Müzik Temalı Filmler Sayfaya git: Önceki, 1, 2 |
Yazar
Mesaj
August Rush
Gitarist ve yakışıklı bir gençle , güzel ve yetenekli bir çellist New York'taki Washington Square'de karşılaşırlar.İlk gördükleri andan itibaren birbirlerine aşık olurlar.Bir gece geçirdikten sonra ayrılmak zorunda kalırlar.Bir süre sonra Lyla Novacek o geceden bir çocuğunun olduğunu öğrenir.Sonrasında bir kaza geçirir.Bu kazada Lyla bebeğini kaybettiğini düşünür.Halbuki bebeği babası yetimhaneye göndermiştir.Çünkü bu olayın Lyla'nın kariyerinin sonu olacağını düşünmektedir.İrlandalı gitarist Louis Connelly Lyla'yı hiçbir zaman unutmaz ve onu sürekli olarak arar.
Yıllar geçer.August büyümüştür ve müzik onun herşeyidir.Sürekli olarak doğayı dinler. Müziğin onu anne ve babasına götüreceğine inanır.Bir süre sonra yetimhaneden kaçar ve anne babasını aramaya başlar.Sokakta gitar çalan zenci bir çocukla karşılaşır.Çocuk onu kaldığı eski bir binaya götürür.Burda onun gibi kimsesiz ve fakir çocuklar kalmaktadır.Sokaklarda çalıp para kazanmaya çalışırlar.Tabi kendileri için değil patronları için çalışırlar.herkes uyuduğunda August eline bir gitar alıp bilmediği halde çalmaya başlar.Çıkan ses oldukça hoştur ve patronun hoşuna gider.Onu çalıştırmaya karar verir.August bu süre içerisinde kendini geliştirir.Kliseye gittiğine orda ilahi söyleyen küçük bir kız görür.Kalacak bir yeri olmadığı için onun yatağının altında uyur.Sabah olduğunda küçük kızın onu çoktan farkettiğini anlar.Kız piyano çalarken onun yanına gider ve piyanoyu çalmaya başlar.Çok güzel çaldığını farkeden kız büyüklerine haber verir.Onun bu yeteneğini farkedenler onu yüksek okula gönderirler.Orada kendi senfonisini yazar.Daha sonra kendinden büyükleri senfonisi için eğitir.En sonunda meydanda konser vereceği gün gelir.O gün orada anneside sahne alacaktır ama August annesini tanımadığı için bunu anlayamaz.Olaylar gelişirken Lyla'nın babası ölür ve ona gerçekleri söyler.Lyla çocuğunu aramaya başlar.O sırada sözde patronuda onu aramaktadır.Konser gecesi onu bulur ve çalıştırmak için götürür.August bir şekilde kaçar ve konserine son anda yetişir.Annesi onu gördüğü anda tanır.Louis'de Lyla konserdeki kalabalağın arasında görmüştürve yanına gitmiştir.Böylece müzik tüm aileyi bir araya getirmiştir =)
Gitarist ve yakışıklı bir gençle , güzel ve yetenekli bir çellist New York'taki Washington Square'de karşılaşırlar.İlk gördükleri andan itibaren birbirlerine aşık olurlar.Bir gece geçirdikten sonra ayrılmak zorunda kalırlar.Bir süre sonra Lyla Novacek o geceden bir çocuğunun olduğunu öğrenir.Sonrasında bir kaza geçirir.Bu kazada Lyla bebeğini kaybettiğini düşünür.Halbuki bebeği babası yetimhaneye göndermiştir.Çünkü bu olayın Lyla'nın kariyerinin sonu olacağını düşünmektedir.İrlandalı gitarist Louis Connelly Lyla'yı hiçbir zaman unutmaz ve onu sürekli olarak arar.
Yıllar geçer.August büyümüştür ve müzik onun herşeyidir.Sürekli olarak doğayı dinler. Müziğin onu anne ve babasına götüreceğine inanır.Bir süre sonra yetimhaneden kaçar ve anne babasını aramaya başlar.Sokakta gitar çalan zenci bir çocukla karşılaşır.Çocuk onu kaldığı eski bir binaya götürür.Burda onun gibi kimsesiz ve fakir çocuklar kalmaktadır.Sokaklarda çalıp para kazanmaya çalışırlar.Tabi kendileri için değil patronları için çalışırlar.herkes uyuduğunda August eline bir gitar alıp bilmediği halde çalmaya başlar.Çıkan ses oldukça hoştur ve patronun hoşuna gider.Onu çalıştırmaya karar verir.August bu süre içerisinde kendini geliştirir.Kliseye gittiğine orda ilahi söyleyen küçük bir kız görür.Kalacak bir yeri olmadığı için onun yatağının altında uyur.Sabah olduğunda küçük kızın onu çoktan farkettiğini anlar.Kız piyano çalarken onun yanına gider ve piyanoyu çalmaya başlar.Çok güzel çaldığını farkeden kız büyüklerine haber verir.Onun bu yeteneğini farkedenler onu yüksek okula gönderirler.Orada kendi senfonisini yazar.Daha sonra kendinden büyükleri senfonisi için eğitir.En sonunda meydanda konser vereceği gün gelir.O gün orada anneside sahne alacaktır ama August annesini tanımadığı için bunu anlayamaz.Olaylar gelişirken Lyla'nın babası ölür ve ona gerçekleri söyler.Lyla çocuğunu aramaya başlar.O sırada sözde patronuda onu aramaktadır.Konser gecesi onu bulur ve çalıştırmak için götürür.August bir şekilde kaçar ve konserine son anda yetişir.Annesi onu gördüğü anda tanır.Louis'de Lyla konserdeki kalabalağın arasında görmüştürve yanına gitmiştir.Böylece müzik tüm aileyi bir araya getirmiştir =)
Spoiler:
Vengo (2000)
Filmin konusu şöyle iki İspanyol çingene ailesi arasında süregelen bir kan davası vardır. Caco (ünlü flamenko danscısı Antonio Canales) kızının ölümünün ardından tüm sevgisini ve bağlılığını spastik özürlü erkek yiğeni Diego’ya verir.Diego’nun babası yani Caco nun erkek kardeşi karşı aileden bir kişiyi öldürmüş ve yurtdışına kaçmıştır.Hasım ailenin yeni hedefi ise Diego’ dur.Caco ailesi ve klanına olan sadakati ve diğer ailenin adalet yolunda kan dökmek için duyduğu susuzluğunun arasında kalmıştır.Caco bu kan dökme işini ve gözyaşını bitirmek istemektedir.Nasıl olursa olsun.
Diego’yu canlandıran Orestes in performansı muhteşem.Gerçekten de filmin sonunda rol mü yapıyor gerçekten özürlü mü anlayamıyorsunuz...
Aldığı Ödüller
César Ödülü (Fransa) :En iyi film müziği
İstanbul 2001 : Jüri özel ödülü
(sufi flamenko'yu ilk defa burda gördüm )
Filmin konusu şöyle iki İspanyol çingene ailesi arasında süregelen bir kan davası vardır. Caco (ünlü flamenko danscısı Antonio Canales) kızının ölümünün ardından tüm sevgisini ve bağlılığını spastik özürlü erkek yiğeni Diego’ya verir.Diego’nun babası yani Caco nun erkek kardeşi karşı aileden bir kişiyi öldürmüş ve yurtdışına kaçmıştır.Hasım ailenin yeni hedefi ise Diego’ dur.Caco ailesi ve klanına olan sadakati ve diğer ailenin adalet yolunda kan dökmek için duyduğu susuzluğunun arasında kalmıştır.Caco bu kan dökme işini ve gözyaşını bitirmek istemektedir.Nasıl olursa olsun.
Diego’yu canlandıran Orestes in performansı muhteşem.Gerçekten de filmin sonunda rol mü yapıyor gerçekten özürlü mü anlayamıyorsunuz...
Aldığı Ödüller
César Ödülü (Fransa) :En iyi film müziği
İstanbul 2001 : Jüri özel ödülü
(sufi flamenko'yu ilk defa burda gördüm )
en başta eklemem gerekeni en son ekledim
buda en sevdiğim filmlerden biri...
Queen Of The Damned(2002)
Efsanevi vampir Lestat (Stuart Townsend), yüzlerce yıllık uykusundan uyanır ve yeniden dünyaya dönmeye karar verir. İnsanları etkileyebilmek için günümüz dünyasında ilah kabul edilen bir rock yıldızı olur.
Lestat'ın müziği insanları peşinden sürüklerken, buzullardaki mezarında dünyayı ele geçireceği zamanı bekleyen vampirler kraliçesi Akasha (Aaliyah) bekleyişinin bittiğine karar verir. Bu planında Lestat'ı da kullanmayı düşünmektedir.
En güçlü vampir olan Kraliçe Akasha'nın dünyayı cehenneme çevirme planı durdurulabilecek midir ?
Anna Rice'n kitabından uyarlanmıştır...
Disturbed,Static-x,Linkin Park,Papa Roach,Deftones,Marilyn Manson,Dry Cell ve daha fazlası filme müzikleriyle destek veriyor...
buda en sevdiğim filmlerden biri...
Queen Of The Damned(2002)
Efsanevi vampir Lestat (Stuart Townsend), yüzlerce yıllık uykusundan uyanır ve yeniden dünyaya dönmeye karar verir. İnsanları etkileyebilmek için günümüz dünyasında ilah kabul edilen bir rock yıldızı olur.
Lestat'ın müziği insanları peşinden sürüklerken, buzullardaki mezarında dünyayı ele geçireceği zamanı bekleyen vampirler kraliçesi Akasha (Aaliyah) bekleyişinin bittiğine karar verir. Bu planında Lestat'ı da kullanmayı düşünmektedir.
En güçlü vampir olan Kraliçe Akasha'nın dünyayı cehenneme çevirme planı durdurulabilecek midir ?
Anna Rice'n kitabından uyarlanmıştır...
Disturbed,Static-x,Linkin Park,Papa Roach,Deftones,Marilyn Manson,Dry Cell ve daha fazlası filme müzikleriyle destek veriyor...
August Rush çok sevdiğim bi filmdir. Queen of The Damned'ı okulda izletmişlerdi ama yarıda kesilmişti. Fena değil gibiydi aslında. School of Rock da iyiydi. Jack Black var ne de olsa
Tenacious D: The Pick of Destiny'yi daha izleyemedim ama en kısa zamanda izlemek istiyorum. Tenacious D çok iyidir zaten. Tribute (The Best Song in The World ) hala dinlerken gülümsetir beni
Tenacious D: The Pick of Destiny'yi daha izleyemedim ama en kısa zamanda izlemek istiyorum. Tenacious D çok iyidir zaten. Tribute (The Best Song in The World ) hala dinlerken gülümsetir beni
Killing Bono
Bazı insanlar kendilerini lise veya üniversitede arkadaşlarıyla rekabet içinde hisseder. Özellikle sporcuysa veya bir müzik grubu varsa aynı okuldaki diğer sporcu ve gruplarla rekabet yaşanır. Bu rekabet hayatlarının geri kalanında da devam eder. Neil McCormick de üniversitede bu rekabeti yaşamış. Kurduğu grup, aynı sınıftan arkadaşlarının kurduğu başka bir grupla rekabete girmiş. "Biz sizi geçeceğiz" lafları ve iddialar havada uçuşmuş. Ancak bu McCormick'in bu iddialaşmaya girdiği arkadaşının ismi Paul David Hewson'mış. Hewson, üniversiteden sonra Bono ismini aldı ve U2'yu kurdu.Gerçek bir yaşam hikayesine dayanan "Killing Bono" isimli filmde başrollerde Ben Barnes ve Robert Sheehan rol alıyor.
Bazı insanlar kendilerini lise veya üniversitede arkadaşlarıyla rekabet içinde hisseder. Özellikle sporcuysa veya bir müzik grubu varsa aynı okuldaki diğer sporcu ve gruplarla rekabet yaşanır. Bu rekabet hayatlarının geri kalanında da devam eder. Neil McCormick de üniversitede bu rekabeti yaşamış. Kurduğu grup, aynı sınıftan arkadaşlarının kurduğu başka bir grupla rekabete girmiş. "Biz sizi geçeceğiz" lafları ve iddialar havada uçuşmuş. Ancak bu McCormick'in bu iddialaşmaya girdiği arkadaşının ismi Paul David Hewson'mış. Hewson, üniversiteden sonra Bono ismini aldı ve U2'yu kurdu.Gerçek bir yaşam hikayesine dayanan "Killing Bono" isimli filmde başrollerde Ben Barnes ve Robert Sheehan rol alıyor.
"Sensei ni, yoroshiku na!"
Müzik temalı film fazla izlemedim ama The Greatest Showman efsaneydi <3
Hugh Jackman'ın başrolde olduğu film yoksul bir çocukluk geçiren bir adamın hayallerine doğru çıktığı yolculuğu müzikal bir üslupla anlatıyor.
Müziklerine ayrıca bayıldım. Bir iki tane şuraya da atayım.
[Bağlantı]
[Bağlantı]
Hugh Jackman'ın başrolde olduğu film yoksul bir çocukluk geçiren bir adamın hayallerine doğru çıktığı yolculuğu müzikal bir üslupla anlatıyor.
Müziklerine ayrıca bayıldım. Bir iki tane şuraya da atayım.
[Bağlantı]
[Bağlantı]
2. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 18 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |