Bende çok seviyorum bu animeyi sayesinde bi ara bende baseball oynamak istiyorummm demiştim

Sadece spor değil tabi azim, hırs, sevdiğini kaybetme, dostluk, aşk dengeli ve güzel bi şekilde çok güzel işlenmiş.

2 günde bitirmiştim bu animeyi sabahın 5ine kadar izlediğimi hatırlıyorum 2. gün gerçekten süperdi =)

Buna benzer ve çizeri ve yazarı aynı olan bir anime daha var. O da çok dokunaklı ve aynı tadı veriyor bununla. O da süper ve kesinlikle izlenmesi gereken animeler arasında olması gerektiğini düşünüyorum. Adı Touch. İzlemeyen varsa izlesin derim.

Madem Touch'dan bahsettim o zaman onun için de bir tane topic açayım.

Kirika ve Nami bana yazacak pekte bişey bırakmamışlar. Ne yazsam acaba

Cross Game; beyzbolu olsun, ikili ilişkileri olsun, grup arkadaşlıkları olsun, turnuva heyecanı olsun, duygusallık tarafı olsun, gerçekçi ve insanı bağlayan bir biçimde anlatılması nedeniyle çok beğendim bir seri oldu. Açıkçası keşke bitmeseydi devam etseydi dediğim bir seriydi. Daha ilk bölümün başlarında o sevimli sıcak karakterlerin sizi kendine çekmesi, bölümün sonlarına doğru yaşanan trajik olayın kişileri belli bir yola doğru itmesi... Ve en önemliside Wakaba'nın rüyasının gerçekleşmesi için Kou, Aoba, Akaishi'nin baseball sporuna sıkıca sarılmaları; bu sayede aralarındaki ilişkilerin, bağların kuvvetlenmesi ve diğer karakterlerinde getirdiği o sıcak hava ve bütünleşme, beni bu seriye bağlayan en önemli etkenlerdi. Bu tarz serileri sevenlerin mutlaka izlemesi gerekir diye düşünüyorum. Herhalde tek kötü tarafı bana başlarda tuhaf gelen çizimleriydi diyebilirim. Fakat bu çizimlere sonradan alışıyorsunuz.

Bu arada Touch'u da izlenecekler listeme aldım.

uzun zamandır beni böyle bağlayan bi anime izlememiştim. bitirmek için okulu astığım doğrudur. sonucun ne olcağını tahmin etmeme rağmen her maçı öyle heycanla izledim ki bi ara bilgisayara dalıp o topa öylemiş vurulur lan ver şunu bakıyım diyip 3 ıskayla oyun dışı kalasım geldi. animede aşk geometrisinin iyi işlenmeside cabası.
son olarak; koushien i de göreydik eyiydi. 50 bölümde bitmesi yazık olmuş.

Yorumları spoiler olabilir diye okuyamıyorum, malum, diamond no ace'i (2. sezon) yeni bitirdim ve özellikle son maçta sağlam bir dayak yemişe döndüm, uzun bir süre 3. sezonun gelmeyeceğini düşünüyorum, beyzbollu ne izlesem diye bakınırken tesadüfen keşfettim. Bir bölüm izleyip bırakacaktım ama devamı geldi, saat çok geç olmasaydı daha da gelecekti. İlk bölümde farklı bir anime olduğunu hissettirdi. Sadece ter kokulu, adrenalin seviyesini kat kat yükselten bir anime değil, araya aşkı da alacak ki Daiya'dan sonra farklı bir soluk olabilir (ancak utanmadan iddia ediyorum ki nezdimde asla ve asla "daiya-haikyuu-giant killing" olarak son şeklini alan "spor animeleri şeytan üçgeni"ni geçebilemez.) Fakat ilerleyen bölümleri düşündükçe heyecanlanmıyor da değilim. Neyse, Amerikan ligindeki göbekli amcaları da görmüş biri olarak kim bilir, diyorum, belki benim için biçilmiş kaftandır bu spor

Yalnız animelerdeki aşırı sıcak yaz günlerinde aşırı gürültü yapan ağustos böceklerinden hiç hayır gelmemiştir bugüne kadar, bu animenin ilk bölümünde de bu durum kanıtlandı.

Bir de şu replik beni çok derinden etkiledi:


İzlediğim en etkili sahnelerden biriydi.