Merakla beklediğim iki seriden biriydi. Gerçekten kahramanların olduğu bir dünyaya sahip olsaydı daha güzel olurdu ama bu şekilde de eğlenceli ve komik.

Dün izledim ilk 2 bölümünü , iyi sayılır , eğlenceli bi animeye benziyor Sanki hafif bir esinti sezdim ama Chuunibyou demo Koi ga Shitai! animesinden . Değiştirilmiş versiyonu gibi

Bu bölüm de Sengoku Basara'ya gönderme yapıldı, iyi güldüm o sahnelerde. Bir de Flamenco Girl'ün malum yere vurduğu zaman "Aye!" demesi ayrı bi güldürdü.

Bugn izlemeye başladım. Don Kişot + Batman + Iron Man karışımı bir animeye benzettim ilk bölümüde... Diğer bölümleri izlemeyi vizehaftası sonrasına bırakacağım.

Daha ilk bölümden beni tiryakisi edip tanıdığım tanımadığım herkese misyonerliğini yapmak zorunda hissettiren bu seri ilk birkaç bölümün ardından defalarca tarz değiştirmesinin ardından ilk yarısının bitimi ile bende manevra yeteneği düşük, balans ayarı bozuk bir seri izlenimi verdi. Seri başta adalet kavramı üzerine toplumsal ve empati yapılabilir/gerçek hayatla sağlaması yapılabilir mesajlar verirken ilk önce kendi kendisinin parodisi olmaya, ardından grimdark bir kara komediye, ardından en son kült Super Sentai külliyatının bir övgüsü olmaya soyundu ama artık başlangıçtaki sabrımın ve sempatimin tükendiğini ciddi ciddi hissettiğimi, ikinci yarıyı sırf seriyi izlemiş olmak için izleyeceğimi belirtme ihtiyacı duyuyorum. Hayır, birçok kişinin aksine serideki Tokusatsu daha ziyadesiyle de Super Sentai (poor /m/en tabiriyle "Power Rangers") göndermeleri beni rahatsız etmedi, beni rahatsız eden asıl şey artık animasyonların resmen leş gibi olması, esprilerin güldürmemesi ve Hikounin Sentai Akibaranger bile türün neden kült olduğunu çok basit ve doğrudan bir anlatımla yansıtarak bir decontruction olmayı da başarabilmesine karşın Samurai Flamenco'nun baştaki tüm kredisine rağmen artık sadece amatör bir yönetmenin can sıkıntısından yaptığı bir iş gibi durması, trajik olansa zaten öyle olmaması! Hani bundan 2 bölüm öncesinde olsak serinin hala sonradan kurtarılabilme şansı olduğunu düşünürdüm ama artık çok geç.

HDD'inde 1 TB'a yakın bir Tokusatsu arşivi olan birisi olarak Samurai Flamenco'ya sadece benden daha deli bir Tokusatsu hayranı olarak kendinizi tanımlayabilmeniz durumunda dalmanızı önerebileceğim aksi taktirde bile bile lades bir seri şu an benim için.

8. bölüme kadar abi iyi ya diye izleniyor. örneğin ben kendimden çok şey buldum. insanların yere attığı şeyleri alıp çöpe atmazsam rahatlayamayan bir adamım.

sonra seri power rangersa bağlıyor. bilin istedim.

Küçükken kıyafetlerinden dolayı burun kıvırıp izlemediğim Power Rangers'ı burnumun dibine dayayan şu anki favori animem. Önce çocukluk hayalini devam ettirme peşinde bir gencin hafiften slice of life kokan animesine benziyordu, biraz da bromance'imiz vardı, her iki karakterin de kendilerine has günlük dertleri vardı, bir de Hazama'nın kendince süper kahramancılık oynadığı ve çoğu kez gırgırla sonuçlanan sahneleri vardı. Seviyordum.

Sonra iş birden ciddileşti. Kötü adamlar, ilginç güçleri olan birtakım kötü adam yancıları, büyük patronla yüzleşme.

Sonra daha büyükleri...

Sonra işin içine siyaset karıştı.

Derkan bir de baktım, POWER RANGERS! Yıllar önce kaçtığım, çat diye geldi beni buldu!

Şikayet ettim mi? Hayır.

Her ne kadar mantığı fazlasıyla zorlasa da güzel bir anime. Başı sonu belli bir olaydan değil, birbiri ardına sıralanan plot twist'lerden oluşsa da süper anime. Benim şu anki favori animem

Ayrıca ilk açılışı, değme animenin açılışını döver. SPYAIR neticede.