarınla bağlantılı olsun... orda N'le bitirmişin bence oradan devam et mello ve N Kiranın yakalamaya falan calıssın... O ara bölümlerde ayrı ayrı karakterlerin düşüncelerine yer verirsin... Ama dediğim gibi bağlantıları güzel yap... Misal " Aizawa o gece zor olan kararı verip N'in yanına gidecekti. Ama bunu Light'ın öğrenmemesi gerekiyodu. Bu yüzden ailesinin yanına gitmek için bir günlük izin istedi. Aslında N'in yanına gidecekti..." gibi Gülücük Dağıtıyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
11 Nis 2009 14:30
wampricknyxiee
Otaku (Level 1)
Otaku (Level 1)



Yaş: 31
Kayıt: 09 Nis 2009
Mesajlar: 22
Favori Anime & Manga: Death Note, Black Cat, Ouran High School Host Club, Shaman King, Elfen Lied, Naruto, Bleach, Rosario+Vampire, falan filan fiskos
Cinsiyet: Kız
Nerden: medeniyetten uzak bir yatılı okuldan..

Durumu: Çevrimdışı

wampricknyxiee
Otaku (Level 1)
Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth Konu: Yanıt: Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth
Alıntıyla Cevap Gönder
Woa teşekkürler! Senden müthiş fikirler çıkıyor ya! Sen bana hep böyle fikir verir misin? Çok Mutlu En kısa zamanda yazmaya çalışırım, gerçi zaman bulmak biraz zor olacak çünkü yarın okula dönüyorum ama neyse... (yatılıda evci çıkma olayı var ya, mümkün oldukça evci çıkıp bilgisayarıma takılıyorm, annemle babam sinir oluyor. Şaşırmış Durumda )

Ben çok tuttum bu Aizawa olayını - ama hiç onu çok alakalı bi karakter olarak görmedim, sanırım polisleri biraz dışladım ve fazla yan karakterler olarak gördüm, ondan. Tekrar teşekkürler Çok Mutlu

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
11 Nis 2009 17:31
`Akheron
Mangaka
Mangaka

Avatar

Kayıt: 03 Nis 2009
Mesajlar: 1,560
Tanıtımlar: 1
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 17

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
`Akheron
Mangaka
Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth Konu: Yanıt: Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth
Alıntıyla Cevap Gönder
önemli deil Gülücük Dağıtıyor

( Zaten işin içinde N olunca beni heycan basıo Dil Çıkartıyor )

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
11 Nis 2009 19:26
wampricknyxiee
Otaku (Level 1)
Otaku (Level 1)



Yaş: 31
Kayıt: 09 Nis 2009
Mesajlar: 22
Favori Anime & Manga: Death Note, Black Cat, Ouran High School Host Club, Shaman King, Elfen Lied, Naruto, Bleach, Rosario+Vampire, falan filan fiskos
Cinsiyet: Kız
Nerden: medeniyetten uzak bir yatılı okuldan..

Durumu: Çevrimdışı

wampricknyxiee
Otaku (Level 1)
Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth Konu: Yanıt: Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth
Alıntıyla Cevap Gönder
önemli önemli Çok Mutlu (beni de L olunca heyecan basıyor Hayranlık Besliyor ama onu yazamıyorum, fazla zooorrr Üzgün ya da Ağlıyor )

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
11 Nis 2009 22:02
JEANNE D'ARC
Misafir

Avatar





Avatar
JEANNE D'ARC
Misafir
Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth Konu: Yanıt: Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth
Alıntıyla Cevap Gönder
olağan üstü bir durumda L yi oyuna al.birazda ben anlamadım.çok karıştırdım.şuan sadece 1. bölümü okudum.

En Yukarı Git
 
17 Hzr 2009 0:17
`Akheron
Mangaka
Mangaka

Avatar

Kayıt: 03 Nis 2009
Mesajlar: 1,560
Tanıtımlar: 1
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 17

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
`Akheron
Mangaka
Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth Konu: Yanıt: Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth
Alıntıyla Cevap Gönder
hikaye near'ı anlatıo daha doğrusu onun kurum'daki hayatını... bide şöle düşün jeanne

arkadaş bu hikayede Death Note'da olayların arkasındaki şeyleri anlatmış... Yani şu şekil misal, "Animede görüntü olarak N'in kapıdan çıktığını gösterir sorada Light-Misa konuşmasına döner... N kapıdan çıktıktan sora noldu falan bilemeyiz N bakkala gidip gelcektir bize gösterilen N'in kapıdan çıktığıdır" işte bu arkadaş da o N kapıdan çıktıktan sora aklında neler var neler yok acaba kimle konuşmuş bakkalla pazarlık mı yapmış falan onu anlatıo... En azından ona yakın Dil Çıkartıyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
17 Hzr 2009 1:18
Poison
Otaku (Level 3)
Otaku (Level 3)



Yaş: 29
Kayıt: 18 Hzr 2009
Mesajlar: 101
Favori Anime & Manga: Death Note,Naruto,Bleach,Kuroshitsuji,Katekyo Hitman Reborn
Teşekkür: 4

Durumu: Çevrimdışı

Poison
Otaku (Level 3)
Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth Konu: Yanıt: Death Note Fanfiction: Nowhere Near The Truth
Alıntıyla Cevap Gönder
Tek kelimeyle bayıldım.Karakterlerin duygularını çok güzel aktarmışsın.
Devamında neler olacak merak ediyorum.Ellerine sağlık.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
21 Hzr 2009 15:21
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: 1, 2, Sonraki
1. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 11 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız