ORTAÇAĞ IŞIĞI Sayfaya git: 1, 2, 3, 4, 5, 6, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Uyarı: kkj_heaven of the dark la ilgili... ama ayrı ayrı hikaye tadında. sırf bunu okuyup, kkj yi okumayabilirsiniz yani pek alakası yok gibi gözükse de var ama okuyunca uyarmadı demeyin...
İKİ DOST
Güzel, parlak bir gecede, ay olabildiğince parlarken ve yıldızlar onu süslerken bulutların üstünde iki küçük kız çocuğu duruyordu. Çok tatlı giyinmişlerdi ve küçük kanatları vardı. Daha 2–3 yaşında gözüküyorlardı… Adeta birer melekti onlar. Birisi baktıkça insana huzur veren cennet yeşili gözlere sahipti… Saçları şarap rengindeydi. Diğeri ise gri-mor saçlı ve iri, mor gözlere sahipti. İkisinin yüzünde de üzüntü ve şaşkınlıkla karışık bir ifade vardı.
—Üzülme Aurélie. Nerde olursak olalım yine karşılaşacak ve arkadaş olacağız. Doğunca hafızamız silinse de kader bizi karşılaştıracak… Dedi gri-mor saçlı kız.
—Haklısın Jeanne. Ailemi görüyor musun? Zengin ve soylu olacağım orada.
Jeanne ise kendi evini, ailesi olacak kişileri gözlüyordu.
—Biz Tanrı için her zaman özel olacağız Auré. Ben bir köylü olarak doğacağım. Pek soylu olmayacağım demek ki. Önemli değil zaten. Bu Tanrı’nın vergisi… Bu arada Ela ile bir aile bağın olacak.
—Evet Jean. Elanor kuzenim olacak. Reenkarnasyon geçirsek bile bu bağ kopmayacak Jean…
Bebek gibi görünmelerine rağmen onlar melekti ve kişilikleri oturmuştu. Büyük insanlar gibi davranmalarının nedeni buydu.
—Zamanı geldi Jean. Seni bir süre göremeyeceğim.
—Önemli değil Auré. Elbet bir gün yine görüşeceğiz… Şimdi gitmelisin. Ben ve Ela senden birkaç ay sonra doğacağız.
Auré gitmek için hazırdı. Işık olup giderken dudaklarının arasından şu sözler döküldü;
-hoşça kal Jean… Dünya’da seni hatırlamaya çalışacağım…
**********************BÖLÜM SONU*******************
İKİ DOST
Güzel, parlak bir gecede, ay olabildiğince parlarken ve yıldızlar onu süslerken bulutların üstünde iki küçük kız çocuğu duruyordu. Çok tatlı giyinmişlerdi ve küçük kanatları vardı. Daha 2–3 yaşında gözüküyorlardı… Adeta birer melekti onlar. Birisi baktıkça insana huzur veren cennet yeşili gözlere sahipti… Saçları şarap rengindeydi. Diğeri ise gri-mor saçlı ve iri, mor gözlere sahipti. İkisinin yüzünde de üzüntü ve şaşkınlıkla karışık bir ifade vardı.
—Üzülme Aurélie. Nerde olursak olalım yine karşılaşacak ve arkadaş olacağız. Doğunca hafızamız silinse de kader bizi karşılaştıracak… Dedi gri-mor saçlı kız.
—Haklısın Jeanne. Ailemi görüyor musun? Zengin ve soylu olacağım orada.
Jeanne ise kendi evini, ailesi olacak kişileri gözlüyordu.
—Biz Tanrı için her zaman özel olacağız Auré. Ben bir köylü olarak doğacağım. Pek soylu olmayacağım demek ki. Önemli değil zaten. Bu Tanrı’nın vergisi… Bu arada Ela ile bir aile bağın olacak.
—Evet Jean. Elanor kuzenim olacak. Reenkarnasyon geçirsek bile bu bağ kopmayacak Jean…
Bebek gibi görünmelerine rağmen onlar melekti ve kişilikleri oturmuştu. Büyük insanlar gibi davranmalarının nedeni buydu.
—Zamanı geldi Jean. Seni bir süre göremeyeceğim.
—Önemli değil Auré. Elbet bir gün yine görüşeceğiz… Şimdi gitmelisin. Ben ve Ela senden birkaç ay sonra doğacağız.
Auré gitmek için hazırdı. Işık olup giderken dudaklarının arasından şu sözler döküldü;
-hoşça kal Jean… Dünya’da seni hatırlamaya çalışacağım…
**********************BÖLÜM SONU*******************
***VeRa TePeS***
Eski Maron_Rei
Karin Axelsson
Eski Maron_Rei
Karin Axelsson
Wuah bu da neydi böyle Demek kkj ile bağlantılı olacak dediğin buydu kız Bayıldım valla süper yazmışsın zavallı Aurelié'yle Jeanne ayrılıyorlar ama tekrar buluşucak hem de birbirlerini hatırlıcaklar da ben nerdeyin be ilki Adım geçiyor ama yokum kuşim bu ne iş Nesem, şakaydı tabe bu çok şeker olmuş canem anlatımın da bayağı gelişme var. Dewamını bekliyorum
Sewimlİ_HırsıZ'a bu güzel imzadan dolayı çok teşekkür eder ve minnetimi gönderirim
Spoiler:
Karakterlerimizi Tanıyalım
Aurélié
Adı, Soyadı: Aurélié Yann De La Valiéré(O'relly yenn de la valiyer)
Yaşı: her yaşta anlatılacak. 2. bölümde 6 yaşında olacak.
göz-saç rengi: yeşil, kızıl
karakteristik özellikleri: sert bir kız. Başarılı… Her dili çabucak kavrayan, müziği seven… En önemlisi dövüşe bayılan biri… Laf yetiştirmede üstüne yoktur ve sinir küpüdür. Yalnızca sevdiklerine yakındır…
kısa adı: Auré
Elanor
Adı, Soyadı: Elanor de Pointe du Lac (elanor de pointı du lak)
Yaşı: 2. bölümde 6 yaşında…
Göz-saç rengi: yeşil, kızıl
karakteristik özellikleri: Laf yetiştirmede Auré’den geri kalmayan, yumuşak huylu ama soğuk bir kız. Sadece sevdiklerine sıcak davranır.
kısa isim: Ela
bir ablası var. auré ve onun kardeşiyle kuzen
Jalina
Adı, soyadı: Jalina de Delfroiné du Lac (calina de delfıroyn du lak)
yaşı: 2. bölümde 8 olcak
göz-saç rengi: buz mavisi, gri
karakteri: laf yetiştirme konusunda bzen bir canavara dönüşsede çok zarif bir kız. yumuşak huylu... sanki bir melek
kısa adı: Auré dışında herkes ona '' Jali " diyor ama Auré ona "delfy" diyor... ela nın ablası dır auré ve lilla nında kuzeni
Lilian
Adı, soyadı: Lilian du Nelia de la Valiéré (lilyın du nelya de la valiyer)
yaşı: 2. bölümde 3
göz-saç rengi: yeşil, sarı
karakteri:iyidir kızcağız ama ablası gibin de sinirliii... aman ne aksiler öyle ablasıyla narin ve zarif,uykucu ve oburdur. aynı ablası işte ablası Auré .
kısa adı: Nely veya Lilla
Marina
adı,soyadı: Marina le Ponset de la Valiéré (marina le ponsıt de la valiyer)
yaşı: 2. bölümde 28 işte çocuu 22 yaşında dünyaya getirdi. aure nin yaşına görem hasplarsınız
göz-saç: sarı saçlı, masmavi gözlü
boy-kilo: 1.80- 58 kg
karakteri: zarif,biraz iri kemiklidir. pürüssüz teni ve uzun boynuyla adeta bir kuğu gibidir... Auré aynı annesidir. karakteri, vücudu ile aynıdır... kardeşi Ela nın annesi 20 yaşında evlenmiş. kızlık soyadları de Lincourt
kısa adı : Mari
Helen
ad, soyad: Helen si Narian du Lac (helen si nöryın du lak)
yaş: ablasından 2 yaş küçük. 26
göz-saç: kahverengi saçlar, yemyeşil gözler...
boy-kilo: 1.76- 57 kg
karakter: zarif ama bir o kadar da kibirli,küstah bir kontes. iyi olduğu zamanlar melekten farkı olmasa da konteslik onu biraz şımartmıştır. ablasını biraz kıskanır. çünkü ne kadar zarif olursa olsun ablası kadar ilgi görmez. ama ablasını yine de çok sever. auré ile pek anlaşamaz. psikoloji dersleri almıştır bu yüzden Ela ona sinir olur. Annesinin sürekli kendine karışmasından dolayı hep Helen ve ela kavga eder. yine de kızını sever . ela da annesini sever. 17 yaşında evlenmiştir. bekleyemedin mi kız az daha dermişim
kısa adı: kocası ve ablası ona Nari der.
Heral
ad,soyad: Heral du Guiz de la Valiére (hörıl du guiz de la valiyer)
yaşı: 32 (2. bölümdeeee)
göz-saç: yeşil-mavi karışımı, kahverengi saçlar
boy-kilo: 1.85- 76 kg
karakter: yakışıklıdır beyfendi. kaslı ve yapılı vücuduyla tüm kadınların gözdesidir. ama o yalnızca Marian ı seviyor. kızlarını çok sever. biraz serttir ama anlayışlıdır. tam bir centilmen dir. Deburg ile ortak iş yapar.
kısa adı: kısa adla hitap edemezler o bir kont. yalnızca Guiz ismini kullanıyorlar kısadan
Deburg
ad,soyad: Deburg te Nore du Lac (debörg te nor du lak)
yaş: 32
göz-saç: ela , siyah
boy-kilo: 1.84- 76 kg
karakter: yumuşak huyludur. her kontta olduğu gibi biraz umursamazlık vardır(kadınları) . yakışıklıdır,kaslıdır. centilmendir ve Heral la ortak iş yapar. kızlarını çok sever. gözü Helen den başkasını görmez... o kadar ki Helen in şımarıklıklarına ve küstahlıklarına bile dayanıyor
kısa adı: Nore
öhöm biraz aklınız karışabilir ama açığa çıkçak sonradan
Aurélié
Adı, Soyadı: Aurélié Yann De La Valiéré(O'relly yenn de la valiyer)
Yaşı: her yaşta anlatılacak. 2. bölümde 6 yaşında olacak.
göz-saç rengi: yeşil, kızıl
karakteristik özellikleri: sert bir kız. Başarılı… Her dili çabucak kavrayan, müziği seven… En önemlisi dövüşe bayılan biri… Laf yetiştirmede üstüne yoktur ve sinir küpüdür. Yalnızca sevdiklerine yakındır…
kısa adı: Auré
Elanor
Adı, Soyadı: Elanor de Pointe du Lac (elanor de pointı du lak)
Yaşı: 2. bölümde 6 yaşında…
Göz-saç rengi: yeşil, kızıl
karakteristik özellikleri: Laf yetiştirmede Auré’den geri kalmayan, yumuşak huylu ama soğuk bir kız. Sadece sevdiklerine sıcak davranır.
kısa isim: Ela
bir ablası var. auré ve onun kardeşiyle kuzen
Jalina
Adı, soyadı: Jalina de Delfroiné du Lac (calina de delfıroyn du lak)
yaşı: 2. bölümde 8 olcak
göz-saç rengi: buz mavisi, gri
karakteri: laf yetiştirme konusunda bzen bir canavara dönüşsede çok zarif bir kız. yumuşak huylu... sanki bir melek
kısa adı: Auré dışında herkes ona '' Jali " diyor ama Auré ona "delfy" diyor... ela nın ablası dır auré ve lilla nında kuzeni
Lilian
Adı, soyadı: Lilian du Nelia de la Valiéré (lilyın du nelya de la valiyer)
yaşı: 2. bölümde 3
göz-saç rengi: yeşil, sarı
karakteri:iyidir kızcağız ama ablası gibin de sinirliii... aman ne aksiler öyle ablasıyla narin ve zarif,uykucu ve oburdur. aynı ablası işte ablası Auré .
kısa adı: Nely veya Lilla
Marina
adı,soyadı: Marina le Ponset de la Valiéré (marina le ponsıt de la valiyer)
yaşı: 2. bölümde 28 işte çocuu 22 yaşında dünyaya getirdi. aure nin yaşına görem hasplarsınız
göz-saç: sarı saçlı, masmavi gözlü
boy-kilo: 1.80- 58 kg
karakteri: zarif,biraz iri kemiklidir. pürüssüz teni ve uzun boynuyla adeta bir kuğu gibidir... Auré aynı annesidir. karakteri, vücudu ile aynıdır... kardeşi Ela nın annesi 20 yaşında evlenmiş. kızlık soyadları de Lincourt
kısa adı : Mari
Helen
ad, soyad: Helen si Narian du Lac (helen si nöryın du lak)
yaş: ablasından 2 yaş küçük. 26
göz-saç: kahverengi saçlar, yemyeşil gözler...
boy-kilo: 1.76- 57 kg
karakter: zarif ama bir o kadar da kibirli,küstah bir kontes. iyi olduğu zamanlar melekten farkı olmasa da konteslik onu biraz şımartmıştır. ablasını biraz kıskanır. çünkü ne kadar zarif olursa olsun ablası kadar ilgi görmez. ama ablasını yine de çok sever. auré ile pek anlaşamaz. psikoloji dersleri almıştır bu yüzden Ela ona sinir olur. Annesinin sürekli kendine karışmasından dolayı hep Helen ve ela kavga eder. yine de kızını sever . ela da annesini sever. 17 yaşında evlenmiştir. bekleyemedin mi kız az daha dermişim
kısa adı: kocası ve ablası ona Nari der.
Heral
ad,soyad: Heral du Guiz de la Valiére (hörıl du guiz de la valiyer)
yaşı: 32 (2. bölümdeeee)
göz-saç: yeşil-mavi karışımı, kahverengi saçlar
boy-kilo: 1.85- 76 kg
karakter: yakışıklıdır beyfendi. kaslı ve yapılı vücuduyla tüm kadınların gözdesidir. ama o yalnızca Marian ı seviyor. kızlarını çok sever. biraz serttir ama anlayışlıdır. tam bir centilmen dir. Deburg ile ortak iş yapar.
kısa adı: kısa adla hitap edemezler o bir kont. yalnızca Guiz ismini kullanıyorlar kısadan
Deburg
ad,soyad: Deburg te Nore du Lac (debörg te nor du lak)
yaş: 32
göz-saç: ela , siyah
boy-kilo: 1.84- 76 kg
karakter: yumuşak huyludur. her kontta olduğu gibi biraz umursamazlık vardır(kadınları) . yakışıklıdır,kaslıdır. centilmendir ve Heral la ortak iş yapar. kızlarını çok sever. gözü Helen den başkasını görmez... o kadar ki Helen in şımarıklıklarına ve küstahlıklarına bile dayanıyor
kısa adı: Nore
öhöm biraz aklınız karışabilir ama açığa çıkçak sonradan
***VeRa TePeS***
Eski Maron_Rei
Karin Axelsson
Eski Maron_Rei
Karin Axelsson
Yaa ilki höh be hacı anamı burda damı psikolok yaptın ya Deşhira Teyzeyle yer deiştirselerdi bea keşke sewe sewe alırdım deşhira annne Kıskanç bakışlarını görür gibiyim nesem babcığım beyaz atlı pirensim yakuşuklu kontumm o en çok beni sewsün üzgünüm Yasemün konu babam olunca böle oluyorum işte Walla çok süper olmuş canem dewamını merakla bekliyorum. Jalina ve Lilian ne zaman hikayeye giricek bu arada Bizi merakta bırakmadan yeni bölümü beklerik
Sewimlİ_HırsıZ'a bu güzel imzadan dolayı çok teşekkür eder ve minnetimi gönderirim
Spoiler:
KIZIL KIZLAR
1400’lü yılların başında, sınıflandırılan insanların bulunduğu Fransa’da bulunan bir şehirdi burası… Soğuk bir kış gecesiydi. Dolunay etrafını süsleyen bulutları yırtarcasına ışığını yansıtıyordu. Bu atmosfer insanı huzursuz edebilecek cinsten değildi ama… Sanki Tanrı için özel bir gündü. Şubatın sekiziydi. Floransa çevresinde olan bir evden bebek ağlama sesleri geliyordu. Zarif ve aceleyle hareket eden kadın:
—Doğdu. Bebek doğdu! Çok güzel bir kızın oldu Marina. Ama kadın bebeğin saç rengini görünce şok oldu. Bağırdı ve herkes ona baktı.
—Bu olamaz! Olamaz! Mari kızın kızıl saçlı! Korktuğumuz şey başımıza geldi! Dedi kahverengi saçları ve yeşil gözleri olan genç kadın.
Birkaç ay sonra aynı olay yandaki evde de yaşanmıştı. Bu sefer kahverengi saçlı kadın şoka uğramıştı. Biricik kızı kızıl saçlıydı. Bazı hizmetçiler korkarak gittiler o evden. İçlerinden birisi
—O bir cadı! Gömülmeli! Yılanın başı küçükten ezilir. Büyüyünce size hep lanet getirecek! Lanet! Diyerek evi terk etmişti. Aradan 5 yıl geçmişti. Gökyüzü pespembe bulutlarla kaplıyken, güneş onun arkasından turuncu ışığıyla aydınlatıyordu etrafı… Açan taptaze çiçeklerin mis kokusu duyuluyordu etrafta. Her yer yemyeşildi. Doğa uzun bir uykudan uyanıyor, bahar geliyordu. Koşuşturan çocukların sesleri cıvıl cıvıl öten kuşların sesiyle birleşiyordu. İhtişamlı bir soylu evinin bahçesinde 2 kız çocuğu oynuyordu. Koşup salıncağa çullandılar birden. Birkaç ağaçta 4 tane salıncak vardı… Kızlar eğlenirden bir ses duydular ve o yöne bakmaya başladılar.
— Aurélie, Elanor! Yemek yiyeceğiz. Çabuk ellerinizi yıkayıp sofraya geçin. Dedi kahverengi saçları olan kadın.
— Tamam, Helen teyze!
— Tamam, anne!
Kızlar tam gidecekken at sesi duydular ve gördükleri manzara onları çok sevindirdi. Koşarak gittiler babalarının yanına.
— Baba! Anneee! Babam geldi. Dedi Elanor.
Dışarıya ilk çıkan gri saçlı bir kızdı.
—Babacığım, hoş geldiniz! Dedi. Tam bir asildi o.
— Hey Jalina! Şimdi asilliğin sırası mı? Diyerek dalga geçti Ela.
Sofraya oturmuşlardı. Masada kuş sütü eksik değildi. Sürekli yemeklerin biri gidiyor, diğeri geliyordu. De La Valiéré ailesi ve Du Lac ailesi aynı sofradaydı. Ülkenin ileri gelen aileleriydi onlar. Elanor’un annesiyle Aurélié’nin annesi kardeşti. Kuzendi Aurélié ve Elanor. Aurélié’ nin babası bir işaret yaptı ve Marina:
— Çocuklar, doyduysanız gidip oynayabilirsiniz. Der demez çocuklar koşarak gitmişti bile. Hepsi salıncaklara üşüşmüştü. Kardeşi küçük olduğu için Auré onu tutarak sallıyordu. Jalina ise ablaydı ve Elanor’u sallıyordu.
— Ne oldu Guiz? Bir problem mi var? Dedi Marina.
Guiz konuşmaya başladı:
— İngiltere’deki bir dostumla görüştüm Mari. Okulu varmış. Bizim kızları da oraya yollasak mı? Burada kalmaları onlar açısından pek iyi olmayacak, biliyorsun Mari.
— Bir insan saç renginden dolayı kötü olur mu? Saç rengi kızıl olsa n‘oluyor yani? İlla cadı mı olur kızıl saçlılar? Diyerek atıldı Helen.
— bu sebeple kaç kızımız ölüyor? İnsafsızlık bu! Diri diri gömülenler, idam edilenler, yakılanlar! Bu kızlarımızın başına gelirse hiç iyi olmaz! Ama şimdi gidemezler Heral. Lilian daha çok küçük. O da gitmeli, evde kalırsa haksızlık olur. En azından birkaç yıl daha kalsınlar…
— Marina haklı. Deburg sende bir şey söyle canım. Dedi Helen.
Deburg ise hiç sesini çıkarmadan duruyordu.
— bence de biraz daha kalmalılar.
Konuşma bitmişti… Doğduğundan beri kızlar hiç insan içine çıkmamıştı. Çıksa da saçları şapkalarla örtülerek çıkıyorlardı. Eğer halk onların saç rengini görürse taşlardı. Soylu oldukları için fazla bir şey yapamazlardı ama soylu kişiler yapabilirdi… Ne de olsa kızıl kafaydı onlar, cadıydı…
**************************BÖLÜM SONU***********************
yav çok mu kötü yazıyorum anlamadım ki
1400’lü yılların başında, sınıflandırılan insanların bulunduğu Fransa’da bulunan bir şehirdi burası… Soğuk bir kış gecesiydi. Dolunay etrafını süsleyen bulutları yırtarcasına ışığını yansıtıyordu. Bu atmosfer insanı huzursuz edebilecek cinsten değildi ama… Sanki Tanrı için özel bir gündü. Şubatın sekiziydi. Floransa çevresinde olan bir evden bebek ağlama sesleri geliyordu. Zarif ve aceleyle hareket eden kadın:
—Doğdu. Bebek doğdu! Çok güzel bir kızın oldu Marina. Ama kadın bebeğin saç rengini görünce şok oldu. Bağırdı ve herkes ona baktı.
—Bu olamaz! Olamaz! Mari kızın kızıl saçlı! Korktuğumuz şey başımıza geldi! Dedi kahverengi saçları ve yeşil gözleri olan genç kadın.
Birkaç ay sonra aynı olay yandaki evde de yaşanmıştı. Bu sefer kahverengi saçlı kadın şoka uğramıştı. Biricik kızı kızıl saçlıydı. Bazı hizmetçiler korkarak gittiler o evden. İçlerinden birisi
—O bir cadı! Gömülmeli! Yılanın başı küçükten ezilir. Büyüyünce size hep lanet getirecek! Lanet! Diyerek evi terk etmişti. Aradan 5 yıl geçmişti. Gökyüzü pespembe bulutlarla kaplıyken, güneş onun arkasından turuncu ışığıyla aydınlatıyordu etrafı… Açan taptaze çiçeklerin mis kokusu duyuluyordu etrafta. Her yer yemyeşildi. Doğa uzun bir uykudan uyanıyor, bahar geliyordu. Koşuşturan çocukların sesleri cıvıl cıvıl öten kuşların sesiyle birleşiyordu. İhtişamlı bir soylu evinin bahçesinde 2 kız çocuğu oynuyordu. Koşup salıncağa çullandılar birden. Birkaç ağaçta 4 tane salıncak vardı… Kızlar eğlenirden bir ses duydular ve o yöne bakmaya başladılar.
— Aurélie, Elanor! Yemek yiyeceğiz. Çabuk ellerinizi yıkayıp sofraya geçin. Dedi kahverengi saçları olan kadın.
— Tamam, Helen teyze!
— Tamam, anne!
Kızlar tam gidecekken at sesi duydular ve gördükleri manzara onları çok sevindirdi. Koşarak gittiler babalarının yanına.
— Baba! Anneee! Babam geldi. Dedi Elanor.
Dışarıya ilk çıkan gri saçlı bir kızdı.
—Babacığım, hoş geldiniz! Dedi. Tam bir asildi o.
— Hey Jalina! Şimdi asilliğin sırası mı? Diyerek dalga geçti Ela.
Sofraya oturmuşlardı. Masada kuş sütü eksik değildi. Sürekli yemeklerin biri gidiyor, diğeri geliyordu. De La Valiéré ailesi ve Du Lac ailesi aynı sofradaydı. Ülkenin ileri gelen aileleriydi onlar. Elanor’un annesiyle Aurélié’nin annesi kardeşti. Kuzendi Aurélié ve Elanor. Aurélié’ nin babası bir işaret yaptı ve Marina:
— Çocuklar, doyduysanız gidip oynayabilirsiniz. Der demez çocuklar koşarak gitmişti bile. Hepsi salıncaklara üşüşmüştü. Kardeşi küçük olduğu için Auré onu tutarak sallıyordu. Jalina ise ablaydı ve Elanor’u sallıyordu.
— Ne oldu Guiz? Bir problem mi var? Dedi Marina.
Guiz konuşmaya başladı:
— İngiltere’deki bir dostumla görüştüm Mari. Okulu varmış. Bizim kızları da oraya yollasak mı? Burada kalmaları onlar açısından pek iyi olmayacak, biliyorsun Mari.
— Bir insan saç renginden dolayı kötü olur mu? Saç rengi kızıl olsa n‘oluyor yani? İlla cadı mı olur kızıl saçlılar? Diyerek atıldı Helen.
— bu sebeple kaç kızımız ölüyor? İnsafsızlık bu! Diri diri gömülenler, idam edilenler, yakılanlar! Bu kızlarımızın başına gelirse hiç iyi olmaz! Ama şimdi gidemezler Heral. Lilian daha çok küçük. O da gitmeli, evde kalırsa haksızlık olur. En azından birkaç yıl daha kalsınlar…
— Marina haklı. Deburg sende bir şey söyle canım. Dedi Helen.
Deburg ise hiç sesini çıkarmadan duruyordu.
— bence de biraz daha kalmalılar.
Konuşma bitmişti… Doğduğundan beri kızlar hiç insan içine çıkmamıştı. Çıksa da saçları şapkalarla örtülerek çıkıyorlardı. Eğer halk onların saç rengini görürse taşlardı. Soylu oldukları için fazla bir şey yapamazlardı ama soylu kişiler yapabilirdi… Ne de olsa kızıl kafaydı onlar, cadıydı…
**************************BÖLÜM SONU***********************
yav çok mu kötü yazıyorum anlamadım ki
***VeRa TePeS***
Eski Maron_Rei
Karin Axelsson
Eski Maron_Rei
Karin Axelsson
way way wayyy...benden habersiz fan fic haa...gösteririm ben size msn de....
hımmm ilki süper yazmışsın bunu..gerçekten kkj_heaven ile ilgili...güzel olmuş karakter analizlerinide wermissin xD isimlerde süpermiş yane XD neyse yeni bölümü en kısa zamanda koy!!
hımmm ilki süper yazmışsın bunu..gerçekten kkj_heaven ile ilgili...güzel olmuş karakter analizlerinide wermissin xD isimlerde süpermiş yane XD neyse yeni bölümü en kısa zamanda koy!!
Artık 'Getsu'yum, Sayonara 'Sewimlİ_HırsıZ' U_U
Naruto <3 <3 <3
Naruto <3 <3 <3
1. sayfa (Toplam 6 sayfa) [ 52 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |