Issız ada ~ |
Yazar
Mesaj
Issız Ada(m)
Shujin Okinawa adasında tek motorlu uçaklarla gezi düzenleyen bir şirkette rehberlik yapan, ezik ama çok çalışkan bir gençtir. Yine her zamanki gibi içlerinde birbirinden garip turistlerin olduğu enteresan bir kafileye rehberlik yapmaktadır. Grubun tamamını bir araya getirmek ve uçağı havalanmasını sağlamak yaklaşık bir saati bulmasına rağmen Shujin, yine de gününün iyi gittiğine inanıyordur. Neyseki artık uçak havadadır ve Shujin içinden bundan sonrasının çok daha rahat geçeceğine inandığını söylüyordur. Lakin bugün onun için hiç te parlak değildir! Zira o sırada Japon hükümeti insanlık adına çok ileri düzey fakat yine insanlık için çok gereksiz bir buluş için deney hazırlıkları yapmaktadır. Deney konusu da şudur: Küresel ısınmaya çözüm olsun diye, güneşin önünde siyah fırtına bulutları oluşturarak, dünyanın ısısını düşürebilir miyiz? Yoksa düşüremez miyiz? (Deneye bak deney değil sanki kazı kazan ikramiyesi.) Tabiki şans bu ya, deney yine eseri bir şekilde ters gidecektir...
Bu sırada havada olan bizim grup için ise işler daha da vahim bir hal alıyordur. Çünkü artık hurdaya dönmüş uçak ve ayrıca ayyaş pilotunun da uçağa en ufak bir bakım yapmaması sayesinde, hurda uçağın hurda telsizi de bozulmuştur. Uçuş izinlerinin o gün iptal olduğundan birhaber uçuşa çıkmış kafilemiz o sırada Japon hükümetin yapacağı bu ilginç deneyini başlatmak için hazırlıklarını tamamladığını ve bariz tehlike işareti olan kırmızı renkteki üzerinde "deneyi başlat" yazan düğmeye içlerindeki en yetkili kişi tarafından abanılarak basılmak suretiyle deneye başlandığından bir haberlerdi. Birden bire gökyüzü fırtına bulutları ile kaplanmıştı!!! Ne olduğunu bile anlayamayan bizim turistler zaten uçağı doğru dürüst havada tutamayan pilota ve Shujin'e bakarak "ölmek istemiyoruz " şeklinde çığlıklar atmaya başlamışlardı.
Birden Shujin "sakin olun arkadaşlar pilotumuz bu konularda çok tecrübelidir..." derken duraklamış ve pilota uzun, uzun bakarak...
-Arkadaşlar e... şey düzeltiyorum! Can yelekleri koltuğun hemen altındadır! Mazallah düşersek yani Allah korusun'' demiş ve hemen en yakın olduğu koltuğun altına hucum etmiştir.
Bunu gören diğer yolcular da, daha da çok panikliyerek hep birlikte koltukların altındaki canyeleklerine hucüm geçmişlerken, o da ne bir yıldırım tek motorlu uçağın yani bariz bir şekilde üstüne basa basa söylemek istediğim "tek" olan nacizane motorlarına düşmüş ve çalışmaz hale getirmiştir.
Artık tüm yolcular son dualarını etmeye başlamış ve kaderlerine yazılmış olduğunu, düşündükleri sonlarını bekliyorlardır. Fakat tüm o kara bulutların içinde ilahi bir ışık hüzmesi, çok yakındaki ıssız bir adanın üzerine vurmaktaydır. Yolcular birşekilde bunu hemen farketmiş ve hep birlikte çılgınlar gibi, içinde oldukları tek motorlu hurdanın ve demincenek düşen yıldırımla birlikte artık çalışmayan motorunu hatta nasılsa öleceğim diyerek torpido gözündeki bir şişe viskiyi bir dikişte bitirmeye çalışırken artık tamamen zom olmuş pilotlarını farketmeden seviniyorlardır. Ta ki yolcuların içinden biri o sevinçle pilota dönüp onu baygın bir şekilde görüp çığlığı basıncaya kadar birden herkes pilota bakarak eski karamsar suratlarını tekrar kazanmış, içlerinden '' hepimiz artık birer ölüyüz'' demeye başlamışlardır. Shujin artık omuzlarının üstünde taşıdığı yaklaşık ağırlığı 1.5kg olan mucize organını kullanması gerektiğinin farkına varmıştı. (Siz ona kısaca beyin deyin.) Shujin düşündü, düşündü ve yine düşündü fakat aklına hiçbirşey gelmiyordu zeka felci yaratan böylesi durum içerisinde, dahice bir sözcük söyleyerek durumunu daha da pekiştirmişti!
-Aranızda uçak kullanabilen biri varmı? '' Hatta ?????
Tabiki herkez Shujin'e dönmüş bönbön bakarken aniden cılız bir ses duyuldu! Bu ses en arkakoltuğun da arkasında saklanan, neredeyse farkedilmiyecek şekilde kamufle olmuş çok şirin bir kızdan gelmişti. Bu kız Shujin'e:
-Neden sen kullanmıyorsun?" diye sormuştu. Shujin de bu süper felsefi altyapısı olan soru altında ezilmş, mecburen cevaplamak zorunda kalmıştı.
-Benmi!? Şey, ben umm...'' Herkezin bakışları Shujin'in gözlerine kilitlenmişti. Shujin:
-Ama benim sadece a2 ehliyetim var" diyerek cevap vermiş ve işin içinden ustaca bir şekilde sıyrılmaya çalışmıştı. Fakat artık çok geçti! Tüm insanlığı olmasada o uçaktaki insanların kaderi istemeyerekte olsa onun ellerindeydi yani a2 ehliyeti bu durumda hiç bir şekilde mazeret olamazdı. "Ayrıca o koltuğa oturmazsa, ölmeden önce birde linç edileceğini yolcuların bakışlarından kolayca anlamıştı." Mecburen arkasını dönüp pilot koltuğuna doğru yönelmişti.
Shujin: ''Peki başka pilanı olan varmı diye sordu?'' Pat diye içlerinden biri ''ben doktorum'' diyerek, aniden yerinden fırlamıştı. Tüm gurup ile birlikte Shujin de ne oluyoruz, diyerekten doktora bakıyorlar ve duruma bir anlam veremeye çalışıyorlardı. Hemen etrafındakilerin sert bakışlarından korkan doktor olduğu yere sinerek, '' yani şey aklıma bir fikir geldi'' demişti. Hepsi bir ağızdan "Eeeee!!!" diyerek birtür soru cümlesiyle, doktorun planının geri kalanınıda merak ettiklerini imaeder bir şekilde yeni gelin doktorumuza bakıyorlardı.
- Ehm ühmm... Arkadaşlar ben diyorum ki şu yakındaki adaya doğru uçağı uçurabilirsek "Afedersin ben ne yapmaya çalışıyorum!!!" herkez bir anda bakışlarını Shujin'e çevirerek mesajı vermişti.
-Eee doktor '' dedi içlerinde biri '' peki adaya çakılmadan nasıl uçaktan ineceğiz?
-Şey onun içinde bir fikrim var! Nedir!
-Ben diyorumki sahile yakınlaştığımız bir sıradada hepimiz birlikte suya atlar ve kıyıya kadar yüzeriz. Daha sonrada bizi ada'dan kurtulacak bir plan yaparız nedersiniz?''
Hepsi planın işeyarar olduğunu söylüyordu ve bulundukları durumda gereksiz, yersiz ve hatta zamansız bir muhabbete girmişlerdi, ta ki en arkakoltuğun arkasındaki şirin kızın: ''şey anuu... ben yüzme bilmiyorum!'' demesine kadar. Birden bizim gurubun 1.5kg yaklaşık ağırlığa sahip olan organları (kısaca beyin) yavaş, yavaş çalışmaya başlamış ve ufak ufak kıvılcımlar zihinlerinde çakmaya başlamıştır!
-Evet pilot'ta baygın oda yüzemez bunu nasıl yapacağız?''
Yine içlerinden heyecanlı biri atlayarak!
-Ben onları kıyıya kadar taşırım. HaHaa! Benim için hiç problem değil, hatta bu bana iyide bir antreman olur!''
Yolcular adama biran için bakıp iyi "tamam ozamn" diyerek olayı ışık hızında geçiştirirler. Shujin
-Arkadaşlar ,madem öyle o zaman elinizi çabuk tutun, kıyıya iyice yaklaştık. (Kahramanca bir sestonuyla!) Hadi siz gidin uçatkan en son ben atlıyacam "(içinden) mecbur olmasam varya" der ve arkasına baktığında uçağın bomboş olduğunu görüp.
-Yuh artık, bari söylediklerimi dinleseydiniz oha filan oldum" der.
Sonrada açık olan kapıya doğru olanca hızıyla koşar, atlamak için zıplar ve aniden ters esen rüzgarın kapıyı Shujin'in yüzüne haşırt diye kapatmasıyla bir nevi, dolaylı yoldan kaderi hop bacım nire der! Shujin sersemlemiştir ama bir şekilde kapıyı acımış, tekrar atlamya çalışmaktadır. Ama önünü göremediği için adımını boşluğa atar dengesini kaybeder ve tam da düşecekken paçasını oradaki bir demir parçasına takar, tepe taklak bişekilde uçakla birlikte uçmaya devam eder. Artık sahile çok yaklaşmışlardır ve uçak hızla düşmektedir. Shujin ise hem sersem hemde baş aşşağı bir şekilde uçaktan sarkmaktadır. Saksıyı normalde de çalıştırmakta zorlanan Shujin böyle bir durumda tam bir zeka felcine uğramıştır gerzek gerzek etrafına bakıyordur. Lakin biraz önce kaderi hop nire derken bu sefer şansı yürü yakulum demiş şansı Shujin'in yüzüne gülmüştür. Bir anda paltolonu carttadanak ikiye ayrılmış ve de hurda uçak tam da sahili üstündeyken şansının yardımıyla kendini kurtarmıştır, fakat aynı bir kum torbası yere düşermişcesine kafa üstü kumlara gümmm diye çakılmıştır...
To be continued... (Anlamı devamı artık ne zaman gelir hiç belli olmaz. )
Acaba kaza zedelerimiz kurtulacakmı shujin'in sonu bir kum öbeğinin içinde canvermek suretiylemi gerçekleşecek, yoksa bir deniz kaplumbağası ona hayat dersi vererek shujin'in yeniden hayata tutunmasını mı sağlayacak! Hepsi gelecek bölümde!!!
Bu hikaye tanıdık geliyor ama çıkaramadım, sanki bir tv dizisimi ney!?!?!?*
Not: Hikayemi düzenlememe yardımcı olduğu için Yukiko'ya çok ama çok teşekkürler!
Shujin Okinawa adasında tek motorlu uçaklarla gezi düzenleyen bir şirkette rehberlik yapan, ezik ama çok çalışkan bir gençtir. Yine her zamanki gibi içlerinde birbirinden garip turistlerin olduğu enteresan bir kafileye rehberlik yapmaktadır. Grubun tamamını bir araya getirmek ve uçağı havalanmasını sağlamak yaklaşık bir saati bulmasına rağmen Shujin, yine de gününün iyi gittiğine inanıyordur. Neyseki artık uçak havadadır ve Shujin içinden bundan sonrasının çok daha rahat geçeceğine inandığını söylüyordur. Lakin bugün onun için hiç te parlak değildir! Zira o sırada Japon hükümeti insanlık adına çok ileri düzey fakat yine insanlık için çok gereksiz bir buluş için deney hazırlıkları yapmaktadır. Deney konusu da şudur: Küresel ısınmaya çözüm olsun diye, güneşin önünde siyah fırtına bulutları oluşturarak, dünyanın ısısını düşürebilir miyiz? Yoksa düşüremez miyiz? (Deneye bak deney değil sanki kazı kazan ikramiyesi.) Tabiki şans bu ya, deney yine eseri bir şekilde ters gidecektir...
Bu sırada havada olan bizim grup için ise işler daha da vahim bir hal alıyordur. Çünkü artık hurdaya dönmüş uçak ve ayrıca ayyaş pilotunun da uçağa en ufak bir bakım yapmaması sayesinde, hurda uçağın hurda telsizi de bozulmuştur. Uçuş izinlerinin o gün iptal olduğundan birhaber uçuşa çıkmış kafilemiz o sırada Japon hükümetin yapacağı bu ilginç deneyini başlatmak için hazırlıklarını tamamladığını ve bariz tehlike işareti olan kırmızı renkteki üzerinde "deneyi başlat" yazan düğmeye içlerindeki en yetkili kişi tarafından abanılarak basılmak suretiyle deneye başlandığından bir haberlerdi. Birden bire gökyüzü fırtına bulutları ile kaplanmıştı!!! Ne olduğunu bile anlayamayan bizim turistler zaten uçağı doğru dürüst havada tutamayan pilota ve Shujin'e bakarak "ölmek istemiyoruz " şeklinde çığlıklar atmaya başlamışlardı.
Birden Shujin "sakin olun arkadaşlar pilotumuz bu konularda çok tecrübelidir..." derken duraklamış ve pilota uzun, uzun bakarak...
-Arkadaşlar e... şey düzeltiyorum! Can yelekleri koltuğun hemen altındadır! Mazallah düşersek yani Allah korusun'' demiş ve hemen en yakın olduğu koltuğun altına hucum etmiştir.
Bunu gören diğer yolcular da, daha da çok panikliyerek hep birlikte koltukların altındaki canyeleklerine hucüm geçmişlerken, o da ne bir yıldırım tek motorlu uçağın yani bariz bir şekilde üstüne basa basa söylemek istediğim "tek" olan nacizane motorlarına düşmüş ve çalışmaz hale getirmiştir.
Artık tüm yolcular son dualarını etmeye başlamış ve kaderlerine yazılmış olduğunu, düşündükleri sonlarını bekliyorlardır. Fakat tüm o kara bulutların içinde ilahi bir ışık hüzmesi, çok yakındaki ıssız bir adanın üzerine vurmaktaydır. Yolcular birşekilde bunu hemen farketmiş ve hep birlikte çılgınlar gibi, içinde oldukları tek motorlu hurdanın ve demincenek düşen yıldırımla birlikte artık çalışmayan motorunu hatta nasılsa öleceğim diyerek torpido gözündeki bir şişe viskiyi bir dikişte bitirmeye çalışırken artık tamamen zom olmuş pilotlarını farketmeden seviniyorlardır. Ta ki yolcuların içinden biri o sevinçle pilota dönüp onu baygın bir şekilde görüp çığlığı basıncaya kadar birden herkes pilota bakarak eski karamsar suratlarını tekrar kazanmış, içlerinden '' hepimiz artık birer ölüyüz'' demeye başlamışlardır. Shujin artık omuzlarının üstünde taşıdığı yaklaşık ağırlığı 1.5kg olan mucize organını kullanması gerektiğinin farkına varmıştı. (Siz ona kısaca beyin deyin.) Shujin düşündü, düşündü ve yine düşündü fakat aklına hiçbirşey gelmiyordu zeka felci yaratan böylesi durum içerisinde, dahice bir sözcük söyleyerek durumunu daha da pekiştirmişti!
-Aranızda uçak kullanabilen biri varmı? '' Hatta ?????
Tabiki herkez Shujin'e dönmüş bönbön bakarken aniden cılız bir ses duyuldu! Bu ses en arkakoltuğun da arkasında saklanan, neredeyse farkedilmiyecek şekilde kamufle olmuş çok şirin bir kızdan gelmişti. Bu kız Shujin'e:
-Neden sen kullanmıyorsun?" diye sormuştu. Shujin de bu süper felsefi altyapısı olan soru altında ezilmş, mecburen cevaplamak zorunda kalmıştı.
-Benmi!? Şey, ben umm...'' Herkezin bakışları Shujin'in gözlerine kilitlenmişti. Shujin:
-Ama benim sadece a2 ehliyetim var" diyerek cevap vermiş ve işin içinden ustaca bir şekilde sıyrılmaya çalışmıştı. Fakat artık çok geçti! Tüm insanlığı olmasada o uçaktaki insanların kaderi istemeyerekte olsa onun ellerindeydi yani a2 ehliyeti bu durumda hiç bir şekilde mazeret olamazdı. "Ayrıca o koltuğa oturmazsa, ölmeden önce birde linç edileceğini yolcuların bakışlarından kolayca anlamıştı." Mecburen arkasını dönüp pilot koltuğuna doğru yönelmişti.
Shujin: ''Peki başka pilanı olan varmı diye sordu?'' Pat diye içlerinden biri ''ben doktorum'' diyerek, aniden yerinden fırlamıştı. Tüm gurup ile birlikte Shujin de ne oluyoruz, diyerekten doktora bakıyorlar ve duruma bir anlam veremeye çalışıyorlardı. Hemen etrafındakilerin sert bakışlarından korkan doktor olduğu yere sinerek, '' yani şey aklıma bir fikir geldi'' demişti. Hepsi bir ağızdan "Eeeee!!!" diyerek birtür soru cümlesiyle, doktorun planının geri kalanınıda merak ettiklerini imaeder bir şekilde yeni gelin doktorumuza bakıyorlardı.
- Ehm ühmm... Arkadaşlar ben diyorum ki şu yakındaki adaya doğru uçağı uçurabilirsek "Afedersin ben ne yapmaya çalışıyorum!!!" herkez bir anda bakışlarını Shujin'e çevirerek mesajı vermişti.
-Eee doktor '' dedi içlerinde biri '' peki adaya çakılmadan nasıl uçaktan ineceğiz?
-Şey onun içinde bir fikrim var! Nedir!
-Ben diyorumki sahile yakınlaştığımız bir sıradada hepimiz birlikte suya atlar ve kıyıya kadar yüzeriz. Daha sonrada bizi ada'dan kurtulacak bir plan yaparız nedersiniz?''
Hepsi planın işeyarar olduğunu söylüyordu ve bulundukları durumda gereksiz, yersiz ve hatta zamansız bir muhabbete girmişlerdi, ta ki en arkakoltuğun arkasındaki şirin kızın: ''şey anuu... ben yüzme bilmiyorum!'' demesine kadar. Birden bizim gurubun 1.5kg yaklaşık ağırlığa sahip olan organları (kısaca beyin) yavaş, yavaş çalışmaya başlamış ve ufak ufak kıvılcımlar zihinlerinde çakmaya başlamıştır!
-Evet pilot'ta baygın oda yüzemez bunu nasıl yapacağız?''
Yine içlerinden heyecanlı biri atlayarak!
-Ben onları kıyıya kadar taşırım. HaHaa! Benim için hiç problem değil, hatta bu bana iyide bir antreman olur!''
Yolcular adama biran için bakıp iyi "tamam ozamn" diyerek olayı ışık hızında geçiştirirler. Shujin
-Arkadaşlar ,madem öyle o zaman elinizi çabuk tutun, kıyıya iyice yaklaştık. (Kahramanca bir sestonuyla!) Hadi siz gidin uçatkan en son ben atlıyacam "(içinden) mecbur olmasam varya" der ve arkasına baktığında uçağın bomboş olduğunu görüp.
-Yuh artık, bari söylediklerimi dinleseydiniz oha filan oldum" der.
Sonrada açık olan kapıya doğru olanca hızıyla koşar, atlamak için zıplar ve aniden ters esen rüzgarın kapıyı Shujin'in yüzüne haşırt diye kapatmasıyla bir nevi, dolaylı yoldan kaderi hop bacım nire der! Shujin sersemlemiştir ama bir şekilde kapıyı acımış, tekrar atlamya çalışmaktadır. Ama önünü göremediği için adımını boşluğa atar dengesini kaybeder ve tam da düşecekken paçasını oradaki bir demir parçasına takar, tepe taklak bişekilde uçakla birlikte uçmaya devam eder. Artık sahile çok yaklaşmışlardır ve uçak hızla düşmektedir. Shujin ise hem sersem hemde baş aşşağı bir şekilde uçaktan sarkmaktadır. Saksıyı normalde de çalıştırmakta zorlanan Shujin böyle bir durumda tam bir zeka felcine uğramıştır gerzek gerzek etrafına bakıyordur. Lakin biraz önce kaderi hop nire derken bu sefer şansı yürü yakulum demiş şansı Shujin'in yüzüne gülmüştür. Bir anda paltolonu carttadanak ikiye ayrılmış ve de hurda uçak tam da sahili üstündeyken şansının yardımıyla kendini kurtarmıştır, fakat aynı bir kum torbası yere düşermişcesine kafa üstü kumlara gümmm diye çakılmıştır...
To be continued... (Anlamı devamı artık ne zaman gelir hiç belli olmaz. )
Acaba kaza zedelerimiz kurtulacakmı shujin'in sonu bir kum öbeğinin içinde canvermek suretiylemi gerçekleşecek, yoksa bir deniz kaplumbağası ona hayat dersi vererek shujin'in yeniden hayata tutunmasını mı sağlayacak! Hepsi gelecek bölümde!!!
Bu hikaye tanıdık geliyor ama çıkaramadım, sanki bir tv dizisimi ney!?!?!?*
Spoiler:
Not: Hikayemi düzenlememe yardımcı olduğu için Yukiko'ya çok ama çok teşekkürler!
正直, "" ai
MediaFire alanım!
MediaFire alanım!
süper olmuş ! LÜTFEN DEVAMINI GETİR!
[Bağlantı]
fan art sayfam
fan art sayfam
çok güzel gerçekten shujin e üzüldüm ama ne bahtsız çocuk hep son anda yırtıyor XD belkide yırtamicak neyse inşalllah zekasından daha yakışıklıdır.1.5 kg bol bol çalışıyordur ne diyelim.
devamını bekliyorum ben gene çok mu konuştum ne
devamını bekliyorum ben gene çok mu konuştum ne
İnanılmaz gelebilir ama öm görme yeteneğim sıfır =_=
Teşekkürleriniz alınmıştır Bay Hero!
Bir dahaki çalışmalarınızda görüşmek üzere
Çok komik ve eğlenceli bir bölüm olmuş! Devamını şiddetle getirmeni bekliyoruz!!!
Tebrik ederim, iyi iş çıkarmışsın. Hele ki son anda kahramanımızın paçasının takılması ve pantolonun yırtılması
Bir dahaki çalışmalarınızda görüşmek üzere
Çok komik ve eğlenceli bir bölüm olmuş! Devamını şiddetle getirmeni bekliyoruz!!!
Tebrik ederim, iyi iş çıkarmışsın. Hele ki son anda kahramanımızın paçasının takılması ve pantolonun yırtılması
Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥
Kuzum sanada çok teşekkürler nerdeyse hikayem kaza kurşununa kurban gidiyordu sayende yırttım çok ama çok sağol kuzucum.
Beğendiniz demek nıhahhahah birdahaki bölümde daha ilginç bişeyler deniyeceğim bakalım tepkiler nasıl olacak.
Not: Bu arada bir anda gelen ilham böle sonuç veriyor herkeze tavsiye ederim aklınıza ne geliyorsa yazın gitsin illaki biyerden sonra birbirine uyuyor !!!
Beğendiniz demek nıhahhahah birdahaki bölümde daha ilginç bişeyler deniyeceğim bakalım tepkiler nasıl olacak.
Not: Bu arada bir anda gelen ilham böle sonuç veriyor herkeze tavsiye ederim aklınıza ne geliyorsa yazın gitsin illaki biyerden sonra birbirine uyuyor !!!
正直, "" ai
MediaFire alanım!
MediaFire alanım!
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 9 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |