Prensesin Düşü |
Yazar
Mesaj
Merhabalar, ben yeni üye oldum. Uzun süredir üzerinde düşündüğüm bir fanfiction fikrini hayata geçirmek istiyorum...
Elimden geldiğince çabuk yeni bölümler eklemeye çalışacağım
Umarım girişi beğenirsiniz.
O Ay Krallığının tek varisiydi, olması gerektiği gibi bir kız olarak dünyaya gelmişti. Annesi Serenity’nin dünyasına bir ışık gibi doğmuştu. Müttefik gezegenlerin dört prensesi ile beraber büyümüş, ağlamış, sevinmişti. Kraliyet ailesinin göz bebeği prenses,çevresini sarmalayan bu denli büyük bir sevgi içerisinde bile kendini yalnız ve güçsüz hissediyordu. 15 yaşını bitirmesine az bir süre kalmıştı, bir kaç ay içerisinde Gümüş Binyıl Krallığının resmi varisi olarak ilan edilecek ve galaksiye takdim edilecekti. Ama Serenity onu bekleyen parlak geleceğin heyecanından çok mutsuzluğunu yaşıyordu. Bu koca krallıkta tek başınaydı ve çocukluk hayallerini bile gerçekleştiremeyecek kadar özgürlükten yoksundu.
Elimden geldiğince çabuk yeni bölümler eklemeye çalışacağım
Umarım girişi beğenirsiniz.
O Ay Krallığının tek varisiydi, olması gerektiği gibi bir kız olarak dünyaya gelmişti. Annesi Serenity’nin dünyasına bir ışık gibi doğmuştu. Müttefik gezegenlerin dört prensesi ile beraber büyümüş, ağlamış, sevinmişti. Kraliyet ailesinin göz bebeği prenses,çevresini sarmalayan bu denli büyük bir sevgi içerisinde bile kendini yalnız ve güçsüz hissediyordu. 15 yaşını bitirmesine az bir süre kalmıştı, bir kaç ay içerisinde Gümüş Binyıl Krallığının resmi varisi olarak ilan edilecek ve galaksiye takdim edilecekti. Ama Serenity onu bekleyen parlak geleceğin heyecanından çok mutsuzluğunu yaşıyordu. Bu koca krallıkta tek başınaydı ve çocukluk hayallerini bile gerçekleştiremeyecek kadar özgürlükten yoksundu.
Bembeyaz oda sabah güneşi ile dolmuştu, pencereden usulca süzülen rüzgar perdelerle dans ediyordu. Prenses huzur dolu bir uykudaydı....Birden odanın geniş kapıları açıldı...
Minako: Günaydın Prenses! Bugün oldukça yoğun bir program bizi bekliyor...Haydi marş marş! Ne demişler erken kalkan güçle dolarmış!
Prenses Serenity: Günaydın Venüs! Ve erken kalkan yol alır, güçle dolmaz!
Minako: Her neyse senin yollara ihtiyacın var güce değil!
Prenses gözlerini ovuşturarak yataktan kalktı, yüzünü pencereye doğru çevirdi...İşte sabahlarının neşe kaynağı oradaydı....Güneşin ardında gözüken görkemli gezegen: Terra. Ay’ın solgunluğuna inat yeşil ve mavi renklerle parlıyordu.
Prenses: Ne kadar da güzel değil mi?
Minako: Prensesim, Terra hayali için vaktimiz yok! Merkür sizi çalışma odasında bekliyor, Galaksi Tarihi çalışacaksınız. Daha sonra Mars ve Jüpiter ile saha çalışmanız var. Öğleden sonra Kraliçe sizi taht odasında görmek istiyor, gümüş kristali taşımanız için yapılan broşu size takdim edecek.
Prenses: Doğru ya, artık kristalin resmi sahiplerinden biri olacağım.
Minako: 16.yaşınızda kristalin güçlerinin bir kısmını artık kullanabiliyor olucaksınız.
Prenses: 16...
Prenses iç geçirdi, 15 yılını balolarla, eğitimlerle geçirmişti. Saraydan çıkması yasaktı, ancak dört koruyucusu ile sarayı terkedebilirdi. Bütün galaksi ona gıpta ile bakarken o neden bu kadar huzursuzdu, neden kendini altın bir kafeste gibi hissediyordu? Hayal kurmak gerçekten bencillik miydi? Prensesler sadece düşleri mi süslerdi, gerçeklere dokunamazlar mıydı?
....
Minako: Prenses son zamanlarda iyice dalgınlaştı...
Rei: Yakında varisliği tescillenecek, sorumlulukları artıcak, korkudandır merak etme...
Ami: Bence prenses kendini kapatılmış hissediyor Rei, çocukluğundan beri özlemle izlediği gezegenin ona yasak olduğunu öğrenmesi ile yıkıldı, kendini çaresiz hissediyor.
Rei: Yapabileceğimiz hiç bir şey yok, Terra Kraliyeti müttefiğimiz olsa bile, Terra halkı; Beyaz Ay insanlarına karşı derin bir öfke duyuyorlar, prensesi oraya götürmemiz imkansız. Bazı hayaller hayal olarak kalmak zorunda.
Makoto: Bu saray dışına bile çıkması prenses için bir tehdit, Krallığın geleceğini korumak zorundayız.
Minako: Krallığı korumak uğruna prensesimizin tükenişi görmek zorunda kalmayız umarım...
Ami:Umarım
....
O öğleden sonra prenses annesinin huzuruna çıkmak için hazırlandı, göğsü ay taşları ile süslenmiş beyaz elbisesi ile sarayın koridorlarında usulca süzüldü ve taht odasına vardı...
Kraliçe: Serenity, güzel kızım...
Prenses: Kraliçem, anne!
Kraliçe: Seni çok ihmal ettim ama biliyorsun şu sıralar Galaksinin kuzey yakasında problemli bir dönem yaşanıyor...
Prenses: Önemli değil annecim, babam, Kral Elion ve siz bu galaksi için çok uğraştınız, prenses ailesinden birazcık fedakarlık yapabilir değil mi?
Kraliçe: Çok iyi bir hükümdar olucaksın Serenity...ah neredeyse unutuyordum! İşte broşun, 16. Yaş gününde bu broş kristalin bir parçası ile dolucak, o güne kadar bu broşu iyi sakla!
Prenses: Elbette Kraliçem, anne seni çok seviyorum...
Kraliçe: Prenses...kızım...varisim.
Bakalım Prenses Serenity, çocukluk hayalini gerçekleştirebilecek mi? Saraydan çıkabilecek mi?
Umarım beğenirsiniz
Minako: Günaydın Prenses! Bugün oldukça yoğun bir program bizi bekliyor...Haydi marş marş! Ne demişler erken kalkan güçle dolarmış!
Prenses Serenity: Günaydın Venüs! Ve erken kalkan yol alır, güçle dolmaz!
Minako: Her neyse senin yollara ihtiyacın var güce değil!
Prenses gözlerini ovuşturarak yataktan kalktı, yüzünü pencereye doğru çevirdi...İşte sabahlarının neşe kaynağı oradaydı....Güneşin ardında gözüken görkemli gezegen: Terra. Ay’ın solgunluğuna inat yeşil ve mavi renklerle parlıyordu.
Prenses: Ne kadar da güzel değil mi?
Minako: Prensesim, Terra hayali için vaktimiz yok! Merkür sizi çalışma odasında bekliyor, Galaksi Tarihi çalışacaksınız. Daha sonra Mars ve Jüpiter ile saha çalışmanız var. Öğleden sonra Kraliçe sizi taht odasında görmek istiyor, gümüş kristali taşımanız için yapılan broşu size takdim edecek.
Prenses: Doğru ya, artık kristalin resmi sahiplerinden biri olacağım.
Minako: 16.yaşınızda kristalin güçlerinin bir kısmını artık kullanabiliyor olucaksınız.
Prenses: 16...
Prenses iç geçirdi, 15 yılını balolarla, eğitimlerle geçirmişti. Saraydan çıkması yasaktı, ancak dört koruyucusu ile sarayı terkedebilirdi. Bütün galaksi ona gıpta ile bakarken o neden bu kadar huzursuzdu, neden kendini altın bir kafeste gibi hissediyordu? Hayal kurmak gerçekten bencillik miydi? Prensesler sadece düşleri mi süslerdi, gerçeklere dokunamazlar mıydı?
....
Minako: Prenses son zamanlarda iyice dalgınlaştı...
Rei: Yakında varisliği tescillenecek, sorumlulukları artıcak, korkudandır merak etme...
Ami: Bence prenses kendini kapatılmış hissediyor Rei, çocukluğundan beri özlemle izlediği gezegenin ona yasak olduğunu öğrenmesi ile yıkıldı, kendini çaresiz hissediyor.
Rei: Yapabileceğimiz hiç bir şey yok, Terra Kraliyeti müttefiğimiz olsa bile, Terra halkı; Beyaz Ay insanlarına karşı derin bir öfke duyuyorlar, prensesi oraya götürmemiz imkansız. Bazı hayaller hayal olarak kalmak zorunda.
Makoto: Bu saray dışına bile çıkması prenses için bir tehdit, Krallığın geleceğini korumak zorundayız.
Minako: Krallığı korumak uğruna prensesimizin tükenişi görmek zorunda kalmayız umarım...
Ami:Umarım
....
O öğleden sonra prenses annesinin huzuruna çıkmak için hazırlandı, göğsü ay taşları ile süslenmiş beyaz elbisesi ile sarayın koridorlarında usulca süzüldü ve taht odasına vardı...
Kraliçe: Serenity, güzel kızım...
Prenses: Kraliçem, anne!
Kraliçe: Seni çok ihmal ettim ama biliyorsun şu sıralar Galaksinin kuzey yakasında problemli bir dönem yaşanıyor...
Prenses: Önemli değil annecim, babam, Kral Elion ve siz bu galaksi için çok uğraştınız, prenses ailesinden birazcık fedakarlık yapabilir değil mi?
Kraliçe: Çok iyi bir hükümdar olucaksın Serenity...ah neredeyse unutuyordum! İşte broşun, 16. Yaş gününde bu broş kristalin bir parçası ile dolucak, o güne kadar bu broşu iyi sakla!
Prenses: Elbette Kraliçem, anne seni çok seviyorum...
Kraliçe: Prenses...kızım...varisim.
Bakalım Prenses Serenity, çocukluk hayalini gerçekleştirebilecek mi? Saraydan çıkabilecek mi?
Umarım beğenirsiniz
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 5 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |