Primitive forms of existence
Anime Manga Forum -> Fan Fiction
 
Yazar
Mesaj
nigma
Yasaklı Üye

Avatar

Kayıt: 05 May 2008
Mesajlar: 943
Tanıtımlar: 1
Favori Anime & Manga: Death Note, Mirai Nikki
Teşekkür: 381
Uyarı: 1

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
nigma
Yasaklı Üye
Primitive forms of existence Konu: Primitive forms of existence
Alıntıyla Cevap Gönder
Primitive forms of existence

özet: Yıl 2014. İnsanlar tam bir ikilemde. Fiziksel ve psikolojik hastalıklar artış gösteriyor. İnsanların hayatta kalabilmeleri için yapmaları gereken tonlarca şey var. Düşman bireyi heryerden kuşatmaya hızla devam ediyor. Artık kesin bir karar vermenin vakti gelmişti. Nasıl yaşanacaktı? Bu hikaye yaşamının izleyeceği yöne karar vermeye çalışan bir grup insandan ve onların dünyalarından oluşuyor.

Boşluğun ortasına yönelttiği bakışları Felipe’nin ısrarcı sesinin olduğu tarafa ara ara kayıyordu. Uykusuzdu.

Felipe sürekli gözlerinin içine kararlı bir şekilde bakıyor ve konuşuyordu.

Belki aralıksız 3 saattir Felipe’yi dinliyordu.

Felipe dominant ve antisosyal kişiliğiyle etrafındakilere korku salan ve istediğini yaptıran bencilin tekiydi. Fakat onda kimsenin görmeye teşebbüs edemediği gerçekleri deşme ve patır patır söyleme kabiliyeti sınırsız bir şekilde oluşmuştu.

Reydin ise sakin ve anlayışlı kişiliğiyle her zaman gönülleri fethetmeyi başaran, etrafına uyuşturucu etkisi veren su gibi bir varlıktı.

Felipe Reydin’in onu 3 saattir aralıksız dinlemesiyle yetinmemiş olsa gerek, konuşuyor da konuşuyordu.

Reydin ise yorulmuştu. Uykusuzdu ve açtı. Ve susuzdu. Reydin’in boşluğa kayan bakışları ara ara Felipe’nin yüzünün ortasına odaklanıyor ve kafasını ‘seni anlıyorum Felip’ tarzında sallayıp, dudaklarından bir kaç anlayış sözcüğü sunuyordu.

Felipe’nin Reydin’i bırakmaya hiç niyeti yoktu. Reydin ise kafasını dinlemek istiyordu.

Felipe ateş, Reydin ise suydu. Felipe yine ateşlendiği bir sırada, Reydin’den onay almak istercesine bağıranarak konuşmasını sürdürdü. İşte Reydin tam o anda kararlı bir şekilde Felipe’ye:

“Balkona gidelim Felipe, lütfen.” dedi. Felipe ise onu hiç duymamışçasına, bunaltıcı odada tartışmaya devam etmeye ve bilgisayarındaki kayıtlı videoları Reydin’ zorla izlettirip yorum yaptırmaya çalışmaya devam etti.

Reydin’in sabır yeteneği epey gelişmişti. Yaklaşık 1 saat daha Felipe’nin köleliği altında onun istediğini yapmaya devam ettiler.

Reydin’e zorla kendi sevdiklerini sevdirmeye çalışıyor ve inatla fikirlerini tekrarlayıp duruyordu Felipe.

Reydin Felipe’e bir çok konuda katılıyordu aslında. Fakat Reydin artık konuları manipüle etmenin zamanının geldiğine karar vermişti. Nitekim çok sıkılmıştı. Tam o sırada kontrolü eline aldı ve konuyu olması gereken yerden ustaca saptırdı.

Reydin kalktı ve Felipe’nin elinden yavaşça tutup gözlerinin içine baktı. “Hadi gel balkona gidelim. Hem biraz hava alırız.”

Balkondaydılar. Reydin Felipe’in onun üzerindeki etkisini biliyordu. Felipe gibi insanlar Reydin gibi insanların ölmesine izin vermezler. Reydin gibi insanlar için ise ölümden başkası huzur vermez.

Reydin balkonda Felipe’nin sürdürmeye çalıştığı konuşmayı daha sakin bir konuya manipüle ettikten sonra en sevdiği aktiviteyi gizlice yapmaya koyuldu.

Ölümü hayal etmek. Ölüm planları kurmak.

Rüzgar çıkmıştı. Sanki onları uçururcasına esiyordu. Reydin konuyu politikaya kaydırmıştı. Doğaya verilen tahribattan bahsetmişti biraz ve Felipe yarım saattir bu konu hakkında hararetle konuşurken Reydin’de ustaca kendi dünyasında kaybolmayı başarmıştı.

Şu an Reydin’in en çok istediği Felipe’den kurtulmaktı. Yorgundu. Uykusuzdu. Açtı ve susuzdu. Ama Reydin’in tükenmez bir dayanma gücü vardı. Bu gücü de ölüme her zaman açtığı kucağından kaynaklanıyordu.

Bölüm 1’in sonu.





“Demek istediğim aslında daha farklı bir şeydi”

Ceren 40 yılın başında akrabalarıyla bir araya gelmişti. Yaklaşık 6 kişiydiler ve havadan sudan konuşuyorlardı. Sevdikleri müzikler, izledikleri filmler ve birazda din hakkında gayet sakince fikirlerini paylaşıyorlardı.

İşte o sırada aralarından biri konuyu yalnızlığa getirdi;

“Artık kimsenin birbirine takatı yok. Hepimiz yalnızız aslında”

“Valla aslına bakarsan benim yalnızlığa takatim yok!”

Her bir ağızdan sesler geliyordu. Ceren işte o sırada “Demek istediğim aslında daha farklı bir şeydi” demişti.
“Demek istediğim.. İnsanların beraber ama yalnız olmaları. Hani derler ya ‘the silent crowd’ etkisi.”

Kimse bu konu hakkında konuşmaya daha fazla devam etmek istemedi ve yine havadan sudan konuşmalarına döndüler.

Yine biri ölmüştü. 83 sene yaşamış. İyi bir ortalama sayılır. Ölenin yakınları onun evinde toplanmışlardı. Aslında bu toplanma geleneği çoğu ailede etkisini yitirmeye başlıyordu fakat bu aile biraz eski kafalıydı.

Ölüm fırsatlar doğurur. Bugün Sinan’ın doğum günüydü. Tam da dedesinin öldüğü güne denk gelmişti.

Sinan ve akrabaları ölü evinde toplanmışlardı. Hepsi değişik yaştan insanlar birbirleriyle zaman zaman zevkli, zaman zaman sıkıcı bir ton konudan konuşuyordu. Ölünün merhametli kişiliği ve onlar için yaptıkları da yeri geldikçe gündem konusu oluyordu.

Felipe ve Reydin’de bu evdeydiler. Fakat Felipe hepsinden çok farklıydı. Asla gruba uymazdı. Herkes ona uymalıydı. Asla kimseyi umursamazdı. Sadece o umursanmalıydı. Belki de onun bu şekilde hayatta kalamayacağı düşünülebilirdi. Ve çoğu kez eleştiriliyordu da. Fakat zaman hepsini yanıltabilirdi. Felipe gibi çirkef biri yaşayacaktı. Ölmeye de hiç niyeti yoktu.

Reydin ise tam bir paradokstu. Anlaşılmazdı. Hangi tarafta olduğunu hiç bir zaman kestiremeyeceğiniz bir bukalemun gibiydi adeta.

Reydin yeni gelen akrabalar sayesinde Felipe’den kurtulmayı başarmış, toplanan grubun arasına sızmıştı. Evdeki internete bağlanan tek bilgisayar da Felipe kalmış, Felipe küçüklerden bir ikisini de etrafına toplayıp onlara fikirlerini empoze etmeye çalışmaya başlamıştı.

Reydin gruplar arasında yok olmaya bayılırdı. Çünkü ne yalnız kalmaya ne de başkasıyla olmaya dayanabiliyordu. Grupların o muhteşem etkisi de sessiz bir şekilde kenarda kendi dünyasında kaybolurken aynı zamanda onlarla beraber olabilme yetkisini Reydin’e tanıyordu. Tabii grubun diğer üyeleri Reydin’i pek sevmezdi çünkü onlara göre Reydin bir parazitti. Gruba hiç bir katkısı olmadığı halde onlarla takılırdı. Fakat Reydin bunun yolunu da bulmuştu. Ara sıra ortaya kimsenin düşünemediği konular atıp, kendi dünyasına çekilmeyi başarabiliyordu.

Bölüm 2’nin sonu.


En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
27 Tem 2012 10:07
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder  
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 1 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız