ya çok sevdiğim bi kısa film vardı. adını unuttum. anlatırsam hatırlarsınız belki. çok ünlü ödüllü ve izleme oranınız yüksek. bir adam elinde çantalarla bi yerden düşüyor. düştükten sonra bi sokağa geliyor. sokakta çantalarını açıyor. içinden turntableye benzer aletler çıkıyor. sonra arabanın biri bi bisikletli birine çarpıyor. adam bunu yanındaki turn table benzeri aletle geri alıyor ve bisikletliyi kurtrıyor ama bu sefer o sokaktaki dansçının mı ne ayağı kırılıyor? yani yine felaket benzeri bi olay oluyor. adam yine bunu düzeltiyor ama yine başka bir olay oluyor ve felaket zinciri devam ediyor. sonra adam iyice yoğunlaşınca herşeyi doğru düzgün yapıyor fakat bu seferde küçük kızın oyuncak bebeğinin kafası kopuyor. adam bu sefer kaçıyor. hatırlayan?

OMG! Bu başlığı nasıl gözden kaçırmışım?! Açıkçası bu başlığı açmayı düşünmüş, sonra üşenip vazgeçmiştim. -Bir de anime forumunda ne kadar ilgi göreceğini tam kestirememiştim.- Yine de açılmasına sevindim. Ve arnemethia, o paylaştığın kısa film benim de favorilerimden biri. C-Raito, yanılıyor da olabilirim ama bahsettiğin filmi uzun bi' süre önce ben de izledim sanırım. Anımsıyorum biraz ama adını hatırlayamadım. Neyse.

Şimdi bilen bilir, Ersin Karabulut'un şahane bir kısa öyküsü var, "Eski Koltuklar" adında. Hatta bilmeyenler de şuradan okuyabilir. Buna bir de kısa film çekmişler. Türk yapımı olduğu için ilk önce bunu paylaşmak istedim.
Filmi de buradan izleyebilirsiniz. Açık konuşmak gerekirse ben oyunculukları pek beğenmedim ve hikayedeki tadı alamadım filmden. Yine de fikir güzel.

Skhizein ise Fransız yapımı 13.30 dakikalık bir anime -aslında bence anime demek pek doğru da değil, daha çok animasyon ama bazı yerlerde anime olarak da geçmiş-. Meteor çarpması sonucu, kendisinden 91 cm uzakta yaşamak zorunda kalan bir adamın öyküsünü anlatıyor. Bunu da izlemiş olabilirsiniz, zira epey ödül almış.

Yine ödüllü bir film; Lavatory.

Yine ödüllü; The Gun. Bu filmin daha iyi bir videosunu bulamadım ne yazık ki. En sevdiklerimden biridir bu da, o yüzden es geçmek istemedim.

Bunlar da vimeo'da bulduğum, akabinde izleyip beğendiğim birkaç kısa film;

The Black Hole -"Uykusuz bir ofis çalışanı, kazara bir kara delik keşfeder ve ardından açgözlülüğü onu ele geçirir."

Apricot -"İlk aşkınızı hatırlıyor musunuz? Peki ya ilk öpücüğünüzü?"

We Miss You -"Belki de eski bir arkadaşı hatırlamanın zamanı gelmiştir..."

Bloodrop -"Gördüklerin, elde ettiklerine/elindekilere eşit olmadığında."

Nowhere Near Here -"Eğer hayat bir kedi yürüyüşüyse, bir köpek gibi koş." Stop motion bir animasyon bu da. Gece, şehrin çevresinde koşan ve bir köpek ne yapıyorsa onu yapan bir köpeğin hikayesi. Çok enteresan değil farkındayım ama görüntüler hoş.

EAT -"3 adam, 44 gün, 11 ülke, 18 uçuş, 38 bin km, bir volkanik dağ, 2 kamera ve neredeyse bir terabyte'lık görüntü..." Bu filmin Move ve Learn adlı iki versiyonu daha mevcut. Bu üç elemanın, gezdikleri ve gördükleri her şeyin kısa filmleri yani. Ben en çok EAT'i beğendim ama açken izlemeyin. Ve adam, filmin bir yerinde patlamış mısırlı elma şekerine benzer bir şey yiyor, hâlâ çözemedim onun ne olduğunu ahah.

Influencers -"Influencers, 'etkileyici' olmanın ne anlama geldiğini; bugün trendlerin ve yaratıcılığın, müzik, moda ve eğlence üzerinde nasıl bulaşıcı olduğunu keşfeden/anlamayı sağlayan bir kısa belgesel." Bu film de her kesime hitap etmeyebilir ve yarım saate yakın da bir süresi var ama ben sevmiştim.

@C-Raito
[Bağlantı]

Get out
Çok şirin yahu. :3

SIGNS herkes izlesin derim..

[Bağlantı]

Bi ara ben de yapıcaktım kafamda fikir vardı da üşendim :S God is a DJ süper ama gerçekten içlerinde en beğendiğim o.

Guy Ritchie üstadın bmw için çektiği kısa film, "Star" (baş rollerde Madonna ve Clive Owen) :
[Bağlantı]

Ve nike için çektiği reklam:
[Bağlantı]

Ben özellikle ikincisini çok beğendim. Reklama giriyor farkındayım, hatalıysam şimdiden af ola.

The Butterfly Circus
I'm Here

İlk film 20 dakika, ikincisi yarım saat ve ikisini de çok beğendim.
Yalnız,

Le Miroir