Kutsal Kase |
Yazar
Mesaj
Kod:
“Bu kez işlerin yolunda gitmesi için ne gerekiyorsa yapmalıyız.”
Yalnızca başını eğdi Otto. Onayladığını belirtmesine gerek yoktu, bu onun sığ düşünceleriyle geliştirebileceği bir fikir değildi. Bir karardı. Sorgulanmadan uygulanması gereken, efendisine itiraz etmeye yeltendiğinde ise o değersiz hayatının elinden alınmasına sebep olacak bir karar. Fikirleri, kafasının içinde kaldığı sürece umursanmaya değecek cinsten değildi.
“Dünyadaki en değerli yadigarı bulmak zorundasın.”
Franz şarabından aldığı bir yudumla sarhoş olacak kadar zayıftı, ama sahip olduğu büyüler bir kez açığa çıktığında, önüne geçilemez bir hal alıyordu.
“Dünyaya o değersiz Kase sayesinde hükmedebileceğim kimin aklına gelirdi? Ah Otto, bu kez ailemi onurlandıracağım.”
Koltuğuna biraz daha yayılıp ailesinden gelen asil kanla tazelenen düşüncelerini, şarabın verdiği cesaretle şevke gelen hislerini saklı tuttuğu raflarından bir bir çıkardı. Sandalyesiyle birlikte Otto’ya döndü, ona her zaman bir böceğe bakar gibi bakardı.
“Sadece kralların hazinesinden çalınmış basit bir maden parçası. Şarap içmek için bile fazla değersiz.”
Kadehini alay eder gibi Otto’ya doğru kaldırdı, gittikçe vahşileşen kahkahası loş odada çınlıyor, elinde tuttuğu kadehi içinde kalan birkaç yudum şarabı dökmeye aldırmadan savuruyordu. Beceriksiz hareketlerle koltuğundan kalktığında, Otto efendisinin düşebileceği endişesini taşımıyordu, çünkü karşısında basit bir kral gibi abartılı hareketlerle gözünün önünde canlandırdığı halkı selamlıyor, onlara zafer yemini ediyordu; krallar düşerken tutulmak istemezlerdi. Onun sararmış ve biçimsiz dişlerini kaç senedir gördüğünü düşündü Otto. Ondan efendisinin dişlerine bile tapması bekleniyordu şüphesiz.
“Ben Franz Reynard, diğer altı büyücüyü yenip, aileme zaferi getireceğime yemin ederim.”
Şarabının son yudumunu alıp kadehi tutan elini gevşettiğinde kristal kadehin yere düşüp parçalamasını umursamadan devam etti kahkahasına. Sağ elinin üstünde beliren şekli ve o şeklin yarattığı hissi deneyimlememiş olsa da çok iyi biliyordu. Komuta Büyüleri’ne sahip bir usta, tam olarak savaşa katılmış sayılırdı. Geri kalan tek şey yedi önemli yadigardan birini bulmak ve Hizmetkar’ı ile anlaşma yapmaktı.
Ancak o odada Komuta Büyüleri’yle mühürlenen tek kişi o değildi.
“Yadigar için gecikme Otto, vakit geldi.”
Otto ağır ahşap kapıyı itip çıktı. Yalnız kaldığına emindi boş koridorda. Dudaklarından sinsi bir gülümsemeyle birlikte dökülen birkaç cümle taş duvarlara çarpıp kulaklarına geri döndü.
“Ben sekizinci çocuğum. Yasak ve fazla olan. Gizlenmiş, umulmadık büyücü.
Dehşet, umudun çaresizliğe döndüğü andır efendim. Hoşunuza gitti mi? Körpe dehşetin tadı ve ölüm?”
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Şeyh Pir
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): reila
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Şeyh Pir
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 4 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |