Doğu kıtasının sahanlığı dar, insanlarının geniş düşüncelerinin ve yardımseverliğinin meşhur olduğu bir kasabadayız bugün. Buraya neden, nasıl ve hâlâ nereden geldiğimizi anlamış değilim. Sanki... Sanki bir güç beni buraya çekiyor; gizli bir şey olmalı. Ya da ben öyle sanıyor(d)um.

Her şey bu yemyeşil, sihire ve mucizeye inanmayan, uçsuz bucaksız ama bir o kadar da bilgili bu kasabada başladı. Tarihçiler kitaplara yazdıkları şekliyle "Şeytan"ın ilk defa ortaya çıktığı yer konusunda sürekli tartışıp durdular. Kimileri "Şeytan"ın zaten insanlığın var olduğu zamandan beri onların kulübelerinde, arabalarında hatta ve hatta pantolarında yaşadığını ileri sürerken diğer kesim hep sessiz kaldı. Sanırım bunun nedenini şimdi anlıyorum.

Çok... Kötü... Bir... Ölüm... Sizi... Bekliyor... Gezgin! Raaaarg!

Lanet olası Trevor, yine mi beni korkutmaya çalışıyor? Düşüncelerim başta bunlardı ama lanet olsun ki öyle olmadı! Bu "Şeytan" saçmalığını kim uydurduysa elime geçirince...

Pat... Pat... Pat... Elimdeki fenerle sesin geldiği yöne döndüm. Oradaydı. Lanet olsun onu kovmuş olmama rağmen bir türlü gitmemişti ve orada kapının ağzında durmuş, tehditkar ellerini yavaş yavaş dirseklerinin üzerinden kaldırarak gözlerime bakıp bildiğimi sanmadığım bir dilde ama anladığım bir dilde vaktimin dolduğunu söyledi. İşte benim hikayem buraya kadar. Burdan itibaren sizi Trevor'ın kâbusu bekliyor...

Gezgin G. 1888 Doğu Kıtası, Kasaba C.
Doğum: MS 1000 - MS 1888 Ölüm

Not: İlk bölüm olması nedeniyle biraz kısa tuttum ki meraklanın nihaha ne kadar pisliğim Yorumlarınızı bekliyorum.