[/quote]
teşekkür ederim ^^ ve hayır, gayette espirili ve güzel. yeteneğinin farkında değilsin

vuu huu 3. bölüm!
-------------------------------------------------------------------------------------

‘’En azından doğru dürüst giyinsin!’’ dedi uzun saçlı genç.
’’Giysilerimin nesi var?! ’’
‘’Tanrı aşkına, sen benim korumamsın, kendin kötü gözükürken beni de kötü göstermene izin veremem aptal.’’
‘’Aptal?! Bu normalde insanın işverenine söylememesi gereken bir şey ama burda bir aptal varsa o da sensin! Ayrıca lanet olsun, o kadar da kötü gözükmüyorum!! ’’
‘’Bir daha bana aptal dersen Mugen’le-’’
‘’Bu tehdit eskidi artık Kanda.’’
‘’Kanda-san, Deary Akane’nin üniformasını getirdim.’’ Dedi kalın bir erkek sesi.
‘’Hö?! Üniforma mı?’’ diye vırakladı Akane. Gelen Marie’ydi. Marie klasik bir koruma görünümündeydi, fazlasıyla iri, zenci, kaslı, kel, güneş gözlüklü ve takım elbiseli. Ayrıca korumaların taktığı o garip kulaklıklara da sahipti, ama daha özel, lacivert üstüne gümüş haç desenli yuvarlak olan bir modelini takıyordu.
Marie Akane’ye üniformayı uzattı, onun takım elbisesinin mini etekli versiyonuydu (bu noktada Akane’nin aklına iyiki Marie’nin mini etekli bir üniforma giymediği aklına geldi, çünkü bunun baya korkutucu bir görüntü olacağına adı gibi emindi) beyaz bir gömlek, siyah kıravat, güneş gözlükleri (Y.N.:lulubell’in taktığı güneş gözlüklerinin aynısı) siyah bir ceket, siyah (evet yine siyah) bir mini etek (iyi ki okul üniformasından mini etek giymeye alışkınım diye düşündü Akane) ve incecik beş santim topuklara sahip dizaltı siyah deri çizmeler. Ah birde okuda giydiklerine benzer şu dizlerin baya üstüne gelen çoraplardan vardı.
‘’Niye topuklu?’’ diye mızıldandı Akane.
‘’İnanılmaz kısasın.’’ Dedi Kanda kıza küçümser bir bakış atarak.
‘’Hayır sen saçmalık derecesinde uzun olduğun için yanında kısa duruyorum!’’
‘’Kısasın.’’
Akane bu sahneyi tanıdık buldu.
‘’Kısa değilim!’’ diye bağırdı.
‘’Kısasın.’’
Deja vu’nun böylesi…
‘’Kısa değilim!’’
‘’Kısasın.’’
‘’Kısa değilim!’’
‘’Kısasın.’’
‘’Kısa değilim!’’
‘’Kısasın.’’
‘’Kısa değilim!’’
‘’Kısasın.’’
‘’Kısa değilim!’’
‘’Kısasın.’’
‘’Kısa değilim!’’
‘’Kısasın.’’
‘’Kısa değilim!’’
‘’Kısasın.’’
‘’Kısa değilim!’’
‘’Kısa değilsin.’’
‘’BİLİYORUM!!!’’ dedi Akane zaferle.
Ve Marie’nin onları bıkkın bıkkın izlediği bir tartışmaya daha başladılar.
-------------------------------------------------------------------------------------
‘’Cross Marian’la çekim yapmaye gidiyorum. Beni takip et.’’ Diye emretti Kanda. Arabaya yürümek için keskin bir dönüş yaparken tepeden atkuyruğu yaptığı siyah saçları kırbaç gibi Akane’nin yüzüne çarptı.
‘’Auch auch auch auch!!!’’ dedi Akane burnunu tutarak.
‘’Ne oldu?’’ dedi Kanda soğuk soğuk.
‘’Saçın yüzüme çarptı Kanda! Cidden o şey öldürücü!! Senden ayrı bir organizma omuş!!!’’ diye bağırdı Akane kollarını manyak gibi sallayarak.
‘’Che. Gel ve şu lanet arabaya bin.’’
-------------------------------------------------------------------------------------
Akane meyve suyundan bir fırt daha alıp matematik ödevine odaklanmaya çalıştı. Ne yazık ki Kanda Yuu önünüzde yarı çıplak dururken bunu yapmak pek kolay değildi. Evet Kanda’nın üstünde sadece yırtıklarla dolu bol bir kot pantolon vardı.
Hayır, sapık düşünceleri aklınızdan çıkarın, fotoğraf çekimindeydiler.
Kanda ve Lulubell denilen o fransız model sarmaş dolaşken (Akane zihninden kendin kendine ‘çekim gereği, çekim gereği’ diye tekrarlıyordu) Akane kenarda oturup Kanda’nın işi bitene kadar matematik ödevini yapıyordu. Eh, en azından planı buydu ama Akane gözlerini onlardan ayıramıyordu ki matematik ödevini yapsın! Ugh, karnındaki bu midesi kurşunla doldurulmuş gibi gelen his neydi böyle?! Gözlerinin arkası da ağlamaya başlayacakmış gibi yanıyordu. Yarına kadar matematik ödevini bitiremezse matematik öğretmeni Winters Zokalo’nun ona ne yapacağı düşüncesinden olmalıydı bu hisler. Evet öyleydi tabii. Başka neden olacaktı ki?
Derin derin iç çekti. Kanda Yuu’dan etkilenmemişti, etkilenmiyordu ve etkilenmeyecekti. İşte o kadar!
Fotoğrafçı Cross Marian’dı. Allen da oradaydı ama Cross Marian’a yardım etmekle öyle meşguldü ki Akane’yle selamlaşmaktan başka konuşmaları olamamıştı tabii.

***
-Flashback-

‘’Ah meraba Akane! Burada ne yapıyorsun?’’ dedi Allen şaşkın şaşkın, bir yandan da Kanda’ya sinir olmuş bir bakış atarak.
‘’Yanımdaki gerizekalının korumasıyım.’’
‘’Seni küçük-’’
‘’Vay, eminim bu para durumlarını da düzeltir.’’ dedi Allen Kanda’nın sözünü keserek.
‘’Ehe, evet.’’ Dedi Akane solgun yanakları hafifçe kızararak. Kanda’nın yanında ‘para durumları’ndan bahsetmek istemiyordu çünkü Kanda onun paraya ihtiyacı olduğunu öğrense sonsuza kadar onu küçümserdi, bundan emindi.
‘’Her zaman hızlıydın ama vay! Koruma olacak kadar güçlü olduğunu bilmiyordum!’’ dedi Allen kırdığı pottan habersiz mutlu mutlu konuşmaya devam ederek.
‘’Abimden önerdiğim numaralar’’ dedi Akane Allen’a göz kırparak.
Allen hafifçe kızardı.
‘’Aptal çırak!! Gel buraya!!’’ Cross Marian’ın bağırdığını duydular.
Sonra birden Cross Marian yanlarında bitti.
‘’Vav, Kanda-san, ne sevimli bir koruma edinmişsin kendine.’’ Akane’nin elini zarifçe öptü. ‘’Çekim olurken siz şurda bekleyebilirsiniz Akane-chan.’’ Dedi büyük odanın köşesindeki masayı göstererek.
Harika. Sübyancı bir fotoğrafçıdan iyisi yoktur zaten.

-flashback’in sonu-
***

‘’Birbirinize biraz daha yaklaşın!’’ diye bağırdı Cross Lulubell ve Kanda’ya.
Akane matematik kitabını Cross’un kafasında parçalamak istiyordu.
‘’Yeterince yakınız zaten!!’’ dedi Kanda sinirle.
Akane Kanda’nın dudaklarının biraz mavileştiğini gördü. Tabii ya! Burası soğuktu, Akane koruma üniformasıyla bile titriyordu, Kanda üstsüzken donuyor olmalıydı. Akane uçunda tüylü mor bir kafa sallanan kalemini (xD) matematik kitabında kaldığı sayfaya koyup kitabı kapattı.
Odadan çaktırmadan çıkıp (Gerçi kimsenin onu taktığı da yoktu zaten. Tahminince Cross Marian arada bir onu kesiyordu.) Koridorun sonundaki içecek makinesine gidip makineye ‘ bu memleketin hali ne olacak’ diye düşünürcesine baktı. Kendine bol şekerli diye kola (hergün olduğu gibi bugün de öğle yemeği yiyemediği için kendini tok tutacak bir şey lazımdı) aldıktan sonra yandaki kahve makinasına göz dikti. Kanda’ya ısınması için sıcak bir içecek almaya karar verdi. Genç model kahve seviyor mu emin değildi. Aslında Kanda hayranı olan arkadaşları (yani bütün kızlar. Hatta bazı erkeklerde O__o) Kanda hakkında korkutucu derecede çok şey biliyordu.

***
-flashback-

‘’Hey Kanda’nın ayak numarası neymiş biliyor musun!’’ dedi hikayenin en başındaki kıza korkutucu derecede benzeyen bir kız. Ve aynı o kız gibi, bunun da hikayede pek fazla yeri olmayacak.
‘’Niye böyle birşeyi bilmek isteyeyim ki?!’’ dedi Akane kıza şok içinde bakarak.
-flashback’in sonu-

***

Akane kolayı tutmadığı eliyle ceketinin cebinden cep telefonunu çıkarıp çenesiyle kapağını açtı (Y.N.; ben elim dolu olmasa bile cep telefonumun kapağını böyle açıyorum, daha havalı xD) ve Rehberden rastgele bir kızı aradı.
‘’Alo?’’
‘’Merhaba Kiyomi. Kanda kahve seviyor mu?’’
‘’Evet. Aynı zamanda soba manyağı olduğunu ve tatlılardan nefret ettiğini biliyo-’’
Dıt dıt dıt dııııt dıt dıt dıt dııııt.
Akane telefonu kapayıp cebine attı. Kahve makinesinden rastgele bir kahve alıp patenlere benzer olmaları yüzünden kolayca alıştığı çizmeleriyle mermer zeminde ritmik sesler çıkararak fotoğraf çekiminin olduğu yere geri döndü.
‘’Ah ara vermişsiniz.’’ Dedi kahveyi vermek için Kanda’nın yanına oturup Kanda’nın üstsüz olduğu gerçeğini düşünmemeye çalışarak.
‘’Evet baka. Çekim sırasında yanıma yaklaşmana izin verirler mi sanıyorsun? Her neyse, neden yanımdasın?’’ Zaten sinir bozucu kişiliğine birde Cross’a olan kızgınlığı gelince iyice çekilmez olmuştu. Akane içten içe köpürdüğünü hissetti.
‘’Al kahve. Üşümüşsündür diye düşündüm.’’ Dedi sinirle kahveyi Kanda’ya nerdeyse fırlatıp ödev yaptığı köşeye gitmek için ayağa kalkarken.
‘’Teşekkürler.’’ Dedi Kanda dalgın dalgın kahvenin olduğu beyaz plastik bardağa bakarak.
‘’Ha?!’’ Akane ufak çapta bir şok geçiriyordu. Kanda. Akane. Teşekkür. Etmek. Aynı cümlede geçemeyecek sözcükler.
‘’Teşekkür ettim gerizekalı. Neyse çekim başlıyor.’’ Dedi Kanda içindeki kahveyi çabucak bitirdiği plastik bardağı çöpe atması için Akane’ye fırlatarak. Akane normalde sporlarda falan iyi olmasına rağmen bardağı beceriksizce birkaç kez ellerinde zıplattıktan sonra yakalayabilirdi. Off sanırım kızardım…
Bardağı nihayet sıkı sıkı tuttuğunda başını kaldırıp Kanda’nın kendini beğenmiş bir şekilde ona gülümsediğini gördü. Ve kızardı. Kanda fazlasıyla yakındı. Fazlasıyla.
Kanda dudaklarını solgun yanakları pembeleşmiş Akane’nin küpelerle dolu kulağına yaklaştırdı.
‘’Kural bir; Bana aşık olmak yok.’’ Diye fısıldayıp sakin sakin uzaklaştı.
Akane hala şokta, elindeki sıkmaktan paramparça ettiği bardağa baktı.
En azından dudakları mavi değil....üşümesi geçti heralde... diye düşündü kudurmadan önce.
-------------------------------------------------------------------------------------
ovv bu baya uzun oldu 8D (mirate darısı başına bak O FANFİC BİTECEK. *anne modu: on*)
haydi yorum yapın TwT yorumlar beni mutlu ediyiii

Yaşasın... Kötü, kaba çocuk Kandayla aralarında nefret- aşk ilişkisi var.( Gerçi ne çabuk aşık oldular öyle twisted: ) . Çok severim bu ilişkiyi ... Çok güzel olmuş, ağzı kulaklarında okudum tüm hikayeyi. :
Kız arıyo rastgele birine kahve işini soruyo.... sübyancı fotografçıdan iyisi yoktur... Koptum

haha teşekkürler 8D olumlu yorum alınca ne kadar mutlu oluyorum bilmezsiniz TwT yorumlar benim çocuklarım gibiii (çocukları sevmediğim gerçeğini görmezden gelin, kendi çocuklarım olursa bigün severim muhtemelen xD)

Rhea hızlısın bakıyorum. Neyse yorumuma geçeyim.

İlk olarak, çizim cidden hoş olmuş hayran hayran bakmış idim gece gece. Hatunumuz ise fazlasıyla chibi sayılacak boyutlara sahip gibi duruyor. Ama karaktere uymamış diyemem. Ben diğer kızlardan farklıyım ayağı çeken bir kız tipi, hem baya utangaç hem de bunu saldırganlıkla gizlemeye çalışan bir imaj çizmişsin. Ki bu da Kanda'ya uyarladığın "model" karaktere uyuyor, genelde böyle çiftler yapılır zaten bu tip karakterlerle. Kanda tam kendi kişiliğini yansıtmıyor tabi ki ama yine de gerçek dünyaya uyarlamışsın sonuçta, onurlu samuray triplerine giremeyeceği ve pohpohlandığı bir model bir dünyada garip olmasa gerek.

Anlatımını güzel buldum, üçüncü kişinin bakış açısından anlatıyor olsan bile yine de esas kızımıza göre görüyoruz olayları ki bu bence iyi. Ama ilerde acaba başka karakterlerin gözünden de anlatma gibi bir durumun olabilir mi, merak ettim şimdi. Ki bunların arasında bi' aşk olacak belli, gerçi Kanda gibi oranyanın gözünden anlatmak biraz zor. Kısa bir şey yapmayı düşünüyorsan bu şekilde iyi olmuş, ama uzatırsan eğer başka karakterlere de yer verip bu ikisiyle bağdaştırabilirsin eninde sonunda, eheh şikayet ettiğimden değil tabi Kanda manyağı olduğum belli zaten. Büyük ihtimal ilerde bişey olacak Akane üzülecek falan ve bu sırada Kanda'nın aslında o kadar soğuk olmadığını, esasında taş gi- ehm melek gibi mitiş bi insan olduğunu anlayacak gibi tahmin ediyorum.

Çok mu vızırdadım bilmiyorum ama, şimdilik yorumlarım bu şekilde yeni bölümler geldikçe yazarım.

bişi dicem ben hala fanfici beğendin mi beğenmedin mi anlamadım üü.

Beğendim yav beğenmesem niye yazim o kadar alemsin XD

bilmiyorum ya uykum vardı 3 kere arda arda okudum yine de emin olamadım beğendiğinden xD bu bölümleri uykuluyken yazdım zaten bugün 4'te kalktım (akşam 4 ama yinede!!!) o yüzden böle bi uykulu-kıt modum var, çıkamıyorum.

wooooov. Yine süper olmuş. Ve benim yapmaya çalıştığım ve hala beceremediğim gibi uzuuuun uzuuuun yazmışsın. Bu bölüme ciddi ciddi bayıldım Akane-chan a da gittikçe ısınmaya başlıyorum.Offf Kanda da yakışıklı falan ama çok havalarda(sinir modu) neyse yeni bölümü de böööööyle uzuuuuun istiyorummm