Selamlar Sayfaya git: 1, 2, Sonraki |
Yazar
Mesaj
06 Arl 2009 3:02
teşekkürler hepinize..
evet, sade olmuş biraz. şöyle anlatayım o zaman: ailecek anime-severiz, babamla favori yönetmenimiz miyazaki'dir, o derece. sevdiğim animeler olarak da, herkesin sevdiği klasik animeler işte: death note başta olmak üzere, bleach, ergo proxy, elfen lied, dragonball, magic knight rayearth, küçüklükten heidi , miyazaki babanın her türlü gideri var, biraz shoujolardan gidersek vampire knight ve vk guilty, sailormoon, wedding peach, hime-chan no ribon, lovcom.. son zamanlarda toradora ve great teacher onizuka'yı izliyorum. bir de gene eskilerden voltron, candy candy, tsubasa, slam dunk vs. vs. öyle çok anime izlemişliğim yok aslında
manga olarak, en son beast master'ı okudum. izlediğim animelerin genelde mangalarını da okuyorum, bazı durumlarda serilerin sonu havada kalabiliyor, tam anlaşılamayabiliyor, en iyisi mangasını da okumak. gerçi mangasından başlayıp, animesine sonradan devam ettiğim seriler de var.
japon ya da kore dizileri hakkında çok bilgim yok, sadece trt1 de yayınlanırken goong'u -tr'daki adıyla düşlerimin prensi- izlemişliğim var. ancak manhwası daha tatminkar, onu söyleyebilirim.
sinema olarak, daha çok koreli yönetmen kim ki duk'un filmlerini takip ediyorum, filmleri hakkında da saatlerce konuşabilirim, ama muhtemelen anlatmayı beceremem, öyle bir dahi adam.
müzik konusunda da, japonların "oha!" eşiğini aştıklarını düşünüyorum: adamlar suzukileri yemiş bitirmiş, bütün çıkarmış tekrar çalıyorlar. zaten anime müzikleri de bu konuda iyi birer kaynak, acayip süper gruplara ulaşma şansım oldu bu şekilde. gerçi dir en grey'in ve x japan'ın gönlümdeki yeri ayrıdır her zaman
anime ile ilgili olarak, cosplay olayını sevsem de, yapabileceğimi sanmıyorum açıkçası. çizim konusunda daha iyiyim sanırım? bilmiyorum.
bu arada matt olmamın sebebi aslen matt bellamy'dir, sonradan kafama dank etti wammy-boy-matty..
bunların yanısıra, genelde fantastik ve bilimkurgu -özellikle de disütopik hikayeler- hoşuma gidiyor, ama klasik edebi eserleri de okurum, özellikle de türk ve avrupalı yazarları- sinema olarak da klasik 50li-60lı yılların hollywood filmleri, dünya sineması -özellikle de kuzey avrupa ve uzakdoğu-, bazı süpersonik gişe hasılat rekorcusu filmler -mesela back to the future, starwars, indiana jones serileri, bilimum süper kahraman filmleri vs.vs.- sevdiklerimden. cncb-e dizilerini ise komple izleyen bir tuhafım bu arada.. aslında düşündüm de, ne bulursam izliyorum ve okuyorum yeri geldiğinde..
müzik olarak da, büyük britanya'dan kim çıksa dinlerim hacı! moz babadan travis'e kadar gideri var. ama genelde amerikalıların müzik olayını iyice ticarete bağladıklarını düşündüğüm için, folk dışında bir şey dinlemiyorum amerikalılardan. belki de ben yanlış düşünüyorum, bilemiyorum. ha, müzik zevkim de iğrençtir, her şeyi dinlerim.
manas destanı gibi yazdım her aklıma geleni, kusura bakmayın.
evet, sade olmuş biraz. şöyle anlatayım o zaman: ailecek anime-severiz, babamla favori yönetmenimiz miyazaki'dir, o derece. sevdiğim animeler olarak da, herkesin sevdiği klasik animeler işte: death note başta olmak üzere, bleach, ergo proxy, elfen lied, dragonball, magic knight rayearth, küçüklükten heidi , miyazaki babanın her türlü gideri var, biraz shoujolardan gidersek vampire knight ve vk guilty, sailormoon, wedding peach, hime-chan no ribon, lovcom.. son zamanlarda toradora ve great teacher onizuka'yı izliyorum. bir de gene eskilerden voltron, candy candy, tsubasa, slam dunk vs. vs. öyle çok anime izlemişliğim yok aslında
manga olarak, en son beast master'ı okudum. izlediğim animelerin genelde mangalarını da okuyorum, bazı durumlarda serilerin sonu havada kalabiliyor, tam anlaşılamayabiliyor, en iyisi mangasını da okumak. gerçi mangasından başlayıp, animesine sonradan devam ettiğim seriler de var.
japon ya da kore dizileri hakkında çok bilgim yok, sadece trt1 de yayınlanırken goong'u -tr'daki adıyla düşlerimin prensi- izlemişliğim var. ancak manhwası daha tatminkar, onu söyleyebilirim.
sinema olarak, daha çok koreli yönetmen kim ki duk'un filmlerini takip ediyorum, filmleri hakkında da saatlerce konuşabilirim, ama muhtemelen anlatmayı beceremem, öyle bir dahi adam.
müzik konusunda da, japonların "oha!" eşiğini aştıklarını düşünüyorum: adamlar suzukileri yemiş bitirmiş, bütün çıkarmış tekrar çalıyorlar. zaten anime müzikleri de bu konuda iyi birer kaynak, acayip süper gruplara ulaşma şansım oldu bu şekilde. gerçi dir en grey'in ve x japan'ın gönlümdeki yeri ayrıdır her zaman
anime ile ilgili olarak, cosplay olayını sevsem de, yapabileceğimi sanmıyorum açıkçası. çizim konusunda daha iyiyim sanırım? bilmiyorum.
bu arada matt olmamın sebebi aslen matt bellamy'dir, sonradan kafama dank etti wammy-boy-matty..
bunların yanısıra, genelde fantastik ve bilimkurgu -özellikle de disütopik hikayeler- hoşuma gidiyor, ama klasik edebi eserleri de okurum, özellikle de türk ve avrupalı yazarları- sinema olarak da klasik 50li-60lı yılların hollywood filmleri, dünya sineması -özellikle de kuzey avrupa ve uzakdoğu-, bazı süpersonik gişe hasılat rekorcusu filmler -mesela back to the future, starwars, indiana jones serileri, bilimum süper kahraman filmleri vs.vs.- sevdiklerimden. cncb-e dizilerini ise komple izleyen bir tuhafım bu arada.. aslında düşündüm de, ne bulursam izliyorum ve okuyorum yeri geldiğinde..
müzik olarak da, büyük britanya'dan kim çıksa dinlerim hacı! moz babadan travis'e kadar gideri var. ama genelde amerikalıların müzik olayını iyice ticarete bağladıklarını düşündüğüm için, folk dışında bir şey dinlemiyorum amerikalılardan. belki de ben yanlış düşünüyorum, bilemiyorum. ha, müzik zevkim de iğrençtir, her şeyi dinlerim.
manas destanı gibi yazdım her aklıma geleni, kusura bakmayın.
06 Arl 2009 13:47
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Hellworld
06 Arl 2009 14:01
1. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 20 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |