Storm Alchemist: Friendship
Sayfaya git: 1, 2, Sonraki

Anime Manga Forum -> Fan Fiction
 
Yazar
Mesaj
Vendetta
Mangaka
Mangaka



Yaş: 28
Kayıt: 10 Hzr 2009
Mesajlar: 775
Teşekkür: 25

Durumu: Çevrimdışı

Vendetta
Mangaka
Storm Alchemist: Friendship Konu: Storm Alchemist: Friendship
Alıntıyla Cevap Gönder
ilk bölümden alıntı:

Söyleyeceğim ilk şey; bunları ben uydurmuyorum. İnanın bana, ben uydursam kendime doğru dürüst bir geçmiş uydururdum. Tamam, bu bölümü geçmek isterdim ama eninde sonunda kendimi tanıtmam lazım. Adım Rhea ve kısa bir süreöncesine kadar ağabeyim gibi geçindiğim Hermes’le birlikte sokaklarda mutlu mutlu yaşıyorduk. Sokaklarda nasıl mutlu mutlu yaşıyorduk derseniz cevap basit: üstün hırsızlık becerimiz. Hermes ve Ben Black Blossom çetesinin üyelerindeniz, hatta çetelerde vip üyelik olsaydı vip üye olurduk diyebilirim. Benim hırsızlık becerilerim karanlık geçmişimle alakalı bir olaya dayanıyor ve… bu olaylar pek hoş değil. Ve bir gün ben, yasadışı bir çetenin üyesi bir hırsız olan ben, ulusal simyager olup Elric kardeşlerle birlikte seyahat etmeye başladım. çünkü amacımız aynıydı. felsefe taşı bana da yardım edebilirdi. İşte ben bunun nasıl olduğunu ve devamındaki olayları anlatacağım.
(Felsefe taşına neden mi ihtiyacım var? İpucu vereyim: hayır bir uzvum otozırh değil ya da ruhum bir şövalye zırhına bağlanmadı. Sadece psikopat bir simyagerin deney tahtası oldum.)

bu paragrafla ilgili biraz yorum alıyım , ilk bölümde yapabileceğim düzeltmeleri yapıp koyarım hemen x)
karakterimle ilgili bilgi:
Adı: Rhea
Soyadı: - (sonraki bölümlerde ortaya çıkacak.)
cinsiyeti:kız
bazı bölümlerde 12, bazı bölümlerde 15 yaşında olacağı için, fiziksel özellikleri:
12 yaşındayken:
boyu: 1.38
kilosu:25
15 yaşındayken:
boyu: 1.44
kilosu: 31
onun dışında,12 yaşındayken kısacık kesilmiş dağınık duran ama yüzünün ortasında rukia kuchiki'de olduğu gibi perçemli (ona perçem mi denir bilemiyorum da... bleach izleyenler anladı xD) koyu kızıl saçları&açık mor gözleri var. 15 yaşında ise saçları deli gibi bi boy atmayla beline kadar gelicek (şu mantıkla; edwardın saçları kısayken bir yıl rehabilitasyonda birden örgü örülcek kadar uzun oldu, e üç yılda da rheanın saçları beline kadar uar o zaman xD )
birkaç resmini çizdim zaten tarayıcıdan geçirip koyacağım buraya. o zaman iğrenç betimlememi çözmeye çalışmanıza gerek kalmayacak. Karışık Şaşırmış Durumda Kahkaha Atıyor
asi, inatçı, sivri dilli, ama ruh haline göre yumuşak davranabilen, teselli etmeyi çok iyi beceren ve arkadaşlarını korumak için canını verecek bir tip. edward'a kısa denildiğinde edward'ın yaptığı davranışla Rhea erkek sanıldığında Rhea'da ortaya çıkıyor xD (saçı yüzünden.)
(not: bu karaklerde Leenalee Lee'den ilham aldım biraz.)
Elementel simya'da iyidir, Roy Mustang'in alevi kullandığı gibi o da hava'yı kullanır.

Hermes'le ilgili:
yaşı:22 (Rhea 12 yaşındayken.)
boyu: 1.77
kilosu: 60
her zaman açık yeşil saç bandı taktığı Mavi-siyah dağınık, kısa saçları ve açık yeşil gözleri var. çoğu zaman gülümser ve şaka yapmayı sever, eğlenceli bir tiptir. (not: bu karakterde bol bol Lavi'den ilham aldım. hani şu D.Gray-Man'deki lavuk)

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
10 Hzr 2009 22:37, Değiştirme: 18 Hzr 2009 18:16 (Toplamda 3 kere)
Klutz
Misafir

Avatar





Avatar
Klutz
Misafir
Storm Alchemist: Friendship Konu: Yanıt: Storm Alchemist: Friendship
Alıntıyla Cevap Gönder
güzele benziyorr ummm leziz Kahkaha Atıyor beğendim devam Şık Kahkaha Atıyor

En Yukarı Git
 
10 Hzr 2009 22:40
KirinKirin
Mangaka
Mangaka



Yaş: 32
Kayıt: 13 Eyl 2007
Mesajlar: 938
Favori Anime & Manga: anime: Fullmetal Alchemist, Bleach, Naruto, Code Geass, Claymore, Gintama, D.Gray-Man, Nana... manga:One Piece,Fairy Tail,xxxHolic,Vampire kisses Blood Relatives,Nana..
Cinsiyet: Erkek
Nerden: İstanbul
Teşekkür: 30

Durumu: Çevrimdışı

KirinKirin
Mangaka
Storm Alchemist: Friendship Konu: Yanıt: Storm Alchemist: Friendship
Alıntıyla Cevap Gönder
Şİmdi ilk olarak soru şu ;

neden türkçe değil başlık XD sizi anlayamıyorum gerçekten , ingilizce başlık yazınca ne oluyor yani XD

Neyse , yazdıklarına dönersek, fanfiction için çok güzel bir yer ve karakter bulmuşsun.yalnız 15 yaşında 1.44 boyu varsa yandı bu kız..baya pigme kalıcak demektir , Edward bile bot ve tepedeki saçıyla 1.65 , onlarsız dahi uzun olucak bu kızdan XD ki gidişattan gördüğüm kadarıyla bişeyler de yaşanacak aralarında (benim tahminim sadedce XD )neyse..Lenalee ve Lavie'den ilham almasan bi de lavuk demesen güzel olucakmış ama XD neyse yaz da görelim bakalım ^^

Taka; Uchiha Sasuke'nin Itachi'yi bulmak ve başka insanların savaşına karışmasını engellemek amacıyla kurduğu gruptur.Suigetsu , Karin , Jugo ve Sasuke'den oluşur.Onlar Konoha'yı yıkmayı amaçlayanlardır.

Kender karanlıkta sessizce ilerledi ve yavaşça büyücüye yaklaştı.büyücü arkasında birisinin olduğunu sezinlemişti "kim o!" diye tısladı.asasını eline aldı.arkasındaki kişiyi görmek için ışığı yakacaktı ama o daha "şirak" diyemeden kender şrrrrraaaaakkk! diye tokadı basıp kaçıverdi..
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et Anime Listesi  
11 Hzr 2009 11:26
Vendetta
Mangaka
Mangaka



Yaş: 28
Kayıt: 10 Hzr 2009
Mesajlar: 775
Teşekkür: 25

Durumu: Çevrimdışı

Vendetta
Mangaka
Storm Alchemist: Friendship Konu: Yanıt: Storm Alchemist: Friendship
Alıntıyla Cevap Gönder
ingilizce yazmamın sebebi fullmetal alchemist:brotherhood'un da isminin ingilizce olması, bu kadar basit x) ama başlığı düzeltme şansım varsa 'Fırtına Simyager: Arkadaşlık' da yapabilirim , sorun deil xD (storm'u ingilizce'de aynı zamanda öfke, kıyamet anlamlarına geldiği için de seviyorum, fırtına da pek bu anlamlar yok değil mi?)
zavallı edward kendinden kısa bi kız görsün bari dedim, yazıktır ona Kahkaha Atıyor
Rhea Leenalee'den baya farklı karakter olarak. sadece saçı için biraz ilham aldım yani Gülücük Dağıtıyor
Lavi'ye bayılırım ama sevdiğim insanlara garip isimler yakıştırıyorum nedense Şaşırmış Durumda
bu arada sizce bu kızla edward aşık olsunlar mı birbirlerine? ya da tek taraflı falan??? hikaye görüşlerinize göre yönlenicek x)

Arbeit macht frei.
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
11 Hzr 2009 12:41
Klutz
Misafir

Avatar





Avatar
Klutz
Misafir
Storm Alchemist: Friendship Konu: Yanıt: Storm Alchemist: Friendship
Alıntıyla Cevap Gönder
olamaz edward winry'nin huh! onun dışında belirtmiştim güzel Kahkaha Atıyor

En Yukarı Git
 
11 Hzr 2009 12:47
Vendetta
Mangaka
Mangaka



Yaş: 28
Kayıt: 10 Hzr 2009
Mesajlar: 775
Teşekkür: 25

Durumu: Çevrimdışı

Vendetta
Mangaka
Storm Alchemist: Friendship Konu: Yanıt: Storm Alchemist: Friendship
Alıntıyla Cevap Gönder
hatta güzel dışında bide leziz demiştin Kahkaha Atıyor
winry le alphonse yakışıyo bence Madde

Arbeit macht frei.
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
11 Hzr 2009 13:18
Klutz
Misafir

Avatar





Avatar
Klutz
Misafir
Storm Alchemist: Friendship Konu: Yanıt: Storm Alchemist: Friendship
Alıntıyla Cevap Gönder
alphonse? hayır hayır hayır bunu bana söylemicektinnn!!!

Kahkaha Atıyor ben edwardxwinrycilerdenim Kahkaha Atıyor

En Yukarı Git
 
11 Hzr 2009 13:20
Avatar-sama
Mangaka
Mangaka



Yaş: 28
Kayıt: 04 May 2009
Mesajlar: 897
Cinsiyet: Kız
Nerden: Küstüm senle konuşma benle hıah.
Teşekkür: 18

Durumu: Çevrimdışı

Avatar-sama
Mangaka
Storm Alchemist: Friendship Konu: Yanıt: Storm Alchemist: Friendship
Alıntıyla Cevap Gönder
güzel bişeye benziyor içinde fma olsun da ne olursa olsun benim için fark etmez yalnız birisi daha yazmıştı Rhea bence de çok kısa yani mesela kardeşim 10 yaşında ama boyu 1.46 .bence biraz daha uzun olsaydı iyi olurdu.ben de bi aralar fma ya yeni bi karakter eklemiştim Çok Mutlu ama o Rhea nın tam tersine çok güzel ve daha uzun bir kızdı ama 4 tane hikaye birden yazdığım için onu yazamadım.bu arada bence ed le o kız arasında bi şey olmasın ed benim Şaşırmış Durumda benim değilse bile winry nin. neyse sana başarılar Çok Mutlu

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
11 Hzr 2009 13:31
Vendetta
Mangaka
Mangaka



Yaş: 28
Kayıt: 10 Hzr 2009
Mesajlar: 775
Teşekkür: 25

Durumu: Çevrimdışı

Vendetta
Mangaka
Storm Alchemist: Friendship Konu: Yanıt: Storm Alchemist: Friendship
Alıntıyla Cevap Gönder
iyide edward winry'le çıkarsa nası bi ilişkileri olcak yaw? winry edward'ı aşağı yukarı her görüşünde edward'ın kafasına ingiliz anahtarı fırlatıyo dikkatinizi çekerim xD.
siz benim berbat betimlememe bakmayın Rhea'da güzel sayılır. boyu da rukia kadar işte alla alla nie bu kadar taktınız ki kızın boyuna? Üzgün ya da Ağlıyor
bu arada birinci bölümün yarısındaım hadi hayırlısı Çok Mutlu

Arbeit macht frei.
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
11 Hzr 2009 14:05
Vendetta
Mangaka
Mangaka



Yaş: 28
Kayıt: 10 Hzr 2009
Mesajlar: 775
Teşekkür: 25

Durumu: Çevrimdışı

Vendetta
Mangaka
Storm Alchemist: Friendship Konu: Yanıt: Storm Alchemist: Friendship
Alıntıyla Cevap Gönder
1. Bölüm

****
‘’Hermes.’’ Dedim sakince.
‘’Hmph?’’
‘’Ne halt etmeye bir tren istasyonuna geldik?’’
‘’Dolaşalım biraz, canım kardeşim Rhi. ’’ dedi kolunu omzuma dolayarak.
Ona dil çıkardım. ‘’Dört harfli bir ismin daha neresini kısalttın Hermes? Adım Rhea. Rheeeeğaaa’’ dedim ona kıt muhamelesi yaparak.
Gözlerini devirdi ama gülümsemesi hala yüzündeydi.
‘’Bu insanlar da kim sence? ’’ dedim uzaktaki bir trenin yanında halatlarla bağlanmış adamlarla şövalye zırhı giymiş biri, örgülü bir çocuk ve asker üniformalı ufak bir topluluğu göstererek.
Bu sırada yürüyerek onlara yaklaşıyorduk. Ben her zamanki gibi üzerinde birkaç yırtık olan yıpranmı, bol, koyu renk bir pantolonla siyah askısız bir bluzun üstüne kısa bir ceket giymiştim ki ceketimin bluzumu kapatması ve kısacık saçlarım yüzünden çoğu kişi beni erkek sanırdı. Hermes topluluğu görmek için saç bandıyla aynı renk açık yeşil gözlerini kıstı. Gözlerinin rengini çok güzel buluyordum ama asla söylemedim- söylersem şımarırdı çünkü.
‘’Ordunun köpekleri.’’ Diye tısladı.
Dişlerimi gıcırdattım. Bizim çetemizin birçok düşmanı vardır; Polis, Ordunun köpekleri ve rakip birkaç çete daha. Genel olarak çabuk sinirlenen ve huysuz biri olsam da –pek tatlı bir kişiliğim yok- yine de insanların acı çektiğini görmekten nefret ederim. Bu yüzden yıllardır cebimde metal bir çöp kutusundan dönüştürdüğüm minik bıçaklar taşırım (simyacı olduğumu söylemiş miydim? Ama daha çok havaya biçim vermekte iyiyim.) bunlarla rakibimi giysilerinden duvara mıhlayıp etkisiz hale getiririm. Kulağa acımasız geliyor ama en azından fiziksel olarak zarar vermemeye çalışıyorum. Hermes’in ise öyle bir derdi pek yok. Ölü bir ordu köpeğinden çaldığı silahla bir çok kez insanları yaraladığını gördüm (daha sonra o ordunun köpeğini Scar’ın öldürdüğünü öğrenecektim.) Beni rahatsız edense genelde insanlara beni korumak için zarar vermesi.
Halatlarla bağlanmış zavallı insanların (bende birkaç kez tutuklandığımda ellerime kelepçe geçirilmişti de-hiç hoş bir şey değil. Tabii her seferinde hapse girmeyi bırakın, daha yargılanmadan kaçmayı başarmıştım.) lideri gibi görünen atkuyruklu ve otozırhlı adam halatlarını koparıp en önde duran Ordu köpeğine saldırdı. Ordudakilerden nefret etmeme rağmen endişeyle nefesimi hızla içime çektim.
Siyah saçlı adam parmaklarını şaklattı ve ona saldıran otozırhlı adam yanmaya başladı. Gerçek anlamda, adam alevlerin arasındaydı ve çığlık atıyordu. Acı çekiyordu. Ona yardım etmem gerekiyordu.
Size normal insanlardan daha hızlı hareket edebildiğimi söylemiş miydim?
Siyah botlarımın üzerinde hızla koşmaya başladım. Biraz fazla hızlı –hatta bu yüzden tren istasyonundaki birkaç kafa bana dönmüştü- Hermes’in arkamdan bağırdığını duydum.
‘’Rhea! Ordu köpeklerine bulaşma!’’ duraksamadım bile, koşmaya devam ettim. Çarptığım insanlardan özür dilemeye gerek duymadan giderek gruba yaklaşıyordum.
Sarı saçları örgülü çocuğun ‘’Alev, bu inanılmaz!’’ dediğini duydum. Aptal.
‘’Kendimi kontrol ettim’’ dedi alev yaratan herif.
‘’Bu vücudunu göründüğü kadar kötü etkilememiş olmalı. Ben Yarbay Roy Mustang. Alev Simyacı’yım.’’ Dedi. Aman ne havalı. Aslında havalıydı ama bunu kabullenmedim, çünkü o an adamdan nefret eden bir ruh halim vardı.
Ah, birde ben dönüşüm çemberi olmadan simya yapabiliyorum.
Ellerimi birbirine vurdum , havadaki su buharı yoğunlaşarak suya dönüştü ve anladığım kadarıyla Hidrojen ve Oksijeni kullanarak alev yaratan Roy Mustang’in başından aşağı döküldü. He-he-he. Adam sırılsıklamdı şimdi ve yüzünde tam bir ‘What the fuck?!’ ifadesiyle bana baktı.
He-he, havanı bozdum değil mi?
Yaktığı adamın üzerinden dumanlar çıkıyordu. Tekrar ellerimi birbirine çarpıp adamın üstüne hafif bir soğuk hava dalgası gönderdim. Bu acılarını azaltırdı. Ama adam tehlikeli gözüküyordu, bu yüzden cebimden daha önce bahsettiğim küçük bıçakları çıkarıp tekrar ellerimi birbirine vurdum (bundan bıkmaya başladım artık. Her simya yapışımdan önce ellerimi birbirine vurduğumu biliyorsunuz zaten tekrar tekrar yazmama gerek var mı?) ve metal bıçaklar şekil değiştirip kelepçeye dönüştü. Kelepçeleri adamın bileğine taktım, bu sırada herkes şaşkın şaşkın bana bakıyordu (dediğim gibi, wtf ifadesi, hehehe ) ama o an bu pek de umrumda değildi.
Yorgun yorgun iç çekip ayağa kalktım ve parmağımı Mustang’e doğrulttum.
‘’Bu yaptığın, sadistçeydi. İnsanları incitmekten zevk falan mı alıyorsun?’’
Adam kelepçe yapmak için bıçakları dönüştürdüğüm sırada dönüştürmeyi unuttuğum bir bıçağı yerden aldı.
‘’Görünüşe göre sende pek masum sayılmazsın.’’ Dedi kibirle.
Birden başım dönmeye başladı. Ah bir nöbet daha geliyor. Tamda zamanı.
Beş duyumun normal insanlardan çok daha iyi olmasının, daha güçlü ve daha hızlı olmamın bir bedeli var. Eşit takas.
Çok acıklı gözükecek ama yavaş yavaş sıklaşan bu krizleri yaşıyorum ve ömrüm pek uzun değil.
Tam dizlerimin üstüne düşecekken Hermes beni yakaladı.
‘’Ah, burda mıydın?’’ dedim. Sesim şimdiden titremeye başlamıştı. Ve sonra öksürmeye başladım. Ama bildiğiniz küçük, masum öksürüklerden çok daha şiddetli. Kan kusturan öksürükler. Kustuğum kanın gözükmemes için elimi ağzıma götürdüm ama kanın parmaklarımın arasından sızıp yere damlamasını engelleyemedim. Hermes sırtımı sıvazlayıp beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Aynı zamanda yere düşmemi engelliyordu.
‘’Seni dinlemediğim için özür dilerim.’’ Dedim hızlı hızlı, öksürüklerin yavaşladığı birkaç saniye içinde.
‘’Önemli değil ’’ dedi bana sarılıp. Vıcık vıcık sevgi dolu sahneleri sevmememe rağmen kanlı olmayan elimle ben de ona sarıldım.
Nöbet geldiği gibi hızla gitti. Rahat rahat derin bir nefes aldım. Öksürükler bitmişti. Şimdilik.
‘’İ-iyi misin?’’ dedi şövalye zırhının içindeki kişi. Boyutuna oranla sesi garip bir şekilde çocukçaydı.
Cevap vermedim.
Kolumun yeniyle ağzımın kenarındaki kanı sildim (biliyorum iğrencim. Ama size hiç hijyenik biri olduğumu söyledim mi? Hayır. Çünkü değilim.)
Hermes uzun montunun cebinden (bu montu ona pahalı bir mağazadan çalmıştım, bu yüzden hep onu giyer.) bir mendil uzattı.
‘’Sağ ol.’’ Dedim mendille elimi silerek.
‘’Dönüşüm çemberi olmadan simya mı yaptın?’’ dedi Mustang.
‘’Etrafta bir dönüşüm çemberi görüyor musun?’’
‘’Hayır.’’
‘’E o zaman belli ki dönüşüm çemberi olmadan yapmışım değil mi?!’’ diye çıkıştım.
Hehe. Bu adamın havasını bozmak çok zevkli.
Sarı saçlı cocuk yanıma yaklaştı. Altın rengi gözleri bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Gözlerinin rengi gerçekten garipti –ve güzeldi. Yakışıklı sayılırdı aslında. AHH! Ne diyorum ben?! Aptal ergenlik hormonları. Daha fazla batırmadan bu bölümü geçiyorum.-
‘’Sen geçiti gördün mü?’’ dedi fısıldayarak. Dehşete düşmüş gözüküyordu.
Geçit.
Bu kelimeyi duymamla birkaç sahne beynime akın etti. Altı yaşımdan önceki hatıralarımı hatırlamıyorum.Sadece altı yaşımda Hermes’in beni buluşunu ve sonrasını hatırlıyorum. Bazen bir kelime ya da bir ses duyduğumda geçmişimden birkaç sahne hatırlıyorum.
Benim gibi kızıl saçlı ama benden çok daha büyük bir adam gülümseyerek bir dönüşüm çemberi çiziyordu. İnsan dönüşümü?!
‘’mükemmel olacak, mükemmel olacak!’’ diyordu kendi kendine. Beni dönüşüm çemberinin ortasına koyuyordu. Daha küçüktüm, alev kırmızısı saçlarım daha uzundu, omzuma kadar geliyorlardı.
Beynime bir bilgi kırıntısı geldi. O adam benim abim. Anne babam ben küçükken ölmüş, ve beni o büyütmüş. Dönüşüm çemberinin üstünde şimşekler çakıyor ve ben korku içinde çığlık atıyordum.
Beyaz bir boşlukta, devasa bir kapının önündeydim. Karşımda Gölgelerin içinde insada benzer bir şekil vardı.
‘’Sen kimsin?’’ diyordum dehşet içinde.
Gölgelerin içindeki beyaz beden yanıt veriyordu.
‘’Doğru soru. Ben ‘Dünya’ dediğiniz varlığım. Ya da ‘Gerçek’. Ya da ‘Evren’. Ya da ‘Tanrı.’ Ya da ‘Tek’ ya da ‘Bütün’. En önemlisi, ben, ‘Senim’. ’’
Sahne sona erdi. Tekrar şimdiki zamandaydım, bacaklarım pelte gibi olmuştu ve sarışın çocuğun desteği sayesinde ayaktaydım.
Gözlerim faltaşı gibi açılmıştı.
‘’Evet.’’ Diye fısıldadım, sesim titriyordu.. Çocuk bana endişeli bir bakış attı.
‘’Bunu daha sonra konuşmalıyız.’’
‘’Bu arada.’’ Dedi sırıtarak. ‘’Benden bile kısa bir oğlansın.’’
Kafamda anime sinirlenme işareti oluştu.
Hermes sırıtarak ‘’Dostum çok büyük bir hata yaptın’’ dedi çocuğa.
‘BEN BİR KIZIM GERİZEKALI!’’
‘’Ö-özür d-d-dilerim.’’ Dedi çocuk. Yüzümdeki ifade onu korkutmuş olmalıydı. Hermes her zaman kızdığımda gerçekten korkutucu gözüktüğümü söylerdi.
Ona bu kadar sert davranmamaya karar verdim. Tokalaşmak için elimi uzattım.
‘’Ben Rhea.’’
Elimi sıktı.
‘’Ben Edward Elric. O da kardeşim Alphonse.’’
Şaşkın şaşkın gözlerimi kırpıştırdım.
‘’Kardeşin mi? Onun abisi olmak için fazla kısa değil misin?’’
‘’SEN KİME BİR KARINCA BİLE ÜSTÜNDEN GEÇSE EZİLİP ÖLEBİLECEK KADAR KÜÇÜK DİYORSUN?!’’
Vay, baya sinirlenmişti. Ve bende insanları sinirlendirmeyi severim.
‘’Sana diyorum küçük Eddieeee-chaaaan.’’ Dedim yeni lakabına tepkisini görmeye can atarak.
‘’E-EDDİE-CHAN Mİ?! ’’ diye bağırdı.
‘’Evet. Yoksa beynin de boyunla doğru orantılı mı? Dediklerimi bir türlü tek seferde anlayamıyorsun da. ’’ dedim sakin sakin gülümseyerek.
‘’Bir fikrim var. Dövüşelim, ben kazanırsam sana istediğim kadar eddie-chan derim sen kazanırsan bana istediğin bir lakap takarsın tamam mı?’’ dedim.
‘’Anlaştık.’’ Dedi şeytani bir gülümsemeyle.
Onu nasıl olsa yenerdim.
‘’Demek Mustang sensin.’’ Dedi hala ıslak olan herife dönüp. (hehe kolay kolay kuruyamazdı zaten baya fazla su dökmüştüm üstüne.)
Bir an yüzünde ‘Ah şimdi herşeyi anlıyorum’ ifadesi oluştu.
‘’BİZİ O TRENE BİLEREK BİNDİRDİN DEĞİL Mİ?! HAYATIMIZI RİSKE ATTIN!’’
‘’Bence bu adamdan beklenir.’’ Dedim sakin sakin. ‘’Az önce herifin birini ızgara yaptı hatırlarsan. İnsan hayatını hiç önemsemiyor.’’
‘’Sandığın kadar kötü biri değilim.’’ Dedi bana biraz incinmiş bir bakış atarak. Aslında duygularını hiç göstermiyordu amaben anladım. Neredeyse siyah kopkoyu mavi gözlerinin arkasında bir yerlerde incindiği belli oluyordu.
Bir an pişmanlık kalbimi acıttı ama hemen bu duyguyu zihnimin gerilerini ittim.
‘’Tamam bir ara inanmayı denerim.’’ Dedim bu sefer hafifçe gülümseyerek.
‘’Gülümsediğinde bir kıza daha fazla benziyorsun.’’ Dedi Edward. Sonrada ona attığım yumruktan kılpayı kurtuldu.
‘’Führer sizi ulusal simyager sınavına almaya karar verdi.’’ Dedi Mustang kendini beğenmiş gülümsemesiyle. Adamın genel ifadesi buydu sanırım, peh.
‘’N-nasıl yani normalde almayacak mıydı?’’ dedi Edward şokla.
‘’Gerçekçi ol Edward, çocuklar normalde asla ulusal simyager sınavına girmez.’’
Edward’ın daha fazla bağırmaması için elimi omzuna koydum.
‘’Bir ara Mustang’i öldürsek ya.’’ Diye fısıldadım kulağına.
‘’Kesinlikle. ’’ dedi gözleri şeytani bir ışıkla parlayarak.
Sonrada birlikte kötülük kahkahası attık:
‘’NİHAHAHAHAHAHAA’’
‘’Eee… Nii-san?’’ Dedi Alphonse kahkahamızdan dolayı biraz tırsarak.
‘’Efendim Al?’’
‘’Herkes bize bakıyor.’’
Ed ve benim kafamızdan anime-ter-damlası düştü.
‘’Ve sen.’’ Dedi Mustang bana dönerek.
Ona baktım. Bana ne söylemek istiyor olabilirdi ki?
‘’Hastalığının ne olduğunu bilmiyorum ama bence Elric kardeşlerin aradığı şey sana da yardım edebilir.’’
Bir an gözlerim büyüdü ama hemen kendimi toparlayıp Ed ve Al’ a baktım. Edward başını salladı. Bu onlarla gelebileceğim anlamına geliyordu.
‘’Ama bence sende ulusal simyagerlik sınavına girmelisin.’’ Dedi Mustang. ‘’Führer’dan senin için izin alırım.’’
Arkasını dönüp diğer askerlerle birlikte gitti.
‘’Benim ulusal simyager olmak isteyip istemeyeceğimi bile sormadı.’’ Dedim şaşkın şaşkın. Çetemi bırakabilecek miydim? Ulusal simyager olmak karşı tarafa geçmek demekti. Her zaman nefret ettiğim karşı taraf.
‘’Sanırım hayatımızı onlar yönetiyor.’’ Dedi alphonse zırhının hafifçe gıcırdamasına yol açacak şekilde başını iki yana sallayarak.
‘’Bütün bu olaylardan daha önemli olan şey ise,’’ dedi Edward yüzünde onda hiç görmediğim kadar ciddi bir ifadeyle.‘’Ne zaman dövüşelim?’’ dedi sırıtarak.
Güldüm. ‘’Sen çok ilginç bir insansın Edward Elric.’’ Dedim.

***

Ed: Niye bu kız benimle dalga geçip duruyor ki? Madde
Roy: Ayrıca beni de ıslattı! Çılgın
Ben: Benim karakterim istediğimi yaptırırım! Şık
Ed: ayrıca beni yakışıklı buldu – ehehehe Kayan Gözler
Rhea: Afferin aslı. Hikayeyi yazdıktan hemen sonra Ed’e göndermen mi gerekirdi?? Çılgın
Ben: hı-hı. Baktım ed’in msni açıktı, dedim hemen gönderiyim. Kahkaha Atıyor (gerçek ismimi kullandığını fark eder) Olm gerçek ismimi kullanmasana yaw. Bak valla o öksürüklerden öldürürüm seni ha. Çılgın
Roy: ben hala ıslatma bölümünde kaldım. O kadar süre ıslak kalırsam zatürre olabileceğimin farkındasın değil mi?
Ed ve Rhea : Keşke! Çılgın
Ben: boşver Roy, Riza öyle bişeye izin vermez nihhhihihihi ne de olsa siz sevgilisiniz dimi Hayranlık Besliyor nihihihihihih
Roy: artık kurudum farkındasın dimi? Çılgın
Ben: Olamaz…
Roy: *parmaklarını şaklatır* Çılgın

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
11 Hzr 2009 17:57
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: 1, 2, Sonraki
1. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 19 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız