Arakawa Under the Bridge 1 ve 2 Sayfaya git: 1, 2, Sonraki |
Yazar
Mesaj
1. Sezon: Hikâyemiz köprünün altında yaşayan, başarılı bir yönetici olan Kou ve gizemli bir kadın olan Nino arasındaki alışılmadık bir kurlaşmadan bahsetmektedir. Her şey Kou neredeyse nehirde boğulacakken Nino'nun onu kurtarmasıyla başlar. Ve Kou; Nino'nun arzu ettiği bir erkek arkadaştır, bunun içinde hayatını kurtarmıştır. Böylece, Kou, Nino'nun erkek arkadaşı olur, fakat köprünün altında onunla yaşamak zorundadır...
2. Sezon:
Spoiler:
2010 yapımı, Komedi, Parodi, Romantik, Seinen, Yaşamdan Kesitler vs içeren. Toplam 26 bölümden oluşan bir seri.
---
Vay be o kadar konuşuldu kimse açmamış*-* Neyse güzel bir seridir. İkinci serisini daha sevdim, konu bütünlüğü olduğu için. Çizimler ilginç gelebilir bazısına göre ama ben sevdim farklı ve hoş olmuş. Stella'nın kaslı haline bittim Beni merakta bırakan ise konuda karakterlerin geçmişlerine sadece dokunulması ve tam detaylı anlatılmaması. En çok da Kappa'nın neyin nesi olduğunu bilmek istiyorum. Nino yu çoktan geçtim yani ha Venüslü ha değil pek takmıyorum. Ama Kappa Başka başka. Karakterler iyi oturmuş gibi geldi bana da şeyin Kou'nun ilk seride her defasında köprü sakinlerine büyük bir umutla inanması ve bu inancının bir anda yerlebir olması sanki fazla abartılmıştı*-* Neyse ki ikinci sezonda bu azalmıştı. Zaten ikinci sezonda onlardan aşağı kalır yanı kalmamıştı ya neyse...
Bu mesaja teşekkür edenler (3 kişi): Vagabond, kuinşi, mew
Ben sadece 1. sezonu bitirdim ve bayıldım seriye *-* MALda 8i bile bulmaması puanı çok büyük hayal kırıklığı bence
Müziklerinin pek bir özelliği yoktu, çizimlerse... Yani onunda öyle abartılcak yanı yok ama iyi.
Peki bu seriyi neden bu kadar çok sevdim?
1.si tuhaf karakterlere bayılıyorum ben Bu animede de herkes bir tuhaf ve şapşal izlerken çok eğlendim ben Hepsini sevdim karakterlerin asdf Beni bayağı güldürdüler <3
2.si ise hikayeyi çok beğendim. Hikayenin içinde aslında küçük mesajlar yüzünden animeyi çok sevdim zaten.
1.si köprü altındaki insanların yaşantısı aslında bizim imrenebileceğimiz cinsten bir yaşantıydı. Orada insanlar belli ki geçmişte bir takım yaşantıya tutsak kalmış, istedikleri şeyleri yapamaz hale gelmişlerdi. Bu yüzden de şef her gelene yeni bir isim veriyordu. Stella'nın ismi değişmemeside bu yüzden belki de sonuçta onun tutsağı olduğu bir geçmişi yoktu. Sonuçta yeni bir isimle geçmişi silip yeni, istedikleri gibi bir yaşam elde etme fırsatları oluyor karakterlerin. Kou da kendini tanıtırken onu uyardılar "neye sahip olduğun değil kim olduğunu soruyoruz" diye. İsim yenilenmeside buradan geldiğini şef açıkladı. Zaten insanlarda köprü altında istediği ve sevdiği işi yapma olayıda yeni yaşamlarından yaptıkları iş bile zevk aldıkları şeylerdi.
2.si ise sağduyu olayı. İlk bölümlerde Kou köprü altı sakinlerine (adsf) sağduyu aşılamayı deniyordu. İnsanlar tuhaf, istediği gibi davranması sağduyusuz oldukları anlamına gelmediğini gösteriyordu anime bize. Zaten en sonunda bahçevan kızımız kappa'nın kendi kabuğundan sıyrılıp istediği gibi davranmasını överken Kou sağduyu nedir ki? diye sorgulamaya başlamıştı. Ve bir diğer mesajda köprü altındakilere sağ duyuyu öğretirken sağduyunun zamanla değişebilen bir kavram olduğunuda, köprüden geçen kızın insanların köprü altında yaşamasını garipseyip bunun Kouya normal gelmesiyle göstermiş oldular.
3.sü ise Para ve güç tutkusuna Kou'nun babası ile değinilmesi. Kou'nun babası mutluluk ve istediğini yapma olayının sırf parayla olacağını düşünüp engel olmaya çabasında insanların aslında paraya bu akdar takık olmasının gereksiz olduğunuda içermesi animenin...
Hikaye güzeldi kısaca bence. Çok beğendim *-* Bu yazdıklarım yüzünden 10 puanı aldı anime benden
Müziklerinin pek bir özelliği yoktu, çizimlerse... Yani onunda öyle abartılcak yanı yok ama iyi.
Peki bu seriyi neden bu kadar çok sevdim?
1.si tuhaf karakterlere bayılıyorum ben Bu animede de herkes bir tuhaf ve şapşal izlerken çok eğlendim ben Hepsini sevdim karakterlerin asdf Beni bayağı güldürdüler <3
2.si ise hikayeyi çok beğendim. Hikayenin içinde aslında küçük mesajlar yüzünden animeyi çok sevdim zaten.
1.si köprü altındaki insanların yaşantısı aslında bizim imrenebileceğimiz cinsten bir yaşantıydı. Orada insanlar belli ki geçmişte bir takım yaşantıya tutsak kalmış, istedikleri şeyleri yapamaz hale gelmişlerdi. Bu yüzden de şef her gelene yeni bir isim veriyordu. Stella'nın ismi değişmemeside bu yüzden belki de sonuçta onun tutsağı olduğu bir geçmişi yoktu. Sonuçta yeni bir isimle geçmişi silip yeni, istedikleri gibi bir yaşam elde etme fırsatları oluyor karakterlerin. Kou da kendini tanıtırken onu uyardılar "neye sahip olduğun değil kim olduğunu soruyoruz" diye. İsim yenilenmeside buradan geldiğini şef açıkladı. Zaten insanlarda köprü altında istediği ve sevdiği işi yapma olayıda yeni yaşamlarından yaptıkları iş bile zevk aldıkları şeylerdi.
Spoiler:
2.si ise sağduyu olayı. İlk bölümlerde Kou köprü altı sakinlerine (adsf) sağduyu aşılamayı deniyordu. İnsanlar tuhaf, istediği gibi davranması sağduyusuz oldukları anlamına gelmediğini gösteriyordu anime bize. Zaten en sonunda bahçevan kızımız kappa'nın kendi kabuğundan sıyrılıp istediği gibi davranmasını överken Kou sağduyu nedir ki? diye sorgulamaya başlamıştı. Ve bir diğer mesajda köprü altındakilere sağ duyuyu öğretirken sağduyunun zamanla değişebilen bir kavram olduğunuda, köprüden geçen kızın insanların köprü altında yaşamasını garipseyip bunun Kouya normal gelmesiyle göstermiş oldular.
3.sü ise Para ve güç tutkusuna Kou'nun babası ile değinilmesi. Kou'nun babası mutluluk ve istediğini yapma olayının sırf parayla olacağını düşünüp engel olmaya çabasında insanların aslında paraya bu akdar takık olmasının gereksiz olduğunuda içermesi animenin...
Hikaye güzeldi kısaca bence. Çok beğendim *-* Bu yazdıklarım yüzünden 10 puanı aldı anime benden
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): vivi, prenses serenity
Seiyuular muhteşemdi. Animeyi bir noktadan alıp başka bir noktaya getiren en önemli unsurdu. Eğlenceli mi eğlenceli bir seri beğenmeyenler olabilir ama tam anlamıyla keyiflik bir seri yanına al çerezini cartını curtunu anın tadını çıkart, öyle dünyayı kurtarsın, evreni patlatsın, harem keyfi sürsün değil sadece eğlence.
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): prenses serenity
Evet, malesef çevirisi yok. Devam ederler bi ara diye düşünüyorum ama...
ilk seri favorim olmasına rağmen 2. seriyi çok fazla sevemedim. Gene izlettirsede kendini ilk seri izlediğimde çok daha çok eğlenmiştim ve hoşuma gitmişti. 2 hayal kırıklığı oldu az bence =(
hatta bi bölümü açtığımda eğlenerek izlemeye başlamıştım, sonra tanıdık geldi noluyor dedim o bölümde ilk seriden çıktı =(
Neyse, sonuçta hala 1. seri favorim olan 4 animeden biri oldu 2de kötü değilde, bilmem ilk seriyi çok sevdiğimden sanırım hayal kırıklığım. Genede izlettirip güldürüyor 2.side.
Haaa bi de
hatta bi bölümü açtığımda eğlenerek izlemeye başlamıştım, sonra tanıdık geldi noluyor dedim o bölümde ilk seriden çıktı =(
Neyse, sonuçta hala 1. seri favorim olan 4 animeden biri oldu 2de kötü değilde, bilmem ilk seriyi çok sevdiğimden sanırım hayal kırıklığım. Genede izlettirip güldürüyor 2.side.
Haaa bi de
Spoiler:
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Vagabond
1. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 12 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |