Metalik Ruh |
Yazar
Mesaj
ilk romantik ffim.sakın gülmeyin ilk dedim. romantizmden pek anlamam ama birşeyler yapmaya çalıştım. bu arada hep bu tempoda olmayacak. 2. ffim. ikiside bilim kurgu.
İlk bölüm sizi pek sarmaya bilir fakat ileriki bölümlerde aksiyon artıyor.
1.Bölüm:Metal yığınları
Yıl:2038 Yer:Japonya
Mai kalabalık Shinjuku Tren İstasyonunda Londra Sonic Trenini bekliyordu. Kızıl dağılmış saçları, mermer renginde bir teni ve yeşil gözleri vardı. Bu haliyle oldukça fantastik bir romandan çıkmış bir cadıya benziyordu. Shinjuku Tren İstasyonunda beklemek Mai için tam bir curcunaydı. Bu eski Sonic Trenlere her gün 250 kişi biniyordu ve trenin içindeki gürültü Mai’e kafasını patlatacak kadar güçlü geliyordu. O gürültüde 30 dakikalık; Tokyo-Londra yoluna bile zor dayanıyordu. Ama Mai zamanla bunun üstesinden gelecek yöntemler bulmuştu. İlk başlarda kulaklarına şu eski moda kablolu kulaklıktan takıp müzik dinlerdi ama kısa süre içinde müziğin etkisine kapılıp ineceği durağı kaçırırdı. Bu yüzden Mai için Trenin içinde müzik dinlemek başına beladan başka bir şey getirmiyordu. Bir keresinde müziğin etkisine kapılıp Londra tren istasyonunda inmek yerine New York Tren istasyonuna gelmişti. Sonuç işine geç kalmak olmuştu ve neredeyse işinden atılabiliyordu. Tabii buna bazı insanların sevineceği şüphesizdi ama bir daha asla böyle bir hataya düşmeyecekti. Mai bir gün Sonic Trenin robotlar için yapılmış olan vagonunu fark etti. Birkaç aydan beri bu vagonda gidiyordu.
Sonic Trenin gıcırtılı sesini duyduğunda trenin yaklaştığını anladı. Tren göz açıp kapayıncaya kadar gözlerinin önünde belirdi. Mai herkesin ana kapıya doğru yol aldığını gördü. İnsanlar ne kadar sıkışmaya çalışsa da tren çoktan tıklım tıklımdı. Mai bu kargaşayı gördüğünde yüzünde pis bir sırıtma oluştu. Kendisi yürüyerek robotlar için olan vagona yol aldı. 4-5 robot bu vagona giriyordu. Kendiside bu vagona girdi. Bir an için düşündü;”O vahşi insanlardan olacağıma bu metal yığınlarından olayım daha iyi.”
Cam kenarına geçti. Tren 5 dakika sonra kalkacaktı. Robot vagonu sessiz ve ferahtı fakat tek kötü özelliği oturacak hiçbir yer yoktu. Gözlerini kapadı ve derin bir nefes aldı. Ne kadarda sakindi. Tamda Mai’nin istediği gibi. Mai vagonun kapının açılış sesini duydu. Bir “tıss” sesi. Sonra ayak sesleri duydu. “Tak Tuk” benzeri sesler. İçeri giren robotların isimlerini onlara hiç bakmadan bile bilirdi. Bu robotlar;R101, S6, G7 robotlarıydı. Doğru olup olmadığından emin olmak için Mai gözlerini açtı. Cevapları doğruydu. Onun işi buydu. Bir robot mühendisiydi. Çoğu robot onun tasarımıydı fakat bu işle uğraşmak zordu. Sokaklarda binlerce mühendis vardı. Bu yüzden işinde çok iyi olmalıydı. Onun IQsu normal insanlar gibi 160lardaydı. Eğer EQsu yüksek olsaydı gerçekten çok başarılı olurdu. EQlulara çok önem verilmesinden nefret ederdi ama günümüzde böyleydi. Duygusal zekaya sahipsen gerçekten harikasın ama yoksa batarsın. O da isterdi şiir, hikaye yazabilmeyi ve dil yeteneği olmasını ama maalesef yoktu. O böyle doğmuştu. Mai bunları düşünürken arkasını döndü. Karşısındaki cama doğru baktı. Şimdi harika manzaraya bakıyordu. Rusya’daydı şu an. Bu durakta inip bu müthiş ülkenin havasını solumak isterdi ama buna hiç vakti yoktu. Sonic Tren yeraltına girdi. Tüm manzara bir anda yok oldu. Trenin durmak üzereyken çıkardığı cızırtılı sesi duydu. Tüm bunlar olurken Mai tüm vagona arkasını dönmüş hala camdan dışarı bakıyordu. Kapının açılırken çıkardığı “tıss” sesini duydu. İşte içeri birkaç robot daha giriyordu. Yine ayak seslerini duydu ve robotların isimlerini sıralamaya başladı. içinden “T1,L2,S4,Y12…” dedi fakat bir robot daha vardı. Bir çift ayak sesi daha duymuştu. Arkasına bakmayacaktı. Düşündü,düşündü ve o son robotun ne hakkında olduğunu düşünmeye devam etti. Bu sırada Sonic Trenin kapıları kapandı ve Tren yeraltından çıkarak tekrar yeryüzüne ulaştı. Mai dayanamayıp bu robotun hangi model olduğunu görmek için arkasını döndü. Arkasını döndüğü anda donup kaldı. Karşısında trenin duvarına yaslanmış olan sarışın birini gördü. Gözleri birden bire buluştu. Mai birden genç adamın mavi gözlerine odaklandı. Adam birden bire kızardı. İkisi de utançlarından sağa sola bakmaya başladılar. Mai bir 5 dakika sonra adama gizlice bakmaya başladı. Onunda kendi gibi dağınık sarı saçları vardı ve kırmızı bir kapşonlu hırka giyiyordu. Elinde de kağıtlar dan oluşan tuhaf bir şey tutuyordu. Mai bunu şu eski filmlerde gördüğü şeye çok benziyordu. Neydi onun adı? Mai bir türlü hatırlayamadı. Mai camdan dışarı baktı ve Londra tren istasyonuna gelmek üzere olduğunu fark etti. Tren tekrar yeraltına girdi ve yine o iğrenç sesi çıkardı. Mai bu ses için bu sefer dua ediyordu. Bu vagon onun için utanç kokuyordu. Tren durdu, kapılar “tıss” sesiyle açıldı. Mai acelesi varmışçasına kapıdan çıkmadan önce son bir kez genç adama baktı. Tekrar göz göze geldiler ve ikisi de tekrar kızardı. Mai daha fazla dayanamadan trenin kapısından dışarı atladı.
İlk bölüm sizi pek sarmaya bilir fakat ileriki bölümlerde aksiyon artıyor.
1.Bölüm:Metal yığınları
Yıl:2038 Yer:Japonya
Mai kalabalık Shinjuku Tren İstasyonunda Londra Sonic Trenini bekliyordu. Kızıl dağılmış saçları, mermer renginde bir teni ve yeşil gözleri vardı. Bu haliyle oldukça fantastik bir romandan çıkmış bir cadıya benziyordu. Shinjuku Tren İstasyonunda beklemek Mai için tam bir curcunaydı. Bu eski Sonic Trenlere her gün 250 kişi biniyordu ve trenin içindeki gürültü Mai’e kafasını patlatacak kadar güçlü geliyordu. O gürültüde 30 dakikalık; Tokyo-Londra yoluna bile zor dayanıyordu. Ama Mai zamanla bunun üstesinden gelecek yöntemler bulmuştu. İlk başlarda kulaklarına şu eski moda kablolu kulaklıktan takıp müzik dinlerdi ama kısa süre içinde müziğin etkisine kapılıp ineceği durağı kaçırırdı. Bu yüzden Mai için Trenin içinde müzik dinlemek başına beladan başka bir şey getirmiyordu. Bir keresinde müziğin etkisine kapılıp Londra tren istasyonunda inmek yerine New York Tren istasyonuna gelmişti. Sonuç işine geç kalmak olmuştu ve neredeyse işinden atılabiliyordu. Tabii buna bazı insanların sevineceği şüphesizdi ama bir daha asla böyle bir hataya düşmeyecekti. Mai bir gün Sonic Trenin robotlar için yapılmış olan vagonunu fark etti. Birkaç aydan beri bu vagonda gidiyordu.
Sonic Trenin gıcırtılı sesini duyduğunda trenin yaklaştığını anladı. Tren göz açıp kapayıncaya kadar gözlerinin önünde belirdi. Mai herkesin ana kapıya doğru yol aldığını gördü. İnsanlar ne kadar sıkışmaya çalışsa da tren çoktan tıklım tıklımdı. Mai bu kargaşayı gördüğünde yüzünde pis bir sırıtma oluştu. Kendisi yürüyerek robotlar için olan vagona yol aldı. 4-5 robot bu vagona giriyordu. Kendiside bu vagona girdi. Bir an için düşündü;”O vahşi insanlardan olacağıma bu metal yığınlarından olayım daha iyi.”
Cam kenarına geçti. Tren 5 dakika sonra kalkacaktı. Robot vagonu sessiz ve ferahtı fakat tek kötü özelliği oturacak hiçbir yer yoktu. Gözlerini kapadı ve derin bir nefes aldı. Ne kadarda sakindi. Tamda Mai’nin istediği gibi. Mai vagonun kapının açılış sesini duydu. Bir “tıss” sesi. Sonra ayak sesleri duydu. “Tak Tuk” benzeri sesler. İçeri giren robotların isimlerini onlara hiç bakmadan bile bilirdi. Bu robotlar;R101, S6, G7 robotlarıydı. Doğru olup olmadığından emin olmak için Mai gözlerini açtı. Cevapları doğruydu. Onun işi buydu. Bir robot mühendisiydi. Çoğu robot onun tasarımıydı fakat bu işle uğraşmak zordu. Sokaklarda binlerce mühendis vardı. Bu yüzden işinde çok iyi olmalıydı. Onun IQsu normal insanlar gibi 160lardaydı. Eğer EQsu yüksek olsaydı gerçekten çok başarılı olurdu. EQlulara çok önem verilmesinden nefret ederdi ama günümüzde böyleydi. Duygusal zekaya sahipsen gerçekten harikasın ama yoksa batarsın. O da isterdi şiir, hikaye yazabilmeyi ve dil yeteneği olmasını ama maalesef yoktu. O böyle doğmuştu. Mai bunları düşünürken arkasını döndü. Karşısındaki cama doğru baktı. Şimdi harika manzaraya bakıyordu. Rusya’daydı şu an. Bu durakta inip bu müthiş ülkenin havasını solumak isterdi ama buna hiç vakti yoktu. Sonic Tren yeraltına girdi. Tüm manzara bir anda yok oldu. Trenin durmak üzereyken çıkardığı cızırtılı sesi duydu. Tüm bunlar olurken Mai tüm vagona arkasını dönmüş hala camdan dışarı bakıyordu. Kapının açılırken çıkardığı “tıss” sesini duydu. İşte içeri birkaç robot daha giriyordu. Yine ayak seslerini duydu ve robotların isimlerini sıralamaya başladı. içinden “T1,L2,S4,Y12…” dedi fakat bir robot daha vardı. Bir çift ayak sesi daha duymuştu. Arkasına bakmayacaktı. Düşündü,düşündü ve o son robotun ne hakkında olduğunu düşünmeye devam etti. Bu sırada Sonic Trenin kapıları kapandı ve Tren yeraltından çıkarak tekrar yeryüzüne ulaştı. Mai dayanamayıp bu robotun hangi model olduğunu görmek için arkasını döndü. Arkasını döndüğü anda donup kaldı. Karşısında trenin duvarına yaslanmış olan sarışın birini gördü. Gözleri birden bire buluştu. Mai birden genç adamın mavi gözlerine odaklandı. Adam birden bire kızardı. İkisi de utançlarından sağa sola bakmaya başladılar. Mai bir 5 dakika sonra adama gizlice bakmaya başladı. Onunda kendi gibi dağınık sarı saçları vardı ve kırmızı bir kapşonlu hırka giyiyordu. Elinde de kağıtlar dan oluşan tuhaf bir şey tutuyordu. Mai bunu şu eski filmlerde gördüğü şeye çok benziyordu. Neydi onun adı? Mai bir türlü hatırlayamadı. Mai camdan dışarı baktı ve Londra tren istasyonuna gelmek üzere olduğunu fark etti. Tren tekrar yeraltına girdi ve yine o iğrenç sesi çıkardı. Mai bu ses için bu sefer dua ediyordu. Bu vagon onun için utanç kokuyordu. Tren durdu, kapılar “tıss” sesiyle açıldı. Mai acelesi varmışçasına kapıdan çıkmadan önce son bir kez genç adama baktı. Tekrar göz göze geldiler ve ikisi de tekrar kızardı. Mai daha fazla dayanamadan trenin kapısından dışarı atladı.
İmza için Viliaine teşekkürler.
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Strawberry, CuRSeDMaN
Bence güzel yazıyorsun ^^ Ben çok anlamam ama gözüme çarpan ufak hatalar var bunların dışında gayet iyisin.
Ama yeni bölüm yok? Niye? Aylar geçmiş üstünden, bir bölümle bırakılır mı? Bu kadar da güzel yazıyorken... Umarım devam edersin ^^
Spoiler:
Spoiler:
Spoiler:
Ama yeni bölüm yok? Niye? Aylar geçmiş üstünden, bir bölümle bırakılır mı? Bu kadar da güzel yazıyorken... Umarım devam edersin ^^
ben de beğendim tam bir romatizm insanı olduğum için keyifle okuyorum walla, sadece çok fazla mai dediğini gördüm, hani insanın bir gözüne takılıyor okurken akıcılığı tökezletiyor gibi geldi bana...
biraz daha az mai diyebilirsin ondan bhasettiğini biliyoruz zaten başka karakter yok hani ilk başlarda...
neyse devamı ne zmn )
biraz daha az mai diyebilirsin ondan bhasettiğini biliyoruz zaten başka karakter yok hani ilk başlarda...
neyse devamı ne zmn )
Brace yourselves, The Official Renji Handler Returns....
with her fanfics of course... ja nee..!
14 Şubat'a özel Bleach Fanfic için linki tıklayınız:
[Bağlantı]
Hisagi & Soi fon ikilisi için tıklayınız : A Stingy Feeling
[Bağlantı]
with her fanfics of course... ja nee..!
14 Şubat'a özel Bleach Fanfic için linki tıklayınız:
[Bağlantı]
Hisagi & Soi fon ikilisi için tıklayınız : A Stingy Feeling
[Bağlantı]
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): C-Raito
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): C-Raito
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): C-Raito
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 10 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |