Son Hikaye |
Yazar
Mesaj
Merhaba bir kısmını kaleme aldığım bir hikaye yazdım. Sizce bu hikayenin mangası nasıl olur? Bir kaç imla ve yazım hatası olabilir şimdiden özür dilerim. Yorumlarınızı ve eleştirlerinizi bekliyorum.
Tıpkı her sabah olduğu gibi oradasın. Sadece birkaç metre ileride tam karşımda yolun karşısındaki otobüs durağında sırtını paslı bir tabela direğine dayamış başın önde, uzun siyah saçların yüzünü kaplamış müzik dinliyorsun. Yine yanına gelmek , seninle konuşmak istiyorum ama yine ayaklarım hareket etmiyor. Yaya geçidinin başında beklerken bir otobüs duruyor önümde ve camdaki kızarmış yüzümü görüyorum. Bana neler olduğunu tam bilmiyorum ama olan her ne ise nedeni sensin.
Seninle bu dönenim başında tanıştım aslında senin beni fark edip etmediğini bile bilmiyorum ama soğuk bir ekim sabahı yine bu durağa yürüdüğüm yolda başlamıştı herşey. O sabah benim için diğer sıkıcı sabahlardan farksızdı, yorgun ve uykusuzdum ve bulutlu gökyüzü içimde okula gitme isteğini öldürüyordu. Üstelik o gün lise hayatımın ilk günü olamsına rağmen. İlk günden bu kadar geç kalktığımdan aceleyle çıkmıştım evden. Eteğim eğriydi, saçlarım dağınık ve gömleğim dışarıda. Koşar adım durağa gidiyordum, 7:30 otobüsünü kaçırırsam ilk derse yetişemeyecektim. Ama aksilik bu ya sonra yağmur başlamıştı birden. Kaldırımın kenarında duran yaprakları dökülmüş o ağacın altına sığınmıştım. Çantamı kaldırdım ve başıma siper yaptım kim bilir ne kadar aptal görünüyordum. Orada öylece dikilmem aptalcaydı bunu şimdi düşününce daha iyi anlıyorum ama bu sayede seninle tanıştım. O yüzden ne zaman o ağacın yanından geçsem, o günkü sıcaklığı hissedebiliyorum hala.
O cılız ağacın altında yarı ıslanmış halde beklerken arkamdan birinin yaklaştığını hissettiğimde ürperdiğimi hatırlıyorum. Başımın üzerinde tuttuğum çantamı indirdiğimde, üzerimde duran siyah şemsiyeni görünce çok şaşırmıştım. Başımı çevirince ise yüzüme bakmadan öylece durmuş ve şemsiyesini bana uzatmış duran seni gördüm. O zaman başlamıştı kalbimin bu çarpışları. Gözüme ilk çarpan serçe parmağına taktığın yüzüğün olmuştu ve siyah saçların. O gün hiç birşey demeden şemsiyeni bana verdin ve yoluna devam ettin. Ne diyeceğimi bilememiştim, sadece arkandan senin uzaklaşmanı izleyebildim. Sen yokuşun başında yok oluncaya kadar izledim seni. Sana teşekkür edememiştim ama sende bunu beklememiştin zaten değil mi.
O gün yaşadığım şaşkınlık yüzünden ilk dersi kaçırmıştım. Lise hayatımın ilk gününe ilk derse geç gelen saçları dağınık ve ıslak kız olarak başlamak elbette istediğim birşey değildi. 9-F sınıfının kapısından içeri girdiğimde beni tanımışmıydın acaba. Biliyor musun o sınıfa girer girmez ilk seni gördü gözlerim. Ne kadar garip değil mi. Sen pencere kenarında en arka sırada oturuyordun ve bana bakıyordun. O an ne düşündüğünü gerçekten bilmek isterdim. Elimde senin şemsiyen, ucundan yağmur damları damlarken kapının eşiğinde ne kadar süre kaldım hatırlamıyorum.
O günleri hatırlayınca gülmekten kendimi alamıyorum ama bu sayfalara düşen damlaların nedenini bende bilmiyorum. Yolun karşısında ki sana bakarken ve bunları düşünürken o an hissettiğim duyguların anlamını bilmiyordum ama keşke öyle kalsaydım dediğim zamanlar hep oldu. İşte bu benim gözümden bizim hikayemiz. Bunları yazarken bile farkettimki seni hala tanımıyorum. Kimsin sen?
Tıpkı her sabah olduğu gibi oradasın. Sadece birkaç metre ileride tam karşımda yolun karşısındaki otobüs durağında sırtını paslı bir tabela direğine dayamış başın önde, uzun siyah saçların yüzünü kaplamış müzik dinliyorsun. Yine yanına gelmek , seninle konuşmak istiyorum ama yine ayaklarım hareket etmiyor. Yaya geçidinin başında beklerken bir otobüs duruyor önümde ve camdaki kızarmış yüzümü görüyorum. Bana neler olduğunu tam bilmiyorum ama olan her ne ise nedeni sensin.
Seninle bu dönenim başında tanıştım aslında senin beni fark edip etmediğini bile bilmiyorum ama soğuk bir ekim sabahı yine bu durağa yürüdüğüm yolda başlamıştı herşey. O sabah benim için diğer sıkıcı sabahlardan farksızdı, yorgun ve uykusuzdum ve bulutlu gökyüzü içimde okula gitme isteğini öldürüyordu. Üstelik o gün lise hayatımın ilk günü olamsına rağmen. İlk günden bu kadar geç kalktığımdan aceleyle çıkmıştım evden. Eteğim eğriydi, saçlarım dağınık ve gömleğim dışarıda. Koşar adım durağa gidiyordum, 7:30 otobüsünü kaçırırsam ilk derse yetişemeyecektim. Ama aksilik bu ya sonra yağmur başlamıştı birden. Kaldırımın kenarında duran yaprakları dökülmüş o ağacın altına sığınmıştım. Çantamı kaldırdım ve başıma siper yaptım kim bilir ne kadar aptal görünüyordum. Orada öylece dikilmem aptalcaydı bunu şimdi düşününce daha iyi anlıyorum ama bu sayede seninle tanıştım. O yüzden ne zaman o ağacın yanından geçsem, o günkü sıcaklığı hissedebiliyorum hala.
O cılız ağacın altında yarı ıslanmış halde beklerken arkamdan birinin yaklaştığını hissettiğimde ürperdiğimi hatırlıyorum. Başımın üzerinde tuttuğum çantamı indirdiğimde, üzerimde duran siyah şemsiyeni görünce çok şaşırmıştım. Başımı çevirince ise yüzüme bakmadan öylece durmuş ve şemsiyesini bana uzatmış duran seni gördüm. O zaman başlamıştı kalbimin bu çarpışları. Gözüme ilk çarpan serçe parmağına taktığın yüzüğün olmuştu ve siyah saçların. O gün hiç birşey demeden şemsiyeni bana verdin ve yoluna devam ettin. Ne diyeceğimi bilememiştim, sadece arkandan senin uzaklaşmanı izleyebildim. Sen yokuşun başında yok oluncaya kadar izledim seni. Sana teşekkür edememiştim ama sende bunu beklememiştin zaten değil mi.
O gün yaşadığım şaşkınlık yüzünden ilk dersi kaçırmıştım. Lise hayatımın ilk gününe ilk derse geç gelen saçları dağınık ve ıslak kız olarak başlamak elbette istediğim birşey değildi. 9-F sınıfının kapısından içeri girdiğimde beni tanımışmıydın acaba. Biliyor musun o sınıfa girer girmez ilk seni gördü gözlerim. Ne kadar garip değil mi. Sen pencere kenarında en arka sırada oturuyordun ve bana bakıyordun. O an ne düşündüğünü gerçekten bilmek isterdim. Elimde senin şemsiyen, ucundan yağmur damları damlarken kapının eşiğinde ne kadar süre kaldım hatırlamıyorum.
O günleri hatırlayınca gülmekten kendimi alamıyorum ama bu sayfalara düşen damlaların nedenini bende bilmiyorum. Yolun karşısında ki sana bakarken ve bunları düşünürken o an hissettiğim duyguların anlamını bilmiyordum ama keşke öyle kalsaydım dediğim zamanlar hep oldu. İşte bu benim gözümden bizim hikayemiz. Bunları yazarken bile farkettimki seni hala tanımıyorum. Kimsin sen?
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 2 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |