Ursula K. LeGuin Sayfaya git: Önceki, 1, 2 |
Yazar
Mesaj
Yerdeniz Büyücüsü kitabını bitirmek üzereyim bende arkadaşımın tavsiyesi üzerin başladım J.K Rowling Harry Potter serisini Ursula Le Guin Yerdeniz Büyücüsü serisinden esinlenerek yazmış merak ettim aldım. Ama birbirlerine hikaye olarak değil benzemeseler de altyapı olarak çok benziyorlar o yüzden ısınamadım tekrardan Hp okuyormuş gibi hissettim kendimi. Ama para verdiğim kitabı okumadan bırakmam o yüzden bir ara bitireceğim.
Bence bir nevi tanrıça bu kadın.
Bilimkurgu denilmiş fakat tam olarak bilimkurgu denemez yazdıklarına. Evet ejderhalar, büyücüler, cinsiyet kavramının olmadığı dünyalar vs. vardır kitaplarında ama fantastik karakterleri onun sembolleridir sadece. Okumaya başlamdan önce arka kapağı bir kontrol edilmelidir(kitabın içindeki sembollerle ilgili bir ipucu bulunabilir orada) ya da daha anlaşılır yazılmış bir kitabıysa eldeki, yine de Ursula K. Le Guin'in yazdığı unutulmamalıdır yoksa dümdüz bir fantastik roman gibi okuyabilirsiniz. Dilide türünün diğer örnekleri gibi su gibi okunacak türden değildir lakin çok sağlam, akılda kalıcı tespitleri var bu teyzenin. Bu yüzden severek okunur.
Şimdi sembol mevzusuna gelirsek genelde hayatın içinden temel şeyleri konu alır. Mesela Yerdeniz büyücüsü büyümeyi, En uzak sahil ölümü, Atuan mezarları ise bir kadının kendini ve cinselliği keşfetmesini anlatır. İlk ikisi hadi neyse. Okurken 'şuan Ursula-sama okuyorum' farkındalığında olursa kişi anlaşılabilir kitaplardır da, sözü geçen üçüncü kitap atuan mezarları erkek ve kadını el ele bile tutuşturmadan kadın/erkek ilişkisinin ayrıntılı bir resmini çizer. Arkasına kocaman yazmış zaten, "Atuan mezarları'nın konusu tek kelimeyle söylemek gerekirse cinselliktir. Kitapta bir sürü simge var, tabii ki yazarken bunları bilinçli bir şekilde çözümlemedim; bu simgelerin hepsi cinsel simgeler olarak okunabilir. Daha açık söylemek gerekirse kitabı bir kadının büyümesi olarak okuyabilirsiniz. Temalar, doğum, yeniden doğum, yıkım ve özgürlük." diye. İyi okunursa erkekler tarafından anlaşılmaz olmakla suçlanan hemcinslerim bile anlaşılır olur. Öyle tanıyor bu kadın insanları. Daha çok kadınlara ses verir romanlarında. Feminist çünkü. Aynı zamanda anarşist. 'Mülksüzler' kitabı da anarşizmi işler denebilir, fakat bu kez insanın gözüne gözüne sokar. Yine çok yerinde tespitler yapar. Şimdi feminist ve anarşist dedim fakat belki çok doğru kelimeler olmadı bunlar, çünkü bunları da sözlük kalıplarında yaşamıyor bu kadın. Ya da bana öyle görnüyor yazdıklarını okurken. Kendisine özgü bir tanım yaratmış gibi onlara. Bu yüzden de ayrıca severim bu teyzeyi. 'Yaşlanınca ben de böyle olabilecek miyim acaba?' diye dertleniyorum bazen.
Öyle oturulup hüp diye bitirilecek şeyler yazmıyor. Atuan Mezarlarını iki kez okumuş olmama rağmen hala ne demeye çalıştığını çözemediğim pekçok yer var, sayesinde kendimi salak gibi hissediyorum. İlk kez bir kitabını okuduğumda 12 yaşındaydım ve 'bu ne sıkıcı kitap be' diyerek kitabı bir köşeye atıp unutmuştum. Yıllar sonra tekrar alıp daha bilinçli bir şekilde okuduğumda yine 'bu ne sıkıcı kitap be' diyerek bir kenara attım kitabı fakat bu sefer unutamadım. Arada sırada ne demişti şu kadın, ne yazmıştı diye dönüp sayfaları kurcalarken kendimi baya baya kitaba kaptırmış buldum. Feminist olunca yazan benim için daha ilgi çekici oldu kitapları, bir de üstüne 'mülksüzler'i okudum artık gözümde bir ilahe. Hala alıpta okumadığım, kitaplığımda beklettiğim birsürü kitabı var kendisinin, çünkü hala okurken yoruluyorum, sıkılıyorum. Fakat bırakamıyor insan bir kez bu teyzenin yazdıklarını okumaya başlayınca. Şimdiye kadar 5 kitabını okudum sanırım. 6.yı da okuyorum. Böyle sadece uzaktan bakınca bile beni kendine çekiyor. Büyülü müdür nedir.
Bana sorsalar nobeli bu kadına veririm.
Bilimkurgu denilmiş fakat tam olarak bilimkurgu denemez yazdıklarına. Evet ejderhalar, büyücüler, cinsiyet kavramının olmadığı dünyalar vs. vardır kitaplarında ama fantastik karakterleri onun sembolleridir sadece. Okumaya başlamdan önce arka kapağı bir kontrol edilmelidir(kitabın içindeki sembollerle ilgili bir ipucu bulunabilir orada) ya da daha anlaşılır yazılmış bir kitabıysa eldeki, yine de Ursula K. Le Guin'in yazdığı unutulmamalıdır yoksa dümdüz bir fantastik roman gibi okuyabilirsiniz. Dilide türünün diğer örnekleri gibi su gibi okunacak türden değildir lakin çok sağlam, akılda kalıcı tespitleri var bu teyzenin. Bu yüzden severek okunur.
Şimdi sembol mevzusuna gelirsek genelde hayatın içinden temel şeyleri konu alır. Mesela Yerdeniz büyücüsü büyümeyi, En uzak sahil ölümü, Atuan mezarları ise bir kadının kendini ve cinselliği keşfetmesini anlatır. İlk ikisi hadi neyse. Okurken 'şuan Ursula-sama okuyorum' farkındalığında olursa kişi anlaşılabilir kitaplardır da, sözü geçen üçüncü kitap atuan mezarları erkek ve kadını el ele bile tutuşturmadan kadın/erkek ilişkisinin ayrıntılı bir resmini çizer. Arkasına kocaman yazmış zaten, "Atuan mezarları'nın konusu tek kelimeyle söylemek gerekirse cinselliktir. Kitapta bir sürü simge var, tabii ki yazarken bunları bilinçli bir şekilde çözümlemedim; bu simgelerin hepsi cinsel simgeler olarak okunabilir. Daha açık söylemek gerekirse kitabı bir kadının büyümesi olarak okuyabilirsiniz. Temalar, doğum, yeniden doğum, yıkım ve özgürlük." diye. İyi okunursa erkekler tarafından anlaşılmaz olmakla suçlanan hemcinslerim bile anlaşılır olur. Öyle tanıyor bu kadın insanları. Daha çok kadınlara ses verir romanlarında. Feminist çünkü. Aynı zamanda anarşist. 'Mülksüzler' kitabı da anarşizmi işler denebilir, fakat bu kez insanın gözüne gözüne sokar. Yine çok yerinde tespitler yapar. Şimdi feminist ve anarşist dedim fakat belki çok doğru kelimeler olmadı bunlar, çünkü bunları da sözlük kalıplarında yaşamıyor bu kadın. Ya da bana öyle görnüyor yazdıklarını okurken. Kendisine özgü bir tanım yaratmış gibi onlara. Bu yüzden de ayrıca severim bu teyzeyi. 'Yaşlanınca ben de böyle olabilecek miyim acaba?' diye dertleniyorum bazen.
Öyle oturulup hüp diye bitirilecek şeyler yazmıyor. Atuan Mezarlarını iki kez okumuş olmama rağmen hala ne demeye çalıştığını çözemediğim pekçok yer var, sayesinde kendimi salak gibi hissediyorum. İlk kez bir kitabını okuduğumda 12 yaşındaydım ve 'bu ne sıkıcı kitap be' diyerek kitabı bir köşeye atıp unutmuştum. Yıllar sonra tekrar alıp daha bilinçli bir şekilde okuduğumda yine 'bu ne sıkıcı kitap be' diyerek bir kenara attım kitabı fakat bu sefer unutamadım. Arada sırada ne demişti şu kadın, ne yazmıştı diye dönüp sayfaları kurcalarken kendimi baya baya kitaba kaptırmış buldum. Feminist olunca yazan benim için daha ilgi çekici oldu kitapları, bir de üstüne 'mülksüzler'i okudum artık gözümde bir ilahe. Hala alıpta okumadığım, kitaplığımda beklettiğim birsürü kitabı var kendisinin, çünkü hala okurken yoruluyorum, sıkılıyorum. Fakat bırakamıyor insan bir kez bu teyzenin yazdıklarını okumaya başlayınca. Şimdiye kadar 5 kitabını okudum sanırım. 6.yı da okuyorum. Böyle sadece uzaktan bakınca bile beni kendine çekiyor. Büyülü müdür nedir.
Bana sorsalar nobeli bu kadına veririm.
_mAgy_
Ben yerdeniz serisiyle kalmadım -artık üçleme değil biliyorsunuz- Lavinia, Dünyaya Orman Denir, Rüyanın Öte Yakası gibi birkaç kitabını daha okudum ve kesinlikle söylemeliyim ki konulara değinişi ve ana fikri sezdirmeden verişi mükemmel.
''Haruki suzukeru, Allen!''
''Zavallı şeytan, ruhunun kurtarılmasına izin ver!''
bu nassıl bi yazardır kardeşim ya, kadın tek kelimeyle mükemmel.. ilk okuduğum kitabı ''marifetler''di. yarısında bıarkmak zorunda kaldım annem elimden aldığı için(benim hala çocuk olduğumu zannediyo kendisi neyse)
sonra da yerdeniz öyküleri var tabii, ilk kitabı birinden buldum ama diğer dördü hiçbi yerde yoktu bende internetten sipariş ettim bence atuan mezarları gereksizdi beşlemeye kattığı tek şey arhanın kim olduğu.. ged güçlerini kaybettiğinde dünya başıma yıkılmıştı diyebilirim ama süper kahramanların da ödemek zorunda oldukları bir bedel olduğunu göstermesi açısından iyi bi fikirdi. böylesi bi şaheserin filmi yapılmaz mı? tabii ki yapıldı animasyon tarzında ve miyazaki tarafından ama ne yalan söyliyim miyazaki beni hayal kırıklığına uğrattı, bu hikaye yüzüklerin efendisiyle boy ölçüşebilecekken battı.
kadın öyle bir felsefe kurmuş ki dünyadan rahatlıkla kopup onun kurgusunun içine dalabiliyosun.. yeni bir kitabı çıktı, rüyanın öte yakası adlı. bu daha çok bilimkurgu ama hikayesi gayet güzel tavsiye ederim
LeGuin'e saygılar
sonra da yerdeniz öyküleri var tabii, ilk kitabı birinden buldum ama diğer dördü hiçbi yerde yoktu bende internetten sipariş ettim bence atuan mezarları gereksizdi beşlemeye kattığı tek şey arhanın kim olduğu.. ged güçlerini kaybettiğinde dünya başıma yıkılmıştı diyebilirim ama süper kahramanların da ödemek zorunda oldukları bir bedel olduğunu göstermesi açısından iyi bi fikirdi. böylesi bi şaheserin filmi yapılmaz mı? tabii ki yapıldı animasyon tarzında ve miyazaki tarafından ama ne yalan söyliyim miyazaki beni hayal kırıklığına uğrattı, bu hikaye yüzüklerin efendisiyle boy ölçüşebilecekken battı.
kadın öyle bir felsefe kurmuş ki dünyadan rahatlıkla kopup onun kurgusunun içine dalabiliyosun.. yeni bir kitabı çıktı, rüyanın öte yakası adlı. bu daha çok bilimkurgu ama hikayesi gayet güzel tavsiye ederim
LeGuin'e saygılar
uykusuzdergi.
2. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 18 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |