Persona [1. bölüm 15.05.2010] Sayfaya git: 1, 2, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Kimin kendisiyle yüzleşecek cesareti vardır?
Kimin kendi derinliklerinde yatan benliğini kabul edebilir?
Kim gerçek kendisine kavuşabilir?
''Thou art I and I am thou''
''Thou shall be blessed from our Divinity''
Bu bir nevi tanıtımımsı birşeydi =) 1. bölüm çok yakında gelecektir =)
--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:
hahaha =D evet güzel fikir aslında
--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:
Tema esinlenmesi Persona adında bir oyundan alınmıştır. ''hikaye teması vesaire'' Ama karakterler ve kurgu tamamiyle bana aittir. İyi okumalar ^^
Aynaya bakıyordum. Orada kızıl , dalgalı saçları , zeytin yeşili gözleri , küçücük bir burnu ve şişik dudakları olan bir kız vardı orda. Gözlükleri vardı yusvuvarlak , heralde Harry Potter'ın gözlükleriyle yarışabilirdi bu konuda. Miyoptu , uzağı göremiyordu , bu kızın zihni de eskiden miyoptu.
Oradaki gerçekten ben miydim?
Şüphesiz hayır.
Oradaki sadece bir ilüzyon. Gerçek ''sanılan'' bir dünyanın arkasındaki bir güç tarafından bize hazırlanan bir görüntü sadece.
Oysaki gerçek benlik kalpte saklıdır. Birlikte atar kalpleriniz. Hani derler ya ''içindeki küçük çocuk''. İşte o benlik bizimle nefes alır. Bu çocuk bazen ayağı kayıp düşebilir ama... Hep içinizde saf olarak kalır. Ama düştüğü zaman biraz daha bilincin derinliklerine düşer. Bir daha tökezlediğinde bir kat daha aşağı iner. Onu bulmak zorlaşır. Üstünde katmanlar birikmiş olabilir.
Ama kendisiyle yüzleşebilenler sadece bu küçük çocuğa ulaşabilir.
Kendinle yüzleşmek. Kendi benliğinle yüzleşmek.
Duygularınla , düşüncelerinle , korkularınla , isteklerinle veya istemediklerinle...
İstenmeyen , üvey evlat muamelesi gören duygular bir gün karşına kanlı canlı bir biçimde çıkabilir. Benliğinin beden almış hali. 'Diğer' hali. Herkesten sakladığımız o halimiz. Bizim canımızı almaya kalkışabilir belki de.
Bir ''maske'' taktığımız aslında yüzümüze farkında olmadan. Ama bu maskeyi bazen çıkarmak gerekir. Çıkarmadığında maskenin arkasında kalan ''diğer'' , ''saklanan'' ve ''yasaklı'' benlik senin canına susamış bir biçimde ortaya çıkabilir.
Evet. Aynadaki kız gerçek değildi. Gerçek olan , içimde , kalbimde yatan ''ben''dim.
Bunu nerden mi biliyorum...
Gelin bunu anlatayım...
--
''Hikaru-chaaannn!'' dedi sarı saçlı bir kız bağırarak.
Okulumdaydım. Uzun bir yaz tatilinden sonra evime geri dönmüştüm. Asıl evim burasıydı. Bahçesi , bahçesindeki o kiraz ağaçlarını özlemiştim. Dersleri , ödevleri , o lanet olası testleri , öğretmenleri , sınavları özlemiştim. Bankında oturup en iyi arkadaşımla birlikte başımı onun omzuna koyup güneşi seyretmeyi özlemiştim.
En önemlisi...
Onunla atıldığımız maceraları özlemiştim.
''Sora-chan!'' dedim bende aynı sevinç gösterisiyle. Ve Sora koştura koştura, bu öğrenci denizini yararak aniden üstüme atladı. Sarı saçları ağzıma girmişti ama umursamıyordum. Özlemiştim onu. Hem de çok. Bu yüzden bunu fırsat bilip sımsıkı sarıldım ona. Bütün bir yaz tatilinin acısını çıkartırcasına.
''SENİ ÇOK ÖZLEDİMMM'' dedi Sora bağırarak. Herkes bize bakıyordu ama onun umrunda değildi. Beni her geçen saniye daha da sıkıyordu kollarıyla , nefes alamama emareleri göstermeye başladığımı farkettiğimde kendimi ondan itmek zorunda kaldım. Uzun bir süreydi birbirimizi görmediğimiz zaman. İnsan ister istemez kalbinin bir parçasıyla tekrar kavuşmuş gibi seviniyordu.
''Bende seni çok özledim Sora-chan! Çok uzun süre oldu görüşmeyeli.''
''AMA İDDİA EDERİM BEN SENİ DAHA ÇOK ÖZLEDİM!!''
Gülüşmeler , kahkahalar , arkadaşlar...
-
Tüm günümüzü tatilde neler olduğunu anlatmakla geçti ; genel kanı çok sıkıcı olduğuydu.
Çünkü tatil boyunca nerdeyse hiç ''tuhaf'' birşey olmamıştı. ''O'' şeyler sanki bizimle birlikte tatile çıkmış gibiydi...
İlk bölüm hayırlı olsun umarım seversiniz. evet kısa oldu ama biraz gizemli bir yerde bitirmek istedim.
Aynaya bakıyordum. Orada kızıl , dalgalı saçları , zeytin yeşili gözleri , küçücük bir burnu ve şişik dudakları olan bir kız vardı orda. Gözlükleri vardı yusvuvarlak , heralde Harry Potter'ın gözlükleriyle yarışabilirdi bu konuda. Miyoptu , uzağı göremiyordu , bu kızın zihni de eskiden miyoptu.
Oradaki gerçekten ben miydim?
Şüphesiz hayır.
Oradaki sadece bir ilüzyon. Gerçek ''sanılan'' bir dünyanın arkasındaki bir güç tarafından bize hazırlanan bir görüntü sadece.
Oysaki gerçek benlik kalpte saklıdır. Birlikte atar kalpleriniz. Hani derler ya ''içindeki küçük çocuk''. İşte o benlik bizimle nefes alır. Bu çocuk bazen ayağı kayıp düşebilir ama... Hep içinizde saf olarak kalır. Ama düştüğü zaman biraz daha bilincin derinliklerine düşer. Bir daha tökezlediğinde bir kat daha aşağı iner. Onu bulmak zorlaşır. Üstünde katmanlar birikmiş olabilir.
Ama kendisiyle yüzleşebilenler sadece bu küçük çocuğa ulaşabilir.
Kendinle yüzleşmek. Kendi benliğinle yüzleşmek.
Duygularınla , düşüncelerinle , korkularınla , isteklerinle veya istemediklerinle...
İstenmeyen , üvey evlat muamelesi gören duygular bir gün karşına kanlı canlı bir biçimde çıkabilir. Benliğinin beden almış hali. 'Diğer' hali. Herkesten sakladığımız o halimiz. Bizim canımızı almaya kalkışabilir belki de.
Bir ''maske'' taktığımız aslında yüzümüze farkında olmadan. Ama bu maskeyi bazen çıkarmak gerekir. Çıkarmadığında maskenin arkasında kalan ''diğer'' , ''saklanan'' ve ''yasaklı'' benlik senin canına susamış bir biçimde ortaya çıkabilir.
Evet. Aynadaki kız gerçek değildi. Gerçek olan , içimde , kalbimde yatan ''ben''dim.
Bunu nerden mi biliyorum...
Gelin bunu anlatayım...
--
''Hikaru-chaaannn!'' dedi sarı saçlı bir kız bağırarak.
Okulumdaydım. Uzun bir yaz tatilinden sonra evime geri dönmüştüm. Asıl evim burasıydı. Bahçesi , bahçesindeki o kiraz ağaçlarını özlemiştim. Dersleri , ödevleri , o lanet olası testleri , öğretmenleri , sınavları özlemiştim. Bankında oturup en iyi arkadaşımla birlikte başımı onun omzuna koyup güneşi seyretmeyi özlemiştim.
En önemlisi...
Onunla atıldığımız maceraları özlemiştim.
''Sora-chan!'' dedim bende aynı sevinç gösterisiyle. Ve Sora koştura koştura, bu öğrenci denizini yararak aniden üstüme atladı. Sarı saçları ağzıma girmişti ama umursamıyordum. Özlemiştim onu. Hem de çok. Bu yüzden bunu fırsat bilip sımsıkı sarıldım ona. Bütün bir yaz tatilinin acısını çıkartırcasına.
''SENİ ÇOK ÖZLEDİMMM'' dedi Sora bağırarak. Herkes bize bakıyordu ama onun umrunda değildi. Beni her geçen saniye daha da sıkıyordu kollarıyla , nefes alamama emareleri göstermeye başladığımı farkettiğimde kendimi ondan itmek zorunda kaldım. Uzun bir süreydi birbirimizi görmediğimiz zaman. İnsan ister istemez kalbinin bir parçasıyla tekrar kavuşmuş gibi seviniyordu.
''Bende seni çok özledim Sora-chan! Çok uzun süre oldu görüşmeyeli.''
''AMA İDDİA EDERİM BEN SENİ DAHA ÇOK ÖZLEDİM!!''
Gülüşmeler , kahkahalar , arkadaşlar...
-
Tüm günümüzü tatilde neler olduğunu anlatmakla geçti ; genel kanı çok sıkıcı olduğuydu.
Çünkü tatil boyunca nerdeyse hiç ''tuhaf'' birşey olmamıştı. ''O'' şeyler sanki bizimle birlikte tatile çıkmış gibiydi...
İlk bölüm hayırlı olsun umarım seversiniz. evet kısa oldu ama biraz gizemli bir yerde bitirmek istedim.
--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:
güzel olmuş.. yalnız bazı yerlerde yazım hataları var, belki typo olmuştur, bilemiyorum, ben de çok yaparım ^^ ama babamın bir lafı vardır (kendisi yazardır): "yazdığın bir şeyi mutlaka tekrar oku.." tekrar tekrar oku yazdıklarını, sil, düzelt, gerekirse farklı açıdan, değişik kelimelerle yazmaya çalış.. ne kadar değiştiğini fark edeceksin
ben bu hikayenin güzel gideceğini düşünüyorum.. da, keşke hikaye türkiye'de geçseydi.. ne bileyim, içimden öyle geldi neyse, devamını bekliyorum..
ben bu hikayenin güzel gideceğini düşünüyorum.. da, keşke hikaye türkiye'de geçseydi.. ne bileyim, içimden öyle geldi neyse, devamını bekliyorum..
15 May 2010 17:00
@matt : haklısın yazdıktan sonra okumalıyım bunu yarım yamalak yapıyorum bazen de hiç yapmadığım oluyor. ama en mantıklısı şöyle güzel bir kontroldür doğru söylüyorsun =) türkiyede geçmesi konusunda ise Japonya bana daha ilgi çekici geldi sakura ağaçlarından oluşan bahçeleri , parkları , Tokyo'daki semtler falan oraları kullanmayı daha ilgi çekici buldum =)
@Toph Bei Fong: Persona italyancada maske demek ''ya da latince tam bilmiyorum ama ikisinden biri''
@Toph Bei Fong: Persona italyancada maske demek ''ya da latince tam bilmiyorum ama ikisinden biri''
--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:
1. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 16 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |