Naruhina FC
Sayfaya git: 1, 2, 3 ... 64, 65, 66, Sonraki

Anime Manga Forum -> Anime -> Fan Kulüpleri
 
Yazar
Mesaj
qümüşkanat
Misafir

Avatar





Avatar
qümüşkanat
Misafir
Naruhina FC Konu: Naruhina FC
Alıntıyla Cevap Gönder
* NARUHİNA FC*



(Eski kurucu:Kaptan*)

(Yeni Kurucu :qümüşkanat)

VIP üyeler :

hoppalapaşam

ÜYELER

Spoiler:


Evet bir süredir aktif olmayan fc'mizi devir almış bulunmaktayım Çok Mutlu
Eski fc'de üye olmak isteyen arkadaşlarıda ekledim Kahkaha Atıyor gözümde kaçmış olan arkadaşlar olabilir... Şaşırmış Durumda Katılmak isteyen tüm NARUHİNA fanlarını bekleriz Gülücük Dağıtıyor

Üyelerimizden gelen şiirler Kızarmış Durumda!

Nears’Toy

-♡ Rüzgarlar ♡ -

Eserdi rüzgarlar,
Kimi zaman sevgiyi, kimi zaman hüznü,
Kimi zaman pişmanlığı, kimi zaman düşmanlığı
Getirirdi bize.
Sen hissetmezdin pek.
Dalgalanırken saçların o rüzgarda,
Gülümserdin bana.
Pek anlamazdın.
Ama ben anlardım.
Anlardım ki aynı değiliz.
Yine de bu engel değildi,
Engel değildi benim gibi bir kelebek için.
Rüzgarda savrulurdum ben, sonunda hep,
Hep varırdım sana.
Görünmez, saydam bir kelebek.
Özlerdim seni yanımdayken bile.
Sen bilmezdin, anlamazdın.
Oysa o kadar çok isterdim ki bilmeni,
Bir kez olsun o yumuşacık ellerinden tutabilmeyi,
Hiç solmayan gül dudaklarından öpebilmeyi,
Hep isterdim ama elde etmek kolay değildi.
Sen bilmiyordun, tanımıyordun pek fazla.
Yakın değildin bana.
Güneş gibiydin benim için.
Tapınılası güzellikteydin ve sıcaktın, parıl parıldın.
Ama uzaktın.
Ulaşamayacağım kadar uzaktın.
Sana ulaşabildiğimde ise eriyordum o sıcaklıktan.
Tutamıyordum kendimi,
çözülüveriyordu dizlerimin bağı, ayakta duramıyordum öyle ki.
Ama sen maalesef göremedin.
Göstermedim.
Göstermeyeceğim.
Hep bir sır gibi saklayacağım seni içimde.
Orada, kalbimdeki tahtta oturacaksın.
Ben ölsem bile sen hep yaşayacaksın orada.
O, rüzgarların estiği minik yürekte yaşayacaksın.
Üşütemeyecek seni o rüzgarlar bile.
Ölürken son dileğim olacaksın,
Dudaklarımdaki son söz olacaksın.
Ve o son sözü de,
Rüzgarlar taşıyacak güneşe kadar...
Sonuna kadar,
Sonsuza kadar,
Benim olacaksın,
Benim kalacaksın ''Naruto'm''
...



Kaptan*

TİLKİNİN AŞKI

Neden utanıyorsun byakugan güzeli
İçimdeki şey bile seviyor seni
Onun adını anladın dimi?Kyubii
Bakma kız öyle cilveli cilveli

9 kuyruğumdan 1 tanesi senin olsun
Bize görenler aşka doysun
Kakashi sensei nin kitabını yürüttüm okurmusun?
İçinde çok acayip şeyler yazıyo biliyomusun O_O

Gel senle shirukenimizi parlatalım
Chouji yi ramenle patlatalım
Orochimaru nun saçını yolalım
Kabuto nun gözünü oyalım

Gölgemden kıskanırım seni ( Özellikle shika nın gölgesinden)
Shikamaru ellerse gölgeni
Saldırırım hemen tilki gibi
Rahat bıraksın gölgeni ve seni

Sharingan maringan anlamam kim bakarsa oyarım
Senin için dağları tepeleri aşarım
Rasengan dan güller yaparım
Başından aşşağıya kiraz çiçekleri atarım


Al canım tüm çakram senin olsun
Yeterki kalbim senin aşkınla dolsun
Orochimaru sen bu oyunda yoksun
Umarım birgün doğru yolu bulursun


Bir kaç resim ekleyelim Şık

Spoiler:


Spoiler:


Devamı gelicek... Şık

Paylaşımlarınızı bekleriz .. Kayan Gözler Kayan Gözler Kayan Gözler

UYARI: ANTİLER GİREMEZ! ECCHİ ABARTILI RESİMLER YASAKTIR Uyuyor... Uyuyor...

Şiir yazmak isteyenleride bekleriz Çok Mutlu

Ve üyemiz gamzenin Naruhina çizimi:

Spoiler:


En Yukarı Git
 
26 Oca 2013 16:10, Değiştirme: 28 Oca 2015 18:56 (Toplamda 25 kere)
hoppalapaşam
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)



Kayıt: 10 Ekm 2012
Mesajlar: 490
Teşekkür: 462

Durumu: Çevrimdışı

hoppalapaşam
Otaku (Level 4)
Naruhina FC Konu: Yanıt: Naruhina FC
Alıntıyla Cevap Gönder
Naruto ve Hinata'nın Geçmişten Günümüze Hikayesi
Öncelikle işe esas oğlan ve esas kızımızı tanıtmakla başlayalım.

Uzumaki Naruto: Sadece favori çiftimizin değil, serinin de esas oğlanı. Öksüz, yetim, kimsesiz, sürekli sorun çıkaran, kimse tarafından sevilmeyen (bir kişi hariç Gülücük Dağıtıyor ), bu yüzden hayatını insanlar tarafından kabullenilmeye adamış, bunun için de kendine hokage olmayı hedef koymuş gariban bir çocuk. Hoşlandığı pembe kafalı, geniş alınlı kız insanları dış görünüşüne ve ne kadar havalı olduğuna göre yargıladığı için sürekli hoşlandığı kız tarafından aşağılanmış , itilip kakılmış, hatta şiddete maruz kalmış, acıların çocuğu bir kişilik kendisi. Haa bu arada içinde de 9 kuyruklu bir tilki var.

Hyuga Hinata: Evlenilecek kız diye bir tabir vardır ya bizde... Hah bu kız işte öyle bir kız. Kalbi temiz, saf, çekingen, kırılgan, insanları kırmaktan kaçınan, içinde fesat olmayan, insanları dış görünüşüyle değil, asıl benlikleriyle yargılayan bir hanım kızımız. Yeteneksiz olması dolayısıyla babası tarafından dışlanmış, kalbi kırılmış, aşağılık kompleksine girmiş, yetmemiş, daha küçümen bir bebeyken yaşadığı bir hadise yüzünden kuzeni tarafından tartaklanmıştır. Küçücük yüreği bütün bunları, kaldırmakta zorlanırken kendisi gibi birini görmüş, onun bunca zorluğa karşı dimdik ayakta kalabilmesine, kaderine karşı çıkmasına hayran kalmış ve onun gibi olmak, onun yürüdüğü yolda onunla beraber yürümek istemiştir. Bu kişi bizim şapşal Narutodan başkası değildir.

Gel gör ki bizim Naruto, bu hanım kızımızın pek farkında değildir. Tanışıklıkları akademiye dayanır. Naruto, Hinata'yı garip biri olarak görür.Ona göre Hinata, kendisine baktığında gözlerini kaçıran, karanlık ve utangaç bir kızdır. Ama bütün bu düşünceleri Chuunin sınavının geçtiği bir kaç hafta boyunca tamamen farklı bir boyuta geçecektir.
İkilimiz Chuunin sınavının ilk aşaması olan yazılı sınavda şans eseri (!) yan yana düşerler. Ama Hinata, Naruto'nun gözünde o kadar silik bir karakterdir ki, başarılar dileyene kadar Naruto kendisini farketmemiştir bile. Sınav sırasında Naruto'nun çaresizliğini gören Hinata kendisine yardım etmeyi teklif eder. Naruto önce bu duruma pek bir anlam veremez ve şüpheyle yaklaşır. Acaba Hinata onu kandırmaya mı çalışıyordur. Ama şöyle bir düşündüğünde bunun olamayacağını anlar çünkü Hinata öyle bir kız değildir. Naruto'ya göre Hinata dürüst bir kızdır. Ama ya Kiba Hinata'yı bu işe zorladıysa? En nihayetinde işin içinden çıkamayan Naruto dayanamayıp Hinata'ya neden kendisine kopya vermek istediğini sorar. Bu soru karşısında Hinata zor durumda kalmıştır çünkü gidip de çocuğa "seni sevdiğim için" diyemez ama yapısı gereği yalan söylemek de istememektedir. Çareyi kaçamak bir cevap vermekte bulur. "Çünkü senin burada elenmeni istemiyorum" Naruto tatmin olmamıştır. "Ya zaten burda çaylaklar olarak 9 kişiyiz, birbirimize destek olmalıyız" falan deyip olayı geçiştirir. Bu cevabı yeterli bulan Naruto kopya çekmeye yeltenecekken kendisini kesen sınav görevlisini farkedip tırsar çünkü yakalanırsa sadece kendisinin değil Hinata'nın da başı belaya girebilir.


Neyse efendim, yazılı sınav biter, orman geçilir, sıra turnuva ön elemelerine gelmiştir. Naruto, Hinata'nın takım arkadaşı olan Kiba'yla eşleşir. Hinata içten içe Naruto'yu destekler ama bunu dışa yansıtamaz yoksa Kiba'nın kalbi kırılabilir. Dövüş sırasında Hinata'nın, diğerlerinin aksine Naruto'nun gerçekten Hokage olabileceğine inandığını öğreniriz. Sonuç olarak da dövüşü osuruk farkıyla Naruto kazanır. Dövüş bitince Hinata, Naruto'ya yaraları için bir merhem vermek ister ama Naruto buna bir anlam veremez. Garibime belki de hayatı boyunca kimse bu kadar düşünceli davranmamıştır, o yüzden bu olayı garipser ama Kurenai hocanın da ısrarıyla merhemi alır ve Hinata'ya teşekür eder. "Sağol Hinata, sen iyi birisin."


Sıra Hinata'nın dövüşüne gelmiştir ve bu dövüş sonunda Naruto'nun Hinata'ya olan bakışı tamamen değişecektir.
Hinata'nın rakibi, geçen senenin akademi birincisi, kuzeni Neji'dir (m.c.o). Neji, babasının ölümünden dolayı Hinata ve ailesini suçlamakta ve Hinata'ya kin gütmektedir. Neji dövüşün hemen başında Hinata'ya psikolojik olarak saldırmaya başlar. Hinatanın ezik ve beceriksiz biri olduğunu, asla değişemeyeceğini, kaderine karşı gelemeyeceğini haykırır. Naruto bu sözlere çok kızar. Çünkü Naruto'ya göre insanlar değişebilir, bugünün eziği bile çok çalışırsa yarının hokagesi olabilir. Naruto, Neji'ye haksızlığını haykırıp Hinata'ya destek verir.

Sevdiği kişinin kendisini izleyip desteklemesinden güç olan Hinata, arada muazzam bir güç farkı olmasına rağmen tüm gücüyle Neji'yle savaşır ama bir güzel dayak yer. Hinata'yı fena halde hırpalayan Neji Hinata'ya tekrar vazgeçmesini söyler ama Hinata'nın cevabı Naruto'nunkiyle aynıdır. "Sözümden asla dönmemek benim de ninja yolum"

Hinata'nın bu azmi karşısında Naruto'nun ağzından şu sözcükler dökülür: Hinata'nın bu kadar müthiş biri olduğunu bilmiyordum. Lee de onu destekler: Sana çok benziyor. ve son söz bir kız olarak Sakuradan gelecektir: Ah, evet... O, hep seni izliyordu. Naruto şu şekilde karşılık verir: Ha!!

Dövüş devam eder, Hinata bir kez daha tarumar olur. Hocalar tam dövüşü durduracakken Naruto "durdurmayın" diye bağırır. Herkesin şaşkın bakışları arasında Hinata bir kez daha ayağa kalkmayı başarır, bunu gören Naruto'nun gözleri parlar.

Ama ayağa kalkmasına rağmen Hinata artık dövüşebilecek durumda değildir, dahası hayatı da tehlikededir. Neji Hinata'nın hala pes etmediğini görünce delirir ve Allah ne verdi dalar ama tam Hinata'nın ağzını burnunu dağıtacakken araya hocalar girer çünkü hocalar Naruto'nun aksine salak değildir ve Hinata'nın tehlikede olduğunu anlamışlardır. Dövüş biter Hinata yere yığılır. Naruto hemen Hinata'nın yanına koşar. Daha bir hafta önce yanına oturduğunun bile farkına varmadığı kişi artık onun gözünde çok değerlidir. Çünkü o da kendisi gibi kaderine karşı gelmeye çalışmaktadır. Ayrıca yalan yok hoş da bir kızdır. Naruto'nun tavırlarından rahatsız olan Neji, Hinata'ya söylediği saçmalıkları Naruto'ya da tekrarlar. Artık kendini tutamayan Naruto Neji'ye ağız burun dalacakken araya Konoha'nın biriciği Rock Lee girer. Çünkü burası yeri ve zamanı değildir. Lee'ye hak veren Naruto'nun içi yine de rahat etmez. Yerde Hinata'nın kanını görür ve Hinata'nın kanı üzerine yemin eder: SEN... BİTTİN!!!


Şansına (!) turnuvadaki rakibi kura sonucu Neji olmuştur. Naruto o gazla büyük konuşmuştur ama karşısında geçen senenin birincisi dahi çocuk Neji vardır. Bir yandan Hinata'nın ve tüm eziklerin intikamını almak isterken, diğer yandan ise kazanamayacağından tırsmaktadır. Bir hafta boyunca sapık keşişle jutsu çalışır ama gittikçe de kendine olan güvenini kaybetmektedir çünkü Neji çok güçlüdür. Dövüş günü gelip çatmıştır. Naruto normalin aksine gayet karamsardır. Dövüşün yapılacağı arenaya gitmeden önce genin olduğu antreman sahasına uğramaya karar verir. Bu karar hem dövüşün, hem de Naruto'nun kaderini sonsuza dek değiştirecektir. Çünkü orda hiç beklemediği biriyle karşılaşır. Hinata.
Önce Hinata'ya nasıl olduğunu sorar. Mağlum kız daha bir hafta önce sağlam bir sopa yemiştir. Sonra Neji'yi, güçlü olup olmadığını sorar. Cevap "evet"tir. Naruto'nun yüzü iyice asılır. Ama ardından Hinata hemen ekler: Ama sen onu yenebilirsin Naruto-kun. Çünkü...
Naruto önce herkese yaptığı gibi yapar; güçlü, umursamaz maskesini takar ve "hahhahaha ben gerçekten çok güçlüyüm" der sonra bir derin bir sessizlik olur.

Ardından Hinata konuşmaya başlar... "Iııı .. Eeee.. Dövüşte sen beni desteklediğinde daha güçlüymüşüm gibi hissettim. Ön elemeler bittiğinde, kendimi biraz daha sevmeye başladım... Diğer insanlara belki öyle gelmiyor olabilir ama sanki.. ben.. değişebilmişim gibi hissediyorum. Bu senin sayende oldu Naruto-kun.. diye düşünüyorum ben.." Naruto buna da önce havalı çocuk maskesiyle cevap verir: Aahh.. Benim sayemde he? Evet, çok ilham vericiyim. Hihihi...
Ama sonra rol kesmeyi bırakır. Birileri tarafından kabullenilebilmek için herkesin yanında "havalı" maskesi takan çocuk belki de karşısındakinin kendisini çoktan kabullenmiş olduğunu sezip, maskesini bir kenara koyar. "Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?" "?" "..." ve artık içini dökmeye başlar... "Sana güçlüymüş gibi gözükebilirim ama... hep sertmiş gibi davrandığımdan, çünkü hep başarısız olmaktan ödüm patlıyor..."

Naruto doğru kişiye gelmiştir. "Bu doğru değil... Hep başarısız bile olsan... benim gözümde... gururlu bir başarısızsın.! Sana baktığımda kalbimde yoğun bir hisse kapılıyorum... Çünkü sen kusursuz değilsin... Çünkü sen başarısız olduğunda bile.. tekrar ayağa kalkabilme gücüne sahipsin... Çünkü bence gerçek güç budur... Bence sen inanılmaz güçlü birisin, Naruto-kun.." Hani her başarılı erkeğin arkasında bir hatun vardır ya, işte Hinata gerçekten erkeğini başarıdan başarıya koşturabilecek bir hatun. Hinata tarafından kendisine özgüven aşılanan Naruto Hinata'ya teşekür edip bir de itirafta bulunmuştur: Biliyor musun, ben senin hep gösterişsiz, karanlık ve garip biri olduğunu düşünmüştüm... Ama senin gibi birini, gerçekten seviyorum. Ardından da "Neji'yi pataklamamı mutlaka seyretmeye gel" diye ekler.


İkisinin arasındaki bu sahne manganın en önemli sahnelerinden biridir. Naruto öyle kolay kolay herkese açılan bir çocuk değil. Naruto'nun çocukluğu yalnızlıkla geçmiş ve bunu güçlenip insanların saygısını kazanarak aşabileceğini düşünmüş ve bir gün eğer çok güçlenip hokage olabilirse herkesin kendisini sayıp seveceğini kafasına kazımış. Herkesin yanında bu yüzden güçlü biri gibi gözükmeye çalışıyor.
Spoiler:

Sanki bundan ödün verip insanlara zayıf gözükürse, insanların onu terkedeceği hissine kapılmış. Bu yüzden de takım arkadaşları ve hocalarının yanında bile hep güçlü gözükmeye, zayıflıklarını asla göstermemeye çalışıyor. Üç kişi dışında. İruka hoca, Jiraiya hoca ve bu konuşmayla beraber Hinata. Çünkü Hinata ona bu güveni, onu ne olursa olsun terketmeyeceğini, onu kabullenmesinin Naruto'nun güçlü olmasıyla alakası olmadığı hissini veriyor. Naruto'ya yakın diğer kişileri, Naruto'nun gözünden incelediğimizde sebebini anlayabiliyoruz. Sakura başlarda Naruto'ya bir pislikmiş gibi davranırken, narutonun aslında güçlü biri olduğunu farkettikçe onu kabullenmedi mi? Sasuke başlarda Naruto'yu adam yerine koymazken, naruto güçlenince dellenmedi mi? (Sakura'nın aksine Naruto'nun yalnızlığını anlayabiliyordu ama Naruto bunu hiç öğrenemedi) Kakashi hoca finallerden önce kendisini Ebisu'ya bırakıp daha potansiyelli gördüğü Sasuke'yi çalıştırmaya gitmedi mi? Naruto güçlenmeden önce onu adam yerine koyan kim vardı ki?

Bu sahnenin bir diğer önemi, Naruto burdan aldığı özgüvenle Neji'yi yenip herkese kendini kanıtlıyor olmasıydı ama bu konuşmanın asıl önemi, bundan 3-4 yıl sonra dünya savaşı sırasında, Naruto yine böyle tereddüt ettiği, karamsarlığa kapıldığı bir sırada, yine duyması gerekenleri, ona söylemesi gereken kişiden aldığı sırada ortaya çıkacaktı. Naruto artık kimin sözüne kulak vermesi gerktiğini biliyordu.

Naruto-Neji dövüşünün Naruhina yanlarına bakacak olursak, Naruto dövüş boyunca ne zaman kaybedecek gibi olsa hep Lee ve Hinata'yı ama özellikle de Hinata'yı düşünüp dövüşe asılıyor. Dövüşü kazandığından ise tek bir kişiyi düşünüyor... Hinata'yı. İşin aslına bakarsak bu gayet şaşırtıcı bir olay. Bu çocuk hayatı boyunca güçlü olup kabul görmek için çalışmış bir çocuk ve nihayet bu yönde inanılmaz büyük bir adım atıp herkesin önünde, hokagenin, feodal lordların, hocalarının, arkadaşlarının ve sevdiği pembe saçlı cadının önünde, turnuvanın en büyük 3 favorisinden birini deviriyor ve düşündüğü şey şu: Hinata nerede? Beni izliyor mu? Kendi engin tecrübelerimden örnek verecek olursam, sınıf maçlarına çıktığımızda, maçta iyi bir şey yaptığımda gözüm hep hoşlandığım kıza kayardı "acaba gördü mü, izliyor mu" diye. Peki bu herif Sakura'dan hoşlandığı, Sakura da onu izlediği halde neden aklı Hinata'da?


Bundan sonra bildiğiniz gibi turnuva yarım kaldı, savaş çıktı, Gaara-Naruto savaşına ileride deyineceğim için burayı es geçiyorum, Part1'deki diğer olayların da Naruhinayla bir alakası pek yok,2 sahne hariç. İlki hastane sahnesi, ikincisi Sasuke'yi kurtarmak için yola çıkma sahnesi. İkisinin de temel mantığı aynı. İkisinde de Naruto, Sakura'nın Sasuke'yi sevdiğini içi burkularak da olsa anlıyor ve daha da önemlisi bunu kabulleniyor, hatta ikisini bir araya getirebilmek için de resmen çırpınacak seri boyunca.
Part1'in son sahnesi ise Akatsuki'yi saymazsak Naruhina diyebiliriz. Naruto köyden ayrılırken onu (çaktırmadan da olsa) uğurlamaya gelen tek bir kişi var.
Part1'deki hikayeyi kısaca Hinata'nın, Naruto'nun gözünde gösterişsiz, karanlık, garip bir kızdan; nazik, güvenilir, yanında kendisi gibi olabildiği, uğruna dövüşmeye değer bir kıza dönüşmesi olarak tanımlayabiliriz. Ama sonuç olarak Naruto, Hinata'yı hala çok değerli de olsa bir arkadaşı gibi görüyor ve Sakura'dan hoşlanmaya devam ediyor.
Part2'de görüşmek üzere.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
26 Oca 2013 17:21, Değiştirme: 28 Oca 2013 6:14 (Toplamda 1 kere)
Bu mesaja teşekkür edenler (18 kişi): amoena , moonlightknight01, ProjectOrigin, love_naruhina, Yodiga, Kelan, PeraSura, Migaki, AngelM, Marshall D.Teach, Gama_Sennin, O'clock, Nami, mangaka_sym, Şeyh Pir, Hilda, serçeparmak, Ashi chan

hoppalapaşam
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)



Kayıt: 10 Ekm 2012
Mesajlar: 490
Teşekkür: 462

Durumu: Çevrimdışı

hoppalapaşam
Otaku (Level 4)
Naruhina FC Konu: Yanıt: Naruhina FC
Alıntıyla Cevap Gönder
Part 1'i Naruto'nun Hinata'nın farkına varması, dahası en değer verdikleri arasına katması olarak özetlemiştik. Part 2'de ise Naruto'nun Hinata'yı bir arkadaştan daha öte, belki de hayatını paylaşabileceği biri olarak görmeye başlamasına tanık olacağız. Ama Naruto'nun bunun için önce çocukluk çarpıntısından kurtulması ve önüne bakabilmesi gerekecek. Bu yüzden bu bölümde bol bol Sakura'nın adı ve Hinata-Sakura kıyaslamaları geçecek.

Part 2'nin ilk arc'ında Hinata'yı hiç görmüyoruz. Bu arc'ın büyük bir bölümü Sakura ve Naruto'nun gösterdiği gelişime odaklanırken, Sasuke'nin de ayrılmasıyla yalnız kalan bu ikilinin gayet yakın bir ilişki içinde olduğuna tanık oluyoruz.

Naruto 2,5 yıllık aranın ardından köye döndüğünde büyüyüp serpilmiş ve Temari'nin tepkisinden anladığım kadarıyla da yakışıklı kabul edilebilecek bir tip olmuştur. Sakura ise artık genç bir kız olmuştur ve "daha çok bir kadın gibi" gözüküp gözükmediğini yüzü kızararak Naruto'ya sorar, lakin Naruto'ya göre pek de değişmemiştir.

Ne yalan söyleyeyim, bu arc'ta Sakura'nın Naruto'ya bakışı bana bir kardeşten daha ziyade, bir erkeğe bakış gibi gelmişti ki bu çok da yadırganacak bir şey değildi çünkü Sakura zaten yakışıklı, popüler ve güçlü erkeklerden hoşlanıyordu. Tabi ki bu durum bizim favori çiftimizin aleyhine bir durumdu ama Allah'tan imdadımıza bir sonraki arc'ta Sasuke yetişecekti ve Sasuke, Naruto'dan hem daha yakışıklı, hem daha karizmatik, hem daha güçlüydü dahası Sakura'nın ilk aşkıydı. Lafı daha fazla uzatmanın anlamı yok, kısacası bir çok kez mangada da gösterildiği üzere Sakura hep Sasuke'yi sevdi, seviyor ve sevecek. Ölümü bu adamın elinden olsa bile bu gerçeği değiştirebilecek bir şey yok. Bu yüzden de Narusaku diye bir şey olmasının ihtimali hiç yok. Bizim için önemli olan ise Naruto'nun hisleri. Naruto'nun Sakura'ya olan sevgisi umutsuz bir aşka mı dönüşecek yoksa yakın bir arkadaşlığa mı? Bu sorunun cevabını bulmak için hikayemize dönelim.

Part 2'de Hinata'yı görebilmek için 37 bölüm bekliyoruz ve açıkçası sadece 2 sayfa görüp yine uzun bir süre beklemek zorunda kalıyoruz.

Gaara'yı kurtaran Naruto, Sasori'den edindikleri bilgi üzerine Sasuke'nin peşine düşebilmek için bir takım arkadaşına ihtiyaç duyar ve köyde kendisine yardımcı olabilecek arkadaşlarını aramaya başlar. Burda önce Shino'yla karşılaşır ama yüzü kapalı olduğu için onu tanıyamaz. Shino biraz alıngan bir çocuktur ve buna bozulur. Sonra Kiba ve Akamaru gelirler. Naruto onları kendisiyle gelmeye ikna etmeye çalışırken Hinata, Naruto'yu farkeder ama yanına gitmektense saklanmayı tercih eder. Üç yıldır belki de bu anı bekliyordur ama hazır değildir.Ona ne söyleyeceğini bile bilememektedir. Derken Naruto yanında belirir ve Hinata'yı hemen farkeder. Ona niye saklandığını sorar. Neredeyse 3 yıldır yolunu gözlediği aşkıyla arasında sadece 5 santim kalan Hinata ise bu heyecana dayanamaz ve bayılır. Shino Naruto'nun Hinata'yı da hemen tanımasına bozulur, halbuki bu çocuk 3 yıl önce bu kız yanında otururken bile onu farkedememiştir.

Bu arada 3 yılın ardından Hinata'nın fiziksel olarak bir hayli değişim geçirdiğini söyleyebiliriz. Kısa olan saçlarını uzatmış, göğüsleri büyümüş, küçük tatlı bir kız çocuğundan, güzel ve çekici bir genç kıza dönüşmüştür.

Bir sonraki iletişimleri için yine uzun bir süre, 354. bölümün sonuna kadar bekliyoruz. Konoha, İtachi'nin peşine düşmeye karar veriyor. Bunun için 7. ve 8. takımlar görevlendiriliyor. Resimde mangakanın, manganın Naruto ve Hinata'nın içinde bulunduğu toplu karelerinin genelinde olduğu gibi bu ikisini yan yana çizmeyi tercih ettiğini görüyoruz.

Bir sonraki bölümde takımlar kendi aralarında ufak gruplara ayrılıyorlar. Naruto ve Hinata, kaptan Yamato'yla beraber aynı grupta yer alıyor ve ikisinin de bundan gayet hoşnut olduğunu gözlemleyebiliyoruz.

Zaten Naruto'nun Hinata'ya karşı her zaman diğerlerine olduğundan daha nazik ve kibar davrandığının farkına varmayanımız kalmamıştır heralde. Hinata ise bize bu bölümlerde Naruto'yla ne kadar uyumlu çalışabildiğini gösteriyor. Ufak tefek utanmalar ve yüz kızarmaları dışında bayılmadan, yük olmadan, ailesinden gelen yetenekleriyle Naruto'ya ve takıma ne kadar yardımcı olabildiğini hepimize kanıtlıyor.

Olayların devamında gruplar tekrar birleşir ve Tobi'yle karşılaşırlar. Tobi iyi bir çocuktur ama bizimkilerin geçmesine izin vermez. Naruto'nun beklemeye tahamülü yoktur ve Tobi'ye bodozlama dalar. Tobi bunu tek bir tekmeyle savuşturur.

Mangaka burda bir paneli tamamen Hinata'nın bu olaya tepkisine ayırıyor.

Hinata çok endişelidir ve Sakura da bunu farkeder. "Rahatla, Naruto'yu indirmek için bundan çok daha fazlası gerekir. Sen sadece gözünü düşmandan ayırma, Hinata." Hinata da biliyor o tekmenin Naruto'ya bir şey yapmayacağını ama kalbiyle mantığı aynı doğrultuda işlemiyor ve elinde olmadan endişeleniyor.

Düştükten hemen sonra ayağa kalkan Naruto Hinata'nın içine su serper ve tanrıya şükrettirir. Bundan sonra da bu arcta ikilimiz arasında kayda değer bir şey yaşanmaz.

Pein arc'ına kadar elimizde olanlar bunlardı. Açıkçası Part 2'nin Naruhina hayranları için pek parlak geçtiği söylenemezdi. Ama Osmanlı için İstanbul'un fethi neyse, Naruhina hayranları için de Pein arc o olacak, bir çağ kapanıp yeni bir çağ açılacaktı. Pein arc için, hatta daha da özelleştirecek olursak Hinata'nın aşkını ilanı için Naruhina'nın miladı demek yanlış bir tanım olmaz. Çünkü olaylar, itiraftan önce ve itiraftan sonra diye ikiye ayrılıyor. İtiraftan önce elimizde Hinata'nın aşkı, Naruto'nun sevgisi vardı. İtiraftan sonra ise Naruto'nun sevgisinin şeklinin değiştiğine tanık olacağız.

Durumu kısaca tarif etmek gerekirse, tek bir teknikle koca köyü haritadan silebilen bir adam var ve Naruto bu adamla teke tek kapışıyor. Şimdi, Tobi'nin basit bir tekmesiyle bile aklı giden Hinata'nın neler hissedebileceğini hayal etmeye çalışın. Önce hiç bir şey düşünmeden, hemen yardıma koşmaya kalkıyor ama "yapma, etme, yarardan çok zararın dokunur" diyorlar ve zar zor engelliyorlar. Fakat elinden hiç bir şey gelmeden çaresizce beklemek tam bir cehennem azabı güzel kızımız için. Endişeden dudaklarını yemeye başlıyor, eli ayağı yerinde durmuyor, içi içini kemiriyor.

Bu arada diğer kız gayet sakin izliyor olan biteni. Naruto'ya yardıma gitmek aklının ucundan bile geçmiyor. Karşısında Pein varmış, biraz önce köyü yerle bir etmiş falan bunlar önemli değil. Nasılsa Naruto bir şekilde halleder deyip, Naruto'ya güveniyor. Ama ya aşağıda savaşan kişi Naruto değil de Sasuke olsaydı? O zaman da bu kadar sakin kalabilecek miydi?

Uzun bir dövüşün ardından Pein sonunda Naruto'yu etkisiz hale getirip yere çiviliyor. Naruto tamamen hareket edemeyecek durumda ve en ufak bir şansı kalmıyor. Byakuganı sayesinde bunu gören Hinata'yı da artık engelleyen bir şey kalmıyor. Çünkü şu ana kadar Hinata'yı engelleyen şey Pein'in gücünün korkusu değil, Naruto'ya ayak bağı olup onu tehlikeye atma korkusuydu ama artık Naruto dövüşebilecek bir durumda değil.

Pein tam elini uzatıp Naruto'yu teslim almak üzereyken araya Hinata giriyor. Hinata'nın yardıma geldiğini gören Naruto çok kızıyor. Çünkü Pein'in, Hinata'nın seviyesinin çok üstünde bir ninja olduğunu ve Hinata'nın en ufak bir şansı bile olmadığını biliyor, kendisi için Hinata'nın hayatını riske atmasını istemiyor. Ama Naruto'nun bilmediği bir şey var.

Hinata da biliyor en ufak bir şansı olmadığını ve bu işin sonunun kendisi için ölüm olduğunu ama Hinata için, Naruto'ya en ufak bir kurtulma şansı doğurmak, Hinata'nın kendi hayatından çok daha değerli. Artık ölümle burun buruna gelen Hinata, sevdiği adamın en azından ölmeden önce kendisi hakkındaki hislerini öğrenmesini istiyor ve aşkını itiraf ediyor.
"Buradayım çünkü burada olmak istiyorum. Ben her zaman ağlayıp, hemen vazgeçen biriydim. Her zaman her şeyi yanlış yapardım. Taa ki sen bana doğru yolu gösterinceye kadar Naruto-kun. Seni hep takip ettim.. bir gün sana yetişirim umuduyla. Hep yan yana yürürüz hayaliyle. Hep olduğun yere gelmeyi deneyerek. Sen beni değiştirdin! Beni eski çaresiz halimden kurtaran şey senin gülümsemendi! Seni korumaktan korkmuyorum, bunu yaparken ölecek olsam bile! Çünkü ben seni seviyorum..."

Naruto büyük bir şok yaşamaktadır. Hayatı boyunca en büyük eksikliği sevilmek olan, birilerinin sevgisini kazanabilmek için çırpınıp didinen, hayatını ortaya koyan çocuk, "seni seviyorum" gibi güçlü bir cümleyi duyduğuda nasıl şok olmasın.

Naruto için daha değerli, daha güzel bir şey olabilir mi?

Peki bunu kaybetmekten daha kötü bir şey olabilir mi?

Maalesef Naruto kendisini seven kişiyi zor bulup, çabuk kaybetmek üzeredir. Pein beklenildiği üzere Hinata'yı rahat bir şekilde yere indirmiştir. Son darbeyi indirmeden önce Nauto tüm gücüyle haykırır. "YAPMAAAAA" Ama nafiledir. Pein Naruto'yu dinlemez ve Hinata'ya son darbeyi indirir.

Naruto'nun dünyası kararır. Pein hala konuşup Naruto'ya bir şeyler anlatmaktadır ama Naruto onu duyacak durumda değildir. Naruto hayatı boyunca hiç sinirlenmediği kadar sinirlenmiştir. O anki öfkesi o kadar büyüktür ki artık dünya umrunda değildir. Naruto Kyubi'nin dost düşman dinlemeden herkese saldıracağını, tam formunu alırsa kendisinin de öleceğini, Kyubi'nin sadece Pein'i değil köyün kalanını da yok edeceğini bal gibi bilmektedir. Farkına varmadan Sakura'yı yaraladığı gün bir daha asla Kyubi'nin gücüne başvurmayacağına söz verdiğinin ve ninja yolunun sözünden geri dönmemek olduğunun da farkındadır. Ama bütün bunların o an için hiç bir önemi yoktur. Hinata kendisini korumak için ölmüştür ve Naruto için bunun telafisi yoktur. Bu öfkeyle Naruto kıçından 6 kuyruk birden çıkarır. Nihayetinde 9 kuyruğa kadar çıkar ama Kyubi tam formuna ulaşamadan Naruto, kendisine muhtaç olduğu sevgiyi verebilecek başka biriyle karşılaşıp, kendine gelmeyi başarır. Karşılaştığı kişi babasıdır.

Hikayeye burada biraz ara verip Hinata'nın Naruto için artık ne kadar önemli biri haline geldiğini açmak istiyorum. Öncelikle Pein savaşından önce Naruto kurbağalarla birlikte yoğun bir biçimde meditasyon yapmış bunun sonucunda öfkesini kontrol etmeyi kısmen başarmış biri olarak Pein'in karşısına çıkıyor. Bunu şuradan anlıyoruz: Naruto olay yerine çağırıldığında ( ters kuchiyose'yle) önce köyün yerle bir edildiğini sonra karşısındaki adamın ustası Jiraiya'nın katili olduğunu anlıyor ama gözleri bile kızarmıyor. Ufak bir hatırlatma: Naruto öfkelendiğinde öfkesi Kyubi'yi besler ve onu kontrol etmekte zorlanmaya başlar, ilk belirti gözlerinin kızarması, sonra çakra sızıntısıdır. Sonra Naruto Keşiş Modu sayesinde Kakashi Hoca'sının da öldürüldüğünü öğrenir. Yani artık karşısında hem köyü yerle bir eden, hem Jiraiya'yı öldüren, hem de Kakashi'yi öldüren biri vardır ama Naruto hala öfkesini kontrol edebilmektedir. Savaşın ilerleyen bölümlerinde Pein, kurbağa dedeyi öldürüp nineyi de fırlatır. Yani adam artık Naruto'nun var olan bütün ustalarını öldürmüştür ama Naruto hala öfkesine hakim olabilmektedir.

Peki Hinata'yı Jiraiya'dan, Kakashi'den, Fukasaku'dan farklı kılan nedir de Naruto buna katlanamayıp kıçından altı kuyruk birden çıkarmıştır? Biz daha önce mangada Naruto vs Gaara savaşında Naruto'yu, Sakura'yı kurtarmak için savaşırken izlemiştik. Naruto orada niye öfkeden deliye dönmedi? Gözleri bile kızarmadı? Hinata'nın Sakura'dan farkı neydi de Naruto bu kadar delirdi? Koca manga boyunca Naruto'nun gözünü döndürmeyi başaran Hinata dışında sadece Sasuke oldu. Onda bile en fazla 4 kuyruğa çıkmıştı. Hinata'yla Sasuke'nin ortak yanları Naruto için canlarını vermeyi göze almaları. Ama Naruto'yu dokuz kuyruğa kadar çıkarmayı başaran Hinata'yı kaybetmenin öfkesi oldu.

Mangaka tetikleyici olarak Hinata'yı seçti. Bunun için bir yan karakter olan, mangada doğru düzgün kendine yer bile bulamayan birinin seçilmesinin tek bir sebebi olabilir. Sanırım Narusaku fanları hariç herkes bu sebebin farkına varabilmiştir.

Hikayemize dönecek olursak, en son babası Naruto'yu kendisine getirmeyi başarmıştı. Hinata ise kanlar içinde son nefesini vermek üzereyken bile kendisi için değil Naruto için endişeleniyordu.

Kendisine gelen Naruto'nun düşündüğü ilk şey yine Hinata olur. O anda kafasında canlanan resim sadece Hinata'nın kanlar içinde yatan bir imgesidir. Bu düşünce Naruto'nun kalbini sıkıştırmaya yetmektedir. Sağ eli hemen kalbine gider ve aklından şu düşünceler geçer. "Olamaz... Hinata'ya yada diğer köylülere mi saldırdım!?" Belli ki insanlar Naruto için artık Hinata ve diğerleri diye ayrılıyordu. Ki bu diğer köylülerin içinde Sakura, Tsunade-sama, İruka hoca, Konohamaru, Konoha11'in bir çok üyesi, ramenci amca ve daha bir çok Naruto'nun değer verdiği insan var. Ama artık Naruto için Hinata ve diğer köylüler var.

Naruto, keşiş modda olması sayesinde hemen Hinata'nın hayatta olduğunu farkedip ağlamaya başlar ve bir kaç kez tekrarlar: "Şükürler olsun" Belki de hayatı boyunca hiç bir şeye sevinmediği kadar sevinmiştir o an. Gözyaşlarını siler. Artık kafası Hinata'da olmadığından kendini dövüşe verebilecek ve son kalan Pein bedenini de yenecektir.
Hinata ise yardımına koşan Gai Hoca'nın takımı ve Sakura'nın yardımlarıyla hayata döner. Naruto için kendisini feda eden Hinata'yı gören Sakura durumu hemen anlamıştır. "Hinata.. sen gerçekten.. Naruto'yu seviyorsun.."

Hinata kendine gelirken Katsuyu-sama'dan Naruto'nun son bedeni de yendiği ve iyi durumda olduğu haberi gelir. Hinata'nın tepkisi Naruto'nunkiyle aynıdır. Gözyaşları içinde Naruto hayatta olduğu için tanrıya şükreder.

Nagato'yla hesabını kapatıp helalleşen Naruto köye bir kahraman olarak döner. Sakura Naruto'ya önce okkalı bir tane indirip sarılır. Ama Naruto Sakura'ya karşılık vermez. Belki şaşkınlıktan, belki yediği şamarın etkisinden, belki de aklı karışık olduğundan?? Yoksa neden hoşlandığı (!) kız kendisine sarıldığında karşılık vermesin. Hinata ise ilginçtir, Sakura'nın Naruto'ya sarılmasına gülümseyerek karşılık verir.

Pein savaşı sırasında tanık olduğumuz üzere Hinata artık Naruto için en değerli kişilerin başında geliyor. Peki ama çocukluğundan beri hoşlandığı Sakura ne olacak? Naruto bu ikilemden nasıl kurtulacak? Mangaka bu soruların cevabını bize vermekte pek gecikmez. Part 1'de Naruto'nun aşk hayatı'yla ilgili 3 seçeneğimiz vardı.
1) NaruHina
2) NaruSaku
3) NaruSasu
Üçüncü ihtimal Naruto dünya çapında çok popüler (muhtemelen en popüler) manga olduğu ve dünyanın genelinde eşcinsel birliktelik pek hoş karşılanmadığı, editörlerin buna asla izin vermeyeceği bilindiği için zaten olanaksız. Dahası Sasuke'yi bilemem ama Naruto'nun eşcinsel olmadığına eminim. Biseksüelse orasını bilemem tabi ama sanmıyorum. Neyse ne kadar gereksiz uzattım bunu...

Şimdi sıra ikinci ihtimal olan NaruSaku'nun da aradan çekilmesine ve NaruHina'nın tek seçenek kalmasına geldi.

İlk olarak Naruto, Demir ülkesine Raikage'yle Sasuke hakkında konuşmak için gittiği sırada, Sai'nin bir anısına tanıklık ederiz. Burada önemli olan nokta; bu anının, bizim miladımız olan Hinata'nın itirafından önce gerçekleşmiş olması. Bu anıda Sai, Naruto'ya, onun Sakura'dan hoşlandığını farketteğini söyleyip, ona açılıp açılmadığını sorar. Naruto'nun cevabı: "Nasıl açılayım? Daha ona verdiğim sözü bile tutamadım!" olur.

Bütün bunlardan sonra hala Naruto'nun Sasuke için ve bir nevi Sakura için çaresizce kendini paralamasına Sai daha fazla seyirci kalamaz ve Sakura da dahil herkesin bildiği gerçekleri, Sakura'nın yüzüne bir tokat gibi vurmaya gider.
"Ben daha Sasuke'nin yedeği olarak Kakashi takımına atanalı çok olmadı. Yani takımı hala iyi tanıdığım söylenemez. Keza insanların hislerini çok iyi anladığım da söylenemez. Üstelik Naruto'yla aranızda olan sözün ne olduğunu da bilmiyorum. Ama Ben bile Naruto'nun seni gerçekten sevdiğini anlayabiliyorum" Sakura bu sözler üzerine göz yaşlarına boğulur. Ama bu gözyaşları "sevdiğim kişi de beni seviyormuş. yuppi...." sevinç gözyaşları değil, suçluluk, pişmanlık, hüzün gözyaşlarıdır. Sai bombardımana devam eder. "Öyle gözüküyor ki Naruto sana olan sözünün yükünü hep omuzlarında taşıdı. Ve öyle gözüküyor ki ömrünün sonuna kadar da taşımaya devam edecek... Naruto'ya ne dediğini bilmiyorum ama bana öyle geliyor ki aranızdaki bu sözün, bendeki lanetli mühürden hiç bir farkı yok. Sasuke, Naruto'ya acı çektiriyor. Ama sen de çektirmiyor musun?" (kişisel parantez: hadi gel de bu çocuğu sevme Çok Mutlu aslanım sai Çok Mutlu suck that sakura Dil Çıkartıyor)
Durum şu ki Sai'nin anlattıklarını Sakura zaten biliyor ve içinde bunun ezikliğini hep yaşıyor. Sasuke onu bırakıp gitmesine, bir suçlu olmasına, ona bir pislikmiş gibi davranmasına rağmen, Naruto ise hep onun yanında, ona destek olmasına, yüzlerce kez hayatını kurtarmasına, köyün kahramanı olmasına, iyilik ve sevgi timsali örnek bir vatandaş olmasına, neşeli bir yapısı olup kendisinin bütün kapris ve yumruklarına katlanmasına rağmen, kız, Naruto'yu değil, Sasuke'yi seviyor ve bundan açık bir şekilde utanıp, kendine kızıyor. Ama yapacak bir şey de yok. Gönül bu sonuçta, kime konacağını kendin seçmiyorsun. (mangaka seçiyor)

Bütün bunlar olurken Konoha 11, köyün ve dünyanın iyiliği için Sasuke'nin ortadan kaldırılmasına karar verir. Bunu Naruto'ya söyleme işini ise Sakura üstlenecektir ama Sakura'nın bunu söyleme tarzı biraz garip olacaktır. Sakura bunu Naruto'ya direkt söyleyemeyeceğini düşünüp garip bir plan yapar. Sakura Naruto'ya aşkını ilan edecek ve Sakura hariç herkes sonsuza kadar mutlu yaşayacaktır.

Ama işin açıkçası bu plan tutsa ve Naruto Sakura'nın teklifini değerlendirse bile ben hala bunun Konoha 11 ve Sasuke'yi öldürme planıyla alakasını bugün bile kuramıyorum. Naruto "ben artık Sakura'yla çıktığıma göre Sasuke'yi öldürebilirsiniz" mi diyecek? Bence bu Sakura'nın gel-git karakteri için bile biraz aşırı ve zorlama. Siz nasıl görüyorsunuz bilemem ama ben bunu mangakanın, Hinata ve Sakura'nın itiraflarını karşılaştırıp, Naruto'nun Sakura'yı tamamen kafasından çıkarabilmesi için Sakura'yı harcaması olarak görüyorum. Neyse hikayeye dönelim.

Sakura yanına Kiba (burda Kiba'ya özellikle dikkat), Lee ve Sai'yi de alarak Naruto'nun yanına gelir ve aşkını ilan eder. Önce Naruto'nun da bizzat şahit olduğu gerçek bir aşk ilanı nasıl olur, onu bir hatırlamamız için Hinata'nın itirafını buraya bir kopyala yapıştır yapayım.

"Buradayım çünkü burada olmak istiyorum. Ben her zaman ağlayıp, hemen vazgeçen biriydim. Her zaman her şeyi yanlış yapardım. Taa ki sen bana doğru yolu gösterinceye kadar Naruto-kun. Seni hep takip ettim.. bir gün sana yetişirim umuduyla. Hep yan yana yürürüz hayaliyle. Hep olduğun yere gelmeyi deneyerek. Sen beni değiştirdin! Beni eski çaresiz halimden kurtaran şey senin gülümsemendi! Seni korumaktan korkmuyorum, bunu yaparken ölecek olsam bile! Çünkü ben seni seviyorum..."

Şimdi de Sakura'nın itirafı, Naruto'nun buna tepkisi ve benim şahsi yorumlarım:

İlk önce Sakura'nın ne dediğini duymuyoruz. Tek gördüğümüz Sakuranın sözlerine olan tepkiler. Kiba'nın "Planın bu muydu yani?" bakışı, Konoha'nın bir tanesi Lee'ciğimizin şaşkın, hayal kırıklığına uğramış "ağzımı kapamazsam sinek kaçacak" yüz ifadesi, Kaptan Yamato'nun hafif kızgınlıkla karışık "ne saçmalıyor lan bu" ifadesi, Kakashi Hoca'nın "Dur bakalım, sonu nereye varacak" ifadesi. Tabi ki bizim için önemli olan Naruto. Naruto'ya baktığımıda sadece şaşkınlık ve kulaklarına inanamayan birinin ifadesini görüyoruz. Herhangi bir gayri ihtiyari sevinç, yada duyduğu şeyin hoşuna gittiğinin bir belirtisi okunmuyor yüzünden. Sadece duyduğu şeye bir anlam verememiş birinin ifadesi var.



Sonrasında Sakura'yı dinlemeye başlıyoruz.
"Söylediğim şey şu ki Naruto, ben seni seviyorum" Bunu söylerken gözlerini Naruto'dan kaçırıyor. Yanakları hafif kızarmış. Sonra devam ediyor. "Demem o ki artık Sasuke'yle benim aramda hiç bir şey yok. Öyle bir adamdan hoşlanırken aklım nerdeydi bilmiyorum. Burda sana olan hislerimi açıyorum, o yüzden beni dine!"
Birilerine hislerini açacak olan arkadaşlara önemli not: Birine onu sevdiğinizi söyleyecek olursanız asla ona teklifiniz boyunca sürekli başka bir adamdan bahsetmeyin. Aksi taktirde "Madem onla olmadı, bare senle olayım ama aklım da hala onda" demek gibi bir şey oluyor bu. Neyse Naruto'ya dönelim.
Naruto'nun buna tepkisi hala aval aval bakmak olur. Olayın en başında Sakura'nın yalan söylediğini bilmemektedir ama yine de gayri ihtiyari de olsa bir kere bile gülümsemez. Sevdiğiniz kişi size, sizi sevdiğini söylese istemeden de olsa, ufak da olsa bir gülümsemez misiniz? Naruto gülümsememiştir. Sadece şaşırmıştır.

Sonra yavaş yavaş şaşkınlığını atar. Olayı analiz eder. Sakura'nın yaptığı saçmalığın farkına varır ve şaşkınlıktan kalkan kaşları sinirden çatılmaya başlar.



"...Ama nasıl...? NEDEN...? Eğer biz böyle bir durumdayken sen şaka yapıyorsan, bu hiç komik değil Sakura-chan... Sadece bana ne olduğunu söyle...?" Naruto bir şeyler olduğunu anlamıştır ve tek istediği Sakura'nın kendisine dürüst olmasıdır. Hatırlayın Hinata, Naruto'ya karşı hep dürüsttür. Söyleyemeyeceği gerçekler varsa bile asla yalan da söylemez. Chunin sınavında olduğu gibi. Ama Sakura yalanını devam ettirmeye karar vermiştir. "Hiç bir şey olmadı gerçekten. Sadece aniden Sasuke gibi kaçak ve suçlu birini sevmeye devam etmenin saçma olduğunu anladım. Sonsuza dek çocuk kalamam, artık gerçeklerle yüzleşmeliyim." (Şaka gibi cidden. Artık Sasuke'yi sevmesi saçma olduğu için Naruto'yu sevecekmiş.) "Bu yüzden Naruto, senle aramızda olan sözün bir anlamı kalmadı, artık Sasuke'yi kovalama, tamam mı?" (Şükür çıkardı ağzından baklayı.) Bu cümleden sonra Naruto da Sakura'nın asıl niyetini iyiden iyiye sezmeye başlar. Bu arada Kaptan Yamato Sakura'nın ağzını burnunu kıracakken araya Kakashi Hoca girer. Çünkü Kakashi İcha İcha hayranıdır ve bu olayın nereye varacağını merak eder. Naruto, Sakura'yı sorgulamaya devam eder. "Bir şey mi oldu Sakura? Neden bunca insanın arasından ben? Neden şimdi?" Sakura saçmalamaya devam eder. "Hiç bir şey olmadı. Eğer neden senden hoşlanmaya başladığımı merak ediyorsan söyleyeyim." der. Naruto iyice kaşlarını çatar. Sakura Naruto'ya sarılarak konuşmasına devam etmeye karar verir.



Naruto, Pein savaşından sonra olduğu gibi yine Sakura'nın sarılmasına karşılık vermez. Kolları Sakura'nın belinde değil, yana salık durumdadır. Ayrıca burada Kiba'nın yüz ifadesine dikkat. Kiba ciddi ciddi bu işe uyuz olmuştur. Çünkü her ne kadar Kiba, Naruto'yu bir rakibi olarak da görse, hatta onu kıskansa da, Naruto'yla Kiba yakın arkadaşlardır, aynı zamanda Hinata'nın da takım arkadaşı, dostudur ve şu an Sakura'nın yaptığı şey Kiba'yı açık açık sinirlendirmektedir.

Sakura çoktan büyük tuvaletini yapmıştır (Ah rtük ah) artık sıvama aşamasına geçmiştir ve bunu Naruto'ya sarılarak yapmayı daha uygun görmüştür. "Sasuke-kun hala gün geçtikçe benden uzaklaşıyor, sen ise Naruto her zaman benim yanımdaydın, beni cesaretlendirdin. Sonunda senin gerçek kimliğini farkettim Naruto" (Günaydın) "Köyü kurtaran kahraman, herkesin sevgilisi... ben de sadece onlardan biriyim" (Köyü başkası kurtarsa, onu mu sevecekti şimdi?) "O tanıdığım yaramaz ve aptal çocuk, günden güne bu yüce ve önemli adama dönüştü ve ben buna bizzat en yakından şahit oldum" (Naruto yaramaz bir aptalken de onu seven biri vardı.) "Ama Sasuke'nin tek yaptığı suç işleyip kalbimi kırmak. Her geçen gün tanıdığımdan farklı bir adam olmaya devam ediyor, benden uzaklaşıyor. Ama sen Naruto.. Sen, sana böyle dokunabileceğim kadar yakınımdasın. Bana kendimi güvende hissettiriyorsun. Şu anda kalbimin derinliklerinde..." Cümlesini tamamlayamadan Naruto patlar.
"Yeter artık Sakura-chan. Sana bu şakanın komik olmadığını söylemiştim" Naruto'nun siniri yüzünden okunabilmektedir.



"Neden bu kadar kızdın? Sadece Sasuke'den vazgeçip seni sevmeye başladım. Kızların kalbi bahar havası gibi devamlı değişir demezler mi zaten?" (Yarın da Narutoyu bırakıp başkasına bakabilir yani?) Bunun karşılığında Naruto Sakura'ya hayatının şamarını atar. "Kendine yalan söyleyen insanlardan nefret ederim."



Şamarı yiyen Sakura, yavuz hırsız ev sahibini bastırır taktiğine baş vurup agresife bağlamaya karar verir. "Şimdi sen benim kendime yalan söylediğimi mi söylüyorsun?" Naruto'nun surat ifadesi değişmez. "Kendi hislerinin ne olduğuna karar verecek tek kişi yine insanın kendisidir. Eğer benden nefret ediyorsan, söyle gitsin. Saçma bahanelerin arkasına saklanma."
"Ama bence bu garip. Bunca yolu sırf bunu söylemek için mi geldin!"
"Sırf bu..!?"
Evet, yanlış okumadınız. Biraz önce Naruto, Sakura'nın kendisine aşkını itiraf etmesinin pek de önemli bir olay olmadığını belirten "sırf bu" terimini kullandı ve Sakura buna ciddi ciddi kızdı.
"Sırf bu mu!? Sana göre gerçekten bir kadının aşkını itiraf etmesi hafife alınacak bir olay mı? Bu kadar yolu gelmeye değmeyecek bir olay mı!?" Buradan sonrasına dikkat! "Senin tek yaptığın Sasuke şöyle, Sasuke böyle deyip herifin peşine düşüp tehlikeli adamlarla kapışmak. Kyubi'nin jinchurikisi olduğun için koca Akatsuki peşinde be adam! Biraz olsun kendin için endişelenemez misin? Sana ne düşündüğümü söyleyeyim mi? Bence sırf Sasuke'yi kovalamak için bu kadar tehlikeli adamlarla yüzleşmeye değmez! Benimle köye dönmeni istiyorum! Bu yüzden buradayım!" Sakura taa en başından hiç bu yalan dolan itirafı karıştırmayıp, direkt bunları söyleseydi benim gözümdeki bütün antipatisini sempatiye dönüştürebilirdi ama malesef yine eline yüzüne bulaştırdı. Ama bu olay NaruHina için hayırlı oldu tabi.

Bu olayın sonunda Sakura, Naruto'ya kendisini, kendisine olan sözünden azad ettiğini söyler. Naruto ise Söz olup olmamasının artık bir şeyi değiştirmeyeceğini belirtir. Yani artık Sai'nin anısında tanık olduğumuz Naruto'nun Sakura'ya itiraf edememesine gerekçe olarak gösterdiği söz ortadan kalkmıştır. Ama artık Naruto'nun başka gerekçeleri vardır. Sakura Naruto'nun yanından ayrıldıktan sonra Sai, bir klonu sayesinde Naruto'ya bütün gerçekleri, Sakura'nın Sasuke'yi, Sasuke'nin kendi iyiliği için, Naruto'nun nefretini bile göze alarak onu öldürmeye karar verdiğini bir bir anlatır. Naruto'nun kafasındaki yedinci takım hayali tuzla buz olmuştur. Sakura'nın peşinden gitmeye karar verir.

Naruto olaya müdahil olduğu sırada Sasuke Sakura'yı öldürmek üzeredir, Naruto hemen Sakura'yı kurtarır ama kıza "nasılsın, bir şeyin var mı" diye bile sormadan, hatta kızın yüzüne bile bakmadan Sasuke'yle muhatap olur.



Sakura Naruto'ya teşekür eder ama Naruto cevap bile vermez. Hafif kızgın bir şekilde Sasuke'ye çıkışır. "Sakura da bizim gibi yedinci takımın bir üyesi, Sasuke!"



Bu tepki neresinden bakarsanız bakın Naruto'nun artık Sakura'ya karşı romantik anlamda hiç bir şey hissetmediğinin açık bir şekilde kanıtıdır. Bir insanın, hele de Naruto gibi bir insanın, bunu yapan kardeşi gibi gördüğü ve sevdiği biri bile olsa, aşık olduğu kızın canına kasteden kişiye verdiği tepki "o da bizim takımdan ne diye böyle yapıyorsun" olmaz!!
Şöyle olabilir:



Yada duruma göre içinizde şeytan bir tilki varsa şu da olabilir:




Sasuke'nin öldürmeye kalktığı kişi Sakura değil de Hinata olsa sizce tepkisi bu mu olurdu?

Ama belli ki artık Sakura, Naruto için bir aşk değil, değerli bir takım arkadaşı ve yakın bir dosttur. Daha fazlası yada daha azı değil. Belki de zaten, bu durum her zaman böyleydi...

Böylece Naruto'nun, Sakura'nın sahte aşk itirafına kesin bir dille verdiği "hayır" cevabına hep beraber tanık olmuş olduk. Ama tanık olmadığımız bir mesele var. O da Naruto'nun Hinata'nın aşk ilanına verdiği cevap.

Herşeyden önce Hinata o itirafı yaparken hiç bir cevap beklemeden, sadece ölmeden önce içinde kalmasın diye yapıyor. Yani Naruto'nun buna herhangi bir cevap vermesine gerek yok. Hinata'nın böyle bir beklentisi de yok. Ama bizim var.

Pein olayından sonra bu ikisinin aynı köyün içinde hiç bir araya gelmemeleri mümkün değil ki zaten Naruto, Demir ülkesi'nden döndükten sonra Konoha 11'e konuşma yaparken aynı kare içerisinde görüyoruz aşk böceklerimizi. Peki ama hiç mi konuşmadılar bu konuyu? Böyle bir şey mümkün mü? Sonuçta bu bir Japon mangası, yani herşey mümkün ama yine de garip olur konuşmamaları.

İşte tüm bu sorulara cevap olabilecek iki adet panel mevcut 540. sayıda. Her şeyden önce şunu belirteyim ki bu gerçekliği kesin bir şey değil, sadece NaruHina hayranlarının dile getirdiği bir teori ama gayet akla ve mantığa yatkın bir teori. Olay kısaca şu: Shino, Hinata'ya biraz dinlenmesini önerir ama Hinata reddeder çünkü bu savaş Naruto'yu korumak için yapılan bir savaştır ve Hinata elinden gelen herşeyi yapmalıdır. Hinata bunu söylerken Naruto'yu düşünüyor... mu? Yoksa Naruto'yla aralarında geçen bir anıyı mı düşünüyor?



Mangada birinin bir kişiyi mi yoksa bir olayı mı düşündüğünü nasıl ayırt ederiz? Örneği yukarılarda bir yerde var mesela. Sakura Hinata'yı iyileştirirken, onun Naruto'yu sevdiğini anlayıp, Naruto'yu düşünüyordu. Yada yine aynı bu sayıda Sakura'nın Sasuke'yi düşünen bir paneli var. Birinin başka birini düşündüğünü bize yansıtmak isteyen mangakalar bize o kişinin tek bir resmini çizerler, yan yana iki resmini çizmezler. Ve genelde düşünülen kişi duruma ve kişiliğine göre ya hafif tebessüm eder yada karizma bir poz verir falan. Ama bu 540'da Hinata'nın aklındaki Naruto imgesi aynı arka planın önünde, yani kısacası aynı mekanda önce bir hayli şaşırmış, sonrasında ise gülerken tasvir edilmiş. Yani şunu kesinlikle söyleyebiliriz ki Hinata Naruto'yu değil Naruto'yla aralarında geçen bir konuşmayı hatırlıyor. Aynı zamanda şunu da kesinlikle söyleyebiliriz ki biz bu konuşmalarına şahit olmadık.

Bu da akıllara haklı olarak şu soruyu getiriyor: Acaba bu konuşma "o" konuşma mı? Bu sorunun cevabını şimdilik bilmiyoruz ama savaş ilerledikçe şunu görüyoruz ki Hinata artık Naruto'nun yanında kızarıp bozarmıyor, ikisi yan yanayken gayet rahat davranıyorlar ve üçüncü kişiler dahi bizim bilmediğimiz bir şeyler biliyorlarmış gibi davranıyorlar. Bir başka ilginç özellik ise aynı bölümde Kishimoto, daha önce defalarca gösterip ima etmesine rağmen bir türlü Sakura'nın Sasuke'yi sevdiğine inanmayan Narusaku hayranları için, Sakura'nın kalbindeki erkeğin Sasuke olduğuna dair şüpheye yer bırakmayacak şekilde bir panel çizmesi. Ama Narusaku hayranları bir şekilde bunu da inkar etmeyi başardılar. Onlar için imkansız diye bir şey yok gerçekten. Neyse hikayeye dönelim artık.

Animede güncel olanlar için bundan sonrası spoiler içerir. Hoş 1 aya kalmaz animede yayınlanacak bu olay.

Savaşın ikinci günü yaşanmaktadır. Zetsular ordudaki elemanların kusursuz birer kopyası haline gelmeyi başarmıştır ve bunları da Naruto dışında kimse ayırt edememektedir. İşte bu hain zetsular Hyuga'nın prensesi ve Konoha'nın gelecekteki First Lady'si biricik Hinatamızı bir şekilde köşeye sıkıştırmışlardır. Tam "eyvah gitti kızcağız" derken kahramanımız Naruto araya girer ve her başrol kahramanın yapması gerektiği gibi prensesi kurtarır.



Naruto önce Hinata'dan özür diler. "Bu kadar uzun sürdüğü için özür dilerim. Artık herşey yolunda" Emin olmak için sorar. "Sen iyi misin Hinata?" Yüzünden laf olsun diye sormadığı, gerçekten endişelendiği çok rahat anlaşılabilir. Halbuki zetsular daha ona dokunamadan yetiştiğini kendi de biliyordur ama kalbiyle mantığı aynı doğrultuda işlemiyor ve elinde olmadan endişeleniyordur.

Bu cümlem size bir yerden tanıdık geldi mi? Hatırlayamayanlar için söyleyeyim. Yukarda Hinata'nın, Tobi'den tekme yiyen Naruto için düşünceleri için yazmıştım. O da, o tekmenin Naruto'ya bir şey yapmayacağını bildiği halde endişeleniyordu. Artık onun Naruto için hissettiklerini, Naruto da onun için hissediyor diyebiliriz rahatlıkla. Hatta daha rahat karşılaştırabilmeniz için şöyle örnek vereyim. Naruto benzer bir şekilde Sakura'yı kurtarıyor ve sırıtarak "İyi misin Sakura-chan. Belli ki bir şeyin yok" diyor. Hinata'ya ise gayet ciddi bir surat ifadesiyle "Sen iyi misin, Hinata?" diye soruyor. İkisine de bir şey olmadığını biliyor ama Sakura'ya yaklaşımı ve mimikleri bunu doğrularken, Hinata'ya olan yaklaşımı ve surat ifadesi hala endişeli olduğunu gösterir nitelikte.





Bu arada Kiba (evet yine Kiba), Shino ve Neji olay yerine varırlar ve Neji Naruto'nun gerçekten Naruto olup olmadığını sorgulamaya başlar. Bunun üzerine Hinata araya girer. "O, gerçekten Naruto-kun. Gözlerine bakın anlarsınız." Ama Naruto'yu gözlerine bakıp anlayabilen sadece Hinata'dır. "Üstelik bizi kurtarmaya geldi" Herkes Naruto'dan şüphelendiği için Naruto'ya üzgün olduğunu söyler ve başarısız olduğu için kendine kızıp, karamsarlığa düşer. "Ne pahasına olursa olsun korumaya çalıştığım insan, her seferinde, dönüp dolaşıp beni koruyan kişi oluyor. Sanırım ben gerçekten iyi değilim..." Naruto hemen Hinata'nın hayal kırıklığını farkeder. Artık karamsarlığa kapılana moral aşılama sırası Naruto'dadır. "Endişelenme Hinata. Şimdiden beni iki kere kurtarmak zorunda kaldığın için zaten ezik sayılırım." "Benim endişem bu değildi." Diğerini gözlerinden okuyabilen sadece Hinata değildir. "Gözlerinden okunuyor. Kendine bu kadar yüklenme. Sen güçlüsün!!" deyip, Pein savaşında Hinata'nın kendisi için yaptıklarını hatırlayarak yüzünde hafif bir tebessümle Hinata'ya bakar.
Kiba, Neji ve Shino ise olaya Fransız kalmış sadece ikisinin aralarındaki dialogu takip ediyorlardır. Çünkü Naruto ve Hinata artık gözleriyle konuşmakta, Kiba, Shino ve Neji ise bu dili bilmemektedir. Hinata içinden Naruto'ya kendisine moral verdiği için teşekür eder ve hep birlikte neşe içinde zetsuları pataklamaya giderler.



Savaşın ilerleyen vakitlerinde zetsuları temizleyen orduya gaz bir şekilde Naruto'ya yardıma gitmesi emri verilir ve Kishimoto bize hemen hemen bütün konoha 11in düşüncelerini aktarır. Önce Hinata söz alır ve en çok panel de açık ara Hinata'ya ayrılmıştır. Naruto mangasının baş hatun karakteri Sakura olabilir ama bu savaş arc'ının baş rol hatunu açık ara Hinata'dır. "Naruto kun... Ömrüm boyunca hep senin peşinden koştum. Şu anda bile peşindeyim. Ama bu savaş bittiğinde artık peşinden koşmaya tamamen bir son vereceğim. Bir dahaki sefere yanında durup elini tutan ben olacağım. Senin yanında seninle birlikte yürüyeceğim. Bekle beni..." Özgüvene bakar mısınız. Normalde bu hanım kızımız, içinde "bence","sanırım","galiba" bulundurmayan cümle kurmazdı. Onu bu kadar değiştiren,ona bu özgüveni veren şey ne? Yada kişi mi demeliydim?





Sonuçta Hinata bize ne kadar sözünün eri bir kişi olduğunu, bütün bu dediklerini harfiyen yaparak gösterir ama buna gelmeden önce sanırım bir Kiba molası vermemiz gerekecek.

Ordu Naruto'ya yetiştiğinde Naruto ve tayfası kızarmak üzeredir ki İno ve Hyugalar araya girer. İşi yapan İno'dur ama kadraja ilk giren, onu taşıyan kişi olan Hinata'dır ve gelir gelmez yaptığı ilk şey, herkesin tahmin edeceği üzerine "Naruto-kun, iyi misin?" diye sormak olacaktır.



Çünkü artık hepimizin kanıksadığı üzere bunlar sürekli birbirleri için endişeleniyorlar, yapacak bir şey yok. İşte bu herkesin tahmin ettiği şeyin üzerine kimsenin tahmin edemediği bir ilk gerçekleşecektir.
Naruto bu soruya coşkulu bir "HEM DE NASIL!!"* şeklinde cevap verir. Halbuki durum hiç de öyle değildir. Naruto tayfasında, Naruto dışındakiler ayakta zor dururken, Naruto'nun suratından düşen de bin parça iken, birden Hinata'nın sesini duyan Naruto, "HEM DE NASIL" iyi oluvermiştir. Aklına geleni dilinden sakınmayan Kiba hemen cevabı yapıştırır. "Sırf Hinata burada diye artistlik taslama, Naruto!!"



Bunu okuyan Naruto severler önce bir duraksadı. Sonra bir daha okudu. "Sırf Hinata burada diye artistlik taslama, Naruto!!"
Haa!! Nasıl yani??? Naruto, Hinata için artistlik mi taslıyordu? Tamam, Naruto'nun Hinata için yemin ettiğini, dövüştüğünü, kendisini izlemesini istediğini, kıçından kuyruklar çıkardığını, iki gözü iki çeşme ağladığını, endişelendiğini, gözleriyle konuştuğunu gördük ama 611 bölümlük Naruto'da, birinin, hem de herhangi biri değil, Kiba'nın, Naruto'nun Hinata'yı sevdiğini ima ederek, ona takılmasına ilk kez şahit oluyorduk. İşin garibi buna şaşıran da bir tek biz okurlardık. Kiba bunu bütün ordunun, hatta Hinata'nın babasının önünde söyledi. Naruto da dahil kimse "ne saçmalıyorsun sen falan" demedi. Kimse yadırgamadı. Peki niye Kiba?

Öncelikle Kiba Hinata'nın takım arkadaşı ve Kiba küçüklükten beri Hinata'nın Naruto'yu sevdiğini biliyor.
Sakura, Sasuke için Naruto'ya yalvarırken Kiba oradaydı, Sakura Naruto'ya ilanı aşk ederken Kiba oradaydı, Hinata ve Naruto gözleriyle konuşurken de Kiba oradaydı.
Hayatta Kiba'nın kırmak isteyeceği son kişiler listesinin başında Hinata geliyor ve cidden Naruto'nun Hinata'yı sevdiğini bilmese asla böyle bir gönderme yapıp, Hinata'yı boş yere ümitlendirmez. Dahası zaten söylediği şey herkese çok doğal geldi, kimseden bir şaşırma tepkisi bile görmedik. Sanki zaten herkesin bildiği bir şeyi söylemiş gibiydi.


* "HEM DE NASIL"a biraz açıklık getirmem gerekecek sanırım. Hinata'nın "iyi misin" sorusuna verdiği cevap "OU" Kalın harflerle yazıldığından ve Narutonun surat ifadesinden de anlaşılacağı üzere bağırarak ve coşkuyla söylenmiş. Mangapanda "ou"yu, "hey" ; mangastream "hell yeah" diye çevirmiş. "Hell yeah"nin daha doğru olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü "ou" anlamlı bir kelime değil, bir ünlem ve duruma göre bir çok anlama gelebiliyor. "Selam"dan tut "haklısın"a kadar. Anime izleyen herkesin zaten aşina olduğu bir ünlem. Mesela açın aanimenin 295. bölümünün sonunu, "bir şey değil, ne demek!" anlamına gelmiş. Kısacası olumlu bir ünlem kelimesi ve evet resmen Hinata'ya havalı gözükmek için artistlik yapmış.

Kiba'nın Naruto'ya takılmasını da aradan çıkardığımıza göre Hinata'nın sözlerinde ne kadar ciddi olduğunu anlatmaya geçebiliriz artık. Savaş gittikçe kızışmaya başlar ve Shikaku, Naruto'nun baş rolde olduğu bir plan hazırlar. Ama bu planı uygulamak için Naruto ve Kurama'nın kaybettikleri çakrayı tekrar kazanmaları ve bunun içinde zamana ihtiyaçları vardır. Onlar çakrayı toplayana kadar ordunun önceliği Naruto'nun can güvenliğidir. Bunun için Konoha'nın bir numaralı mutlak savunmasına sahip olan ailesi Hyugalar ön plana çıkar. Ne de olsa bu adam ileride damatları olacak, onu korumayacaklar da beni mi koruyacaklar. Kendisini korumak için öne atılan Hyugaları gören Naruto'nun aklında tek bir kişi vardır. Hinata!!



Bilge moda girip etrafa rasenshurikenler atan Naruto halsiz düşmüştür ama Hinata onu korumak için elinden gelenin en iyisini yapmaktadır.



Ama Tobi direkt Naruto'yu hedef alan bir atak yapar. Ne Hinata'nın ne de bir başkasının bu atağı savuşturabilme imkanı yoktur. Hinata hiç düşünmeden bir kez daha kendisini Naruto için feda eder ama bu sefer bir başkası ondan da önce davranır. Evet, tabi ki Sakura değil.



Neji...



Bundan 4 yıl önce Naruto'nun Hinata için dövmeye yemin ettiği Neji, 4 yıl önce ezik diye yaftaladığı iki insanın yaşaması için kendi hayatından vazgeçmiştir. Neji son sözlerinde Naruto'ya önce Hinata'dan, ve Hinata'nın kendisi için canını vermeye hazır olduğundan bahseder.
"...Naruto. Hinata-sama senin için ölümü göze alıyor. Bu yüzden senin hayatın sadece senin değil. Görünüşe bakılırsa.. benim hayatım da.. artık seninkilerden biri." diyerek Naruto'nun sadece kendisi için değil, kendisi için canını ortaya koyan herkes için yaşamaya devam etmek zorunda olduğunu Naruto'ya hatırlatır ve ebediyete yol alır.

Hinata perişan olmuştur.



Gözü önünde hayatta en değer verdiği insanlardan biri olan kuzeni, ağabeyi, kendisi ve Naruto için ölüme atlamıştır. Neji, Naruto'nun mübarek dayağını yedikten sonra Hinata'nın her anlamda en büyük destekçisi olmuştur. Onunla birlikte çalışıp, onu güçlendirmiştir. Naruto konusunda bile Hinata'ya destek olmuştur. 4 yıl önce Naruto köyden ayrılacağı sırada Hinata'yı, Naruto'yu görme konusunda cesaretlendiren kişidir Neji.




Ama artık Hinata'nın, kendisi koruyup kollayan ağabeyi yoktur. Hinata'nın ağlamaktan gözleri şişer.



Naruto ise tam bir şoktadır.



Obito'ya "Hiçbir arkadaşımı öldürmene izin vermeyeceğim" diye meydan okumasının üzerinden daha yarım saat bile geçmeden en yakın arkadaşlarından biri kendisi için ölmek zorunda kalmıştır.
Naruto'nun donup kaldığını ve kararlılığını yitirdiğini gören Obito bunu kendi lehine kullanmak için Naruto'nun üstüne gider.
"Arkadaşlarımı öldürmene izin vermeyeceğim dememiş miydin? Şöyle bir etrafına bak istersen!! Sıkıysa tekrar söylemeyi dene. Tekrar söyle dedim!! Arkadaşlarının bedenlerinin soğumaya başladığını hisset ve öldüklerinin farkına var. Bu böyle devam edecek. Senin çelimsiz sözlerinin ve ilkelerinin saçmalığı kanıtlanacak. Umut ve ideallerinden bahsetiiğinde olacak olan budur işte. Gerçeklik bu. Naruto.. Senin bu gerçeklikte ne işin var? Annen ve baban yok. Ustan Jiraiya öldü. Ve sen karşı çıkmaya devam etikçe arkadaşların teker teker ölecek. Seni kabullenen kimse kalmayacak... Ve bunun ardından ne geleceğini zaten sen de çok iyi biliyorsun. YALNIZLIK! Bu gerçeklikte bulunmanın bir anlamı yok. Buraya gel naruto." deyip Naruto'ya elini uzatır. Ama hesaba katmadığı biri vardır.
Obito'nun uzanan elinin altındaki panelde yükselen başka bir el görürüz.



Sayfayı çevirdiğimizde ise o elin sahibini... Sanırım bu sahneyi görüpte şaşırmayan bir Allah'ın kulu yoktur.



Hinata Naruto'yu tokatlar. Ama bu tokat Sakura'nın tokatlarına benzememektedir. Bu tokat gerçekten Naruto'nun kendine gelmesi için atılması gereken bir tokattır. Hinata, Naruto için ne gerekiyorsa yapabilecek, gerekirse onu tokatlayabilecek bir kızdır. Naruto'nun ihtiyacı olan kişidir. Büyük bir acı yaşamasına, ağlamaktan gözleri şişmesine rağmen yine de ihtiyaç duyduğu anda Naruto'nun yanında olan, yapılması gerekeni yapan kişidir. 4 yıl önce chunin sınavında olduğu gibi...
Hinata tokat attığı elini Naruto'nun yanağından çekmeden Naruto'nun duyması gerekenleri anlatmaya başlar.

"Neji ağabeyin son sözlerinde ne demek istediğini anladın mı? Senin hayatın sadece senin hayatın değil... Arkadaşlarını ölmesine izin vermeyeceğine dair sözlerin ve inancın... onlar yalan değil!! Onun buraya kadar gelmesini sağlayan o sözlerdi... Sadece sen değil... Herkes bu sözleri ve hisleri yüreğinde barındırdı, ve bu sayede herkesin hayatı birbirine kenetlendi. İşte onlar bu yüzden yoldaşlar. Eğer herkes bu sözlerden ve bu düşünceden vazgeçerse Neji ağabeyin yaptığı fedakarlık da anlamsız olur.. İşte arkadaşlarını öldürmenin asıl yolu bu, artık yoldaş olmazlar. .. Benim düşüncem bu. Hadi birlikte ayağa kalkalım Naruto-kun. Daima ileriye gideceğim ve sözümden dönmeyeceğim. Bu benim de ninja yolum."
Kurama da Hinata'ya hak verir ve eğer kendisine gelmezse, onu yiyeceğini söyleyerek Naruto'yu tehdit eder. Naruto artık kendine gelmiştir.
Birlikte yaşanılan ortak acılar, insanların birbiriyle olan bağını güçlendirir. Artık Hinata ve Naruto'nun ortak bir acıları vardır.
Naruto, nazikçe Hinata'nın yanağında olan elini tutar, bırakmaz.





Naruto'yla Hinata, bütün ordunun, kızın babasının, Sakura'nın, düşmanların ve dev bir canavarın önünde el ele tutuşurlar.



200 metrelik bir canavara el ele tutuşarak meydan okuyan bir çiftten daha güzel ne olabilir ki!!

Naruto Hinata'nın elini bırakmayarak ona teşekür eder. "Hinata... Teşekür ederim! Benim hayatım, tek bir kişinin hayatı değil. Bu hep senin, benim yanımda olman sayesinde oldu."
Hinata ise belki de çocukluğundan beri düşlerinde binlerce kez tuttuğu eli, ilk kez gerçekten tutmanın nasıl bir duygu olduğunu keşfeder. "Naruto-kun'un eli.. büyük ve güçlü.. ve bana kendimi güvende hissettiriyor."
Bu sırada Kurama da gereken hazırlığı tamamlamıştır ve Hinata'yla çakrasını paylaşır.



Ama sadece Hinata yeterli değildir. Naruto'nun bu çakrayı bütün orduyla paylaşması gerekir. Bu yüzden Naruto klonlarını kullanır. Gerçek olan Naruto Hinata'nın yanından ayrılmazken, klonları orduya beşlik çakarak çakra dağıtmaya başlar.



Bu bölüm sayesinde 5lik çakmakla el ele tutuşmayı ayırt edemeyen bazı Narusaku hayranlarının da var olduğunua hep beraber şahit oluruz.

Naruto'nun klonları millete çakra dağıtmaya devam ederken Hinata ve gerçek Naruto birlikte, takım arkadaşı ve rakibinin ölümüyle perişan olan, genç kızların sevgilisi Lee'ye destek olmaya gelirler.



Ama Konoha'nın bir tanesi Lee'yi teselli ederken bile birbirlerinin yanından ayrılmazlar.



Çalı kaşlı, kem talihli kahramanımız Lee, Naruto'nun ve diğerlerinin sözleriyle kendine gelir ve Naruto da ona, sırtına dokunarak Kurama'nın çakrasından verir.



Hmm.. Demek ki olayın ellerle bir alakası yokmuş, herhangi bir yerine dokunmak yetiyormuş ama gel de anlat işte.
Herkesin çakralanma işi bitince cümbür cemaat Madara ve Obito'yu dövmeye giderler. Bu sırada bir kaç bölüm önce çıkan omzu Naruto'ya acı vermeye başlar. Ama o tek kelime bile etmeden, her ihtiyacı olduğunda yanında olan Hinata, Naruto'nun çıkan omzunu yerine yerleştirir.




Dört yıl önce Hinata, Naruto'nun yüzüne bakmaya çekinirken; Naruto, Hinata'nın varlığından habersizken , dört yılın sonunda savaş alanında el ele savaşan kumrular haline gelmelerine hep beraber tanık olduk. Hikayenin devamını hep birlikte sabırsızlıkla bekliyoruz. Mangaka bize mürvetlerini de görmeyi nasip eder inşallah!!

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
26 Oca 2013 17:22, Değiştirme: 19 Şub 2013 22:22 (Toplamda 7 kere)
Bu mesaja teşekkür edenler (14 kişi): amoena , moonlightknight01, ProjectOrigin, Yodiga, Kelan, Migaki, AngelM, Marshall D.Teach, mangaka_sym, Gama_Sennin, O'clock, Nami, Hilda, serçeparmak

qümüşkanat
Misafir

Avatar





Avatar
qümüşkanat
Misafir
Naruhina FC Konu: Yanıt: Naruhina FC
Alıntıyla Cevap Gönder
Alındınız Çok Mutlu

En Yukarı Git
 
26 Oca 2013 17:34
mangaka_sym
Mangaka
Mangaka



Yaş: 36
Kayıt: 31 Tem 2008
Mesajlar: 2,085
Teşekkür: 983

Durumu: Çevrimdışı

mangaka_sym
Mangaka
Naruhina FC Konu: Yanıt: Naruhina FC
Alıntıyla Cevap Gönder
Hayırlı olsun yeni Fc... Gülücük Dağıtıyor



http://www.youtube.com/watch?v=LuRuLqzuhbM
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
26 Oca 2013 18:56
Bu mesaja teşekkür edenler (3 kişi): Gama_Sennin, Hilda, kuinşi

qümüşkanat
Misafir

Avatar





Avatar
qümüşkanat
Misafir
Naruhina FC Konu: Yanıt: Naruhina FC
Alıntıyla Cevap Gönder
Teşekkürler mangaka resim gayet hoşş Hayranlık Besliyor Gülücük Dağıtıyor

En Yukarı Git
 
26 Oca 2013 19:07
qümüşkanat
Misafir

Avatar





Avatar
qümüşkanat
Misafir
Naruhina FC Konu: Yanıt: Naruhina FC
Alıntıyla Cevap Gönder
Açılış Gülücük Dağıtıyor



Spoiler:


Çok Mutlu

En Yukarı Git
 
27 Oca 2013 0:09
serçeparmak
Mangaka
Mangaka



Yaş: 36
Kayıt: 04 Ksm 2012
Mesajlar: 890
Teşekkür: 311

Durumu: Çevrimdışı

serçeparmak
Mangaka
Naruhina FC Konu: Yanıt: Naruhina FC
Alıntıyla Cevap Gönder
Çok güzel olmuş ellerinize sağlık hayırlı uğurlu olsun Gülücük Dağıtıyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
27 Oca 2013 16:22
Hilda
Mangaka
Mangaka



Yaş: 34
Kayıt: 08 May 2010
Mesajlar: 1,079
Tanıtımlar: 16
Favori Anime & Manga: Beelzebub, Kimi ni Todoke, 20th Century Boys, Barakamon
Nerden: Istanbul
Teşekkür: 1586

Durumu: Çevrimdışı

Hilda
Mangaka
Naruhina FC Konu: Yanıt: Naruhina FC
Alıntıyla Cevap Gönder
Yeni FC hayırlı olsun! Ben yokmuşum, kınadım kendimi. Normal Beni de ekler misin, qümüşkanat? *-*



Spoiler:


En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Anime Listesi  
27 Oca 2013 16:32
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Gama_Sennin, mangaka_sym

qümüşkanat
Misafir

Avatar





Avatar
qümüşkanat
Misafir
Naruhina FC Konu: Yanıt: Naruhina FC
Alıntıyla Cevap Gönder
Anında ekledim Şık Hilda paylaşımların çok şirin*______________* teşekkürler Hayranlık Besliyor

En Yukarı Git
 
27 Oca 2013 17:33
 
Yeni başlık gönder   Bu başlık kilitlendi: mesajları değiştiremez ya da cevap yazamazsınız Sayfaya git: 1, 2, 3 ... 64, 65, 66, Sonraki
1. sayfa (Toplam 66 sayfa) [ 658 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız