Jang geum's Dream Yeni sezon... Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 5, 6, 7, 8, Sonraki |
Yazar
Mesaj
01 Mar 2009 15:53
ay_prensesi_usagi senin için yeni bölüm:
çok kısa... üzgünüm aklıma bişi gelmiyo...ama biraz uzattım...
YENİ SEZON
ESRARENGİZLİK
Lord İtamu hala sarayın doğusundaki şelaleye gidiyordu.Bu esrarengizlik Jang geum’u şüphelendiriyordu.Bir gün saraydan izin alarak şelaleye gitti.Orada Lord İtamu’yu gördü.Lord İtamu’da Jang geum’u gördü:
-Neden buradasın?diye sordu.Oda
-Şey…
İtamu sözünü keserek:
-Merak ettin değil mi?Aslında gelmen iyi oldu.Burada senin ile ilgili şeyler var.Bilge adam buraya sürekli gelmemi ve bir gün seni getirmemi istedi.Seni getirmeme gerek kalmadı.Bilge adam sana yol gösterecek,dedi ve gözden kayboldu.
Ardından Bilge Adam çıka geldi:
-Bu şelaleyi hatırlıyor musun?
Jang geum tatlı sesiyle:
-Hayır, efendim.
-Biraz daha düşün…
Jang geum biraz daha düşündü.Bir şeyler hatırladı:
-Biz…Annemle buraya geldiğimi hatırlıyorum.
-Evet.İçeri gir.
-Nasıl.
-Sadece atla.
Jang geum atladı.Bir mağara kapısının önüne düştü.Bilge adam “ilerle” dedi.Jang geum ilerledi.Karşısında bir sürü çiçekler ve tohumlar vardı.Bu tohumlar kraliçenin ve yeni kraliçenin babasını iyileştirmek için kullandığı tohumlardı.Bilge adam:
-Annen burada tohum yetiştiriyordu.Sıcak sular buradaki bitkilerin yetişmesini sağlıyordu.Burada her bitki yetişir.Bura senin istediğin her şeyi yapabilirsin, dedi ve ortadan kayboldu.
Jang geum biraz etrafı inceledikten sonra saraya döndü.Saraydakiler nereye gittiğini sordular oda hiç diyerek kestirip attı.Kafası karma karışıktı.Lord İtamu’nun bu işle ilgisi neydi ve bilge adama neden bu kadar yakındı? (Bu soruların cevaplarını ilerleyen bölümlerde birlikte öğreneceğiz.)Gerçekten Lord İtamu esrarengiz biriydi.Her şey şifre gibiydi ve Jang geum bu şifreyi çözmek zorundaydı.Bu şifre neydi acaba?Çok düşündü Jang geum, ama şifreyi çözemedi.Zamanla o şifrede çözülecekti elbet…
Şifre neydi acaba…Jang geum emindi ki şifrenin parçaları hayatın içinde saklı.Zamanla parçaları bulacak ve şifreyi çözecekti.
çok kısa... üzgünüm aklıma bişi gelmiyo...ama biraz uzattım...
YENİ SEZON
ESRARENGİZLİK
Lord İtamu hala sarayın doğusundaki şelaleye gidiyordu.Bu esrarengizlik Jang geum’u şüphelendiriyordu.Bir gün saraydan izin alarak şelaleye gitti.Orada Lord İtamu’yu gördü.Lord İtamu’da Jang geum’u gördü:
-Neden buradasın?diye sordu.Oda
-Şey…
İtamu sözünü keserek:
-Merak ettin değil mi?Aslında gelmen iyi oldu.Burada senin ile ilgili şeyler var.Bilge adam buraya sürekli gelmemi ve bir gün seni getirmemi istedi.Seni getirmeme gerek kalmadı.Bilge adam sana yol gösterecek,dedi ve gözden kayboldu.
Ardından Bilge Adam çıka geldi:
-Bu şelaleyi hatırlıyor musun?
Jang geum tatlı sesiyle:
-Hayır, efendim.
-Biraz daha düşün…
Jang geum biraz daha düşündü.Bir şeyler hatırladı:
-Biz…Annemle buraya geldiğimi hatırlıyorum.
-Evet.İçeri gir.
-Nasıl.
-Sadece atla.
Jang geum atladı.Bir mağara kapısının önüne düştü.Bilge adam “ilerle” dedi.Jang geum ilerledi.Karşısında bir sürü çiçekler ve tohumlar vardı.Bu tohumlar kraliçenin ve yeni kraliçenin babasını iyileştirmek için kullandığı tohumlardı.Bilge adam:
-Annen burada tohum yetiştiriyordu.Sıcak sular buradaki bitkilerin yetişmesini sağlıyordu.Burada her bitki yetişir.Bura senin istediğin her şeyi yapabilirsin, dedi ve ortadan kayboldu.
Jang geum biraz etrafı inceledikten sonra saraya döndü.Saraydakiler nereye gittiğini sordular oda hiç diyerek kestirip attı.Kafası karma karışıktı.Lord İtamu’nun bu işle ilgisi neydi ve bilge adama neden bu kadar yakındı? (Bu soruların cevaplarını ilerleyen bölümlerde birlikte öğreneceğiz.)Gerçekten Lord İtamu esrarengiz biriydi.Her şey şifre gibiydi ve Jang geum bu şifreyi çözmek zorundaydı.Bu şifre neydi acaba?Çok düşündü Jang geum, ama şifreyi çözemedi.Zamanla o şifrede çözülecekti elbet…
Şifre neydi acaba…Jang geum emindi ki şifrenin parçaları hayatın içinde saklı.Zamanla parçaları bulacak ve şifreyi çözecekti.
02 Mar 2009 16:55
04 Mar 2009 14:31
Ay canımmmm... Çok teşekkür ederim.
Ve çok özür dilerim. Sezon sezon diye diye, ben geldiğini fark edemedim. Dalgınım bu günlerde çok pardon. Ya bölümü benim için yazıyorsun ve çok geç farkediyorum. Gerçekten çok üzgünüm...
Bölüme gelecek olursak, güzeldi. Ama dediğin gibi kısaydı. Bence bölümleri uzatmalısın. Kurgu...Yine bayıldım. Merak uyandırıcı sorular bıraktın aklımda.Hadi bilge adamı anladım da, İtamu'yla ne alakası var Janggeumun. (Bu soruların cevabını umarım kısa zamanda alırız )Dewamını bekliyorum canım. Ve ben hala merakla İtamu'nun betimlemesini bekliyorum.
Ve çok özür dilerim. Sezon sezon diye diye, ben geldiğini fark edemedim. Dalgınım bu günlerde çok pardon. Ya bölümü benim için yazıyorsun ve çok geç farkediyorum. Gerçekten çok üzgünüm...
Bölüme gelecek olursak, güzeldi. Ama dediğin gibi kısaydı. Bence bölümleri uzatmalısın. Kurgu...Yine bayıldım. Merak uyandırıcı sorular bıraktın aklımda.Hadi bilge adamı anladım da, İtamu'yla ne alakası var Janggeumun. (Bu soruların cevabını umarım kısa zamanda alırız )Dewamını bekliyorum canım. Ve ben hala merakla İtamu'nun betimlemesini bekliyorum.
07 Mar 2009 22:43
08 Mar 2009 17:33
Artık Lord İtamu’dan çok bahsettik.şimdi Jang geum’a dönelim
BÜYÜK SINAV
Güneş ışıl ışıl parlıyordu.Güzel bir gündü.Jang geum (jangum) erkenden kalktı.O gün çay patisi için hazırlıklar yapılacaktı.Saray mutfağına gitti. Geum Yeong (gumyong) oradaydı. Han Sang Goong (samsukhan) görev dağılımı yapıyordu.Herkese iş verdikten sonra Geum Yeong (gumyong) ve Jang geum’a dönerek:
-İkiniz benimle gelin, dedi tatlı ve yumuşak sesiyle.
İkisi Han Sang Goong’un (samsukhan) arkasından geliyordu.Kraliçenin odasına gittiler.İkiside eğildi.Kraliçe:
-Oturun.dedi.
İkisi oturdu.Kraliçe konuşmaya başladı:
-Sizin rütbeniz papatya değil mi?
-Evet, efendim.
-Artık yetenekleriniz papatya rütbesini aşıyor.Sizi Krızenkten Gakşi (yazılışını bilmiyordum) yani orkide rütbesine terfi ettirmek istiyorum.Bu yüzden sizi bu çay partisini hazırlamakla görevlendiriyorum.Size yardım edilecek.
İkisi:
-Peki, dedi ve saray mutfağına gittiler.
Kollarını sıvayım çalışmaya başladılar.İkisi de yapabildiklerinin en iyisini yapmaya çalışıyordu.Böyle çalışırken akşam oldu.Odalarına gidip uyudular.
Ertesi gün çalışmaya başladılar.Bu kez biraz daha hızlı çalışıyorlardı.Öğleye doğru hazırlıkları bitti.Çay partisine 10 dakika kalmıştı.Hepsi bir kenara oturup dinlendiler.10 dakika geçmişti.Çay partisi başlamıştı.Tatlıların güzel olduğu insanların yüzünden belli oluyordu.Kraliçe de çok beğenmişti.Çay partisi bittikten sonra ikisini yanına çağırttı.Onlara:
-Çay partisi emekle hazırlanmış.Tatlıları çok lezzetliydi.Sizi orkide rütbesine terfi ediyorum.Giysileriniz odanızda hazır.
İkisi de çok sevinmişti.Saray aşçısı olmak için bir adım daha atmışlardı.Hayallerine ulaşmak için çalışıyorlardı. Yeon Saeng (youseng) veYi Chang Ih (çangi) Jang geum’u görünce çok sevindiler.O orkide rütbesine yükselmişti.Onlarda yükselecekti.Dersleri başlamak üzereydi.Hemen sınıfa koştular.Ders başladı.Saray leydisi anlatmaya başladı:
-Yarın sınav olacaksınız.Sınavı kazanan krızenkden gakşi rütbesine yükselecek.Sınav yarın.
Herkes “aaa” dedi.Sınav olmayı sevmiyorlardı.Fakat sınav çok önemliydi.Herkes çalışmaya koyuldu.Sınav saat 02.00’da olacaktı.Ama ne yazık ki Jang geum katılamıyacaktı.Çünkü; zaten o krızenkden gakşiydi.Kimler sınavdan geçecekti acaba?Herkes dört elle kitaplara sarıldı.Youngro kitap satıyordu yine.Herkes kitapları alıyordu.Fakat o kitaplar masa çiçeği sınavında yararlı olmamıştı.Verdikleri paraya değmemişti.Geri de paralarını alamamışlardı.Bakalım bu sefer Youngro’nun sattığı kitaplar yararlı olacak mı?Herkes olacağını sanıyor.Fakat Jang geum bu kitapların yararlı olmayacağını biliyordu.Yemek pişirmek kitaplardan öğrenilecek bir şey değildi.Bu büyük terfi sınavı herkesi tedirgin ettiğini biliyordu.İlk defa Geum Yeong (gumyong) ve Jang geum dışında biri krızenkden gakşi olacaktı.Herkes heyecanlanmıştı.Çok çalışmak sadece yetmezdi.Aynı zamanda yaratıcı olmak gerekiyordu.Pes etmeden çalışmak, bir soruda hemen pes etmemek yerine yanlış olsada şansını denemek gerekiyordu.Bir yemeğin lezzet sırrı; o yemeğin sırrından gelir derler.Hayır, bir yemeğin lezzeti sevgiden gelir.Bir yemek yaparsın, çok emek verirsin, fakat o yemek lezzetli olmayabilir.Çünkü; sen o yemeğin içine kalbini katmamışsındır.Jang geum bunu biliyordu.Bu yüzden bütün yemeklerini elinden geldiğince güzel yapmaya çalışıyordu.Aynı zamanda yemeklerine kalbini de katıyordu.Sevgiyle yemeklerini yapıyordu.Bir gün hayallerine ulaşacaktı.Zorlu bir yol onu bekliyordu.Ya bu yolun yarısında pes edecek, yada ayakta durup hedefine ulaşacaktı.Siz hangisini seçerdiniz?Yolda pes etmek mi?Yoksa ayakta kalıp pes etmeden hayallerine ulaşmak mı?Seçim sizin, ya hayallerinizi unutur, yada hayallerine ulaşmak için pes etmeden çalışırsınız.
BÜYÜK SINAV
Güneş ışıl ışıl parlıyordu.Güzel bir gündü.Jang geum (jangum) erkenden kalktı.O gün çay patisi için hazırlıklar yapılacaktı.Saray mutfağına gitti. Geum Yeong (gumyong) oradaydı. Han Sang Goong (samsukhan) görev dağılımı yapıyordu.Herkese iş verdikten sonra Geum Yeong (gumyong) ve Jang geum’a dönerek:
-İkiniz benimle gelin, dedi tatlı ve yumuşak sesiyle.
İkisi Han Sang Goong’un (samsukhan) arkasından geliyordu.Kraliçenin odasına gittiler.İkiside eğildi.Kraliçe:
-Oturun.dedi.
İkisi oturdu.Kraliçe konuşmaya başladı:
-Sizin rütbeniz papatya değil mi?
-Evet, efendim.
-Artık yetenekleriniz papatya rütbesini aşıyor.Sizi Krızenkten Gakşi (yazılışını bilmiyordum) yani orkide rütbesine terfi ettirmek istiyorum.Bu yüzden sizi bu çay partisini hazırlamakla görevlendiriyorum.Size yardım edilecek.
İkisi:
-Peki, dedi ve saray mutfağına gittiler.
Kollarını sıvayım çalışmaya başladılar.İkisi de yapabildiklerinin en iyisini yapmaya çalışıyordu.Böyle çalışırken akşam oldu.Odalarına gidip uyudular.
Ertesi gün çalışmaya başladılar.Bu kez biraz daha hızlı çalışıyorlardı.Öğleye doğru hazırlıkları bitti.Çay partisine 10 dakika kalmıştı.Hepsi bir kenara oturup dinlendiler.10 dakika geçmişti.Çay partisi başlamıştı.Tatlıların güzel olduğu insanların yüzünden belli oluyordu.Kraliçe de çok beğenmişti.Çay partisi bittikten sonra ikisini yanına çağırttı.Onlara:
-Çay partisi emekle hazırlanmış.Tatlıları çok lezzetliydi.Sizi orkide rütbesine terfi ediyorum.Giysileriniz odanızda hazır.
İkisi de çok sevinmişti.Saray aşçısı olmak için bir adım daha atmışlardı.Hayallerine ulaşmak için çalışıyorlardı. Yeon Saeng (youseng) veYi Chang Ih (çangi) Jang geum’u görünce çok sevindiler.O orkide rütbesine yükselmişti.Onlarda yükselecekti.Dersleri başlamak üzereydi.Hemen sınıfa koştular.Ders başladı.Saray leydisi anlatmaya başladı:
-Yarın sınav olacaksınız.Sınavı kazanan krızenkden gakşi rütbesine yükselecek.Sınav yarın.
Herkes “aaa” dedi.Sınav olmayı sevmiyorlardı.Fakat sınav çok önemliydi.Herkes çalışmaya koyuldu.Sınav saat 02.00’da olacaktı.Ama ne yazık ki Jang geum katılamıyacaktı.Çünkü; zaten o krızenkden gakşiydi.Kimler sınavdan geçecekti acaba?Herkes dört elle kitaplara sarıldı.Youngro kitap satıyordu yine.Herkes kitapları alıyordu.Fakat o kitaplar masa çiçeği sınavında yararlı olmamıştı.Verdikleri paraya değmemişti.Geri de paralarını alamamışlardı.Bakalım bu sefer Youngro’nun sattığı kitaplar yararlı olacak mı?Herkes olacağını sanıyor.Fakat Jang geum bu kitapların yararlı olmayacağını biliyordu.Yemek pişirmek kitaplardan öğrenilecek bir şey değildi.Bu büyük terfi sınavı herkesi tedirgin ettiğini biliyordu.İlk defa Geum Yeong (gumyong) ve Jang geum dışında biri krızenkden gakşi olacaktı.Herkes heyecanlanmıştı.Çok çalışmak sadece yetmezdi.Aynı zamanda yaratıcı olmak gerekiyordu.Pes etmeden çalışmak, bir soruda hemen pes etmemek yerine yanlış olsada şansını denemek gerekiyordu.Bir yemeğin lezzet sırrı; o yemeğin sırrından gelir derler.Hayır, bir yemeğin lezzeti sevgiden gelir.Bir yemek yaparsın, çok emek verirsin, fakat o yemek lezzetli olmayabilir.Çünkü; sen o yemeğin içine kalbini katmamışsındır.Jang geum bunu biliyordu.Bu yüzden bütün yemeklerini elinden geldiğince güzel yapmaya çalışıyordu.Aynı zamanda yemeklerine kalbini de katıyordu.Sevgiyle yemeklerini yapıyordu.Bir gün hayallerine ulaşacaktı.Zorlu bir yol onu bekliyordu.Ya bu yolun yarısında pes edecek, yada ayakta durup hedefine ulaşacaktı.Siz hangisini seçerdiniz?Yolda pes etmek mi?Yoksa ayakta kalıp pes etmeden hayallerine ulaşmak mı?Seçim sizin, ya hayallerinizi unutur, yada hayallerine ulaşmak için pes etmeden çalışırsınız.
23 Mar 2009 19:04
23 Mar 2009 19:07
6. sayfa (Toplam 8 sayfa) [ 75 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |