Manga Çizerimiz Neden Bu Kadar Az? Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 16, 17, 18, 19, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Şu anda Japonya'da bulunan biri olarak bu konudaki bazı önemli tespitlerimi paylaşmak isterim:
Öncelikle Japon espri anlayışı ile Türk espri anlayışı birbirinden çok uzak. Japonlar kendilerine özgü bir şekilde hayatı çok farklı algılıyorlar. Bir Türk için inanılmaz komik veya inanılmaz üzücü bir olay çoğu zaman bir Japon için hiçbirşey ifade etmeyebiliyor. Veya tam tersi...
Bu durumda işin daha çok çizim tekniği ve tarzı tarafını alıp bunu Türk tüketimine uygun hale getirmek gerek.
Ben bu amaçla geçtiğimiz yıl bir girişim başlattım ve şöyle bir demo hazırladım:
[Bağlantı]
devamı için de güzel bir senaryo hazırladım fakat devam ettirebilmek için bütün vaktimi buna harcamam gerek. Fakat şimdilik 2010 yazı itibariyle bunu gerçekleştirebilecek maddi imkâna sahip değilim. Ama gelecekte imkânım olursa devam etmek istiyorum.
Sağlık, afiyet...
Öncelikle Japon espri anlayışı ile Türk espri anlayışı birbirinden çok uzak. Japonlar kendilerine özgü bir şekilde hayatı çok farklı algılıyorlar. Bir Türk için inanılmaz komik veya inanılmaz üzücü bir olay çoğu zaman bir Japon için hiçbirşey ifade etmeyebiliyor. Veya tam tersi...
Bu durumda işin daha çok çizim tekniği ve tarzı tarafını alıp bunu Türk tüketimine uygun hale getirmek gerek.
Ben bu amaçla geçtiğimiz yıl bir girişim başlattım ve şöyle bir demo hazırladım:
[Bağlantı]
devamı için de güzel bir senaryo hazırladım fakat devam ettirebilmek için bütün vaktimi buna harcamam gerek. Fakat şimdilik 2010 yazı itibariyle bunu gerçekleştirebilecek maddi imkâna sahip değilim. Ama gelecekte imkânım olursa devam etmek istiyorum.
Sağlık, afiyet...
~mana~ yazmış:
Kesinlikle çok doğru, gelgelelim bu zihniyet yüzyıllardır kemikleşmiş malesef. Bunu kırmak için ise çok güçlü bir akım veya toplumsal değişim veya adına her ne derseniz deyin sonuçta güçlü bir farklılaşmaya ihtiyaç var.
Gençlerin %70'inin kendilerine idol olarak tiksinç recep ivediği benimsediği bir durumdan daha acıklı ne olabilir.
Değişim gerçekleşe de bilir gerçekleşmeye de bilir... fakat sonuçta ne olursa olsun:
"Biz elimizden geleni yapalım ki bizim hangi tarafta olduğumuz belli olsun. "
hım bu konuyla ilgili iki temel görüşüm var.
ilki Türk insanının tüketim alışkanlıklarının çok farklı olması ve bu durumun genelde kimse tarafından önemsenmemesi.
ikincisi ise tüketim alışkanlıklarının bir getirisi olarak, Türkiye de devam edebilir bir manga sürecinin muhtemelen daha ilk gününden ciddi bir endüstri olarak işe başlamasının zorunlu olduğu ki buda zaten başlamamış bir işin büyük olması imkansız olduğundan olayı kısır döngüye sokuyor.
ilk kısmı detaylandırmak gerekirse, kabul etmemiz gereken bir gerçek Türk insanının 3 dakika içinde okuyup bitireceği bir manganın diğer sayısını en az bir hafta, birçok mangada ise bir ay beklemeye uygun yapıda olmaması.
bir japon düzenli bir şekilde işini devam ettirir ve takip ettiği mangaları düzenli şekilde sinir stres yapmadan bekler.
ancak aynı şeyi bizden biri için söylemek zor. nitekim birzde ne yapıyoruz, birkaç tane yerine haftayı geçirmek için 50 tane manga takip ediyor çoğumuz ve tek bir mangadaki birçok detayada odaklanamıyor haliylen veya ikinci haftaya kadar çoğu şeyi unutmuş oluyor bir süre sonrada ilgisi azalıyor.
nitekim dikkat edin bizdeki dizi alışkanlıkları ve yayınlanma biçimleri bile dünyanın hemen her yerinden farklıdır. aynı şey bence burada da geçerli.
Türk insanını tatmin edicek manga ya günlük olup 20 sayfadan az olmayacak. yada haftalık veya aylık olup böyle kitap gibi olacak.
bu bizim yapısal durumumuz bence ikinci durumu da zorunlu kılan etken oluyor.
o kadar çok sayfayı, japonyadaki gibi bir kişi öyle kendine has kılıp, yavaş yavaş çizemez.
bu nedenle Türkiyede bir manga yayınlanacaksa bu kalabalık bir ekibin işi olmak zorunda.
ve daha da önemlisi, Türk insanı sanatsı işlerden daha çok gerçek dünyaya eklentisi olan işlere daha çok saygı gösterdiği için, yüksek satış rakamları yakalanmak isteniyorsa fiyatlarının çok çok uygun olması gerektiği.
buda yine daha da profesyonel bir yapılanmayı gerektiren birşey.
ben kendi adıma, karlılık ve verimlilik açısından manganın Türkiye ye çok uygun olmadığı düşünüyorum. yada böyle çok ciddi yatırımlarla riski sırtlayarak biri birşeyler yapmaya kalkacak.
bunun yanında, nacizane kendi çapında bir yazar ve felsefeci olarak, birçok sanat dalında yapılan çalışmaların Türkiye ye uyarlanmasından anlaşılan şey, insanları açite edip duygularını sömürmek, küfürler ve kaba şakalarla yontulmamışlıkla, insanlara yontulmamış muamelesi yapmak veya bol keseden cinselliği dayamak olarak algılandığını görüyorum ki, buda benim midemi bulandırıyor.
tvlerdeki komedi programı diye sunulan ve kimsenin itiraz etmediği şeyler dahi bizim kendi değerlerimizden ne kadar uzaklaştığımızın, zekanın artık neredeyse hiçbir işimizde kalmamışlığının göstergesi.
manga gibi bir sanat dalınında Türkiye ye uyarlanması böyle olacaksa, yani yeni küçük emrahların annelerinin başlarına gelenlerini çizgilerden takip edeceksek umarım hiç Türk usulü manga olmaz...
kimse yanlış anlamasın bu arada, sitemim bu başlıkta yazan kimseye değil. potansiyel senaryolar gözümün önüne geldikçe sinirlenip, bize bunu layık görenleri yamultmak isteği içimde arttıkça, bu durum yazılarımada yansıdı...
ilki Türk insanının tüketim alışkanlıklarının çok farklı olması ve bu durumun genelde kimse tarafından önemsenmemesi.
ikincisi ise tüketim alışkanlıklarının bir getirisi olarak, Türkiye de devam edebilir bir manga sürecinin muhtemelen daha ilk gününden ciddi bir endüstri olarak işe başlamasının zorunlu olduğu ki buda zaten başlamamış bir işin büyük olması imkansız olduğundan olayı kısır döngüye sokuyor.
ilk kısmı detaylandırmak gerekirse, kabul etmemiz gereken bir gerçek Türk insanının 3 dakika içinde okuyup bitireceği bir manganın diğer sayısını en az bir hafta, birçok mangada ise bir ay beklemeye uygun yapıda olmaması.
bir japon düzenli bir şekilde işini devam ettirir ve takip ettiği mangaları düzenli şekilde sinir stres yapmadan bekler.
ancak aynı şeyi bizden biri için söylemek zor. nitekim birzde ne yapıyoruz, birkaç tane yerine haftayı geçirmek için 50 tane manga takip ediyor çoğumuz ve tek bir mangadaki birçok detayada odaklanamıyor haliylen veya ikinci haftaya kadar çoğu şeyi unutmuş oluyor bir süre sonrada ilgisi azalıyor.
nitekim dikkat edin bizdeki dizi alışkanlıkları ve yayınlanma biçimleri bile dünyanın hemen her yerinden farklıdır. aynı şey bence burada da geçerli.
Türk insanını tatmin edicek manga ya günlük olup 20 sayfadan az olmayacak. yada haftalık veya aylık olup böyle kitap gibi olacak.
bu bizim yapısal durumumuz bence ikinci durumu da zorunlu kılan etken oluyor.
o kadar çok sayfayı, japonyadaki gibi bir kişi öyle kendine has kılıp, yavaş yavaş çizemez.
bu nedenle Türkiyede bir manga yayınlanacaksa bu kalabalık bir ekibin işi olmak zorunda.
ve daha da önemlisi, Türk insanı sanatsı işlerden daha çok gerçek dünyaya eklentisi olan işlere daha çok saygı gösterdiği için, yüksek satış rakamları yakalanmak isteniyorsa fiyatlarının çok çok uygun olması gerektiği.
buda yine daha da profesyonel bir yapılanmayı gerektiren birşey.
ben kendi adıma, karlılık ve verimlilik açısından manganın Türkiye ye çok uygun olmadığı düşünüyorum. yada böyle çok ciddi yatırımlarla riski sırtlayarak biri birşeyler yapmaya kalkacak.
bunun yanında, nacizane kendi çapında bir yazar ve felsefeci olarak, birçok sanat dalında yapılan çalışmaların Türkiye ye uyarlanmasından anlaşılan şey, insanları açite edip duygularını sömürmek, küfürler ve kaba şakalarla yontulmamışlıkla, insanlara yontulmamış muamelesi yapmak veya bol keseden cinselliği dayamak olarak algılandığını görüyorum ki, buda benim midemi bulandırıyor.
tvlerdeki komedi programı diye sunulan ve kimsenin itiraz etmediği şeyler dahi bizim kendi değerlerimizden ne kadar uzaklaştığımızın, zekanın artık neredeyse hiçbir işimizde kalmamışlığının göstergesi.
manga gibi bir sanat dalınında Türkiye ye uyarlanması böyle olacaksa, yani yeni küçük emrahların annelerinin başlarına gelenlerini çizgilerden takip edeceksek umarım hiç Türk usulü manga olmaz...
kimse yanlış anlamasın bu arada, sitemim bu başlıkta yazan kimseye değil. potansiyel senaryolar gözümün önüne geldikçe sinirlenip, bize bunu layık görenleri yamultmak isteği içimde arttıkça, bu durum yazılarımada yansıdı...
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Remilia Scarlet, bakanekochan
Bu resmi bu sabah Tokyo'daki küçük bi markette çektim:
Burada (yani Japonyada) yaşlı teyzeler bile trende, otobüste, parkta hemen çantalarından çıkarıp açıp manga okuyorlar.
Japonyada hemen hemen bütün bakkal market gibi yerlerde aşağı yukarı bu büyüklükte birer manga reyonu var. Yani bir anlamda tüketim olarak bir karşılaştırma yapabilirsiniz.
Ama tabi burada bir çeşit "doyuma ulaşmışlık" da var. Artık konu bulamamaktan saçma sapan ıvır zıvır hikâyelerle işin suyunun suyu çıkartılıyor gördüğüm kadarıyla. Daha başka şeyler de gördüm ama şimdilik onları burada anlatmayayım...
Ama nolursa olsun karamsar olmamak gerek; yeri gelir az sayıda doğru dürüst insan milyonların gidişatını değiştirebilir; ki tarihte de nice nice örnekleri vardır. Güzel günler görmeyi ümit ediyoruz.
Burada (yani Japonyada) yaşlı teyzeler bile trende, otobüste, parkta hemen çantalarından çıkarıp açıp manga okuyorlar.
Japonyada hemen hemen bütün bakkal market gibi yerlerde aşağı yukarı bu büyüklükte birer manga reyonu var. Yani bir anlamda tüketim olarak bir karşılaştırma yapabilirsiniz.
Ama tabi burada bir çeşit "doyuma ulaşmışlık" da var. Artık konu bulamamaktan saçma sapan ıvır zıvır hikâyelerle işin suyunun suyu çıkartılıyor gördüğüm kadarıyla. Daha başka şeyler de gördüm ama şimdilik onları burada anlatmayayım...
Ama nolursa olsun karamsar olmamak gerek; yeri gelir az sayıda doğru dürüst insan milyonların gidişatını değiştirebilir; ki tarihte de nice nice örnekleri vardır. Güzel günler görmeyi ümit ediyoruz.
Japonya Farklı bir yer ve farklı bir kültür.Yani orada manga çok tutuldu çok yayıldı belki ama bugün Türkiyede bile marvel çizgi romanlarına "karikatür ,çizgi filim,çocuk işi" şeklinde bakan insanlar olduğu sürece bu hayal bana uzak geliyor.
Elbette manga çizen insanın az olmasının teknik nedeni "sanat aç bırakır" anlayışı temelde. En azınan çevremden sezinlediğim için rahatça söyleyebiliyorum. Çizim alanında hangi dal olursa olsun bu ülkede fazla desteklenmiyor. Sonuç olarakta çizer azlığı ortaya çıkıyor.
Bence olay japonların yetenekli doğmaları filan değil, mangaya aşina olmaları. Birkaç arkadaşın toplanıp kolayca bir manga yapabileceği, manga yapmanın pek masraf gerektirmediği bir ülke.
Türkiye de bırakın manga çizim kalamlerini; adam gibi bir kara kalem seti almak, bir tuvale yağlı boya resmi yapmak bile ciddi anlamda cesaret istiyor.
Olaya manga açısından değil çizgi roman açısından bakın. Ülkemizde daha yerleşik ve eski olmasına rağmen , pekte bir etkinlik göremediğimiz , pek sanatçı çıkaramadığımız bir dal.
Ki işin ikinci boyutunda usta meleğe katılıyorum, eğer bir ezel senaryosunu, bi küçük emrahı okuyacaksak türkiyede manga yayılsın istemem. Dizilerin dahi kısır senaryolarla beş yılda bir tekrar ettiğini düşünürsek , zaten hep aynı şeyleri okuruz gibi geliyor.
Elbette manga çizen insanın az olmasının teknik nedeni "sanat aç bırakır" anlayışı temelde. En azınan çevremden sezinlediğim için rahatça söyleyebiliyorum. Çizim alanında hangi dal olursa olsun bu ülkede fazla desteklenmiyor. Sonuç olarakta çizer azlığı ortaya çıkıyor.
Bence olay japonların yetenekli doğmaları filan değil, mangaya aşina olmaları. Birkaç arkadaşın toplanıp kolayca bir manga yapabileceği, manga yapmanın pek masraf gerektirmediği bir ülke.
Türkiye de bırakın manga çizim kalamlerini; adam gibi bir kara kalem seti almak, bir tuvale yağlı boya resmi yapmak bile ciddi anlamda cesaret istiyor.
Olaya manga açısından değil çizgi roman açısından bakın. Ülkemizde daha yerleşik ve eski olmasına rağmen , pekte bir etkinlik göremediğimiz , pek sanatçı çıkaramadığımız bir dal.
Ki işin ikinci boyutunda usta meleğe katılıyorum, eğer bir ezel senaryosunu, bi küçük emrahı okuyacaksak türkiyede manga yayılsın istemem. Dizilerin dahi kısır senaryolarla beş yılda bir tekrar ettiğini düşünürsek , zaten hep aynı şeyleri okuruz gibi geliyor.
İnanılmaz gelebilir ama öm görme yeteneğim sıfır =_=
belki de olaya biraz da yanlış yerden bakıyoruz.
manga ve mangakalık biraz daha geleneksel birşey ve anime manga ilişkisi bana romancılık-film endüstrisi arasındaki bağ gibi gözüküyor.
yani bu herşeyden önce sanat olduğu kadar para kazanılacak bir endüstridir ve animeler varken daha geleneksel kalırlar.
yanlız bir insan tek başına anime ile hayallerini veya düşüncelerini ifade edemeyeceği için, romancılık gibi bir anlamda, anime sektörünü besleyerek devam eden bir dal.
hayatta el temel şeyleriden biri gelir sahibi olmak.
ben kendi adıma çoğu mangayı animesini izledikten sonra, düşüncenin daha derinine inebilmek için inceledim. çoğuda animeye göre hayal kırıklığı oldu benim için.
sonuçta animenin arkasında da sanat olarak kabul edilebilecek ve en azından mangakalık kadar zor senaristlik çalışması var.
Türkiye de manga ve görsel sanatların gelişmesini istiyorsak ve bunu birşekilde aşırı bir uğraş vermeden veya bedel ödemeden yapmayı istiyorsak, korede olduğu gibi animasyon sektöründe ciddi iş yapan firmaların artmasını önemsemeliyiz.
ve belki bu işin bir de sanat okulu olmalı.
ama seras ında dediği gibi bu bir kültür bence de, yani yaygınlaştırmamız kolay değil ve verimli olup olmadığı ayrı bir tartışma konusu.
benim bu kişisel eklentim ise, günümüzde ya ilk mesajımda söylediğim gibi bizim alışkanlıklarımıza uygun bir yöntem geliştireceğiz, ya da önce doğru düzgün çizgi film - anime prodüsyonlarından başlayacağız ki, bence günümüzün meyda tüketim ana ürünü manga değil animedir, manga daha gelenekseldir
manga ve mangakalık biraz daha geleneksel birşey ve anime manga ilişkisi bana romancılık-film endüstrisi arasındaki bağ gibi gözüküyor.
yani bu herşeyden önce sanat olduğu kadar para kazanılacak bir endüstridir ve animeler varken daha geleneksel kalırlar.
yanlız bir insan tek başına anime ile hayallerini veya düşüncelerini ifade edemeyeceği için, romancılık gibi bir anlamda, anime sektörünü besleyerek devam eden bir dal.
hayatta el temel şeyleriden biri gelir sahibi olmak.
ben kendi adıma çoğu mangayı animesini izledikten sonra, düşüncenin daha derinine inebilmek için inceledim. çoğuda animeye göre hayal kırıklığı oldu benim için.
sonuçta animenin arkasında da sanat olarak kabul edilebilecek ve en azından mangakalık kadar zor senaristlik çalışması var.
Türkiye de manga ve görsel sanatların gelişmesini istiyorsak ve bunu birşekilde aşırı bir uğraş vermeden veya bedel ödemeden yapmayı istiyorsak, korede olduğu gibi animasyon sektöründe ciddi iş yapan firmaların artmasını önemsemeliyiz.
ve belki bu işin bir de sanat okulu olmalı.
ama seras ında dediği gibi bu bir kültür bence de, yani yaygınlaştırmamız kolay değil ve verimli olup olmadığı ayrı bir tartışma konusu.
benim bu kişisel eklentim ise, günümüzde ya ilk mesajımda söylediğim gibi bizim alışkanlıklarımıza uygun bir yöntem geliştireceğiz, ya da önce doğru düzgün çizgi film - anime prodüsyonlarından başlayacağız ki, bence günümüzün meyda tüketim ana ürünü manga değil animedir, manga daha gelenekseldir
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Alper_Bilgehan
Doğru bir tespit. Türkiye'de televizyon veya internet gibi görsel medyalar için hazırlanacak doyurucu içerikler için gelecek var. Çünkü en eğitimsiz insanlar bile sık sık "öff bu televizyonda da gene hiçbişey yok" dediklerinin farkındalar. Bu bir açlık. Fakat günümüzde 40-50 yaşlarında bulunup yönetim ve karar verme konumunda bulunan kuşak, bu açlığa yönelik kaliteli bir besin ortaya koyabilecek insanlardan oluşmuyor.
Dolayısıyla görünüşe göre kısa bir süre daha beklemek gerekecek.
(Bu arada Japonya'da da kırtasiye malzemeleri gayet pahalı, fakat Japonlar takıntılı insanlar, yani bir şeyi kafaya taktılar mı yapıyorlar; yapamazlarsa da intihara kadar yolu var gerçekten; evet bir avrupalı veya orta doğulu için anlaşılması çok zor bir davranış; gelgelelim öyleler... rakamları duysanız şok olursunuz.)
Neyse konumuz: "- Türkiye'de anime-manga neden üretilemiyor veya üretilmesi için neler yapılabilir" idi... Biz konumuza dönelim.
Dolayısıyla görünüşe göre kısa bir süre daha beklemek gerekecek.
(Bu arada Japonya'da da kırtasiye malzemeleri gayet pahalı, fakat Japonlar takıntılı insanlar, yani bir şeyi kafaya taktılar mı yapıyorlar; yapamazlarsa da intihara kadar yolu var gerçekten; evet bir avrupalı veya orta doğulu için anlaşılması çok zor bir davranış; gelgelelim öyleler... rakamları duysanız şok olursunuz.)
Neyse konumuz: "- Türkiye'de anime-manga neden üretilemiyor veya üretilmesi için neler yapılabilir" idi... Biz konumuza dönelim.
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): ustamelek
evet karar verici kişilerin tercihleri bence de çok belirleyici.
şu anda baktığınızda bizim forumumuzda bile büyük çoğunluk animeye trt de yayınlanan space battleship yamato veya biraz daha yeniler sailormoon dragonball gibi animelerle başlamışlardır.
öte yandan rahatsız edici kısım ise, birçok kanalda, bence hem politik hem çocukların kişisel gelişimi açısından çok rahatsız edici bir durum, belki 150 kere aynısı tekrar tekrar yayınlanmış skeç çizgi filmler yayınlanıyor.
eskiler hatırlar olay bir ara sabah 6 da alieon flux yayınlamaya kadar gitmişti ki, o tarih için o çizgi film bizim akşam kuşağımıza bile uyamayacak kadar garipti
yinede trt deki bu küçük hazarfen veya tarihte önemli Türkler gibi animasyon çalışmalar azda olsa beni ümitlendiriyor
baktığınız zaman animasyon ve grafikle ilgili pro çalışma yapan insan sayısı artık ülkemizde hiç de az değil ve kanallar bu yapımlara dizilere verdikleri gibi ciddi bir önem verirlerse, animeler japonyada olduklarına benzer bir şekilde her tür programa düşük maliyetli ve etkin bir alternatif olabilir.
olay biraz da zaman meselesi heralde ya
şu anda baktığınızda bizim forumumuzda bile büyük çoğunluk animeye trt de yayınlanan space battleship yamato veya biraz daha yeniler sailormoon dragonball gibi animelerle başlamışlardır.
öte yandan rahatsız edici kısım ise, birçok kanalda, bence hem politik hem çocukların kişisel gelişimi açısından çok rahatsız edici bir durum, belki 150 kere aynısı tekrar tekrar yayınlanmış skeç çizgi filmler yayınlanıyor.
eskiler hatırlar olay bir ara sabah 6 da alieon flux yayınlamaya kadar gitmişti ki, o tarih için o çizgi film bizim akşam kuşağımıza bile uyamayacak kadar garipti
yinede trt deki bu küçük hazarfen veya tarihte önemli Türkler gibi animasyon çalışmalar azda olsa beni ümitlendiriyor
baktığınız zaman animasyon ve grafikle ilgili pro çalışma yapan insan sayısı artık ülkemizde hiç de az değil ve kanallar bu yapımlara dizilere verdikleri gibi ciddi bir önem verirlerse, animeler japonyada olduklarına benzer bir şekilde her tür programa düşük maliyetli ve etkin bir alternatif olabilir.
olay biraz da zaman meselesi heralde ya
17. sayfa (Toplam 19 sayfa) [ 182 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |