Dead Space!!!
Anime Manga Forum -> Oyunlar
 
Yazar
Mesaj
MariuS
Misafir

Avatar





Avatar
MariuS
Misafir
Dead Space!!! Konu: Dead Space!!!
Alıntıyla Cevap Gönder



[b]http://vids.myspace.com/index.cfm?fuseaction=vids.individual&videoid=44702714

(Şu video yu bir türlü koyamadım bunu okuyan bir Moderator arkadaş lütfen yardım etsin İnanamıyor! )



Parla parla küçük yıldız...

İncelemeye geçmeden önce bu minik şarkıyı sizlerle paylaşmak istedim. Dead Space: Downfall animasyon filmini seyretmiş olanların aklında bu şarkı ve de Güvenlik şefi Alissa Vincent yer edinmiştir zaten. Ishimura'daki dar ve korkutucu odalarda temkinli ilerlerken bu şarkının yankılanışına denk geldiğimde, içimi belli belirsiz bir hüzün kaplıyor nedense. Başlıyoruz...

Alıntı:
Sanırım 2 gündür bu yedek enerji üretim reaktörlerinin bulunduğu odada saklanıyorum ancak daha ne kadar dayanırım bilmiyorum. Arkadaşlarımın hepsi gözlerimin önünde öldürüldü hatta doğrandı. Hiçbiri dayanamadı.
O şeyler... o şeyler... İğrenç! Korkudan altıma kaçırmanın yanında midem de altüst oluyor. İnsan etinin bu kadar değişik hallere gireceğini hiç düşünmemiştim. Ne acı...


Korkma, korktukça sıra sana gelecek…

Dead Space uzun zamandır oynamadığım korku/gerilim/hayatta kalma oyunlarında hafızamı tazeledi desem yeridir. En son aklımda kalanlar The Thing, Aliens vs Predator 1&2, FEAR, biraz da Doom 3. Bu, korku/gerilim oyunlarını çokça tercih etmediğimi özetliyor sanırım. Dead Space ise bundan sonra bu tarzda aklımda kalacak oyunlardan birisi, hem de iyilerinden…



Kısaca ve geleneksel olmak üzere konumuzu özetleyelim önce. (Bu arada belirteyim oyunun konusunu daha iyi anlamak, oyundan daha fazla zevk almak ve biz Ishimura'ya varmadan önce neler yaşandığını görmek için Dead Space: Downfall adlı animasyon filmi seyretmenizi tekrar tekrar tavsiye ederim) Oyunumuza ana mekan olarak ev sahipliği yapan USG Ishimura kendi alanındaki en büyük ve de en eski (tam 62 yıllık) maden arama/çıkarma gemisidir. Ancak Aegis 7 adlı gezegendeki başarılı (fakat yasadışı) bir maden çıkarma işleminden sonra bu yaşlı uçan kaleyle olan tüm iletişim kesiliverir. Bu sıradışı durum üzerine geminin sahibi olan şirket C.E.C ( Concordance Extraction Corporation) tamir için USG Kellion adlı küçük bir gemi gönderiyor. Biz de bu 5 kişilik küçük bir mürettabata sahip gemimizle USG Ishimura'nın iletişim problemini çözmeye gidiyoruz. Zaten 2'si gariban piyade olan bu 5 kişilik mürettabatta 1 bilgisayar sistemleri uzmanı, 1 güvenlik şefi ve 1'de uzay mühendisi mevcut bulunmaktadır. Eh madem bazı detaylara girdik oyundaki önemli karakterlere ve bazı önemli bilgilere geçelim;

Kendra Daniels: Bilgisayar sistemleri uzmanımız. Çok şey bildiğini iddia eden, hafif kendini beğenmiş bir kadın görünümünde, Zach'ın liderliğini çekemiyor bence. "Çocuk da yaparım, kariyer de" diyen tiplerden değil Gülücük Dağıtıyor

Zack Hammond: Güvenlik şefimiz. Kel, ağır abi modunda ve zaman zaman Kendra ile tartışsa da kendinden emin tavırlarıyla, vakur tavrıyla grubun esas liderinin o olduğu iyice anlaşılıyor.

Isaac Clarke: Ve bu zat-ı muhterem de oyun boyunca sırt profilden yöneteceğimiz esas oğlanımız, eğitimli uzay mühendisimiz. Kız istemeye gitse eli boş dönmez Gülücük Dağıtıyor Elinden de her türlü teknik, tamirat işi gelir. Bir tek savaşmak ve hayatta kalmaya çalışmak gelmezdi o da zorda kalınca oluyormuş meğer. Isaac'in Ishimura'ya geliş sebeplerinden birisi de tedirgin edici bir görüntülü mesaj aldığı kız arkadaşı Nicole… (Bu arada Isaac Clarke ismi, Isaac Asimov ve Arthur C. Clarke adlı ünlü bilimkurgu duayenlerinin isimlerinden ortaya karışık yapılmış, bilginize..)

Nicole Brennan: Isaac'ın müstakbel kız arkadaşı ancak gönderdiği çağrı videosundan sonra başına ne geldiği bilinmediğinden "eski kız arkadaşı" olmaya aday. Isaac kızı çok seviyor olmalı ki videoyu tekrar tekrar seyrediyor.

Dr. Challus Mercer: Bu psikopat, görünüşte sakin ancak zihnen çılgın, doktor kılıklı şey oyunda başımıza epey iş açıyor. Oyunda,Unitoloji denen garip dine inananlardan.

Dr. Terrence Kyne: Ishimura'daki başhekim statüsünde ve de Kırmızı kalıntıyı araştırmakla görevli ve de bir Unilojist. Aslında çok kötü niyetli birine benzemiyor ancak Kırmızı Kalıntı zihninde çatlaklara yer açmış sanırım.

Benjamin Mattihus: USG IShimura'nın kaptanı. Ancak kendisiyle oyun sırasında karşılaşamıyoruz. Daha doğrusu karşılaşıyoruz da farklı bir şekilde. O da bir Unitolojist.

Alissa Vincent: Yine oyunda göremediğimiz ama animasyon filminde ana kahraman rolünde yer alan esas kızımız. Isaac epey kıskanabilir çünkü Alissa tam anlamıyla cevval bir asker. USG Ishimura'nın güvenlik şefi ve gemideki kaosta ayakta kalmaya çalışan ve ayakta kalan nadir insanlardan. Sağlam ve iradeli yapısı beni kendine hayran bıraktı. 2. oyunda Alissa'yı yönetmemiz dileğiyle… (Bu arada animasyona atıfta bulunup duruyorum ama daha çabuk atmosfere girmeniz ve konuya uyum sağlamanız daha kolay olur bence hatta hareketli çizgi roman şeklinde bir filmi daha varmış o da seyredilebilir)

Unitoloji: Oyunun tarihinden 200 yıl önce, Dünya'da Siyah Kalıntı'nın (Black Marker) keşfinden sonra ortaya çıkan bir din. İnananlar bu kalıntıların kendilerine sonsuz hayatı sağlayacağını düşünüyor. Dünyadaki unitoloji kilisesi de Ishimura'daki baş görevlileri gerçekte maden arama/çıkarmaya değil de Kırmızı Kalıntıyı bulmaya, Aegis 7'ye gönderiyor. Zaten kalıntının bulunuşundan sonra film kopuyor.

Kırmızı kalıntı: Kırmızı Kalıntı oyun içinde göreceğiniz gibi taş benzeri bir yapı ancak üzerinde farklı dilde yazılar var. Aegis 7'deki maden kolonisinde çalışan herkes kalıntıyı buldukları için epey sevinmişti ancak sonrasında vahşice öldürülmüş insanlar ve akılalmaz cinayetler görülmeye ve bunların sayısı hızla artmaya başlayınca Kaptanın emriyle kalıntı korumaya alınıp hızla artan cinayetler,cesetler saklanmaya başlandı. Daha sonra da kalıntı, etrafındaki dev toprak parçasıyla birlikte Ishimura'ya çıkarılır. Sonrasında ise Ishimura'nın dünyayla bağlantısı kesilir ve biz devreye gireriz.



USM Valor: Bu askeri uzay gemisi oyunun bir bölümünde bizimle iletişime geçiyor. Bilinmeyenlerle dolu bir gemi, tıpkı niyetleri gibi…

Necromorph: Bu "şeyler" tamamen ölmüş bir insan vücudunun dönüşüme uğrayıp ucube haline gelmesiyle oluşan yaratıklar ve onlardan gemide yüzlercesi var. Onları kurtaramazsınız, onlara yardım edemezsiniz. Necromorph'ları ancak 2. kez öldürerek rahat edebilir ve yolunuza devam edebilirsiniz. Onlar mı? Onlarsa sizi delik deşik etme arzusuyla yanıp tutuşmaktadır, bu yüzden en küçüğünden en büyüğüne hiçbrini hafife almayın. Oldukça saldırgan ve tehlikeliler, özellikle ne yapacağınızı şaşırdığınız anlarda bedeninizin kağıt gibi ikiye bölündüğünü ya da uzuvlarınızdan birini havada uçarken görmeniz işten bile değil. Oyunda onları çabucak ve fazla mermi harcamadan yoketmek istiyorsanız, öncelikle kol ve bacak gibi uzuvlarına nişan alıp koparın. Bazı necromorphlarda ise zayıf yönler sarımsı bölgelerle belirtilmiş. Oralar, ateşe dayanaksız bölgeler olduğundan oralara edeceğiniz isabetli atışlar, sizi mermi ve can israfından koruyacaktır.



Şükür! Sonunda önemli maddeleri geçtik. Sırada bu ucubelere karşı tek dayanağımız olacaklara geçelim.

Tatlı dil işe yaramadı silahlara davranalım

Plasma Kesici: Oyunda ilk ele geçireceğiniz silah bu ancak kesinlikle işe yarıyor, bana güvenin. Hatta oyunun tamamını bile bu silahla bitirebilirsiniz, tabii yeterli derecede güçlendirirseniz (buna ileride değineceğim). Oyundaki her silahın 2 çeşit ateş şekli var. Plazma kesici, ister yatay ister dikey olmak üzere 3 noktaya yakıcı lazerini gönderiyor. Süratli düşmanlarınıza karşı da etkili olması bu silahı daha da cazip hale getiriyor.



Line Gun: Bu silah Plazma kesicilerin geniş ve büyük hali olarak düşünülebilir. Haliyle ondan daha kuvvetli olduğu ve genişçe bir dalga gönderdiği için düşmanın 2 bacağını ya da 2 kolunu aynı anda koparabilirsiniz. Özellikle şu bebekten bozma, 3 kollu ucubelerin, eğer iyi denk getirirseniz, 2 hatta 3 kolunu birden koparabilirsiniz tek atışla. Ancak bir zaafı var o da dalganın nispeten yavaş gitmesi. Bu sizi süratli düşmanlar karşısında zor durumda bırakabilir. Özellikle bazı Necromorphlar hayli hızlı olduğu için dalgalardan kurtulup burnunuzun dibinde bitebilirler. Bir diğer eksisi ise başlarda şarjördeki mermi sayısı oldukça az ve şarjör çabuk bitiyor. O yüzden bu silah başlarda bana pek bir faydasız geldi ancak iyice gelişince sağlam oluyor. 2. ateş şeklinde ise parlayan bir el bombası gibi bir şey atıyor ve 2-3 sn. içinde patlayıp etraftakilere zarar veriyor. Bu atış şekli denemelerimde pek etkili görünmedi gözüme.



Pulse Rifle: Ishimura'da bulabileceğimiz tek, gerçek askeri savaş aleti. Diğerleri zaten madencilerin taşları parçalamak, kesmek, eritmek için kullandığı işçi aletleriydi. Bu makineli tüfek oldukça hızlı bir biçimde düşmana mermi kusuyor. Her türdeki yaratık ama özellikle hızlı yaratıklar için ideal. Yalnız yine de güçlendirmeniz gerekecek, çünkü başlarda gücünü hissettirmiyor. Y şeklindeki namlusu sebebiyle hem dikey hem yatay ateş etkisi sağlıyor. 2. ateş şeklinde ise 360 derecelik bir alana mermi yağdırıyor ama bunun pek de etkili olduğunu görmedim. Yİne de ilk ateş şekli hayli işe yarıyor.



Contact Beam: Oyunun, kullanması biraz meşakkatli ama en güçlü silahı. Tetiğe 1 sn basılı tutup bırakın ve karşınızdaki canlı parçalara ayrılsın. 2. ateş şeklinde ise Isaac silahla yere basınç yaparak etrafımızda bulunan (düşük çaplı ama 36o derecelik bir menzilde) yaratıkları etkileyebiliyor. Sıkça mermi bulamama gibi bir kusuru var yalnız. Silahı tamamen güçlendirdiğinizde Brute gibi zırhlı ve iriyarı yaratıkları bile, zayıf noktaları tutturursanız eğer, tek atışta indirebilirsiniz.

Ripper: Haznesindeki hızarları ister tek tek ve süratle fırlatabildiğimiz (ki tek atışta kol, bacak kopartabilirsiniz), istersek de hızarı 3-4 metrelik bir mesafede, döner haldeyken havada sabit tutabildiğimiz ilginç bir silah. Bu şekilde sürekli ve hızla dönen testereyi yaratıklara temas ettirdiğimizde ortalık biraz… kirleniyor. Kullanması çoğu kimseye ilginç ve zevkli gelse de ben bu silaha alışamadım nedense. İlk atış şekli tamam ama ortalıkta cephanesi az çıkıyor ve 2. ateş şekli de garip geldi bana bu yüzden plazma kesici ve makinalı tüfeğe yoğunlaştım hep. Eğleneceğim diye sürekli yaratıklara yem oldum çünkü.



Alev makinası: Alev makinası da gücünü düşük gördüğüm silahlardan. Kol ve bacakları kopunca ölen yaratıkları yakarak öldürmeye çalışmak biraz zahmetli geldi bana. Neyse 1. ateş şeklinde oldukça kısa bir menzile alev püskürtürken, 2. atış şeklinde ise bir alev topu fırlatabiliyoruz. Üstelik alev topu değdiği yerde bir müddet yanıyor. Havasız ortamlarda çalışmaması (oksijen yok) ve kendi alevimizle yanma ihtimalimiz bu silahın kullanışlılığını daha da düşürüyor bence. Yine de küçük ve sayıca çok yaratıklara etkili diyebilirim lakin ben etkisi hakkında fazla beklentiye girdim sanırım.

Force Gun: Yüksek yoğunluklu enerji yoluyla düşmanda etkili bir darbe oluşturan bir silah, enerji mermili pompalı tüfek misali. Kuvvetli düşmanlara çok etki etmese dahi onları biraz geriye fırlatır. 2. ateş şeklinde ise küre şeklinde bir enerji bombasını düşmanın vücudunda patlatıyor. Pek kullanmadığım bir silah ama belki hoşunuza gider bilemem



Plazma Testere: Animasyon filmde gördüğümüz (ve bayıldığımız Gülücük Dağıtıyor ) ancak oyunda kullanma şerefine nail olamadığımız egzantrik alet. Klasik testereden daha kesici ve yakıcı olması sebebiyle yakınımıza kadar sokulan yaratıkları doğramaya birebir. Kimbilir belki 2. oyunda kullanıma sunulur.



Stasis: Bu alet vasıtasıyla hedeflediğimiz nesneyi geçici bir süre oldukça yavaşlatabiliyoruz ki bazı durumlarda ve bazı bulmacaların çözümünde gerekli. Stasis sınırsız değil ve doluluk oranı sırtımızda can göstergesinin hemen yanındaki yarım daireli grafikten anlaşabiliyor. Gemideki stasis doldurma merkezlerinden veya sağda solda bulacağımız stasis şarjlarından doldurabiliriz ancak şarjları satıp dolum merkezlerine uğrayın, iyi para kazanırsınız derim. Ancak acil durumlar için en az 1 tane şarj bırakın envanterinizde, lazım olabilir.

Kinesis: Bu da nesneleri hareket ettirebilmemize olanak sağlayan bir alet. Fakat oyunun fizik motorundan dolayı sanırım, her nesneyi kafamıza estiğince hareket ettiremiyoruz. Zaten "kesin hareket etmesi gerekenler" üzerinde bir işaretle gösteriliyor. Bazı görevlerde ve bulmacalarda bu özellik işimize yarayacak. Stasis'in aksine bu özellik sınırsız, yani bitme kaygısı yok. Üstelik kinesisle kendinize çektiğiniz nesneleri ateş düğmesiyle fırlatabilirsiniz ki patlamaya meyilli tüpleri yaratıklara fırlatma fikri kulağa hoş geliyor. Gülücük Dağıtıyor

Alıntı:
Karnım iyice acıktı. Acil Durum kutularından birinde bir miktar yiyecek buldum fakat o da çabucak tükendi, tıpkı umudum gibi… Sona yaklaştığımı hissediyorum ancak bu yaratıkların beni parçalayarak öldürmesindense açlıktan ölmeyi tercih ederim.
Yine sesler duyuyorum, yine korkuyorum…


[b]Koruyucu giysimiz, nam-ı diğer RIG…

Bence oyundaki en güzel şeylerden biri de zırhımız… Bazen ilerlemeyip zırhı incelediğim oldu kabul edeyim. Çok hoş tasarlamışlar bence. Oyuna başladığımız zırh sıradan(!) bir uzay mühendisi kıyafetini andırsa da ilerleyen bölümlerde zırhımıza eklemeler yapılacak böylece daha iyi görünümlü ve daha dayanıklı zırhlara kavuşacağız. Oyunda toplam 5 seviyeden zırh var. Eğer oyunu bitirip İmkansız (impossible) zorluk derecesinde oyuna tekrar başlarsak 6. seviye Askeri Zırhı da satın alıp giyebiliyoruz.



Zırhın bize sağladığı olanaklar sadece görüntü ve dayanıklılık değil elbet. Görevden göreve koşarken bazen oksijensiz ortamlara girmemiz gerekecek. İşte zırhımız üzerindeki minik hava deposu sayesinde bu ortamlarda bir müddet rahat etmemizi sağlıyor. Ancak bu sürenin kısıtlı olacağını ve süreyi ancak zırhımızı geliştirirsek artırabileceğimizi belirteyim. Detaylar bir alt başlıkta.

Bundan öte zırhımızda çok güzel bir teknoloji mevcut. Bizimle bağlantı kurmak isteyenlerin görüntüsü, harita ekranı, envanter ekranı vs gibi görüntüler tam göğsümüzdeki projeksiyon sayesinde 1 m kadar önümüzde beliriyor ve işin güzeli biz yönümüzü çevirdikçe görüntü de o yönde ilerliyor. Kolaya kaçıp basit bir şekilde yapılmamış, böylelikle tam bir 3 boyutluluk katılmış oyuna. Sevdim bu özelliği, darısı diğer menü özürlü oyunların başına…

Zırhımızın güzellikleri bununla sınırlı değil; hiç bir ekran menüsünün (HUD) yer almadığı oyunumuzda sağlığımız RIG'de tam omurilik üzerine yerleştirilmiş bir çubuktan anlaşılıyor. Yaralandığınızda Q tuşuna basarak envanterinizdeki sağlık paketlerini kullanarak çubuktaki göstergeyi yeşil tutmaya çalışın. Sırtımızdaki sağlık çubuğunun hemen yanında da yarım daire şeklinde bir gösterge daha var. Bu da bize Stasis özelliğinin durumunu gösteriyor. Daire boşaldığında Stasis de bitmiş oluyor ki bunu ya stasis paketleriyle ya da stasis şarj istasyonlarıyla doldurmamız gerekecek. Aynı şekilde silahların mermi durumları da silahın hemen üzerinde beliren minik bir holografik ekran vasıtasıyla gösteriliyor.

Göğsümüzdeki projeksiyon sayesinde harita ve envanter bilgilerini de görebiliriz. Haritayı M tuşuyla açıp yine güzergahlarımızı görebiliriz ki burada hoş bir 3 boyutluluk hakim. Haritayı yakınlaştırma-uzaklaştırma, çevirme gibi işlemler yapabiliriz. Envanterimizi de I tuşuyla görüyoruz ki envanter oldukça sade ve güzel hazırlanmış (birden Mass Effect geldi aklıma…)

Bu; oyunu sadeleştirici, göz yormayıcı ve atmosfer artırıcı tutumlarından dolayı benden bir "Aferin" aldı EA: Redwood stüdyoları Gülücük Dağıtıyor



Isaac'in zırhına bağlı olan bir diğer aygıt ise yön bulucu (bir nevi GPS diyelim). Bu aygıt sayesinde sıradaki görevimizin ne yönde olduğunu hatta gideceğimiz güzergahı da görebiliyoruz (CTRL tuşuna basılı tuttuğumuzda yerde mavi bir ışın beliriyor, ışını takip edin) ve böylece kaybolma, yolları karıştırma diye bir şey vuku bulmuyor. Yine de hatırlatayım sadece bu ışını takip ederek de oyunu bitirebilirsiniz ancak bazı görev kapsamında olmayan yerler, gizli odalar vs bu ışınla gösterilmiyor. Dolayısıyla ışını takip edin ama yol üzerinde bir oda falan varsa ona da girip bir kontrol edin, belki işe yarar şeyler bulursunuz. Gideceğimiz yönü harita ekranını açarak da tayin edebiliriz ancak bu şekilde daha konforlu olmuş.

Su tabancasından itfaiye hortumu olur mu?

Şimdi bu aletleri kullanıyoruz ama yeni nesil oyunlardan sevdiğim bir özellik var Dead Space'de de. Silahlar ve zırhınız geliştirilebiliyor. Bu geliştirmeler, oyun boyunca sağdan soldan edineceğimiz POWER NODE ları silahlara takmak yoluyla yapılıyor. Bu takma işlemini ise BENCH denen aletlerede yapabiliyoruz. Silahların gücü, atış sıklığı, şarjör doldurma hızı, mermi kapasitesi, zırhın oksijen seviyesi, can sağlığımız gibi geliştirmeleri yapabildiğimiz Nodlar seyrek bulunuyor ancak dikkatli olursanız hiçbirini kaçırmazsınız. Hatta yeterli paranız olursa 10 bin Krediye 1 Nod alabilirsiniz ama paranızı öncelikle daha iyi bir zırha, silaha saklayın derim.

Nodların kullanımı ise ilginç yapılmış. Her silah için bir nod yerleştirme şeması hazırlanmış ve bu şemada belirli noktalar belirlenerek buralara nod takılacağı belirtilmiş ancak can sıkıcı nokta şu ki; bazı noktalar boş yere yer kaplıyor. Bir sonraki yükseltmeye gitmek için de oraya Nod yerleştirmek zorunda kalıyorsunuz. Hatta bazen 2 nodu boşluklara yerleştirip 3.de istediğiniz güçlendirmeyi yapıyorsunuz . Olan; binbir zahmetle bulduğunuz, aldığınız kıymetli nodlara oluyor. Yine de kendi içine minik bir zorluk, karar verme aşaması, farklı ilerleme yolları sağladığından değişik olmuş diyeyim.

Yeri gelmişkne belirteyim oyunda bazı kapılar yalnız nod ile açılabiliyor. Üzerinizde nod varsa bu kapıları açabilirsiniz. Bu her zaman işe yaramasa da (nodu verip içeride saçma sapan şeyler de bulabilirsiniz) bazen iyi eşyalara denk gelebiliyorsunuz. Eşyalar her yüklemenizde rastgele oluşturulduğu için ne olduğunu da bilemiyorsunuz. Karar sizin… Bence nodu kapıya takmadan önce oyunu kaydedin, sonra deneyin. Nod tarlası yok çünkü oyunda Gülücük Dağıtıyor

Çarşıdan aldım 1 Nod…

Nodları isterseniz satın alabileceğinizi söylemiştim. Ishimura personelinin hizmetine sunulmuş olan Store yani Alışveriş merkezleri (Avm) bu iş için mevcut. AVM lere gittiğinizde paranızın yettiği ölçüde silah, mermi, zırh, oksijen ve stasis paketleri hatta nod alabilirsiniz. Parayı ise yaratıkların üzerinden, duvardaki kutulardan ya da yerdeki kutaları parçalayarak bulabilirsiniz. Alacağınız silaha dikkat edin paranız boşa gitmesin çünkü Isaac, aynı anda 4 silahı taşıyabiliyor. Üst seviye zırhlar ise hem daha iyi koruma sağlıyor hem de daha fazla taşıma kapasitesi sağlıyor. Taşıma kapasitesi dedim evet I tuşuyla Isaac'in üzerindeki mühimmatı görebilirsiniz. Taşıma kapasitesi oyunun ortalarından itibaren sorun olmaya başlıyor. İlk seviye zırhlar yetmemeye başlıyor.
Tıpkı silah geliştirmelerinde yapılan katakulli gibi AVM lerden de öyle her aklımıza gelen silahı, mermiyi,zırhı alamıyoruz. Önce almak istenen nesnenin şemasını (schematic) bulup en yakın AVM'ye götürmemiz gerekiyor. Otomatik olarak yüklenen şema sayesinde yeni araç gereçlere erişebilir hale geliyoruz.

Geç bunları! Ben grafiğe bakarım!

Oyun incelemelerinin klasik bölümüne geldik. En baştan grafikler görevini yerine getiriyor diyeyim kısaca. Öyle çok fazla kusur bulunacak yer yok. Yeni nesil oyunlarda zaten kötü grafikli oyunlar pek çıkmıyor artık. İlla artı istiyorsanız Isaac'in hareketleri çok gerçekçi, çok tokluk hissi veren bir yapıda (ki diğer oyunlardaki hareketli, şebek karakterlere alışanlara Isaac oldukça hantal gelecek) ama ufak tefek kusurları da yok değil. Misal; oyunun esasen konsol kökenli olması itibariyle dokularının biraz düşük çözürlüklü olması, bazen de dokulardaki minik bozukluklar örnek verilebilir. Misal; Isaac bazı silahları tutarken sağ kürek kemiğine denk gelen kısımdaki abukluk gözüme takıldı.

Oyunda Kenar Düzeltmeyi (Anti Alising) aktifleştirmeme rağmen ilginç bir şekilde asla ve kat'a etkin olmaması da ayrı bir husus. Yamayla düzeltilebilir sanırım. Bunları gözönünde tutup da oyunun grafiklerine kötü diyecek değilim elbet. Bilakis AA etkinleştirilemese de grafikler yeterince iyi. Bazı durumlarda karşıdakinin gerçekten etten oluşmuş bir canlı olduğunu ya da Isaac'in "orada" olduğunu düşünebiliyorsunuz.


"Geçmiş Kurban bayramın mübarek olsun Isaac ağbi…"

Kol, bacak kopmalarınının verdiği gerçeklik duygusu hoşunuza gider mi bilmem ama beni etkiledi. Üstelik kan, revan efektinin oyunda hayli ve de başarılı kullanıldığını görüyoruz. Öyle ki sıkı çarpışmalardan sonra Isaac'in miğferinde ya da zırhında kanlar görebilirsiniz. Hatta ara ara camlardan, yüzeylerden akan kanlar da gerçekçi olmuş. Yani vahşeti başarıyla(!) gösterebilen bir grafik motoru var oyunun. Bu yüzden oyun 18+ etiketiyle satışa sunuldu belirteyim. Özetle grafikler, oyundaki istenen atmosferi vermekte epey başarılı.

Kullanılan fizik motoruna ise fena değil ama daha iyi olabilirdi diyeyim. Örneğin; yerdeki cesetler parçalanıyor ama tam olarak değil, hep aynı tarzda parçalanıyorlar ve aynı bölgeleri hasar alıyor. Bu olayı abartmak istememiş de olabilir yapımcılar bilemiyorum. Daha kötüsü bazı öldürdüğümüz yaratıklar fingir fingir (fingir fingir?) oynuyor niyeyse. Kolu bacağı kıpır kıpır oluyor bazen. Bir de etrafta bolca eşya bulunmasına rağmen hepsi parçalanabilir değil. Sadece önceden tanımlananlar zarar görüyor ki bu da bir miktar can sıkıcı. Yerçekimsiz ortamlarda ise cesetlerin, maddelerin havada süzülmesi, seslerin boğuklaşması falan hoş olmuş ama yerçekimsiz ortamda Isaac'in yere bu kadar tutunabilmesi de ilgimi çekti. İnsan birazcık havalanır değil mi? Gülücük Dağıtıyor (Benim gibi şaşırmayın diye belirteyim; yerçekimsiz ortamlarda nişan aldığınız yere doğru CTRL tuşuna basarak düzgün ve güzelce süzülerek uçabilirsiniz). Yine de kötü olmamasına rağmen daha işe yarar fizik etkileri görmek isterdim bu oyunda.

Oyunun sistemimdeki durumuna bakacak olursak, en baştan en sona hiç bir şekilde sistemimi aşırı zorlamadı. Fraps değerlerine baktığımda 30 karenin altın düştüğümü hatırlamıyorum (test sistemim en aşağıda yazıyor). Oyunun büyük çoğunluğu kapalı mekanlarda geçtiği için bellek kısıtlaması ya da aşırı poligon sorunu yaşatmıyor yani en baştan en sona kadar çok sorun yaşamadan rahat oynayabilirsiniz diye tahmin ediyorum.

Sessiz grafiklerin ne anlamı var?

Bana "Dead Space ile ilgili aklında kalan ne var?" deseler sesler ve müzik derim en başta.
Ses bu oyunun olmazsa olmazı bence. Arkanızdan çıkan bir yaratığın korkutucu olması kadar henüz kaşılaşmadığınız bir yaratıpın önce seslerini, tıkırtılarını, hırıltılarını duymak da o kadar etkileyici. Etrafta yaratık yokken bile Ishimura'nın dar ve uzun koridorlarından yankılanan iniltiler, garip takırtılar, yaratık çığlıkları, fısıltılar (evet bazen fısıltılar duyuyoruz ki ben ilk duyduğumda aşırı temkinli gitmekten kendimi alıkoyamadım Gülücük Dağıtıyor ) hatta ve hatta kulaklarımızı dört açarsak incelemenin başında dinlemenizi arzu ettiğim hüzünlü, minik şarkıyı da duyabiliriz. Isaac'e gelince miğferinden kaynaklanan metalik sesli soluk alıp verişi, yorulduğunda nefes nefese kalışı, sert ve kararlı adım sesleri gibi detaylar oyunda karakterle bütünleşmemizde büyük etken. Kısacası ses olayında herşey dört dörtlük.

Müzik kısmında ise yapımcılar sağolsun, bazı anlarda müzik birden ritmini ve şiddetini artırıyor ki kalp atım ritmimizde o oranda artıyor. Bir Brute ile karşılaştığımız sahnede müzik bile tek başına heyecanı yüksek seviyede tutmaya yetiyor. Hatta yaratığın kendisi gelmeden önce değişiveren müzik sebebiyle ani endişelere gark oluyoruz. Müzikler de geçer not alıyor benden ancak müziklerin sesini çok da açmayın ki seslere daha iyi odaklanabilesiniz. Sesler bu oyundaki atmosferin büyük kısmını kaplıyor unutmayın.

Gerim gerim geriliyorum ama oynamak istiyorum…

Oyun kontrol olarak tipik bir FPS'den biraz farklı. En başta bunu tipik bir FPS olmamasına borçlu elbet Gülücük Dağıtıyor Oyunumuz üçüncü şahıs kameradan oynanan bir TPS (Third Person Shooter). Yani olayları Isaac'in gözlerinden değil de omzunun az üzerinden ve biraz geriden görerek oynuyoruz. Bana sorarsanız bu oyuna cuk oturmuş bu sistem. Çünkü Isaac'i dışarıdan görebildiğimiz karakterimiz neye benziyor, nedir, ne değildir detayıyla görebiliyoruz. Mass Effect'te de bu tarz kamera kullanılmıştı hatırlarsanız ancak bu oyunun ondan farkı karakterimizin biraz hantal olması ve kameranın Isaac'e daha yakın olması ki bu karaktere daha çabuk ısınmamızı sağlıyor. Yalnız kamera bazen tam önümüzü görmemize yardımcı olamıyor. Yaratık nereden geliyor, ne yönde falan derken ve de endişelenmeye başlamışken kamera da yardımını esirgeyince Isaac'le yapacağız en iyi şey ortamdan topuklamak oluyor.

Topuklamak dedim ancak 100m yi 10 saniyenin altında koşan bir karakter beklemeyin sakın. Isaac biraz hantal ve bu yüzden yürümesi, (SHIFT tuşuyla) koşması diğer oyun karakterleri kadar çevik değil. Silahı şöyle bir savurunca toparlanması biraz vakit alıyor. Kameranın bazen saçmalamasını saymazsak bu hantallık bir eksi değil bana göre. Neticede Isaac kendi halinde bir mühendis. Hatta hızlı hareket edip birçok detayı kaçıracağınıza ve oyunun zevkini azalatacağınıza ağır ağır ilerleyip yaşlı Ishimura'nın korkutucu koridorlarında temkinli, tedbirli ilerlemek daha iyi bir seçim bence. Kesinlikle atmosferi artıran ve daha fazla gerilim, endişe sağlayan bir durum bu hantallık.


"Doğruyu söyleyin doktor bey, prostat mıyım?"

Nişan alma kısmı ise biraz sıkıntılı. Oyunda zannımca yaratıkları görüp de anında vuramayalım ve böylece daha da tırsalım diye nişangahı çok yavaş yapmışlar. E zaten yaratıklardan yavaşız bir de (varsayılan ayarlarda) nişangahı yaratığın üzerine getirene kadar yaratığın nefesini üzerimizde hissedebiliyoruz. Bunun çaresi, oyunun ayarlarından fare hassaslığını artırmak ya da daha iyisi kendi farenizin dpi ayarı varsa onu mümkün mertebe yükseltmek olmalı. Benim farem Habu idi ve sadece bu oyunu en yüksek dpi ayarında oynadım ve kabul edilebilir bir nişan alma hızına eriştim ancak nişangahın normalden çok hızlı olmasının da bu oyundaki gerilim unsurunu da körelteceğini unutmayın. Neticede Team Fortress 2 değil oynadığımız.



Yaratıkları uzun menzilden haklamak en mantıklısı ama ne yaparsak yapalım eninde sonunda dibimize kadar girecekler ve bize karşı tek vazifelerini hakkıyla yerine getirmek isteyecekler, öldürmek… Bir yaratık üzerimize saldırdığında, atladığında Isaac onunla boğuşmaya başlıyor. Boğuşma sırasında tek yapabileceğiniz E tuşuna arka arkaya basmak ve mümkünse dua etmek. Eğer Isaac'in sağlığı boğuşma anında biterse güzel bir animasyon eşliğinde Hakk'ın rahmetine kavuşuyor, bize de en son kaydı yüklemek kalıyor. Eğer E'ye bastıysanız ve sağlığınız bitmemişse Isaac yine bir başka güzel animasyonla yaratığın icabına bakıyor. Bu animasyonlar sanırım her yaratık için ayrı ayrı tasarlanmış (kurtulma ve ölme). Herbiri birbirinden güzel. Tam boğuşma havasını yansıtıyor. Bir de minik hatırlatma "Bu minik yaratık bana ne yapabilir ki?" demeyin hepsini yokedin. Tek atışta birden fazlasını yok edebilirseniz ne iyi lakin bir de ayakla ezeyim derseniz (Boşluk tuşu) tepenize çullanabilirler dikkat edin. Bazı el kadar yaratıklar boylarından büyük etkilere sahip olabiliyor. Sonra şaşkınlık içinde Isaac'i yerde cansız uzanırken görebilirsiniz, demedi demeyin Gülücük Dağıtıyor



Oyun kaydından bahsettim az önce. Oyunda zorluğu ve dolayısıyla hayatta kalmanın önemini artırmak namına bunu da düşünmüşler. Öyle canımızın istediği her yerde kaydedemiyoruz. Gidip kayıt noktasını bulmalı ve oyunu kaydetmeliyiz (aslında konsoldan uyarlandığı için böyle ama iyi bir sistem yine de). Öldüğümüzde ise en son kayıt ettiğimiz yerden başlıyoruz oyuna. Bazı anlarda her önemli hareketimden sonra en yakın kayıt noktasına kadar üşenmeden koşa koşa gidip kaydettiğimi hatırlıyorum da daha zor bir yöntem kötü olabilirdi Gülücük Dağıtıyor

Neticede iyi oyun; gerçekle hayalin dengesini iyi kuran oyundur bana göre. Ne çok gerçek, ne çok hayal. Tadında bırakmışlar…

E çabucak bitti bu oyun! Pfff….

Efendim binbir badireyi atlatıp yaratıkların hakkından geldiğimiz vakit oyunumuz senaryo olarak da bitmiş oluyor ancak bir farkla… Fark şu; oyunun yükleme ekranında CLEARED GAME diye bir yükleme noktası oluşturuluyor ve burayı yükleyerek oyunu en baştan (aynı senaryoyu) Impossible yani İmkansız seviyede oynamak. Burun kıvrıdığınızı görer gibiyim. Evet aynı senaryoyu oynamak pek de ilginç gelmeyebilir ki bana da gelmemişti ama oyun (daha doğrusu yaratıklar) esas olarak Impossible seviyede kendini buluyor diyeyim. Hard seviyede oyunu bitirmiştim ancak son bölüm dahil oyun boyunca 1-2 noktada gerçekten zorlandığımı düşündüm sadece (şu kendini yenileyip duran ucubede özellikle).

Imkansız seviyedeyse, oyunu öyle panayırda ilerler gibi güle oynaya bitireceğinizi sanmıyorum (hayatını, yıllarını oyunlara vermiş zombiler müstesna). Ayrıca bu zorluk seviyesinin bize yani Isaac'e sağladığı birkaç kıyak var. İlk olarak yalnız bu zorlukta 6. seviyeden zırh olan Askeri zırh (Military suit) satın alınabilir oluyor (99.000 kredi). Diğeri ise oyuna başlar başlamaz 50.000 kredi ve 10 nod'a sahip oluyoruz, üstelik önceki zorluk seviyesinde üzerimizde hangi mühimmat varsa aynen koruyoruz. Bu unsurlar bence aynı senaryoyu oynamanın sıkıcılığını görmezden gelmek için yeterli bir sebep. Tabii oyun, akıcılığı ve oluşturduğu heyecan unsuru sayesinde de kendini tekrar oynatıyor onu da gözardı etmeyelim.

Oku oku bitmiyor yahu!

Sona gelirken, ilk tanıtım videolarını seyrettiğimde ilginç gelmesi haricinde pek de anlam yükleyemediğim Dead Space beni oldukça etkiledi. Son aylarda oynadığım en güzel oyunlardan biri diyebilirim rahatlıkla. Dolayısıyla oyuna harikulade ses, müzik, grafik, oynanış ve atmosferinden dolayı şöyle bir 9 küsur puan vereyim dedim ama düşük doku kaplamaları, bazı kamera sorunları, aşırı çizgisel oynanış, hep aynı son, senaryonun 1-2 yer hariç tekdüze olması, Isaac'in çaycı çırağı gibi gemide oradan oraya koşturulması (kocaman mühendis adam yahu) gibi sebeplerden ötürü bir miktar puan kırptım. Dead Space 2'nin daha iyi olması için fazla şımartmayalım Gülücük Dağıtıyor Oyunun benden aldığı puan, aşağıdaki resmin altında yazıyor.

Dünya üzerindeki tüm oyuncular aynı kalıptan çıkmadığı için bu oyun bazılarının tarzına uymayabilir, özellikle Counter Strike tarzı hızlı, hareketli, dur durak bilmeyen aksiyon oyunlarını sevenler bu oyundan pek haz alamayabilirler. Çünkü oyunun geneli ağır ilerliyor, Isaac ağır hareket ediyor, yavaş nişan alıyor. Hızlı hareket eden tek şey kalbimiz ve yaratıklar Gülücük Dağıtıyor Bundan dolayı oyuna ısınamayabilirler peşinen belirteyim. Diğerleri ise devasa USG Ishimura'nın insandan arınmış koridorlarında yapayalnız hayatta kalmaya çalışmakla meşgul olabilirler...




DİP NOT!!!: Bu ne len hazırlayana kadar anam ağladı yazılar kalınlaşmıyo renkler karışıyo bak asabi adamım ben kırdırtmayın bana klavyeyi!!! oohhh bağırdım rahatladım Dil Çıkartıyor

En Yukarı Git
 
07 Oca 2009 21:01
t1ber1um
Mangaka
Mangaka



Yaş: 14
Kayıt: 07 Tem 2008
Mesajlar: 832
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 682

Durumu: Çevrimdışı

t1ber1um
Mangaka
Dead Space!!! Konu: Yanıt: Dead Space!!!
Alıntıyla Cevap Gönder
dead space 2 çıktı ..dead space 3 çıkacak.. benim oyun da 35 dakika ya inecek Çok Mutlu

[Bağlantı]

fan art sayfam
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
03 Tem 2012 3:04
Asakura Hao
Yönetici



Yaş: 31
Kayıt: 31 May 2011
Mesajlar: 2,889
Tanıtımlar: 20
Cinsiyet: Erkek
Nerden: Ankara
Teşekkür: 3565

Durumu: Çevrimdışı

Asakura Hao
Yönetici
Dead Space!!! Konu: Yanıt: Dead Space!!!
Alıntıyla Cevap Gönder
Korku oyunu oynarken bunda ki kadar korktuğumu hatırlamıyorum. İlk seri güzeldi. İkinci seride karakterimiz sesine kavuşmuş. Sesini duymak hoş oluyordu. Bakalım üçüncü seriyi daha incelemedim nasıl yenilikler var acaba Çok Mutlu

If I was a pokemon, I'll either be a Psyduck or a Jigglypuff.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger Anime Listesi  
03 Tem 2012 14:05
frtztrk
Mangaka
Mangaka



Kayıt: 13 Ekm 2011
Mesajlar: 647
Favori Anime & Manga: Gintama One Piece FLCL Berserk
Cinsiyet: Erkek
Nerden: Kabukicho District
Teşekkür: 575

Durumu: Çevrimdışı

frtztrk
Mangaka
Dead Space!!! Konu: Yanıt: Dead Space!!!
Alıntıyla Cevap Gönder
Gecenin bir yarısında zifiri karanlık odada evde kimse yokken oturup oynayınca ellerim titreyerek kapattığım oyun. "Senin cesetin altında ne işin var ..." diye de bağırtmıştır kendisi bana. :/ Ama sonuna kadar oynamadım o kadar sarmadı nedense.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Anime Listesi  
03 Tem 2012 15:59
Heiwa
Otaku (Level 2)
Otaku (Level 2)



Kayıt: 27 Ağu 2010
Mesajlar: 72
Favori Anime & Manga: Area 88
Nerden: B612
Teşekkür: 13

Durumu: Çevrimdışı

Heiwa
Otaku (Level 2)
Dead Space!!! Konu: Yanıt: Dead Space!!!
Alıntıyla Cevap Gönder
Ne yazık ki, 3. oyun Army of Two türü basit bir Cover-TPS oyunu olarak piyasaya sürülecek ve Dead Space, EA'in tecavüz ettiği bir başka oyun markası olarak tarihe geçecek. EA'i durduracak kimse yok mu?

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
04 Tem 2012 1:37
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): t1ber1um

Lost Control
Yönetici



Yaş: 32
Kayıt: 04 Ekm 2010
Mesajlar: 3,607
Tanıtımlar: 9
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 1905

Durumu: Çevrimdışı

Lost Control
Yönetici
Dead Space!!! Konu: Yanıt: Dead Space!!!
Alıntıyla Cevap Gönder
O, 3 çıkmış biz daha 1. bitireceğiz.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et Anime Listesi  
04 Tem 2012 2:52
t1ber1um
Mangaka
Mangaka



Yaş: 14
Kayıt: 07 Tem 2008
Mesajlar: 832
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 682

Durumu: Çevrimdışı

t1ber1um
Mangaka
Dead Space!!! Konu: Yanıt: Dead Space!!!
Alıntıyla Cevap Gönder
6 yaşındaki kız çocuğu gibi çığlık attırdı oyun ... o asit püskürten embesillerden biri duvarı kırıp oturtunca tabi..

[Bağlantı]

fan art sayfam
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
04 Tem 2012 22:12
sasuke-kun
Mangaka
Mangaka



Kayıt: 01 Mar 2008
Mesajlar: 550
Cinsiyet: Kız
Teşekkür: 7

Durumu: Çevrimdışı

sasuke-kun
Mangaka
Dead Space!!! Konu: Yanıt: Dead Space!!!
Alıntıyla Cevap Gönder
Abimle bir solukta oynayıp bitirdiğimiz oyun...o ilk yaratığın biz asansördeyken içeri girmeye çalışması,2. oyundada yanan tren sahnesıne bayılırım...ama 2yi bir türlü bitiremedik hep yarım kaldı o ayrı :/

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
05 Ekm 2012 23:08
Mimicked Distortion
Yasaklı Üye



Yaş: 30
Kayıt: 06 Hzr 2013
Mesajlar: 54
Favori Anime & Manga: Umineko,Another,Deadmand Wonderland,Ghost Hunt,Arakawa Under the Bridge,Hellsing,One Piece,K-Project,Black Lagoon,GoSick,Bakemonogatari serisi falan.
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 28
Uyarı: 3

Durumu: Çevrimdışı

Mimicked Distortion
Yasaklı Üye
Dead Space!!! Konu: Yanıt: Dead Space!!!
Alıntıyla Cevap Gönder
Ana karakterin boynunun karton-kağıt gibi birşeyden yapıldığına inandığım tek oyun.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
08 Hzr 2013 20:49
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder  
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 9 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız