Oraklı melekler-Kanlı gözyaşları-12 T_____________T Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 13, 14, 15 |
|
Yazar
Mesaj
Gördüğüm en büyük eksiğin dediğim gibi konuşmalar, fazla açık değiller ve genelde o kadar çok şey konuşulmuyor. Daha fazla konuşma olmalı ve bu konuşmalar önemle belirtiyorum açık olmalı. Bölüme gelirsek, uzun bir aradan sonra koyunca bayağı bir şeyi unutmuşum unutmadığım bazı karakterler var tabii, neyse ha gayrat biraz uğraş hatırladım sonunda. Yine anlatımında boşluklar var. Eğer, sana yeniden yazma şevki verecekse o çok güzel müzikleri defalarca dinle, yazını özlemişim ^^ Bu arada "Edward" adını görür görmez yazını daha bir hevesle okumaya başladım. Neyse, daha açık yaz ve olaylar birbiriyle bağlantılı olsun please ^^ Tebrik ederim güzel olmuş, yeni bölümü en kısa zamanda bekliyorum ^^
Sewimlİ_HırsıZ'a bu güzel imzadan dolayı çok teşekkür eder ve minnetimi gönderirim
Spoiler:
Sailor maron'un dediği gibi, biraz boşluk vardı anlatımda. Ama bana bu boşluk, uzun zamandır yazmadığından dolayı oluşmuş gibi geldi. Zaten biraz daha kısaltmaya da özen gösterirsen, seninle birlikte içine düşeceğim o "uzun zaman sonra gelen KISAAA boşluğun". Bilmem anlatabildim mi?Artık kapı gıcırtısını andıran sesimle "aaaaaaaaa" diye cıyak cıyak çığlık atarım.Ben karga, sen kedi. Mart'a da çok kalmadı di mi?
Ama herşey bir yana, betimlemelerine bayılıyorum. Tam yerine cuk diye oturtuyorsun, ona itirazım yok. Çok çok çok farklı ve çok güzel bir yazım tarzın var.
Yine çok güzeldi. Dewamını bekliyorum Lütfen bu kez yüzyıll geçmesini bekleme.
Ama herşey bir yana, betimlemelerine bayılıyorum. Tam yerine cuk diye oturtuyorsun, ona itirazım yok. Çok çok çok farklı ve çok güzel bir yazım tarzın var.
Yine çok güzeldi. Dewamını bekliyorum Lütfen bu kez yüzyıll geçmesini bekleme.
Bu bölümün ardından şöyle yakın zamanda bir iki bölüm daha gelse fena olmaz hani... Ya da uzun yaz... O zaman arasını açsan da fazla unutulmaz olanlar... Hem kısa hem arası uzun olunca akılda kalmıyor gerçekten. Ama ben hiçbir şeyi unutmamışım o ayrı tabi... Söylediklerim sana candan bir tavsiye...
Bölüme gelince tarzına göre güzel gidiyor. Ama tabii ki hareket lazım biraz. Yani şu Lea karıştırsın biraz ortalığı.... Ummadık şeyler yapsın mesela. O zaman ne keyifli olur ya... Neyse devamını merakla bekliyorum....
Bölüme gelince tarzına göre güzel gidiyor. Ama tabii ki hareket lazım biraz. Yani şu Lea karıştırsın biraz ortalığı.... Ummadık şeyler yapsın mesela. O zaman ne keyifli olur ya... Neyse devamını merakla bekliyorum....
hayıııııııııııııııııııııııııır narsist diiiiliiiiiiiiiiiiiiiiiim ben ıhm ıhm çok teşekkür ederim serasçım olsun yorumların kısa olsun ^^ ben gene çok seviniyorum
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
CAAANIIIMM aah eric*mm mi gelmiş bnm ay ayyy yirim bn onun o gallicik ağzını.... selvi boyuunuu...saman sarısı saçlarını...öhm tmm kııızz sonunda devam etmeye karar verdin bnde dicektim... BU YIL YAZ ...YAZ YANİ ama sonunda oldu yine çok güzel olmuş anlatımın herzmnki gibi süper ayrıca uzun olmuş baya sevindim ayrıca konuşmaların açıklayıcı olmadığına inanmıyorum bnce bnm pisim betimlemeleri ve mecazlı anlatımlarıyla cümle içide gizli şeyler fısıldıyor bize bn annıyorum cnm sen rahat ol yirim bn seni yirim yirim
*TRUST&BETRAYAL*
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
Çok teşekkür ederim ^^ Çok onur duydum sevgili Psico
Bu bölüm tek kelimeyle berabt oldu... Off offf söz veriyorum bir dahaki bölümde toparlamaya çalışcağım...
Gecenin bir vakti gitmiştim Eric'in odasına, sebepsiz ,nedensiz. O ise beni bekliyor gibiydi. Sanki...
Kapıyı açtı. Hasta gözüküyordu. Kendimi evimdeymişçisine onun rahat, siyah kadife koltuğuna bıraltım. O da Hiçbir şey demeden pencereye verdi sırtını, ayaklarını kaydırarak oturdu.
-Nasıl
Dedim;
-Nasıl ve neden öldü?
Diye devam ettim.
Gözlerini bana çevirdi. Tarif edilmez acısı bana neden zevk ver miyordu? Neden bu kadar donuktum? Helga'da böyle mi hissediyordu? Boş ve duygusuz....
Benden de duygusuzdu Eric. Sözleri adeta buzdan birer bıçaktı.
“ Ben öldürdüm onu. Bir katil oldum. Kendi öz babacığımı...”
Fısıldamıştı. Duygusuzdu.
Hala kulaklarımda yankılanıyor soğuk itirafları. Soru soramadan devam etti ancak o soğukluk o donukluk yerini yürekten kopan duygulara vermişti;
“Böyle olsun istememiştim!!! İstememiştik!!!Biz biz sadece... Eğlenmek istemiştik! Léa anlıyor musun? Kötü bir niyetim yoktu!”
Delilercesine hıçkırmaya, kendi kendini avutmaya başladı.
“ Ben öldürmedim beni! Ben değildim. Hayır benim suçum değildi. Anlasana Léa! Ben değildim ben yapmadım diyorum! Yalvarırım inan. Yalvarırım inan bana Léa.”
Sözleri hıçkırıklarıyla boğuldu. Delirmişçesina ağlıyordu.
Rahtsız oldum. Hem de çok. Yere çökmüş olan Eric'in çene altına bulunduğum yerden kımıldamadan sertçe tekme attım. Bir yılan çevikliğiyle onu boynundan yakaldım. Dilini ısırmıştı; ağzından akan kanları elime damlıyordu. Gözlerinde şaşkınlık vardı.
-Şimdi, umarım kendini daha iyi hissediyorsundur. Zırlamadan sakincene anlatacaksan dinliyorum ama yoksa....
Sesim içimdeki kötülüğün tehlikesini yansıtmakla kalmıyor, onu yaşatıyordu. Tam tahmin ettiğim gibi şaşkınlık onu sakinleştirmişti...Elinin tersiyle sildi ağzını. Derin bir nefes aldı.
-Sen inanmyacaksın ki bana..Söyler söylemez eliyle yüzünü sakladı. Benim önümde ağlamaktan utanıyordu;korkuyordu
.. Ama hıçkırıp, nefes nefese kalmadığı sürece bir sorun yoktu.
Severdim ben gözyaşlarını... Hele de acı ve pişmanlık dolu olursalar o kadar güzelleşirler ki...
Bir de bu gözyaşlar dünyanın en güzel gözlerinden akıyorsa... Soğuk ellerimle elini yüzünden çektim. Yüzünü izledim.
Yüreğimin sesini dinledim.
Oturduğum koluktan indim. Onun tam karşı hizasına çömeldim. Adını fısıldadım, “Eric”. Yüzünü ellerimle kendime yaklaştırdım ve onu öptüm.
Ben bunu seviyordum; Vahşi aşkı, tutkuyu. Acıyla atan ve bundan zevk alan kalbim asıl sevdiğinden vazgeçiyordu aşkı ve tutkuyu yaşarken; erişilmezlik... İşte buydu benim sevsem bile erkeği yüz üstü bırakma, terk etme sebebim. Ben konuşulan, hayranlıkla sayıklanan, elle tutulamaz, rüyalara giren kızdım.
Her şeyden çok kendime aşıktım çünkü ben.
Eric'in derdini, hikayesini dinlemeden odasından çıkarken onun diğerlerinden tek farkının”daha güzel”olmasını düşünüyor; kendimi rahatlamaya çalışıyordum.
Onu öptükten sonra fısıldadığım sözcükler dört dönüyordu kafamda;
“Elveda Eric...”
Bu bölüm tek kelimeyle berabt oldu... Off offf söz veriyorum bir dahaki bölümde toparlamaya çalışcağım...
Gecenin bir vakti gitmiştim Eric'in odasına, sebepsiz ,nedensiz. O ise beni bekliyor gibiydi. Sanki...
Kapıyı açtı. Hasta gözüküyordu. Kendimi evimdeymişçisine onun rahat, siyah kadife koltuğuna bıraltım. O da Hiçbir şey demeden pencereye verdi sırtını, ayaklarını kaydırarak oturdu.
-Nasıl
Dedim;
-Nasıl ve neden öldü?
Diye devam ettim.
Gözlerini bana çevirdi. Tarif edilmez acısı bana neden zevk ver miyordu? Neden bu kadar donuktum? Helga'da böyle mi hissediyordu? Boş ve duygusuz....
Benden de duygusuzdu Eric. Sözleri adeta buzdan birer bıçaktı.
“ Ben öldürdüm onu. Bir katil oldum. Kendi öz babacığımı...”
Fısıldamıştı. Duygusuzdu.
Hala kulaklarımda yankılanıyor soğuk itirafları. Soru soramadan devam etti ancak o soğukluk o donukluk yerini yürekten kopan duygulara vermişti;
“Böyle olsun istememiştim!!! İstememiştik!!!Biz biz sadece... Eğlenmek istemiştik! Léa anlıyor musun? Kötü bir niyetim yoktu!”
Delilercesine hıçkırmaya, kendi kendini avutmaya başladı.
“ Ben öldürmedim beni! Ben değildim. Hayır benim suçum değildi. Anlasana Léa! Ben değildim ben yapmadım diyorum! Yalvarırım inan. Yalvarırım inan bana Léa.”
Sözleri hıçkırıklarıyla boğuldu. Delirmişçesina ağlıyordu.
Rahtsız oldum. Hem de çok. Yere çökmüş olan Eric'in çene altına bulunduğum yerden kımıldamadan sertçe tekme attım. Bir yılan çevikliğiyle onu boynundan yakaldım. Dilini ısırmıştı; ağzından akan kanları elime damlıyordu. Gözlerinde şaşkınlık vardı.
-Şimdi, umarım kendini daha iyi hissediyorsundur. Zırlamadan sakincene anlatacaksan dinliyorum ama yoksa....
Sesim içimdeki kötülüğün tehlikesini yansıtmakla kalmıyor, onu yaşatıyordu. Tam tahmin ettiğim gibi şaşkınlık onu sakinleştirmişti...Elinin tersiyle sildi ağzını. Derin bir nefes aldı.
-Sen inanmyacaksın ki bana..Söyler söylemez eliyle yüzünü sakladı. Benim önümde ağlamaktan utanıyordu;korkuyordu
.. Ama hıçkırıp, nefes nefese kalmadığı sürece bir sorun yoktu.
Severdim ben gözyaşlarını... Hele de acı ve pişmanlık dolu olursalar o kadar güzelleşirler ki...
Bir de bu gözyaşlar dünyanın en güzel gözlerinden akıyorsa... Soğuk ellerimle elini yüzünden çektim. Yüzünü izledim.
Yüreğimin sesini dinledim.
Oturduğum koluktan indim. Onun tam karşı hizasına çömeldim. Adını fısıldadım, “Eric”. Yüzünü ellerimle kendime yaklaştırdım ve onu öptüm.
Ben bunu seviyordum; Vahşi aşkı, tutkuyu. Acıyla atan ve bundan zevk alan kalbim asıl sevdiğinden vazgeçiyordu aşkı ve tutkuyu yaşarken; erişilmezlik... İşte buydu benim sevsem bile erkeği yüz üstü bırakma, terk etme sebebim. Ben konuşulan, hayranlıkla sayıklanan, elle tutulamaz, rüyalara giren kızdım.
Her şeyden çok kendime aşıktım çünkü ben.
Eric'in derdini, hikayesini dinlemeden odasından çıkarken onun diğerlerinden tek farkının”daha güzel”olmasını düşünüyor; kendimi rahatlamaya çalışıyordum.
Onu öptükten sonra fısıldadığım sözcükler dört dönüyordu kafamda;
“Elveda Eric...”
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
gitti vallahide gittti ama öyle bir çocukk bırakılırmı canım dangozmu bu kızz gaza geldimmm.
Sana da bir azar çekeceğimmm.Çokkkkkkkkkkk kısaaaaaaaa çokkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk neyse ki artık sürekli buralarda olacağımm seni hep dürtüşlicem ben dürtüşledikçe sen uzun uzun yazacaksın
sonra öğretmenler de sınavda uyurken bizi dürtüşlicek XD
Sana da bir azar çekeceğimmm.Çokkkkkkkkkkk kısaaaaaaaa çokkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk neyse ki artık sürekli buralarda olacağımm seni hep dürtüşlicem ben dürtüşledikçe sen uzun uzun yazacaksın
sonra öğretmenler de sınavda uyurken bizi dürtüşlicek XD
İnanılmaz gelebilir ama öm görme yeteneğim sıfır =_=
Hımm, bir an Léa da kendimi gördüm desem yeridir. Hani, kendini çok yukarıda sanıp erkeklerin dizine kapanacağını zannediyor ya diyebileceğim tek şey "Çok beklersin sen kızım!". Ehm, Cici Pisi'cik benden Léa'ya abla tavsiyesi kendini başkalrından sürekli yukarı görürse ve kimseyi beğenmezse sonunda yapayalnız kalır haberi olsun, insan bunu acı bir şekilde öğreniyor. Her neyse, Eric'e acıdım yeawrum ya Léa onu yüz üstü bıraktı ortada, zavallımın şimdi avutulmaya ihtiyacı vardır ^^ Bölüm iddia ettiğin kadar kötü olmamış canem ama daha iyi de olabilir, bunu başarabileceğine inanıyorum. Ama daha uzun tutmak zorundasın yeter ya, siteye yayınladığın ilk hikayenden beri bunu söylüyorum ama bir kere bile uzun yazdığını görmedim, hakkatten bozuşucağız Yeni bölümü en kısa zamanda ve daha uzun bir şekilde bekliyorum, bölüme 10 üstünden puan verirsek 6,45 alabilirsin ^^ 1 puanı da şirinliğine verdim bu arada
Sewimlİ_HırsıZ'a bu güzel imzadan dolayı çok teşekkür eder ve minnetimi gönderirim
Spoiler:
15. sayfa (Toplam 15 sayfa) [ 149 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |