Ölümün Tadı~~Bölümmm 2 |
Yazar
Mesaj
Cinema Bizarre filan yok... Hep kendi yarattığım karakterler var. Merak etmeyin^^
Ölümün Tadı~~
Ölümü yaşayabilmek... Ölüm nasıl bir şey? Sadece adını biliyorum. Yaşamım boyunca tek tatmadığım şey: ölüm. Bir çok kişinin canının alınırken can çekişine şahit oldum. Ama ben... Asla ölümün tadını alamayacağım. Çünkü canımı alacak kimse yok. Bilmiyorum... Düşüncelerim garip olsa da o tadı öğrenmek istiyorum. Ölürkenki tadı... Ölümün Tadını... Herkesi
öldürüyorum. Ölümün tadı her zaman ağzımda oluyor. Ama bu tat başkalarının tadı benim değil... İlerde belki de benim tadıma bakabilecek bir kişi olacak. Bende de can çekişirken beni izleyen biri olacak... Ve ben bu anı yaşamak için sabırsızlanıyorum.
***
Harika bir sabah daha... Her şey olması gerektiği gibi. Saat sabahın 6’sında uyanıyorum. Hazırlanıp,kahvaltımı ediyorum. Yalnız... bugün bir şeyler eksik. Abimi uzun senelerden sonra ilk kez kahvaltıda göremedim. Meraklandım. Odasına çıktım. Yatağı hiç bozulmamıştı. Ama bana bir not bırakmıştı.
Günaydın benim melek kız kardeşim...
Sabahleyin erkenden yapmam gereken bir iş vardı. Erkenden evden çıktım. Beni merak etme. Gecede beni bekleme gecikebilirim. Telefonumum kapalı olacak...
Seni Seven Abin Adrian
Bana not bırakması çok iyiydi. Artık düzeldiğine inanıyorum... En eski abimin geri geldiğine... Bu not endişemi biraz azaltmıştı. Ama içim bir garipti. Korku... Onu hissedebiliyordum. Çantamı alıp,sorgun bir yüzle evden çıktım. Kapıyı kilitledikten sonra arkama döndüğümde yine olağanüstü gülümsemesiyle,güneş gibi parlayan sarı saçları olan Johann’ı gördüğümde heyecandan üstünde atladım. Sımsıkı sarıldım... Umut... Bazen benim bile inanmaktan vazgeçtiğim,Tanrı’ya onun gelmesi için yakardığım umut... Şimdi Tanrı dualarımı kabul etmiş kısa bir süre bile olsa onu bana getirmişti. Uzun süren karanlığın ardından bedenim yeniden ışığa kavuşmuştu. Ona olan özlemimi sarılarak geçirdikten sonra geri çekildim. Derin düşüncelere dalmaya başladım.
Johann: Eee nasılım?
Melodie: Emin ol hiç değişmemişsin.
Johann: Sende... Ordayken bir insan olarak çok popüler oldun.
Melodie: Demek beni sıradan bir insan olarak görüyorsun...
Johann: Mel alınma. Öyle demek istediğimi biliyorsun.
Evet biliyordum. Ama yinede... her ne kadar değişmemişsin desem de o çok değişmişti. Kumrala kaçmış saçları,lacivertte kaçmış mor gözlerden, esmere kaçmış buğday teninden,eski giyim tarzından hiç eser yoktu... Eski Johann gitmiş yeni bir Johann hayatıma girmişti. Sevincimi her zaman olduğu gibi şeytan ayrıda bırakmıştı.
Melodie: Sorun değil Johann...
Okula doğru ilerlemeye başladım. Johann bana yetişmek için çabalıyordu. Uzun bir süre sessizlik oldu. Neler düşündüğümü tahmin etmeye çalışıyordu.
Keşke edebilsen...
Johann: Mel?
Melodie: Efendim?
Johann: Neden böylesin?
Ne söyleyebilirdim ki? Ben bile neden böyle olduğumu bilmiyordum... Ama şu anda istediğim bir şey vardı. Bu Johann’ın hayatımdan bir an önce çıkması... Aklımla kalbim bir tutmuyordu. Biraz önceki heyecanımda aslında onu son kez görebilecek olduğumdandı...Son kez... Ve şimdi bu iş burada erkenden bitmeliydi.
Melodie: Burada bitsin.
Johann: Ne bitsin?
Melodie: Geri dön...
Johann: Neden..?
Melodie: Her şey çok değişti Johann... Ben artık sıradan bir insan bile değilim... B-Ben... ben bir canavarım! Canavar! İnsanları öldüren bir canavarım... Ve senin gibi bir iyilik meleği yanımda kalmamalı.
Onun yüzündeki hayal kırıklığını yüzünden silmek istiyordum. Dolmuş gözlerine bakmaktan nefret ediyorum... Buz gibi olan elimi yanağına koydum. İkimizde buz gibiydik. Yaşlar biraz sonra tenime dokunmuştu. Başımı eğdim. Bunları söylerken ona bakmak istemiyordum.
Melodie: Johann... Kalbin artık bana ait değil. Sende biliyorsun.
Şehvet arzusu her erkek gibi onu da öldürmüştü. Bu aramızdaki bağlarını koparmıştı. Çünkü ben ona... en başında söylemiştim. Her şeyin üstesinden geleceğini ama ‘bunun’ üstünden gelemeyeceğimi söylemiştim. Ve o da kabul etmişti. Bana sadık olacaktı... Bunu yapmayacağını biliyordum ama yinede inanmak istiyordum. Johann’ın yaşları durunca başımı kaldırdım ona baktım. Gözlerinde öfke vardı...
Johann: Sorun... bu değil mi?! KAHRETSİN! BİLİYORDUM AMA YAPTIM! DÜŞÜNMEDİM! KİMSEYİ DÜŞÜNMEDİM! ÖZÜR Dilerim Melodie... Çok... Özür dilerim... Beni affet. Lütfen...
Bunların yaşanacağını biliyordum. Ama yapamazdım... Diyelim şimdi affettim ya ilerde? Buna devam etmek onu daha fazla incitecekti...
Melodie: Johann... Seni çok seviyorum. Ama burada bitmesi lazım. Seni affettim. Ama olmaz devam edemeyiz. Söylediğim gibi artık kalbin bana ait değil...
Johann: Yalan söylüyorsun... Beni bırakmayacaksın. Bunlarda hoş geldin şakası.
Johann bunu anlamayacaktı. Biliyorum... Onun gitmesi için tek bir yol vardı... Ona çok acı verecek sözler söylemek zorunda kalacaktım.
Üzgünüm Johann... Beni affet...
Melodie: Hayır Johann sen bırakacağım. Çünkü artık benim kalbimde sana ait değil.
Ölümün Tadı~~
Ölümü yaşayabilmek... Ölüm nasıl bir şey? Sadece adını biliyorum. Yaşamım boyunca tek tatmadığım şey: ölüm. Bir çok kişinin canının alınırken can çekişine şahit oldum. Ama ben... Asla ölümün tadını alamayacağım. Çünkü canımı alacak kimse yok. Bilmiyorum... Düşüncelerim garip olsa da o tadı öğrenmek istiyorum. Ölürkenki tadı... Ölümün Tadını... Herkesi
öldürüyorum. Ölümün tadı her zaman ağzımda oluyor. Ama bu tat başkalarının tadı benim değil... İlerde belki de benim tadıma bakabilecek bir kişi olacak. Bende de can çekişirken beni izleyen biri olacak... Ve ben bu anı yaşamak için sabırsızlanıyorum.
***
Harika bir sabah daha... Her şey olması gerektiği gibi. Saat sabahın 6’sında uyanıyorum. Hazırlanıp,kahvaltımı ediyorum. Yalnız... bugün bir şeyler eksik. Abimi uzun senelerden sonra ilk kez kahvaltıda göremedim. Meraklandım. Odasına çıktım. Yatağı hiç bozulmamıştı. Ama bana bir not bırakmıştı.
Günaydın benim melek kız kardeşim...
Sabahleyin erkenden yapmam gereken bir iş vardı. Erkenden evden çıktım. Beni merak etme. Gecede beni bekleme gecikebilirim. Telefonumum kapalı olacak...
Seni Seven Abin Adrian
Bana not bırakması çok iyiydi. Artık düzeldiğine inanıyorum... En eski abimin geri geldiğine... Bu not endişemi biraz azaltmıştı. Ama içim bir garipti. Korku... Onu hissedebiliyordum. Çantamı alıp,sorgun bir yüzle evden çıktım. Kapıyı kilitledikten sonra arkama döndüğümde yine olağanüstü gülümsemesiyle,güneş gibi parlayan sarı saçları olan Johann’ı gördüğümde heyecandan üstünde atladım. Sımsıkı sarıldım... Umut... Bazen benim bile inanmaktan vazgeçtiğim,Tanrı’ya onun gelmesi için yakardığım umut... Şimdi Tanrı dualarımı kabul etmiş kısa bir süre bile olsa onu bana getirmişti. Uzun süren karanlığın ardından bedenim yeniden ışığa kavuşmuştu. Ona olan özlemimi sarılarak geçirdikten sonra geri çekildim. Derin düşüncelere dalmaya başladım.
Johann: Eee nasılım?
Melodie: Emin ol hiç değişmemişsin.
Johann: Sende... Ordayken bir insan olarak çok popüler oldun.
Melodie: Demek beni sıradan bir insan olarak görüyorsun...
Johann: Mel alınma. Öyle demek istediğimi biliyorsun.
Evet biliyordum. Ama yinede... her ne kadar değişmemişsin desem de o çok değişmişti. Kumrala kaçmış saçları,lacivertte kaçmış mor gözlerden, esmere kaçmış buğday teninden,eski giyim tarzından hiç eser yoktu... Eski Johann gitmiş yeni bir Johann hayatıma girmişti. Sevincimi her zaman olduğu gibi şeytan ayrıda bırakmıştı.
Melodie: Sorun değil Johann...
Okula doğru ilerlemeye başladım. Johann bana yetişmek için çabalıyordu. Uzun bir süre sessizlik oldu. Neler düşündüğümü tahmin etmeye çalışıyordu.
Keşke edebilsen...
Johann: Mel?
Melodie: Efendim?
Johann: Neden böylesin?
Ne söyleyebilirdim ki? Ben bile neden böyle olduğumu bilmiyordum... Ama şu anda istediğim bir şey vardı. Bu Johann’ın hayatımdan bir an önce çıkması... Aklımla kalbim bir tutmuyordu. Biraz önceki heyecanımda aslında onu son kez görebilecek olduğumdandı...Son kez... Ve şimdi bu iş burada erkenden bitmeliydi.
Melodie: Burada bitsin.
Johann: Ne bitsin?
Melodie: Geri dön...
Johann: Neden..?
Melodie: Her şey çok değişti Johann... Ben artık sıradan bir insan bile değilim... B-Ben... ben bir canavarım! Canavar! İnsanları öldüren bir canavarım... Ve senin gibi bir iyilik meleği yanımda kalmamalı.
Onun yüzündeki hayal kırıklığını yüzünden silmek istiyordum. Dolmuş gözlerine bakmaktan nefret ediyorum... Buz gibi olan elimi yanağına koydum. İkimizde buz gibiydik. Yaşlar biraz sonra tenime dokunmuştu. Başımı eğdim. Bunları söylerken ona bakmak istemiyordum.
Melodie: Johann... Kalbin artık bana ait değil. Sende biliyorsun.
Şehvet arzusu her erkek gibi onu da öldürmüştü. Bu aramızdaki bağlarını koparmıştı. Çünkü ben ona... en başında söylemiştim. Her şeyin üstesinden geleceğini ama ‘bunun’ üstünden gelemeyeceğimi söylemiştim. Ve o da kabul etmişti. Bana sadık olacaktı... Bunu yapmayacağını biliyordum ama yinede inanmak istiyordum. Johann’ın yaşları durunca başımı kaldırdım ona baktım. Gözlerinde öfke vardı...
Johann: Sorun... bu değil mi?! KAHRETSİN! BİLİYORDUM AMA YAPTIM! DÜŞÜNMEDİM! KİMSEYİ DÜŞÜNMEDİM! ÖZÜR Dilerim Melodie... Çok... Özür dilerim... Beni affet. Lütfen...
Bunların yaşanacağını biliyordum. Ama yapamazdım... Diyelim şimdi affettim ya ilerde? Buna devam etmek onu daha fazla incitecekti...
Melodie: Johann... Seni çok seviyorum. Ama burada bitmesi lazım. Seni affettim. Ama olmaz devam edemeyiz. Söylediğim gibi artık kalbin bana ait değil...
Johann: Yalan söylüyorsun... Beni bırakmayacaksın. Bunlarda hoş geldin şakası.
Johann bunu anlamayacaktı. Biliyorum... Onun gitmesi için tek bir yol vardı... Ona çok acı verecek sözler söylemek zorunda kalacaktım.
Üzgünüm Johann... Beni affet...
Melodie: Hayır Johann sen bırakacağım. Çünkü artık benim kalbimde sana ait değil.
17 Şub 2009 19:44, Değiştirme: 01 Ağu 2009 21:50 (Toplamda 2 kere)
JEANNE D'ARC yazmış:
Teşekkürler
~ Integra ~ yazmış:
Hayatta olmadığı sürece neye yarar ki? Hem Faust diye kullanmadım ki sadece karakterin adını "Johann" koydum. Onun olduğunu nerden biliyorsun belki başka birisidir Teşkür yorum için
LLuNNa yazmış:
Devamı en kısa zamanda... Ne olmuş ki? Seninde yorumun içinnnn çok teşekkür ederiimm
Yazana kadar ne sıkıntılar çektim bilemezsin... Öldüm öldüm geberdim... Çok saçma ama ağladım bile
Gitme demeyi o kadar çok isterdim ki... Ama bu onun için gerekliydi. İlerde çıkacak sorunlardan korunması için en iyi çözüm buydu. Benden uzak durması... Bana doğru gelen birisinin olduğunu hissettim. Arkama baktığımda Ella üstü başı dağınık bir kıyafetle bana gülümsüyordu.
Melodie: Ne oldu sana Ella?
Ella gülümseyerek: Sadece bir iki sokak çocuğuyla kavga ettim.
Melodie: Hmm... Anladım.
Ella: Mel? O giden... Johann mıydı?
Melodie: Evet...
Ella: Melodie... nasılsın?
Gülümsedim. Üzüldüğümü kimseye belli etmeyecektim...Kimseye...
Melodie: Çok iyiyim. Her şey bitti Ella...
Birden gülümsemem yüzümden silindi. Gözlerim doldu ve kısa bir süre sonra yaşlar akmaya başladı. Dizlerimin üstüne oturdum. Çok garipti... Yolun ortasında oturmuş ağlıyordum.
Melodie: Her şey bitti... Bitti Ella...bit...ti... Onu kaybettim... Sonsuz... Sonsuza kadar...
Neden? Neden?
Ella benimle birlikte eğildi. Beni teselli etmek için her zaman olduğu gibi bana sarıldı. Ama ne yapsa faydasızdı... Bunu o da biliyordu...
Çünkü benim teselliye ihtiyacım yok... Benim Johann’a ihtiyacım var...
***
Eve geldiğimde kapıda abimi beni beklerken görünce şaşırdım. Hiçbir şey söylemeden kolumdan tutup mutfağa götürdü. Annemle babamın gelip gelmediğine baktı. Gelmediklerini görünce bana döndü. Uzun süre bekledik. Daha sonra ise...
Adrian: Neden? Neden bana söylemedin?
Abim bana yaklaşık beni sarsmaya başladı. Gözlerinden içindeki öfke okunabiliyordu.
Melodie: Hiçbir şey anlamıyorum abi...
Adrian: NEDEN VAMPİR OLDUĞUNU SÖYLEMEDİN!
Melodie: S-sen... bunu nasıl öğrendin?
Adrian: Cevap ver bana Melodie. NEDEN SÖYLEMEDİN!
Melodie: Çünkü suçluluk duygusuna bürünmeni istemiyordum.
Sarsmayı kesti. Ama hala gözleriyle bana dikkatlice bakıyordu.
Adrian: Suçluluk? Bu daha mı iyi oldu?!
Melodie: Sana söyleyecekti-
Adrian: Tamam Melodie! Yeter! Daha fazla bahane duymak istemiyorum.
Beni bıraktı. Haça bağlanmış melekli kolyesini beni sarsarken düşürmüştü. Yerden aldım. Bu arada abim mutfaktan çıkmıştı.
Melodie: ABİ!?
*ÇAT*
Gitmişti... Bu onu son görüşüm olduğunu bilemezdim....
Melodie: Ne oldu sana Ella?
Ella gülümseyerek: Sadece bir iki sokak çocuğuyla kavga ettim.
Melodie: Hmm... Anladım.
Ella: Mel? O giden... Johann mıydı?
Melodie: Evet...
Ella: Melodie... nasılsın?
Gülümsedim. Üzüldüğümü kimseye belli etmeyecektim...Kimseye...
Melodie: Çok iyiyim. Her şey bitti Ella...
Birden gülümsemem yüzümden silindi. Gözlerim doldu ve kısa bir süre sonra yaşlar akmaya başladı. Dizlerimin üstüne oturdum. Çok garipti... Yolun ortasında oturmuş ağlıyordum.
Melodie: Her şey bitti... Bitti Ella...bit...ti... Onu kaybettim... Sonsuz... Sonsuza kadar...
Neden? Neden?
Ella benimle birlikte eğildi. Beni teselli etmek için her zaman olduğu gibi bana sarıldı. Ama ne yapsa faydasızdı... Bunu o da biliyordu...
Çünkü benim teselliye ihtiyacım yok... Benim Johann’a ihtiyacım var...
***
Eve geldiğimde kapıda abimi beni beklerken görünce şaşırdım. Hiçbir şey söylemeden kolumdan tutup mutfağa götürdü. Annemle babamın gelip gelmediğine baktı. Gelmediklerini görünce bana döndü. Uzun süre bekledik. Daha sonra ise...
Adrian: Neden? Neden bana söylemedin?
Abim bana yaklaşık beni sarsmaya başladı. Gözlerinden içindeki öfke okunabiliyordu.
Melodie: Hiçbir şey anlamıyorum abi...
Adrian: NEDEN VAMPİR OLDUĞUNU SÖYLEMEDİN!
Melodie: S-sen... bunu nasıl öğrendin?
Adrian: Cevap ver bana Melodie. NEDEN SÖYLEMEDİN!
Melodie: Çünkü suçluluk duygusuna bürünmeni istemiyordum.
Sarsmayı kesti. Ama hala gözleriyle bana dikkatlice bakıyordu.
Adrian: Suçluluk? Bu daha mı iyi oldu?!
Melodie: Sana söyleyecekti-
Adrian: Tamam Melodie! Yeter! Daha fazla bahane duymak istemiyorum.
Beni bıraktı. Haça bağlanmış melekli kolyesini beni sarsarken düşürmüştü. Yerden aldım. Bu arada abim mutfaktan çıkmıştı.
Melodie: ABİ!?
*ÇAT*
Gitmişti... Bu onu son görüşüm olduğunu bilemezdim....
her cümlen bir öncekinden güzel olmuş mel^^ insan haber veriri dimiiiii
ıhm ıhm şu gün ışığı-vampir ilişkisine bir açıklık getireceğini umuyor ve bizi daha fazla merakta bırakmaman için sana yalvarıyoruuuuuum
ıhm ıhm şu gün ışığı-vampir ilişkisine bir açıklık getireceğini umuyor ve bizi daha fazla merakta bırakmaman için sana yalvarıyoruuuuuum
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Off! Melodie süper yazıosun.
Bayıldım! Tek kelimeyle hem de.
Açıkcası Adrian bana sıcakkanlı biri gibi gelmedi. Johann'ı da sevmedim. Ella ile mel en iyileri. Devamını bekliyorum canım.
Bayıldım! Tek kelimeyle hem de.
Açıkcası Adrian bana sıcakkanlı biri gibi gelmedi. Johann'ı da sevmedim. Ella ile mel en iyileri. Devamını bekliyorum canım.
''Haruki suzukeru, Allen!''
''Zavallı şeytan, ruhunun kurtarılmasına izin ver!''
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 8 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |