Without a Heart..Part 2-3..bitti:) Sayfaya git: 1, 2, Sonraki |
Yazar
Mesaj
[umarım beğenirsiniz..çok uzun değil en fazla 3 part olcak ama...bi giriş yapayım dedim...diğer partları sonra yollarım eğer beğenirseniz tabii...yorumlarınızı bekliyorumm]
ve hikaye başlarr..
Yeni bir hayat, yeni bir sayfa….ve galiba yine yeni bir okul……
Mitsunari Nakamura: 17 yaşında sıradan bir lise öğrencisi….
Mizu Kuro: o da 17 yaşında sıradan bi lisede,sıradan bi okul temsilcisi görevinde, fazlasıyla derse düşkün anormal öğrenci…….
Part 1
Part 2
Dersler bitmişti.Okul dağılmaya başlamıştı.Birkaç öğrenci Mizu’dan ders notlarını istiyordu yalvararak.Bu görüntü ile her gün karşılaşmak mümkündü.Ders notlarının istenmesi ve Mizu’nun onları hergün vermesi…Notları alan öğrenciler çıkışa doğru ilerlerken kendi aralarında konuşmaya başladılar. “Kıza bak, konu sadece dersler olunca işe yarıyor bence.Çalışkan biri olmasa bi tek kişi bile konuşmaz onla.Başka bi muhabbet bilmez ki zaten” “Evet bence de.Ders notları almak için işim düşmese yüzüne bile bakmam onun.Hiç de güzel değil zaten..” Mizu’nun arkasından böyle laflar edilmesi o sırada yanlarından geçen Mitsunari’nin biraz da olsa sinirlenmesine sebep olmuştu.Kendisi de o kızı pek sevmemişti ama ‘insanların kullanılmasından’ nefret ederdi.Ama onlara laf etmeden yanlarından geçip gitti.
Yeni taşındıkları eve giderken doğru giderken Mizu’yu görmek ilk günkü gibi şaşırtmamıştı onu. Kendi evi Mizu’nun evinden bir iki sokak ilerdeydi sadece.Kız onun aynı yoldan gittiğini fark ettiğinde evin bahçesinin kapısını kapatıyordu.Birden durup ‘iyi günler,umarım okula çabuk alışırsın” demişti içtenlikle.
Birgün öğle vaktinde Mitsunari kızın yanına gitti ve gözlerine bakmadan ve biraz da umursamaz bir tavırla :
-İstersen öğle yemeğini birlikte yiyebiliriz, dedi.Aradan zaman geçmemişti ki Mitsu:
-Yani istersen yemeyiz önemli değil.Okula alışmak için insanlarla konuşmaya çalışıyorum, dedi sıkılarak.
Mizu şaşırmış gibi gözüküyordu bikaç saniye geçti ve cevap verdi:
-Aslında insanlar seninle konuşmak için çok çaba harcıyor,onlarla konuşmayı pek istemiyorsun sanki.Her neyse aslında mutlu oldum insanlara alışmak için çabalamana.
-Yani benimle yemek yeme fikrine pek de mutlu olmadın.Pardon benim hatam.Yalnız yemek yemenin sıkıcı olacağını düşünmüştüm işte..Neyse boşver afiyet olsun sana, diyip giderken Mizu kolundan tuttu ve:
-Hayır öyle bir şey demedim.Tamam hadi bahçede yiyelim ,dedi hafif bir gülümsemeyle.
…………..
Okul bittikten sonra eve dönerken Mizu, Mitsunari’nin yanına gelerek “Bugün için teşekkür ederim, pek konuşmasak da insanın yalnız olmadığını hissetmesi güzel bir duyguymuş..yeniden teşekkür ederim..iyi günler..” dedi ve Mitsu’nun yanından ayrılıp yoluna devam etti.Bir süre kızın arkasından bakakaldı Mitsunari…
Okulda hayat hep aynı şekilde gidiyordu. Değişen tek şey Mitsu’nun etrafında onula konuşmak isteyenlerin sayısının artmasıydı. Önceleri sadece kızlar konuşmak isterken artık erkekler de –tüm kızlar onunla konuşmak istediği için her ne kadar kızgın olsalar da- konuşmanın iyi olabileceğini düşünüyordu.Ama Mitsu’nun onlara takılmak gibi bi niyeti olmadığı çok belliydi.Denilenlerin hepsine ‘evet,evet..teşekkür ederim..’ diyor gerisini umursamıyordu..Derslerine çalışıyordu Mizu kadar çok olmasa da..Bu sayede insanları kendinden uzak tutabiliyordu..
Birgün okul dönüşünde Mizu ile karşılaştı yine ve her nasılsa birlikte yürümeye başladılar.Bir süre sessizlikten sonra Mizu
-Aynı sınıftayız ama pek konuşamıyoruz sanki..Bu arada okula alışmış gibi görünüyorsun gerçekten çok sevindim, dedi. Mitsunari’den gelen cevap “Galiba fark etmeden alıştım artık,yalnızlığa..” oldu..
Bu durum kendini biçok defa tekrar etti…Konuşmadan yürümek ve ‘iyi günler’ diyip ayrılmak…ve her ayrılışta Mizu’dan sıcak bir gülümseme…
Birgün Mitsunari bundan farklı olarak birden bire bi soru sordu.
-İnsanların seni kullanmasına daha ne kadar izin vermeyi düşünüyorsun?Bunu fark etmemiştim deme..O lafları sen de duyuyorsun ve sadece gülüp yanlarından geçiyorsun..ertesi gün hiç tavrını değiştirmeden yine konuşuyorsun onlarla.aynı gülümsemeyle devam ediyorsun hayatına..
Düşünceye dalmış gibiydi Mizu..Cevap sessizlikti galiba.Yürümeye devam ettiler ve Mizu’nun evinin önüne geldiklerinde “Tek bu konuda faydalı olabiliyorum ..başka özelliğim yok” sözleri çıktı kızın ağzından.Bunun peşinden her zamanki gibi ‘iyi günler’ ifadesi,aynı gülümsemeyle birlikte..Mitsu bir süre baktı Mizu’nun ardından……..tek yapabildiğin o değil merak etme,daha büyük bişey de yaptın benim için…….
Öğle yemeklerini birlikte yemeye başlamışlardı uzun zamandır.. Gereksiz kelimeler kullanmadan muhabbet ediorlardı..İkisi de bu durumdan fazlasıyla memnundu..Zaten konuştukları zamanlarda da Mizu çoğunlukla gülümsüyordu.Başka bir ifadeyle çıkmıyordu Mitsu’nun karşısına..
Bu durum Mitsunari’yi değiştirmeye başlamıştı..Artık sınıftaki diğer öğrencilerle de rahat rahat konuşur olmuştu..hatta arada sırada gülümseyebiliyordu denilenlere.Kendisinden başka diğer insanları önemsiyormuş gibi gözüküyordu..Mizu ile konuşmak Mitsunari’nin farklı bir yüzünü çıkarmıştı ortaya..Uzun zamandır saklı olan yüzüydü bu..Annesinin ölümüyle kaybolmuş olan iyimser yüzü…
……….
Ders arasında dolaptan kitabını almak için koridora çıkmıştı Mitsunari. Mizu da yanına gelip ‘selam’ demeye hazırlanıyordu…Mitsu dolabını açtığı sırada yere farklı farklı renklerde birçok mektup düştü..Mitsu şaşırmış görünmüyordu bu duruma ama Mizu şaşkınlık içerisindeydi.
-Yaa,yine mi bunlar, dedi Mitsu boş bi ifadeyle Mizu’ya durumu anlatırmış gibi… her seferinde farklı farklı renkler..bıktım...aaa bak bir tanesi aynı senin şu anki yüzünün rengindeydi Mizu, dedi kahkahayla..
Mizu kızarmıştı,sebebini bilmiyordu ama Mitsunari’ye gelenlerin aşk mektubu olduğunu gayet çabuk anlamıştı.belki de bunun olabileceği ihtimalini hiç düşünmeden,aklına bile getirmeden yaşadığı için bu durum onu şok etmişti…Düşünmeye başlamıştı,evet herkes Mitsunari ile ilk günden beri konuşmak için uğraşıyordu ama bunun sebebini merak etmemişti şu ana kadar.herkesin ilgi odağı olduğu belliydi ama Mitsunari çoğunlukla Mizu ile takıldığı için umursamamıştı bu durumu..eki şimdi niye umursamaya başlamıştı..O sırada Mitsunari ,Mizu’yu bu düşüncelerden koparıp
-Yaa bugün bize gelmeye ne dersin..dersler de takıldığım bazı yerler var bana yardımcı olursan çok sevinirim, dedi çarpık bi gülümsemeyle..Kendine gelen Mizu :
-Hep senle birlikte yemek yiyor Mitsu.Bir kere de bize takılsa ne olur?Bu öğle yemeği için senden çalsam onu bir şey olur mu?, dedi göz kırparak..Mizu yemekten kafasını kaldırarak:
-Neden olmasınki,benim için sorun yok, diye cevap verdi gülümsemeyle… “Ama şimdi fark ettim de sanki Mitsunari bana bir şey diyordun biraz önce.”..
-Yok hayır sadece su isteyecektim( *Japoncada Mizu:su demektir.)..” dedi Mitsu ciddiyetle.. Doğru neden olmasın ki,değil mi..onlarla yemek yemeye gidiyorum ben, diyip yine çekip gitti…
Zaman geçtikçe Mizu,Mitsunari’yi merak etmeye başladığını hissetti..O gidince birden yalnız kalmıştı..Aslında önceleri de hep tek başına yerdi ama Mitsu geldiğinden beri ilk defa tek başınaydı..Gitmesinin bir sorun olmayacağını söylemişti ama peki neden şimdi kendini böyle garip hissediyordu..Bunun hakkında daha fazla düşünmek istemeyip bahçedeki büyük bir ağaca çıkmaya karar verdi.Ordan diğer öğrencileri izleyip kuşların şarkılarına dinlemek ders dışında yaptığı nadir şeylerdendi..ve bu sefer rahatlamak için buna ihtiyacı vardı…
…….
Mitsunari diğer öğrencilerden ayrılıp Mizu’dan ayrıldığı yere geri döndü.. Etrafa bakındı..O sırada ağacın üstünde uyuyakalmış olan Mizu’yu fark etti..biraz duraksadı ama ağaca çıkıp yanına oturdu.Manzara gerçekten güzeldi.İnsanı rahatlayordu ..Huzur içinde etrafı izliyorken gözleri Mizu’nun yüzünde sabit kaldı..sadece Mizu’nun yüzüne baktı,baktı ve onu izledi..Onun yanında olmak rahatlatıyordu..ve Mizu’ya doğru yaklaştı onun kendisine gülümsediği anları hatırlayarak..Mizu’yu önemsediğini bilerek… Yüzü Mizu’nun yüzüne çok yaklaşmıştı,ona ulaşmasına sadece birkaç santim kalmıştı ki o sırada Mizu gözlerini açtı…
Part 3
ve hikaye başlarr..
Yeni bir hayat, yeni bir sayfa….ve galiba yine yeni bir okul……
Mitsunari Nakamura: 17 yaşında sıradan bir lise öğrencisi….
Mizu Kuro: o da 17 yaşında sıradan bi lisede,sıradan bi okul temsilcisi görevinde, fazlasıyla derse düşkün anormal öğrenci…….
Part 1
Spoiler:
Part 2
Dersler bitmişti.Okul dağılmaya başlamıştı.Birkaç öğrenci Mizu’dan ders notlarını istiyordu yalvararak.Bu görüntü ile her gün karşılaşmak mümkündü.Ders notlarının istenmesi ve Mizu’nun onları hergün vermesi…Notları alan öğrenciler çıkışa doğru ilerlerken kendi aralarında konuşmaya başladılar. “Kıza bak, konu sadece dersler olunca işe yarıyor bence.Çalışkan biri olmasa bi tek kişi bile konuşmaz onla.Başka bi muhabbet bilmez ki zaten” “Evet bence de.Ders notları almak için işim düşmese yüzüne bile bakmam onun.Hiç de güzel değil zaten..” Mizu’nun arkasından böyle laflar edilmesi o sırada yanlarından geçen Mitsunari’nin biraz da olsa sinirlenmesine sebep olmuştu.Kendisi de o kızı pek sevmemişti ama ‘insanların kullanılmasından’ nefret ederdi.Ama onlara laf etmeden yanlarından geçip gitti.
Yeni taşındıkları eve giderken doğru giderken Mizu’yu görmek ilk günkü gibi şaşırtmamıştı onu. Kendi evi Mizu’nun evinden bir iki sokak ilerdeydi sadece.Kız onun aynı yoldan gittiğini fark ettiğinde evin bahçesinin kapısını kapatıyordu.Birden durup ‘iyi günler,umarım okula çabuk alışırsın” demişti içtenlikle.
Birgün öğle vaktinde Mitsunari kızın yanına gitti ve gözlerine bakmadan ve biraz da umursamaz bir tavırla :
-İstersen öğle yemeğini birlikte yiyebiliriz, dedi.Aradan zaman geçmemişti ki Mitsu:
-Yani istersen yemeyiz önemli değil.Okula alışmak için insanlarla konuşmaya çalışıyorum, dedi sıkılarak.
Mizu şaşırmış gibi gözüküyordu bikaç saniye geçti ve cevap verdi:
-Aslında insanlar seninle konuşmak için çok çaba harcıyor,onlarla konuşmayı pek istemiyorsun sanki.Her neyse aslında mutlu oldum insanlara alışmak için çabalamana.
-Yani benimle yemek yeme fikrine pek de mutlu olmadın.Pardon benim hatam.Yalnız yemek yemenin sıkıcı olacağını düşünmüştüm işte..Neyse boşver afiyet olsun sana, diyip giderken Mizu kolundan tuttu ve:
-Hayır öyle bir şey demedim.Tamam hadi bahçede yiyelim ,dedi hafif bir gülümsemeyle.
…………..
Okul bittikten sonra eve dönerken Mizu, Mitsunari’nin yanına gelerek “Bugün için teşekkür ederim, pek konuşmasak da insanın yalnız olmadığını hissetmesi güzel bir duyguymuş..yeniden teşekkür ederim..iyi günler..” dedi ve Mitsu’nun yanından ayrılıp yoluna devam etti.Bir süre kızın arkasından bakakaldı Mitsunari…
Okulda hayat hep aynı şekilde gidiyordu. Değişen tek şey Mitsu’nun etrafında onula konuşmak isteyenlerin sayısının artmasıydı. Önceleri sadece kızlar konuşmak isterken artık erkekler de –tüm kızlar onunla konuşmak istediği için her ne kadar kızgın olsalar da- konuşmanın iyi olabileceğini düşünüyordu.Ama Mitsu’nun onlara takılmak gibi bi niyeti olmadığı çok belliydi.Denilenlerin hepsine ‘evet,evet..teşekkür ederim..’ diyor gerisini umursamıyordu..Derslerine çalışıyordu Mizu kadar çok olmasa da..Bu sayede insanları kendinden uzak tutabiliyordu..
Birgün okul dönüşünde Mizu ile karşılaştı yine ve her nasılsa birlikte yürümeye başladılar.Bir süre sessizlikten sonra Mizu
-Aynı sınıftayız ama pek konuşamıyoruz sanki..Bu arada okula alışmış gibi görünüyorsun gerçekten çok sevindim, dedi. Mitsunari’den gelen cevap “Galiba fark etmeden alıştım artık,yalnızlığa..” oldu..
Bu durum kendini biçok defa tekrar etti…Konuşmadan yürümek ve ‘iyi günler’ diyip ayrılmak…ve her ayrılışta Mizu’dan sıcak bir gülümseme…
Birgün Mitsunari bundan farklı olarak birden bire bi soru sordu.
-İnsanların seni kullanmasına daha ne kadar izin vermeyi düşünüyorsun?Bunu fark etmemiştim deme..O lafları sen de duyuyorsun ve sadece gülüp yanlarından geçiyorsun..ertesi gün hiç tavrını değiştirmeden yine konuşuyorsun onlarla.aynı gülümsemeyle devam ediyorsun hayatına..
Düşünceye dalmış gibiydi Mizu..Cevap sessizlikti galiba.Yürümeye devam ettiler ve Mizu’nun evinin önüne geldiklerinde “Tek bu konuda faydalı olabiliyorum ..başka özelliğim yok” sözleri çıktı kızın ağzından.Bunun peşinden her zamanki gibi ‘iyi günler’ ifadesi,aynı gülümsemeyle birlikte..Mitsu bir süre baktı Mizu’nun ardından……..tek yapabildiğin o değil merak etme,daha büyük bişey de yaptın benim için…….
Öğle yemeklerini birlikte yemeye başlamışlardı uzun zamandır.. Gereksiz kelimeler kullanmadan muhabbet ediorlardı..İkisi de bu durumdan fazlasıyla memnundu..Zaten konuştukları zamanlarda da Mizu çoğunlukla gülümsüyordu.Başka bir ifadeyle çıkmıyordu Mitsu’nun karşısına..
Bu durum Mitsunari’yi değiştirmeye başlamıştı..Artık sınıftaki diğer öğrencilerle de rahat rahat konuşur olmuştu..hatta arada sırada gülümseyebiliyordu denilenlere.Kendisinden başka diğer insanları önemsiyormuş gibi gözüküyordu..Mizu ile konuşmak Mitsunari’nin farklı bir yüzünü çıkarmıştı ortaya..Uzun zamandır saklı olan yüzüydü bu..Annesinin ölümüyle kaybolmuş olan iyimser yüzü…
……….
Ders arasında dolaptan kitabını almak için koridora çıkmıştı Mitsunari. Mizu da yanına gelip ‘selam’ demeye hazırlanıyordu…Mitsu dolabını açtığı sırada yere farklı farklı renklerde birçok mektup düştü..Mitsu şaşırmış görünmüyordu bu duruma ama Mizu şaşkınlık içerisindeydi.
-Yaa,yine mi bunlar, dedi Mitsu boş bi ifadeyle Mizu’ya durumu anlatırmış gibi… her seferinde farklı farklı renkler..bıktım...aaa bak bir tanesi aynı senin şu anki yüzünün rengindeydi Mizu, dedi kahkahayla..
Mizu kızarmıştı,sebebini bilmiyordu ama Mitsunari’ye gelenlerin aşk mektubu olduğunu gayet çabuk anlamıştı.belki de bunun olabileceği ihtimalini hiç düşünmeden,aklına bile getirmeden yaşadığı için bu durum onu şok etmişti…Düşünmeye başlamıştı,evet herkes Mitsunari ile ilk günden beri konuşmak için uğraşıyordu ama bunun sebebini merak etmemişti şu ana kadar.herkesin ilgi odağı olduğu belliydi ama Mitsunari çoğunlukla Mizu ile takıldığı için umursamamıştı bu durumu..eki şimdi niye umursamaya başlamıştı..O sırada Mitsunari ,Mizu’yu bu düşüncelerden koparıp
-Yaa bugün bize gelmeye ne dersin..dersler de takıldığım bazı yerler var bana yardımcı olursan çok sevinirim, dedi çarpık bi gülümsemeyle..Kendine gelen Mizu :
-Hep senle birlikte yemek yiyor Mitsu.Bir kere de bize takılsa ne olur?Bu öğle yemeği için senden çalsam onu bir şey olur mu?, dedi göz kırparak..Mizu yemekten kafasını kaldırarak:
-Neden olmasınki,benim için sorun yok, diye cevap verdi gülümsemeyle… “Ama şimdi fark ettim de sanki Mitsunari bana bir şey diyordun biraz önce.”..
-Yok hayır sadece su isteyecektim( *Japoncada Mizu:su demektir.)..” dedi Mitsu ciddiyetle.. Doğru neden olmasın ki,değil mi..onlarla yemek yemeye gidiyorum ben, diyip yine çekip gitti…
Zaman geçtikçe Mizu,Mitsunari’yi merak etmeye başladığını hissetti..O gidince birden yalnız kalmıştı..Aslında önceleri de hep tek başına yerdi ama Mitsu geldiğinden beri ilk defa tek başınaydı..Gitmesinin bir sorun olmayacağını söylemişti ama peki neden şimdi kendini böyle garip hissediyordu..Bunun hakkında daha fazla düşünmek istemeyip bahçedeki büyük bir ağaca çıkmaya karar verdi.Ordan diğer öğrencileri izleyip kuşların şarkılarına dinlemek ders dışında yaptığı nadir şeylerdendi..ve bu sefer rahatlamak için buna ihtiyacı vardı…
…….
Mitsunari diğer öğrencilerden ayrılıp Mizu’dan ayrıldığı yere geri döndü.. Etrafa bakındı..O sırada ağacın üstünde uyuyakalmış olan Mizu’yu fark etti..biraz duraksadı ama ağaca çıkıp yanına oturdu.Manzara gerçekten güzeldi.İnsanı rahatlayordu ..Huzur içinde etrafı izliyorken gözleri Mizu’nun yüzünde sabit kaldı..sadece Mizu’nun yüzüne baktı,baktı ve onu izledi..Onun yanında olmak rahatlatıyordu..ve Mizu’ya doğru yaklaştı onun kendisine gülümsediği anları hatırlayarak..Mizu’yu önemsediğini bilerek… Yüzü Mizu’nun yüzüne çok yaklaşmıştı,ona ulaşmasına sadece birkaç santim kalmıştı ki o sırada Mizu gözlerini açtı…
Part 3
Spoiler:
05 Ksm 2010 16:48, Değiştirme: 07 Ksm 2010 22:56 (Toplamda 7 kere)
05 Ksm 2010 16:57
05 Ksm 2010 17:04
05 Ksm 2010 19:32
05 Ksm 2010 19:48
*Whity_chan* yazmış:
Hele bi soluklan Ben de fanfic yazdım, 3 tane yorum geldi ha tek bölümde kestim bende orası ayrı. Sen daha 3 saat yorumsuz kalınca başka yorum yok mu diyorsaaaan yandık xD
Yazım kuralları - dil bilgisi çok düşük seviyede.. Okurken beni boğdu açıkçası. Şu aşırı ve anlamsız nokta noktaların, parantez içi kendince açıklamaların, birçok yerde yeni satıra geçmeni beklerken aynı satırdan devam etmen gibi bir sürü yanlış.
Hikâye senin ağzından yazıldığı için o parantez içi açıklamalar yerine ya cümlede direk ver onu, ya hikâyedeki bir karakterin ağzıyla sun olayları ya da hiç yazma okuyucuya bırak. Ya konuşmalar dersen, bana çekici gelmedi.
Konuya değinecek olursam, açıkçası pek beğenmedim. Kız öyle bir transa geçmiş ki küfür ediyorlar duymuyor Çocuk desen ayrı bi tip, hiç sevmem böyle emoları ve ana karakterlerden biri belli ki Cümlerleri biraz daha güzel kurarsan ve fantezi katarsan daha hoş olur ^^
Spoiler:
1. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 19 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |