Wolfgang Amadeus Mozart Sayfaya git: 1, 2, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Siteye ilk üye olduğum zamanlarda Beethoven'ı tanıtmıştım.Şimdi de Amadeus Mozart'ı tanıtayım dedim.
Mozart, Leopold Mozart ve Anna Maria Pertl Mozart'ın oğlu olarak Salzburg'da Getreidegasse 9'un ön odasında doğmuştur. Burası Salzburg Başpiskoposunun başkentidir. Günümüzde Avusturya'da bulunup, o dönemde Roma İmparatorluğu'nun bir parçasıdır. Kardeşleri arasında doğumdan sonra yaşayan sadece kız kardeşi, lakabı Nannerl olan, Maria Anna Mozart idi. Mozart doğumundan bir gün sonra St. Rupert Katedrali'nde vaftiz oldu. Vaftiz olduktan sonra ismi; Latince Joannes Chrysostomus Wolfgangus Theophilus Mozart oldu. Bu isimlerden ilk ikisi John Chrysostom, kilisenin rahiplerinden biriydi, ve bu isimleri günlük hayatında kullanmıyordu. İsmindeki dördüncü kelime Theophilus "Tanrı'nın sevdiği" manasındaydı, Mozart'ın hayatı süresince de birçok kez Amadeus (Latince), Gottlieb (Almanca), Amadé (Fransızca) tercüme edildi. Mozart'ın babası Leopold oğlunun doğumunu yayımcı Johann Jakob Lotter'e "..çocuğun ismi Joannes Chrysostomus, Wolfgang, Gottlieb'dir" diye haber verir. Mozart en çok üçüncü ismini tercih etti, ve süslü "Amadeus" ismini takip eden yıllarda kullandı.
Mozart'ın babası Leopold Mozart (d. 1719 - ö. 1787) Avrupa'nın başlıca müzik hocalarından biriydi. İlgi çeken Versuch einer gründlichen Violinschule ders kitabı 1756'da; Mozart'ın doğduğu yıl yayımlandı. (Türkçesi, Keman Çalmanın Temel Prensiplerinin Bilimsel İncelenmesi) Kendisi Salzburg Başpiskoposunun orkestrasının şefiydi, ve oldukça başarılı bir enstrüman müziği bestekarıydı. Leopold bestekarlığı oğlunun olağanüstü müzik becerilerini gördükten sonra bıraktı. Bu ilk olarak Wolfgang 3 yaşındayken oldu, ve Leopold, Wolfgang'in başarılarından gurur duyararak, oğluna çok ağır bir şekilde müzik eğitimi verdi. Bu eğitiminde, klavye, keman ve organ gibi enstrümanları öğretti. Leopold sadece ilk yıllarında bu eğitimi verdi. Lopold'un Nannerl'in müzik kitabında, Wolfgang'in birçok besteyi 4 yaşında öğrendiğini ve ilk bestesini, küçük bir Adante (K. 1a) ve Allegro (K. 1b)'yi 1761'de henüz beş yaşındayken yazdığını söylemektedir.
İlk yıllarında, Mozart birçok Avrupa gezisine çıktı. Bunlardan ilki 1762 yılında, Münih'in Bavarya'sında Elector meydanında, aynı yıl da Prag ve Viyana'da imparatorluk meydanında gösteri yapmıştır. Uzun bir konser turu, 3 buçuk yıl sürer, ve Wolfgang'i babası ile beraber Münih, Mannheim, Paris, Londra (burada ünlü İtalyan çellocu Giovanni Battista Cirri ile çalmıştır), Lahey, tekrar Paris, Zürih, Donaueschingen ve Münih'de konserler vermiştir. Bu gezisi sırasında, Mozart birçok ünlü müzisyenle tanışır ve kendisi de bu müzisyenlerin eserlerine aşina olur. En önemli esin kaynaklarından biri Johann Christian Bach'dır, O'nunla da 1764-1765 yıllarında Londra'da arkadaş olmuşlardır. Bach'ın eserleri birçok kez Mozart'ın esinlendiği eserler olarak gösterilmiştir. Tekrar Viyana'ya 1767'de giderler ve burada 1768 yılının Kasım ayına kadar kalırlar. Bu gezi sırasında Mozart çiçek hastası olur, ve iyileşmesi babası Leopold tarafından Tanrı'nın oğlu için sevgisini temsil etmektedir.
Salzburg'da geçen bir yıl sonunda; üç kez İtalya'ya yolculuğa çıkmıştır. 1769 Kasım'ından, 1771 Mart'ına kadar, 1771'in Ağustos'undan Kasım ayına kadar, ve 1772 Ekim'inden 1773 Mart'ına kadar. Mozart bu dönemde üç opera besteler: "Mitridate Rè di Ponto" (1770), "Ascanio in Alba" (1771), ve "Lucio Silla" (1772). Üç opera da Milan'da oynanmıştır. Bu gezilerin ilkinde, Mozart Venedikte Andrea Luchesi ile ve G.B. Martini ile Bologna'da buluşur, ve Accademia Filarmonica'nın bir üyesi olarak kabul edilir. İtalya'daki yolculuğunun şu an efsanevi olan bir hikayesi de, Gregorio Allegri'nin Miserere'sini Sistine Chapel'de duyar ve tamamını hafızasından yazar, yalnız bunu yaparken parçadaki küçük hataları düzeltir, ve böylece Vatikan malının ilk illegal kopyasını üretir.
23 Eylül 1777'de annesi ile beraber Mozart; Münih, Mannheim ve Paris'i kapsayan bir Avrupa turuna gider. Mannheim'da, o dönemin en iyisi Mannheim orkestrası ile çalar. Aloysia Weber'e aşık olur, ancak O da daha sonra Wolfgang'den ayrılır. 4 yıl sonra da; Aloysia'nın kız kardeşi Constanze ile evlenir. Paris'e başarısız ziyareti sırasında da; annesi 1778 yılında ölür.
Mozart'ın müziği, Haydn'ın ki gibi, klasik müziğin ilk örneklerindendir. Çalışmaları, o dönemin tarzını değiştirmiş ve barok tarzı ile de karışımını sağlamıştır. Mozart'ın kendine ait tarzı klasik müziğin tamamının gelişimine paraleldir. Çok yönlü bir bestekardı ve hemen hemen her türde müzik yazdı. Bunların arasında senfoni, opera, solo konçerto, oda orkestrası, yaylı kuartet ve yaylı kintet, ve piyano sonataları da vardı. Bu türlerin hiçbiri yeni değildi, ama piyano konçertosu Mozart'ın tek başına geliştirdiği ve popüler ettiği bir türdü. Ayrıca önemli sayıda dini müzik de yayımladı, bunların arasında ayin müzikleri de vardı, ve birçok dans müziği de besteledi; divertimenti, serenadlar ve diğer hafif eğlencele türlerini.
Mozart ilk yıllarından beri müthiş bir kulağa sahipti. Duyduğu her müziği hafızasına bir daha çıkmayacak üzere yazabiliyordu. Gezilerinin de oldukça fazla olmasından dolayı, nadir bir tecrübe koleksiyonu edindi. Londra'da bir çocuk olarak J.C: Bach ile karşılaştı ve müziğini dinledi. Paris, Mannheim, ve Vİyana'da da buradaki bestekarlarla karşılaştı. Muhteşem Mannheim orkestrasıyla beraber çalıştı. İtalyan açılışlarını ve opera buffalarıyla karşılaştı. Bunların hepsi, gelişiminde önemli bir rol oynadı. Londra'da ve İtalya'da galant tarzı o dönemde oldukça popülerdi. Basit, hafif müzik, sesin yavaşlamasına bir tutku, vurgulara önem veren, hakim, ve ana notanın üstündeki dördüncü ve altındaki notayı çıkartarak, simetrik cümlelerle, ve açık bir mimari sundu. Bu tarzın etrafında gelişen klasik müzik, Barok'un komplike tarzına bir tepkiydi. Mozart'ın ilk çalışmaları, İtalyan açılışlarıydı. 3 hareketbirbiriyle buluşurdu. Diğerleri J.C. Bach'ın eserlerine oldukça benzerdi, ve başkaları da Viyana'daki eserlerin değişik bir şekilde vurgulanmasıydı. Mozart'ın en tanınan özelliklerinden biri de; belli bir düzenin uyuymuydu; ve sesin yavaşlamasına ana nota etrafında yöneliyordu. Ama Mozart, bunu değiştirerek, uyumu ses yavaşlamasının daha güçlü yarıya geçmesini sağlamıştı. Mozart'ın Phrygian anlayışı da bunu gösterir.
Mozart olgunlaştıkça, Barok müziğinden birtakım yeni özellikler daha adapte etmiştir. Örnek olarak; 29. Senfoni'nin La Majör (K. 201) 'ünde kontrpuana ait iki veya daha çok sayıda melodinin bir arada çalınmasından meydana gelmiş tema kullanıyordu ilk hareketinde, ve düzensiz ifade uzunluklarını denemiştir. 1773'deki bazı kuartetleri fugal finalleri vardır, ve büyük ihtimal Haydn'dan esinlenmiştir. O da bunu opus 20 setinde kullanmıştır. Fırtına ve stresin Alman literatüründeki etkisi, Romantizme doğru yönelirken; müzikde de bestekarları da etkilemiştir.
Mozart'ın çalışma hayatında odağı enstrümental müzikten operalar gitmiş gelmiştir. Avrupa'da o anda bulunan iki tarzda da operalar yazmıştır. Figaro'nun Düğünü, Don Giovanni, ya da Cosi fan tutte (Bütün kadınlar böyle yapar) opera buffa tarzında iken; Idomeneo, Singspiel ve Sihirli Flüt de opera seria tarzındadır. Daha sonraki operalarında da, enstrümanların, orkestranın, ton renginin psikolojik ve duygusal hisleri ve dramatik geçişleri ifade edebilmek için yeni yöntemler geliştirmiştir. Senfonilerinde çözülemeyecek seviyede komplike bir şekilde orkestrasını kullanması, orkestranın psikolojik etkilerini geliştirmiş ve daha sonra da opera olmayan eserlerinde de görülmüştür.
Mozart'ın jenerasyonlar boyunca, tüm müzik türlerinin bestekarlar üzerindeki etkisi oldukça büyüktür. Lakin, Mozart'dan sonraki tüm önemli bestekarlar Mozart'ın büyüklüğünden bahsetmiştir. Rossini hakkında "O bir dahi kadar bilgili, ve bilgi kadar dahi olan tek müzisyendi" demiştir. Ludwig van Beethoven'in Mozart hayranlığı da açıktır. Beethoven Mozart'ı birçok kez kendisine örnek olarak almıştır. Örnek olarak; Beethoven'in Sol majör 4. Piyano Konçertosu Mozart'ın Do Majör Piyano Konçerto'suna (K.503) bir göstergedir. Beethoven'in apartmanında öğrencilerinden birine, Mozart'ın Do majör kuartet'ini (K.464) gösterip "Ah, ne eser. Bu Mozart'ın "işte benim yapabileceğim bu, dinleyebilecek kulakların olsaydı!" demesidir" demiştir. Beethoven'in daha birçok eseri Mozart'ın eserlerine benzemekte ve çağrıştırmaktadır. Bunlara Beethoven'in Do minör 3. Piyano Konçertosu ile Mozart'ın Do mnör 24. Piyano Konçerto'su da dahildir. İkisi de Haydn öğrencisi olup, buluştuğuna inanılır ve Mozart da Beethoven hakkında "Dünya'ya hakkında bahsedilecek bir şey bırakacak" dediği söylenmektedir. Tchaikovsky Mozartiana'yı Mozart'ı övmek için yazmıştır. Max Reger'in 1914'de yazdığı Mozart Tema'sı da en tanınmış eserlerinden biridir.
Buna ek olarak Mozart; Frédéric Chopin, Franz Schubert, Peter Ilich Tchaikovsky, Robert Schumann, ve birçok bestekar tarafından en iyi olarak gösterilmiştir.Hatta Fredeic Chopin, cenazesinde kendi yazdığı cenaze müziğini değil mozart'ın requıemi'nin çalınmasını istemiştir.
Mozart popüler müzik için de bir ilham kaynağı olarak kalmıştır. Jazz'dan, Rock'a, hatta Heavy Metal'e kadar. Jazz piyanisti Chick Corea, Mozart'ın piyano konçertolarını çalarken kendisini konçertolar yazmaya esinlenmiştir.
Mozart bestekarlar arasında doğal olmayan bir efsane yumağıyla karşılaştı. Bir bakıma çünkü ilk biyografisini yazanlar O'nu şahsen tanıyorlardı. Bir ürün sunabilmek için hayali öğeler eklemek zorunda kalıyorlardı. Bu söylenceler, Mozart öldükten sonra başladı, ama pek azı belli kanıtlar etrafındaydı. Bunlardan biri de Mozart'ın Requiem'ini kendi ölümünü düşünerek yazması üzerineydi. Hayali sözleri, gerçek olaylardan ayırmak Mozart araştırmacılarının devam eden bir görevi haline gelmiştir, lakin efsaneleri gerçek olaylardan ayırmak gerekir. Dramatistler ve senaristler, araştırmacıların sorumluluklarından özgür olarak; bu efsaeneleri oldukça iyi birer öğe olarak kullandılar.
Oldukça popüler olan bir nokta da; Mozart ve Antonio Salieri arasındaki rekabetdi. Bazı versiyonlarda, Salieri'nin verdiği bir zehir sayesinde ölen Mozart; Aleksandr Puskin'in Mozart ve Salieri isimli oyununa, Nicolai Rimsky-Korsakov'un Mozart ve Salieri isimli operasına, ve Peter Shaffer'in Amadeus isimli oyununa konu olmuştur. Amadeus ayrıca bir film olarak da çekilmiştir. Shaffer'in oyunundaki Mozart görüntüsü oldukça tepki almıştır, ve birçok kişi haksız bir şekilde Mozart'ın kişliliğinin abartıldığını hissetmiştir ama elbette Mozart'ın deli dolu bir kişiliği olduğu doğrudur. Örnek olarak; Mozart kanonlarını "Leck mich im Arsch" (Kıçımı yala) ve "Leck mich im Arsch recht fein schön sauber" (Kıçımı iyi ve temizce yala) parti müziği olarak dostlarına bestelemiştir. Bu eserlerinin Köchel numaraları 231 ve 233'dür.
Başka bir tartışma konusu da; Mozart'ın çocukluktan ölümüne kadar insan üstü dehasıdır. Bazıları ilk eserlerini basit ve unutulabilir bulurken, diğerleri Mozart'ın 5 yaşında yazdığı esere bile hayranlık duyarlar. Her halukarda, ilk bestelerinin bir bölümü hala oldukça popülerdir. K. 165 örnek olarak, Mozart tarafından 17 yaşındayken bestelenmiştir ve en tanınan eserlerden biridir. Başka bir söyleyiş de, henüz 5 ya da 6 yaşındayken, gözleri kapalı olarak ellerini çapraz bir şekilde tutup piyanoyu çalabildiğidir.
Benjamin Simkin, Mozart üzerine yazdığı bir kitapta Mozart'ın Tourette sendromu yaşadığını öngörmüştür. Ancak, hiç bir Tourette sendrom uzmanı, organizasyonu, veyahutta psikiatrin Mozart'ın böle bir sendroma sahip olduğunu söylememiştir, ve bir çoğu da yeteri kadar delilin olmadığını vurgular.
Mozart, Leopold Mozart ve Anna Maria Pertl Mozart'ın oğlu olarak Salzburg'da Getreidegasse 9'un ön odasında doğmuştur. Burası Salzburg Başpiskoposunun başkentidir. Günümüzde Avusturya'da bulunup, o dönemde Roma İmparatorluğu'nun bir parçasıdır. Kardeşleri arasında doğumdan sonra yaşayan sadece kız kardeşi, lakabı Nannerl olan, Maria Anna Mozart idi. Mozart doğumundan bir gün sonra St. Rupert Katedrali'nde vaftiz oldu. Vaftiz olduktan sonra ismi; Latince Joannes Chrysostomus Wolfgangus Theophilus Mozart oldu. Bu isimlerden ilk ikisi John Chrysostom, kilisenin rahiplerinden biriydi, ve bu isimleri günlük hayatında kullanmıyordu. İsmindeki dördüncü kelime Theophilus "Tanrı'nın sevdiği" manasındaydı, Mozart'ın hayatı süresince de birçok kez Amadeus (Latince), Gottlieb (Almanca), Amadé (Fransızca) tercüme edildi. Mozart'ın babası Leopold oğlunun doğumunu yayımcı Johann Jakob Lotter'e "..çocuğun ismi Joannes Chrysostomus, Wolfgang, Gottlieb'dir" diye haber verir. Mozart en çok üçüncü ismini tercih etti, ve süslü "Amadeus" ismini takip eden yıllarda kullandı.
Mozart'ın babası Leopold Mozart (d. 1719 - ö. 1787) Avrupa'nın başlıca müzik hocalarından biriydi. İlgi çeken Versuch einer gründlichen Violinschule ders kitabı 1756'da; Mozart'ın doğduğu yıl yayımlandı. (Türkçesi, Keman Çalmanın Temel Prensiplerinin Bilimsel İncelenmesi) Kendisi Salzburg Başpiskoposunun orkestrasının şefiydi, ve oldukça başarılı bir enstrüman müziği bestekarıydı. Leopold bestekarlığı oğlunun olağanüstü müzik becerilerini gördükten sonra bıraktı. Bu ilk olarak Wolfgang 3 yaşındayken oldu, ve Leopold, Wolfgang'in başarılarından gurur duyararak, oğluna çok ağır bir şekilde müzik eğitimi verdi. Bu eğitiminde, klavye, keman ve organ gibi enstrümanları öğretti. Leopold sadece ilk yıllarında bu eğitimi verdi. Lopold'un Nannerl'in müzik kitabında, Wolfgang'in birçok besteyi 4 yaşında öğrendiğini ve ilk bestesini, küçük bir Adante (K. 1a) ve Allegro (K. 1b)'yi 1761'de henüz beş yaşındayken yazdığını söylemektedir.
İlk yıllarında, Mozart birçok Avrupa gezisine çıktı. Bunlardan ilki 1762 yılında, Münih'in Bavarya'sında Elector meydanında, aynı yıl da Prag ve Viyana'da imparatorluk meydanında gösteri yapmıştır. Uzun bir konser turu, 3 buçuk yıl sürer, ve Wolfgang'i babası ile beraber Münih, Mannheim, Paris, Londra (burada ünlü İtalyan çellocu Giovanni Battista Cirri ile çalmıştır), Lahey, tekrar Paris, Zürih, Donaueschingen ve Münih'de konserler vermiştir. Bu gezisi sırasında, Mozart birçok ünlü müzisyenle tanışır ve kendisi de bu müzisyenlerin eserlerine aşina olur. En önemli esin kaynaklarından biri Johann Christian Bach'dır, O'nunla da 1764-1765 yıllarında Londra'da arkadaş olmuşlardır. Bach'ın eserleri birçok kez Mozart'ın esinlendiği eserler olarak gösterilmiştir. Tekrar Viyana'ya 1767'de giderler ve burada 1768 yılının Kasım ayına kadar kalırlar. Bu gezi sırasında Mozart çiçek hastası olur, ve iyileşmesi babası Leopold tarafından Tanrı'nın oğlu için sevgisini temsil etmektedir.
Salzburg'da geçen bir yıl sonunda; üç kez İtalya'ya yolculuğa çıkmıştır. 1769 Kasım'ından, 1771 Mart'ına kadar, 1771'in Ağustos'undan Kasım ayına kadar, ve 1772 Ekim'inden 1773 Mart'ına kadar. Mozart bu dönemde üç opera besteler: "Mitridate Rè di Ponto" (1770), "Ascanio in Alba" (1771), ve "Lucio Silla" (1772). Üç opera da Milan'da oynanmıştır. Bu gezilerin ilkinde, Mozart Venedikte Andrea Luchesi ile ve G.B. Martini ile Bologna'da buluşur, ve Accademia Filarmonica'nın bir üyesi olarak kabul edilir. İtalya'daki yolculuğunun şu an efsanevi olan bir hikayesi de, Gregorio Allegri'nin Miserere'sini Sistine Chapel'de duyar ve tamamını hafızasından yazar, yalnız bunu yaparken parçadaki küçük hataları düzeltir, ve böylece Vatikan malının ilk illegal kopyasını üretir.
23 Eylül 1777'de annesi ile beraber Mozart; Münih, Mannheim ve Paris'i kapsayan bir Avrupa turuna gider. Mannheim'da, o dönemin en iyisi Mannheim orkestrası ile çalar. Aloysia Weber'e aşık olur, ancak O da daha sonra Wolfgang'den ayrılır. 4 yıl sonra da; Aloysia'nın kız kardeşi Constanze ile evlenir. Paris'e başarısız ziyareti sırasında da; annesi 1778 yılında ölür.
Mozart'ın müziği, Haydn'ın ki gibi, klasik müziğin ilk örneklerindendir. Çalışmaları, o dönemin tarzını değiştirmiş ve barok tarzı ile de karışımını sağlamıştır. Mozart'ın kendine ait tarzı klasik müziğin tamamının gelişimine paraleldir. Çok yönlü bir bestekardı ve hemen hemen her türde müzik yazdı. Bunların arasında senfoni, opera, solo konçerto, oda orkestrası, yaylı kuartet ve yaylı kintet, ve piyano sonataları da vardı. Bu türlerin hiçbiri yeni değildi, ama piyano konçertosu Mozart'ın tek başına geliştirdiği ve popüler ettiği bir türdü. Ayrıca önemli sayıda dini müzik de yayımladı, bunların arasında ayin müzikleri de vardı, ve birçok dans müziği de besteledi; divertimenti, serenadlar ve diğer hafif eğlencele türlerini.
Mozart ilk yıllarından beri müthiş bir kulağa sahipti. Duyduğu her müziği hafızasına bir daha çıkmayacak üzere yazabiliyordu. Gezilerinin de oldukça fazla olmasından dolayı, nadir bir tecrübe koleksiyonu edindi. Londra'da bir çocuk olarak J.C: Bach ile karşılaştı ve müziğini dinledi. Paris, Mannheim, ve Vİyana'da da buradaki bestekarlarla karşılaştı. Muhteşem Mannheim orkestrasıyla beraber çalıştı. İtalyan açılışlarını ve opera buffalarıyla karşılaştı. Bunların hepsi, gelişiminde önemli bir rol oynadı. Londra'da ve İtalya'da galant tarzı o dönemde oldukça popülerdi. Basit, hafif müzik, sesin yavaşlamasına bir tutku, vurgulara önem veren, hakim, ve ana notanın üstündeki dördüncü ve altındaki notayı çıkartarak, simetrik cümlelerle, ve açık bir mimari sundu. Bu tarzın etrafında gelişen klasik müzik, Barok'un komplike tarzına bir tepkiydi. Mozart'ın ilk çalışmaları, İtalyan açılışlarıydı. 3 hareketbirbiriyle buluşurdu. Diğerleri J.C. Bach'ın eserlerine oldukça benzerdi, ve başkaları da Viyana'daki eserlerin değişik bir şekilde vurgulanmasıydı. Mozart'ın en tanınan özelliklerinden biri de; belli bir düzenin uyuymuydu; ve sesin yavaşlamasına ana nota etrafında yöneliyordu. Ama Mozart, bunu değiştirerek, uyumu ses yavaşlamasının daha güçlü yarıya geçmesini sağlamıştı. Mozart'ın Phrygian anlayışı da bunu gösterir.
Mozart olgunlaştıkça, Barok müziğinden birtakım yeni özellikler daha adapte etmiştir. Örnek olarak; 29. Senfoni'nin La Majör (K. 201) 'ünde kontrpuana ait iki veya daha çok sayıda melodinin bir arada çalınmasından meydana gelmiş tema kullanıyordu ilk hareketinde, ve düzensiz ifade uzunluklarını denemiştir. 1773'deki bazı kuartetleri fugal finalleri vardır, ve büyük ihtimal Haydn'dan esinlenmiştir. O da bunu opus 20 setinde kullanmıştır. Fırtına ve stresin Alman literatüründeki etkisi, Romantizme doğru yönelirken; müzikde de bestekarları da etkilemiştir.
Mozart'ın çalışma hayatında odağı enstrümental müzikten operalar gitmiş gelmiştir. Avrupa'da o anda bulunan iki tarzda da operalar yazmıştır. Figaro'nun Düğünü, Don Giovanni, ya da Cosi fan tutte (Bütün kadınlar böyle yapar) opera buffa tarzında iken; Idomeneo, Singspiel ve Sihirli Flüt de opera seria tarzındadır. Daha sonraki operalarında da, enstrümanların, orkestranın, ton renginin psikolojik ve duygusal hisleri ve dramatik geçişleri ifade edebilmek için yeni yöntemler geliştirmiştir. Senfonilerinde çözülemeyecek seviyede komplike bir şekilde orkestrasını kullanması, orkestranın psikolojik etkilerini geliştirmiş ve daha sonra da opera olmayan eserlerinde de görülmüştür.
Mozart'ın jenerasyonlar boyunca, tüm müzik türlerinin bestekarlar üzerindeki etkisi oldukça büyüktür. Lakin, Mozart'dan sonraki tüm önemli bestekarlar Mozart'ın büyüklüğünden bahsetmiştir. Rossini hakkında "O bir dahi kadar bilgili, ve bilgi kadar dahi olan tek müzisyendi" demiştir. Ludwig van Beethoven'in Mozart hayranlığı da açıktır. Beethoven Mozart'ı birçok kez kendisine örnek olarak almıştır. Örnek olarak; Beethoven'in Sol majör 4. Piyano Konçertosu Mozart'ın Do Majör Piyano Konçerto'suna (K.503) bir göstergedir. Beethoven'in apartmanında öğrencilerinden birine, Mozart'ın Do majör kuartet'ini (K.464) gösterip "Ah, ne eser. Bu Mozart'ın "işte benim yapabileceğim bu, dinleyebilecek kulakların olsaydı!" demesidir" demiştir. Beethoven'in daha birçok eseri Mozart'ın eserlerine benzemekte ve çağrıştırmaktadır. Bunlara Beethoven'in Do minör 3. Piyano Konçertosu ile Mozart'ın Do mnör 24. Piyano Konçerto'su da dahildir. İkisi de Haydn öğrencisi olup, buluştuğuna inanılır ve Mozart da Beethoven hakkında "Dünya'ya hakkında bahsedilecek bir şey bırakacak" dediği söylenmektedir. Tchaikovsky Mozartiana'yı Mozart'ı övmek için yazmıştır. Max Reger'in 1914'de yazdığı Mozart Tema'sı da en tanınmış eserlerinden biridir.
Buna ek olarak Mozart; Frédéric Chopin, Franz Schubert, Peter Ilich Tchaikovsky, Robert Schumann, ve birçok bestekar tarafından en iyi olarak gösterilmiştir.Hatta Fredeic Chopin, cenazesinde kendi yazdığı cenaze müziğini değil mozart'ın requıemi'nin çalınmasını istemiştir.
Mozart popüler müzik için de bir ilham kaynağı olarak kalmıştır. Jazz'dan, Rock'a, hatta Heavy Metal'e kadar. Jazz piyanisti Chick Corea, Mozart'ın piyano konçertolarını çalarken kendisini konçertolar yazmaya esinlenmiştir.
Mozart bestekarlar arasında doğal olmayan bir efsane yumağıyla karşılaştı. Bir bakıma çünkü ilk biyografisini yazanlar O'nu şahsen tanıyorlardı. Bir ürün sunabilmek için hayali öğeler eklemek zorunda kalıyorlardı. Bu söylenceler, Mozart öldükten sonra başladı, ama pek azı belli kanıtlar etrafındaydı. Bunlardan biri de Mozart'ın Requiem'ini kendi ölümünü düşünerek yazması üzerineydi. Hayali sözleri, gerçek olaylardan ayırmak Mozart araştırmacılarının devam eden bir görevi haline gelmiştir, lakin efsaneleri gerçek olaylardan ayırmak gerekir. Dramatistler ve senaristler, araştırmacıların sorumluluklarından özgür olarak; bu efsaeneleri oldukça iyi birer öğe olarak kullandılar.
Oldukça popüler olan bir nokta da; Mozart ve Antonio Salieri arasındaki rekabetdi. Bazı versiyonlarda, Salieri'nin verdiği bir zehir sayesinde ölen Mozart; Aleksandr Puskin'in Mozart ve Salieri isimli oyununa, Nicolai Rimsky-Korsakov'un Mozart ve Salieri isimli operasına, ve Peter Shaffer'in Amadeus isimli oyununa konu olmuştur. Amadeus ayrıca bir film olarak da çekilmiştir. Shaffer'in oyunundaki Mozart görüntüsü oldukça tepki almıştır, ve birçok kişi haksız bir şekilde Mozart'ın kişliliğinin abartıldığını hissetmiştir ama elbette Mozart'ın deli dolu bir kişiliği olduğu doğrudur. Örnek olarak; Mozart kanonlarını "Leck mich im Arsch" (Kıçımı yala) ve "Leck mich im Arsch recht fein schön sauber" (Kıçımı iyi ve temizce yala) parti müziği olarak dostlarına bestelemiştir. Bu eserlerinin Köchel numaraları 231 ve 233'dür.
Başka bir tartışma konusu da; Mozart'ın çocukluktan ölümüne kadar insan üstü dehasıdır. Bazıları ilk eserlerini basit ve unutulabilir bulurken, diğerleri Mozart'ın 5 yaşında yazdığı esere bile hayranlık duyarlar. Her halukarda, ilk bestelerinin bir bölümü hala oldukça popülerdir. K. 165 örnek olarak, Mozart tarafından 17 yaşındayken bestelenmiştir ve en tanınan eserlerden biridir. Başka bir söyleyiş de, henüz 5 ya da 6 yaşındayken, gözleri kapalı olarak ellerini çapraz bir şekilde tutup piyanoyu çalabildiğidir.
Benjamin Simkin, Mozart üzerine yazdığı bir kitapta Mozart'ın Tourette sendromu yaşadığını öngörmüştür. Ancak, hiç bir Tourette sendrom uzmanı, organizasyonu, veyahutta psikiatrin Mozart'ın böle bir sendroma sahip olduğunu söylememiştir, ve bir çoğu da yeteri kadar delilin olmadığını vurgular.
25 Oca 2008 23:27
evet bende çok severim ama bnm ablam daha çok dinliyo zaten banad ondan bulaştı beni eskişehir senfoni orkestrası konserlerine götüre götüre
ama güsel şarkılar bazıları ayh çok sıkıcı bn uyurum filan diyo ama uyuncak gibi değil insan kapılıp gidiyo ( yani ben öyleyim açıkçası )
ama güsel şarkılar bazıları ayh çok sıkıcı bn uyurum filan diyo ama uyuncak gibi değil insan kapılıp gidiyo ( yani ben öyleyim açıkçası )
Klasik müzik kültürünün en önemli isimlerindendir ve türü dinleyenler zaten Mozart'ın öneminin farkındadır. Türün diğer önemli müzisyenleri de ; Frédéric Chopin, Johann Sebastian Bach, Ludwig van Beethoven, Antonio Vivaldi ve Pyotr Ilyich Tchaikovsky gibi isimlerdir.
1. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 14 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |