Pirates in Love
Sayfaya git: Önceki, 1, 2

Anime Manga Forum -> Fan Fiction
 
Yazar
Mesaj
RollerCoaster
Otaku (Level 3)
Otaku (Level 3)



Yaş: 27
Kayıt: 09 Ekm 2011
Mesajlar: 155
Favori Anime & Manga: Saçma olmasın yeter, ben yeterince saçmayım çünki *.*
Nerden: Ankara
Teşekkür: 51

Durumu: Çevrimdışı

RollerCoaster
Otaku (Level 3)
Pirates in Love Konu: Yanıt: Pirates in Love
Alıntıyla Cevap Gönder
ama hala devamı gelmemis Hüzünlü((

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Anime Listesi  
18 Ekm 2012 20:33
sailor V
Otaku (Level 3)
Otaku (Level 3)



Yaş: 29
Kayıt: 17 Ağu 2011
Mesajlar: 188
Nerden: Konoha Gakure
Teşekkür: 36

Durumu: Çevrimdışı

sailor V
Otaku (Level 3)
Pirates in Love Konu: Yanıt: Pirates in Love
Alıntıyla Cevap Gönder
Kusura bakmayın arkadaşlarr şu sıralar çok yoğundum şimdi gördüm kısa sürede gelicek devamı Gülücük Dağıtıyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
30 Ekm 2012 23:26
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): RollerCoaster

sailor V
Otaku (Level 3)
Otaku (Level 3)



Yaş: 29
Kayıt: 17 Ağu 2011
Mesajlar: 188
Nerden: Konoha Gakure
Teşekkür: 36

Durumu: Çevrimdışı

sailor V
Otaku (Level 3)
Pirates in Love Konu: Yanıt: Pirates in Love
Alıntıyla Cevap Gönder
Yavaşça uyandı, Leonard. Hava çoktan kararmıştı. Odasının içi karanlıktı. Hafifçe yatakta doğruldu. Bu uyku ona iyi gelmişti. Rüyasız bir uyku uyumuştu. Yataktan kalktı ve banyoya doğru yöneldi. Sıcak bir banyo yapmak istiyordu. Küvetin suyunu açıp dolmasını bekledi. Dolan suyun içine birkaç damla vanilyalı parfümden ekledi. Üzerindekileri çıkarttı ve kendisini sıcak suya bıraktı.
Mükemmel, diye düşündü ve huzurla gözlerini kapattı. Temizlendiğine karar verdikten sonra küvetin içinden çıktı ve havlusunu beline sardı. Havluluktan bir havlu aldı ve saçlarını kurulamaya başladı. Saçlarını kuruladığı havluyu boynuna sardı ve dişlerini fırçaladı.
Banyodan çıktı ve dolabının kapağını açtı. Aynı anda da odanın kapısı açıldı. Tıklatılmadan. Anvly içeri girdi. Hayır, içeri daldı ve Leonard’ı görünce olduğu yerde dondu kaldı. Leonard kaşlarını kaldırıp ona baktı.
‘’Eğer kapıyı çalmadan girersen, böyle donar kalırsın işte, küçük hanım.’’
Anvly kıpkırmızı kesilerek yere baktı.
‘’Ah! B- ben çok özür dilerim. Senin uyuduğunu sanıyordum. Kapıyı çalarsam uyanacağını düşünmüştüm.’’
‘’Zaten yemeğe çağırmaya gelmeyecek miydin? Dur biraz, yoksa ben uyurken beni öldürmeyi filan mı planlıyordun. Korsanlardan nefret ettiğine göre.’’
Evet, korsanlardan nefret ettiğini biliyordu. Bunu kendisi de yeterince kanıtlamıştı zaten. Annesini kendisi öldürmemişte olsa, yine de korsanların hepsi onun için aynı olmalıydı. Kötü kalpli ve bencil.
‘’Sana söylemem gereken bir şey var. Edinburg’a gidiyoruz. Kral bizi baloya davet etti ve senin de gelmeni istedi. Seni istersen orada bırakacağız ya da bizimle ıssız bir adaya geleceksin ve başının çaresine bakacaksın. Seçim sana kalmış, güzelim.’’
‘’Balo mu? İyi ama sizler korsansınız. Lord ya da dük değilsiniz. Sizleri nasıl davet ediyor?’’
‘’Geçmişte krala yardım etmişliğim vardır. Bu yüzden bizi sever ve balolarına katılmamızı genellikle ister. Nedeni bu.’’
‘’ Oh. Yani kral sizlerin korsan olduğunuzu biliyor, ancak sizi öldürtmeye veya astırtmaya çalışmıyor.’’
‘’Hayır, canım. Çalışmıyor. Eğer bir neden istiyorsan bizler çalmıyoruz. Savaştığımız çoğu gemiler kendi istekleriyle teslim olurlar. Ve paralar da bizim olur.’’
‘’Peki ya kadınlar?’’
‘’Kadınlara ihtiyacımız yok.’’
‘’Oh, anlıyorum.’’
‘’Gerçekten anlıyor musun? Yoksa zeki görünmek için mi böyle söylüyorsun?’’
Kız sinirle Leonard’a baktı ve tekrar kızarıp yere bakmaya başladı. Leonard gülümsedi. Deminden beri konuşuyorlardı ve kız şimdi mi utanıyordu. Çok şaşırtıcı bir kızdı doğrusu.
‘’Evet, anlıyorum. Geminize kadın almıyorsunuz, çünkü ihtiyacınız yok. Çünkü onlara zarar gelmesini istemiyorsunuz.’’
Leonard şaşırmış bir şekilde Anvly’e baktı ve kahkahalara boğuldu. Ah Tanrım! Bu kız bir gün onu öldürecekti. Tam zeki bir kız olduğunu düşünüyordu ki, kız onu cevapları ile şaşırtıyordu.
‘’Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?’’
‘’Sen böyle düşünmüyor musun?’’
Leonard bir şey söylemedi. Bu şeklilde düşünüyor muydu? Hayır. Soruyu geçiştirmeye karar vererek kızı odadan kovaladı.
‘’Her neyse, Eğer çıkarsan memnun olacağım. Artık giyinmek istiyorum. ‘Birbirimizi yakından tanıma’ bölümünü sonra da halledebiliriz.’’
Kız şaşkınlıkla Leonard’a baktı.
‘’Ben seni yakından tanımaya filan çalışmıyor-‘’
‘’Dışarı, dedim.’’
Kız Leonard’a kızgın bir bakış attı ve odadan çıktı. Küçük cadı ne kadar dirense de sözünü dinliyordu. Bir zaman sonra ona direnmemeyi de öğretecekti, Leonard. Her şey sırayla, diye düşündü gülümseyerek.
Anvly, çatalını soslu balığa batırdı. Mark aşçılığı gerçekten seviyor olmalıydı. Anvly sevmediği şeylerde hiçbir zaman iyi değildi. Yüzmeyi hiç sevmezdi, ve yüzemezdi de zaten. Çatalı tekrar ağzına götürdü ve sosun balıkla iyi bir kombinasyon olduğunu düşündü. Kendisi de pekâlâ yemek yapabiliyordu, ancak Mark gibi değildi. Yemek yaparken Mark’ın tüm yeteneğini ortaya koyduğunu anlamıştı, Anvly. Fark ettirmeden Leonard’a bir bakış attı. O, Mark’ın yemeklerine çoktan alışmış gibi gözüküyordu. Diğerlerine de baktı. Herkes halinden memnun gözüküyordu.
‘’Mark, yemek gerçekten mükemmel olmuş. Daha önce hiç bu kadar leziz bir balık yememiştim. Siz ne düşünüyorsunuz beyler?’’
Herkesten ‘’normal’’ ve alışıldık gibi yorumlar duydu, Anvly. Böyle düşünmelerine üzülmüştü, çünkü Anvly’e göre yemekte bir sanattı. Yemeği herkes yapabilirdi, ancak herkes duygularını katamazdı. Nathan Amca ona her zaman bunu söylüyordu.
‘’Doğrusu, ben Mark’ın bu yorumlardan daha iyisini hak ettiğini düşünüyorum beyler.’’
Herkes başını yemeğinden kaldırdı ve Anvly’e baktı. Anvly kızardığını hissetti ancak başladığı sözü bitirmesi gerekiyordu. Özellikle Mark çok şaşırmış duruyordu.
‘’Daha iyisini derken?’’ dedi Steve.
‘’Demek istediğim, Yemek yapmak bir sanattır. Yemeği herkes insanların damak tadına uygun yapamaz. Ama Mark bunu yapabiliyor, kısaca yeteneği var. Mark? Neden bir aşçılık okuluna gitmiyorsun? Eminim bu yeteneğini, senin yemeklerini yiyen herkes takdir edecektir.’’
Mark hafifçe kızardı ve gülümsedi.
‘’Böyle düşündüğün için teşekkür ederim, Anvly. Ancak ben yeteneğimin bir aşçılık okuluna katılabileceğim kadar büyük olduğunu düşünmüyorum. Zaten beni kabul etmezler.’’
Anvly hafifçe kaşlarını çattı.
‘’Hayır, asıl beni kabul etmezler. Hatta beni okulun kapısından bile sokmazlar. Ama seni memnuniyetle kabul edeceklerine eminim. Bence denemelisin, Mark.’’
Mark bir şey söylemedi. Kısa bir süre Anvly’e baktı ve tekrar yemeğine döndü.
Hughes hafifçe gülümsedi.
‘’Dostum, bence de denemelisin. Burada kimsenin yemeklerine itiraz ettiğini hatırlamıyorum.’’
Diğerlerinden de hafif onay mırıltıları yükseldi. Anvly, gülümsedi. Mark adına mutlu olmuştu…

Aynı zamanda bir buçuk hafta da çok çabuk geçivermişti…
Leonard Liman’a çıktı ve elini Anvly’e uzattı gülümseyerek. Anvly nazikçe elini tuttu ve yanına geldi. Birkaç adam onlar gelmeden önce limana varmıştı bile. Leonard adamlara baktı.
‘’Araba hazır mı, Sean?’’ dedi. Kral sarayda onları bekliyor olmalıydı. Hepsi çok yorgundu. İki gün önce çıkan fırtına sonrasında gemi biraz hasar almıştı ve tüm iki günleri hasarları tamir etmekle geçmişti. Neyse ki ufak tefek şeylerdi.
‘’Evet, hazır efendim.’’
Sean onların korsan olmalarına rağmen bu güne kadar hiçbirine saygısızlık etmemiş veya aşağılamamıştı. Bu yüzden her biri Sean’ı çok severlerdi. Leonard Sean’a gülümsedi ve Anvly’i hafifçe öne çekti.
‘’Sean, bu Leydi Anvly St. Vience. Bir süredir bizimle seyahat ediyor. Leydi Anvly bu da Sean Kral’ın arabacısı ve bizim yakın arkadaşımızdır.’’
Anvly kibarca gülümsedi ve hafifçe bir reverans yaptı. Adam Anvly’nin narin elini tutup üzerine bir öpücük kondurdu.
‘’Sizinle tanışmak bir onurdur, leydim.’’
‘’Sean evli ve 2 kızı var.’’ Dedi Leonard ima edercesine. Sean kıkırdadı.
‘’Gelin sizi arabaya götüreyim. Eminim yorgunsunuzdur.’’
Sean ilerlemeye başladı ve diğerleri de onu takip ettiler. Neredeyse on beş dakika sonra sarayın avlusundaydılar. Leonard ve adamları sarayda ve etrafında hiçbir değişiklik olmadığını düşünüyordu. Ancak aynı şeyi Anvly için söylemek zordu. Leonard gülümsedi. O bir korsandı, ancak sarayda birçok kez bulunmuştu. Anvly bir leydi idi ancak hiç sarayda bulunmamıştı. Acaba neden? Diye düşündü Leonard merakla.
Leonard, adamları ve Anvly Saray’ın büyük avlusunda ilerlemeye başladılar.
Anvly her geçen dakika biraz daha gergin görünüyordu. Leonard onu sakinleştirmek için hafifçe kulağına fısıldadı.
‘’Sorun yok, Anvly. Rahatla.’’
Anvly vir an irkildi ancak kısa bir sonra biraz daha sakin göründü. Leonard da gergindi ancak kral ya da adamları yüzünden değil. Gergindi çünkü Anvly’nin babasının sarayda olma ihtimali çok yüksekti. Kral ve Lord St. Vience yok sıkı dostlardı. Ve eğer Anvly babası ile karşılaşırsa ortalık çok fazla gerilebilirdi.
Sarayın kapısı açıldı ve birkaç hizmetçi dışarı çıkıp at arabasının yanına bırakılan çantaları aldılar. Birkaç tanesi ise onları tek tek içeri geçirdi. Az sonra Kral’ın neşeli kahkahası duyuldu. Leonard ve diğerleri yavaşça ana salona doğru yürüdüler. Anvly şimdi daha da gergindi ve kendini biraz daha dikleştirmeye çalışırsa beli kopabilirdi. Leonard tam tekrar sakin olmasını söyleyecekti ki Steve yanlarına gelip Anvly’nin elini tuttu.
‘’Anvly. Sakin olmalısın kral çok iyi biridir seni seveceğine eminim.’’
Anvly hafifçe yutkundu ve yavaşça başını salladı. Ana salona girdiler ve kral yavaşça yanlarına geldi...

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
04 Ksm 2012 2:08
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: Önceki, 1, 2
2. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 13 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız