Fukigen na Mononokean



İngilizce ortamlarda "The Morose Mononokean" yani "huysuz, suratsız Mononokean" diye çevriliyor olsa da sanki çeviride bir sıkıntı var. En azından "huysuzluk" kısmında. Neyse önce tanıtım yapalım.

Hanae Aşiya, çiçekçilik yapan annesi ve alkolik ablasıyla birlikte yaşamakta olan bir delikanlıdır ve birkaç gün içinde liseye başlayacağı için çok heyecanlıdır. Annesinin kendisini markete gönderdiği bir akşamüstü, yolda peluş bir oyuncak görür ve onu ezilmemesi için kenara koyar. Ancak bu garip peluş oyuncak aslında bir "yokai"dir ve Aşiya'nın üzerine atlayarak ona dadanır. Sadece Aşiya'nın görebildiği ve çocuğun omzundan inmeyip her geçen gün biraz daha büyüyen bu yokai, Aşiya'nın tüm enerjisini emer ve bu yüzden kahramanımız lisenin ilk birkaç gününü revirde geçirmek zorunda kalır. Hiç arkadaş edinemeyeceğini ve lise hayatı boyunca yalnız kalacağını düşünerek panik yapan Aşiya, tesadüfen eline geçen bir ilandaki numarayı arar ve bir "exorcist" olan Haruitsuki Abeno ile tanışır. Abeno, Aşiya'yı bu yokai'den kurtarır, hatta bu yokai'nin aslında korkulacak bir yaratık olmadığını da göstererek Aşiya'nın hayranlığını kazanır. Ancak Aşiya'ya yokai'yi yeraltı dünyasına geri döndürmesinin bedeli olarak çok yüklü bir fatura çıkarınca işler karışır. Aşiya bu parayı ödeyecek durumda değildir. Abeno da Aşiya'yı çalışarak borcunu ödeyebilmesi için çırak olarak işe alır. İşe girdiğinin ertesi günü Aşiya, işvereni Abeno hakkında şok edici bazı gerçekleri öğrenir. *hehe*

Bu anime suratsız Abeno'nun (suratsız olanın bir başkası olduğunu yukarıda söylemiştim) ve panik atak çırağı Aşiya'nın yokai'leri yeraltı dünyasına yollama üzerine kurulu maceralarının hikayesidir.

Accık spoiler~~

Komedisi dozunda, dramı dozunda bir anime. Yokai öyküleri çok sevimli. Zaten en çok bu açıdan Natsume Yuujinchou'ya benziyor. Abeno da Aşiya da çok eğlenceli karakterler. Aralarındaki ilişkinin gelişmesi, Aşiya'nın yokia dünyası hakkında bilgi edinmesi ve Abeno'nun Aşiya'yı bir çalışandan ziyade bir dost olarak kabullenmesi ilmek ilmek dokunarak anlatılmış. Son öyküde bende kafa karışıklığı yaratan ufak bir sıkıntı var ama kendileri de farkına varıp son bölümde bir açıklama getirmişler. Açıklanmayan bir "soyadı" meselesi ve hiç gösterilmeyen karakterler olsa da ikinci sezon gelirse taşlar yerli yerine oturacağından hiçbir sıkıntı kalmayacak.

Ben 7/10 verdim. Özellikle de "Moca" denen olağanüstü yaratık hatrına bile izlenebilir bence