İlk iki bölüm itibariyle çok hoşuma giden bir anime.

Görüntüleri ve animasyonu alışılmışın dışında. Karakter tasarımları ve hareketlerin değişikliği... Çok hoşuma gitti.

Devamlı "date"lere giden ve bütün bir aşirete de "date" kelimesini öğreten ergen bir Nobunaga

Yalnız şu etrafındaki kırpık kaşlı eleman çok geriyor beni. Zaten 2. bölümde yaptı yapacağını.

Gerçek Nobunaga'ya da ayrı kıl oldum. "Acaba hata mı ettim?" diyor haspa. Ülen sen değil miydin gökten tepene düşen adama sırf kendine benziyor diye koca aşireti emanet eden? Manyak mısın lan? İt midir uğursuz mudur bilmeden yaptığın işe bak! Allah'tan Saburo bütün uçarılığına rağmen iyi bir adam çıktı da aşirete bir çeki düzen verecek. Vitaminsiz seni...

En eğlendiğim sahneler Saburo'nun günümüz eşyalarını çıkardığında etrafının verdiği tepkiler.

Bu arada Sengoku çağını da epey öğrendim ha: Katsue, Akeçi Mitsuhide, Lord Yoşimoto. Bu isimlerin hepsini Oda Nobuna no Yabou'dan tanıyorum. Gerçi orada güzel kızlar şeklinde resmediliyorlar ama olsun.

Date ve Yukimura bekliyorum, yoksa yıkarım o çağı.

Bu animenin ilgi görmemesine cidden üzülüyorum. Acaba animasyon tarzı mı değişik geldi insanlara? Yoksa insanlar Sengoku çağı animelerinden mi bıktı? Ya da zamanda yolculuk yapıp tarihi bir kişiliğin yerine geçme konusu klişeye mi dönüştü?

Bu yukarıda saydığım üç özellik tam da benim bu animeyi izleme sebeplerim!

Eniveys

Aşağılar spoiler hep----------------------------

3. bölümdeki "resmi kıyafet" muhabbeti beni kopardı. Sengoku çağı kıyafeti suya düşüp mahvolunca kendisine "resmi" giyinmesi gerektiği söylenen Saburo gidip kayınbabası Dosan'ın önüne okul üniformasıyla çıkınca "ahanda şimdi gitti kelle, nasıl yırtacak bakalım" diye düşünmeden edemedim. Ve hemen ardından Dosan da 1960-70'lerin polis kıyafeti ile Saburo'nun karşısına çıkınca resmen yarıldım. Uzun zamandır bu kadar şaşırdığımı hatırlamıyorum bir animede (Barakamon ile Nozaki-kun hariç, onlar beni her bölümde şaşırtmayı beceriyorlar, sassıga!)

Tabii ki Dosan'ın akıbetini biliyordum. Duygu yüklü ve güzel bir bölümdü.

4. bölümde ise herkesi yatağına yollayıp kendi kendine baskına giden Saburo şaşırtmadı. Artık şaşırmıyorum kendisine, takılıyor kafasına göre En sevdiğim kısım ise hiç kuşkusuz savaşın adını değiştirmesi idi. Hem tarihi değiştirdi, hem de "aman, küçük ayrıntılar o kadar da önemli değil" diye geçiştirdi haspam. Seviyorum kendisini.

Free'mle aynı gün çıkıyorlar, Free'nin etkisini üzerimden kolay kolay atamadığım için sakin kafayla ertesi gün izliyorum ve inanılmaz zevk alıyorum bu animeden. Benim için bu sezonun sürprizi kesinlike bu!

Ayrıca açılışının olmaması ve kapanış şarkısının güzelliği de apayrı bir artı benim için.

AKEÇİ MİTSUHİDEEEE????

İşte bu beklenmedik bir plot-twist idi benim için.

Kesinlikle bayıldım. Benim için bu sezonun en bomba animesi bu. Harika.

Ayrıca Şogun'un sesi ve yarattığı ironi de kulağımdan kaçmadı. Yiring.

Seriye sadık bir biçimde devam eden biri(leri)ni görmek sevindiriyor. Serinin kıymeti yavaş yavaş artıyor. Hoş, çok hoş.

Benimde hoşuma giden bir seri. Çizimleri ilk başta garip geldi ama alışınca dönemin en güzel animelerinden

Dün gece Quincy'nin yorumları okuduktan sonra başladım ve iyi ki de başlamışım. Çizimlerde CGI kullanıp yapmaları başlarda zor olsa da alışılabilir, Saburo için izlenir.

Bölüm 6

Açmayın, ciddi spoiler ....................

Çok keyif aldım ben izlerken çizimlerini kötü bulup izlemeyenler kendilerini çok güzel bir seriden mahrum bırakıyorlar ki çizimlerin kötü olduğuna da katılmıyorum, arka planlar çizimleri muhteşem, adamlar beceremediklerinden değil bile bile değişik bir tarz denemişler karakter tasarımlarında. Bu aralar özgün çizimli, tarihi animeler arayan bana ilaç gibi geldi. Bir kere ana karakterin rahat, komik bir liseli olması atmosferi yumuşatmış, resmi bir ortamdan çok mizahi, eğlenceli bir hava katmış. Kapanış şarkısı ve animasyonu da çok hoşuma gitti. Yalnız tam olayların ortasında kesilmiş gibi geldi sonu bana, acaba 2. sezon gelir mi? Bir de ovası varmış. Umarım en kısa sürede çevrilir. Bu arada bu animeyi sevenlere Chouyaku Hyakuninisshu: Uta Koi de önerilir.