Kızıl Nefretin Öpücükleri [Yeni Bölüm 28.08.09- Sayfa 7] Sayfaya git: 1, 2, 3 ... 5, 6, 7, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Evet, arkadaşlar uzun zamandır bu bölümde yoktum ve daha fazla hasret çekmeden bir hikayemi daha sizinle paylaşayım dedim U___U
Ve bu sefer yalnız da değilim, değerli Pisi, ustaların ustası Kara Kedi- sama hazretleriyle beraber bu hikayeyi hazırladık *__* Ortak yazarımız Anne Rice ve ortak ilgi alanımız vampirlerden yola çıkarak size yeni bir Fan Fiction sunmaktan gurur + onur duyuyorum ^^
Daha başlığa karar veremedik U___U'' Bu konuda yardımlarınızı bekliyoruz ^^
Kızıl Gecenin Laneti
Karanlık koridorlar, küçük kölelerin taşıdığı meşalelerle loş bir görünüme bürünmüştü. Küçük köleler, soğuktan kızarmış yanaklarına, çıplak el ve ayaklarına aldırmaksızın hızla karanlık koridorda ilerliyorlardı.
Meşalenin içindeki oynayan mum alevi, onların masum yüzlerini aydınlatıyor, gölgeler bu küçük suratları yalayıp geçiyordu.
Aralarındaki soluk benizli, kısa, siyah, yağlı saçları olan küçük bir köle yanındaki arkadaşının kolunu çekiştirerek:
- Lia, gerçektende hanımefendilerin birer cadı oldukları doğru mudur sence?.. Ya, bize bir şey yapmaya kalkışırlarsa?.. Ya, onlar gerçekten kötüyse?.. Korkuyorum Lia, annem cadıların küçük kızları öldürdüğünü, kedilerin kanını içtiğini, şeytanla işbirliği yaptığını söylerdi.Dedi.
Titrek sesi ve korkudan irileşmiş gözleri adeta yalvararak arkadaşının bütün bunları yalanlamasını bekliyordu.
Arkadaşı Lia’dan biraz kısa olmakla beraber, Lia’nın da arkadaşı gibi yağlı, siyah saçları vardı. Ancak Lia’nın saçları korkudan tir tir titreyen arkadaşından biraz daha uzundu.
- Annenin veya diğer yaşlı bunakların ne dediği beni ilgilendirmiyor. Eğer bize bir kap daha fazla yemek verirlerse, hanımefendiler bizim için birer azizedirler. Aklını böyle gereksiz hurafelerle doldurma, bu işi de kaybedersen nereye gideceğini biliyorsundur herhalde. Diyerek kestirip attı.
Lia, arkadaşı olan küçük kölenin önüne geçerek, umursamaz bir tavırla meşalesini önüne doğru doğrulttu.
Aslında her köle, bulundukları şatonun sahibeleri olan genç hanımefendilerin kim olduğunu, cömertlikleri, güzelliklerini, zenginliklerini ve onlar hakkında dile getirilen tuhaf rivayetleri duymuşlardı.
Ama çok az sayıdaki kişi bu korkusunu dile getirmekten çekinmiyordu…
Küçük köleler buraya ilk geldikleri gün, buradan ne kadar etkilendiklerini ve buranın ne kadar da büyük göründüğünü hatırlıyorlardı. Ömürlerinde bir daha asla görmeyecekleri kadar zenginlik küçük kölelerin minicik kalplerin heyecanla çarpmasını sağlarken, aynı zamanda belli belirsiz bir korku yüreklere kök salmıştı. Hanımefendilerin şatolarının büyüklüğü, kendilerininse minikliği, onların gözünü çok korkutmuştu.
Hanımefendilerin kâhyası olan yaşlı bir adam, köle pazarlarında teker teker kızları seçmişti. Daha sonra kızlara “Hanımefendilerin şu anda şatoda bulunmadıklarını, onlar gelene kadar da şatoyu derleyip düzenlemeleri gerektiğini” söylemişti.
Ve şimdi uğurlarına onca dedikoduların sarf edildiği genç hanımefendiler gelecekti…
Köle kızlardan ikisinin kırmızı ipek yastıklarda taşıdıkları aynı renkte fakat farklı kesimlerdeki pelerinler, kızların her hareketiyle dalgalanıyordu. Biraz daha ilerleyip koridordan dışarı çıktılar. Köleleri bekleyen kâhya ise endişeli bir tavırla bir yola bir de şatonun girişine bakıyor, daha sonra başını eğiyordu.
Kâhya kızların geldiğini görünce rahatladığını hissetti ancak sonra duruşunu setleştirerek öfkeli bakışlarını onlara doğrulttu:
- Tanrı Aşkına, nerede kaldınız siz? Hanımefendiler neredeyse gelmek üzereler ve ben onları yalnızca bu biçare halimle mi karşılayacaktım? Diye kızlara çıkıştı.
Kızlar mahcup bir tavırla birbirlerine baktılar. Daha gelir gelmez ilk azarlarını işitmişlerdi çünkü.
Yaşlı adam yine aynı diktatör tavırlarıyla kızlara emirler yağdırmaya başladı:
- Tanrı Aşkına, biraz hızlı hareket edin ve gülümseyin. Sizin için büyük bir cömertlik örneği sergileyen leydileri böyle mi karşılamayı düşünüyorsunuz?.. Biraz daha hızlanın, leydiler neredeyse gelmek üzereler! Diye kölelere bir yandan vaaz veriyor, bir yandan onları yönlendiriyordu.
Kısa bir süre sonra gösterişli bir tahtırevan göründü. Arabacının atlara hızla kırbacı şaklatırken çıkardığı sese, çakıllı yolda tekerleklerin çıkardığı ses de eşlik etmişti. Bu değişik ama enerjik melodiye atların kişnemesi de eklenince ritim aşırı derece de dans etmeye davetkâr bir niteliğe bürünmüştü.
Kızlar sabırsız bir tavırla leydilerinin tahtırevandan inmesini beklerken, kâhya onlardan bir adım önce davrandı.
Önlerinde asil bir tavırla duran tahtırevanın kapısını nazikçe aralayan kâhyanın bu hareketi karşısında tüm kızlar nefeslerini tutmuş, leydilerin tahtırevandan aşağıya inmesini bekliyorlardı.
Kâhyanın esmer nasırlı elini açık, dökme gümüş renkli, zarif bir el tuttu…
O sırada kızların hepsi nefes almadan bu anı seyrediyorlardı.
Ve gerisi mucizevî bir şekilde geldi. Yaldızlı dantellerin olduğu, süslü ve zarif elbisenin sahibi tahtırevandan indikten sonra köle kızlar hayranlık içerisinde yeni güzel ve genç hanımlarına bakmaya başladılar.
Hanımefendilerinin, kusursuz ve simetrik olan gümüşümsü tondaki yüzü, ay ışığının gümüşümsü tonundaydı. Altın renkli kirpiklerle çevrili kobalt rengi iri gözleri sakin bir tavırla ileri doğru bakıyordu. Açık pembe dudakları dolgun ve neredeyse bir bebeğin dudakları kadar yuvarlaktı. O dudakların arkasında parıldayan inci gibi beyaz dişleri, çenesinde ise bir gamze vardı.
Yüzünü çevreleyen ve her yerden taşan altın rengi dalgalı saçları ise beline kadar geliyordu…
Kızlar mest olmuş bir tavırla bu kusursuz leydiyi seyrederken kâhyanın elini tutan ve aynı saten gümüşümsü renge sahip olan bir elin sahibi de dışarı çıktı.
Uzun boylu, ateş rengi kızıl saçları omuzlarından dökülen hanımefendi de tahtırevandan dışarı çıkınca, muhteşem yüzü ay ışığında aydınlandı. Yüzü bir önceki hanımefendi gibi porselen pürüzsüzlüğünde, petrol mavisi gözleri dingindi. Kızıl bir saten gibi gözlerini çeviren ipeğimsi kirpiklerine büyük bir hayranlıkla bakan kızlar bu kusursuz güzelliğe doya doya bakmak istiyorlardı. Koyu kırmızıyla- açık pembe arasında gidip gelen dolgun dudakları vardı. İnci gibi dişleri, hafif gülümsemesiyle ortaya çıkmıştı. Üstünde dantellerin kabardığı, koyu mavi, saten bir giysi vardı.
Köle kızlardan biri yanındaki arkadaşına fısıltı halinde:
- Açık kızıl saçlı genç hanımefendi Leydi Emily, yanındaki sarışın hanımefendi de Leydi Amelia olmalı. Annemin eski bir arkadaşı, bu hanımefendilerin yanında çalışmıştı. Bu yüzden onları tanıyorum. Diyerek açıkladı.
Kâhya ise köle kızlarla hiç ilgilenmeyerek ayrı bir kusursuzluğu temsil eden hanımefendilerin yanına gitti. Sonra onların pürüzsüz saten ellerini teker teker öpen kâhya:
- Naçizane Şatonuz, sizlerin değerli varlığıyla yeniden aydınlandı leydilerim. Diye gülümsedi.
Kanlı Rüyalarımız Devam ediyor...
Kara Kedi ve Sailor Maron
Ve bu sefer yalnız da değilim, değerli Pisi, ustaların ustası Kara Kedi- sama hazretleriyle beraber bu hikayeyi hazırladık *__* Ortak yazarımız Anne Rice ve ortak ilgi alanımız vampirlerden yola çıkarak size yeni bir Fan Fiction sunmaktan gurur + onur duyuyorum ^^
Daha başlığa karar veremedik U___U'' Bu konuda yardımlarınızı bekliyoruz ^^
Kızıl Gecenin Laneti
Karanlık koridorlar, küçük kölelerin taşıdığı meşalelerle loş bir görünüme bürünmüştü. Küçük köleler, soğuktan kızarmış yanaklarına, çıplak el ve ayaklarına aldırmaksızın hızla karanlık koridorda ilerliyorlardı.
Meşalenin içindeki oynayan mum alevi, onların masum yüzlerini aydınlatıyor, gölgeler bu küçük suratları yalayıp geçiyordu.
Aralarındaki soluk benizli, kısa, siyah, yağlı saçları olan küçük bir köle yanındaki arkadaşının kolunu çekiştirerek:
- Lia, gerçektende hanımefendilerin birer cadı oldukları doğru mudur sence?.. Ya, bize bir şey yapmaya kalkışırlarsa?.. Ya, onlar gerçekten kötüyse?.. Korkuyorum Lia, annem cadıların küçük kızları öldürdüğünü, kedilerin kanını içtiğini, şeytanla işbirliği yaptığını söylerdi.Dedi.
Titrek sesi ve korkudan irileşmiş gözleri adeta yalvararak arkadaşının bütün bunları yalanlamasını bekliyordu.
Arkadaşı Lia’dan biraz kısa olmakla beraber, Lia’nın da arkadaşı gibi yağlı, siyah saçları vardı. Ancak Lia’nın saçları korkudan tir tir titreyen arkadaşından biraz daha uzundu.
- Annenin veya diğer yaşlı bunakların ne dediği beni ilgilendirmiyor. Eğer bize bir kap daha fazla yemek verirlerse, hanımefendiler bizim için birer azizedirler. Aklını böyle gereksiz hurafelerle doldurma, bu işi de kaybedersen nereye gideceğini biliyorsundur herhalde. Diyerek kestirip attı.
Lia, arkadaşı olan küçük kölenin önüne geçerek, umursamaz bir tavırla meşalesini önüne doğru doğrulttu.
Aslında her köle, bulundukları şatonun sahibeleri olan genç hanımefendilerin kim olduğunu, cömertlikleri, güzelliklerini, zenginliklerini ve onlar hakkında dile getirilen tuhaf rivayetleri duymuşlardı.
Ama çok az sayıdaki kişi bu korkusunu dile getirmekten çekinmiyordu…
Küçük köleler buraya ilk geldikleri gün, buradan ne kadar etkilendiklerini ve buranın ne kadar da büyük göründüğünü hatırlıyorlardı. Ömürlerinde bir daha asla görmeyecekleri kadar zenginlik küçük kölelerin minicik kalplerin heyecanla çarpmasını sağlarken, aynı zamanda belli belirsiz bir korku yüreklere kök salmıştı. Hanımefendilerin şatolarının büyüklüğü, kendilerininse minikliği, onların gözünü çok korkutmuştu.
Hanımefendilerin kâhyası olan yaşlı bir adam, köle pazarlarında teker teker kızları seçmişti. Daha sonra kızlara “Hanımefendilerin şu anda şatoda bulunmadıklarını, onlar gelene kadar da şatoyu derleyip düzenlemeleri gerektiğini” söylemişti.
Ve şimdi uğurlarına onca dedikoduların sarf edildiği genç hanımefendiler gelecekti…
Köle kızlardan ikisinin kırmızı ipek yastıklarda taşıdıkları aynı renkte fakat farklı kesimlerdeki pelerinler, kızların her hareketiyle dalgalanıyordu. Biraz daha ilerleyip koridordan dışarı çıktılar. Köleleri bekleyen kâhya ise endişeli bir tavırla bir yola bir de şatonun girişine bakıyor, daha sonra başını eğiyordu.
Kâhya kızların geldiğini görünce rahatladığını hissetti ancak sonra duruşunu setleştirerek öfkeli bakışlarını onlara doğrulttu:
- Tanrı Aşkına, nerede kaldınız siz? Hanımefendiler neredeyse gelmek üzereler ve ben onları yalnızca bu biçare halimle mi karşılayacaktım? Diye kızlara çıkıştı.
Kızlar mahcup bir tavırla birbirlerine baktılar. Daha gelir gelmez ilk azarlarını işitmişlerdi çünkü.
Yaşlı adam yine aynı diktatör tavırlarıyla kızlara emirler yağdırmaya başladı:
- Tanrı Aşkına, biraz hızlı hareket edin ve gülümseyin. Sizin için büyük bir cömertlik örneği sergileyen leydileri böyle mi karşılamayı düşünüyorsunuz?.. Biraz daha hızlanın, leydiler neredeyse gelmek üzereler! Diye kölelere bir yandan vaaz veriyor, bir yandan onları yönlendiriyordu.
Kısa bir süre sonra gösterişli bir tahtırevan göründü. Arabacının atlara hızla kırbacı şaklatırken çıkardığı sese, çakıllı yolda tekerleklerin çıkardığı ses de eşlik etmişti. Bu değişik ama enerjik melodiye atların kişnemesi de eklenince ritim aşırı derece de dans etmeye davetkâr bir niteliğe bürünmüştü.
Kızlar sabırsız bir tavırla leydilerinin tahtırevandan inmesini beklerken, kâhya onlardan bir adım önce davrandı.
Önlerinde asil bir tavırla duran tahtırevanın kapısını nazikçe aralayan kâhyanın bu hareketi karşısında tüm kızlar nefeslerini tutmuş, leydilerin tahtırevandan aşağıya inmesini bekliyorlardı.
Kâhyanın esmer nasırlı elini açık, dökme gümüş renkli, zarif bir el tuttu…
O sırada kızların hepsi nefes almadan bu anı seyrediyorlardı.
Ve gerisi mucizevî bir şekilde geldi. Yaldızlı dantellerin olduğu, süslü ve zarif elbisenin sahibi tahtırevandan indikten sonra köle kızlar hayranlık içerisinde yeni güzel ve genç hanımlarına bakmaya başladılar.
Hanımefendilerinin, kusursuz ve simetrik olan gümüşümsü tondaki yüzü, ay ışığının gümüşümsü tonundaydı. Altın renkli kirpiklerle çevrili kobalt rengi iri gözleri sakin bir tavırla ileri doğru bakıyordu. Açık pembe dudakları dolgun ve neredeyse bir bebeğin dudakları kadar yuvarlaktı. O dudakların arkasında parıldayan inci gibi beyaz dişleri, çenesinde ise bir gamze vardı.
Yüzünü çevreleyen ve her yerden taşan altın rengi dalgalı saçları ise beline kadar geliyordu…
Kızlar mest olmuş bir tavırla bu kusursuz leydiyi seyrederken kâhyanın elini tutan ve aynı saten gümüşümsü renge sahip olan bir elin sahibi de dışarı çıktı.
Uzun boylu, ateş rengi kızıl saçları omuzlarından dökülen hanımefendi de tahtırevandan dışarı çıkınca, muhteşem yüzü ay ışığında aydınlandı. Yüzü bir önceki hanımefendi gibi porselen pürüzsüzlüğünde, petrol mavisi gözleri dingindi. Kızıl bir saten gibi gözlerini çeviren ipeğimsi kirpiklerine büyük bir hayranlıkla bakan kızlar bu kusursuz güzelliğe doya doya bakmak istiyorlardı. Koyu kırmızıyla- açık pembe arasında gidip gelen dolgun dudakları vardı. İnci gibi dişleri, hafif gülümsemesiyle ortaya çıkmıştı. Üstünde dantellerin kabardığı, koyu mavi, saten bir giysi vardı.
Köle kızlardan biri yanındaki arkadaşına fısıltı halinde:
- Açık kızıl saçlı genç hanımefendi Leydi Emily, yanındaki sarışın hanımefendi de Leydi Amelia olmalı. Annemin eski bir arkadaşı, bu hanımefendilerin yanında çalışmıştı. Bu yüzden onları tanıyorum. Diyerek açıkladı.
Kâhya ise köle kızlarla hiç ilgilenmeyerek ayrı bir kusursuzluğu temsil eden hanımefendilerin yanına gitti. Sonra onların pürüzsüz saten ellerini teker teker öpen kâhya:
- Naçizane Şatonuz, sizlerin değerli varlığıyla yeniden aydınlandı leydilerim. Diye gülümsedi.
Kanlı Rüyalarımız Devam ediyor...
Kara Kedi ve Sailor Maron
Sewimlİ_HırsıZ'a bu güzel imzadan dolayı çok teşekkür eder ve minnetimi gönderirim
Spoiler:
Rhea, bu güzel yorumundan dolayı çok teşekkür ederim *___*
Eski Fan Fictionlarımda da çok fazla detaya indiğim yönünde eleştiriler almıştım, elimden geldiğince azaltmaya çalıştım, eğer yine istenen ölçüde değilse azaltmaya gayret ederim ^^
Betimlemelerimi beğenmene çok sevindim, okuma zahmetine katlandığın ve yorum yapma inceliğini gösterdiğin için teşekkür ederim -^_^-
Avatarkkj, hiç mükemmel olduğuna inanmasam da, çok değerli okuyucularımdan birinin hikayemi mükemmel bulması gözlerimi yaşarttı doğrusu Xd
Tasvirlerimde de çok detaya indiğim yönünde eleştiriler alıyordum, tam kıvamında tutturmayı başarmışım bu sefer, heyt be
Bu harika yorumun için çok teşekkür ederim ^^
Ve Nana bu güzel yorumundan ötürü sana tüm kalbimle teşekkür ediyorum -^_^- Bir kez daha betimlemelerin ne kadar güzel olduğuna ilşkin yorum aldım >.<
Utandım şimdi
Betimleme yapmayı çok seviyorum, elle tutulur gözle görülür bir biçimde yapmam, özellikle bir karakteri anlatırken okuyucularım beğenisini toplamam benim için gerçekten çok önemli bir şeydir *___*
Bir dahaki bölümde de bizi büyük bir bomba bekliyor, sevgili Pisi-chan'im, Vampir Tanrıçası, büyük üstat Kara Kedi'de sıra Bu güzel yorumun için sana da çok teşekkür ederim ^^
Eski Fan Fictionlarımda da çok fazla detaya indiğim yönünde eleştiriler almıştım, elimden geldiğince azaltmaya çalıştım, eğer yine istenen ölçüde değilse azaltmaya gayret ederim ^^
Betimlemelerimi beğenmene çok sevindim, okuma zahmetine katlandığın ve yorum yapma inceliğini gösterdiğin için teşekkür ederim -^_^-
Avatarkkj, hiç mükemmel olduğuna inanmasam da, çok değerli okuyucularımdan birinin hikayemi mükemmel bulması gözlerimi yaşarttı doğrusu Xd
Tasvirlerimde de çok detaya indiğim yönünde eleştiriler alıyordum, tam kıvamında tutturmayı başarmışım bu sefer, heyt be
Bu harika yorumun için çok teşekkür ederim ^^
Ve Nana bu güzel yorumundan ötürü sana tüm kalbimle teşekkür ediyorum -^_^- Bir kez daha betimlemelerin ne kadar güzel olduğuna ilşkin yorum aldım >.<
Utandım şimdi
Betimleme yapmayı çok seviyorum, elle tutulur gözle görülür bir biçimde yapmam, özellikle bir karakteri anlatırken okuyucularım beğenisini toplamam benim için gerçekten çok önemli bir şeydir *___*
Bir dahaki bölümde de bizi büyük bir bomba bekliyor, sevgili Pisi-chan'im, Vampir Tanrıçası, büyük üstat Kara Kedi'de sıra Bu güzel yorumun için sana da çok teşekkür ederim ^^
Sewimlİ_HırsıZ'a bu güzel imzadan dolayı çok teşekkür eder ve minnetimi gönderirim
Spoiler:
ahh sisterimle gurur duyuyorum tek kelimeyle mükemmel *-* kara kedi nin ff'ine hiç bakma fırsatım olmadı T_T burdan takip edicem artık =D
Shana~ Arigatou!! :3
Spoiler:
my_dream_jeanne@hotmail.com
Sisterım, çok duygulandım Senin desteğini arkamda hissetmek gerçekten inanılmaz bir duygu -^_^-
Senin tarafından hikayemin mükemmel bulunması benim için büyük bir onur ^^
Ve eminim, Kara Pisi'nin yalın, duru ve zarif dilinden hoşlanacaksın Güzeller güzeli yorumun için çok teşekkür ederim ^^
Senin tarafından hikayemin mükemmel bulunması benim için büyük bir onur ^^
Ve eminim, Kara Pisi'nin yalın, duru ve zarif dilinden hoşlanacaksın Güzeller güzeli yorumun için çok teşekkür ederim ^^
Sewimlİ_HırsıZ'a bu güzel imzadan dolayı çok teşekkür eder ve minnetimi gönderirim
Spoiler:
Ben sana yorumumy yapmıştım Maron, gene yapıyorum *-*
Çok başarılı-Bu bir yorum özetidir- XD
Veee ikinci bölüme gelirsek... Başıma büyük bir iş aldım XD Senin yanında çok sönük kalacam ama hadin hayırlısı ^^ Bir kere çıktık yola ^^
Eveeet yok mu daha okuyucu bakın ,bu işte Maron' un parmağı var U_U İlk bölüm harika olmuş okuyun derim ben U__U
Çok başarılı-Bu bir yorum özetidir- XD
Veee ikinci bölüme gelirsek... Başıma büyük bir iş aldım XD Senin yanında çok sönük kalacam ama hadin hayırlısı ^^ Bir kere çıktık yola ^^
Eveeet yok mu daha okuyucu bakın ,bu işte Maron' un parmağı var U_U İlk bölüm harika olmuş okuyun derim ben U__U
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Aman Tanrım Pisi-chan'ım ben senin nasıl yorumunu göremem? U____U''
Her ne kadar çok başarılı olduğuna inanmasam da, yine de çok teşekkür ederim Kara Kedim ^^
Asıl ben senin yanında çok sönük kalacağım, başıma ne iş aldım ben böyle Xd Evet, sanırım son yorum da senden oldu başka yorum yok sanırım O___o
Neyse ikinci bölümden senin parmağın var artık yorum patlası mı ne olur artık bilemeyeceğim Xd
Her ne kadar çok başarılı olduğuna inanmasam da, yine de çok teşekkür ederim Kara Kedim ^^
Asıl ben senin yanında çok sönük kalacağım, başıma ne iş aldım ben böyle Xd Evet, sanırım son yorum da senden oldu başka yorum yok sanırım O___o
Neyse ikinci bölümden senin parmağın var artık yorum patlası mı ne olur artık bilemeyeceğim Xd
Sewimlİ_HırsıZ'a bu güzel imzadan dolayı çok teşekkür eder ve minnetimi gönderirim
Spoiler:
Yazı stilin harika! Gerçek bi Anne Rica fanı olduğunuzu anlıyabiliyorum Yalnız ben aşık olurum bu kızlara ya böyle yapmayın ama... Kendimi gerçekten Anne Rica ın bir kitabını okuyor gibi hissettim. Bu kadar güzel FF ler her zaman yazılmıyor ^^ ve diğer bölümü hercanla beklememe rağmen beni dinleyen yok ilk ben okumak istiyorum diyore zaten Kara Pisiciğin ne kadar Anne Rica hayranı olduğunu herkez biliyor, ondan da aynı derecede "Vampirist" bir bölüm beklememiz yanlış olmaz...
My Rollerblades... My LOVE!...
Eğer Rüzgarı Hissedemiyorsan;Kanatların Hiç Bir Önemi Yoktur!..
1. sayfa (Toplam 7 sayfa) [ 68 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |