Sadece Kısa Bir Hikaye Sayfaya git: 1, 2, 3, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Onun kendine ne kadar güvendiğini, iğrenç gülümsemesinden ve siyah,tozlu çizmelerini masaya koyuşundan anlayabilirdiniz. Oturuşunda hiçkimsenin hayatta olamayacağı kadar rahatlık ve güven veren bir hava vardı. Öyle ki böyle biri karşınızda bu şekilde otursaydı, "güven" kavramını size bir kez daha düşündürebilirdi bu durum.
Onun gibi birinin bir gün karşınıza çıkma ihtimalini düşünseydiniz, bunun en umutsuz olduğunuz anda gerçekleşmesi sanırım sizi pek şaşırtmazdı.
Bu kadar rahat bir tavırla, beni benden daha çok tanıyormuşçasına gülümseyen bir iblisin beyin kıvrımlarımda kolgezen endişeyi okumasına şaşırmamıştım o akşam. Evet, istediğinizi düşünebilirsiniz. Bu bir rüya ya da gerçek olabilir. Ama ister rüya, ister gerçek olsun bu yaratık ancak bu kadar yakınınızda olabilir ve ancak bu kadar endişe duyabilirdiniz.
Evet, başta korktuğum doğrudur. Çünkü sizin bedeninizin ve zihninizin dışına çıkaramadığınız hayal kırıklıkları ve aslında beyninizin en ücra köşesine hapsettiğiniz nefretin ve kinin o iğrenç yaratıkta toplandığını görmek çok vaktinizi almazdı. Benim de almadı..
Onun karşısındayken zayıf ve aciz görünmemek, mimiklerimin içimdeki korkuyu bir saniye için bile olsa ele vermemesi için çaba sarfederken, beyin damarlarımda hızla ve sıcak akan kanı hissedebiliyordum. Onun ağzından sizin hissettiklerinize dair çıkacak bir kelime dahi kendinizi ona teslim etmenize yetebilirdi.
İnanılmaz olan; ondaki ikna yeteneği değildi. En mutsuz, en umutsuz, en kırgın ve nefret dolu anınızda zifiri karanlıkta karşınıza çıkması.. Bakışlarıyla ondan saklamaya çalıştıklarınızı bir gerçeklik aynası gibi yansıtması.. Bildiğiniz herşeyi bildiğini, hissettiklerinizi hissetmese bile bu durumda sizi en çok onun umursayabileceğini farkettirmesi.. Bütün bunların iğrenç bir gülümsemede toplanması.. Bunların ardından hissettikleriniz, sonrasında onun ağzından çıkacak bir kaç cümleye yenik düşmeniz için harika bir sebeptir,inanın.
İşte şu anda bu yüzden bu karanlık yolda onu takip ediyorum. İlerisi yine karanlık, hep karanlık olacağından şüphem yok. Yine de yürüyorum.
Eğer ucunda ışık görünen yolda, Tanrı'nın kucağını açıp beni beklediği tünelin ucunda yanımda birileri yürüyor olsaydı, şu an o iblisi takip ediyor olmazdım belki..
Onun gibi birinin bir gün karşınıza çıkma ihtimalini düşünseydiniz, bunun en umutsuz olduğunuz anda gerçekleşmesi sanırım sizi pek şaşırtmazdı.
Bu kadar rahat bir tavırla, beni benden daha çok tanıyormuşçasına gülümseyen bir iblisin beyin kıvrımlarımda kolgezen endişeyi okumasına şaşırmamıştım o akşam. Evet, istediğinizi düşünebilirsiniz. Bu bir rüya ya da gerçek olabilir. Ama ister rüya, ister gerçek olsun bu yaratık ancak bu kadar yakınınızda olabilir ve ancak bu kadar endişe duyabilirdiniz.
Evet, başta korktuğum doğrudur. Çünkü sizin bedeninizin ve zihninizin dışına çıkaramadığınız hayal kırıklıkları ve aslında beyninizin en ücra köşesine hapsettiğiniz nefretin ve kinin o iğrenç yaratıkta toplandığını görmek çok vaktinizi almazdı. Benim de almadı..
Onun karşısındayken zayıf ve aciz görünmemek, mimiklerimin içimdeki korkuyu bir saniye için bile olsa ele vermemesi için çaba sarfederken, beyin damarlarımda hızla ve sıcak akan kanı hissedebiliyordum. Onun ağzından sizin hissettiklerinize dair çıkacak bir kelime dahi kendinizi ona teslim etmenize yetebilirdi.
İnanılmaz olan; ondaki ikna yeteneği değildi. En mutsuz, en umutsuz, en kırgın ve nefret dolu anınızda zifiri karanlıkta karşınıza çıkması.. Bakışlarıyla ondan saklamaya çalıştıklarınızı bir gerçeklik aynası gibi yansıtması.. Bildiğiniz herşeyi bildiğini, hissettiklerinizi hissetmese bile bu durumda sizi en çok onun umursayabileceğini farkettirmesi.. Bütün bunların iğrenç bir gülümsemede toplanması.. Bunların ardından hissettikleriniz, sonrasında onun ağzından çıkacak bir kaç cümleye yenik düşmeniz için harika bir sebeptir,inanın.
İşte şu anda bu yüzden bu karanlık yolda onu takip ediyorum. İlerisi yine karanlık, hep karanlık olacağından şüphem yok. Yine de yürüyorum.
Eğer ucunda ışık görünen yolda, Tanrı'nın kucağını açıp beni beklediği tünelin ucunda yanımda birileri yürüyor olsaydı, şu an o iblisi takip ediyor olmazdım belki..
21 Oca 2009 19:10, Değiştirme: 21 Oca 2009 22:27 (Toplamda 4 kere)
Bence "hatta öylesine kısa bir hikaye" diye tabir edilmiş bir yazı için fazlasıyla mükemmel. Bence buna bir senaryo yapmalısın.Böylesine yeteneğin sitemizde fanlar açması bence harika bir durum.Eğer açarsan emin ol, en büyük takipçilerinden biriyim.Evet, belki kısa ama, uzakabilirsin.Bundan hakika ötesi bir senaryo çıkardı.Bana kalırsa, durma deam et.
Bu arada, böyle bir hikayenin ardından sana "MERHABA" ve "ARAMIZA HOŞ GELDİN" demekten kendimi alamıyorum.
Bu arada, böyle bir hikayenin ardından sana "MERHABA" ve "ARAMIZA HOŞ GELDİN" demekten kendimi alamıyorum.
21 Oca 2009 19:40
21 Oca 2009 20:59
Çok güzel. duygularını anlatırken ve tanımlama yaparken çok rahat olduğunu farkettim ''Siyah Şarap''. hisleri açıklamak her babayiğidin harcı değildir ama senin harcınmış. Tanımlamaların çok iyi ama yazım kurallarına biraz daha dikkat et.
Bence bu hikayeyi devam ettirebilirsin ama yine hisler ve ''iblis'' üzerine.
Mesela şu iblisin her şeyi anladığını iyi ifade etmişsin ve sanki karşındaki birine anlatıyormuşsun gibi yazman çok hoşuma gitti. Bence yazı çalışmalarına devam et. Ama bence sende FanFic değil de, bunun gibi kısa hikayeler yazma yeteneği daha yüksek olur. (Okuduklarımdan yola çıktım, sadece tahmin ) Böyle hikayelerin çoksa, denemelerini bir kitapta bastırabilirsin bence.
Bir şey daha, bir kez de benim hatrım içinkaramsar deği de iyimser bir yazı yaz. Mesela bir aşk, başarı veya heyecan olabilir. Ama karamsar yazıların da çok güzel.
Karamsar yazar olmak kolay da, iyimser olmak zor. Ona bakarsan ben de hep karamsar yazarım.
Neyse, kısaca özetle çok güzel tanımlamalar ve anlatımın var. Üslubun kesinlikle kalıcı. çalışmalarına devam etmelisin.
Bence bu hikayeyi devam ettirebilirsin ama yine hisler ve ''iblis'' üzerine.
Mesela şu iblisin her şeyi anladığını iyi ifade etmişsin ve sanki karşındaki birine anlatıyormuşsun gibi yazman çok hoşuma gitti. Bence yazı çalışmalarına devam et. Ama bence sende FanFic değil de, bunun gibi kısa hikayeler yazma yeteneği daha yüksek olur. (Okuduklarımdan yola çıktım, sadece tahmin ) Böyle hikayelerin çoksa, denemelerini bir kitapta bastırabilirsin bence.
Bir şey daha, bir kez de benim hatrım içinkaramsar deği de iyimser bir yazı yaz. Mesela bir aşk, başarı veya heyecan olabilir. Ama karamsar yazıların da çok güzel.
Karamsar yazar olmak kolay da, iyimser olmak zor. Ona bakarsan ben de hep karamsar yazarım.
Neyse, kısaca özetle çok güzel tanımlamalar ve anlatımın var. Üslubun kesinlikle kalıcı. çalışmalarına devam etmelisin.
''Haruki suzukeru, Allen!''
''Zavallı şeytan, ruhunun kurtarılmasına izin ver!''
21 Oca 2009 21:14
23 Oca 2009 11:13
Karanlık.. Şuan onun ardında, o pis, siyah çizmelerin topuklarının sesleri eşliğinde yürüyorum. Korkunç bir sessizlik süslüyor karanlığı, yol boyunca uzanırken keder önüme... Çocukluğumda gözyaşlarımın aşındırdığı gözlerimle yorgun, duygusuz bakıyorum. Değişen birşey yok, yürüyoruz..
Yolun sonu ile ilgili düşünceler beliriyor aklımda.. Bir kaç adım daha.. ve cehenneme hoşgeldin..
Ya da yolun sonunda bizi bekleyen mutsuz çocuklar görüyorum, hepsi bana benziyorlar.. Onun ardına takılmak için büyümeyi bekliyorlar, tıpkı benim gibi.. Kendime gidiyormuşum gibi hissediyorum.
Nihayet geldik.. Kamaşan gözlerimle nefretin, ateşin, mutsuzluğun ve hakikatin yara olup kabuklaştığı bir bedene bakıyorum. Bir insana benzemiyor.
Çok geçmeden dökülüyor duymak istemediklerim iblisin ağzından.. "Bu sensin" diyor.
Tekmelenmiş bir kumdan kale gibi hissediyorum. Toparlanıyorum ve kendime bir bakıyorum. Yüzünü hiç yerden kaldırmıyor ya da yüzümü hiç yerden kaldırmıyorum.. Biraz eğiliyorum yüzüne bakıyorum, yüzünü başka tarafa çeviriyor. Anlar gibiyim.. Bugüne kadar hep gölgemden yansıyan bir bedendim.. Bu acıyı yangın yerinde koşturan çocuklar gibi yaşamak isterdim ancak öylece durup kendime acır bir ifadeyle bakabiliyorum yalnızca.. Göz pınarlarıma hücum ederken gözyaşları, birazcık oynatabilsem göz kapaklarımı.. birazcık..
Yolun sonu ile ilgili düşünceler beliriyor aklımda.. Bir kaç adım daha.. ve cehenneme hoşgeldin..
Ya da yolun sonunda bizi bekleyen mutsuz çocuklar görüyorum, hepsi bana benziyorlar.. Onun ardına takılmak için büyümeyi bekliyorlar, tıpkı benim gibi.. Kendime gidiyormuşum gibi hissediyorum.
Nihayet geldik.. Kamaşan gözlerimle nefretin, ateşin, mutsuzluğun ve hakikatin yara olup kabuklaştığı bir bedene bakıyorum. Bir insana benzemiyor.
Çok geçmeden dökülüyor duymak istemediklerim iblisin ağzından.. "Bu sensin" diyor.
Tekmelenmiş bir kumdan kale gibi hissediyorum. Toparlanıyorum ve kendime bir bakıyorum. Yüzünü hiç yerden kaldırmıyor ya da yüzümü hiç yerden kaldırmıyorum.. Biraz eğiliyorum yüzüne bakıyorum, yüzünü başka tarafa çeviriyor. Anlar gibiyim.. Bugüne kadar hep gölgemden yansıyan bir bedendim.. Bu acıyı yangın yerinde koşturan çocuklar gibi yaşamak isterdim ancak öylece durup kendime acır bir ifadeyle bakabiliyorum yalnızca.. Göz pınarlarıma hücum ederken gözyaşları, birazcık oynatabilsem göz kapaklarımı.. birazcık..
24 Oca 2009 17:04
1. sayfa (Toplam 3 sayfa) [ 23 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |