Goddess Paradise |
Yazar
Mesaj
Goddess Paradise
(Tanrıların Cenneti)
Zamanın ve evrenin yöneticisi olan iki zıt güç vardı.Bunlar daima vardı ve daima var olacaklar.İyi ve kötü.Aydınlık ve karanlık.Bir zamanlar bu iki zıt güç tanrı formuna girdiler.İyiliği ve aydınlığı Tanrıça Galaxia temsil ediyordu.Karanlığı ve kötülüğü ise Tanrı Chaos temsil ediyordu.Zamanla bu iki tanrı birbirine aşık oldu.Fakat evren konseyi bu olaya karşı çıktı.Çünkü onlar zıtlardı.Savaş ve barış.Konsey onları ayırmış olsa bile onlar Pyros adlı kurak ve verimsiz kimsenin gelmediği gezegende buluşmaya başladılar.Bu iki tanrı bu gezegeni aşkları ile kutsadı.
Konsey bunu öğrendiği zaman iki tanrıyı da ani bir şekilde insana dönüştürüp dünyaya yolladılar.Hafızalarını mühürlediler.Ne zaman hafızalarını geri kazanırlarsa o zaman da güçlerini tekrar kullanabileceklerdi.
Konsey bir süre sonra Pyros adlı gezegende farklı bir şeyler görmeye başladılar.Araştırma için Peri Kraliçesi Titania ile Cadı Kraliçe Nyks'ı görevlendirdiler.Gezegene gittiklerinde Kraliçe Nyks dışarıda kaldı.Çünkü bu gezegene yalnızca aşıklar girebiliyordu.
Titania gezegene ayak bastığında kendinden geçmişti.Ardından gördüklerini konseye anlattı.Bu gezegende berrak nehirler ve meyve ağaçları vardı.Uçsuz bucaksız denizler ve daha önce kimsenin görmediği çiçekler vardı.Aynı zamanda yalnız günbatımı vardı.Ne gece ne gündüz.Karanlıkla aydınlığın birleştiği nokta olan günbatımı ve gündoğumu arasında yaşıyordu gezegen.Bu olanları duyduktan sonra konsey bu gezegen Tanrıların Cenneti adını verdi.
Tek korkulan şey ya dünyada Galaxia ve Chaos birbirlerini bulursa? Bu yüzden Titania ve Nyks'ı da dünyaya gönderdiler.
Bu ön tanıtım sakın 1.bölüm olarak algılamayınız
(Tanrıların Cenneti)
Zamanın ve evrenin yöneticisi olan iki zıt güç vardı.Bunlar daima vardı ve daima var olacaklar.İyi ve kötü.Aydınlık ve karanlık.Bir zamanlar bu iki zıt güç tanrı formuna girdiler.İyiliği ve aydınlığı Tanrıça Galaxia temsil ediyordu.Karanlığı ve kötülüğü ise Tanrı Chaos temsil ediyordu.Zamanla bu iki tanrı birbirine aşık oldu.Fakat evren konseyi bu olaya karşı çıktı.Çünkü onlar zıtlardı.Savaş ve barış.Konsey onları ayırmış olsa bile onlar Pyros adlı kurak ve verimsiz kimsenin gelmediği gezegende buluşmaya başladılar.Bu iki tanrı bu gezegeni aşkları ile kutsadı.
Konsey bunu öğrendiği zaman iki tanrıyı da ani bir şekilde insana dönüştürüp dünyaya yolladılar.Hafızalarını mühürlediler.Ne zaman hafızalarını geri kazanırlarsa o zaman da güçlerini tekrar kullanabileceklerdi.
Konsey bir süre sonra Pyros adlı gezegende farklı bir şeyler görmeye başladılar.Araştırma için Peri Kraliçesi Titania ile Cadı Kraliçe Nyks'ı görevlendirdiler.Gezegene gittiklerinde Kraliçe Nyks dışarıda kaldı.Çünkü bu gezegene yalnızca aşıklar girebiliyordu.
Titania gezegene ayak bastığında kendinden geçmişti.Ardından gördüklerini konseye anlattı.Bu gezegende berrak nehirler ve meyve ağaçları vardı.Uçsuz bucaksız denizler ve daha önce kimsenin görmediği çiçekler vardı.Aynı zamanda yalnız günbatımı vardı.Ne gece ne gündüz.Karanlıkla aydınlığın birleştiği nokta olan günbatımı ve gündoğumu arasında yaşıyordu gezegen.Bu olanları duyduktan sonra konsey bu gezegen Tanrıların Cenneti adını verdi.
Tek korkulan şey ya dünyada Galaxia ve Chaos birbirlerini bulursa? Bu yüzden Titania ve Nyks'ı da dünyaya gönderdiler.
Bu ön tanıtım sakın 1.bölüm olarak algılamayınız
Fusion bizim işimiz
Bölüm 1
Tanrıça Galaxia sihirli küresinden gezegenleri izliyordu.Birden kimsenin yaşamadığı kurak ve verimsiz bir gezegene rastladı.Bu gezegenin adı Pyros'tu.Ardından o gezegene indi.
--------- Tanrıça Galaxia --------------
Bu gezegen neden bu kadar cansız? Oysa çok güzel bir yüzeyi var.Burayı kutsamak istiyorum...
----------------------------------------------------------------------------------------
Tanrıça Galaxia ellerini çırptığı anda gezegen farklı bir kılığa büründü. Gezegenin merkezindeki bir noktadan akan dört tane büyük nehir oluştu. Ardından gezegenin dört bir yanını güzel ağaçlar ve çiçekler ile kaplandı.Hiç kimsenin daha önce görmediği meyve ağaçları yerden uzamaya başladı.Artık Pyros gezegeni yaşanır bir hale gelmişti.
------------O sırada Tanrı Chaos-------------------------------------------
O sırada Tanrı Chaos'ta küresinden evreni izliyordu.Birden Pyros adlı gezegendeki farklılığı hissetti.Ardından orayı izlemeye başladı.Tanrıça Galaxia'nın orada olduğunu anladı.Ardından o da gezegene gitti.
-------------------Pyros------------------------------------
Tanrıça Galaxia Nehir kıyısındaki büyük bir ağacım altına yattı.Sonra bu gezegende tek başına kalmanın eğlenceli olmayacağını düşündü.Dört nehir için dört tane su perisi yarattı ve bu gezegene sahip çıkmaları için nehirlere yerleştirdi.Orman için de dört tane okçu lord yerleştirdi.Artık bu gezegenden ayrıldığı zaman endişe duymasına gerek kalmadı.Bu lordlara Ormanın dört Şovalyesi , perilere ise suyun dört kızı ismini verdi.
Ardından yarım kalan uykusuna döndü.O sırada Tanrı Chaos gezegene indi.Ağacın altında yatan ince bir bayan vucüdü gördü.Yavaşça oraya yaklaştı.Görmüştü.Orada yatan Tanrıça Galaxia'dan başkası değildi.Karanlıklar lordu aşık olmuştu.Gece gündüze aşık olmuştu...
Tanrıça Galaxia yatarken etrafındaki güçlü enerjiyi hissetti.Gözlerini yavaşça açtı ve soluna döndü.Uykulu gözleri ile Chaos'a bakıyordu.Chaos ise nasıl aşık olduğunu düşünüyordu.Uzun sessizlik sonrasın da Chaos:
- Demek Tanrıça Galaxia buradaymış.Şimdi neden buradan güçlü bir enerji geldiğini anlıyorum, dedi ve gitmek üzere arkasını döndü.
Galaxia'da aşıktı hem de uzun zamandan beri.Karşılıksız olan aşkı Tanrı Chaos tarafından hala fark edilmemişti.Bu yüzden Galaxia Chaos'a karşı öfkeyle karışmış olan bastırılmış bir aşk yaşıyordu.Şu ana kadar hiç kimse Galaxia'nın sesini duymamıştı.Çünkü o konuşmayı sevmiyordu.Gözleri ile her şeyi anlatabiliyordu.Fakat o an kendini tutamadı :
-Bekler misin?
Chaos şaşkınlık ile arkasını döndü.Tanrıça Galaxia'nın sesi o kadar güzeldi ki bir insanı uyutmaya yeterdi.Çok yumuşak ve ürkek bir ses ile konuşuyordu.Chaos Galaxia'ya döndü:
-Ne var?
-Şey...Ben.. Bir şey söylemek istiyordum...
-Nedir?
Galaxia doğruldu ve yüzünü ters tarafa döndü.Başını eğdi:
-Ben size....
-Bana?
-Ben size aşığım.
Chaos şaşırmıştı.Bir yandan mutluydu çünkü aşkı karşılık bulmuştu.Fakat bir yandan gece ve gündüzün aşkının mümkün olup olamayacağını düşünüyordu.Chaos Galaxia'nın yanına gitti ve oturdu.Derin bir iç çekişin ardından :
-Off! Sence gece ve gündüz bir arada olabilir mi?
-Elbette günbatımı ve gündoğumu, gece gündüzün buluşmasıdır.
-Hmm... Sanırım haklısın ama benim gitmem lazım....
-Şey cevap vermeyecek misiniz?
Chaos arkasına bakmadan karanlık bir geçitten kendi sarayına döndü...
Galaxia daha da öfkelenmişti fakat o kin tutamazdı.Bu yüzden bu öfkesi ona gözyaşı olarak çıkıyordu.Yakında Cadıların yeni kraliçesi takdim edilecekti.Bu kişi prenses Nyks'dan başkası değildi.Cadılar da karanlık taraftandılar.Nyks'da Tanrı Chaos'un ruh tohumlarındandı.
Bölüm 1
Tanrıça Galaxia sihirli küresinden gezegenleri izliyordu.Birden kimsenin yaşamadığı kurak ve verimsiz bir gezegene rastladı.Bu gezegenin adı Pyros'tu.Ardından o gezegene indi.
--------- Tanrıça Galaxia --------------
Bu gezegen neden bu kadar cansız? Oysa çok güzel bir yüzeyi var.Burayı kutsamak istiyorum...
----------------------------------------------------------------------------------------
Tanrıça Galaxia ellerini çırptığı anda gezegen farklı bir kılığa büründü. Gezegenin merkezindeki bir noktadan akan dört tane büyük nehir oluştu. Ardından gezegenin dört bir yanını güzel ağaçlar ve çiçekler ile kaplandı.Hiç kimsenin daha önce görmediği meyve ağaçları yerden uzamaya başladı.Artık Pyros gezegeni yaşanır bir hale gelmişti.
------------O sırada Tanrı Chaos-------------------------------------------
O sırada Tanrı Chaos'ta küresinden evreni izliyordu.Birden Pyros adlı gezegendeki farklılığı hissetti.Ardından orayı izlemeye başladı.Tanrıça Galaxia'nın orada olduğunu anladı.Ardından o da gezegene gitti.
-------------------Pyros------------------------------------
Tanrıça Galaxia Nehir kıyısındaki büyük bir ağacım altına yattı.Sonra bu gezegende tek başına kalmanın eğlenceli olmayacağını düşündü.Dört nehir için dört tane su perisi yarattı ve bu gezegene sahip çıkmaları için nehirlere yerleştirdi.Orman için de dört tane okçu lord yerleştirdi.Artık bu gezegenden ayrıldığı zaman endişe duymasına gerek kalmadı.Bu lordlara Ormanın dört Şovalyesi , perilere ise suyun dört kızı ismini verdi.
Ardından yarım kalan uykusuna döndü.O sırada Tanrı Chaos gezegene indi.Ağacın altında yatan ince bir bayan vucüdü gördü.Yavaşça oraya yaklaştı.Görmüştü.Orada yatan Tanrıça Galaxia'dan başkası değildi.Karanlıklar lordu aşık olmuştu.Gece gündüze aşık olmuştu...
Tanrıça Galaxia yatarken etrafındaki güçlü enerjiyi hissetti.Gözlerini yavaşça açtı ve soluna döndü.Uykulu gözleri ile Chaos'a bakıyordu.Chaos ise nasıl aşık olduğunu düşünüyordu.Uzun sessizlik sonrasın da Chaos:
- Demek Tanrıça Galaxia buradaymış.Şimdi neden buradan güçlü bir enerji geldiğini anlıyorum, dedi ve gitmek üzere arkasını döndü.
Galaxia'da aşıktı hem de uzun zamandan beri.Karşılıksız olan aşkı Tanrı Chaos tarafından hala fark edilmemişti.Bu yüzden Galaxia Chaos'a karşı öfkeyle karışmış olan bastırılmış bir aşk yaşıyordu.Şu ana kadar hiç kimse Galaxia'nın sesini duymamıştı.Çünkü o konuşmayı sevmiyordu.Gözleri ile her şeyi anlatabiliyordu.Fakat o an kendini tutamadı :
-Bekler misin?
Chaos şaşkınlık ile arkasını döndü.Tanrıça Galaxia'nın sesi o kadar güzeldi ki bir insanı uyutmaya yeterdi.Çok yumuşak ve ürkek bir ses ile konuşuyordu.Chaos Galaxia'ya döndü:
-Ne var?
-Şey...Ben.. Bir şey söylemek istiyordum...
-Nedir?
Galaxia doğruldu ve yüzünü ters tarafa döndü.Başını eğdi:
-Ben size....
-Bana?
-Ben size aşığım.
Chaos şaşırmıştı.Bir yandan mutluydu çünkü aşkı karşılık bulmuştu.Fakat bir yandan gece ve gündüzün aşkının mümkün olup olamayacağını düşünüyordu.Chaos Galaxia'nın yanına gitti ve oturdu.Derin bir iç çekişin ardından :
-Off! Sence gece ve gündüz bir arada olabilir mi?
-Elbette günbatımı ve gündoğumu, gece gündüzün buluşmasıdır.
-Hmm... Sanırım haklısın ama benim gitmem lazım....
-Şey cevap vermeyecek misiniz?
Chaos arkasına bakmadan karanlık bir geçitten kendi sarayına döndü...
Galaxia daha da öfkelenmişti fakat o kin tutamazdı.Bu yüzden bu öfkesi ona gözyaşı olarak çıkıyordu.Yakında Cadıların yeni kraliçesi takdim edilecekti.Bu kişi prenses Nyks'dan başkası değildi.Cadılar da karanlık taraftandılar.Nyks'da Tanrı Chaos'un ruh tohumlarındandı.
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 3 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |